HADiİSELER — Bir zanaattir. >adim — E, peki, beni dölvrüur Bakakn, — Efendim, yanımda alellerim vok, Eğer müsaade ve ihsan buyarar sun, eç on akçe Iâtuf buyurulsun.. 'Takım- Padişab irade etmiş: — Verin şut herife beş on kese akçe. Adam saraydan çıkmış, gilmiş. Pa. dişah. bir cün, bet gün, o cün, boyu- ma herifi bekler, dururmuş.. Nihayet, bir gün sabrı tükeamiş.. Yanındakilere: — Yahu, demiş, nerede bu dolandı- | zıcı?, Hanl aletlerini alıp gelecek, bezi İ dervlerin bi | lap Gümüyacağı | müheyet hâkim Poalunso bulunmuya - ail merakir tarafıdır.r M Zekeriya Sertci, halp başlıyalı bir. ay olduğu balde Hitlerin üç defa sulh deşebbüsünde bulunduğunu, şimdi de Sövyetlerle yaptığı. deklârasyona da. yanarak yeni bir teşebbüsle buluna » | gağını söyledikten sonra, bu teklifin | Onasil karşılanacağını — anlamak — için, | Köyün meydanında iki çocuk oynuyordu. Mehmet,. Hüseyin.. yoldan gidilir? Mehmet elini uzattı: — BSağa sap dayı.. — Çok uzun müdür bu yol? — Atını koşturursan bir saatta varırsın! Atlı gülümsedi.. — Beni aldatma sakın! Bü yol “beni başka yere götürürse, lers yü- züne döner, seni bulur, döverimi — gelik çomağı yere fırlattı.. Atlımın .yanma sokuldu: —SON TELGRAF Yolun kenarından bir atlı geçti. | — Çocuklar! Balıkesire hangi | Mehmet hiddetlendi. Elindeki | 1 BİRİNCİTEŞRİN 1920 KARŞISINDA Son Telgrof- Yanındakller cevap vermişler: — KEfendim, dolandırdı ya. — Nasıl olur, canim?, Ben enayimi- yim, hiç ben dolandırlır. mıyim?/ — Etendim delandırdı iyle.. Paranımı aldı ve gilti. Bir daha da zelmiyecek.. Fadişıh, o zaman kafasını vurmuş: — Vay alçak herif vay.. Böyle na- mussarca dolandırmak ha. — Etendim. dolaadırıcılıkta vamus olur mu?. GELİNLER MEKTEBİ ACABA NE ÖGRETİYOR?. Nevyorkta, «gelinler mektebir. isimli bir mektep açılmış. Burada, zenç kız- dara zevcelik, ev işleri, çocuk bakımı öğretiliyormuş! Bugünkü genç ku - darin, ev işine pek hevesi yok!. Mek- tep değil ya, akademi açsanız, yine onları, bu işlere alıştıramazsınız. «Ge- Hinlor mektebir bana öyle gelir ki, da- ha ziyade, süslenmesini, iyi makyaj yapmasını öğreten bir müessese ola- gak. Bizim akşam kız san'at enstitüleri- mizde de öyle değli mit, Ağız tadile yenecek bir kuru fasulye pişirmesini Aöretmiyorlar, moda dersi, alafranga bümem me dersi öğretmeğe kalkışı « Torlar.. ükmellilen sual olunur mut. AYRUFPADA GAZİNO KALDIMI Kİ?. bulünan tlcsret sleşek ömizden gazlnoların. eğiener yörle- Szttim Cini Helelerini sual ctnk. dam zamağı. Çünkü bütün Avrupa, sa gün- | derde Tni harıl ga eğlence yerlerine koşuyor. Bütün yaz, yt gazino, tarife işini | hatledelim diye çırpındık. — Belediye, bu işi yapamadı. AHMED RAUF vazifesi itblarile kendi âleminde — sulh dehine bir müvazene unsuru olacağı kansalindedir.. YAKİT: Asım Üs Moskova anlaşmasından Almanyanın ne gibi faydalar temin e- Güyü (e Aktısadi anlaşınadan başka, Bekeri Biz ittifaka da ihtiyacı vardır. Alman Hariciye Nazırının böyle bir teklifle bulunduğu şüphesizdir. Eğer Böyle bir iltifak yapılamamış ise, bu- mun Almanya tarafından ars edil - mediğine değil, Sovyeller darafından kabul edilmemesine hamletmek lâzım gelir. Almanyanın Sovyetlerle anlaş - ması harbi uzatabileceğine dair İnzil- | dete ve Fransaya kanaat vermek is- temesinden de ileri gelmiştir. YENİ SABAH: Hüseyin Cahit Yalçın — Almanlarla Sevyetlerin yeni anlaşmalar yaparak beyanmameler neşretliklerini söyle - dikten sonra diyor ki: «Dün Atmanya İle Kusya arasında müthiş bir ucurum halinde şiddetli bir düşmanlık varkan, bu düşmanlık orladan kalkıyorsa, bu- günkü destluğun kat'i olacağına nasıl Manılabilir?, Yarın onun tekrar — bir düşmanlığa inkilâp etmiyeceğini temin gesaretini kim kendinde bulabilir'» Ve atını sür! Bir saat sonra Balı- kesire varırsın. Aradan üç-yıl geçmişti. Mehmet, Hüseyinle yaşıtlı. lamışlardı. du: diğini hatırlıyot musun? — Adın ne senin? — Niçin sordun?! inanır.» demişti de. — Ben de Türküm evlât! Hükü- | — metmemurüyüm. Acele bir iş içini * Balıkesire gidiyorum. Yolumu şa- Şırırsam, validen — diye korkuyorum. — Haydi yolun açık olsun, Türk| çocuğu yalan söylemez. Bana inan.,' seyin! Ben, başkasına yalan söy- söylemez, anne!» diye bağırdım. — Anneni aldatmak mı istedin? Fakat o, köyümüzün en kurnaz, en ceza görürüm | akıllı bir kadınıdır. Kolay kolay kanar mı hiç? Üa Yazan : İskender F. SERTELLİ O yıl İkisi de'on yedisini tamam- Mehmet bir gün arkadaşına sor-| — Hüseyin! Bir gün köyün mey-| mâk oynarken, bir| Sakın beni aldatma!» de- Hüseyin yere bakarak düşündü:| | — Evet hatırladım. Ne olacak? O atlı ile üç yıl önce koanuştuğu- Müzu hatırladım. Birdenbire tüy- — Babam bana: <Türk, "Türke | lerim ürperdi. Anneme de, o atlıya, a dediğim gibi: «Türk çocuğu yalan — Ona hakikati söyledim. Hü- POLİS MAHKEMELER On yıllık kapıkomşu 10 yaldanberi birbirelrile kapıkom- şusu oldukları halde bir türlü iyi ge- ginemiyen ve her vakil kavcaya tuta- şan iki kadının muhakemesine dün as- liye birinci cezada bakılmıştır. Biri 40, diğeri 35 yuşlarında ve İo- dülle Canan İsimlerinde bulunan — ba kadınlar Fatihde — Atpazarı clvarında oturmaktadırlar!. Üçer katlı ahşap evlerinin bahçe - deri müşterek bir tahtaperde İle ayrıl- muş ve bu tahtaperde de senelerle kıs- men yıkılmış olduğundan bahçelerden veya pencerelerden — bakıldığı vakit içerileri serbesiçe görülmektedir. Geçen gün Bayan İclâl çamaşır yı- kıyarak bahçesine asmış; fakat biraz Sanra çıkan sert bir rüzeür bu çatma- gırların bazılarımı kaldırdığı gibi ba- yan Canamın bahçesine atınışlır. İşle bu hal ve diğer bahçeye uçan gamaşırlardan bazılarının çiçek sak- sıları üstüne düşüp birkaç küçük fi- dan kırması iki komşu arasında ev- velâ şiddetli bir münakaşaya, bilâhare de onların saçsaça başbaşa gelmeleri- me sebep olmuşlur. Komşusuna naza- ran daha güçlü kuvvetli bir kadın 0- lan Bayan Canan kavga esnasında bir aralık ayağından kalın takunyalarını | da çıkardığı gibi İclâlin kafasını yı maştır. Dünkü muhakemede — suçlü — kadın cürmünü saklamış ve: <— Kendi bahçesi dürürken benim bahçeme de çamaşır asmağa kalkıştı. Ben de mâni elmak istedim. Aramızda kavza çıktı. Fakat ben elimi kaldırıp | '#na fiske bile vurmadım. Kendisi kav- | gadan söara hirsından kafasını taşla- a a ge —.. | TA rardı!.» demi t ADTS ELTRFTKARSI ŞK |et FE vdeği d gaü İ azz İ' YA SA Rk v e e sie İ ması İçin başka bir güne bırakılmış- e | ak İşçi adedi yüzden fuzla olan sanayi mücsseselerinde işçilerin bilgilerini ar- tırmak için kurslar açılmasi hakkın » daki talimatname bugün mer'iyet meve kilne girmiştir. ** Hava tehlikesinden körünmü ici- mandanlığı halkın yapacağı — siperler için bir plân hazırlamıştır. Bu plân pas sif korunma komlayonunda “tetkik e- dilmiştir. * 1 milyon küsür lralik aafalt yol inşaatına nihayet — talipler - çıkmıştır. Bunlar Avrupadan getirtilecek mal - zeme hakkında bazı tekliflerde bulun- muşlardır. * Dugün Silivride hayvan patarı a- çılmıştır. Vali ve Belediye Reisi Lâtfi Kırdar Silivriye gitmiştir. Trakya u- mumi müfettişi General Kâzım Dirik * Üç gündenberi Tekirdağında bu- dunan deniz filomuz Silivriye gelmiş tir. *& Devlet memuru vaziyetinde bu- lunan denizyolları ve limanları kap- | tan ve makinistlerinin istila mecburi- kaptan ve makinistleri cemiyeti fevka- Mde bir heyeti umumiye içtimar ya- Dürak cemiyetin seddine karar ver - mişlerdir. lesetn bile, annemi aldatamam, O- na yalan söylemek aklımdan göç- mez. — Hangi hakikatten bahsedi - yöorsun? Bana da anlat bakalım. Yoksa... Mehmet bir ağacın dibine otur- müştü. Hüseyin ayakla duruyordu. İkisinin de ellerinde birer balta vardı. Odun kesiyorlardı. Mehmet baltayı yere bıraktı: de bu münasebetle Silivriye gelmiştir, | yetinde kalması üzerine Türk ticaret | Yeni stad hazırlığı Gazhane idaresi beledi- yeye arazi vermiyor Dolmabahçede yeni şyehir stadı inga olünurken Gazhane sahasından da bir kısım arazinin alımması ieap elmekte- dir. Halbuki Görhane idaresi bu ara zinin stad sahatına almmasile — kendi Aşinin bozulacağını İleri sürmektledir. Belediyeye bu şekilde bir itirasda bu- lunmuştar, Bu itibarla itiraz tetkik Tunmaktadır. İtirazın mahiyeti me ©- Tursa olsun belediyenin stadı yapmak- taki azmi kat'idir. Gazhane tankı da şimdilik stad dahi- Hinde kalacaktır. Siadın bu kısmı bö- Tünecek ve o Müretle kalacaktır. Yal- mnız tanklar kaldırıldığı takdirde burası (da slada ilâve olunacaktır. ÜNi el Cumhuriyet bayramı hazırlığı Camhuriyet bayramı. hazırlıklarına başlandığını yazmıştık. Halk Partisi İs- fanbul. vilâyet merkezinde bayramda yapılacak şenliklerin organize edil- mesi için bir kemlte teşkil edilmiştir. Bu komlsyon birkaç güne kadar fa- aliyete geçeceklir. SAT Eyüp mezarlıkları tanzim edilecek Ayvansaray ile Eyüp arasındaki sağ- h sollu mezarlıklar belediye tarafın- dan exsli şekllde islah edilmeğe ka- rar verilmiştir. Bu isi deruhde eden belediye mezarlıklar müdürü hare - | kete geçmiştir. ! Merarlıklar iyi bir şekilde lanzim | olunacak, tarihi mezar taşları bulu- hursa müzelere naklolunacaklardır. D Şehir tiyatrosunda telif eser Bekir Üyatrosunda —dün akşamdan ilibaren temsillere başlanmışlır. İlk e- ser olarak dram kısmında Romco - Jül- yel oynanmışlır. Komedi kısmı ise — Galip Arcanın «İki kere iki..» telif eseri ile fik lem- silini vermiştir. Bü sene gerek dram ve gerek ko- medi Kasanları için telif eser pek az verilmiştir. Ezedmle bunlar NL Feri- dunun «<Pembe sokak» ve «Hlndistan ceviri> ile Ahmet Kutsinin «Küreğine | Üpiyesine münhasır kalmış bulunmak- Kalorifer ve odun pahalılığı Bir fikra muharriri arkadaş, kalo- rilorli aparlıman sahiplerinden şikâ- yek ediyor: Ekseri aparlıman sahipleri, kalori- ferleri 15 teşrinisaniden ilibaren y kacaklarını, kontrallarında kiracılara | kabul ettirmişlerdir, diyor. — Halbaki, havalar soğudu. Halka yazık değil mi? İstanbulda kaç kaloriferli apartlıman ve burularda oturan kaç kişi var, se- rarım, sine?, Bu fıkra arkadaşı, beş ön kişli | değü, bütüü bir memleketin kullan - dığı yakacak maddesi olan odüli M atlarının yüksekliğinden bahsetse yı HURHAN CEVAD — Evet. Ben hiç kimseyi sevmi- yorum, İki yıl sonta... İkisi de on dokuz yaşında, kisi de köyün en güzel, en yakı- | gaklı, en cesur delikanlısı. Akşam. Güneş batarken, baltaları omuz- larında dönen iki arkadaş, sırtı e- dun yüklü bir eşeği çekerek, ça- murdan yapılmış iki küçük evin ö- nünde durdular, Evleri yanyana idi. Bir kapıdan, orta yaşlı bir kâ- dın seslendi: — Mehmet... Bugün neden geç kaldınız? Güneş batıyor bak. Göz- lerim yollarda, sizi bekliyordum. — Bu gabah annem yine ondan bahsediyordu; — «Bana doğrusunu söyle, Mehmet! Sen Ayşeyi sevi- yor musun?» diyordu. — Sean ne dedin? — Sevmiyerum dedim. — Yalan söylemişsin işte! An - neni aklatmak istemişsin! Mehmet hiddetle yerinden fır « ladı: Hayır, Ben annemi hiçbir za- man aldatmadım, Hüseyin! Ben ona hakikati söyledim. — Demek ki Ayşeyi sevmiyor « sun, öyle mi? Mehmet cevap verdi: — Yolda eğlendik biraz, anacı- am! Asmalı köyünden geçen yol- cuları seyrettik. — Şimdiy ekadar böyle geç kab Atamıştınız. Çok merak ettim, o- | ranmakla beraber valilerin tasar- | hirini; bütçe tatbikatına dikkat o- | (Asker ailelerine ait topraklar k Polonya harbinden alınan dersler Polonya barbi askeri müşahil — ve mütehassıslar için. Iyi bir tecrübe tah- 'tası oldu. Göçen gün, bazi yabancı ga- zeteler de yazmışlardı. Polonya harbi, harp tecrübesi ve yeni silâhların kul- Janılış tarzı ve tesirleri hakkında, İs- panya hârbinden daha faydalı olmuş. Halbuki, zavallı İspanyollar üç yal | çarpışmışlardı. Üç yılda, baynelmilel askeri müşahedelere, bir ay sürmiyen | Polonya harbi kadar tam ve etraflı | bir fikir verememişler.. Polonya harbinde, bir kere daha an- daşılan noktanın şu olduğu tebarlir et- tiriliyı Bugünün harplerinde hava hakimi- yeti mühimdir. Ordular Yayyare silâ- hana fazla ehemmiyet ve yer verme- lidirler, Mava kuvvetleri — düşmanın bede harp eden kıt'aları, hareket ede- merz bir hale sokabiliyor. Faik hava kuvvetlerinin Kati netlce alınması ü- zerinde büyük rolü vardır. Halbuki, daha düne kadar, tayyare- nin o kadar fazla bir rel ifa edemiye- ceği, nitekim bunun, son İspanya har- Binde, bir kere daha görülmüş olduğu üeri sürülüyordu. Polanya macerası, bu fikri değiş- tirdl. Polonyada karp patlamadan ev- vel, bazı Avrupa askerleri, Lehlilerin €n az beş altı ay mükavemel edebile- ceğini iddia ediyorlardı. Malbuki; sa- | wallı Polonya, bir ay bile dayanamadı. | Hakikaten, cengâver bir orduya ma- | lik bulunan Polonyanın bir aya kalma- | dan temizlenmesi bir sırdır. Harp ta- | Fihleri bu esrarı, belki de, ebediyete | kadar çözemiyeceklerdir. REŞAD FEYZİ Hasusi idare bütçelerinde tasarruf Son aylar içinde muhtelif vili yetlerden Dahiliye Vekâletine y: pılan müracaatlarda, mali vaziye- darlığı münasebetile; hususi i- dare bütçelerinin tatbikatında zor- lük bulunduğu ve tetbir alınması istenmiştir. | Dahiliye Vekâleti; bilhassa mup allim maaşlarının aksamasına ve- sile veren bu vaziyete bir çare a- rufa azami derecede riayet etme- lerini, âcil olmuyan masrafların te- retlere bildirmiştir. Ki Hükümet ziraatin teksifi ve faz-| lalaştırılmas: için bundan bir müd- det evvel vilâyeto ve belediyeye ir tamim yapmıştı. Vilâyet ziraat müdürlüğü bu tamimi nazarı iti- | bare alarak fanilyete geçmiş bu- kanmaktadır. Ziraatin faz'alaştırılması ve bu hususta köylüye yapılacak yar - dım hakkında etütler icra olun - maktadır. Ziraat müdürlüğü bil - bassa asker ailelerine alt toprak- ların müdürlük vesaitile ve para- | sız olarak sürdürülmesi ve taohum ekilmesi için tedbirler almaktadır. Yakııda ve mevsimin sonunda bu işe derhal başlanacaktır. — ladı. — Hakkınız var. — Köyümüzde çoktanberi düğün dernek almadı. Halıcıların oğlundan sonra - ara- dan iki yıl geçti - kulağımız davul vesi duymadı. Hele biraz daha sab-| redin. Siz de yetiştiniz artık. İki- niz de ardı sıra evleneceksiniz! O zaman bol bol eğlenirsiniz. Eşeği yıktılar. Yükü ikiye böl- Yarısını Hüseyin taşıdı, Yarısını da Mehmet. Hava kararmıştı. Mehmet arkadaşını — selâmladı. Evden içeriye girdi. | Ana oğul konuşuyorlar: | — Bugün tarlaya kim geldi, bil | bakayım? Ne bileyim, anno! Vergi ara- mağa maı geldiler? — Yok canım. Bu yıl vergimizi verdik. Devlete hamdolsun bor - cumuz yok. — Kasabadan bir dostumuz gel-| miş olsa gerek.. ğul. Bir daha sakın gözlerimi yol- larda bırakma! Hüseyin atıldı: — Düğün alayı geçiyordu, tey- | yıldızlar gibi ışıldadı: zeciğim! Eşeği bir ağaca bağla - dık. Alayı seyre daldık. Yolda yün delikanlıları yarış yaptılar. Al koşturdular. Mehmedin annesi gülmeğe baş- — Hayır, Bilemedin! Ayşe geldi annesile. Mehmedin gözleri, yeni doğan — Ne dedin, anne.. Ayşe mi gel- di? — Evet, Onları bağa götürdüm.. Üzüm topladık. Evvelce verilen karar- dan vazgeçilmiş değildir (Devamı var) Umumi mağaza | Bazı gazeteler şehrimizde ve di- ğer bazı şehirlerde «umumi ma- Bazalare açılması hakkındaki ka- | rardan vaz geçild'ğini yazmışlar: | dı. Halbuki bu husustaki faaliyet | çok ilerlerniş ve evvelki gün İz « Mirde bir «umumi mağaza» aç Taştır. Yakında şehrimizde de bir umum! mağaza açılacaktır. Bu depolara serbest depo sure- tile her türlü ticari ve ziraf emtia ve mahsulât alınarak mukabilinde makbuz senetleri verilecektir. — | Bu makbuz senetleri mukabilin-. de halkımız ve tücesrlarımız millt| bankalarımızdan ihtiyaçları nis - | betinde kredi alabileceklerdir. — | Devlet resim ve heykel sergisi Ayın 30 unda Ankarada büyük Bir «devlet vesim ve heykel ser- Bisie açılması kararlaştırılmışlır. Bu sergiye şehrimizden ve diğer rhuluden birçok ressamlar ve teykeltıraşlar eser gönderecek - lerdir. Eserler ayın 15 ine kadar kabul olunacaktır. İ Bünları Maarif Vekâleti parasız olarak götürüp getirecektir. ö Pangaltı pazarı | Bir müddet evvel başka yere | naklolunan Pangaltı pazarı görü- len lüzum üzerine tekrar Pan - galtıya naklolunacaktır. Buna se- bep Pangaltı halkını zaklığından şikâyetidir. o pazarın u- Otobüs şartnamesi İstanbul şehir servisinde çalıştırıla- cak otobüsler için evvelbe hasırlanan | garinamecin tadil olunmasına Tüzüm görülmüşlür. Bu tadilâttar maksat bi- daraf ve küçük devletlerin münakasa- ya işlirakini lemin elmeklir. Alma - | cak olebüsler şimdilik (0 tanedir. Ted- | Ticen ve yeniden alınacak kısımlarile | arabalar 200 € iblâğ olunacaktır. | Olobüsler dizel motörlerile ve ma- zolla müteharrik olacaklardır. — Yeni arabalar mayısa kadar geleceklir. —e Gizli fuhuşla mücadele Gizli fahuşla yapılan mücadelelere büyük bir bız. verilmiştir. - Emnlyet müdürlüğü bu işle kullandığı kadın si- vil memurlarını çoğaltmıştır. Bilhasıa Beyoğlunda bazi mütena- #İp vücutlü küçük yaşlı kızları başlan çıkaran kadınlar şiddetle takip olun. maktadırlar. | Evvelki gün bunlardan ikisi suç üs- tünde yakalanmışlardır. Sişiğrlie Şehir hastahanesi Mecidiye köyünde inşa edilecek has- tanenin pllnları Nafta, Sıhhiye ve Da- hiliye Vekâletleri tarafından tetkik o- Tunmaktadır. Mimar Valter şehrimize davet edilecektir. Mastanenin inşaatına aİt işleri taktp etmek üzere Heyoğlu erkek haslanesi başhekimi doktor Fikret, dün Ankara- ya gilmiştir. | adımı verdikleri bir | tahmil eti B TİKA Britan yıhııpar_atıtfuğu ve harp Yazan: Ahmed Şükrü ESMER Kısaca İngilie Britanya — İmçeraf a barb başlamadan ev Bir Alman diyordu ki: «— Bıltanya iatperaku ? ge başla bir devler iscak olur olkaz * Harbe- gizdlikle: Trep dağınıklir ki tahrik edilebi tecavlzün İmparatorluğu teşkil eden her uzvunda akis uyandıracak kadar Büyük olması Jâzumdır.> Almanya, Avrupadaki tecavüz po- Dtikasımı tedvir etmeğe — başlarken galiba biraz da buna güvenmişti. Fil- bakika Almanyanın silâhlanması İn- gilterede bile menfi bir akls uyandır- madı. Almanyanın Ren nehri boyla- vinr askerleştirmesi - bazı tenkitleri davet etti. Fakat bunlara kimse e- hemmiyet vermedi. Avusturya vüzü, Südet taarruzu, Çekoslovakya- nin taksimi derken, Alman tecavliz politikasının uyanı akisler im- paratorluğun | her tarafına yayıldı | Bununla beraber, Londra hükümeti farafından harb ilâm edilinceye ka- dar Alman tecavüz politikasının paratorlak efkâri umumiyesinde u- yandırdığı akislerin derinliği anlaşıla- Tanmıştı. Britanya imparatorluğu bir let değil, İngilizlerin Commonwe müstakil devlet- ler macmuasıdır. Binsenaleyh harb ve Sülh bahsinde imparatorluğu teş- kil eden devletler, kendi mukadde- | ratlarma hükimdirler. İsterlerse, una vatan gibi barbe işlirak ederler. İa- terlerse, bitaraf kal İmparato luğu teşkil eden muhtelif uzuvlar a- rasında İngiltereyi müstakll devl dere bağlıyan iti muahedelerinin 1 mecburiyetlet' bile yok- tur. Meselâ şu ve bu vaziyelte Fran- | sa İngiltereye askeri yardımda hu- h ıya mecburdür. İrak'ı ve Misir'i ereye beğlıyan taahhütler bun- lardan da daha sıkıdır. Diğer tarat- tan Kanada İngiltere ile harbe girme- ecbur değildir. 1914 harbi çıktığı zaman domin yonlarle ana vatan arasındaki müna- sebetler bu şekilde değildi. Müsteme leke vaziyetinde idare edilen hor do- miniyon, İngilterenin harbe girme- giyle muharip — vaziyetine — geçmişti. Harpten sonra Westminster — kanu- niyle, Landra parlâmentosunun sa- Tâhiyeti dominyanlar üzerinden kal- dırilmiştir. - Binzenaleyh bugün im- paratorluğu bir arada tutan sembolik bağ; kraldan ibarettir. Kenl da İngil- tere'de muharip, Kanada bitaraf o- Tabilir Fakat esasen bitaraf kalması beklenilen Irlanda devletinden haşka diğer dominiyonlar, ana vatanla be- raber harbe iştirak elmişlerdir. Yal- Tüz cenubi Afrika dominiyonu halif bir tereddüt geçirmiştir. Harb çıktığı srada Başvekii bulunan Herzog nubi Afrikanın bitaraf kalmasını il- tizam etmişse de, iktidardan çekil- meya mecbur kaknış ve yerine har- be işlirak etmejğe taraftar olan Smuts geçecek derhal Almanyaya karşı harb dân edilmiştir. Bugün ana vatanla beraber Britanyo imparatorluğunun bütün — dominiyonları Almanya ile harb halindedirler. Britanya imparatorluğu bu. vesile ile muhtelif uzuvlarını bir araya bağ- hyan rabıtaların sağlamlığı hakkıtda da bir imtihan Hgeçirmiş oluyor. l_ Avrupa harbinin yeni meseleleri Taarruz değil, Almanya ile Ruxya arasında hir an- laşına daha olduğunu biliyorsunuz. Bu- nun akisleri duyulmağa başladı. Şim- diye kadar Avrapa matbualında belli başlı mezman bir aydanberi devam e- den Barp oldağunu söylemeke lürum yok. Meselâ Üngiliz - Alman rakebati yeni | değil, Buna göre daha başka mukayese- | ler de yapılabilir. Fakat bucün Alman- ya ile İngiltere arasaında harp varken ehemmiyetle mazarı dikkati celbeden mesele yine İngiliz donanmasının rolü ne olacağı sualidir. Londranın pazar günleri cıkan gü- zetelerinde şayanı dikkat yazılara, İn- giliz siyadi mehafilinin fikirlerini ei- rafile gösteren mündericata rasgelinir, Meselâ geçen pazar günkü Sandey 'Taymis gazelexinin de bu harpte İn- gilterenin, Fransanın ne yapmaları lâ- mım çeldiğine dair yürüttüğü mülalea da böylece dikkati celbediyor. Bunu hulâsa elmek lüzım gelirse şöyle de- mek kabil olacak: Ç Almanya harbi çabuk bitirmek isti. yer, Müdafaa vaziyelinde bekliyerek Framsız ve İngiliz kuvvellerinin ken- disine taarrur etmesini mavafık bulu- yor. Malbuki İngiltere ile Frama için çabuk bir safer elde etmek ne kadar iri gürünürse görünsün bu doğra el- muyacak birşeydir. Onun için İngiliz ve Pransz kuv - | beklemek !.. rına yarı yarıya imanmuşlardır. Şu hal- de beklemeli, İngilir gazelesi diğer la- Taflan Almanyada dahili — bir inGlâl Çıkması için de Alman askerinin boz- guna uğraması lâzım geldiği fikcin » dedir. Sandey Tayınls İngilterenin kat'l za- feri elde etmesi için denizlerde (am bir hakimiyete malik olması clzem bu- Tundağunu söyliyerek Alman tahtetha- hirlerine sözü geliriyor. İngilir donan- masının bunları orladan kaldıracağına emin olmakla beraber Londralı çazele şuna varıyor: Alman tahtelbahirleri bu sefer ze- | befer ayni hatayı tekrar etmiyecek - derdir, Sanra İsvlereli muhabirlerin Alman- yadan alarak verdikleri şu malümat da varı Almanyada halkın haftalık yiyoceği gıdalar şöyle tesbil edilmiş: Ekmek, 7 kilo 400 genin. Et 500 gram. Tereya- ka 80 gram, Margarin ve sair yağlar | da 120 gram. 65 gram domuzyağı. 625 gram peynir, 100 gram reçel, 250 geam gilen ve yenen nebatatın yerine bun- dan sonra buğday ile patates yelişti- karar vermişlerdir. ALİ SUNMAN RöRüÜyY gö ü y aa a E N ,