30 Eylül 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

30 Eylül 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜŞENİN DOSTU OLMAZ, DERLER YA | OBi Hiralık tütün satılmaş. Üç ay evvel VLENECEK. KIZIN — gölürüyorlarınış.. Kızın bal “TIRAŞ BICAKLARINA DA İ İMTİKAR SİRAYET KTMIŞ — korunma kanun lâyihasından bah- — de ve yerinde buluyor. Bizim gibi CUMHURİYET: Bir gazete soruyor: — Polonyaya sallığımız. tülünlerin parasını kimden alacağız?. Üç ay kadar eyvel Polanyaya 250 Polonya devleti vardı. Buzün yok.. Zavallı Polonya, ortadan kalktı, kimse onun halini düşünmüyor.. Herkes ken- lerinin hal şeklinden doğursa, gimdi , Polonya e vaziyette. Düşenin dot- ku olmazmış!. Bir doktor, yazdığı sıhhi bentte, ev- Tenevek kızların ne gibi derdi alabile- ceğini anlatıyor. vlenecek kızın derdi büyüktür. Fakal, kâlir, heyecanlı ve fatlı deritir. Vaktile, bir köyden bir köye gelin bakmış Ki, taze gelin, hüngür hüngür, hıçkıra | kuçkıra ağlıyor. Babalık bu, kolay mı? Dayanamamış: — Kızım, demiş, çok içleniyorsun.. Nim. Bunun sönunda ölüm yok ya. Kız cevap vermiş: — Zarar yek, hem ağlarım, bem gi- derim babacığım.. çL Seraralarandan Samli aei ada | — O â — —--—— İKDAM: ı Velid, — iktisadi Ebuzziyazade Bederek, bu kanunu tam vaktin - Balkanlı olan Romanya, Yunanis- tan, Bulgaristan daha ilk günden harekete geçmişler, istihlâki tah- | dld, istihsali tezyid çarelerine baş | vurmuşlardır. Hükümetin çıka - racağı yeni kanunla bu güzel va- fanın ve onun güzel yürekli civan-, merd evlâdının selâmetini temin için fazilet ve feragatle çalıştığına şüphe etmiyoruz. YAKİT; Asım Us harb karşısında iktisa- di devletin ne mühim bir vazife başında bulunduğunu izah ediyor. | Müli iktisadiyatı koruma kanlı- nunun hedefi de devlet için her- hangi bir şekilde kazanç temin et- mek değildir. Bilâkia devlet bel- ki zarar edecektir. Bu zararla devlet hesabına fevkalâde masraf kaydedilecektir. Yeter ki mem- lekette mevcud iktisadi — istihsal cihazlarını muhafaza edelim. Hak mı küvvete, kuvvet mi hak» ka takaddüm edecek? Yunus Na- di bu suali soruyor. Küvvetin hak- | «Aziz. şoföre Fernak'ın adresini) Arkadan ve uzaklardan polis o- jmobillerinin düdükleri işitili - ayordu ki... Fakat bu işten de v)ll şey anlamamıştı: — Bü nasıl şey yahu? diyordu. heriti evvelâ müşkülâtsız otomo- — Sen yoluna bak! dedi. in derece sakindi. Yarım açık ağ- — gülümsemeğe çalışıyordu. — — Templar... dedi, seni artık... h omm müddet... rahatsız et- a :f— Hıyd— haydi, öyle şey söyle- Blr iki güne kadar bir şeyci- n Yqıı Templâr kadının fena ye- rinden vurulmuş olduğunu anla - y _— başını salladı, saçları canlı canlı dalgalandı. ..mç fenalık duymuyorum, HADlSELER KARŞISINDA TEMSİLLERE BAŞLIYOR. YERLERİ YAPTIRILACAK | hsnl.:â KMSIİN'?ı_T Dka takaddüim etmesine TAN: <XEYİ sanzamt: Son Telgrof- Taş bıçaklarına kadar sirayeti garip bir. gev. Eğer, bütün tıraş bıçaklarında ih- Sakal koyuvermek de, bir nevi haslet- dir, Kimbilir, belki de, sözümüzü din- detlirebiliriz, ümidine kapılırır. Ümit dünyası bul, ŞEHİR TİYATROSU Şehir tiyatrosu yeni lemsil mevsimini açıyor. Gazetelerde çıkan ilânları gör- düm; komedi kısmında ük oynanacak eserin adı: «İki kere ikle peki amma, bu gümlenin sonu vardır: Âki kere iki dörü eder, derler.. Acaba, şehir tiyatresu da Hasabi mi yaşırdı?. Dünyada, şu günler- de, yolanu, hesabını, kitabını şaşırmı- yan İnsan parmakla gösleriliyor. TRAMVAY BEKLEME Tramvay bekleme yerlerinde, üstü kapalı, yağmurdan, soğuktan muha - | fazalı mevkiler inşa olunacakmış. Ne âlâ memleket'. Bir de, şa İstanbulu be- genmeyiz. — Yakmız, Üsküdar tramvay- darı idaresi de bu kabil bekleme yeri yaptıracaksa, beklenen dakikaların - zunluğu ile mütanesip, birer iskemle ve koltuk da tedarik etmelidir. Hattâ, | © tarafla, bekleme yerlerinde birer de | kahve ocağı tesi edilse makbule gecer. | AHMED MUI' imkân yoktur. Milletlerin hayat hakları- ni pervasız. çiğnemek istiyecek herhangi kör kuvvet elbette akı- bet yıkılacaktır. İnsanlığın bütün | hayatına taallük eden bugünkü | müdafaa vaziyeti hudutsuz ve ci- | hanşümul olacaktır. Hakkın geli- # güzel yürüyen kör kuvveti yen- | mesine kadar. M. Zekeriya Sertel soruyor: Sovyet Rusya Baltık devletlerin- den ne istiyor?. Sovyetler Al - manyanın bugünkü nazik vaziye- tinden istifade ederek, memleket- lerini Avrupa yangınına maruz bulunduran bu pencereyi kapa - mak arzusundadırlar. Bu küçük devletler müstakil kaldıkça, Sov- yet Rusya kendisini emniyette Bgöremiyeceği için Baltık devlet- lerini kendi nüfuzu altına alacak- tır. Hüseyin Cahit Yalçın Mussoli- ni'nin harbi yatıştırmak — is: nutkundan bahsediyor. Diyor ki: «Harbin zorluğu, zaferin meşkü- kiyeti gibi mülâhazalar bizim fik- Timizce İngiliz ve Fransızları sulh | gelik çamak değneği ile Şükrünün gö- İPorts MAHKEMELER Böyle Olur mu? Asliye ikinci ceza — mahkemesinde dün bir egöz sakatlama» davasına ba- Kılmışlır. Hâdisenin suçlusu ve davacısı da iki gocuktur. İddiaya göre de vak'a çöyle olmuştur. Bunlardan Mazlâm isminde ve he- müz 11 yaşında bulunan suçlu, davacı JA yaşında Şükrü ve bazı arkadaşları Yeşilköydeki evleri civarında çelik ço- mak oynarlarken aralarında — kavga çıkmıştır. Kavrada Mazlüm bir tarafa, Şükrü * bir yana ayrılmışlar, ikisine de ayrı ayrı arkadaşları iltihak edince altalta üstüsle bir müddet dövüşmünlerdir. Bu aralık Mazlüm elindeki kocaman züne ve suralına vurmuş; fakat dar- beler çok şiddetli bulunduğundan gö- zünün kısmen sakallanmasını macip olmuştur. | Davacının babası dün mübakemede müteemir bir tavırla kâdleyi yuka- mdaki şeklls anlatmış ve: | «— Basli bir çocuk orununun böyle buin bir suretle bitmesi çok çayanı te- essüftür. Gerçi işte bir kasıt yoktur. Fakat çocuğum için ben yüzlerce lira zarfettim. Suçlunun babasından — bu Suçlu Mazlüm ise hüdisenin kaza olduğunu ve kayga esnasında vu- kua gelmeyip oyunda cereyan etliğini iddla etmiştir. Mühakeme neticede hepsi çocuk 0- | fan altı sahidin dinlenmesi için başka | bir güne burakılmıştır. Ixüçm: u.uıı.ı:ı.sııı v Bi Müdafaa Vekületi Vekâlet | Müsteşarı General Nazmi Solok kendi | isteği üzerine tekaüde — sevkedilimiş, Vekâlet Müsteşarlığına Harita Genel | Diroktörü General Sedad Doğruer ta- iyin edilmiştir. * Devlet Demiryolları idaresi Er- zurum hatlına yataklı ve yemekli va- Ronlar da ilâve edocektir. İ * 2 teşrinievvelden ilbaren tatbik , #öllecek olan yeni hava solerleri tari- | fesine göre, her gün bava postaları 9,30| da kalkarak 11,80 da Ankaraya vara- cak, 14 de Ankaradan hareketle 16 da İstanbula dönmüş olacaktır. Saat 9 da Adanadan kalkan tayyare 11410 da Ankarada İstanbul postasile karşılaşacak ve İstanbuldan 8,20 de | Kalkan tayyare 11,10 de İzmire gide- ceklir. İzmirden de İstanbula tayyare- ler 14,05 te hareket edecektir. 4 Adısterdam gazetelerine göre, Al- man Propaganda Nazırı Döktor. Göb- belt azil ve tevkif edilmiştir. * Bir Alman iktısat heyeti Peşteye gelmiştir. İ teşkil edemezler. Fransız. ve İn - giliz hükümetleri bu işe girerken, bunları düşünmiyecek kadar mu- bakemesiz olamazlar, Sulhu an - cak ve ancak. Almanların kabule hazır oldukları şartların mahiye: ti temin ve iade edebilir. Sulh çok iyi, buna herkes hazır. Fakat ne | yapmağa sevkedecek - bir sebep kadar korkusuz yaşamıştı. Yap tığı işlerde ne merhamet ne neda-, met duymuştu. Mazi ve istikbal | artık onun için hiçti. | Derin bir nefes aldı. l — Aftet, dedi, zâten bu işin ba- şıma geleceğini biliyordum. «Aziz» ne söyliyeceğini bilemi - yordu. Genç kadın gözlerini deli- kanlıya çevirdi, herzamanki tetli sesile, yavaşça: — Templar... Öp beni! dedi. Templar kadını dudaklarından Öptü. | » Fay Edvars nekadar kendisine , benziyordu. de hayata | ve ölüme karşı ayni pervasızlık | wardı. Templar, hiç de üzerine düş-| mediği halde, cesareti, iradesi ve zekâsile bu kadının bir anda kal- binikazanmıştı ve bu kadın iki de- fa omııı hayatını kurtarmıştı. Fay Edvars, sanki — hafızasına 'l'emphvın çehresinin bütün hat- larını nakşedecekmiş — gibi derin derin bıkıyordı. Sıııuı di Koyu gözlerinde bir ıit Yündı.| Konuşabilmek için kendisini zor- GANGSTERLER CELLÂDI | köşesini döndü. Büyük şehrin gü- şartlarla sulh? | ZABITA - ROMANI Tülüsü muazzam bir nabız gibi a- tıyordu. Birdenbire yerde yatan Valkros! kımıldadı ve Tempların dizini tut-) tu. Yüzü müthiş bir korku için- de olduğunu ifade ediyordu. Va- kros kesik kesik konuşmağa baş- ladı: — Templar,.. Benim için bir şey- ler yap... Boni kurtar... Ben öl - mek istemiyorum. Ben' size çok iyilik ettim. Ben size bu bir mil- yyon doları verecektim... Daha he isterseniz yaparım... Fakat ölmek istemiyorum. Ne olur, - beni bir doktora götür... Param Ne isterseniz. hepsini yapacağım. Templar yavaş, fakat müthiş bir. sesle: — Yetişir, dedi, sus! — Milyonlarca dalar... — Templar, şiddetli br yum - Tukla Valkros'un ağzını kapattı. — Dünyanın bütün parasını ge- tirsen, yaptığın işi ödiyemezsin, dedi. Valkrosr inliyordu: — Ne istersen, ne isfersen, hep- sini vereceğim. Fakat Valkros'un Tmplar'ın o anda kaplan kı ce,sesini kesti. mavi ki müthiş bakışları gör-| kesilen halini görün-| |Pazargünü , eczaneler Yeni emir mucibince her pazar açık bulunacak Bir müddettenberi şehrimizdeki eczaneler pazar günleri hafta tili yapmakta ve her semtte ni bir eczane nöbetçi kalmak - tadır. Halbuki son harp vaziyeti do - Jayısile bazı Avrupa ilâçları her eczanede bulunmadığından bu u- sul mahzurlu görülmüştür. Bu se- beple eczacılar cemiyetine yapı - lan bir tebliğatla tekmil eczane - lerin pazar günleri de açık bulun- maları tebliğ olunmuştur. P ğ OĞ ei Memnu mıntakalarda istim- lâk edilecek yerler İüli Müdofaa Vekâletinden vi- | de; muhte- lâyete gelen bir © lif ri icâbeden arazinin mu- lelerinin derhal ikmal oluna- rine bedelleri veri- n ve) tapı muamele vvel tesçü lüzumu vilâyet ve Belediye- lerden istenmektedir. ride hayvan sergisi Vilâyet ve belediye tarafından bu sene açılacak olan hayvan ser- gilerinin sonuncusu, yarınki pazar günü Silivride açılacaktır. Resmi bizzat Vali ve Belediye reisi Lütfi Kırdar tarafından yapıla - caktir. | Davetliler ve gazeteciler yarın sabah saat dokuzda hususi otomo- | billerle Silivriye hareket edecek- | lerdir. Rezmi küşattan sonra bir ziyafet verilecekti: Trakya umum müfettişi Generali Kâzım Dirik te resmi küşatta biz- zat hazıt bulunacak! ÇUA Belediye kontrat bastırıyor İzmir belediyesi gibi İstanbul beldiyesi de yeni kunturat ve ilân pulları bastıracaktır. Bu karar Da-| hiliye Vekâletine bildirilmektedir.| Şehrin İlk Vasfı İstanbul şekir midir, kasaba mıdır, Binaenaleyh, burasını, kasabalıklan çıkarımak, köy olmuktan kurtarmak lâ- zamdır. Şehrin birinci vasfı, temizlik- tir. Kışın çamur, yazın tor. bücamu gehirlerde görülemez. İstanbul lozdan ve çamurdan kartulduğu gün yehir o- Tacaktır. Mevsimin ilk yağmurları, bise bu salırları yazdırdı. Bu tedaiyi yaptırdı. RURHAN CEVAD | ını istiyorum, anladım mı? Canını! Sen yaptığını canınla bile| ödeyemezsiz Vaşington park.na gelmişlerdi. Templar otomobilin hangi istika- metleri takip ettiğinin farkına var- mamıştı. Artık polis otmobillerinin düdükleri işitmiyordu. | Nihayet otomobil durdu. | Tam o sırada Fernak kapının ö- | nünde göründü, Templar indi, kal- dırımı geçerek sedef kabzalı ta - | bancayı yavaşça cebinden çıkardı, bir kılınç teslim eder gibi Fernak'a! verdi: — Sözümü tuttum, dedi, büyük patron otomobilde! Müfettiş otomobilin kapısını aç-| d, içeriye baktı. Valkros'u yaka sından tutarak kaldırdı. Sonra 0- | tomobilir içide bir başkasının da- | ha bulunduğunu görünce durak- | ladı: Başını arkaya çevirerek: — Bu kim? Diye soracak oldu. Fakat kimseyi göremedi. Templar ortadan kaybolmuştu. * Londrada Taymis mehri kıyıla- rında bir lokanta! Ortalık yavaş yavaş kararıyor. Ay ışığı Taymis sularında gümüşi hareler yapıyor.| Tmplar, bir masaya oturmuş, si- garası ağzında, dalgın dalgın dü- şünüyor. Amerikayı düşünüyor. Neyyorkun büyük gürültüsü ku - laklarında uğulduyor. Sonra bir- denbirö bir sima gözlerinin önün- de canlanıyor: Fay Edvars. | teksip edegeldikleri bu mevmuat, haki- İçtimat Nizamda Aydınlık İhtiyacı Son yıllarda, yeryüzünde, en çok değişen şey, belki de Avrupa harita- sıdır. Fakat, bu değişmenin yanıba- gmda, büyük İnkılâplara uğrıyan bir zaha daha varsa, o da, siyaset denen içtimal mevzu, devletler hukuku de- men ilimdir. Devletler hukukunun bügüne kadar muayyen nazariyeleri, kaldeleri, hü - kümleri vardı. Devletler arasında ya- pılan kara ve deniz ticareti münase- betleri, bir takım şartlarla tanzim e- dülmişti, Fakat, Gon yıllarda — görüyoruz ki, hüdiseler, vak'alar, mühim birer ilim olarak bütün elddiyetle, vakarile eku- tulan bu içlimai mevzuları, baştan ba- ga yıkmış, kökünden sarsmışlır. Arlık, kalın ölltlerin içindeki derletler bi kuku. politika bahisleri, ismi var, cls- mi yok, birer hazin hatıra mahiyetiy- dedir. TTatbikatla asla yeri olmiyan, kitabın dediğini, hâdiselerin her gün talen, ne zavallı ve ne gülünç mevkle düşmüştür. Yirminci —asır medeniyeti, —bülün müsbet itimlerde, yeni buluşları, zö- rüşleri ve icatları ile kuyvetli hamle- ler yaparken, insanlığı, içtimal iltmle- rin inkılâbından mahrum — birakmak benziyor. içindir ki, hak, letler arası münasebetlerindeki hüküm | ve kaldeleri de, bu arada altüst etmiş- tir. Yalaız, bu altüst oluş, müsbet i- Hmlerin yeni kaymetleri yanında, bine inmiş birer müum kadar sönük ve şülesir kaltyor. Dürtva, bu içtimai nizamazlık ve İnkürclikla, elbetleki, ardınlığa doğru gitmiyecekti. REŞAD FEYZİ | Yeni mekteplerin tahsisdtı İstanbul belediyesi mektep in - | | gası için ayırdığı 600 bin lira tah- sisatlından 100 bin lirası inşası için münakale suretile a- yırmıştı. Belediye ilk fırsatta bu 600 bin lirayı eski haddine iblâğ | edecektir. Bu sene bakaya vergi- | lerden yapılan *ahsilât fazlası mek- tep inşasına tahsis edilecektir. — | e | Çöpçülere muşamba İ Yağmur mevsimi başladığı için ; İstanbul belediyesi dün çöpçülere ) derhal muşamba tevziini emret - | miştir. Diğer taraftan tramvay vatman ve biletçilerine de biran | evvel kışlık elbiseler tevzli için | harekete geçilmişiir. İTramvay:direklerinde saknlar| hazırlığı Bu defa Ankarayı hiç | görmemiş izciler gönderilecek Cumhuriyet bayramı münasebe- tilç şehrimizden Ankaraya gidı cek olan izcilerin talimlerine ay itibaren — başlanması ve ün her dersten sonra birer satt talim gösterilmesi dün Maarif Ve- kâletinden bildirilmiştir. Bu izciler, şimdiye kadar An- karayı görmemiş olan talebelerden seçilecektir. Her vilâyetten gele - cek izciler 23 tşrinievvel pazartesi) günü Ankarada bulunacaklar, ge- Tek şehrimizden ve gerek diğer şe-| hirlerden kız izci gönderilmiye - Yalnız Ankara izcileri Tet irak edecektir. ralarile gelecekler, ya rada - yiyecekleri ve yatacakları in olunacaktı Beleldiyenin tram eüdde - lerinde bulunan elektrik direkle- | Bunlar. kışm da yeşilliğini muha- | faza eden ve az suya lüzum gös - teren çiçeklerden olacak ve İşe yakında Beyoğlundan başlana - caktır. Bu çiçekler tramvay di - reklerinde bir adam — boyundan fazla irtifada yapılacak saksılara konulacaklır. İagiltere mal alıyor Üngilir resmi makamlarından — dün anuhleli iptidai maddeler almak üzere alakadarlara müracastlar olmuş. fiat- dar sorulmuştur. Yakında İngilterenin memleketimlzden — mühim — miktarda muhtelif mal almafa başlıyacağı haber verilmektedir. Bu haber piyasada bü- şük bir memnuniyet uyandırmıştır. İn- Bilizlerin bu hareketi Almanlarla ya- pılmasına başlanan Ücaret mürzakere- kerinin bir tesiri addedilmektedir. Almanlarla yapılan ücarek müza - kereleri müsbet bir şekilde neticelen- mek üzeredir. Valnız anlaşına bir ve- ya iki ay gibi kısa bir aaman için ola- sak, müddetin hilamında tekrar vazi- yetin icabına göre yeni anlaşmalar ya- pılacaklır. * Bügünkü vaziyet dolüyisile ya- bancı memleketlere yapılacak posta ile havale işinin şimdilik tehiri, beynel- milel mukavelelere dahil devletlerce talep edilmiş ve bu talep dünya iş- lerinin normal bir hale gelişine kadar tebir edilmiştir. 'Tetlı ve unutulmaz bir ses ku- laklarına fısıldıyor: gözlerindel memek için, titreyen ellerile yü - zünü — Öp beni Uzakşarkta Japonlar ve ingilizler Avrupada harp ölürken Üzük şarkta neler olduğunu da unulmamak lâzam. Son günlerde Kus - Japon ve İngiliz - Japon münasebetleri tahminlerin ha- ricinde değişiklikler güslerdi. Çin me- selesinin halli için yeni başvekil Ge- veral Abeye salihiyet verildi. Şimdi- haiz iken bundan sonra ba - salâhiyet yalme başvekilin olacaktır; dediler, — < İnglliz - Japon münasebatının bun- dan sonfa gireceği safhalar merakla | takip edilmeğe değer. Pakat İngiltere | e Japonya arasındaki ticari ve iktı. | sadi münasebetlerin buzün me halde Diğer taraftan Holandalıların elin- deki müstemlekelere de evvelce zün- derilen Japon pamukluları 2,000,000 | kâyet edemez. Harb ilân etmeden Y Ahmed Şükrü ESMER — Devletler bukukunun harb hak- kındaki telâkkisi gariptir: Harb Fakat bir defa ilân hattâ memüüdür. edildikten sonra, hukuki, Mmeşru bir vaziyettir. Ve © biribirine karşı muhariplere, sa- niyen bitaraf devletler karşısında muhariplere ve üçüncü olarak da muharipler karşısında bitaraf devletlere bir takım vazifeler ve mes'üliyetler tahmil etmektedir. Bir zamanlar bu kaidelere riayet edilirmiş. Meselâ bir devlet di- ier devlete usulü ve kaldesi üze- re harb ilân edermiş. Sonra harb de usuülü dairesinde — yapılırmı” - Bir nevi böks maçına benziyı böyle bir harb artık arkada kal muştır. Gerçi kaldeler - devletler hukukunun kitaplarında duruyor. Fakat harb yapmıya karar veren devlet, seri ve kat'i netice elde etmek için her şeyi yapmaktan çe- kinmez. Ve yaptığı şeyler yalnız | karşısındaki — muharip — tarafın ehaklarını» ihlâl ettikçe kimse gi- askeri harekâita başlamış. Düş - | manın açık şehirlerini bombardı- | man etmiş. Haber vermeksizin de-| nizaltı gemilerile ticaret gemile- | rini Batırmış. Ticaret ablukasını | şu ve bu şekilde tatbik etmiş. Bun- ların hesapları atcak harpten sönra sorulabilir. Fakat işin içine bitarafların | hakları ve salâhiyetleri pıim,y mesele değişiyor. Bitaraf devli ler, resmen mücadelede her iki | tarafın da «haklı» veya her iki ta-. rafın da «haksız» olduğunu kabul etmek mecburiyetindedirler. Daha doğrusu bu hak veya haksızlık meselesini münakaşa etmiyerek her iki taraf hakkında da - aynı muameleyi tatbik etmelidirler. Fakat bitarafların muhariplere ve mühariplerin de — bitaraflara karşı vazife ve salâhiyetlerini ta- yin eden devletler hukuku hü - kümler! de yeni harb şartları tında, tıpkı muhariplerin biribiris ne karşı vazife ve salâhiyetlerini tayin eden hükümler gibi ekseriya tatbik edilmemektedir. Meselâ bitarafların muhariplerle ticaret yapmaları meselesi. Devletler hu- kukuna göre, bu ticaret serbesttir. Fakat muharip devletler de biri- | birine «kaçak» saydıkları eşyanın gitmesini menedebilirler. Muha - rip devletler için böyle bir hak tanınınca, ticareti tahdit eden bir takım hareketleri de haklı olarak kabul etmek Tüzımgeliyor: 1 — Muharip devletler, kaçak sayılacak olan eşyanın mahiye - tni tayin edebilirler. Ve İngilte- renin yaptığı gibi kaçak listesini çok göniş tutarak, her türlü eşya- nn Almanyaya girmesine mani o- labilirler. 2 — Kaçak eşya için vapurların teftişi ve müayenesi Tâzımgeldi. iğinden her bitaraf ticaret gemiş ( Mmuharip devlet limanına çekileren * günlerce orada tevkif edilebilir. Bitaraf devletlerin ticaretleri | çin yukarı kaydettiğimiz iki nevi | zorluk İngiltere tarafından çıka- | rılmıştır. Ve geçen harpte oldu- ğu gibi bu harpte de bu İki mesele | bitaraflarla İngiltere arasında e - hemmiyetli bir ihtilâf mevzuu teş-, kil etmektedir. Fakat Almanya - nın çıkardığı zorluk dahi / iyük- tür: | 1 — Bir defa Almanya, kendi - siyle devletler hukukunun çerçe- vesi içinde ticaret yapmalarını | temin için bitaraf devletleri sıkış- tırmaktadır. İngilterenin geniş ka- çak listesini kabul etmeyiniz di “yor. Halbuki bu devletlerin, İn - giltereyi dar bir liste tanzimine imale etmek için ellerinde bir va- sıta yoktur. Bitaraf ıiıvııuı;—'vı. sıtasiyle İngiltere gibi muaza -: bir devleti tazyik etmeğe M"dı ı etmek de hiç bir netice veremez. ? — İkincisi, Almanya, tica- pamadığından meksizin batırmaktadır. j Görülüyor ki Almanya, abluka. dan bunlar da çıkmazdan kur - tulmak için harb sahasıni latmek isterse, çlarin &! | t

Bu sayıdan diğer sayfalar: