13 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

13 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

y — giğim şöyle bir ilân gördüm: “Bu ne demek?. Yani, taşbebekten NE HACET VAR? “ediyor musunuz?. Yoksa, bu fab- Omalı, BEBEĞİN NE OLDUĞUNU ANLIYAMADIM Dün bir gazetede, yeni bir ro- | man reklâmı olduğunu tahmin et- | *Bebek nedir?. Güzelliktir, aşk» | tar, iztırabdır, hakikattir.» İtiraf edeyim ki, bu ilân beni hayli dü- yündürdü. Evvelâ, manasını kav- ramağa çalışm. Bebek... Bildi- ğimiz küçük çocuk... Bu, evveld güzellik imiş... Amenna... Bebek güzeldir. Sonra, aşk imiş... İşte burasını anlıyamadım... Bu, acaba, neyi kasdediyor. Geçenler. de Amerikada, baş yaşında bir bebek, çocuk doğunmuştu. Yapı- lan bu ilânda, bekeler de üşık o- lur, mu demek isteniyor?. Salisen, bebek iztırab imiş... Bunu anladım... Bu zarnanda, ço- cuk büyütmek hakikaten ıztı - vabdır. Kolay mı?. Rabian, bebek hakikat imiş!... mi bahsedilmek isteniyor?. Hulâ- sa, bebeğin ne olduğunu, bir tür- 1ü anlıyamadım, vesselâm!. SÜT FABRİKASINA Bir yabancı firma, belediyemize müracaat ederek, İstanbulda ku- rulacak süt fabrikası işini üzeri- ne almak istemiş, Bu firma mü- racaatini yaparken, kendisini ta- nıtmak maksadile: — Firmamız, şimdiye kadar ta- mam 681 süt fabrikası inşa etti, demiş... Bu kadar süt fabrikasının muh- taç olduğu süt miktarını tasavvur rikalar, yüzde elli terkos ile mi çalışıyorlar... Öyle ise, bizim için vüt fabrikasına ne hacet?. HAYAT UCUZLUĞU ve, dün yino toplanmış, ipekli ku- Mmaşlar üzerinde tetkikler yap - Mmıiş hayatı ucuzlatmağa — neden ipekli kumaşlardan başlıyoruz, a- * Açık bulunan Maarif Vekd - | leti müsteşarlığına bu vazifeyi | vekâleten ifa eden İhsan Simgu tayin edilmiştir. * Teçhizat bedeli olarak yeni tayin edilmekte olan İlk mekteb muallimelrine verilmek üzere bu şene vilâyet bütçesine 80 bin li Ta konmuştur. Esnaflığa küçükten başlamak lğ- zm. — Bu sizin düşüncenizdir. A man ve'lahdı ordudan ve sarayın- dan ayrılıp Avrupaya gidince, bir | köy barında bira satmağa başla - | mış. Mazisini, saraylarını, debde- | beli hayatını unutuvermiş. Ka - | zanç nerede vâarsa, İnsan ona atıl- | Zamanımız çok — naziktir. | Kazma ile fıtça insana çok az pa- | ra kazandırır. Reneberler mey - | danda. Ressamların kazancını ben rencberin kazancından daha az bulurum. — Her neyse.. burasını kapaya- lem. Bunlar ince işlerdir. — —— HADıSELER KARşısıND__l YOT Yazan: lıhıdı: F. saımıl yıb değil ya, anlıyamadım... Ne kibar inşanlarmışız yahu!. Hayat deyince, hatırımıza ilk gelen İ- pekli kumaş mı oluyor?. Maamalih, üzülmeyin... Ma - demki iş komleyonda imiş.. ARPA İHTİYACI ÇOK FAZLA İMiİŞ Almanyada gıda sıkıntisi ma- lâm! Az yiyecek, çok çalışacak- sanız, bol bol jimnastik yapacak- aınız... Söylendiğine göre, Almanyada anpa kıtlığı başgöstermiş!. Bunun için de meşhur Alman biraları ta- dını, lezzetini kaybetmiş... Çün- kü, biranın içindeki arpa mikta- rını, gittikçe azaltıyorlarmış... Al- manlar, bizim piyasadan da bol bol arpa, yulaf alıyorlar... Demek hâlâ, arpaları az geliyor!. KUŞLAR DA İNSANLARA BENZİYOR BAZAN... Bir hayvanat tetkikı kitabında, kuşlar hakkında yazılmış şu sa- tırları okudum: Kuşlar yalnız avcılar tarafın- dan ökdürülmezler. Bu zavallıla- rın büyük bir düşmanları daha vardır; elektrik telleri... Zavallı kuşlar, bizim gibi, elek- trik cereyanının ne olduğunu bil- mezler. Bu tellere tünerler - ve derhal ölüverirler. Yapılan ista - tiftiklere göre, bu şekilde ölen kuşların sayısı senede 80 bini bub maktadır. Bu kitabda, kuşlara — atfedilen zavallılığı, ben, lüzumsuz bulu - yorum. Kuşlar, elektriğin ne ob duğunu pekâlâ biliyorlar. Görü- yorlar Ki elektrik dünyayı ay- dınlatıyor, — gemileri, — trenleri, tramvayları yürütüyor, radyola- m, telefonları İşletiyor. Bu kadar faydalı bir metamm telleri üzerine konmayı belki de bir şeref biliyorlar. Fakat, aonra | ölüyorlar... İasanlar da böyle değil mi?f. Bize: Süt içiniz, sıhhidir, iyidir, diyorlar. İçiyorur. Zehirleniyoruz. Ne kuşların, ne de bizim kaba - hatimiz yok!. Faki gümrük binasının bu tahsisi için tetkikat yapılıyor. * İstanbu! adliyesinde çalışan polislerden Yusufun refikası Üs- küdardaki evinde, bir balında üç gocuk dünyaya getirmiştir. * Moskovada açılacak zirsat raat Vekili Muhlis Erkmen, C. H. Partisi idare heyeti azasından Si- nob meb'usu Cevdet Kerim İnce- dayı, Kütahya meb'usu Sadri Er- tem ve muharrir Bayan Suad | Derviş Moskovaya gideceklerdiz. * Almanyada inşa mııdujımı, 3500 tonluk Kadeş vapuru on, on — iki güne kadar limanımıza gele - cektir. #& Ağzı açık çöp, tenekelerinin sokak ortasında bırakılması ya - sak ıiilıcel. her evin üstü kapı'ı mâdenl bir çöp kutusu tedarik et- mesi mecburi tutulacaktır. işe Mecdi rakı-kadehine sarildı: — Doğru.. doğru.. bizim ince iş- lere aklımız ermez. Demin bana çok hoş adam demiştiniz. Evet, ben, damarıma basılmazsa, çok | hoöş, zararsız bir adamım. — Herkes öyle değil mi ya? Da- marına basılmazsa, kimseye za- rarı dokunmaz. — Hayır. Beş parınak bir değil. Bazı kimseler vardır ki, küfüre, kavgaya, hattâ dayağa kaşınırlar.. avuç açarlar. Eh, böylesinin avu- cuna nasibini koyuvermek lâzim- dir. Rakısını içtikten sonra, sofrada beyaz peynir aradı. i eli Ze | Yeni Eminönü Meydanı Yeni Plâna Göre Ne Şekil Alacak ? Belediye imar müdürlüğü, E- minönü meydanile civarınımı — ve yenicami etrafının alacağı yekle akd plânı hazırlamağa başlamış - tır. B uplâna göre Eminönü mey- danının seviyesi, köprünün Emi- nönü cihetindeki ayaklarile be- raber bir miktar yükseltilecektir. Meydandan, biri Balıkpazarı ci- hetine, biri gümrüklere sid de- ponun âarkasına gelmek üzere iki relüj yapılacaktır. Meydanın se- viyesinden yüksekte kalacak olan Yenicamiin etrafındaki yol, ay- rı ayrı üç noktadan geniş birer merdivenle meydana bağlanacak- tir. Bu merdivenlenden biri Yeni - cami kemerinin önünden, biri şim-. diki saat direğinin karşısında, ü- gçüncüsü de Balıkpazarına bakan cephede olacaktır. Camiin etrafındaki seddin di - Ber kısımları teras halinde mu - hafaza edilecektir. Gerek bu te- 3 gerekse merdivenlerin in- şaalının, kısmen kübik denilen taşlardan, kısmen de kırmızı taş- lardan istifade edilecektir. ğülüütün, Yeni Baremde ilk Tedrisat Muallimleri Maacif müdürlüğü bütün İs - tanbul ilk tedrisat muallimleri - nin yeni bareme göre alacakları dereceleri tesbit etmektedir. Ye- nı dereceler pekyakında ilân o- lunacaktır, Diğer taraftan Maarif Vekâleti de öğretmenlerin yeni zamları ve muallimlerin maaş vaziyetlerini yeni bareme göre tesbit etmeğe başlamıştır. Bütün muallimler tesbitin bir an evvel bitmesimi ve yeni dere- celerin ilânını beklemektedirler. Nakillerini istiyen Muallimdler Şehrimizdeki alâkadarlara bil- dirildiğine göre bir vilâyetten di- ğer bir vilâyete nekillerini istiyen ilk mekteb muallimlerinin mü - racaa'larının tetkikine aybaşından itâbaren baş anmış'ır. Tetkikler ay nihayetine kadar bııırııq—ı ve 1 eylülden iİtibaren er yapılacaktır. 'Dız hef zlik,evk re göbi mefhu m b - ler dölayısile Hâkil yapı abilecek- tir, Meşru bir sebeb olmadan hiç- bir vilâyetin muallimi o vilâyet- ten alınarak diğer bir vilâyet em-- | edilecek binalara kıymet takdir e- rine verilemiyecektir. * Temizlik işlerinin daha sıkı bir takib ve kontzole tâbi tutul- ması alâkkdarlara bildirilmiştir. * Bazı tamirat dolayısile İs - tanbul suları bu akşam saat 19 dan yarın sabaha kadar az akacak- tır. 4 İzmir fuarını Ticaret Vekili Cezmi Erçinin açması tekarrür e'ml[llv — Hah. varmış, dedi. Ben be- yaz peynirden başka meze yemem de. Sonra sözüne devam etti: — Bvet, böyle durüup' dururken dayağa avuç açan adamlar çoktur. Yine Setinin yüzüne baktı: — Sen bilirsin! dedi. Çamlıcada | bir gece güzel güzel olururken, bir doktor nasıl benim dalıma bas - mıştı! Selin başını kaldırdı. — Ben o gece orada yoktum. O- lup bitenden haberdar değilim. — Nasıl olur acanım? Filvaki oradâ yaktun amma, Melin orada idi, Ben o gece Melinle ilk defa Çamlıcaya gitmiştim. Haniya şu büyük ablanızın odasına, & Ve kaşlarını çatarak sordu: — Neydi onun ismi, Allah aşkı- na söyle! Yine unuttum işte, Biraz düşündü. Selin duymamış gibi sigarasını B zamalağme İKDAM: Şu ara Bulgaristandan dosten sözler işittik. Bulgar meb'usların- dan Grigor Vasilef'in son yazıları Balkanlarda anlaşma zihniyetinin güzel bir ifadesidir. Yalnız bü - tün mesele, Bulgaristan büküme- Ünin, hiçbir zaman şüphe etmedi- gimiz Bulgar münevverlerinin, Bulgar milletinin ekseriyetinin düşüncelerine göre hareket eyle - mesi, Balkan milletleri arasında samimi dostluğun, tesanüdün bo- zulmasına sebep olacak hareket - lerden sakınması keyfiyetidir. — Yunüs Nadi, Balkanların selâ - metinin Balkanlıların elinde ol- duğunu söylüyor, Diyor ki: Balkanlılar kendi memleketle - rinde kendi hudutlarını ve kendi haklarını çiğnetmemek azmile mü- eehhez olunca bu kıt'anın selâme- tinden şüpheye asla mahal kal - maz, TAN: M. Zekeriya Sertel Alman kuv- vetini bir efsane addediyor. Al - man propagandası karaya beyaz, yalanı hakikat olarak göstermek- te mahirdir. Diktatörlüklerde ha- kikati meydana çıkarmak güçtür. Diktatörlük kendisince - bilinmesi lâzım geleni ve lüzumu - kadarını gazetelerde neşreder, Onun için Alman kuvveti etrafında yaratı- lan efsanyei tekzib edecek vakıâ- ları bulup çıkarmak güçtür. Macar profesörlerinden — Lajos ( Nazizm'in Macaristan dahilin » | deki kuvvetini kırmak için bir e- | ser neşretmiştir. Alman kuvvetle- rinin hakikati hakkında yine A- | man kaynaklarına istinaden neş- redilen bu eser kapışılmıştır. Ki - tapta yazıldığına göre: Alman or- dusu hiç övünülecek vaziyette de- Bildir. Gıda vaziyeti 1914 dekin - den daha berbaddır. Harb sanayi nin geceli gündüzlü işlemesi, ipti- İSLLEP' ' KARSIŞI ——— aaclelel dsi maddeleri azaltmış, iktısadi - yatı bozmuştur. Hulâsa Almanya uzun bir harbir vehametini her- kesten evvel hesab etmeğe mec - burdur. VAKİT: Asım Üs Bir pirinç üzerine Fa- tiha yazan Hindli san'atkârdan bahsediyor. Fakat ameli hayatta hiç faydası olmıyan bir marifet... Pirinç üzerine fatiha yazan Hint- N san'atkâr bu mahareti yeni sis- tem bir otomobil. yahut bisiklet | keşfinde göstermiş olsaydı muhak- kak ki ayni emek ile nisbet kabul etmez bir kazanç temin etmiş - sarfedilen emekler ve gösterilen maharetler ümelt bir faydayı mu- tazammın olmadıkça daima heder- dir. YENİ SABAR: Hüseyin Cahit Yalçın <İngilte- renin hodkâmlığı» başlığı altında yazdığı makalesinde bir İtalyan | gazetesi muhabirinin — telgrnfini ele alıyor. Bu muhabir şöyle söy- yegöne engel Büyük Britanyanm | hodkâmlığıdır.. Acaba böyle mi? Hüseyin Cahit gu neticeye varıyor: Elbette değil! | — İngiltere ile Fransa kendilerine | zararı dokunmıyan bir takım ha- reketlerden dolayı itiraza kalkar- | Jarsa artık onlara- «Hodkâmlık» isnadına mantıkan imkân olur mu?| Sokakta birisini dövdüklerini gör- düğümüz zaman evimizden çıkıp bir yardıma koşarsak herhalde bir Tnlık suçu irtikâp etmiş ol- mayız. Ş su sade ve kısa tahlil bize isbat eder ki bugün dünyada sul- hün tesisine yegâne mani Alman- ya ile İtalyanın hırsıcahlarından başka bir şey değildir. Bir harb çıkarsa mes'uliyet yüzde yüz Al- man ve İtalyan rejimlerinin ola - caktır. Şehir Meclisi R: znamzsi Salı Günü Başlıyacak Toplantıda Görüşüle- cek Mesele er Şeh'r meelisinin salı günkü top- Ptantısına ait rüzname hazırlan - Dzcişlir. E el k, tünel ve tramvay idareler'rin alı aylık bütçeleri, İst Tamının tasdiki, tramvay idaresi- ne iki murakıb seçilmesi, ist'mlâk decek komisyon ile itiraz komis - yonu ve ehlivukul heyeti azaları- nih seçilmesi gibi işler vardır, Belediyeler bankasından istik- Taz edilecek beş milyon lralık mu- kavele de tasdik olunacaktır. Et nakliyatı ve tarifesi de tasdik edi- lecektir. Ruzname müzakeresinin dört gün süreceği tahmin edili - yor. yakarak pencereye doğru bıhyıı-— du. “Mecdir —Buldum, dedi, galiba Pelin idi. Fakat, ne idareli, ne yaman ka- din o. Bir daha göremedim onu. Ressam Necdet artık her şeyi an- | Tamıştı. Süadiyede paortresini Yaptığı ve yarı metresi g'bi yaşadığı Pelin - den behsediliyordu. Ve şüphe yok ki, o gece Çamlı- cede adı geçen doktor da, Feri - dundan başka kimse olmıyacaktı. Noecdet fena halde içerlemişti. Demek ki, Pelin onu da atlat - maş ve doktoru alıp Çamlıcaya gö- türmüştü. Necdet soğukkanlılığını muha- fazaya çalışarak: — Peki, dedi, o gece doktorla geçinemediniz mi? “Mecdi gözlerini süzdü: — Ben icabında yılanla bile dost olurum, Fakat, o züppe daktor o nbulun beş senelik imar prog- | Yeni Açılacak Umumi Mağaza Şirketle l-.iTmınlır U- mum Müdürlüğü Ara- sırda Yeni Bir Vaziyet İstanbulda kurulacak umumi mağazalar için tetkiklere başlan- motştır. Hükümet, milli bankalar ve Ti- caret Odalarının iştirakile 1937 se- nesinde kurulan Umümi Mağaza- lar Türk Anonim Şirketi ilk defa olarak bir tecrübe mahiyetinde olmak üzere, bir umumi mağazayı tecrübe muvalık netice verdiğin- V den memleket iktisadiyatı için çok mühim bir müessese, olan ikinci umumi mağazanın İstanbulda kü- Tulmasına teşebbüs edilmiştir. Şeh-, ) Timizde Bir umumi mağaza inşası için münasip arsa aranmış, fakat matlüba muvafık bir yer buluna- mayınca Cibalideki eski Kozmeto kadar ukalalıklar yaplı kı. niha- yet avucunun içine nasibın! koy- mağa mecbur oldum. — Ne yaptınız? — Şöyle hafif tertib hatırını sor- dum. Lâkin ben ömrümde bu ka- dar kaba soğan görmemiştim. Cum- bızı yeyince, yere seriliverdi. — Cimbiz da“ne demek? — Canım anlayıver işte!. Bıça- ğin ucu. Necdet cebri bir gülüşle sordu: — Yani, bıçağı soktun demek arkadaşımın böğrüne.? * — Ne dedin... Arkadaşın mıdır | © senin?, — Evet, hâlâ hastahanede yatı- yor. Bir türlü iyileşip çıkamadı. Hattâ geçen gün kendisini ziyare- te gittiğim zaman, başıucunda bir taharri memuru ifadesini alıyor- du. «Failini arıyoruz. Henüz bu- Tamadık.» diyordu. — Bu havadise teşekkür ede - rim, Demek beni dava etmiş, İki lurdu. Hayat ve sanat sahasında | Mers'nde kurmuştu. — Mersindeki | Tarihi Binaların Vaziyeti | Vali ve Evkaf Müdürü Tedkiklerde Bulundu İstanbul semtlerinin imarı es- nasında &ir kısım tarihi müesse- selerin ne gibi şekil alacakları hakkında bizzat evkaf umum mü- dürü Fahri Kiper ile Vali ve Be- lediye Reisi Lütfi Kırdar tarafın- dan mahallerinde esaslı tetkikler yapılmıştır. Öğrendiğimize göre bilhassa tarihi kıymetleri herkesçe kabul edilen eski eser ve camiler imar | ganasında oldukları gibi muhafa- za olunacaklardır. Yalnız bu kabil bütün eserlerin etrafları açılacaktır. Bun'arın etraflarında yeni bul- varlar da vücude getirilecektir: 'arihi kıymetleri üzerinde mü- nakaşa götüren eserler hakkında | ise ileride”ayrı ayrı ve salâhiyot- tarlar tarafından tetkikler yapı- larak kararlar verilecektir. Bu ara bazı eserlerin de yıkı - lacağı anlaşılmaktadır. Bu Hafta Gelen Buğday Bu hafta zarfında Anadoludan, Trakyadan ve limanlardan şeh - rimize ceman (4189) ton buğday gelmiş ve kâmilen satılmışlır. Bu miktar geçen haftaya nizbetle fazla olmakla beraber piyasa fi- atlarından hiçbir değişiklik hu - sule getirmemiştir. Anadolunun her tarafında döğüm başlamış - tır. Toprak ofisi buğday fiatları üzerinde nâzım bir rol oynamak- | tadır. İhracat henüz başlamamış- tar. Arpa üzerine de bu hafla pi- yasada ehemmiyetli satışlar bl- muştur. Muamele gören mallar bilhassa Almanya içindir. Fisi- lavda dağişiklik olmamıştır. Ta- zla olduğundan tedrici olas | rak arpa fiatlarının temevvücü | beklenmektedir. Tamir Edilecek Camiler Birkaç senedenberi şehrimizde muntazam bir program dahilin - de devam olunan cami tamirleri- nin bir an evvel bitirilmesi alâ - kadarlara bildirilmiştir. vcetle gerek yeniden ta - mir olunacak ve gerekse tamir - leri sür'atle bitirilecek olan mü- him cami'er şunlardır: Eyübsultan, Fatih, Sultanselim, | Beyazıd tamileri ve Yenicami ke- | meri ile Haseki imarethanesi. Ayrıca tamirinden — ve halile muhafazalarından bir fayda u - | mulmıyan bazı eski imarethane- ler de yıkılacaktır. aranan nnn se e nenamemeee değirmeni 70 bin liraya satın alın- miştir. Fakat limanlarda umumi mağa- zalar kurmak hakkı. kanunla Li- manlar Umum müdürlüğüne ve- rilmiş olduğu için, Umum müdür- lükle temaslar yapılmıştır. Neti- ce Münakale Vekiletine bildiriles cektir. santimin üç ay.. bir misli de şa- bıkadan, demek ki altı ay ceza yi- yeceğim. Ufak iş bu, arâyadursun- har beni. Şimdi ben (gecekuşu) ol (düm. Avrupanın bütün (Şerlok- Holmes) leri İstanbula gelseler, i- zimi bulamazlar. — Avrupanın (Şarlok - Holmes) lerine lüzum var mı? Bizim zabı- tamız onlardan çok kuvvetlidir. Çekirge bir zıplar.. İki zıplar.. ü- çüncüde ele geçer. — Ben kırk defadır zaplıyorum. Ele göçsem de yatıp yine çıkıyo- rum, Ne yapalım? Benim talihim de böyle, Necdet mütemadiyen döktor Fe- ridunu düşünüyordu. — O bana ihanet etti. Benim sev- diğim kadını o gece elimden alıp Çamlıcaya gitmiş, eğlenmiş. Allah razı olmadı. Cezasını verdi. Fakat, ben onu çok severim. Herhalde ona bu meseleyi açacağım. . d e v | vardığı belli değildir. | kül bulacaklardır. Pakat |.best şehir ortadan kalki Hİ Başka Bir Mese” Daha ! Yazan: ALİ Avrupade Almanya, ve Afrikada da İtalya w# cak. İşte mihver devletlerinik di aralarında şu son iki $ | beri kararlaştırdıkları MÜf” | | mesainin — varmak istediği İki sene evvel İtalya hükümt | | isinin Almanyayı, geçen Alman Devlet Reisinin " nihayet Almanya - İtalya ve siyasl ittifakı da vü ce her iki müttefikin birec faaliyet sahasi dan oralarda nüfuz ve t&WT genişletecekleri .u,ıın:h“*_g | det Almanları geçen sene Ü. p simde A.lmıııy::ı'ıu ıııl”» çine almak inn uğraşılırkâii sürülen dava her milletih mukadderatını kendi W“". lüzem geleceği oldu. Fakat çok geçmeden Almanya ' yabancı bir ırktan olan &* de hükmü altına almış kat bu sefer Almanyanın olduğu «hayati saha» daf ÜĞ dilmek muvafık görüklü. V saha sözü ayni zamandk î“"ı 'nın da hesabına uygün OU Sddladır. ’ , Almanlar Çekoslovakya M iy âkıbete u.znuıdııun ıonl' © yati saha» sözü artık mih' leketleri matbuatının M da yerleşmiş, kalmış oldu. l hanın hududları nerelere & :;./ zig meselesinden dehliz, koridor bahsi rılmaktadır. Daıutgin en çoğu Alman olduğunu edilmemekle — beraber Pomeranyası olan kı:M gyanlış olarak Danziğg g: bi tabirlerle birbirine maktadır. Halbuki bu KSi? İ en dar yerinde seksen “*y bir genişliğe maliktir ki l raya koridor, dehliz M görülmemektedir. _mğ’ serbest şehri Vistül zile bersber Almanyaya dilecek olumsa o nmll Pomeranyasının denize Ol8Ü recini de müdafaa emı* tün zorlaşacaktır. ıuı—l Lehlidir ki umumi b Almanların elinde bulu! man da Berlindeki Ray lisinde Pomeranyadan uslar gönderilirmiş. BUB nası o zamanki imparat0 AA manyasının Pomeranyadk f leri birlürlü Alman * dır. Danzig meselesini için diplomatlar birkaç 4” g* B Li sa, yahud ortadan — kallef” şimdiki halde Almanyayi nun edesek görünen bir $© lunsa dava bitmiş olm rünüyor, Çünkü Pom istiyeceklendir. Mecdi, muhatabının !'dâ şündüğünü bilmiyordu. — 4 — Bana biraz müsardt de şu kızcağızla knnül'"' olunuz ki, rahatınızı bül gelmedim buraya, Selin? sözüm var, Söyleyip Selin ressama döndü: — Allah aşkına yalif yın, Necdet Bey! Ben 9* yorum bu adamdan. ınf"’/.a Mecdi gözlerini — Benden korkuyorsüü ganâ yüzüne baktı: — Hayır.. hayır- _M l yalnız kalamam, dedi, ? bım yok. İstediğini Mı:dı sigarasını Y*""

Bu sayıdan diğer sayfalar: