y —SON TELGRA HADiSELER KARŞISINDA BİR TÜRLÜ YIKILAMIYAN HAPİSHANE BİNASI İsi hapishane binasının yır kılarak, yerine adliye binası ya- pıl.müı işi yılan hikâyesine dön Nedense, hapishane bir türlü yaki hide verilmişti. Adamcağız tam yıkacaktı. Binanın tarihi olduğu iddiası ortaya çıktı.. Aylarca tet- kikat sürdü., Şimdi de, bu tşi ü- zerine alacak mütecahhid bulun - muyor. Bu hapishane binasında bir u- ğursuzluk var. Galiba, bina tari- hidir, yıkmayın diyen ul (© ahi tuttu. Binayı, ellerine birer kaztra verip, bu ulemaya yıktır- malı.. HİÇ EVLENMİYEN BİR ÇOCUK BABASI " “Muhterem döktor General Be- im Ömer 70 yaşına kadar, mem- İDekette çocuk yetiştirilmesi, iyi çocuk büyütülmesi için propagan- da yapmıştır. Fakat, bizzat ken- disi, bir tek çocuk yetiştirmemiş- tir. Çünkü, evlenmemiş, bekâr kalmıştır. Fazıl Ahmed Aykaç, doktorun kâtabları hakkında bir yazı ya - zarken, serlevha olarak şu ibareyi koymuş: Bekâr bir çocuk babası.. Ne yalan söyliyeyim, makaleyi okumadan, serlevhaya göz atınca, birden manasını kavrıyamadım.. Bekâr'bir çocuk babası... Ne gdemek?. Fazıl Ahmed, Besim Ömerin hiç evlenmediğini söyledikten sonra, şöyle diyor: «Evet, üstadımız, ev- lâdlarımızın manevi babasıdır.. REKLÂM YAPABİLMEK AYRI BİR SAN'ATTIR Bir gazetede şöyle bir krem ilâ- u gördüm: Y Vatman Alinin idaresindeki U[ numaralı tramvay Harbiyede Ahmet oğlu Hüsnü adında biri- ne çarparak muhtelif yerlerin - den yaralamıştır. ** Devlet Hava yolları idaresi gördüğü rağbet üzerine beş Dug laş / yalçuytayyaresi sipariş et - miştir. Buünların taşıyacakları yoldu adodi 25 kişiden 50 kişiye kadar çıkmaktadır. * Eylükdle Ankarada toplanacak ölan Üdütet odaları kongresi için Ankaraya çağrılan İstanbul ti- caret odası ümümi kâtibi B. Cevat Nizami ile borsa komise- vi B. Mahmud, bugün şehrimize geleceklerdir. *& Uzun müddettenberi Pariste bulunan iktısatçı doktor - Celâl Muhtarın görme hassasını tama- mile kaybettiği tesssürle haber verilmektedir. * Moda deniz kulübü umumt heyeti, dün toplanmış, yeni idare heyetini seçmiştir. *& Devlet hava yolları, beş yol cu tayyaresi ısmarlamıştır. İs - marlanan Duğlas yolcu tayyarele- I__la) Bülbülleri No. 44 — Hangi felöketten bahsediyor- | sun be? Yakayı Gle mi verdik.? | Kodese mi girdin? Ortada fol yok, yumurta yokken neden yor, niçin kederleniyorsun? — Nereye taşınayım diye düşü- nüyorum, Bugün herhalde bu bitirmeliyim. Mecdi! Hattâ sen- den de bu hususta yardım istiye- ceğim. — Paran yoksa vereyim. — Hayır, param var. Başka türlü yandım... Tutacağımız oda- şi nın konturatosu senin üzerinde ol sun istiyorum. — Yoodook... Ben böyle ökseye basamam, yavrum! Benim sağım solum belli olmaz. Bir hafta gel muyor. Evvelce, bir müteah- edi- | F— 24 TEMM *Zevcim gözlerine inanmıyar - du. Ve on yaş daha genç görün - düğümü söylüyordu.» Bu satırlardan sonra, n kremi kullanırsanız, siz genç kalı Reklâm ayrı bir san'attır. Za - manla, devirle, hayat tarzile de- Bişir.. Bize öyle geliyor ki, yuka - rıdaki reklâm cümleleri, en az, bundan rubu asır evvel tertib edil- miş ve bir daha tadilâta uğrama- mıştır. Şimdi: — Aman gözlerime inanamıyo- Tum. On yaş daha genç görünü - yorsun... Diyecek kadar, karısının yüzü- ne dikkatle bakan koca nerede?. Bu krem müessesesinin haberi olsun ki, lehe değil, aleyhe rek- lâm yapıyor! ÖMER MÜŞAHEDE ALTINDA, FAKAT ÜREü , her yıl biraz daha uzadığı ve hâlen 2,5 metreyi bulduğu için Bilecikten kalkıp, İstarbula mü- şahedeye gelen Ömer, İstanbulda ilâve odi- | bir açıkgözle anlaşmış, Taksim meydanında, kendisini halka teş- hir etliriyormuş.. Örnerin maksadında bir aykır- hk yok.. İstanbula tibbi müşahe- deye gelmişti.. Şimdi tıbbi müşe- hededen vazgeçip halkın müşahe- desi altında bulunuyor. Üstelik, öteki müşahede para sarfını icab ettirirken, şimdi tercih ettiği, pa- ra kazandırıyor. Öner, aklır varsa, boyunun uza-| masının önüne geçmek için uğ - Taşma.. Taksim meydanında bu suretle, hüşahede altında bulun- Tan, sana, ayni meydanda, boyun- dan birkaç misli yüksek bir apar- tımancık hediye edebilir. Dokto- run gözünden, İstanbul halkının gözü daha hayırlıdır. AHMED RAUF ri, 25 ilâ 50 yoleu taşıyabilecek - tir. * Seferihisar kaymakamı Cev- | det Salih, görülen idari lüzum ü- zerine Vekâlet emrine alınmıştır. *& İyi haber alan monbalardan üğrenildiğine göre, Polonya hü - ü halen mevcud ataşemili- n maada, borxka ve Parise birer de ataşenaval gönde- recektir. *4 İzmir poligonda bulunan ala- yımıza ait pavyonun temel atma Mmerasimi yapılmıştır. - Dün Bir Genç Boğuldu Tophanede Cihanyandının kah vesi üslündeki odada yatıp kal - kan Rıza oğluü Âdem, dün yüz - mek Üzere Floryaya giderek de- nize girmiş, yüzerek, işaret bay- raklarından 25 metre — dışarıya çıkmış. Yüzmeyi iyi bilmediğin- | lem, biraz sokra vatnlaştır. Çok geçmeden Rızanın cesedi suyun yüzüne çıkmiş, kenara çı- karılmıştır. Yazan: İskender F, SERTELLİ rim.. Ben beş gün gelmem, Yarın orada da bir hır çıkar. (Gel baka- h Mecdi') derler. Yakama sarı- lırlar. Yok.. yok.. Bon bu işe ge- lemem. Sana her türlü yardımı yapayım, Fakat, beni böyle işle- re soktma! — O halde beni hiç sevmiyor - sun demek..?! Sevseydin, bu rica- mü reddetmezdin! | — Ayol, küfür ettirme şimdi bana! Bu işin sevgi ile bir alâkası l yiktur. Ben elâlı bir adamım. Sen de netameli bir kadınsın! İki | cambaz bir ipte oynamaz, Bön es- tikçe gelirim... Sen de yalnız kal- dıkça kırk kapının ipini çekör, sür- Yerli Mallar Sergisi Dün de Hazırlıklara Devam Edildi Dün pazar olmasına rağmen, bütün pavyonlarda bazırlık ya - pılmakta idi. Sengi dekorasyon he-| yeti, pavyonlara verilecek şekil- lerle sıkı bir surette zlâkadardır. Heyetin kararına dekor, şekkiller ve y tirilmektedir. Bu seneki sergide satış için ayrı bir yer ayrılmıştır. Şimdiye ka- dar sergi dahilinde satış yapıl - makta idi. Bilhassa küçük doku- macılar ve küçük imalâthane sa- hibleri, bir çarşıyı hatırlatacak şekilde müşteri celbetmek — için gürültü çıkarmakta 1di. Bu gibi hâdiseler sengiyi ziyaret edenler üzerinde iyi bir tesir yapmamış- tır. Bu seneki sengi komitesi sergi dahilinde bu gibi satışların önüne Beçmiştir. | Valimiz 'Lütfi Kırdatın Şile kaymakamlığına verdiği emir ü- zerine Şile bez müstahsilleri bir araya gelerek burada eşyalarını teşhir edeceklerdir. İstanbul ve diğer piyasa yerlerinden uzakta bulunan piyasa ile irtibat ve mü- nasebet tesisine pek az imkân bu- lan Şile bez müstahsilleri XI inci Yerli Mallar Sergisinde satış yap- muya, bu suretle müşteri bulmıya muvaflak olacaklardır. Şile bez- leri en ziyade iç çamaşır yapmak hususunda tercih edilen dokuma- lardır. Şile bez müstahsilleri toplu o- larak sergiye İştirak ederken Mil- N Sanayi Birliği bu vesileden isti- fade ederek Şile bez müstahsilleri arasında bir kooperatif teşkiline tavassut edecektir. Maarif Vekâleti tarafından, ser- gi b inde açılacak olan kitab sergisinde yüzde 20 tenzilâtla ki- tab satılacaktır. Kitab sergisi şefi ve Maarif Vekâleti derleme dör- gifi müdürü Selim Nüzhet tara- fından bir kitab kataloğu te edilmektedir. Yüz binlerce nüsha basılacak olan bu kitab kataloğu sergiyi ziyaret ederlere tevzi e- dilecektir. | Sıcaklar Devam Edıyor Bağiş — CUMHU! IYET Yunus Nadi bugürkü başma - kalesinde Lozan günü münasebe- tile diyor ki: «Atatürkün itimadını fazlasile hak eden İsmet İnönü Lozandan bize hürriyet ve istiklâli bütün dünyaya tamtılmış gül gibi bir vatan ve alnı göklere yükselmiş bir millet getirdi> Yunus Nadi yazısına şöyle de- vam ediyor: *Hakkın, zekârin ve karak- terin temin ettiği bu bafarıya za- fetlerin zaferi demekte hata yok- «Lozandan bugü- nee adlı yazısında diyor ki: «Türk istiklâl mücadelesinin iki safhası vardır: Biri senelerce bin türlü mahrumiyete — katlanarak, taliin binbir cilvesile karşılaşa - rak, kadını, çocuğu il, erkeği ile parasız, vasıtasız dövüşen bütün milletin Atatürkün yüksek ku - mandası altında kazandığı büyük askeri zafer.» Önce Döğüştüler Sonra Barıştılar Fakat İkiside Mahküm Oldu Aksarayda Taşkasapla Oluran | arabacı Salim evvelki akşam ar- kadaşı költeci Sabriyi evine-da vet etmiş, iki arkadaş oturup gü zel güzel içmeğe başlamışlar hir müddet içtiklen sonra araların- da bir kavga çıkmış ve bizibir - lerini dövmüşlerdir. Dövüştük - ten sonra iki ahıbap barışmışlar, fakat, gürültüleri etrafı rahatsız ettiği için polisler gelerek ikisl - ni de karakola götürmüşlerdir. Salimle Sabri dün mahkemne - ye verilmişler, mahkemede. bi- ribirlerinden davacı olmadıkla - rını söylmişler. Fakat; bâkim Re şit, umum! hukuka mütcallik o- lan sarhoşluk suçundan ikisini de dörder buçuk lira para ceza- sına mahküm etmiştir. Bira Onaltı Kuruşa Satılacak Dün K.ırlara. Plâjlara 200,000 Kişi Gitti Sıcaklar devam ediyor. Tatilden | istifade ile dün de birçok kimseler kırlara, sayliye yerlerine akın ct- mişlerdir. Tahmitlere göre muh- telif nakil vasıtaları le dün kır- | lara, plâjlara gidenler iki yüz bin kişiyi geçmiş, fazla kalabalık ve sıcak yüzünden nakil vasıtaların- da bayılanlara ve baygınlık ge- çirenlere raslanmıştır. Birçok zıthurat trenleri kâldı - rılması mecburiyeti hasıl olmuş - tur. Boğaza fazla rağbet oldu - ğundan Şirketihayriye bütün va- purlarını seferber etmiştir. —— ——— ——— e — Biderim.. Sen de başının çaresine | daya adım: verebiliş miyim? Çıl- dirdin mü ser Mecdi kurnaz bir adamdı. Çü - Tük tabtaya basmıyordu. Melinin canı sıkılmıştı. — Şu halde sana da güvenilmi- | yecek. Diye söylenmeğe başlamıştı. Mecdi birdenbire yerinden fır- ladı.. Melinin boynuna sarıldı: — Seni ne kadar sevdiğimi bi- irsih, cicim! Bana bu ağızları yap- Ben öyle, bir muhitte sık sık görünürsem, aynasızlar derhal pe- şime takılırlar.. Seni de rahatsız ederler. Ben dalma böyle - gece- kuşu gibi - karanlıkta gelir, ka- ranlıkta dönerim, | — Ya... Bugün burada mı kala- | daksın? —Ne ındm)a 2? Güpegündüz | benim sokükta, | ği gör * | /dün mü sen..? akşamı ya- | Yeni Bira 1 Ağustosta Satışa Çıkarılacak İnhisarlar İdaresi, Ankara bira | fabrikasının devir ve teslimi için | temaslara başlamıştır. Ankara çift-| Hk bira fabrikss: bu ay sonundan evvel tamamile inhisarlar idaresi tarafından tesellüm edilmiş ola - caktır. Bira fiatlarının indirilmesi için | yapılan tetkikler Vekâletin tas - vibine arzedilmiştir. Yen! bira fi | atlarının on beş, müdafaa vergi- | sile beraber 16 kuruş olacağı tn- | laşılmaktadır. bakarsın! Fakat, unutmadan ba- Nereye taşınacaksın, ba- Modayı istemiyarsun... O | halde Bebeğe git... — Hah,, Bu tikir fena geğil. Çün- kü ben denizsiz yerde oturamam, Ördek gibi, mutlakâ her gün de- nize girmeliyitn. (MELİN) BEBEKTE YENİ BIR MACEBA PEŞİNDE.. Üç gün sonra.. Melin, Bebekte.. Rumelihisarı- na giden cüdde üstünde küçük bir | yalının alt katında tuttuğu yeni | odasında oturuyor. Meodi © gece Bebeğe gitmek için ortalığın kararmasını bekliyor - dü. Mecdi merak içinde bocalıyor- du. Acaba Sermedin cesedi keşfe- in! ic senii ben | dildi mi? mımnunmıuncuınoırmuwomw n | dildi mi AZeleleI | Çarşambaya trenler işlememek- VAKİT: Asım Us Lozan zafk makalesinde diyor ki: *Bugün memleket Lozan Bümünü kutlayacak; göğsümüzü iftihar hisleri ile dolduran o bü- Yük bir sulh zaferinin mes'ut ha- tırasını tekrar rublarda yaşata - i anlatan met İnönünün büyük zaferden sonra bütün garb devletlerine İs- viçrenin bu köşesinde Türk İ lâlini tam ve kâmil olarak ıaxlık ettirişini türmetle —ve minnetle anacak... YENİ SABAH: Hüseyin Cahid bugün «Almanya için hayat sahası» adlı yazısında diyor ki: *Bizce Alman hükümeti «Ha- yat sahası» tabirini izah edemez. Bunu yapabilmek imkâmı olsaydı şimdiye kadar ihmal etmezdi. Bu tabiri hususi muhaverelerde Al- man dostlar hafif ve ehven gös- termeğe çalışırlar.. Seylâb Devam | Ediyor Sellerin Yaptığı Tahri bat ve Zarar Bellideğil Samsunda şiddetli yağmurlar - dan hasıl olan seller, şehrin mün- | hat ve sahil kısımlarını istilâ e$ miş, caddelerde ve sokaklarda kal- dırımları sökmüş, birçok evlerin alt katları su içinde kalmıştır. İm- ı dad heyetleri sabaha kadar lâzım gelen yardımlar için her tarafa koşmuştur. Çarşamba ovası köyleri arazisi su altındadır. Bu köylerle irtibat kesilmiş gibidir. Bafrada seller ka-; sabanın mütcaddid mahallelerine kadar gölmiş, evlerin işlerine ka- | dâr girmiştir. Terme çayının taşması ile bu kasabanın karşı mahallerini &u basmış ve suların 'Terme köprüsü | altında beç metre yükseldiği kay- dedilmiştir. Samsun ile Çatşamba, Bafra ve 'Terma kezaları arasındaki telefon hatları kâmilen bozulmuştur. De- miryolu su altında kaldığından tedir. Mert ırmağı vadisinde sel tah- ribat yaptığından Samsundan An- karaya hareket ödecek tren de hareket etmemiştir. Karadenizdeki fırtına yüzünden vapurlar gelmediği gibi Samsuün- | da bulunan bir vapur da hareket | edememiştir. Bu sön seylâbın mezrüata — ve tütünlere yaptığı hasar ve tesirat | ancak suların çekilmesinden sonra| belli olacaktır. Seylâbın bu mt lakada şimdiye kadar bir misline tesadüf edilmediğini en yaşlı o- lanlar bile söylemektedirler, Nü - fusça zayiat yoktur. Çarşamba ve Bafranın sahil kı- sımlarındaki msünhat mer'alarda hayvanat telef olduğu tahmin e- dilmektedir. “ Bunu ancak Melinden anlıya - caktı, Saat dokuz. Ortalık epeyce kararmıştı. Meodi Bebek tramvayından in- di.. Rumelihisarı yolunu — tuttu. Fakat, birtdenbire aklına esti: — Melin bu ssaatte evde bulun - maz, Hele bir kere şu Bebek bah- çesine uğrayayım. Onu bulmaz- sam bile, bir kadeh soğuk bira içe- rim.. Döndü. Bebek bühçesinin yan kapısından İçeriye gizdi. O nett — İşte o.. Mocdi daha ilk bakışta. yüksek bir köşede hasır koltukta oturan Melini tanımıştı. — Vay kâfir karı vay. Daha Be- beğe gelişinin ilk gününde birini | yakalamış, Diyerek, loş bir ağacın dibinde sindi. | tatistiklerine nazaran | mevcudu 229920 olduğuna göre UT Malatya Bez, iplik Fabrikası Yeni Fabrika Senede |Bir Milyon Kilo Pamuk İstihlâk Edecek Beş yıllık endüstri plânının tat- bikatından olarak İş ve Ziraat Bankalarile Sümerb: kile kurulan Malatya büyük bez ve iplik fabrikalarının inşa — ve montaj İşi tamamile İditiritlmiş ve fabrikalarımız faaliyete geç - miştir. Şark - vilâyetlerinin ihtiyacını karşılamak maksadile kurulmuş olan bu fabrika Bakırköy, Kay - seri, Ereğli ve Nazilli fabrikala » rından sanra plân mucibince te- sisi ikmal edilen beşinci pamuklu kombinasını teşkil etmektedir. 'Tamamon modern bir tarzda in- şa edilmiş ve en mütekâmil ma- kinelerle teçhiz edilmiş olan bu yeni fabrika 26,000 iğ ve 430 tez- gha maliktir. Senede bir milyon kiloyu mütecaviz pamuk istihlâk ederek dokuma ve iplik imalâ - | tındâ bulunacaktır. Memleketimizin 1938 senesi is- umum iğ devlet fabrikaları Türkiye pamuk- lu endüstrisinde çalışan iğ mikta- rıran yarısına mülik bulunmakta- dır. Yapılmakta olan tevsi işleri- nin ikmalinden sonra devlet fab- rikalarının iğ mevcudu 132,652 yi bulmak suretle memleket mevcu- dunun *& 58 ine çıkacaktır. ——— Pazar sarhoşluğu Böyle Olur Sokaktn Şarkı Söyliyen. Adam Mahküm Oldu Çomberlitaşta gezoz fabrika - sında çalışan Şevket evvelki ak- şam fabrikada bir hayli rakı iç- tikten sonra sokağa çıkmış, ba- ğırıp şarkı söyliyerek rezalet çı karmağa, şuna buna takılmağa, sarkıntılık etmeğe — başlamıştır. Biraz sonra gelen polisler Şev - keti yakalamışlar, hakında bir gabıt tanzim öderek nöbetçi cür- mümeşhut mahkemesi olan Sul- tanahmet birinci sulh ceza mah- kemesine vermişlerdir. Düön yapılan muhakeme neti- cesinde, hâkim Reşit, Şevketi, dört lira para cezasına mahküm etmiştir.. bi 40 Derecelik Rakı İnhisarlar idaresinin yeni kırk derecelik rakısı gelecek hafta pi- yasaya çıkarılacaktır. Bu derecesi düşük rakıdan ilk parti 50,000 kilo ilmiştir. Bu rakıların şişelerine, su şişe- lerinde olduğu gibi, el ile kolay- lıkla açılabilen ince madeni ka - paklar konacaktır. imal Gerçek, Melinin yanında orta yaşlı, uzün we kabarık saçlıbir erkek vardı. Miecdi birderbire bir rezale! çı- karmak istemedi. Kendini tuttu. Nihayet müşterek bir tinayet iş- lemişlerdi. — Mülini — kırimamağa “Mmecburdu. — Kadınların ağzında bakla 15 lanmaz. Şiddet gösterirsem, iş po- lise akseder.. Yakayı aynasızların eline veririz. Şimdilik kodese gir- | mek niyetinde değilim. Diye söyleniyordu. Bahçede beklemeğe karar ver- | di. Melin acaba bu konuştuğu ada- mı yeni tuttuğu odasına götüre - cek miydi?. Mecdi, bunu yapacağını tah - min etmiyordu: — O bu gece benim ona gidece- ğimi pek âlâ bilir, diyordu. €(Devamı var) | Amerikadaki ğ Mücadelenin İçyü 5| Yazan: Ahmed Şükrü ESİT | Amerlka İle Avrupa 8: münasebetlerin nazimı olkü recede e#hemmiyetli gibi GÖĞ kanunlar etrafında — Cumi ile Amerikanın teşrit meki &1 arasındaki ihtilâf devafi gidiyor. Teşri mkınıım* lümdur ki, iki beyettir: siller meclisi ve Âyan. Bit © | mun mer'i olması için ev' | messiller meclisinden 80 Ayandan geçmesi ve nihayet' hurreisi tarafından da 't mesi Jüzimdir. Cumhurreisi muharib d re silâh ve harb alâtı safi meneden bitaraflık kanlil tadilini istemiştir, Müm meelisi, kanunu, harb ületle? tılmasından memnuiyeti K#'y makia bersber, silâh satiği ©j rindeki memnuiyeti muhüf decek şekikle değiştirilmiş vaziyette muharib devletlef rikadan tayyare hattâ , mak şartiyle tank satın cekleri halde silâh ve top SEĞİ lamıyacaktır. Cumhurreisi ” mun bu yekilde tadiline muhalefet ettiğinden Âyan si meselenin müzakeresini T den sonraya bırakmıya ııı#’ miştir. Fakat Ruzvelt bunü bul etmiyor. Acaba Ruzveli neden rın bu şekilde tadilini istiy' hurreisine göre, dünya bif | arifesindedir. Ve bu harb riter devletler tarafından P edilecektir. Harb çıktığı V de otoriter devletler, deniff kim olmadıkları için ve da olmadığından Amerikaöf Tâh salın alamazlar. £ Diğer taraftan Ruzvelt'if rizleri, 1914 harbinden der Kütfğasında “Avrupa ne silâh satmanın Amgııv' harbe sürükliyeceğini ıai' mektedirler. Filhakika | nin 1917 senesinde harbi etmesine di ölen şında bu $ilâh satışı gelmi” Bunlar diyorlar ki, Avrüpf laka bir Harbe - sürükle Bu harbde Amerikanın t ceği siyaset bitaraflık © Bitaraflık da ancak her İ fa da silükşsatmamakla teff lebilir. Burada dükkat eğilecek BZ ta şudur ki gerek Cumhurf'ği gerek Meclis, Amerikanığ J) takbel bir Avrupa hanbinti çınması icap ettiği no)rui" ( tefiktirler. Fakat bu gay€ mak için takip edilecek $? zerinde anlaşamıyaorlar: Ç reisi diyor ki: Amerikaya # min edebilmek için dünyi temin etmek lâzımdır. çıkarsa, hiç bir devlet lamıyacaktır. Ğ 4 Muarızları - diyarlar ” kadar uğraşsak, gene AV harbe girecektir. Şu hald€ $ | a kenamda kalmıya çalı taraf da noktai nazarla! ettiğinden Amerikanın kanizmsı bir çıkmaza Parlâmanter sistemlerdt metle teşri kuyveti :Z* fa düşünce, ya hükür der ve yerine teşri ınıwi*’J tai nazarinı kabul eden gelir. Yahut da moelis f ve yeni seçim yapılır. seçimin neticesine göre Amerikanın sistemi olmadığı “için böyle bir € çözülmesi de mümkün * Amerikada .sıu.—-n:, ları» adı verdiğimiz m' fında devam eden ihtilif ğf katte Ruzvelt ile politif b rasında bir mücadeledir. cadeleyi kim kazanacı nüz iyice malâm dızı*”' Ruzvelt, çok kurnaz biz P olduğu gibi şüphesiz € miyenin itimadına mazk” şartlar altında şimdiy çok mücadeleler olduğU u da kazanması ihi