Japonyanın Yeni Yürüttüğü Hesab Avrupalıları Çınden Çıkarmak İçin | En Münasib Zaman! Sarı - Beyaz Mücadelesi Şıddetlendı ünün meselesi Uzak Şarkta G ler olup bitt fında oplanıyor. Dünya politika | âlemin'n gözleri o tarafa çevril- miş. Bugün yarın kimbilir neler olacak diye bekli la zA erika ve Fransa Ve İngiltere arasında Ihtilâf eksik ol madı. Fakat şuras: var ki bu kar gaları büsbütün vahim bir hale gelirmemek için Uzak Şarka mah- diplomatlık vardır. Yoksa a çıkan her mesele harbe var- ydı şimdiye kadar çoktan harb iş olurdu. İlân edilmeksizin rebe etmek de Uzak Şarkta başladı. Sonra başka yerlerde de buna' alışıldı. Şu son on senenin + vekayil Uzak Şarkta pek - garib | i. Onun için şim« di de Çinde Japonlarla İngilizler arasındaki ihtilâfin silâhlı bir kavgaya kadar varacağına ihti mal vermiyen Avrupalılar da çok- sus bi Japon Hariciye Nazırı Artia Sovyet sefirile konuşuyor kârlığa katlanacak değildir. Ja - ponyanın mihver devletlerile be- raber görünmesi herşeyden evvel kendi hesabına bugün böyle dav- ranmak daha olduğu içindi Vaktile İngiltere ile Japonya müttefik bulunuyorlardı. Umumi oluyor. Günü gününe verilen tel- grat haberlerini burada tekrara lözum yok. Yeni gelen Avrupa gazetelerin- de Uzak Şark işlerini iyi bilen mu- harrirlerin yazılarından neler den- diğine bakmak lâzım geliyor; tur. Uzak Şark vekayiini evvelce | — Japonlar imtiyszk mıntakalara | harbden sonra İngiltere bu ittifakı yerinde tetkik eden Avrupalı mu- | böyle yapmakla kendi hesablarına | artık tazelemeğe lüzum görmemiş. harrirlerin yazdıklarına göre tir. Tokyodaki diplomatlar ise buri- göre yanlış bir iş yapmış olmuyor- | lar. Çünkü zaten imtiyazlı min- | takalara sahib-olan bayancıları da | Çinlilerin milli deyguları bir tür- lü affetmiyor. Japonlar bu yaban- cılara karşı açıktan açığa Vaziyet almakla Çinlileri memntm”edü - ceklerini düşünmüşlerdir: Çüliler acaba Japonları sevebi- zak Şarktaki diplnmatların ko - nuşması da başka türlüdür. Orta- lığa duyunmadan konuşmak Av - daki diplomatlar için bu za- marida pek zor olduğu halde U - zak Şarkta diplömatların dâha ke- tum olarak birbirli pek mümkündür. dan dolayı İngiltereyi bir türlü u- ] nutamıyorlar. İngilterenin Çin « den alâkasını kesmek için n2 yap- mak mümkün olursa onu yapma- yı düşünüyorlar, Bunun için Almanya ile İlalya ile beraber olmak lâzım geliyorsa 'Tokyo bunda da tereddüd etm konuşması Fakat saklamağa lüzüm yoktur | Jirler mi?, Buna verilecek cevab | Yalnız İngilterede değil, Çinde ki Japonlar bütün Çindeki İngi- | ,hayır» dan ibarettir Fâkst Çin- | Fransızlar da var —Amerikalılar Hz imtiyaz mıntakasını ablukaya | Nler daha evvel bu imtiyaz sahibi | da var. Bunların da alâkalarını almışlardır. Oraya komşu olmak | yahancıları da seviyor değiller - | kesmek düşünülüyor. Çinde Av - e Fransız mıntakası da bü- | Gi rupalılar eskiden imtiyazlar tçmin n neticesinden kurtulamamı ederlerken birbirlerine yardıi derek, bu işi bir Avrupa dav Hulâsa Japonlar Çindeki ya - bancılar dleyhine davranarak yer- lidere hoş görünmek istemişlerdir. | şekline — koyarak yapmışlardır. Fakat bu politikanın sonu ne- | Çinli bundan dolayı beyazlara kar- reye varacak? Burada bir sual | şı soğuk duruyor onları sevmi - a sorulmaktadır. yor. Bir an evvel çikilip gitmele- Tkoyo hükümet! ne dereceye | rini bekliyor. Faka' yine bu za- kadar Berlin - Roma m: t an şayanı dikcat bir değişik- liğidir kt Çindek! Heyazlar artık eskisi gibi birbirier'ne bağlı bu | lunmuyorlar, italyan fagiliz, tarafta raber olmuştur? Japonlar bugün Avrupa devlet- lerinin arasındaki gerginlikten « 'ülade etmek iç n ve zamâ- ni muvafık bulmuşlardır. Diğer ta- raftan Avrupada da Almanya İtalya kendi hesablarına bu vazi- yetten istifadeyi düşüneceklerdir. Yalnız şunu da gözönünden uzak le Alman tarafta, | nsız ve Âmer kalı bir olarak birbirlerinin aley - hinde vaziyet almış, bekliyorlar. Çini istilâya gelmiş olan Japon da bundan istifade ile bevsuları çı- karmak istiyor. Bunun için de Av- | Otamabili satmak | sanmış üyüyordu. Meraklı Şeyler TAYYARELİ TALEBEL merika — hükümeti — tarafından seşrelunan — bir istatistike Fi Amerikada 312 falebenin husu- dayyaresi vardır. Bunların 90 1 her- gün mekteblerine tayyare ile giderler. Bu süretle bir talebenin günde 180 kilemetre mesafe katettiği hesab olun. muştur. Pilot şahadetnamesi bulunan tale - belerin sayısı da 1304 dür. San Fransisko caddelerinin birinde Tüks bir otamobil duruyordu. Şafârü de yoktu. Otomobil hırsısı bir kadın bu- u görünce fırsalı zunimet bildi. Me- mea şofür yerine olurdu ve yola çıktı. için Los Angelese icerlde u- Hursiz, — etomobili Salacağı sırada uyandı. Bu süretle 6- tomobil hırsızı, adam kaçırmak ci edildi ve müebbed küreke mahküm oldu. Eğer sahibi içeride bulunmamış ol- saydı otomobili çaldığı için üç ay hapse mabıkâm olacaktı. GARİB BİR TETKİK Londra bankalarındam birinin mü - daktiloların yazdıkları mektub - Tarda, en çok ne günleri daha çok yan- kşlıklar yaplıklarını tetkik etmiş. bu tetkik üç ay sürmüş. Nihayel, pazar- desi günleri yaptıkları hataların - çok olduğu anlaşılmış. Salı günleri hatalar misbeten daha azmış Carşamba gün- derinden itibaren hiç hala yapmıyor - Tarmış. NAPOLYONUN, HEMŞİRESİ A00 — POLİNE YAZDIĞI MEKTUBLAR ———0 Napolyonun, hemşiresi Poline yaz - dığı mektublardan 36 sı geçen hafta da Pariste, müzayede salonunda satıldı. Bu mektubların en urunu 19 satırdır. Ve bepsi, bizzat Napolyonun kalemin- den çıkmıştır. Tesadüfen ele geçen bu mektublar 20 bia franga satılmışlır. WHİTEHALL * Londrada, Trafalgar Sküardan Wesi- minstere doğru giden geniş caddenin ismidir. Bu yolun üzerinde vaktile es- ki kral sarayı bulunduğu için bu istm verilmiştir. Sarayın yalnız «Bankueting Halir denilen eziyafet salonur kalmıştır. 13 üncü yüz yılda burada büyük ko- mak vardı. Biâlhare, Vork piskaposı nun Londrada ikametgâhı oldu. 8 inel Hanrinin nedimi olan Yerk piskaposu Kardinal Vokey gözden düşünce hü- kümete İntikal etti ve Whithall ismini aldı. (1529), $ incl Hanri, konağı tamir ve bü- yüttü. 17 incl yüz yılda muhtelif yan- gınlarda kitmen harab oldu. Bu e: beble, 1697 de Kral, Sen james sara- yına naklelti. Bu sarayda pek feci hüdiseler ol - muşlur. K inol Hanri, sarayda verilen bir maskeli baloda falihsiz Anne dö Böleyne gönül verdi. Kilzabet Mari Teodorun emrile bu sarayda tevkif 6- lundu, ve kulede hapsedildi. 1 inci Şari 1649 da buradan seyasel meydanına gölürüldü. Bilâhare Kromvel, 3 eylül 1658 e kadar bu sarayda oturdu. 2 inci Şarl burada öldü. Doktorun Öğütleri: Tuvalet Suları mülünü y famız sip yüzde husule gelen çizgileri, güneş yanıklarını ve| kırmızı lekeleri izale eder: Loriye - söriz 'suyu '[_T)eğişen Adam! na filozof Ni- had derlerdi. 24 - 25 yaşla- î rında, uzun boy- MEHMED HİCRET Yazan: 0 elerimi hep onlarla paylaş - lu, esmer sik Zira onların beni sevdikle- yah ve kivir - Tine, H ve hakikl dosti cık saçlı, — iri si olduklarına inanmıştım. Kitap - | yah gözlü, larıma hürmet eti İşte bunun için gözlerimin bü- tün enerjisini kitaplara- verdim. şıklı bir delikan- h âdi. iç bir kimse kitapların bazı sahi- ile samimt değil feleri beni ağlatlılar, bazı sahife- | ldürdüler, bazıları da rete düşürdüler, Bazan gözlerim arasında şimşekler, te - bessümler gördü.. Bir çok filozof lar, ülimler, mütefekkirler, san'at kârlar, musikişinaslarla dos tol düm. Bu bazılar taki hakikatlerden bahsettil, Bu mütefekkirlerin kulağıma fı- sıldadıkları mütaleaları düşün - düm. Daima, her zaman okudum- Hayatımın bu şekilde akışı bana artık kendi hayallerim içinde ya- şamak 'zevkini verdi. Fakat her ne zaman düşüncelerimle hayat- ta realiteler arasında bir mi sebet tesisine kalkıştım ise, bit hayal sukutuna uğradım. Büyük bir teessür duydum.. Son zamanlarda öğrendim bayat ne bizim tahlil ettiğimi bi'ne de kitaplarda anlatıldığı gibidir. Biz hayatı olması lâzım geldiği gibi döşünüyoruz; hi 'bu- ki 0 mevcut olan şey... Oh le maes'ut olmak için hayatı buldu- ğumuz gibi kabul etmeliyiz. Ve öyle yaşamalıyız. Sizinle arkadaş — oluşum, bana hayatın, yaşamanın — zevkini öğ- retti. Ben artık hayatı da, insan ları da çok seviyorum. Asüijman, #izi kollarımın bü - tün kuvveti ile bulunduğunuz ka- ranlık âlemden çıkarıyorum. Bel- ki de insanları ve hayatı ayni gör: (Devamı 6 sücı sahifede ) MAT KU Ankara Radyosu BUGÜN 18.30 Program. 18,35 Müzik (Şeu oda müziği - rahim Özgür ve atek bücekleri). me: Sevgilisi yoktu, gönkü - bombo, ibi sevgi his - lerile çarpmamış- tı. Hayalinde ya- g cat kadın henüz — karşısına çıkmamıştı. | hayat- etti. Her seferinde de bir iki saat beraber dolaştılar.. Fakat ne de - likanlı, ve ne de genç kız birbir- lerine aşklarını itiraf edemediler.. | Tlık bir yaz akşamı idi. Akşa- ma kadar kütüphanesinde vak- tini çalışmakla, okumakla geçi - ren Nihad; biraz hava almak, ge- zinmek için deniz kenarına in - mişti. Delikanlı, senelerdenberi aradığı, beklediği kadını orada gör- dü; yıllardanberi” hayalinde ya - şıyan ideal kadın ile orada karşı- laştı.. On sekiz, on dokuz yaşla - rında sarışın, harin've dilber bir | kızdı. Tatlı bakışlı; 'deniz mavisi gözleri genç adamı büyülemişti.. Durdu.. Uzun uzun bu güzel kı- zt seyretti. Bir ara kız da gözle- rini, gözlerine dikti. Bir kaç 5; niye genç adama baktı. Sonra ha- fifce gülümsiyerek, gözlerini göz- lerinden ayırdı, başını önüne eğ- di.. Nihad, genç kızın yanına yak- laşarak, onunla konuşmak- istedi. | Fakat mahcup ve utangaç oldu- | gu için büna cesaret edemedi.. — Delikanlı deniz kıyısında gör- düğü bu enfes kıza tutulmuş, oha gönül vermişti. Bir gün Nihad Asümandan bir mektup aldı. Genç kız bu mek- tubunda, —aşkından, — kendisini sevdiğinden, bahsettikten sonra; hayatı tahlil ediyor, hayatı boş ve manasız bulduğunu, tasanlardan nefret ettiğini ve saadet denilen şeyin varlığından şüphe ettiğini söylüyordu. Nihad da genç kıza şu mektu- bu yazıp gönderdi: «Sevgili Asüman! Bu mektubu sizi teselli için de- Bil, samimi hislerimi — bildirmek için yazıyorum.. Mektubunuz be- ni perişan etti. Hislerinizi, hayal- lerinizi, fikirlerinizi. bir harabe gibi görmekten dehşet düydum, ürperdim.. Ah! Endişelerinize gülmeği ne kadar isterdim'.. Daha pek genç olmanıza rağmen, tecrübeleriniz. den, hayâtı boç, manasız buluşu- Bir kaç gün sonra genç kıza | nuzdan insanlardan nefretiniz - geno deniz kenarında Tastladı. | den bahsediyor ve saadet denilen Yanında mektep arkadaşlarından | Şi andan şüphe ediyor - Cemil de vardı.. sunuz! Harici âlemin ruhunuzda Nihad önlara yaklaşt yarattığı bu karanlık, korkunç ve arkadaşı selâm verdi. ürpertici havayı ben de teneffüs Konuşmağa - başladılar. etmedim değil! Ben de şimdiye ği zaman Durdular. Bir ara- lık Cemil genç kıza dönerek: kadar hep muhitimden uzak ya- 19 Çecuk saati. — Sana filozof arkadaşımı ta- | şadım; fakat onu tanımaktan ge- İSSS Tück münüği Çİnscma ftula). mıtayım, dedi ve onları birbirine | ri durmadım. Muhitimin pistolo- F aaE spuç v v | meleoroloji haberleri. takdim etti oldum. Onun zevk, | 2010 Neşeli plüklar - &. | gadet diye takdim ettiği | — 20,15 Türk müzlği Nihad o akşam geç vakitlere ka- dar onlarla beraber gerdi... | Genç adam, o günden sonra sev- | diği kıza üç defa yalnız tesadüf i— MHicaz peşrevi, 2— Hafız Yusul - Micaz şarkı - Sev- dayi rubun aşk eline. 3— Arif Bey - Micaz şarkı halim firakınla, 4— Kemençe taksimi. 5— Bimen Şen - Hicaz şarkı - Yıllar ne çabuk geçti. 6— Hicaz şarkı - Gülşeni hümmüne, 7— Micar saz semalsi, 8— Arlaki - Kürdilikicaskâr şarkı - Yelmez mi, tükenmez mi, 8— Faize - Nikrir şarkı - Gönül ne manasızlıklardan kaçtım.. Ru -« | humdaki boşluğu dolduran, beni | teselli eden tek şey vardı: Kitap- lar! Kitaplar, beni her hususta tatmin etti: acı ve ıztırablarımı, | - Benim tutmamak lüzim geliyor:; A Gül suyu e içlm aleşlere yanısın, <ya ile İtalya şunu istiyormu: rupa devletleri arasındaki gergin Glliserin 30? 30 » ae T NL A DU nu alacakmış gibi likten istifade zamanı geldiğine | | Benzonat 20 . . öi Hakişün da Tokyo diplom: Ş hükmediyo. Fakat Çin diyarının Tentür dö Mirh t v Her ı;urııde uygun ve yakışan 21.15 Müzik (Vislo sole - Zeki Ber- Jağıa Üezikiye Nat ı vaziyetledir. Almanya ve İtalya | 1 olan Çinkler Japonu da is- ” oök Tardler :ılAAkıE(ı: lkyoğılıındı '"ıîm küren tarafından). i bi A Tadokia Mazlnka bir Telik < 'De: hifedi mağazalarında satılır. l — 2135 Müzik (Neşeli müzik - Fi Aritanın başka bir resmi için Japonya herhangi bir feda (Devamı 6 ıncı sahifede) KA HLA ae Ai « —— — - —. 28 Müzik (Cazband - Pi). Bir saniye İkimiz de sustuk. Ben kollarımla YZ öi vibi, peytaklağığı Hrieblari - 23 Sen afanı haberleri ve boynunu biraz daha sikıyordüm; o saçlarımı ok- BF Kime prar eat vrim lame N d Bi aa yi Birie e GİCR — Parama yazık değil mi?. Artık büyüdü, biraz | — 1230 Progrm. D M aS a Mi z l da kendisi bir şeyler yapsın; Koskoca kız. Hep be- | — 1245 Türk müziği - P. yaşlar boncuk boncuk oldu, çenesinden aşağı ak- S tlla bakimak Geğü'yal. 13 Memleket saak ayarı, alens ve mağa başladı. Benim de gözlerim doldu, ben de AA Çi el kizt evde tüt- — | “tlzoraleği haverleri. ağlamaya başladım. O, hayatına, ıstırabına, çilesine — Hatıçın olmasa karı bir gün şu kizı © 1318 - 16 Müzik (Karışık program iyordu;. ben de hayatıma, iztırabıma, çileme Tet Di ordum! Şüphe yok ki, bu ıztırabı bu çile. bu hayat ayrı ayrı şeylerdi. O, gençliğinin yok olu- şuna, bahtsızlığına, bir dilim ekmek, bir baş s0- kacak yuva, bir sakınılacak şeref için kayıtsız, tok söz bir kocanın elinde çile dolduruşuna ağlıyordu. Ben de onun böyle oluşuna, bir dilim ekmek, bir baş oluşuma ağlıyporum. Demişler, sesi çıkmamış, gitmiş ve ölmüş! İşte annemde ilk inhidam, ilk ve devamlı ıztı- rap. Bir aşk ölüyor, bir koca ölüyor, bir baba ölü- yor, bir çocuk ve bir ana hayat denilen diken ku-. yusunun içinde yapayalınız kalıyorlar. Ve.. Bu iki boş mide ekmek istiyor!. Bundan daha kuvvetli 1z- tırab ne olabilir ki?. Yine bu ıztırab günlerinden birinde karşısına bu adam çıkıyor. Arada yirmi beş, yaş fark var. — Benimle evlenir misiniz?. Diyor. Annem düşünüyor: Evlenmek için aşk istiyordu. O, ölen mülâzımı sevmişti! Evlenmek için fikir, vicdan, his, fikir vazife arkadaşı olmazdı. Fa- kat, bu adam bir dillm ekmek, bir ev, içine girile- cek bir yatak gösterdi, aşkı raddeti, viodanı reddet- ti. Beraberliği reddetti, arkadaşlığı reddetti, — Bana bir karı, sana da bir ekmek lâzım!. De- di. Yaşamak için sahiden ekmek lâzımdı. Yine, bu iki yol da bir ietiraba çıkmıyor mu?.. Belki arada tek bir fark var, O, ıztırabını daha de- cin köklerden alıyor ve ümitsiz bir istikbal içinde Muhakeme ediyor. Öyleya, o da benim gibi gençmiş, hoppaymış, şenmiş, kayıtsızmış. Bir gün karşısına genç bir mülâzım çıkmış, evlenmişler ve.. Birbirle- rini çok sevmişler, çıldırarak esvmişler. Sonra, ben olmaşum, kendilerini bütün bütün mes'ud bilmiş- ler Fakat, bir gün babama: - Haydi Yemene.. Ve ona; — Bu ekmeği kaçırma. Dediler. Sordu: — Ya, çocuk?. — Yenisini doğurursun, sevgi — Ya, sevgim?. — Yaşamak için öldürmek lâzımdır. Onu öldür. Dediler, Ve.. Annem en aç Karı olmayı kabul etti. Evlendiler. Fakat, yeni ço- cuk doğmadı, yeniyi yaşatmak için eskiyi de öldür. meli! O günden bu güne kalb, sinir, his gönül hep dur- du, sadece mide ve damarlar çalıştı. Üstelik, kucak- ta gelen o çocuk büyüyüp serpildikçe bir diken ol du. Ve.. Bugün Rüştü Efendinin tıyor: Ben bütün kazandığımı bunlara mı yedire- ceğim?. — İkiniz de başıma dert oldunuz. Al karı, şu kı- zını git başımdan. Ve.. Zavallı anne ikide bir hep bu sözleri din- liyor, hep bu sözlere ağlıyor. Bu sözler onun ha ta evvelce: — Aşk. Şimdi: — Benlik.> Deye bildiği tek varlığına taarruzdur, Kalbine taarruzdur, hissine taarruzdur, anneliğine taarruz- dur, kadınlığına taarruzdur!. Fakat, o, bir dilim ek- mek. İhtiyaçından hâlâ kurtulamadı.. Onun için- dir ki, bütün bu taarruzlara boyun eğiyor, bir di- lim ekmeğine kendi yağını katık ediyor ve, ken- di göz yaşile ıztırablarının zehirini akıtıp ferahla- mağa çabalıyor. Bir günde bu yağ bitecek, bu yaş tükenecek ve, O kimbilir nasıl çırpına çırpına ölecek?, (Devamı var) 1357 Hicri Cemaziyelevrel 1355 Ruml Haziran bölünür. 1929, Ay 6, Gün 176, Hrzır 5L olduğu gün, ona., gözüne iyji