Mısır Meğer Güzel Kız Bir Kaçakçı İmiş Köpeği İle Beraber Esrarengiz Kadın.. Güvertede Dolaşan sıra gidi ttenberi Hayfa li- Gemimiz bulunduğu i Selim a ilk ma hur Ci arşıda Akka ka tarihin maküs seyirler asil bir de de- e ve hiddetle kafa ze bakarken «şunu nasıl yaka- sam ve şu dal ömsem» diye düşünmüyor. Sülüyorum Böyle mes'ud bir telâkki farkı| için yedi asrı uzun bulanlardan değilim. nın göçüşü yirminci asrı dol - duruyor, İsanın Musa ümmetinden | bir Jüdanın İsayı çar ni unutarı Gemimiz Yollu bi an tmek isti- su - yorum, addin varsa geç. lerde elma armüd se - mildanacak yer yok.| diyo-| di bunları? | ik tek gözlüğünü iki par - | ör v | trampete ça - yemiş veri arak yo: Misi r gibi vu Filistin türüyoruz. Çöl mübarek Ni avlı kıyılarında müşteri | ayor | ide-| 'ngiliz parasır bir mucize ya - | alcinin Filistindi rattığını kabul temeli. Geceyi sallanarak — geçi uz. Nilin Akdenize hassa Reşid önünde suları, bi l nizi dibden l kaynatıyor. Lodosa tutulmuş gibi * oruz. Öyle ki İske: wqcv* enin m'lyonlara mal olmuş W yıcır merdireklerle hı""?:»..n - * lar 0 eski miz zaman kafalarımı | rakı çık denizine girdiği - birer ton çır hirde dolaemak, ba-! lıklıktan Vaz geçip insanlaşmaktır... diyor. Ve şapkası nt almak için kama - | man ben va- karşıla; köpeği dolaştıran harikulâde za- rif bir pijamalı kandırdır ki kül renkli büyük gözlerinde masum Insanla «dünyanın Hanyasını ve | Konyasını görmüş insan» içiçe yanyana size bakmak'tadır Gözlerini o kadar gözlerime di- iiyor ki sormağa mecbur kalı yorüm: — Yeni mi bindiniz gemiye yan? — Eyet efendim. — Nereden bindiniz? yorum. Bu, mini mini bir| fırlatıp | C€ rak cevab veriy Seyyahati Notları Mısır askeri İranda prenses Fevziyenin düğün meresiminde - Hayfadan yi tanırım. Sizi gezdirirdim. Daha iyi t e çıkmak i um, yan bir kavalye iyorum da on- ada şair Orani | İskenderiye rihtımında tuz hokkamaz ve cambaz, vapurun| rından bir Yunanlı mektedir. Kızı adettiniz. yirmi o- palamar atışile, palamrların ba - g ve merdivenlerin- mdaki kısa bir za - | indirilişi arası mandan lâde hünerler gi Fakat en büyük hün tımda gös çakçı ile Russel- paş; rada çetin bir zekâ mücadel tmektedir. Bu- için “me olur ne olmaz pa - (Devamı 7 inci ıı:yjudıı) . Acaba şimdi İs-| Balara — takılı raber çıkalım de- atla- istifade ederek hariku - yuma- - Hayır. Bu sefer vadct atlatırım. — Yani? — Olmaz derim biter gider: gu Niçin? Ben İskenderiyeyi çok rteden lardanberi devam © x 80 Yaşındakı Adamın Hayat İstatistigi 27 Yılını Uyumakla ve 6 Yılını | Yemek Yemekle Gecirmiş ı stalistik amatörler Hesab etmedikleri ne k: Geçenlerde biri, b nde kaç dikiş bulun * işti. adam ömrünün: nı boy durmüyor- | çında . | — 444 saat, 6 dakikı ba- ki,. erkek kos - | armakla, Iç n, 20 saat ve 7 dakikası | plarga akla, ; €, 100 gün, | kasını yemek yemekle, 1 gün ,bir gülmekle, tümü üz duğunu hesab etim daki di de biri, 80 y da bi damı ele almış. Bu adamın, bu 80 seneyi nasıl geçirdiğini günü gü- nüne, saati saatine, dakikası di kikasına, sa sab kadar diğin: t ve 36 dakikasını oku- - eee dere senesini uyumakla, 21 sene, 3 ay ve 40 saatini ça- lışmakla, 307 saat, 16 dakikasını yakmakla, 48 gün, 17 saaf dişlerin 4 gün, 2 esnemekle, or. Nekadar çalıştığını, ne uyuduğunu, nekadar esne - sigara içtiğini söylü; Bun ne de hayır diyeceğiz. Yalnız sigara Doğru mü dersiniz?.. ne evet, Poca merhumun bir nakledelim Hocaya sormuşlar: 3 dakikasını l temizlemekle, saat ve hikâyesini Dünyanın ortası neresi?. at ve 25 dakika- eddüd cevab vermiş: T ay, 18 gün, 2 sını da tıraş olmakla geçiriyor - Ah: bu til bunlacın, zamanın istatistiğini cak?. Fakat bu uğurda sarfettikleri ler! 'nız ölçünüz!, Bu garib istatistiğe göre B0 ya- kim yapa - t ve 3 dakikasını | 26 dakikasını | da k arasında: Vay, azizim.. muya mı geldin?. — Yok canım!.. — O halde bankada işin n Şu masanın üzerindeki kadan mürekkebli kalemimi dol- | duracağım da... UZUN BASTON Bayan Vecdi bir isim günü he- | diyi ak ko müş topuzlu bir baston verir. Birkaç ay geçer. Bay Vocdi pa- düşer. B__ı.,mm gü- na, ucu gü. - | müş sapını çıkarır, emniyet san- im eve gelince stonu niçi madım... Çok uzun idi de.. n idi ise alt ucundan kes- Alt ucu MAHKEMEDE: Bir sütçü, sü çin mahkı su karıştırdığı eye verilir. Kendini müdafan için Suyu karıştıran ben değ Küçük Arkadaşlari! ünü süt güğü- Ben de far - ğlum iğün müt mışlar kına varmadım, mü,; Hakim, küçü sorar. mi karıştırdınız?. bay oynuyorduk. Babamın, taklid ettik. âkim... Sütçü o- unu sabah yaptığ HAKKI VAR MI? her Bir kom re karısı: müş. Bu, derece ç her gittiği götürür - üzüne bakılamıyacak n kadını yanından â- | niyen | isyoncu, ye- da beraber yırmamasına — mana - ve iri merakla sorar:| dalma bera - ber gezdir — Anlamadınız mı sebebin! — Hayır!.». — Anlateyım: Evde bıraksam, her gidiş gelişte <Allaha dik. elini sıkmak, ya - ek Tüzim. Bu mec - inda kalmamak için Te beraber göt smarla- | demel Mucidi 16 Sene Çalıştıktan Sonra Muvaffak Oldu ve karısı avazları çıktı. bağırıyorlardı: Delirdi! Delirdi bu adam!... venleri yaktı. Şimdi de ta- vamı söküyı Biz! de diri diri ya- kacak!. Bunü işiden kona komşu, aldı- rış bile etmemişti. Çünkü Berna- Tın gece ve gündüz sıcak bir fırın başında çalıştığın; biliyorlardı. me üğe raştı. Varını yoğunu sattı. «M yapmanın usulünü bulmuya çalı- | , çocuklarını ih- | e geçen parayı bü- Nihayet muvaffak nklı mine yapabil - . A h k se- Anne, şıyordu. Karısı na veriy oldu. Yeşim n usulünü keşfett vinc'ne san yok uğunu, Çocuğutu mes'ut ede - cekli, Bernar, o vakit 45 yaşlarındı Fakat, ler mahrum içinde yaşadığı iç'in çok yıpran - mıştı. 60 yaşında görünüyordu. Katerin Dömedici, bu muvaffakiyetini işidi a çağırttı, iltifat etti, bi 'T sipariş verdi. Az sonra Fransada dini n dele başladı. Bernar protestandı. Sen Bartelmi gecesi katliâmın Dömedicinin himayesile uzün “seni san'atkârın ce sara- çok şey. an 1580 da, siyasi düşmanlarının enteikalarile Bastil hapishanesine n, eski antika ve tütün ku- tuları üzerinde görülen o güzel mucidi işte bu Bernard 5—SON TEL Al' —Z4HAZIRBAN 1vav Muuv©n©rnerm evgilisi “Tanrının Gözü,, İsimli Elmas Uğursuz mu? Elmas Alıp Satan Zengin Kadın Kâbilden Nevyorka Gıtmıştı şunu — söylü ni idare € ambaşka a etinin beşi görülürler si bir mahfa: Hti lâl sebebile hakiki bir taçtan çıka- rılan değerli bir taş, onları biribir« lerine düşürür, biribirlerine harb inma sevkeder. dan, dındır. Müsa - so belki güzöllik kra- si de olur. Acaba bu genç ka x? Pırları metli kibar bir ka, dın nasıl a süslü, aza - mı?, Elmas satın âlan bu ka- yen üzerinde elmas ta - şımaz. Gayet sade giyinir. Göğ - sündeki küçük bir zümrüd boröş- tan başka bir şey taşımaz. Bunun da değeri pek azdır. Madam Holt Levis, en Şüksek adamlarla bulunur ve bununl. bar, en münasebatta ede kraliçelerle, ktub- ana gitti mi mihra- Geçen 3 garib bir (Kühi Nur) güzel ve İsanın do » ald Paraca sıkın- tıya düşen prens bunu satı rar vermişti Madam Holt Levis'in Lahur'da bulunduğunu lınca kendisini davet etmişti, Madam, hemen cevab İki gün sonra geleceğini bildirdi. y Tıpkı bir Kraliçe gi- bi merasimle karşılandı. Akşam meğinden sonra Prens, satmak österdi. Bu, cid- r şeydi. Prens: Bu taşın ismi Flyzilin gö- dür. Şimdiye kadar kimseye et, musibet geti gece düşününüz, ni yapı Peki, dedi. Ve odasına çekildi. Bir Dakika Diyip Geçmeyiniz * Er (İrlandada),'m lim ve terbiye için dakikada k Barfeder. * Kömürde bulunan kü - kürdün 96 98 i zayi olur. Da- kikada zayi kükürdün miktarı 23 tondur. * Kanadada kereste sana- yli çok müterakkidir. Mevecud yedi bin fabrikada çalışan 200000 — ame dakikada 13.300 frank y iye * lir. * Fraasa, her dakiks 21400 frank kıymetinde yiyecek ve içecek ihrae eder SİZ ŞU SATIRLARI O- KURKEN 60 SANİYE GEÇTİ. eşhur şundan yüz sene evveline i bir taş vardı ıya k haber verdi. la çıkt ns, elması fevkalâde £ istediğ miştir. Bu in pazarlığı ız. lan parlaklığı gözünün önünden gitmiyordu. Bütün gece uyuya - madı. Sabahleyin şafakla beraber kalk- tı. Odasını — havalandırmak için pencereyi açınca yağmur serpil» diğini gördü. rengi attı. Madam Holt Levis'in bir itikadı, bir zâfı vardı: Yağmur yağarken elmas alıp satmazdı!.. Alım satir işlerinde datma havanın açık oluş | olmadığına dikkat ederdi: * — Yağmurlu havada bir şey sa tın aldım mı mutlaka başıma bir telâket gelir. Derdi. Kahvaltıdan sonca pren sin yanına gittiği zaman onu bir: / (Devomı 7 tnci sayfada) | BİR FACİANIN İÇYÜZÜ ras, Fransanın cenup & r sayfiye ma- bir çok pansiyonlar de güzel b köşkli yardır. Mahalli polis ko: Sorbiye'nin pansiyonuna soruyor: eri, Madam Kiracılarinız arasında Mösyö | Presvil sdlı birisi vaz değil mi?. 'et — Ne zamandanberi burada o- turüyor?. — Yedi seneder beri,.. — Mösyö Presvil'in doktor oldu- Mahallede bir eleri tedavi eti çü öldü değil — Eyet, fakat bunlar çok yaşlı ve ağır basta tedavisinden memnuniyet Öyle söylüyo.. çök ki yorlar — Evvelce ni biliyor masınız?, ahat ettiğini söylüyordu. — Nişanı da var değil mi?... — Evet, hattâ komşular kendi- sine «rozetli adam» İsmini verdi- ler. Mütekait bir bahriye doktoru imiş. Komiser, cüzdanını açar, Prosi- ye çıkarır, ve sorar: Asıl ismi Presvil olduğuna &- min m'siniz, Madam?, — Kendisine sorsanız daha değil mi?... Yukarıda kat çok ağır — İsmi Presvil u.—gı Doktor diploması yok. Nişanı da hiç.. Bir kaç saat sonra komiser, teve de oturuyor yi stıyor. Fa- vu Ağzından Sırrı Almak Mümkün Olamadı, Doğrulurkencanverdi Ki mm le geliyor. Has- tall el ..xnoı. Zatürree - den yattığını görünce: Sizi, tedavi için hastahaneye nakledeceğiz. Fakat, evvelâ ismi- nizi söyleyiniz. Doktor değilsiniz | | Hasta acı acı gülümsiyor: İ — Bir kaç günlük ömrüm kaldı. | Yalan söylemekte mana yok. — Evet... Dokt mim de Markat'dır. değilim..İs - iniz de var de Mahkümi; ğil mi?. — defa, dört sene... , can kurtaran otomobiline uluyor, hastahaneye götürülü- | yor, Odada, dolu ir rövolver, bir- | çok da mektup bulunuyor. Hepsi adınlar tarafından yazılmış. Presvwil'in gır- Mektup- a bunlardar bilecek mi?,. (Devamı 7 inci sayfada)