| |Günün Meselesi: |İş Bor Kurulacak Müfettişler Mıntakalarda Yeni Bazı Tedkikler Yaptılar «İş> yerlerine «işçi» bulmak ve dişçi> lere de siş» temin etmek vazifesile mükellef ol- mak üzere «İş borsalarır ku- Tulması kararlaştırılmışlır. İş datresi umum müfettişle- ri; bu maksadla muhtelif mm- takalarda tetkikler yapmışlar- dır. Tetkiklerde bazı büyük şe- hirlerimizdeki «İş mücssesele- rinin sişçi — ihtiyacı ve sişçi>- lerin vaziyetleri tesbit olun- muştur. Umuüm müfettişler peyderpey Ankara'ya dönerek raporlarını hazırlamağa başla- mışlardır, İstanbul ile İzmir Arasında Ticaretimiz TayyarePostası Geriliyor /— Perşembeden itibaren | Tedbirler Alınması Başlanıyor Perşembe gününden İtibaren İs-| fanbul - İzmir arasında yolcu ve Posta tayyareleri işlemeğe baş - hyacaktır. Şimdi İzmir - Ankara - İstanbul) arasında yapılan selerler 1 ha - Zirandan itibaren doğrudan doğ - Tuya İzmir - İstanbul arasında ya- Pilacaktır. Hergün sabahleyin şehrimizden — bir tayyare hareket ederek İzmire| | —yolcu ve posta götürecektir. “Ayni tayyare o gün İzmirden hareket edecek ve akşama doğru Ankaraya Varacaktır. Bilmuka - bele her gün İzmirden de İstan - | Bula bir tayyare gelecektir. Bu Suretle İstanbuldan İzmire ve İz- Mirden İstanbula günü gününe Mmektub ve gazete göndermek ka- Bil olabilecektir, yasreğğyini — Hukuk Fakültesi k imtihanları Üniversite hukuk fakültesinde yapılan «eleme imtihanları» dün neticelenmiştir. İmtihan kâğılları sür'atle tet - kik edilecek ve neticeler bildirile- cektir. Bu iki imtihanda mecmu not o- larak asgarf 10 numara alan ta - lebeler diğer imtihanlara girmek hakkını kazanacaklardır. Bina Vergisi Taksit Zamanı Şehrimizdeki bina vergisi mü- kelleflerinin vergilerinin alına - Cağı taksit zamanları tesbit olun- Mmuştur, Bu hususta dün alâkadar- lara verilen bir emirle tahsilâtın termmuz, eylül, ikinciteşrin ve - kincikânun aylarında yapılması ROMAN: 35 | — Hayır, daha yaşıyor. Fakat,. — Yani beni artık saraydan ç- karıyor mu? — Ben size sadece emirlerini tebliğ etmğe geldim. Kral sizin bundan sonra artık Röy şehrinde oturmanızı arzu ediyor. Ayakta duran kontes bu emri i- — götince İbembeyaz kesildi. Sanki — kanı durmuüştü. Bununla beraber kendisini toplada — Derhâl hareket etmek lâzım o m? — İsterseniz ayrın sabah erken- den hareket edersiniz. Sizi bir a- raba merdivenin önünde bekli - yecektir. Madam Dubarry, yalmz kalın- ta, bir koltuğa yığıldı. Başı ateş- er içinde. yanıyordu.. saları Bu raporların gözden geçi- rilmesinden sonra «İş borsa- ları> nın evvelâ nerelerde açıl- ması icap ettiği tesbit oluna- caktır. Umumi kanaate göre bu se- ne içinde İstanbul, Bursa, İz- mir ve Adana'da birer iİş bor- sasıs açılacaktır. Peyderpey bunları diğer yeni borsalar takip edecektir, «İşçi borsaları» kurulduktaa sonra <iş» veren mücsseseler sişçi> ihtiyaçlarını mutlaka borsaya haber verecekler ve oradan «işçi> tedarik etmeğe mecbur olacaklardır!.. : Mısıîöla_ı; î İçin Çalışılıyor Türkiye ile Masır arasındaki ti- cari muamelelerde uzun zaman - danberi bir gerileme meşhud ol duğu anlaşılmştır. Bu gerileme 1930 senesinden - beri muntazam artmıştır. Ezcüm- le 1930 yılmda memleketimizden Mısıra 1 milyon 281 bin 871 liralık ihracat yapılmışken 1938 senesin- de bu yekün 265 bin 40 — liraya inmiştir. Buna mukabil son sene- lerde Mısırdan memleketimize ya- pılan ithalâtın ihracatımızdan faz-| la olduğu da anlaşılmıştır. Manmatih bu fazlalığa sebeb A-| merika ve Hindistandan gelen ba-| zi maddelerin de Misir — menşeli maddeler zrasında memleketimi- | ze ithal olunmasıdır. | İkt dost memleket arasındak! | ticari gerilemeyi azaltmak — ve | muamelâtı çoğaltmak üzere tet - kikata geçilmiştir. Bu maksadla yapılan inceleme- lerden anlaşıldığına göre son yıl- larda Misirla - ticaretimizde Yu- nanistan bize rakib olmuştur. Masırin bizden aldığı ve alabi- leceği maddeler kuru üzüm, incir, palamut, Valeks, zeytinyağ, Şam fistığı, ceviz, kestane/ diğer kuru meyvalar, kereste, odun ve kö- mürdür, Alınacak tedbirlerle Mısıra ih- racatımızın sür'atle artacağı kuv- vetle ümld olunmaktadır. bildirilmiştir. Emirden de anlaşıldığı veçhile halkımıza bir kolaylık olmak ü- zere bu sene bina vergisi taksit zamanları arttırılmıştır. Geçen sene tahsilât 3 taksitte yapılmışken bu yıl 4 taksitte ya- tır. yerinden kalktı, -pencereyi açtı. Ciğerlerinin bütün kuvvetile ba - har havasını teneffüs etti. Bir za- menlar o kadar gezindiği büyük parka ve ormanlara baktı. Eyvah arlık bülün bunlardan ayrılacaktı. Bütün hayatın sanki bir anda ma-| nası silinip gitmişti. O perişan haline rağmen kuv- vetlerini topladı. O kadar kendi- sine gönül verdiği ve felâket an- larında yardım umduğu Dük dö Brissak'a bir mektub yazmak için| yazıhanesimin başına oturdu ve şu satırları yazdı: «Azizim dük, işte bütün dost- larım ve beni sevenler için bir im-| tihan devri gelmiş bulunuyor. Be- ni bu mevkie yükselten el şimdi l beni nedense koğuyor, anlyorum, İnsan Ğiibfesî Eski Mütekaidler #ki kanuna göre tekaüd edi-| len müteksidlerin — terfihi için, hükümetin bir bal, şekli bulmak üzere olduğunu! dünkü gazetemizde haber ver-| miştik. Bu haberin biran evvel tahakkuk sahasına çıkmasmı te- menni ederiz. Terfihini bekliyen mütekaidlerin sayısı az değildir. Bunlar, 11 bini askeri, 35 bini si- vil olmak üzere 46 bin kadardır. Bu mütekaidlerin içinde ölenle- rinin bıraktığı Gul ve yetimleri düşününüz. Yapılan tetkiklere göre, ba mütekaidlerin terfihi için, ber yıl bütçeye & milyon liralık bir fazla tahsisat İlâve etmek ica) ediyar. Devletin, on binlerce va- tandaşın hakkını — ödeyebilmek| için, bu tahsisatı temin odecex bir formül bulmak hususunda, güçlük çekmiyeceğini ümld edi- yoruz. BÜRHAN CEVAT Kullananlar Sebze ve Meyva Bahçel-rinde Neler Oluyor ? Bu sene turfanda olarak yetiş - tirilen domates. biber ve pathean gibi fidelerin takviyesi için bazı yerlerde gayri sıhhi gübreler kul- lanıldığı görülmüştür. Ezcümle İs-) tanbula gelen turfanda sebzelerin mühim bir kısmının yetiştirildiği Ege mınlakasının birçok yerle - rinde, bu kabil fidelerin dikildik- ten sonra halâ çukurlarından ah- nan gübreler su ile karıştırılmak suretile sulandığı anıkdışılmıştır. Avrupada ve bazı yerlerde ih - mar edildikten sonra kireçle yakı- larak toz haline getirilen — insan Kübresi de turfanda — sebzelerin yetiştirilmesinde — kullanılırken; mevtuubahs turfanda sebze yetiş- tiricilerinin bu fenni şekle riayet etmoedikleri ve halâ çukurların - dan aldıkları insan — gübrelerini doğrudan doğruya - kullandıkları görülmüştür. Bu hal umumi hıfzıssıhha tçin çok zararlı olduğundan alâkadar- lar ehemmiyetle tahkikata başla- mışlardır. Bütün turfanda sebze yetişti - ricilerine icabeden tebligat yapıl- mıştır. Badema, gayri fenni şekilde gübre kullanan bahçe sahibleri; umumi sıhhate sulkasd suçile mah- kemeye verileceklerdir. KISA POLİS HABERLERİ 4 Erenköyde oturan müzeler müdürü Azizin.bahçesindeki elek-. trik direğinde fincan değiştirmek- te olan müzeler idaresi elektrik memuru Hakkı oğlu Uazlı merdi- venden düşerek yaralanmış, has- taneye kaldırılarak tedavi altma almmaıtır. yurdsuz kalacağım. İçinde yaşa - dığım ikbal ve şa'şaanın en yük- sek kademesinde saadetimi başka yerde aramağı çok düşünmüştüm. Yalnızlığımın içindeki birkaç dos- tum beni unutmazsa, çok bahtiyar olacağım.> İmzaladı, zarfı kapattı, şömine- nin üzerine koydu ve tekrar kok tüğa yığıldı. Mektuübu — yazmak için gösterdiği son gayreti de sarf) ettikten sonra, birdenbire kendi - sini pek bilkin hissetmişt. Ne uy- kuya, ne baygınlığa, ne uyanıklı- saray etiketlerini muhafaza etmek| ğa benzemiyen bir halet içinde, ve dedikoduların önüne geçmek is-| uzun müddet koltukla üylece gö- ü belki de yarın yersiz, | e Gi oli Kİ nülü kaldı. - P O Li S '_ı Ve.. Mahkemeler Çorapçının İlk Müşterisi Sabıkalı Âgâh Altı Aya Mahküm Oldu ün sabah Sahaflar çarşı - İsında, çorapçı — Mustafanın dükkânından sekiz on çift çorap çaldığı sırada suç üstü ya- kalanarak, mahkemeye verilen sa- bıkalı hırsızlardan kunduracı A- gühin duruşmasına meşhud suç- lar kanununa tevfikan asliye üçün- €ü sulh cezada başlandı. Mahke- mede davacı, çorapçı Mustafa şu ifadeyi verdi: — Sabahleyin dükkâm açtık - tan beş on dakika sonra kendisini, evvelce tanımadığım bu stiçlü A- | güh geldi. Birkaç çift çorab ala - cağını söyledi ve camekân içinde-| Ki çorapları — işaret ederek, on - Jardan çıkarmamı istedi. Dediğini| yaptım. Agâh bir müddet çorap- ları elinde evirip, çevirdikten son-| ra, onları camekânın üzerine bı- raktı ve: — Bunları beğenmedim, dedi. Daha iyi cins çorablardan çıkar! Onun alıcı olmadığını ve beni boşuboşuna yarmak istediğini an- Jamıştım. kendisini müşteri oldu - ğu için, onun kalbini kırmak iste- medim. İçerden iyi çorablar ge - tirdim. Agâh bu çorabları be - ğendi. Pazarlığa başladık. Ben bir| çiftine 25 kuruş istedim. O 15 ver- di. Uyuşamadık. Suçlu dükkân- dan ayrılacağhı zaman, koltuğunun! altında bir şeyler bulunduğunu farkettim. Kendisinden şüphelen- diğimi hissedince kaçmağa baş - ladı. Biraz sonra onu yakaladım. Ve ceketinin altından, dükkândan çalmış olduğu çorabları çıkardım. Suçlu Agâh kendisine isnad edi- den hırsizlık suçunu inkâr etti: — Ben, dedi birkaç çift çorab almak için davacının dükkânma gittim, Çıkardığı çorabları heğen-) medim. Dükkândan ayrıldığım ze- mman çorapçı: — Hırsız var, tutun! diye ba- | da beni beğendiği ve sevdiği an- | ken sokakta ana tesadüf ettim. Sevgili evgiliye Türküleri Dün Bodosun Müdafaa Şahitleri Dinlendi odosu bir gün dördüncü cezal| B mahkemesinin kapısı önün- de tanımıştım. Yirmi yedi, yirmi sekiz yaşlarında.. Ona derdini sorduğum zamân genç adam bana şu cevabı verdi: — Yaşım otuza yaklaşıyor. Bu- güne kadar hiç mahkemeye gel- memiştim. Bugün bir genç kız yüzünden buraya düştüm. Bodos sustu. Bir iki saniye dü- şündü, sonra söze başladı: — Bundan bir buçuk Iki sene evveline kadar hiç sevmemiştim. Güzel bir yaz akşamı, genç ve dil- ber bir Rum kızı ile tanıştım. o akşam onunla bir iki saat gezdik. Geç vakit, birkaç gün sonra tek- rar buluşmak üzere birbirimizden ayrıldık. guraya buraya eğlenmeğe gidi - yorduk. Genç kızı çıldırasıya seviyor - dum. Bununla beraber, sevgilimin| bakışlarındaki ifadelerden, onun daşılıyordu. Seviyordum ve sev- diğim tarafından da - sevildiğime emindim.. Bundan daha büyük adet var mı dünyada?, Onunla artık evlenmeğe, sev - diğim kızla mes'ud bir yuva kur- mağa karar vermiştim.. Gene bir akşamdı. Evime döner-| Yanında tanımdaiğım bir. genç vardı. Sevdiğim kız yüzüme bak- madan, bana selâm vermeden ya- nımdan geçti, gitti.. Durdum. Bir iki saniye onların! arkasından baktım. Ve o anda kab| bimin sızladığını hissettim. Ertesi gün sevdiğim kızla gö- Tüştüm. Genç kız. kaşlarını çattı ve sert bir sesle: — Artık senden biktim, seni ia- temiyorum. Ben şimdi başka bir ırmağa başladı. Çarşı esnafı da beni yakaladı. Ben kat'iyyen dük- kândan birşey çalmadım. Agâhtan sonra şahid Muzaffer fle Ahmed sorguya — çekildiler, Bunlar da Agâhın aleyhinde söz söylediler. Hâkim; hakikat evrakı münde- recatı, şahidlerin ifadelei ile A - gâhın suçunu sabit gördü. Onu ab- tı ay hapis cezasına mahküm etti. Fakat bazı sebeblerden dolayı bu ceza 4 ay, 20 güne indirildi. *& Akbıyıkta Cankurtaran cad- desinde 3 numaralı evde oturan Sadık oğlu Ahmed Necati Sıcak- çay adında biri kendini bilmiye- cek derecede sarhoş bir halde so- kaklarda nara atarak dolaşırken yakalanarak mahkemeye veril - miştir. Mahalle Sokağından Saraya! MADAM DUBARRY Kontesi ertesi sabah erkenden arabaya koydular, salanlardan ge- çerken, daha düne kadar yerlere eğtilen hizmetçilerin tavırları bile | değişmişti. Kontes mümkün oldu-; ğu kadar yüzünü kapıyor ve ken- disini tamıtmamağa çalışıyordu. ©O gün Röy şehrine vardı. Artık arada yerleşmek lâzımdı. Versay sarayının dehlizlerinde için için devam eden mücadelelerden şim- di uzak bulunuyordu. Fakat bir taraftan da Kralın sıhhatini dü - şünmüyor değildi. Belki iyileşir diye umuyordu. Uzaktan — uzağa kulağına birçok haberler geliyor- adamı seviyarum. dedi ve beni koğdu. O akşam meyhanelerden birine girdim Orada ilk defa olarak içtim,| geç vakitlere kadar içtim, içtim.. Artık her akşam meyhanede i- çiyor, sarhoş oluyor, sonra sev - diğim kızın evinin önüne giderek, orada ona aşk türküleri söylü - yordum. Bir gece yine-kızın evi önünde bermutad türkü söylerken; kom- şularından Murad isminde biri d- şarıya çıktı ve beni azarlamağa başladı: — Her gece seni mi dinliyece - Biz be adam! Bütün mahalleyi ra- hatsız edyorsun! Ulanmaz, sıkı- maz mısın sen?!.. Ona, genç kızı sevdiğimi, aşkı (l yanıp tutuştuğumu söyledim. du. Kont Jan Dubarry de gözden düşmüş ve başma,bir felâket ge- leceğini anlayınca, İsviçre hudu- dunu geçerek Fransadan kaçmış- 'tı. Madam Dubarry, bu son haberi işitince hiç de hayrete düşmedi. Her ihtimale karşı, Kont Jan için pasaport çıkartılmasına emir ve- ren kendisi değil miydi? Bu suret-, le onu herhangi — bir felâketten kurtarmış olduğu için viedanen müsterihdi. Nihayet bir gün müthiş haberi | de aldı. Kral ölmüştü. O zaman | artık bütün ümidleri kesildi Ş_arap Sarfiyatı Arttı Bazı Mıntakalarda Şarap Kâfi Gelmiyor Son zamanlarda memleketimiz-| de şarab sarfiyatı çok arttığından,| istihsalât bu rağbet karşısında az gelmektedir. İnhisarlar Vekâleti tarafından yapılan rakı yerine şarab içilmesi! yolundaki propaganda ve diğer ça-| hşmalar neticesinde şarab sarfi - yatının bir kat daha artacağı da Tüuhakkak görülmektedir. Bu sebeble şarabcılığı teşvik e- dici ve sür'etle inkişaf imkânları- hi verici yeni tedbirler alınması kararlaştırılmıştır. Bu maksadla yapılan tetkikler neticesinde itti- haz edilecek tedbirler için bil - hassa şu hususların nazarı dikka- te alınması zarüri bulunmuştur: 1 — Daimi bir bağcılık ve şa- | rapçılık enstitüsü kurulması ve mühim bağ mıntakalarında mer- kez enstitüsüne bağlı istasyonlar vücude getirilmesi. 2 — Başlıca bağ hastalıklarına az çok sakameti olan nevileri se- çip, kükürd ve göztaşından tasar- ruf yolile mahiyetini azaltmak. 3 — Muhtolif bağ mıntakaların- da hastalık mücadelesini hızlan - dırmak. Yazlık ÇalgılıGazinolar ocuk, talebe meyhaneye gi- debilir mi?, Elbette gide - mez. Bunu teyid eden ka- unlarımız vardır. Fakat, meyha- ne deyince, hatırımıza, daima Bas lıkpazarı, İstaklâl caddesi, gelir. Fakat, önümüz yazdır. Şehrin bir gok yerlerindeki bahçeler açıl - mıştır. Bilhassa, bu bahçelerden çalgılı olanlar, birer meyhaneden farksızdır. Yarın, öbür gün çoluğunu ço- cuğunu toplamış nile reislerini bu bahçelerde görebilirsiniz. Bir masada oturmuştur. Kendisi bir küçük şişe rakıyı demlenmekte- dir, Karısına bir şişe bira açlır « muştur. Henüz 10-12 yaşlarında o- Tan oğlanla, 15-16 yaşlarında olan kız da birer limonata içmektedir- ler. Civar masalarda hep içki dine göre birşeyler öğrenir. Fazla sarheş olanların Iââlali konuş * malarını dinler, biçimsiz hal ve hareketlerini hayretle seyreder. Bu aile reisine nazaran, çolu - Runu çocuğunu hava aldırmağa, diği yeri meyhane addetmez, Hal- buki, burası düpedüz bir mey - hanedir. Şu farkla ki üstü açıktır. Aile reksleri, çocuk'arını, böy- le umuma mahsus eğlence yerle- 4 — Şarab imalâthanelerine ye-| ni muafiyetler temin etmek. 5 — Şarab âmillerine her sene yaptıkları şarab miktarına göre permi vermek suretile onları teş- vik etmek. Diğer taraftan bu tetkikler sıra- sında şarâbcılıkla beraber şırac- lık, sirkecilik, üzüm suya endüs- trisini de ayni zamanda ve sür'at- le inkişaf ettirecek tedbirler de tesbit olunmuştar. 112 Bin Lira Vekâletten İstendi Eminönünde istimlâk edilerek yıkılacak olan bir adanın istimlâk|: bedeli olan 112 bin lira Vekâlet- | ten islenmiştir. Bu hafta içinde paranın geleceği! tahmin olunmaktadır. Akabinde yıkma işine başlanacaktır. Adam: — Madem ki seviyörsun, baba- sından iste, dedi ve sözlerine ilâ- ve etti: ç — Bir daha seni geç vakit bu- rada şarkı söylerken görmiyeyim! dedi. Bu sözler beni kızdırmşıtı: — Sen kim oluyarsun be adam?| dedim, İstediğim zaman buraya geleceğim, şarkı söyliyeceğim! Sen! bana karışamazsın!.. Bunun üzerine Murad bana fe- na sözlerle hakaret etmeğe baş - ladı. de mukabele ettim, Er- i Murad beni mahkemeyej verdi. Dün asliye dördüncü cezada Bo-| dosun müdafaa şahidleri sorguya çekildi. Bunların hepsi de mha - kemede Bodos lehinde söz söyle- diler.. Hakikatin — anlaşılması için 19 haziranda da bazı şahidler din - denecel Yeni Kral ve Mari Antuvanet Madam Dubarry'nin manastırda ikametine müsaade etmişti. Genç kadın manastırdaki hemşireler ü-| zerinde çok iyi bir tesir bırakmış- tı. Civardaki bütün fakir ailelere yardım ediyardu. O sıralarda otuz iki yaşındaydı, Ve güzelliğinin tam şa'şaası için- deydi.. Nihayet 25 mart 1775 de Baray ve hükümet tarafından Pon-| todam manastırın) terk edebil - mesine müsaade — edildi. Ancak Kralın emrile Versaydan on fer- sah uzakta oturması icab ediyor- du, Onun için Madam — Dubarry büsbütün yerleşmek maksadile Sen Vren şatasunu satın aldı. Bu şato, peşinen tediye edilen iki yüz bin liraya değer kıymette Velishd — Onaltıncı Lüi ismile — muhteşem bir şato idi. Artık ye- Kral ilân edilmişti. Kontes bu h- beri hayat başlamıştı. Şato kon-| Bi bir Tine getirmemelidir. Çocuk, ga - rib bir mahlüktur. Bizden, çok daha dkkatli, mütecessisdir. Biz- de, umumiyetle yazlık gazinolar, aşağı yukarı, hep bu haldedir. REŞAD FEYZİ İnkilâp Müzesinin Etrafi Beyazıddaki inkılâb müzesinin önünün açılması ve Beyazıd mey- dşnman genişletilmesi faaliyetine en beş güne kadar başlanacaktır. İlk evvelâ müzenin önündeki dükkânler yıktırılacaktır Bu hu- sustaki istimlâk müuamelelerin'z formaliteleri ikmal edilmiş ve da- imi encümene sevkolunmuştur. Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Çirkin Manzaralı metçiler, bahçivanlar, aşçılar alım- muştı. Civar köylüler ekseriya şa- tonun bahçesine gelirler, dans e- derlerdk Madam Dubarry de ke- man çalanların parasını ve.irdi. Şatoda bulunduğu müddetçe de fakirlere yardımı eksik etme - mişti. Bunlara ekmek, et, odun ve para gönderirdi. Doğuran analara çocuk takımları hediye ederdi. Kontes Dubarry annesini unut- muş değildi. O sırada Pariste kı- zıtım parasile satın aldığı bir ev- de oturan armesine de yardımla- rmı eksik etmezdi. Hatta annesini bir iki defa da şatoya çağırmıştı. Artık kontes Dubarey'den hükü- met sırlarını ifşa eder — diye bir korku kalmamıştı. Bu sebebden kontesin doğduğu Luvsiyen kasa- basına gitmek için gösterdiği ar - zuya da müsaade ed.ldi, b YA (D GA M