İSTANBULUN İÇİNDEN Kapalı Çarşı önünde Buyuk Bir Kalabalık Seyyar Satıcılar Her Nedehsa Birlerini Çekemiyorlar ! Seyyar satıcıların €çen gün kapalı çarşıdan ge- rdum, Bir oyuncakçı b Gükklamın önünde halkın anmiş olduğunu gördüm. Me- Ettim. Me; '"'_ de kalabalığa yaklaştım. ğ & Yada, tıknaz bir zat, orta yaşlı,| “adan seyyar satıcı olduğu an- | sına | u insanlık n âbiyetim ol - | di yakandan tutar; ka- üm. Fakat gene e- veya bir bek-| f ederiz. [ bir polise zata sokuldum: yım? L on yedi, | ğ Onu Vurdum BüyüdenKurtuldum / Aklını Oynatan Eli Tabancalı Bir Kadın Yüzün- den Paris Gazeteleri Eskı Mevzuu Canlandırdılar Ye Beyazıd tarafındaki kapıya | »f* e başladı. Tıknaz K '” d: onu takit etti. i. Elinde! Bu mişti. Mukab - de de bir miktar toka ? tokaları geçi Sün üzeri Vird, Be Tkanlı, b > Findikç yanunıza geldi ve siz udamın elin- | 'ne bir işporta- dayak yemistim.. Gözleri doldi ÇE iz olduğum için, döğüyorlar.. Ç Hastalığın nedir? Bep evvelce a mağazesında çalı- dükkândan çık- ün evine gittim. $ sasf kaldım. Gece İ iki korkuları vardır: Biri rekabet, W lYum MEHMED HİCRET geç vakit evime dünerken,, karan- | bir sokakta karşıma birdenbire ellerinde bizer bıçak bulunan iki | umadığım adam çıktı. Üzerime ler. Ben de korktum - ve o haf! kazandığım bütün parayı onlar verdim. Bu hâdiseden iki üç ay sonra, bir gün dükkânda - çalışıyordum. Birdenbire sinirlerim gerilmeğe başladı. El ve ayaık parmaklarım Bir müddet ızlırablar i- arfetti, Fakat yine bu büzsbütün kurtulamadım. Es n günde iki | öteki belediye memuru defa taz'am tulardı. Dükkânda ça-| lışırken, sokakta, caddede gider- ken, birdenbire sar'aya tutuluyor.,| yolun üzerine dü; Bedbaht çocuk alnındaki iki yara izini gösterdi: — İşte sok. linde, içinde fındık bulunan | | hücum ettiler. Benden para £ zıodı-k man aldığım y Bu esnada yanımıza ikisi genç, biri orta yaşlı üç bayan sakuldu. | Detlikanlı a onar, yür ası satlı Ka laşınca, çocuk tekrar * — Çok şükür, şümdi sar'am sey- | rek tutuyor., Bir ayda, bir buçuk ayda bir. ı onlı nifatura mı — Bu hastalığı bir müddet son ni koğdu. Bir satıyorum. | mi 7 inci sayfada) turacı be- kadın tokası man enedir H: aly | güzel, fakat aptalca m-|İKTISADA RİAYET yakalandıktan | 8 ŞAKA MANLA BARIŞMIŞ su içmez ayaşylardan bi — İnsan ölmezden ev manlarile barışmalı değil mi?. HANİYA BOYNUZLARI inin karısı var- miş. Kızıl haçlılarlâ beraber Ku- düse gideceği zaman Je temas | d bir | başımda nın istifade ederek | bazı delikanlı- | — Seni yalancı boynuzların nerede? seni!.. Haniya birinin en biri, büyük a- damların deliliklerini bir deftere kaydedermiş. Bir gün Kral: - Defti ismim vir mı? de benim de Diye sormuş. Müsahib: abi. e geçtim?. istandan beygir getl- n bir adama on Ya beygirleri geti — Ö zaman onun ismini yazarım... eksiniz. Şimdiden pa Bu Doktor-Beni Büyülemeir, Solda büyücülüğü ile maruf &ki devirlerde büyü yapan- lar ve buna inananlar pek çoktu. Hattâ Çarşıkapıda dar bir sokak vardı. Büyücüler bu sokakta otururlardı. Büyücüler, kendilerine tâbi ol- duklarını iddia ettikleri cinlere, perilere istediklerini yaptırabile- çeklerini söylerler, safdil ve ca - hil kimseleri aldatırlar, dolandı - rırlardı. Bunların en meşhuru Ah- med Şerkavi adlı bir Mağrıblı idi. Rakamlar, harfler ve riyazi şe - killerle yaptığı muskalarla dolan- dırmadığı adam kalmamıştı. Ga- ribi şu ki, bunu gazeteler defatla yazdığı hâlde yine müracaat & de soyulanlar olurdu. Cüm t hükümeti büyücüleri, fal- adınlardan Katerin dö Mediçis, | cıları işden menetmekle çok isabet | etmiş oldu. İ Büyücüler, - birine fenalık et - mek istediler mi, bir mendilini | veya çamaşirını, ve yahud yeni çıkardığı bir dişi alırlar, okurlar- dı. Sonra, ölü doğmuş bir ceninin yağım balmumu ile karıştırırlar, mümkün mertebe fenalık etmek istedikleri adama benziyen — bir heykelcik yaparlar, muâyyen gün- de ve saatte heykelin üzerine iğ- | neler batırırlar, yahud âteşe yak- laştırırlar, yavaş yavaş eritirler- di. Fenalık etmek istedikleri ar mın da vücudüne iğneler batıyor- muş gibi ıztırab duyacağını, eri- yip gideceğini tddia ederlerdi. Bu şarlatanlara inananlar, Av- | tık. Bunu kısaca hatırlatdlım ve | şun hastabakıcılarından bir kız! sağda doktoru vuran hastabakıcı rupada da eksik de; Vak'a kaydedelirm: evyel, Parisde Te- astahanesinin pek kanlı bir facisya sahne olduğunu yazmış - neden ileri geldiğini anlatalım: Doktorlara yardım eden tıb ta- lebesi, hashanede tedavi altında bulunan hastaların sabah vizitele- rini yapmakla meşgul Birdenbi- re kapının eşiğinde saçları dağınık bir genç kadın görünüyor, koğu - Elinde kocaman toplu bir ro- velver var. Ateş ediyor. Çıkan kurşunlar, o sırada - hastalardan birini muayene eden Piyer Bretan adlı genç bir asistanın aomuzuna, karnına tesadüf ediyor. Diğet bir Bombacılar ldir. Bir iki | * | Bu işi para alarak yaptığım da ya- (Devamı 7 inci sayfada) birçok şeyli bunlar, ca- suslara dair umuml bir fi kir verebi Casusl den nesil v Millt m lümat elde r, mensub ne emir alırlar? lafaaya ald ne gi Bunların rak ve v — Mata Hari gibi Bolo Paşa gibi | Bir Dakika Diyip Geçmeyiniz 0 kile atikan- * Bütlün dünyada 2, tüt 'da 30 gazete satılır. * Amerika mağa 100 taleb vuku bulur. 32,000 litre süt sağılır. * Bütün dünyada bil mumlarında — kullanılan - 400 kilo Barium istihsal olu - hur. * Amerika, İrandan 220 frank lık halı satın alır. * Beyaz bir karınca dakika- İda 60 yumurta yumurtlar * Rusya 223 gram altın ih- İrac eder. * Amerikada, binalırda ça- lışan amelelerden biri yarala- İnar. İşte, şu satırları okurken 60 amiye geçti. istihsal olunur. V alarmda 'ransada * otomo- İngilterede Tede bellibaşlı şeh lar patlatan gizli rası geldikçe şimdi teşki- 'e kas Cum lâttan dar bahsedilmişti huriyet ordusu adı verilen bu eşkilâtın ele geçen adamları da İngilterede uğır ceza- a çarptırıldı. Yeni gelen İngi- gazetelerinde okunduğuna gö- | Irlanda layıcı maddeler bulunduğu — için yakalanarak muhakeme edilmiş- tir. Con Martin ismindeki bu genç bir mühendistir. Mahkemede şun- ları söylemiştir: — Kendimi müdafaa etmiyece- ğim. Yaşım söylendiği gibi ön se- kiz değildir. Fazladır. Onun için es'ul olacak bir yaştayım. Her ne yapmış isem İrlanda Cumhu - riyet ordusunun bir ferdi olmak dolayısile vazifem icabı yaptım. landır. Biz vazifemizi yapmak için para almayız!. Genç İrlandalı mühendis on se- ne hapse mahküm edilmiştir. “Onlar Casus Kadınlar Her Zaman AramızdaMlevculttur,, iyer Lönuar gibi meşhur casus ların nasıl çalıştıklarımı, ne yap - kimse bilemez, lece hulâsa ediyor: «Siz istediği - niz kadar casuslara ehemmiyet vermeyin, aramızda casuslar bu lunduğunu aklımızdan geçirmeyin Onlar her zaman ve aramızda mevcutturlar, İstemiyerek ağıı - ruzdan kaçırdığınız bir kelimeden büyük şeyler öğrenirler.» BOŞBOĞAZLIK Bir lokantada yemek yiyen bir — (Devamı 7 inci sayfada) 'Kem Nazar,, Sözüne İnanırmısınız ? Şimdi B azı Alımler. Yalnız Gözlerin Değil, | Ellerin de Öldürücü Bir siyalesi Olduğunu İddiaya Basladılır taktıkları bir göz tesiri vardır, diye iddla edilir Bu iddia, doğ- ru mu, değil mi?.. Fransanın tanılmış müneccim - lerinden Kerneiz, Parisde çikan bir mecmuada bur.dan bahsediyor.| Kernciz diyor ki: | <Okuyacularımdan birisi gön - derdiği mektubda: <Bazı uğursuz eşya vardır. Buna. hayatımızın bir çok safhalarında rastlorız. Fakat, bazı insanların şeameti, uğursuz- luğu da denenmiş keyfiyetlerden- dir. Bu çeşid insanlarla mücadeleye Birişenler birçok uğursuzluklarla karşılaşırlar. Akıbet rmağlüb olur- lar. Acaba böyle adamlardan ko- | Inmımn, «kem göz....» diye ad runmanın çoreleri nedir?... Bunlar, botil itikatler serzisine dahil teşe'ümden çıkan kanaat - lerdir. Diğerinden nezle kapan bh adam kendisine nezleyi verene süğursuz> damgasını — vurmakta tereddüd etmez. «Kem göz» e edilen kanaat her her memlekette, ve her zaman u- raumf gibidir. Bilhassa, 19 uncu asrın kinci nısfındı âlimler, bu kansatle şiddetli mücadeleye giriş- mişler, bunun gülünç - olduğunu fleri sürmüşlerdir. Fakat, işin tahafı bugünkü & - limlerden bazılarının «kem göze (Devamı 7 inci sayfada)