DİSELER KARŞISINDA Son Telgraf hur bir kelâm .sES KÖÇEKLİK EDERSE ÇOK MU?. Avrupada köçeklik ederek kazanıyormuş. vadisi haber veren gazete, P: ni garib F, ardır. izdeki oyunlar pek köşe kapmacaya benzemiy ir Prenses, yani kibar yatına (!) dair romanl tabakadan bir kadi üstad olan muha: ta yunlarını da etmekten ke barca sesin köçeklik tuhaf buluyor. Bu yazıyı ok — Prenses köçeklik etmiş, çok mu, dedi. Son krallar, ne imparatorlar ne kadar gül düşürüldüler KESKİN SİRKE iyan bir arkadaş: | KÜPÜNE ZARAR VERİR Şehirde satılan sirkelerin çoğu zamanlarda F boyalı ve karışık imiş.. B ne Önüm! gülünç vaziyete yaz. sirke Bu t zım.. Yalnız, si gider. 27 KARILI OLAN BİR ÇİN GENERALİ n memnun ol rkelerin keskini kü- püne zarar verir. Bu malüm bir keyfiyettir. Fakat, İstanbulda kü- püne zarar verecek derecede kes- kin sirke bulunduğuna kani de - | giliz. Şimdi, sirkeleri ıslah edin- | ce, topraktan çanak, çömlek, küp yapan küçük sanayiciler memnun olacaklar. Çabuk çabuk küp de- Biştirmek lâzım gelecek... - Bir taşla iki kuş vurmak buna derler. Uzak şarktaki Çin - Japon har« binde, Japonlar ileri harekâtı de- vam ederlerken, tuhaf bir vazi « yetle karşılaşmışlar. Bir Çın ge- nerali görmüşler ki, tamam 27 ka- rısı ve bu kadınlardan doğmuş 40 Gi « Bandon! di oğ oğlu varn neral bir bando mizı! L mürekkepmiş. General, biraz daha gayret et- seymiş, kumanda e-tiği fırkanın bütün askeri oğulla- rındanı ve torunlarındarı teşkil e- Cecekmiş.. oğullarındı İÇ YAĞLAR DA ARTIK AMBALAJLA SATILACAK ni de kend hir meclisi, iç yağlar gü- aj edilmiş bir şekilde, lar arasında satılmasını laştırmıştır. Artık iç kibarlaşacaklar. manav yağları yadan dükkânlarında KÖŞE KAPMACA MI HARB OYUNLARI MU, , duvakları arasında bir ta- lanan arm şmetli bir vaz'ı buraya gi Ş t lar görüp, âc ü tereyağları da ambalajlı v lar içinde sözüm ona, kapmaca oyu- İster misiniz, iç tereyağlar arasında bir Korkarım ki, bu rekabet, bizim aleyhimize çıkar. olmaz: Kar z nn koyunu, sonra na- ükel rekal sın. kar oyunu, ka balık, diye de, AHMED RAUF Gazetelere Göre Vaziyet I CUMHURİYE amafih, Balkan & | daki getiril vletleri arası: afak tefek menfast ek bir bi ve bu sure antantı Öle nakâa- Nadir Nadi; dü mü» İsimli bugün «Balkan antantını ma teşebbüsüne girişmek devletler varmış!» dedikten ra 1473 den evvel kurulmuş olan ilk Balkan antantı il an tın, bir. tarihçesini yapmakta ve ni şöyle bitirmektedir «Şimdi, dü nın bir harb teh- likes! karşısında titrediği bir sı- rada henüz rüşeym ha bulu- nan Bâlkân antanlının birdenbi büyüyüp büyata atılabileceğini ümid etmek boş olur. Ortalık tekrar normal bir hava- ya kavuştuğu zaman, Balkan an- tantının da tabil inkişafına de - vam edeceğini ve kıvamını bul- duktan sonra tarihi bir zaruret o- larak kendini dünyaya tanıtaca- ğini söylemekte hata yoktur.. üde Balkan- hların muazzam bir kuvvet tesis lik vül lesinde etme zamanı henüz tamâamen geçmemiş İtalyanlar; Balkanlarda, Maca- ristan, Yugoslavya ve Bulgaris - bir blok irmek için çalışıyorla Hattâ Macar Başvekili ile Roma- da bu mevzu üzerinde konuşma- yaz tandan mürekkeb yeni vücude g ire lar yapılmaktadır. Başmakalesi yoktur. ARİ' aşmakalesi yoktur. İ YENİ SABAR: Başmakalesi yoktur. TAN: * Şehir — mütehasasın — Prost bugünlerde İstanbula geleceğini telgrafla bildirmiştir. * Ankara 1 inci hukuk mah - Si lâğvolunmuştur. anlar için yeni bir tehli- ke» isimli bugünkü başmakalı M. Zekeriya Sertel diyor k: *Balkanlar, şimdiden siyasi bir çarpışmıya sahne olmaktadır. Ma- sindi ker | | | ezatları Radvo Merakı Artıyor Ankara Radyosu Sabah Neşriyatına Başlıyor Yurdumuzdaki radyo makinesi Bu rtmak- inde | nin | Türk miktarı 60 bine yükselmiştir. miktar da senede tadır. Yalnız ithal edilen T kiymeti lirasına yakındır. 1930 senes 1 sonuna kadar dyo makinel bir buçuk milyon den it arieden müh- telif tip ve markalı olarak mem- dokuz sene içinde üç 213 bi kıymetinde ,104 kilo ağırlığında radyo ye- makinesi ithal edilmiştir. leketimi: lira larının daha ge olması için yeni bir program ha- Bu proğramda sa- 0 ile jirenastik ders- zırlanmaktadır bahları rar şehir, 1 hakik? meşhur halk şüir | ekipler | tarafından okunup — çalınmasına da yer verilecektir. kasaba ve köyle- | rimizde ve türkülerinin mahal Radyomuzda sabah neşriyatına | hazirandan başlanması | kat'i olarak kararlaştırılmış ol - duğundan zengin bir sabah pro- gramı da hazırlanımı ı baren —— imdi de Çay Buhranı| mı Çıktı ? | sada çay bul Eskiden 10 kuruşa satılan mağa başla - anı başla - mışt: küçük kapalı mazalarda bulun mıştır. Bunun dükkâncılar tara - fından mahsus mu yapıldığı, cate haki çay buhranı n e İktisad Müdürlü - bazı dü la satılmakta oldu - imıştır. pahalı fiatla ğu da anlı Esasen çaylar, kahve ve e& yı diye iki neve Kah kusu yoktu. Belediye nizamname- ve dük- çaylarının rengi si mucibince çaycıların e kâün çaylaı m Tiye saraha göstermeleri na rağmen bazı satıcılı lup da kokusu bulun çayların ev çayı diye kilosun! ua sattıkları anlaşılmıştır. r, reni ye bu hususu kat'? surette ktir. Be halledee KISA POLİS HABERLERİ * Toprak mahsülleri ofisi u - mum müdürü Hamza Osmat Er- kanın meb'usluğa seçilmesi üzerine bu vazifeye otis ikinci müdürle - | rinden Şakir Turalı tayin olun - muştur. * Maarif Vekâleti yeni terim- leri ders yılına kadar tesbit « cektir. POLİS | Ve.. Mahkemeler Arkadan | Gelen Delikanlı Göz Koyduğu Çantayı Nasıl Çaln ış çenlerde Zehra isminde bir kadının a çantasını yankesi « cilik suretile maktan di henüz on aliz yaşında, lardan küçük Musta anahmed birin- €i sulh cezada başlandı u ve sabıkalı - n muha- kemesine dün şöyle cereyan etmi le, bir çift küpe almak ü- kapalı çarşıya gidiyor. Zehra,| aldığı küpeyi, içinde birkaç lira bulunan — ç yerleştiriyor. Sonra çe raz sonra iki g mudpaşa yokuşunu Zehra, aldıklar aldınıp aldanmadıklı mek için, anları orada, kü: dükkâncılardan birine göste kara: daş kâna giriy Zehra bir müddi daşile dükkând. taraftaki iki otomobilin meğe veriy rka- n çıkarken, karşı da vörlü arası duran nlının ken - üyor. Zehra inden ve va- rsa da, ce- dilerine her nekadar onun hi üphe ziyetinden leniy elile tuttuğu için| 'ermiyor bindeki çantasın ehemmiyet Genç kadınl: cihetin delikanlı da | onları takib ka sonra di e yürüyorlar, ör. Beş ön daki- dınlar Orozdibağın ö- nün leri zaman orada hal- kın topl l e- | lar. O sırada Zehranın arkadaşı €-i vine gitmek üzere kendisinden ay Zehra arka, çantanın serb laşının elini est kalma-, akesici de | | rıliyo ağa muvaffak oluyor. Dün sorguya çekilen Muslafa, suçunu İnkâr etti. Zehranın çan- | fasını alan yankesiciyi kendisine benzettiğini iddia etti. | Hâkim Reşid, Mustafanın su - çunu zabit görmediğinden bera « etine karar verd İşçi Mümessilleri İş ihtilâfları mucibince iş veren mücsseselerde mevcui işçiler ara- sından <işçi mümessill seçi- Jeceğini yazmıştık. Bu münase - betle İstanbul iş idaresinde ve iş yerlerini lıklara başlanmış- tır. mmümessille-i bören faali- Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli Tarihi Romanı No. 56 Yazan: CELAL CENGİZ Arab nöbetçisi, dağın arkasın - daki yamaçta ve oyuk taşın ağ - saatten fazla beklediği ordu | A- du v üzülmüş cey- e başladı. Tin ö Nöbetçiler Mary lardı. mağa çıkn | yi tanımı - Onlar Fernando'yu ara- Maryana bir « ire nöbetçinin yanına sokul şen bir sesle haykırdı da bir şlardı. de kimseler gelmi; —O kocaman av etini yalnız mı di Der- hal baltasına sarılarak başını ar- Isa hakkın- | kaya çevirdi.. Kayaların arasın - bir kadın görünce, tri diş- lerini göstererek sırıttı. — Sen kimsin? Dağların kızıyım.. Acıktım.. Et kokusunu duyunca — aramağa Yavaş yavaş dağın tepesinden açağıya, arka sı: Nöbetçi elindeki eti bırakamı - yordu. Güler yüzle genç kadına baktı. O ne sevimli bir kadın dı ya. Maryana nöbetçinin yanına yak- laşırken gözü taşların üstündeki haç işaretine ilişti. Kendi kendine gülmsedi: buldum. Her | halde buraya sığınmıştır. Ve müslüman nin yanı- | du: — İşte. Onun izin sker na ot — Sana yarı edeyim mi?. na olmaz. Ben de çok acık- | — Buralarda ne işin var?. İspanyol rahibi Fernandoyu arıyordu. Arkadaşlarım taşlar al- tında kalarak nando'nun dağlarda ne | | Ben onun şehir içinde bir evin bodrumunda gizlendiğini duymuş- | tum, çek mi bu duyğun ha - — Bana yolcular nu. — Hangi yolcular?. Bu meş'um dağdan da gelip geçenler var mı? — Evet. Çobanlar geçer. Onlar. dan duymuştum. Kalenin dibin - deki evlerden birinde saklanmış dediler. $— Kalenin dibinde üç ev vardı. Onları da bizim zabitlerimiz işğal ettiler. — Ne yazık; zabitlerinizin ha- atı şimdi tehlikede demektir. tünkü Fernando bu evlerden bi- rin lemişti bu- n gizli bodrumunda sakları - Gece zabitleriniz uyurken, onları öldürmeden rahat etmez a. Nöbetçi sevincinden ne yapa - cağını bilmiyordu. miş. Hay Allah razı olsun senden, dağların kızı! dedi, Beni büyük bir derdden kurlardın. Haydi gel, ) geninle harahar wi- İki — | Kadın Gömleği ; Örnek Çıkarmak İçin | Şaka Niyetine Alıp 1 Götürmüş Komşusu Mevlüdenin evinden ktan suçlu dün Dün- ikatında 1 ev eşyasını çal Melâhatin — muhakemesine bitinci sulh cezada başlandı kü celsede, hazırlık tah ifadeleri bulunan polis Kâzam ile Melâhatin ev fika, şahid sıfatile sorguya çekil- diler, Polis Kâzım, le anlattı: hadiseyi göy- | | Melâhati bir bohça ırdiler, Ko Dedi k #minde bir arkadaşım | — Bir gün le karakola ge disini — isticvab ettim. Satme dım. Mevlüde Bir gün gene bir aralık | evinde idim. bana kenar Ni iki gö nak için,| gösterdi. Örnek çıkat kendisinden istedim, | ettim, razı olmadı. lekleri lekrar tim.. Şefika d Yan bir cuma akşamı İdi. Kapı çalındı, 3 tanımadı - ğam genç bir bayan vardı. — Mel hanımın evi bı sı mı? diye sordu. <— efendim, gittim, açt pi âhat k | — Evet kızım, dedim onu O sırada. Melâhat | Yabar kadın ©- ve iç masım, gülüm,| Bi ine sarıl - ladılar, On- ra beğceğizim, mutfaktan. in annesi de çıktı. Yaban- İki genç ka dılar ve öpüşmeğe bi dan Melâh € kadın, kıza annesini işaret ede- rek | — Bu kim? diye sordu. Melâhat: — Annem, din: — Ya, öyle mi? dedi ve gülüm- rek cevabını v Ka — Ayol, annen de senin gibi pek| şirin ve kanı sıcak bir kadınmış | dedi ve elini öpmek — üzere ona yaklaştı.. Hâkim hafifçe kaşlarını çattı: — Geç bu cihetleri hanım. hâ- yelim de... — Yedikten sonra onu aramağa mi gideceksin?. — Evet amma.. O kadar çabuk mak fikrindesi: ülmeğe başladı: su birikinti nin içinde soyup yıkıyacağım. Maryana şaşaladı - Ben kirli değilim... Suya gi- rersem hasta olurum. mazsın! Beraber yı- T suda yı — Birşey & kanırız. Biz C Kanmağa alışmışızdır. — Yıkandıktan sonra ne olacak? Kayaların arasında koyun koyuna yatıp güneşliyeceğiz. Sır- tımız ısınırsa, kanımız çabuk kay- nar. Anlarsın yı Kayalar lenen Rahi n içindeki oyukta giz- Fernando'nun sabrı | dedi. izmir Fuarında | Amerika Nevyork_ Sergisinde | Geniş Mikyasda — | Propaganda Yapılacak Beynelmilel Nevyork sergisin- | ge İzmiz panayırı hakkında rek - | lâm yapılması kararlaştırılmıştır. Bu maksadla bir döküman ve bir de ufak broşür hazırinnarak Nev- aki Türk komitesi reisliğine gönderilmiştir. | yör Bu. broşürler sızca, alı bastırılmı ngilizce, fran - ınca ve İtalyanca olarak| Bu suretle İzmir fuarına Ame- rikadan geniş şlirakin temin edileceği kuvvetle muhte- melgörülmektedir. da Diğer taraftarı Fransa hüküm dün alâkadarlara İzmir fuarı mü- şimendiferlerin- tenzilât yapacağını bil - nasebetile kendi diseyi anlı Şahid: — Müsaade buyurun efendim, Gördüklerimi, bildiklerimi; ne eksik, ne fazla hepsini bir bir anlatacağım size. Bir iki sa- e bakarak, düşündü, son-i dın sustu. niye önül ra sözüne devam etti Melâhat, annesi ve sonradan isminin lüde olduğunu öğren- diğim & örnekle üneler vereceğim' Erte mak için lâhat ana daha ne 5 günü odamda sokağa çık- hazırlanıyordum. Me- çeriye girdi ve: yorsun tey- dedi. eevabını verdim. Bu - Y üzerine © Bon de, dedi. Dün bize gelen arkadaşıma gideceğim, biraz bek- le, beraber çıkalım Hâkim 'acıya döndü: W Şahidin Hfadesine diyeceğin | var | Ti Bu kadın | söylüyor. Ben Melâkatin | gittim amma, kapıyı bona Şefika açmaı Şahid, » öfkelenmişti. Kadıı karak söylendi var yalan evine | — Affetmişsin onu se Ben kırk beş senedir ( hallesinde mizde yedi yaşındaki — çocuktan, | yetmiş yaşındaki ihtiyara kadar, herkes beni iyi, sözüne — inanılır | sturuyorum — Mahalle- iyi, bır kadın olarak tanır. Hergün | beş vakit wamaz kılarım.. Senin veya Melâhatin hatırı için yalan söyliyemem... Muhakeme bu ayım yirmi al - tısına bi yardımlar yapan Maryanayı kur- tarmanın sırası geldiğini anladı.. Yavaşça hançerimi çekerek inden çıktı. - İkisine de görünmeden - yerde sürünerek müslüman as - kerinin omuzu üzerine arkadan hançerini sapladı. Maryana birdenbire şaşırmıştı. Fernando: — Korkma, Maryana! Onun i- şini bitirdim Diye bağırdı. Nöbotçinin elindeki kızartma a- teşe, de kayaların arasına yuvarlandı. Mary evinçle: — Ben, sizin burada saklandı - ğınızı tahmin etmiştim, Sinyor! de- di. Sizi Allah mı sakladı burada? İkisi birden müslüman askerini iyice öldürdükten sonra, cesedini çekip taşların arkasından bir hen- değe yuvrladılar. Mihver - Devletleri Balkanlar Orta Avrupâ veziyeti, ver devletlerinin, her devletlerden Alma lerine uygun şekilde ha tir. İtalya da mihyer de yietlif sındaki anlaşma ile kendin€ Arnavutluğu işgal eti Vi sahbab çavuş» tan her birl diler dan sonra kendi sahasına yeni bir devletler müdahale Anlaşılıyor ki Almanyanın sadı Romanyaya doğru yürü İtalyanın hedefi de Yunali istilâ altına almaktı. Bu öi F adıra atark etmi lete verilen İn rantileri pişmiş aça vu KUt çifte garantinin Berlin ve B uyandıracağı akis bütün düMÜ rafından merak ve alâka İ di gerek İtalya, lenmekte idi, Gerek Almanf arantinin Vef sine müni © 'a çalıştı hr.1 Yuz gitmişti. Fakat İngilir ve F” e milll v devlet anistanı tehdide kadaf garantisinin verilmesi lamayınca mihvı ni n neticesine katlanmak uşlardır etinde kalır Londradarı bere | İngiltere hükümetinin geçef f| şembe günü Romanyaya gü n Romatif) göslü wermişti. İn; ekte istical mesinin sebebleri vardır. biri e Vek line yaptığı seyahattır. Gafenko'nun Berlini ziyaretilifi garanti ve: Bu sebeblerden Romanya Haric Gafenko, Varşovadan — geç Polonya Hariciye Vekili Bek de görüştükten sonra Berlint sıl olmuş ve Hitler'le konuştüf'| tur. Berline davet ve Hit lâkat!.. Şuşnig'in ve Haha'ntt || kıbetinden & kunç bir mâ lamıştır. Ve Gafenko İn, vvel Berl olsaydı, belki de âkıbetindef dişe edilirdi. Fakat İngiliz g&f tisi cebinde olan Gafenko, Â hükümetile başka türlü görüf” ettedir. Gateof bundan sonre Paris ve Londif gidecektir. | Diğer taraftan Maceristan ©* ( rantisinden lecek bir vaz zırları da Romada görüşüy Romanın Arnavutluk darbe sonra Balkan meselelerile yf dan alükadar olmıya başladığ! ber verilmektedir. Bu habere F İtalya, Macar nazırlerının bü yaretinder istifade, Balkan # tantını dağıtarak, Macaristan, | goslavya, Arnavutlur ve Bul& | tan arasında teşkil etmeğe r aatf yeni R çalışacaktı doğrusu Yugoslavyayı Balk$ft tantından ayırarak kendi hittt Si altında — yeni bir kombint” kuracaktır. Çünkü bu yeni # luk, İtalyanın kendisinden b bir devlet değildir. Böyle bir Fi rirken dij karşı toci süne itimad edilemireceğit! defa daha isbat etmektedir. İtalyanın Balkan yarımadif” ayak basar bemsas | metlll meşgül olması, Balkanları isti