27 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7

27 Mart 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika Numarası : 68 I Yazan: Rahmi YAĞIZ Melek Akşam Üzeri Ufak Tefek Kadın Eşyası Aldı “Sakın OÇok Güzel Oldugımu Söylediğin Delikanlıya Gönül Vereyim Deme...,, Gepç mühendise: — İstenilen ücreti hiç çekinme-| den kabul edebilirsin. Yalnız bi- nanın işimize müsaid olmasını İyi-) ©e tetkik etmeği unutma! Tenbihini de verdi. Dikran mü-, nasib han katını bulmak üzere Perşembepazarı semtinde tetki - Akat yapmağa gitti. Melek doğru Babıâli caddesinde-i ki meneceri doktorun kabinesine gelmişti. Yukarı çıkar çıkmaz doke torla karşılaştı. Onun sormasına meydan vermeden geceki takibin heticesini kısaca hulâsa etti: — Papazın evini bulamadım! — Tahkikatında — ilerleme yok mu? — Şimdilik hayır! — Ne zaman evet diyeceksiniz?| — Ne zaman bu menhus keşi - şin mel'anet yuvası olan evini keş- federsem! — Daha uzun sürecek mi? — Kimbilir! — Ben bu ihbara pek inanmak istemiyorum da., Sonra sen de bu| uğraşmada çok yoruluyor, çok ü- zülüyorsun! Genç kadın omuzlarını silkti: — Vazife vazifedir doktör beyi — Öyle amma daha müsbet iş- lerde daha fazla faaliyet göster - mek kabilken! — Şimdi bu işle daha İyi ve da- ha yakından meşgul olabileceğim bir yardımcı da temin eder gibi oldum. | Doktor telâşla atıldı: — Ne, yardımcı mı buldun? Meleğin mesleğine ve memuri- yetine aid ifşaatta bulunması ih- timali gizli servis menecerinin te- lâşa düşmesine sebeb” — olmuştu. Doktof fincan kadar irileşen göz- 'erini genç kadının kıvircik kir - riklerle süslü iri gözlerine dikerek sereceği cevabı bekledi, Melek ge- ce başından geçen vak'ayı, Davust- de nasıl buluştuğunu, evino gittiği, geceyi orada geçirdiğini gittikçe sakinleşen bir. tavırla — dinledi. Genç kadın sözünü bitirince tek- Tür sordü: — İsmi ne imiş bu kaptanın? — Söyledim ya.. Abdullah kap- tan... 20 yaşlarında var yok.. Çok güzel bir delikanlı. — Nerede çalışıyormuş? — Burada armatör Çanakkaleli| Rasim beyin mumleket ismini ta- şıyan gemisinde.. — Demek şimdilik orada, o a- damın evinde kalacaksın!? — Bir müddet için evet. Bu sa- yede Ayaspaşa semtini daima ne- — Moral, bütün olanlara ve yü-| zümün aldığı şekle rağmen bana bağlı kaldığın, benimle birleşmeği eskisi kadar istediğin için bilmez- Bir sana ne derece minnettarım. Pakat bu minneti ödemenin yolu seninle hayatımi bitleştirmek de- Bildir, Meral Genç kadın, en yüksek bir se » vinçten en — derin bir kedere yuvarlanmıştı. Sapsar; kesildi, Ke- keledi — Benimle hayatını birleştir - | Meği İstemiyor. musun?. — Çok istiyorum Meral., Fakat.. — Evet.. Fakat.. Sermed başını önüne - eğmişti, zaret allında — bulunduracağım, genç kaptandan bu havali leri hakkında da malümat edine- bileceğim! — Pekâlâ.. Allah muvaffakiyet versin!. Şimdilik sana verilecek başka işim yok. Yalnız şu kaptan hakkında tetkikat yapacağım! — Neticesini bana da haber ver- meği unutmazsınız değil mi? Doktor güldü, sonru başımı sal- hyarak genç kadına göz kırptı, i- lâve etti: — Sakın 0 çok güzel olduğunu söylediğin delikanlıya gönül ve- reyim filân deme hal.. Biliyorsun, ki bu meslek böyle hallere müsaa-| de etmez!.. Melek de şaka etti: — Ufacık kalb oyurları merak etmeyin bende pek derin bir iz birakmaz, işime sekte — verecek n - derecedeki maceralara da ben ka- pılmam... Melek akşam Üüzeri Davust'un e- vine döndü. Gelirken delikanlının' tenbih ettiği veçhile ufak tefek kadın tuvalet eşyası, bir iki kom-| binezon, pudra kutuları. levanta, kolonya şişeleri buna benzer te- ferrüatı da bir çanta le beraber getirdi. Hıristo elel misafirin geceyi ge- çirdiği Davust'a ald odayı temiz- |* lemiş, yeni baştarı bir kadın bu:l-' varı şeklinde tanzim etmişti, Me- lekteşyalarımı komudinin üzerine dizdi. Odaya tam bir kadın odası havası verdi, Davust'un bir gece evvel kendisine verdiği pijamaları giydi, pencerenin önünde oturdu, delikanlıyı beklemeğe, bir taraf- | tan da sokağı gözetlemeğe başladı. (Devamı var, Gazete Müvezzilerinin İçyüzü. (3 inei sayfadan devam) gün bugün, kendisinden ne mek- tub alabiliyoruz. ne de haber... Oysa ki, burada iken bizi neka- dar çok severdi. Hele, Güzide is- minde küçük bir kız kardeşim var, onun üstüne titreddi. Şimdi onu unuttu bile., Nevzad, dertli başını önüne eğ- — Onu bizden bir kadın soğuttu. ağabey! r kadın mi soğuttu?!. — Evet, Babam eskiden, her ak- şam işinden vaktinde döner, hatta geceleri bile sokağa çıkmazdı. Fa- kat © kadını tanıdıktan sonra de- Bişti, ona bir hal oldu. Bizi ve an-| nemi ihmal etmeğe başladı. Ar- tık birçok geceleri dışarda geçi « riyor, eve arada bir uğrıyordu. O zamana kadar babamın — içtiğini hiç bilmezdik. Bir akşam geç vakit eve geldiğinde babamın sarhoş öl- duğunu anladık: Görleri kan ça-| nağına Gönmüştü. Ağzı pis pis ko- kuyardu. O gece sarhoşluğun tesirile e - hemmiyetsiz bir hâdiseden ötürü,| annemle kavga etti. Onu bayıltır-i cıya kadar döğdü, sonru ertesi sa- bah erkenden evden çıktı, gitti. Vej bu onun eve son gelişi oldu, bir daha uğramadı. Bilâhare — öğrendik ki, babam ötedenberi tanışmakta olduğu biri kadınla evlenmiş ve onunla bera- ber Anadoluya gitmiş. Annemin birkaç altını — vardı. Yazan: Nusret Safa COŞKUN Kızardı: — Büundan sonra seni mes'ud edebilecek bir para kazanabilece- ğimi hiç zannetmiyorum!. Meral derin bir netes alı — Evlenmemize mania koyan yalniz bu sebeb mi?,, — Şimdilik evet! — O halde müsterih ol Sermed.. Mektubun şu kısnını 'olsun oku- | yuver. Zarfı açtı. İçindeki kâğıdlardan| birkaçına — sür'atle göz gezdirdi. Nihayet bir yerine parmağını ko-| yarak Sermede uzattı. Aynen şun- lar yazılıydı: «Biraktiğım parayı evlendiğin Bunları bozdurarak üç beş ay ida- re ettik. Sonra annem. fabrika « lardan birinde, bir iş buldu. fa- kat aldığı altmış kuruş yevmiye ile dört kişilik bir aile geçindirmek mümkün değildi. Ablam Saadet artık orta mektebe geçmişti. Onun üstüne başına bakmık, mekteb kitablarım ve sair ihtiyaçlarını te- min etmek lâzımdı. Nihayet ben de anneme yardım etmek — için mektebi yarıda bırakmak mec - buriyetinde kaldım. Şimdi bir se- nedir, gazete satıyorur.. Nevzadın arkadaşlarından Ce- mil de şöyle dert yandı: *— Benim babam da hapiste... Bundan üç sene evvel, bir gece e-| ve gelirken, düşmanları yolunu kesmişler, onu öldürmek istemiş- ler, bunun üzerine o de kendisini müdafaa için. tabancasını çekmiş ve canma kıymek - isteyenlerden birini öldürmüş öbürünü de yara- lamış. Babam, içeriye girmeden evvel halimiz vaktimiz çok iyi idi. Mü- kemmel geçinip, gidiyorduk. O aramızdan ayrılınca, yoksulluk ve sefalet içinde geçir- dik. Nihayet ablam rejiye girdi. Ben de gazete satmağa başladım. Küçük satıcılar, matbaadan ga- zele almak İçin yanımdan ayrıl- dılar ve biraz sonra, koltukları al- tında desle deste gazetelerle dö- nerek evlerinde kendilerini bek- Üyn, annelerine, kardeşlerine, ek-| mök parası kazanmak için koşarak her biri birer sökağa girdiler. takdirde Sermedle müşterek har- cıyacaksın! O uğradığı felüket do- layısile her yerde çalışamaz. Şa- yed seninle evlenmek — islemezse bu paranın dörtte biri kendisine aiddir. Ben onun bu kale gelme- sine sebeb olmuş sayılacağım için bu parayı bir tazminat olatak ka- bul etmelidir.» Sermed bu satırları aduduktan sonra başını kaldırdı. Merale bak- tı. Genç kadın heyecanla cevabı- ni bekliyordu. — Kocan büyük adamdı Meral..| Bu 'büyük insanın arzasunu cmlr| telâkki etmeliyiz. Ne olursa olsun birleşmeliyiz. O ancak bu suretle mezarında müsterih uyuyacak!. Meral hıçkırıklarla sarsılan ba- gıni Sermedin omzuna dayadı. İ- kisi de ağlıyordu. Bu göz yaşları bir parça da saadettendi. * Guzin hanım - hırsıtdan çat - l kanın vaziyeti daha naziktir. Çün- | den başlıyarak Karadenize kadar | çük mendili dişliyor, didik didi Şimal Devletleri -Düşünmeğe Başladı (4 üncü sayfadan devam) Avrupanın bu kısmındaki mem- letler arasında bilhassa Danima! ki Danimarkalılar hiç bir zaman Almanyayı kuşkulandırmak İstes mezler. Geçen sene Lehistan Ha« riciye Nazırı Danimarkaya gittıği zaman bu ziyaretin etrafında çok şeyler söylenmişti. Lehistan Ha- riciye Nazırı Baltık devletlerin - bitaraf devletlerden biz zümre vü- cude gelirmek istiyordu. Fakat bu maksadı takip eden yalnız Lehl: tan olmamıştır. Norveç, İsveç ve Finlandiya —Avrupanın - politika gürültülerine karşı bitaraf kal - tirmek niyetindedirler. bitaraflığın manası Şimal leri arasında askeri blr teşrik! me- sal vücude getirmektir. Danlmar- ka ise böyle bir teşriki ı dehil olmak istemiyor. Yukarıda İrlanda Meselesi (4 üncü sayfadan devam) teşekküllerin dağılmış olduğunu. eğer böyle bir şey meydana çı - karsa takibat yapılacağını ân et mişti. Halbuki gizli cemiyet orta- lığı korkutmak için bomba ve sa- ireye müracaattan geri kalmıyor. Malümdür ki İrlanda adasının şimal tarafı doğrudan doğruya he İngiliz idaresinde kalmıştır. Ce- w nubda teşkil edilmiş olan ve sene- lerce İngilizlerle mücadele eden Cumhuriyet ordusu teşkilâtı şi- mali İrlandanın da cenub ile bir- leşerek İngilterenin oradan da e- lâkası kesilmesini istiyor, Buna varmak için de ortalığı korkutma- a uğraşıyor. Bu gizli cemiyetin nereden pa-| ra bulduğu da ayrı bir meseledir 'Yabancılardan para — geldiği söy- | leniyor. Yeni gelen Londra gazete-| lerinin verdiği şayanı dikkat ma- lümat vardır. Cenubi İrlanda hü- kümetinin Başvekili clan de Va- lera gizli cemiyetin nerelerden pâ-| Ta bulduğuna dair esaslı malümat , elde ederek kabineyi içlimaa da- vet etmiş ve arkadaşlarına izahat vermiştir. Gizli cemiyet aleyhinde | takibata girişmek üzere yeni bir kanun hazırlanmıştır. Bu yeni ka- nunu millet meclisinde kabul e! tirmek için izahat veren Adliye | nazırı da cumhuriyet ordusu teş- | kilâtının yabancı TMmoembalardan para alarak yaşadığın: söylemiştir.| Fakat millet meclisinde bu nazik mesele müzakere edilirken açıktan açığa her şeyin söylenmesi kabil | olmayacağı da ilâve — edilmiştir. Meclisteki mühalif fırka yeni ka-| nunun kabulü aleyhinde vaziyet almışken devletin harici ve dahi- Ii emniyetine taallük eden böyle bir meselede mes'ul kalmamak için| kanunun kabulünü muvafık gör- müştür. İrlandada demokrasi için çalışmakta olanların — faaliyetine hıyacaktı. - Kıpkırmızı — kesilmiş, burnundan soluyor, elindeki kü- ediyordu. Odanın içerisinde bir aşağı bir yukarı dolaşıyor. asabiyetinden ollayor, puflayor, bazan bir kol- tuğa çöküyor, bir dakıkadan fazla | turamadan yerinden fırlayor: — Manasız şey, saçma!, Diye mırıldanıyordu. | Güzin hanımı böyle derin bir e sevkeden ve endişelere düşüren hâdise, Meralin Sermedle| evlenmeğe karar verdiğini söyle- mesiydi. Güzin hanım, kızının Sermede karşı olan zâfını bilmiyor değildi. Fakat hiç bir zaman Şekib Sina- | ©an ölümünden sonra da Meralin| Sermedle evlenmeğe kalkacağını aklına getirmemişti. Hem bu na- »sıl olurdu!. Sermod az kazançlı bir adamdı. Üstelik geçirdiği kaza Kadıköyünde Süreyya sinemasında| ——— | xararlaştırılmıştır. | | zere haklarında takibat yapı! | de müştereken kullanmak şartile dediğimiz gibi A ayı kuşkü- landırmaktan çekiniyor. ile Danimarka arasın- da bir hâdise olamazdı. Fakat Al- manyadan alınarak Danimarkaya iade edilmiş olan şimali Şilezvig- de Alman ekalliyeti vardır. Dani- markalılar orada tahrikât yapıl- dığını da biliyorlar. Almanmyanın Orta Avrupada git- gide nüfuzunu arttırması, ve şu son bir senedenberi birbirini ta- kip eden hâdiseler D-nimatkalı- ları da çok düşündürmektedir. Danimarkanın nüfusu - 3.500.000 kişi olduğuna göre bu memleke- H naziktir. Eğer Avru- harp olursa Danimarka ui muhafaza edöbilecek Şimal devletleri arasında Dani- markanın vaziyetinde işte böyle bir husuiyet vardır. Avrupada ye- der. bir hazp olmak — ihtimali uzun senelerdenberi sulh ve sü- kün içinde terakki etmiş olan bu memleketleri düşündürüyo HİKÂYE : HİLE ($ üncü sayfadan devam) — Tek imi, çift mi diye soraca- ğim, kim bilirse, evvelâ onunla oynıyacağım.. Sıra ile hepsine sor- du. İkisi bilmedi. Yalnız esmer dölikanlı bildi.. * Bedia sevincinden — çıldırıyordu. Esmer delikanlı ile salona geçti- ler. Çıplak kollarını delikanlının omuzlarına bıraktı.. Dönüyorlar- dı. Genç kiz sarhoştu. Esmer de- likanlıya eğildi: — Halbuki, biliyor musunuz, dedi, siz bilememiştiniz. asıl, öreki iki arkadaşınız da bilmişti. Bex hile yaptım. İ fj “KOMEDİ KISMI l Buakşam 2030da | (BİR MUHASİP ARANIYOR) 4 P. e 'Tepebaşında hir Tiyatrosu 28/3/939 salı günü akşamı saat 20,30 da (Bir musip aranıyor) 4 perde. karşı şiddetli tedbirler alınması On sekiz yaşlarında Nora ismin- de bir kız ile hemşiresi ve daha 8 erkek geçenlerde Mancister'de vuküa gelen iafilâktan maznun o-| larak mahkemeye sevkedilmek ü- du. Nora ile kız kardeşi evi de bomba bulunduruyorlar diye takibata uğramışlardır. Bununla beraber maznunlar kefalete bağ- lanarak koyüverilmişlerdir. Nora ile diğerlerinin muhakemesi me- raklı olacağı tahminediliyor: Bun- ların İrlanda cumhuriyet ordusu gizli teşkilâtile alâkaadr olup ol- madıkları unlaşılar neticesinde yüzü sakil bir hal de almış bulunuyordu. Ne maddi ne manevi kızına lâyık bir koca ola- mazdı. Kendisi yüksek hayat ya- şamağa, sefahete alışmıştı. Onun bütün bu ihtiyaçlarını Sermedin küçük geliri karşılıyamazdı. Va- kıa Şekib Sinan karısı ile Serme- bir miktar para bırakınıştı. Lâkin bu nekadarcık Şşeydi ki.. Güzin hanımın dişinin kovuğuna git - mezdi. O kızını yine Şekib Sinan gibi zengin birine verineği tasarlıyor- du. Merali şimdiye kadar avcu - nun içinde oynatmış, her arzusu- na âlet yapmıştı. Fakat bu sefer Meral kat'i bir lisanla annesine Sermedle evleneceğini söylemiş, kocasının mektubunu göstermiş - i. Bu vaziyet karşısında Güzin Hanam beyninden vurulk: müştü. S ŞE G SON TE! LGRAP— 27 MART Holıvud un En Dıkkate. B Değer Dedikodusu (8 inci sayfadan devam) gibi bir ev bark sahibi olmuya, | ve erkeğimin pantalonlarını ütü- lemeğe, kendisini mes'ud etmi -« ye çalışacağım. Bence, evlenen bir kadın, be- kârlık zevk ve heyecanlarına ve- da etmek mecburiyetindedir. Ev- lenen kadın, evinin molı olur, Ar- tık başka bir şey arzu etmez. Yal- nız evi için, çocukları için çalışır. Ben işte böyle bir ideal ile evlen- mek tasavvurundayım. sabık madam Klark Gabel de şun- ları söylemiştir: — Gabel tam bir erkek, bir ka- ca değildir. Tıpkı bir kelebek gi bidir. Onunla evlenecek kadının mes'ud olacağına Inanmak için, yıldızların da ay kadar zıya ver- diklerine inanmak lâzım — gelir, Ben, saadetlerini dilerim. Mah- kemenin vereceği ksrardan son- ra Gabelin bir daha evlenmiyece- ğini zannederim. Eğer evlenirse kendisini tebrik edeceğira, Hatta, davet ederse düğününde de hazır Bu hususta mütalcası sorulan | bulunacağım.. Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu Gıncı Keşide 11 Nisan 939dadır Büyük Ikramiye 200.000 Vinalr. Bundan başka: 20.000 15.000 40.000, 25.000 10.000 Liralık ikramiyelerle (200.000 ve 50.000) Liralık iki adet Mükâfat vardır .. Bilet alan herkes 7 Nisan 939 günü akşamına kadar biletlerini değiştirmiş Bulunmalıdır . Devlet Demiryolları ve Limanları işletme U. idaresi ilânları Muhammen bedeli 24540 lira olan 28 adet Grühidrolik 11/5/1939 — perşembe günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Ankarada idane binasında satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin 1840,50 liralık muvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 14,30 a kadar komisyon Relsl'ğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada malzeme dairesinden, Haye |sarpaşada tesellüm ve sevk şefliğinden dağıtılacakt (2019) |Askerik İşleri | IHHALKEVLERİNDEI Yabancı Kadıköy askerlik şu « besinden: 1 — 989 nisan celbi için 316 do- gumludan 333 doğumlu — (dahil) erlerden askerlik etmemiş olan- ların piyade, topçu, nakliyo, is - tihkâm, muhabere ve mızıka er- leri sevkedilecektir. 384 doğumlu ların topçu erleri de gidecektir. 2 — Toplanma günü 30 mart 939 saat 9 dur, 3 — Bedeli nakdi 29 mart 939 akşamına kadar alınır. 4 — Yabanci şubesinde kayıtlı bulunan erlerin toplanma günü Halkevinden: 1 — Cağaloğlundaki salonu - muzda 28/3/939 salı akşamı saat (2030) da Peyami Safa tarafın- den (Türk inkılâbı) mevzulu bir konferans verilecektir. 2 — 29/3/939 çarşamba günü akşamı saat (20.30 dı doçent Dr. Orhan Alişbah tarafından da (İlim ve terbiye) mevzulu bir konfe « rans verilecektir. ——— mezkür saatte şubede bulunmaları ilân olunur. Çünkü ASPİRİN senelerdenberi' her türlü soğukalgınlıklarına ve ağ- rılara karşı tesiri şaşmaz bir ilâçı olduğunu İsbat etmiştir. AS Pİ R I N in tesirinden emin olmak Için İ markasına dikkat edini lı'ı“en.©

Bu sayıdan diğer sayfalar: