19 Mart 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Muallimlerin Dünkü To Yardım Cemiyetinin 1939 Kongresi Hararetli Oldu Maarif Müdürünün Genç Muallimlere İnce ve Tarizkâr Bulunan Sözleri ün öğleden sonra, Üniyer - site konferans - salonunda İstanbul öğretmenleri yar - dım cemiyetinin senelik kongresi vardı. Kongre, 145 da başlamış bilâ inkıta, İki buçuk saat sürmüş-| tür. Bu kongrenin €en esaslı mev- zularından biri ölmüş muallim - lerin ailelerine lâyık: veçhile yar-| dım edilip edilmediği meselesi idi, Bu mevzu etrafında tam bir buçuk| saat süren hararetli münakaşalar olmuş, İstanbul maarif müdürü birçok defalar söz söylemek mee- buriyetinde kalmıştır. | Kongrenin meşgul olduğu diğer. mevzuları müzakere e bir saal sürmüş, içtima on yedide nihayete etmiştir. KOÖNGRENİN SAFHALARI Kongre, reis seçilen Haydarpaşa Nsesi müdürü Saffet Şavın baş - kanlığında in'ikad etmiş, eski he- yeti ıdare raporu okunmağa baş- lanmıştır. İdare heyeti Taporu evvelce bir kitab halinde basılıp | azalara dağıtıldığı cihetle, umum! alâka ile takib edilmiş, münaka- palar olmuş, neticede kabul edil-, miştir. Mütcakıben yeni idare heyeti seçimine geçilmiş, eski idareye iki ilâve ile ipka edilmiştir. Yeni azalar şunlardır; İstanbul 61 inci mektebden Hayri, Beyoğlu 29 un- cu mektebden Fahri. | ÇETİN MÜNAKAŞALAR Bundan sonra reis, azaya göz | isteyip istemediklerini sormuş, | birçok muallimler söz almışlardır. Bu arada bilhassa nizamname- nin altıncı, yedinci maddeleri ü- serinde çok durulmüştür. Bu mev-, du etrafında muallim Rüşdü ile Şükrü söz alarak tenkid ve dilek- dterde bulunmuşlardır. Bunun ü- zerine, İstanbul maarif müdürü ayağa kalkmış, ezcümle — şunları söylemiştir: ; MAARİF MÜDÜRÜNÜN SÖZLERİ Maarif müdürü Teviik Kutun vazı genç muallimlere ince târiz- ler yapan sözleri zaman — zaman hande ve tasvib seslerile karşı - | lanmış, bu sözler de münakaşaları: mucib olmuştur. Tevfik Kut, de- miştir ki: «— Geçen seneki kangrede ce- miyetin tevsli, ve yardım sahası- nn genişletilmesi görüşülmüştü. Biliyorsunuz ki cemiyetimiz te- şekkül ederken birçok arkadaşla- Tın ademi müzaheretile karşılaş - mış, bu “işin muvaffakiyetle yürü- yemiyeceği etrafında sözler söy- lenmiştir. Halbuki bu bir ihtiyaç- tır. Ve mütlaka karşılanması icah etmektedir. Meselâ geçen — sene, No, 104 Kadı Paşa, oturduğu yerde dur ramıyordu. Acaba; Hafid Efendi- deki zağarlar kendi köpeklerinden! de mi kıymetliydi?.. Derhal, Şeyhulislâm hitaben: — Efendi hazretleri... Bu efen- di ile tanışımız kısacadır. Lütfe - derseniz vasıtai aliyelerile şu za- Karları gürsek... : Şeyhulislâm, güler yüzle ve yüksek bir ihtiram tavrile Kadı Paşayı pofpofladı: — Emredersiniz paşam, Hafid Ktendi hoşsohbet bir zattır. Ules madan, füdelâdan kibar bir kimes-) eZ h a bir. e buy efendiye ZORBALAR SALTANATI plantısı muhtelif mülâhazalarla cemiyet- ten 180 arkadaş çekilmiştir. Buna mukabil, bilir misiniz yeniden kaç! arkadaş kaydedilmiştir: | 164 kişit lüyor ki hareket durmamıştır. Sonrâ çekilen ar - kadaşların baleti ruhiyesi üzerin- de dürmak — lâzımdır., Bir kısmı müftekir değildir, bankada mev- duatı vardır, bir kısmının — mali vaziyeti iyidir. Serveti, emlâki vardır. Bir kısmı da gençlerdir. | Bazı gençler arasında, gayesi mün-| hasıran ölen muallimlerin silele- | rine yardım olan böyle bir cemi- yete girmeği henüz vakitsiz ad- detmektedirler, (Gülüşmeler) Ma:| amafih, hayatın çok acı tecellile- rile karşılaşıyoruz. Meselâ Süley- maniye orta mektebi terbiyei be- deniye — muallimi M. İsmet, bu | genç arkadaş, cemiyetten çekil - dikten 15 gün sonra gözlerini ha- yata ebediyen yummuştur. Ve biz 'ona hiçbir şey yapamadık. Çünkü cemiyetin azası değildi! CEMİYETİN MAHİYETİ Halbuki arkdaşlar, cemiyetli münhasıran ne ölümden sonra im- dada koşan bir teşekkül, ne de bir lüzumsuz, fantezi kabilinden bir faaliyet topluluğudur. Cemi - yet, tesanüd demektir — Mesleğe kendini vermiş, bu meslekte iler- Temek istiyen insanların biri Tine ve talebelerine karşı göster - dikleri bağlılığın nişanesldir. Gö- nül ister ki bütün muallimler hiç, bir şey düşünmeden gayesi yar - dımlaşmak olan bu cemiyete gir- sinler. Bundan sonra cemiyetin mual- Tümlere, dört taksitte ve faizsiz o- | gerleştiriyormuş. Bunlar, ökserin ©| etmişlerdir. | larak ödenmek Üüzere verdiği 50 lira üzerinde duruldu. Münaka - şalar aldu. Bir kısım muallimler, 'bu paranli' verilmesi için yalnız evlâd ve zevcesinin değil, ayni za- manda kardeşin de hastalığının gözönünde tutulmasının gerekti- ğini ileri sürüdüler. 'Teklif ma - kul görüldü. Diğer biz kısım mu- allimler de, böyle bir cemiyetin gayesinin münhasıram (ölen mual-| limlerin silesine yardım) olduğu- nu, halbuki hali hayatta olan bir çok müuallimlerin ihtiyaç içeri - sinde bulunduklarını, hatta bir kısmının aylık aidat olan 23 kurü- şu bile ödemekte zorluk çektikle- rini, talebeleri huzuruna temiz bir| kılık ve kıyafetle çıkamıyan mu- allimlerin dünyevi — ihtiyaçlarımı herşeyden önce düşüneceklerini, esasen büyük bir musllim kütle- sinin bundan dolayı cemiyete alâ- ka göstermediklerini 1âdla etli - ler. Her kafadan bir ses gıkıyor, mühaükaşa uzadıkça — uzuyordu. Yazan: M. Sami KARAYEL sarayına gider... Hem hoşça bir gün bir gece geçliir yer içeriz| ve hem de zağarlarla beraber Bel- Rgrad ormanlarına doğru bir av tertib ederi Kadı Paaş; Şeyhulislâmin tek- Hf ettiği av partisinder fazla mem- nun olduğu görülüyordu. Muka- bele etti: — Çok teşekkür ederim... Efen-i di huzretlerini rahatsrı etmiyelim.. — Aman efendim. bilâkis mem-| nun ve mesrur olurlar.. — Ne vakit yapalım bu işi bu- yurursunuz. yi — Önümüzdeki cuma namazın- ——— zartesi gününe ka- ' «Kuvvetli Arka» ayın muharrir ve saylav Necmeddin Sadak bir ma- kale yazıyor. Meclisi idare- lerin lüzumsuzluğundan bahsedi- yor. Milli fabrikalarımızdan birin de çalışan bir ecnebi fen adamı i- | le görüşmüş. O adamdan edindiği | Antıbalarla şu satırları yazıyor: «O halde fabrika çok kazanı - yor> dedim. «Hayır, daima zarar ediyor!> cevabını verdi. Gece gün-) düz, durmadan işleyen bir fabri-, kanın nasıl zarar — edebileceğini anlamadım. Anlattı: Maliyet fiatı! Onkişiden fazla bir «meclisi ida- Te> &i varmış. Galiba hepsi meb- u, her biri, ayrıca: — fabrikaya, | yüksek maaşla dörder, beşer kişi ya işe de yaramıyorlarmış. Fakat skuvvetli arkas Tarı olduğu — için kimse serini çıkaramıyormuş..> Sayın muharrir, bu satırlarının üzerine serlevha olarak şunu ko- yuyor: İdare meclislerini kaldır- mak İöyımdır. Biz, buna şu bir tek kelimeyi ilâve ediyoruz: Derhal! BURHAN CEVAD Fırtınanın Zararları Bir haftadır devam eden fırtına| durmuştur. Fırtınâ bu defa deniz-) lerde epeyce tahribat arada bazı kazalara sebel miştir. Dün İmroz adas civarında, balık avlıyan balıkçılar — sahilde | bir motör enkazına vastlamışlar, içinde de üç ceşed bulmuşlar key-| fiyetten alâkadarları — haberdar Zavallıların bir deniz kazasına kurban gittikleri anlaşılmış olup hüviyetleri tahkik edilmektedir. —— K Eminönü Meydanı Zminönü meydanının açılma 1- şine hız verilmiştir. Emlâk Ban - kasının bulunduğu adaya kadarki! binalar derhal kaldırılacak, ban- kanın bulunduğu ada Te Kâzım eczanesinden Bahçekapıya kadar- ki gaha münasib bir zamanda açı- | lacaktır. | Valide hanının Balıkpazarı ci- | hetindeki birinci adanın da hemen kaldırılması kararlaştırılmıştır. NaZ şginle Feridun (Paşa) Masırlı Prens Seyfeddinin mi - Tası meselesi için uzun müddetten-, beri Kahirede bulunan — prensin üvey babası Feridun Paşa bugün Romanya kumpanyasının Besa - rabya vapurile şehrimize avdet etmiştir. Maarif müdürü Tevfik, birçok de- falar söz söylemek mecburiyetinde| kalmıştır. Bu arada, hu cemiyet- 'ten başka, gayesi daha ziyade dün-| yevi olün bir teşekkill meydana getirilmesi istendi. Muallimler için. bir yardım sandığı teşkil edile - cektir. Nihayet, azadan birisnin teklifi üzerine müzakereler kâfi görüldü, celseye saat 17 de son rildi. dar sürdürürüz avı.. — Münasibdir efendim... Nihayet; Kadı Paşa kafese gir- mişti. Fakat; şimdi iş Hafid Efemi diye, şuradan buradan nadide za- ğarlar bulmak işi kalmıştı. Bu da kolaydı. İran elçisinin nadide zağarları vardı. Elçi Hafld Efendi ile dost bir adamdı. Şeyhulislâm Kadı Paşa ile işi Pişirdiğinin akşamı cübbesini top-, ladı. Hafid Efendinin — sarayına düştü, Yüzü gülüyordu. Hafld Efendi, merakle sordu: — Efendi hazretleri. , Keyfiniz yerinde... İnşallah hayırlı muvaf-| fakiyetler.. — Sarma... Paşayı cen damarın-| dan yakaladım.., Kimsenin hatı- rına gelmez bu şeytanlık... — Ne suretle? — Yoo... Bir kere siz düşünün bakalım!.. Benim yerimde olmuş olsaydımız nasıl kandırabilirdiniz. paşayı?.. İ RELA | klin garnizon komutanının müsa- | adesini almak şartile sivil spor teş-| | SPOR MESELELERİ I A Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü, Bu Hususda Bir Talimat Yaptı eden terbiyesi genel direk- törlüğü, askerlerin sivil spor kulüblerile ne suret ve şe- kilde münasebette bulunacakla - rını gösteren bir talimatname ha- zırlıyarak alâkadarlara gönder - miştir. Buna göre: 1) Muvazzaf subaylar. — askeri Okullar talebesi ve askeri şahıslar sivil külüblerinin kadrosu içinde | ve siviller arasında müsabakalara | iştirak edemiyeceklerdir. 2) Yedek subaylar, yedek su - bay okulu talebeleri ve muvaz - zaflık hizmetini ifa edenler izinli bulundukları zamanlarda ve â - mirlerinin müsaadelerile, asöer ob- mazdan evvel mensub oldukları kulüblerinin müsabakalarına iş- tirak edebilirler. Ancak: asker bu-. lundukları müddetçe bendi ku - tüplerini temsilen hiçbir askeri takıma karşı oynıyamazlar. 3) Ordunun bütün mensubları, askeri vazifelerine halel getirme- mek ve amirile bulunduğu mev- kilâtında fenni ve idari herhangi bir vazife alabilirler. Nevyork - Sergisi Hazırlığı Milli Kıyafetler de Teşhir Edilecek Beynelmilel Nevyork sergisin - de kadın ve erkeklere aid milli kostümlerin ve mahalli kıyafet - lerin de aynen teşhir olunması kararlaştırılmıştır. a Bu hususta vilâyetlere verilen €emir üzerine muhtelif yerlerden i mahalli kostümler toplanarak İs- tanbula gönderimeğe başlanmış- İ putetet Bu suretle dün Tireden 8 i ka- din ve 8 i erkeklere aid olmak ü- zere 16 takım, Aydından 20 takım, Kastamonudan da 18 takım kos- tüm gönderilmiştir. Trabzon ve Erzurum, Adana, Gazianteb gibi diğer yerler hal - kına aid eski kostümle> de ceme- dilmektedir. Bütün mahalli kos- tümlerimiz bir azaya toplandık - tan sonra itinalı bir ambalâfla bu- günlerde limanımızdan vapurla Nevyorka gönderilecektir. —— Halka bağrını açan, gönlünü açan, onun derdini dinliyen tek rejim Cumhuriyet Halk Parti- sinin kurduğu devlettir. — Hafid Efendi, düşündü.. Taşındı bir türlü bulamadı bir kulp.. Ni- hayet rica etti. Şeyhulislâm — anlatmağa baş - ladı: — Paşa; ava meraklıdır... Bil- hassa, sürek avına... Hafid efen- dide güzel ve emsali ender bu - hnur — zağarlar var dedim.. Ve kendisini ava davet ettim... — Sahih mi' — Sabih ya!.. Cuma günü se- Tânilık resminden sonra; gelecek buraya... Belgrad — ormanlarında ününe kadar avlana « — Oht.. Fevkalâde bir zekâ o- yanu doğrusu bu... Pakat; a bira- der bu işi ne sen bilirsin ve ne de ben?.. Ortada zağar filân da yok.. No yapacağız?.. — Kolay... Daha dört gün var Cumaya... Kâhyayı çağır derhal bedestene gitsin av tüfenkleri al- Sonra; İzan elçisine git on- dan İMemurları Devlet Memurları Gibi. | muştur. 4) Kıt'a bulunmıyan - yerlerde askerlik şubesi, hastane ve saire Bibi askeri müesseselere mensub subaylar ve erat toplu olarak ve emirlerinin müsaadesini almak şartile bulundukları — yerin sivil külübünde idman yanebilirse de resmi müsababalarına iştirak ede-| mezler. 8) Temsilt mahiyette yapılacak, müsabakalarda, bölge — muhtelit takımına veya milli takıma alına-| cak subay veya a ke-i şahıslarla talebeler ve erat için ilgili bölge beden terbiyesi direktörlüğü ta - rafından sporcunun mensub bu - lunduğu askeri yurda müracaa - tında şu şekilde hareket edilmesi bildirilmiştir: , A) Müsabaka, yurdun bulun - duğu bölgede lcra edilecekse, me- Zzuniyet askeri idma — yurdu baş- kanınm muvafakatile — garnizon komutamı tarafından veriliz. B) Müsabaka başka bir şehirde | veya yurd dışında ise mezuniyet için askeri yurd reisinin delâle - tile Gn* #. başkanlığma müra - caat edilir. Emekli Belediye Muamele Görecek Ankaraya gitmiş ve ahiren şeh- rümze dönmüş olan Belediye me- murin müdürü-Samih, Ankarada İstanbul- belediyesi memurlarının| tekaüdlük işi ile de meşgul ol - Dahiliye Vekâleti; Belediye me- murlarına da tekaüdiye vermeği esas itibarile kabul etmiştir, Vekâlet bu maksadla yeni bir kanun projesi hazırlamağ'a başla- mıştır, Ayrıca muvazenei hususiyeden maaş alan İstanbul idarei husu- siye memurlarile İstanbul bele - diyesi memurları da diğer devlet | memurları gibi maaş alacaklardır. AĞA Mütekaidler Cemiyeti Kongresi Umum mütekatdini öskeriye miyeti, senelik kongresini 2 nisan! pazar günü saat 13 de Vezneciler- deki umumi merkez binasında ak-| tedecektir. mıza da rica edelim bize beş on zağar hediye etsinler... * — Doğru.. Mesele 9 kadar zor değil... Lâkin, ben bu işi hiç bil- mem... Burası ne olacak?.. — Aldırma; ağalarımız uydu - Tur işi... Ha, sonra... kâhyaya mir ver köpekler için de mükem- mel yerler yaplırsın.. —Bunlara bakacak mükemmel ve bu İşten anlar hizmetçiler bulsun. — Padişahımız efendimize me- seleyi arzet... Lüzem gelen zağar- ları yollasınlar.. — Bu tarafı kolay... * Şeyhulislâm meseleyi mahrem olarak Padişaha açmıştı. Bu ter - 'tibe sultan Mahmud bile gülmüş-| tü. Derhal zağarları verdi. Padişa- hin Hafid Efendi sarayına gizlice yolladığı zağarlar cidden nadide ve emsalsiz hayvanlardı. Hafid Efendi; kâhyasına lâzım B SUVLİEÇİ DACI İlk Olarak Hafta Tatili Ada skerlerin Sivil Çamları Klüblerle Münasebeti Tırtılların — Temizlenmesine Muvaffak Olunuyor Büyükada ve Heybeliadadaki çam ağaçlarının — tırtıllardan ko- Tunması ve temizlenmesi için baş- lanan faaliyete devam olunmak- tadır. Büyükadada «Dil», «sana - toryam civarı» ve <eski bağ» civa- rındaki çamlar, şimdiye kadar ya-| pilan mesal ile tırtıllardan tama- zmen temizlenmiştir. Temizleme işi; şimdi — Adanın dğer çamlıklarında devam etmek- tedir. Adalarda bahçelerinde çam bu- lunan hajk da mecburi olarak tır- til mücadelesine tâbi tutulmuş - lardır. Diğer taraftan Ziraat Ve- kâleti, çam ormanlarının büyük faydasını nazarı itibare — alarak bütün çamları ayni suretle temiz- eğe karar vermiştir. Vekâle- tin arman fen şubesi müdürü bu maksadla — şehrimize gelmiş ve Trakyaya gitmiştir. Müteaddid fen grupları Trak - yadaki çam ormanlarınaa bu mak- sadla çalışmaktadırlar. Memurlar; şimdiye kadar Ge- libolu, Çanakkale ve Keşanla ci- varındaki çamlardan 250 bin kesel tırtı! toplamışlardır. Bugünkü öbetçi Eczaneler Tatbik Ediliyor Bugün, nöbetçi eezaneler müs- terna, şehrimizdek: bütün ecza - pmaşlardır. Pazar günü nöbetçi' cczaneler için listeler yapılmıştır. Bundan yalmız Adalardaki ecza - meler istisna tutulmuşlur. Çünkü Her Adada ancak ihtiyaca yete - cek eczane yardır ve bunların pa- zar tatili yapmalarına imkân yok- tur. Bugün şehrimizdeki nöbetçi eczaneler şunlardır: Fatih kazasında: Balatta Hayim Berk, Yedikulede Teafilas, Top - kapida Nazım, Cerrahpaşada Şe ref, Fatihde A. Kemal eczaneleri. Şehzadebaşında Üniversite ecza- nesi, Eminönü kazasında: Bahçekapr-| da Minasyan, Sirkecide Ali Rıza, Cibalide Necati Ahmerl eczaneleri.| Kumkapıda: Gedikpaşada Asa - dor ezanesi. Beşiktaş kazasında: Nail Haliâ eczanesi. ğ Bakırköy kazasında: Merkeze- fendi eczanesi, Üsküdarda: İttihad, Selâmsız eczaneleri. Sarıyerde: Nuri eczanesi, Kadıköyde: Söğütlüçeşmede Hu-, lüsi Arat. Mühürdar caddesinde Sadık Terem, Yeldeğirmeninde Yeşna eczaneleri, Eyüb kazasında: Hikmet ecza- nesi, Nöbetçi cezaneler, her sabah nibayet 8 de açılacaktır. Şeyhulislüâmin bu — kurnazlığına bayran olmuştu. Kadı Paşa gibi bir adam başka türlü ökseye gel- mezdi. Bu tertib şaheserdi. Nasıl 'olsa dört gün dört gere içerisinde Kadı Paşayı kafese koyabilirlerdi.| Nihayet, bu adam — demirden ve mermerden yaratılmış bir vücud değildi ya Hasan Cün ve Mihribun da Ka- dı Paşa için hazırlanmış bekli - yorlardı. Lâkin, ne Hasan Can, ve ne de Mihriban birbirlerini hiç, gürmemişlerdi, Vaktin — taassubu buna mâni idi. Hasan Cana, kâhya şu emirleri vermişti: — Dikkat et oğlum .. Bu iş çok, mühimdir. Padişahımız efendimi- zin iradeleri tahtındadır... Vücu- dünü değil, caninı bile vermek lâ- zim gelirse bu işde vereceksin?. S—SON TELGRÂF— 19 MART 1m Müzik ve Resim eden terbiyesi Umum Mü. dürlüğü karulduktan son- — ra, mekteblerdeki jimnastik — dersleri verimli bir yola sokul » — muş oldu. Şimdi bu kadar, itiraf etmeli ki, jimnastik dersinin adı — var, kendi yoktu. Bu dersden bek- lenen gaye, elde - edilemiyordu. Bunun muhtelif sebebleri vardı. Böyle bir neticeyi doğuran â - millerin bir kasmına imkânsırzlık da diyebiliriz. Bu imkânsızlıklar — da, peyderpey ortadan kaldırıla- caktır. Mekteblerde, tıpka — jimnastik dersi gibi, tam randıman alına - mayan iki ders daha vardır; Re- sim ve musiki. Hattâ, bugünkü haliyle, bu dersleri kaldırıp, boş kalan seat- atleri diğer müsbet ilimlere ver- — mek, belki daha faydah olur. Pa- | kat, hakikat şudur ki bugünkü anladığımız ve muhtaç olduğu - muz manada iyi vatandaşlar ye- tiştirmek için, resim ve musiki derslerine, belki, müsbet ilimler. den daha çok yer vermek İâzım- dır. Sayın Maarif Vekili Hasan âli Yücel'in bu mevruları da, esaslı tetkik programmda bulundur. - makta olduğuna şüphe etmiyo Tum. Liselerden mezun olan genç lerimizin müzik namma kültü- | vü, zevki ve terbiyesi amumi - yetle sıfırdır. Resim de aşağı yu- — karı böyledir. Biz, şimdi, daima daha iyiye, — daha güzele doğru gitmek ihti - yacında — olduğumuzdan, — hiçbir — müş gençlerin, ekseriya, güzel san'atlara karşı bigüine ve lâkayd — kalmalorının sebebini, güzel san- atların ne olduğunu iyice tanıma- — malarında aramalıdır. Tanımadığımız şeyi sevemeyiz, üzerine düşemeyiz. REŞAD FEYZİ Darüşşafakalıların Telgraflarına Gevalılar ve Toplantıları Darüşşafakanın tesisinin 66 uncı yıldönümü münasebetile yapılan — toplantıda, Miliğ İsmet İnönü, Büyük Miİlet Meclisi reişi — Abdülhalik Rendaya, — Başvekil doktor Refik Saydama, Maarif Ve. kili Hasan âli Yücele tüdün tel- — grafları çekilmiş, Geyablâri gel - miştir. Z DARÜŞŞAFAKALILARIN — TOPLANTISI Darüşşefakadan mezunlar cem- yetinin senelik kongresi, önümüz- deki cümartesi günü saat 14 de, Eminönü Halkevi — salonlarında in'ikad edecektir. Birimizin Derdi - Hepimizin Derdi Şehir Tiyatrosundaki Numaralı Koltuklar | kabil vaziyetlere bia de birkaç | dela şahid olduk. Tiyatrolarda vis yal disipline

Bu sayıdan diğer sayfalar: