Fu, Yirminci Asırda Fareler;karşı Bir « Tedbirmiş! G irak için Beyazıd semtinde- ki kütüphanelerden birine git - miştim. eçen gün, bir arakadaşımın girdiğim zaman, ki masada © ina yeni kır düşmüş » zat elime bir fiş tutuşturdu. adımlarla kataloğların duğu yere giderken; fişi tetkik — ediyordum: Bu müştatil şeklinde bir mukavva idi. Çok eski ve fazla kullanılmış| olacak ki ade' ştı. Fişi kkeble yazılmış üç rakamlı numara vardı amma, ne yalan liyeyim, ben bunu okuyama- aşlıca aü > Tni al erinde siyah Kartın diğer yüzüne baktım: Bir köşesinde ressamın kurşun kalemile çizmiş ulduğu genç bir kadın portresi vardı. Or- tadaki X ve Y mihverlerinden fi- Şin bir riyaziyeci elinden de geç- Miş olduğunu anladım. Mihver- lerin etrafında ise bir kısım mü- rekkeble, bir kısmı kurşun kale- meçhul bir İSTANBULUN İÇİNDE Kedili Kütübhane! Mevzuubahis kütüp hane memurundan İste- diğim kitabı aldıktan sonra, boş masalardan birine oturdum ve o- kurnağa başladım. Daha henüz birkaç sahife oku- müuştum ki, ayaklarımın arasındı bir hayvanın dolaştığını hissetti Eğildim, baktım: Bu zayıf ve göz- leri hastalıklı tekir bir kedi idi. Hayvan kendisine bakışımı bir il- tifat zannetmiş olacak ki, yüzünü gözünü pantolonuma sürmeğe baş- ladı. Sonra bu yetmiyormuş gibi. biraz tonra yanımdaki sandalyaya) atladı, oradan da masaya çıktı ve mile atılmış imzalar mevcud idi. | karşıma oturdu. Onu masamdan Çocu öldüren Ana İdama Mahküm Edi!di, | Fakat Hayatı Bağış'andı | ondda cinayet mahkemesi L 37 yaşlarında Margarit Ma- koley isminde bir kadını i- dama mahküm etmiştir. Kadının iki çocuğu vardı. Fakat bunların biri on bir, diğeri beş yaşındadır. Üçüncü olarak dünyaya getirdiği küçük çocuğunu kolları arasına alarak yatan bu annenin mini mi- ni yavrusu bir müddet sonra ö- lü olarak bulunmuştur. Sonraki | tahkikattan anlaşılmıştır ki ka - | dın ile çocuğunun yattıkları yer- de havagazi musluğu açık olarak bırakılmış ve çıkan zehir çocuğu | | hatsız eden bu hayvandan kür - Na MASKELİ BALOLABDA n biri, bir kadının yanına sokularak elini göğsüne u- | BirDans Ve Balet Arhsh ıdamın göğsü, kaplama tah- | tası gibi kupkuru alduxı"ım' Mösyö derhal cebinden bir kart- vizit çıkarıp dam h: Madama verir. Ma- retle: — Bu nedir? Bana niçin bu | kartvizili vermiş bulunuyorsu - | yince; Mösyö: et et hek istediğim zat- | ları bulamadığımıdan lürden şu kartı kendilerine vermenizi rica Birisi, arkadaşına — Köpekler, ederken yüzlerini birbirlerine ne-, den çevirirler? Tmuş: aralarında kavga b vermiş: ışırlarsa, birbirleri-, nin yüyzüne bakmağa suratları ol- sun. Diye. TANIMADIĞI İÇİN aa haneden bir küşe koğmak için birkaç defa epist!» diye bağırdım. Fakat kedi oralı " bile olmadı. Kendisini elimle tu- tup aşağıya indirmek İstedi: kat pis ve hastalıklı olduğu için buna cesaret edemedim. Beni ra- Birisi, tanıdığı bir adamın önü- ne çıkarak — Bana bir lira ver de bir iki gün sonra iade edeyim. tarması için görlerimle kütüpha- ne hademelerinden birini aradır, fakat bulamayınca, avağa kalk - Demiş, herif: tınş kitabı aldım ve o mastyi ke- |— p L L L kiç lar diye bırakarak. bir başkasına geç—l BÜ Z meğe mecbur oldum. Kendisini yalnız bırakınca, kedl Masanın üzerine uzandı, gözlerini A Diyince, diğeri: — Beni tanıyanlar vermediği için sana müracaat ettim. (Devamı 7 inci sayfada) | — Demiştir. ğunu öldürmüştür. Kadın Hadesinde: Ben bunu ümldsizlikle işle- dim; diyor. Jüri heyeti kadının mücrim duğuna kanaat gelirmiştir. Fakat | cezasının tahvili için Krala mü- racaat edilmesini muvafık gör - müştür. Bundan sonra hâkim, usulden olduğu üzere, siyah bir cübbe gi- yerek gelmiş, kadın bunu görün- €e bayılmıştır. Hâkimin böyle si- yahlar gitmesi, idam hükmü ve- rildiğini gösteriyordu. Kadının annesi de orada bulunarak kızı i- çin verilecek kararı bokliyor, ağ- zına mendilini tutarak hıçkırik « lar'nı zaptetmeğe çalışıyordu. Hâ- kim kararı tebliğ ettikten sonra şunları ilâve etmiştir: — Her ne kadar idama mahküm edilmiş iseniz de hayatınızın ba- #ışlanacağından ümidvar olabi - lirsiniz. Mahküm kadının 60 yaşındaki annesi de: — Kızımın büsbütün affedile- nin daima ada olarak kal- masına çok dikkat etmiş - | kal- İ ngilizler Biritanya adaları- ler, kendileri de adalı olarak maktan ayrılmamışlardır nun manası şudür ki — İnp kendi -memleketlerine başkıla - | rının sokulabilmesi karcı daima uyanık davranarak herhangı bir tehlikeyi kendile - rinden uzaklaştırmışlardır. Fa - kat acaba İngiltere ada olarak kal- di mı?, Bugün İngilizler havadan | memieketlerine edilmesi muhte- mel taarruzlara karşı müdafaa tedbirleri almakla meşgüuldürler. | Artık Britanya adalarının ada - lıği şüpheli oldu. Onun için me - selâ senelerdenberi lâkırdısı e- dildiği halde bir türlü İngilizli ce muvafık görülemiyen Manş neli bahsinin şimdi yine tazolen- mesi tabil görülebilir . Fransa ile İngiltereyi birleştir. mek üzere Manş denizinin altın- dan bir tünel açılmakla İngiltere Avrupa kıt'asile de birleşmiş ©- lacaktır. Bundan 57 sene evvel buna teşebbüs edilmiştir. Denizin altından bir tünel açmak ıçin işe başlanmış, yerler kazılmış, ku - yular açılmış, fakat başlanan iş öylece bırakılmıştır. Çünkü —bu teşebbüsün aleyhinde çalışanlar zler ihtimallerine | (Devamı 7 ineci sayfada) | gilizlerin bundan ne o zaman için, | e demiş: ederek — faaliyeti — tatil — için hükümeti mecbur etmiştir. Bu- nunla beraber o zaman Manş tü- , nelini açmak için ileri geçer. İn- ne d balde İngiltereye bir #iyan gelmiyeceğini düşündükleri anlaşılıyor. Nitekim bu fikrin ta- raftarları gittikçe çoğalmıştır. Bilhassa bugün artık böyle bir töneli açmak işden sayılmıyor!, İngilterede Liverpol ile Birken. hed arasındaki denizin altından bir tünel açılmış ve 935 de kü -« şad meraslmi yapılmıştı. Bu tü: neli kazmış olan mühendis o za- | man bir Fransız gazetecisine şöy- — Bu tüneli açmak zordu. Fa- kat Manş tünelini açmak daha kolaydır. Yalnız bir kere emir | Bu işe Fransızlar da pek alâka: dardır. Çünkü 1875 de Laparant ismindeki Fransız âlimi Manş de- nizini ölçmüş, muhtelif noktalar- daki derinliği ataştırmış ve tü - nelin kazılmasındaki esas malü - matı hazırlamıştır. Fakat nasıl oldu.da bu tünel böyle yarım a- sırdan fazla bir zaman — geçtiği halde faaliyete başlanmış olma- sına rağmen kazılamadı, kaldı? Evvelâ şunu söylemek lâzum olmuş, parlâmento işe müdahale ki tünelin kazılmasında ilmi fen- Londranın meşhur Taymis nehrinden bir gö rünüşü Manş Denizi Altında tünel Elli Yıldanberi Tekrarlanan, Fakat Yapılmıyan Bir Mesele f nt hiçbir mân! görülmüyor. Nite- kim yukarıda söylendiği gibi İn- giliz mühendisi bunu gayet kolay bir iş sayıyor. Para cihetinden de bir mâni yoktur. Lâzım gelen sermaye der- hal tedarki edilebilecektir. Pakat asköri noktal nazar var. Umumi | harbden sonra bir kere 924 de, bir , | de 929 di nel meselesi tazelen- di, Tekrar münakaşa edildi. Fa « | kat askeri noktai nazardan bunu kabul etmek imkânsız görüldü. Tünelin açılmasına eskiden mâni olanlar şunu ileri sürüyorlardı: — Fransızlar bir gün seyyah gibi gelerek birdenbire Duvr mev- küine çıkarlar ve İngiliz muha - fızları öldürerek tüneli ele ge - çirirler. artık böyle seyyah kıyafetinde Fransızlardan bah « sodilmiyorsa da yine Fransızla « rın birdenbire bir hücum yapa - rak tüncli ele geçirecekleri endi- şesi ileri sürülmüyor — değildir!, Halbuki tünelin kazılmasını çok- tan kabul etmiş olan Fransızlar- SON TELGRAF— 14 M ŞAKA |Holivud'da Artistler Bir İHaylı Eziyet de Çekerler Ttist veya figüran diyip de geçmeyiniz. Onlar tekemmül edip mroya karışmcaya kadar akıl ve hayale sığmıyacak sıkıntılara, yorgunluklara hatta yoksuzluklara katlanırlar ve nihuyet binbir azab çektikten, aylarca hatta yıllarsa sabır ve metanetten sonra herkesin seveceği ve beğenebileceği bir artist, hatta bir figüran olurlar, İşte resmimiz onlardan birini gösteriyor. Bu kız Holivudda bir filim kumpanyasının mualliminden böylece ders alıyor. Eski ve Yeni 1 Güzeller Aradaki Farklar Nedir ? Harbten Evvele Bakış ünya harbinden evvelki za- D rasındaki fark her suretle kendin! göstermektedir. İngilte - renin meşhur bir tiyatrosu, harb- den çok evvelki senelerin par - laklığını görmüş bir müesseşenin müdürü eski ve yeni zamanlar a- rasındaki farkı anlatırken tiyat- rosundaki genç kızların birer bi. rer kibar tabakadan kocalar bu- larak her biri birer Kontes veya Markiz olduğunu söyliyerek di - yör ki: — Her devrin kızlarında ken- dilerine mahsus güzellikler var- dır. Her devir lâyık olduğu gü - ge mocbur kalacaklarını söylüyor- lar, İngilterede Manş tünelinin açıl- ması için propaganda yapan zen- ginler de görülmüştür. Bunlar dan hiç kimse çıkıp da bir gün İn- gilizlerin Manş tüneli- tarikile Fransaya hücum etmeleri ihti - malinden bahsetmiş değildir. İngilizler eğer bu tünel açılırsa her sene buranın muhafazası için 8,000,000 İngiliz lirası sarfetme - | paralar harcederek bu propagan- dayı devam ettirmişlerdir. Fransa ile İngilteze — arasında denizaltından böyle bir tünel a- çılması iki memleket atasındaki tabitaları bir kat daha kuvvetlen- direrek sulh için faydalı olacağı manlar e sonraki devir a- | zelliğe malik olur. At yarışlarını seyretmeğe giderken o zamarki tiyatronun kızları büyük ve tüy» lü şapkalar giyerek — giderelrdi, Çok güzel olurlardı. Bugünün kız« ları ise küçücük şapkalar giyi - yorlar ve yine cazibeli oluyorlar, Tiyatronun kızlarından Bel Bil « ton Kont Klenkartiye vazdı. Rozi Bot da Lord Hedfordun karısı ol- du. O zamanlar bu kızlara hafta- da 30 İngiliz lirası ücret verirdik, Fakat tiyatronun haftada 1,300 İngiliz lirası masrafı vardı, Bil « hassa elbise ve şapka için çok para harcedilirdi. fikrinde bulunanların noktai nas zarı bir gün galebe edecek mi?, Buna ihtimal verenler çoktur. İs- tikbalde bir harb olursa İngllte- rerenin yiyecek maddelerini Pran- sadan getirtmek için böyle bir tünelden çok istifade edilebilceği söyleniyor. Çünkü istikbalde Av- rupada bir harb olursa Fransa le İngilterenin birbirlerine sıkı bir ittifak halinde yardım edecekle - rine kimse şüpbe etmiyor.