ABDESTHANE İŞLERİNİ 'TENVİR MAKSADİLE eçen — gün, bü sütunlarda, Harbiyede yapılacak umu - mi Abdesthanenin, on bin — liradan daha aşağı yapılıp yapıla- mıyacağını kendi kendime sor- — muştum. On bin lira pahalı, daha — ucuza yaptırsak, dedim.. — Bir zat, bana bir mektub gön - dermiş.. Benim bu yazıma çatıyor. , Bu zatın bir abdesthane mütehas- — Bisi olduğunu, veya abdesthaneler — Müteahhidi, yahud da, abdestha- — meler müteahhidlerinin — avukatı bulunduğunu yazısından tahmin ettim. On bin liraya yaptırılan ab-i desthane ucuz bile.. diyor.. Ve 20, 80 bin liraya yaptırılan diğer bazı > şehirlerdeki abdesthanelerden bah-| sediyor. Birader, özrün — kabahatinden — büyük. Demek, o bahsettiğin ab- desthaneler için, lüzumsuz. yere para harcanmış.. SON SENELERDEKİ LÜKS MERAKI Zaten son senelerde, bizde bir lüks merakı başladı.. Her şeyin en fiyakalısını, en lüksünü yaptırı- yoruz. Amma, dayanır mı, dayan- maz mi, orasını Allah bilir. Ab - desthanenin de lüks olduğunu bil- miyorum.. Temiz, sıhhi abdestha- neye aklım erer, fakat, ne yalan göyliyeyim, süslü, şatafatlı, kübik #bdesthaneye aklım ermez. O ka- dâr çok paramız varsa, mekteb bi- — nası yaptıralım.- İstanbulda bile, » hâlâ ahşab, eski konak harabele - rinde mektebler var, Hiç görme- din mi?. Birgün yolun düşerse, Beyoğlunda, Tünel başında, cski Mevlevihanedeki llk mektebe ba- — kiver.. Otuz bin liraya, sağlam,, — Mütevazi - fakat lüks değil ha - pek * — Glâ bir mekteb binası yapılır... Sa- | na göre yapılmaz. Mektubundan anlıyorum. Ben, on bin liraya dört katlı apartıman yaptırıyorlar, di- — ye yazmıştım. Alay ediyorsun. Ve sözüm ona nükte yaparak, belki, üstü açık, bilmem, İstanbulun han- Bi ücra köşesinde bir bina yapılır, diyorsun.. Apartıman hikâyesini tahkik ettim. Affedersin, an bin değil, on iki bin liraya imiş. Zemin a i oda var.. Apartı- man diyince, mutlaka muazzam olmaz ya.. Fakat, bir apar- #ıman Kesabını ileri sürüşümü tu- haf Karşiliyorsun.. «Her işi müte- hastısihi"Birakmalı. — Apartıman dinşası da başka bir ihtisasdır. di- yorsun. Birader, ne apartıman plânı yaptığımız var, ne bir apar- tıman İnşaatına nezaret ettiğimiz.. Ne mimarız, ne kalfa, ne de usta.. Paramız da yok ki apartıman yap- Ahçı olmıyan insanlar: — — Bu yemek iyi olmuş, fena ol- — Müş diyemezler mi?? Bu da mı ihtişas meselesi?.. Tarihi Roman : No. 8 rab içen yedi yüze yakın adam cezalandırdım. Peygamberin ha- ram gördüğü bir içkiyi gizli içen- lere sözüm yok. Fakat, bunlar iç- tikten sonra, senin dediğin gibi, sarhoş olarak sokakta dolaşıyor - lar. Biz sarhoşları cezasız bırak- miyoruz. ğ — Kendi adamlarınız arasında “ — Ben şimdi bu işlerle uğraş- mak niyetinde değilim. İstirahat Halifenin Sarayında Bir ispanyol Güzeli | muştur, Son Telgraf SEN NEDEN MİZAH “MUHARRİRLİĞİ YAPIYORSUN? Sen bana yolladığın mektubun- da, nükte yapmağa kalkışırken, «bu, mizah muharrirlerinin işidir, böyle yazılar yazamazsın di - yor muyuz?. Uzun mektubundan anlıyorurma ki, benim o yazıma çok içerlemiş- sın.. Ön bin liraya bir abdestha ne neden pahalı imiş?. Öyle mi?. Sen, lâfa iyi kulak vermemişsin ki.. Yapılacak abdesthane için on bin lira sarfedilebilir, yapılacak bina için bu para çak olmuyabilir, hatta az ölabilir. Bizim söylediği-i miz, iddlamız, böyle on bin liraya çıkacak abdesthane değil de, daha ucuza çıkacak abdesthane yapılsın diyoruz. Anlaşılıyor — mu?. Sonra, evvelce yazdığımız yazıyı iyi an- hıyamadığın meydanda ki, şöyle diyorsun: — İstanbulda umumi halâ yok diye gazeteler şikâyet, eder son: yapılmak istenince de, bu sefer de pahalı, yapılmasın, diye şikâyet edilir... Ne yapmalı? yaptırma - malı mi?.: AZİZİM SENİNLE | LA Fesuphanallah!... — Yahu, biz böyle demedik.. Ab- desthaneye lüzum yok, diye, bir. sözümüz geçmedi.. Sen, yanlış an- lamak yüzünden karaladığın bu satırlarla, ayni zamanda, Beledi - yenin lüzumsuz yere avukatlığını da yapıyarsun.. Bırak be birader.. Belediyenin koskoca «hukuk işleri) müdürlüğü» teşkilâti var.. Hulâsa, azizim birader, lâfı u- zatmıyalım., Bir abdesthane hikâ- yesi için, okuyucuların canını sık- mıyalım. Mektubundan anlaşılı - yor ki, sen bu abdesthane inşaatı İşlerile alâkadar bir adamsın.. Bi- zim ise bir alâkamız yok.. Onun için seninle anlaşamayız.. Hoşca Tum. Onun için de kusura bakma. Ne yapalım ki, her doğru söz biri- 'nin menfaatine dokunur.. Doğru- yu yazmıyalım mı?.. AHMED RAUF KÜÇÜK HABERLER * Belediye tarafından istimlâk olunması istenilen Taksim stad - yomu ile civarının Belediyeye ve- rilmesine emlâk şirketince imkâni görülememektedir. * Harb malüilleri efrad ve ça - vuşları dün veznecilerdeki cemi- yetleri — merkezinde bir toplantı | yapacaklardı. Fakat — formaliteye ald bazı resmi müsaadeler alın - madığı için içtima yine tehir olun-| * Geçenlerde Japon tayyare- leri tarafından bombardıman olu- nan İngiliz arazisi — hâdiseşinden dolayı Japon hükümeti İngiltere hükümetine tazminat vermeğe ha- zır olduğunu bildirmiştir. * Heyeti Vekile dün öğleyin Başvekâlette toplanmıştır. İçtima, saat 18,30 a kadar sürmüştür. * Yeni İngiliz sefiri, dün sa- bah Ankaraya varmıştır. Yazan: CELAL CENGİZ — Ben, bir hafta içinde gizli şa-| le biraz yanımda oturmaz mısın, Fatma? Görüyorsun ki senden çok! hoşlanıyorum. Ben, arslanlara dırmaktan çekinmiyen cesur ke- dileri çok severim... y Elini uzattı.. Fatmanın saçlarını okşamak istedi: — Sen nekadar güzel ve temiz yürekli bir kadınsın! Eğer günah- tan korkuyorsan, seni bayağı bir günahkâr mevkilne düşürmiyece-| #imden emin ol, Fatma! Fatma hiddetlendi. — Hasmının önünde bundan fazla tahammül Bgösteremezdi.. Birden — yerinden kalktır ü $ * <i Yunanistaa| P O L İi S Ya Ve.. Mahkemeler Hem Suçlu Hem Güçlü Yumurta İhracatı Gittikçe Arttığı Haber Veri Son zamanlarda Yunanistana ihraç edilmekte olan yumurta mik- 1 gittikçe tezayüri otmektedir. Fakat diğer taraftan, Türkiye- |Fatih Postahanesi Eski Havale den gelen yumurtaların menşe şe- Memuru Mahkemede hadetnamelerinin vaktinde gön- Suçunu inkâr Etti derilmediğinden Yunanlı tacirler şikâyet eylemektedirler. « Ezcümle paskalya — mv vsiminin yaklaşması senebile gönderilen bazı yumurtalsrın menşe şeha - detnameleri 15 gün sonra gö rde- | rildiği için Yurant tacirler mal- ları gümrükten çıkarmamışlardır.| Bu sebeble; yumurtalarızı bir kıs- mı çürümüş ve bazılarındı da; ha- va boşlukları haşıl o.muştur. Yunanlı tacirler bu kabil kusur-| lar hallolunduğu — takdirde daha fazla yumurta alacaklarımı bildir- mişlerdir. Genk Tramvay İşletmesi Yarın — Merasimle Hükümete intikal Ediyor Yarından itibaren şehir tram- vayları işletmesi Nafıa Voküloti | tarafından idare olunacaktır. | Bu münasebetle yarın sabah, ilk tramvaylar Beşiktaş ve Şişli ve | aksaray depolarından — çıkarken; müstahdemler ve memurlar tara- fmdan, aralarında topladıkları pa-) ralarla kurbanlar kesilecektir. Ay-| rıca Metro hanında da yarın me- rasim yapılacaktır. Yalnız bütçeye müteallik işler dolayisile Nafıa Vekili bu mera- simde bulunmak üzere şehrimize gelemiyecektir. İktısadî—/;kilinin Beyanatı İktısad Vekili Hüsnü Çakır, dür gazetecilere beyanatta bulunarak | İktisad Vekâleti teşkilâtının bü - yütülmiyeceğini ve binaenaleyh yeni memur alınmıyacağını söy - lemiş Denizbankda başlamış olan | teftişlerin de devam etmekte bu- lunduğunu beyan eylemiştir. İpeklıîo!—(umaş Kaçakçılığı Gümrük muhafaza teşkilâtı me- murları dün Nuruosmaniyede mü-| | him bir ipekli kumaş kaçakçılığı-| ni meydana çıkarmışlardır: Bu suretle Romanyadaki muhâ- cirlere para göndererek buraya Bizlice ipekli kumaş ve ipekli ka- dan elbiseleri getirten Emine is - minde kurnaz bir kaçakçı kadın ile kendisine bu işlerde yardım e-| den kızı ve oğlu yakalanmışlardır. 3 kaçakçı da asliye 5 inci ceza mah-| kemesine verilmişler ve tevkif o- Tunmuşlardır. — Bana bunlardan başka bir di- yeceğin Varsa söyle! Yoksa, yol ver, gideyim. Ve elini silkip attı. Haccac hamurdandı: — Sen, kediden ziyade bir dişi tilkiye benziyorsun, Fatma! Bana gelince, senin karşında hiç bir za- man pençelerini uzatmış bir ats- lan mevkiinde kalmak istemiyo - rum. Görüyorsun ki, sana karşı büyük bir aşkım var. Eğer akıllı bir tilki isen, beni kolayca yene- bilirsin! Fatma sofranın kenarına çekil- dü — Hayır. Ben döğüşmek iste - miyorum. Bırak beni, Evime gi- deyim, — Evde seni bekliyen kim var? — Kimse yok. Vicdanım beni evime gitmeğe sevkediyor. Ben, senin bildiğin sokak kadınların - dan değilim. Eğer Halifenin ka - ı_gnh_nn! zerre B kadar hürmetin 1900 Lira Ne Olmuş? İhtilâsen zimmetine (1900) lira Beçirmekten suçlu, Fatih posta - nesi, sabık havale memuru, Tahir Pokerin- muhakemesine dün Ağır- vezada başlandı. Maznun mahkemede 1900 lira- nın ne olduğumu şöyle anlattı: «— Ön altı senedenberi, idate - de memurdum. Bu hâdise olun - cıya kadar dalma namusumla çı lışmış ve hatta vazilemde göster- diğim dürüstlük ve sadakatten do- layı, büyüklerimin takdir ve te - veceühünü kazanmıştım. Son vazilem olan Fatih posta - mnesi havale memurluğuna beş sene evvel tayin olunmuştum. Daha ev- vel bulunduğum merkezlerde hep telgraf memurluğu vazifesini ifa etmiştim. Bu yeni vazifeyi lâyı- kile yapamadığımdan, beni bu iş- ten çıkarıp tekrar eski vazilfeme vermeleri için, def'atle başmüdi - riyete mürücaat ettim, fakat dile- ğim kabul edilmedi. Son zamanlarda, muhâsibi mes- ul Bay Şakir, sık sık datreyi tef- tiş ediyordu. Son teftiş günü, sa- bahleyin, posta müdürümüz. Tev- fik beni odasına çağırtarak: — Tahir, benim 1000 lira kadar açığım var, Şakir Beyin bugün. dairemizi teftiş edeceğini tahmin ediyorum. Sen kasadan bu parayı bana ver, teftişten sonra, tekrar iade ederim. Dedi. Amirimin bu dileğini yerine ge- tirmek ve açığını kapatmak için; havale defterine, gelen havaleleri sahiblerine verilmiş gibi göstere- | rek, Tevfik Beye istediği parayı verdim ve muhasibi mes'ul gelip, gittikten sonrâ, müdüre — çıktım, sabahleyin aldığı parayı iade et- mesini rica ettim. O: — Biraz sonra gel!. Biraz sönra gittii — Şimdi meşgulüm, yarın ve - receğim. Dedi ve ertesi günü de: — Bana birkaç gün müsaade et,/ Beşiktaşta bir hamamım var, onu| satıp, borcumu ödeyeceğim. Sözlerile beni atlattı. | Ben de o günden sonra, aldığım havaleleri deftere ayni günde sa- | hiblerine verilmiş gibi güstererek,| fakat bir gün sonra havalelere te- kabül eden parayı ödemek sure- tile işi idare ötmeğe başladım. — Peki (900) lirayı ne yaptın? — Bir akşam, postaneden çıkar-| ken, dalgınlıkla kasayı açık bi- Takmıştım. Ertesi günü geldiğim zaman. bu paranın — çalındığını gördüm. fiğin ârame şahidi olarak dinlen- mesi ve davaya mevzu olan hav: le defterinin mahkemeye getiril - varsa, beni bırak.. Ben, namuslu bir kadınım. Ailemiz içinde ya- bancı bir erkekle karşı — karşıya olurup yemek — yemiş bir kadın yoktur. (Elhâris) ailesi, Peygam- ber devrinden bugüne kadar şeref| ve haysiyetini yere düşürmeden yaşamıştır, Beni yere düşmüş bir| Paçavra gibi çiğnemek İstiyorsan, den kestirmişti. aldanıyorsun! Haccacın gözleri dönmüştü. O gerçekten, kendi cariyelerine iste- diği gibi nasıl saldırıyorsa, Fatma- yı da öyle kucaklamak, öpüp sey- mek istiyordu. Fatma bunu anla- yınca, şahlanmış bir kısrak gibi, ayağa kalkarak bağırmağa baş - lamıştı: — Bana yol ver, Haccac! Sen bir devletin vezirisin! Ben ise 5- ki bir ailenin sonuncu kızıyım.. Şimdiye kadar - bir erkek gibi - hasımlarımla döğüşmekten çekin- medim. Bana yol vermezsen, seni yere vurup giderim. Haccac, dişi tilkinin gökremeğe Bir Sabıkalı Yakaland! İki Kumarcı Yakalandı | çarparak muhtelif yerlerinden ya- 150 Lirayı Çaldı, Sonrada Dükkâna Ateş Verdi, Yaktı Ali adında bir sabıkalı dün sa- bah 'Tünel başında Yani isminde birinin dükkânma girerek 150 lira| çaldıktan sonra hırsızlığını ört bas| etmek için dükkâna ateş vererek kaçmak isterken — yakalanmıştır. Suçunu itiraf eden Ali adliyeye verilmiştir. — Tramvay Çarptı Vatman Ademin idaresindeki 109 numaralı tramvay Beyoğlun- da Olga adında bir kadına çarpa - rak bacağından yaralamıştır. Birkaç hırsızlık ve yankesicilik suçlarından âranmakta olan grli sabıkalılardan Çakır Vahan emni-| yet ikinci şube memurları tarafın-| dan' yakalanmıştır. Bir Çocuk Öldü Akbıyık caddesinde 11 numa - ralı evde oturan Hasanın 4 yaşın- daki kızı Fahriye evde top oy- namakta iken top mangala düşmüş| ve mangaldan sıçrıyan kıvilcim- dan etekleri tutuşarak karnı ve mühtelif yerleri yanmıştır. Çocuk hastaneye - kaldırılarak tedavi altına alınmış ise de ev- velki gece sabaha karşı ölmüştür. Ahmed oğlu Rıza ve Tevfik oğlu! Muharrem adında iki kumarbaz Kasımpaşada bir kahvede kumar oynarlarken suç üstünde yakala- narak mahkemeye verilmişlerdir. KISA POLİS HABERLER! * Denzbank amelesinden Bekir)| oğlu İbrahim Galata rıhtımında Aksu vapurundan keresteleri tah-| Tiye ederken düşmüş ve bacağın - dan yaralanmıştır. * şoför İhsanın — idaresindeki 1789 numaralı otomobil Çakmak- çılarda Kadir adında bir gence ralamıştır. w Bulgurluda Nazirin kireç o- caklarında çalışan Hasan adında bi ramele taş lâğmu fitillemekte iken birdenbire ateş alması üze- rine başından ve yüzünden yara- lanmıştır. * Şolör Besimin İdaresindeki 3148 numaralı kamyon Divanyo - lunda Kemal aKdında bir gence çarparak bacağından yaralamıştır. Fatih postanesinin eski şefi Tev —a mesi içi duruşma 27 marta bıra- kildı. M. H ——— ——— başladığını görünce ellerini birbi- rine vurdu.. Birdenbire taraçanın üstünde birkaç muharib kılıklı a- dam peyda olmuştu. Bu adamlar, büyük çiçek saksılarının arkala - rında saklanmışlardı. Demek ki, Haccac Fatmanın kendişine kolaş kolay teslim olmıyacağını önce- Fatma bu adamları görünce hiç de şaşmadı. Senin gibi korkaklardan bun- dan başka n& beklenir! dedi. A- damların yüzlerine sert bir tavıri baktı. — Arslanla tilkinin döğüşünü seyretmeğe mi geldiniz? Diye haykırarak, birden Hacca- cın Üzerine atıldı. —Kendine güveniyorsan, Hacese adamlarına bir işaret ver- | di.. Fatmayı derhal - kollarından | yakaladılar. 1 K | Lütfi Kırdar evv$iki gün yanında| zmacılar Esnafı To&ndı Yeni İdare Hey'eti Seçildi İstanbul yazmacılar esnafı dün Türbedeki esnaf cemiyetleri bir - leşik merkez binasında yıllık kon- grelerini yapmışlardır. Kongrede evvelâ yıllık rapor - lar okunmuş ve bütçe tetkik olun-| duktan sonra yeni idare heyeti in- tihabı yapılmıştır. Eski idare he- | yeti azasının yarısının yerine ye- niden eza intihab olunmuştur. —e Kooperatifi — İstemiyorlar Dür yol Müstabhsilleri Vaziyetten Şikâyetçi Dörtyol portakalcılarından mü- rekkeb 4 kişilik bir heyet dün şeh- rimize gelmiştir. Bunlar; Dörtyolda kurulmuş o- lan portakal kooperatifi yüzündeni zarar ettiklerini iddia eyliyerek bu kooperatifin kaldırılmasını iste - mektedirler. Buna sebeb olarak da bütün ih- racatı kendine hasreden koopera- tifin; taahhüdlerini yerine getir- mediği için mallarını satamadığı, portakalların ellerinde kaldığı, ez-| cümle Almanların bile artık Döyk- yoldan portakal almağı bırakarak Rizeden mübayaaya - baş'adıkarı söylenmektedir. Heyet azaları bu zkşam Anka - raya giderek İktısad — Vekâletine ricalarını bildireceklerdir. Ayrıca Dörtyol portazaliarının trenle naklini temin için bir ucuz. tarife tatbik olunması da Nafıa Vekâletinden istirham olunscak - tır. — Valinin Mülhakattaki Teftişleri Vali ve Belediye reisimiz dokt Vali muavini Hüdai Karataban ol- duğu halde Silivri ve Çatalcaya Bitmşitir. Vali ve Belediye teisi; İstanbula — bağlı bu iki kazanın bütçelerini tetkik etmiş ve bazı direktifler vermiştir. Vali ve muavini ayni gün ak - şamı şehrimize dönmüşlerdir. Yunanistana Koyun İhracatı Memleketimizden Yunanistana her sene yapılmakta olan koyun ihracatının bu yıl ©6 25 mikta - rında artacağı gelen haberlerden anlaşılmaktadır. Bilhassa 6 martta başlıyacak ©- lan panayırlar münasebetile şim- diden birçok talebler - yapılmağa başlanmıştır. Fatma gülmeğe başladı: — Aciz ve kuvvetsizlerin yap - tığını sen yapmamalıydın, Hac - cac! Sen ki, bütün harblerden muzaffer olarak dönmüş, her is - yamı bastırmış, her yiğitin sırtını yere getirmiş bir adamsın! Benim Bibi, kollarından başka müdafaa kuvvetine malik olmıyan silâhsız bir kadından neden korkuyorsun? Neden benimle döğüşmekten çe- kiniyorsun? Haydi, çık meydana.. hakikati söyle: Sen kimi seviyor- sun? Kim& gönül verdin? Kendini kime saklıyorsun? Yazık değil mi bu güzelliğine? Yarın bir yaprak Bibi, sen de solup yere düşecek- sin! O zaman yüzüne kimse bak- Kont Ciyano Varşvada Yazan: Ahmed Şükrü ESMER İtalya Harlciye Vekili Kont Ct irkaç gündenberi Polonyanlk misafiri bulunmaktadır. Kont Cit mo'nun bu seyahati, geçen sene bi sıralarda Polonya Hariciye V Bek tarafından Roma'ya yapılaf ziyareti iade etmek gibi prot: bir maksada atfedilmekte ise d? hakikatte büyük siyasi ehemmi * yeti haizdir. Orta Avrupa politi * | kasının yeni istihalesi içinde P0 lonya ile Lehistan biribirine doğ” ru yaklaşmaktadırlar. — Almanyf orta Avrupada hegcmonya kuf * mazdan evvel vaziyet böyle değik di. Hattâ geçen senenin mart 4' içinde Bek tarafından yapılan #” ;yaretten evvel belki de yedi sekif sene İtalya ile Polonya devlet # damları arasında karşılıklı ziy#” ret yapılmamıştı. 1928 senesindt Polonya Hariciye Vekili Zaleski Roma'yı ziyaret etmiş. İki 1e0f/ sonra da Grandi Hariciye Bakâf! Vekili iken bu ziyareti iade elmif” ti. Bununla beraber, Musolini'nit 1933 senesindeki dörtler diktatf rası teklifinin Polonya'da uyaf” dırdığı iğbirar bir tarafa bırakıl” cak olursa, İtalya ile Polonya af#” sındaki — münasebetler, dürüst, hattâ bazan samimi olmtf tur. Dörtler diktatörası lı-şıbb’: de Polonya'da bunu teklif edet talya'dan ziyade buna muvafabii eden Pransa'ya karşı içbirar ” yandırmıştı. Ve Polonya'nın sa ile bağlarını Almaf” Ya tarafından uzatılan eli ahpif, Masına bir dercceye kadar dü iğbirar sebeb olmuştur. ile 194 senesinde imzaladığı * nn Mmihverine tâbi olan' bir d Tetti. 1984 itilâfinin imzaandi sonra Polonya Avrupa sinde öyle bir yol takib muvi etmecif de ifade edilen bu siyasetin ;w €idi Polonya'dır. Ve biraz da V" yük harbden evvel İtalyanıt kib ettiği siyasete benzei Polonya, böyle gittikçe dabâ * | yade kat'ileşen muvazene KİYL | her iki tarafa da ümid ı her iki tarafı da tereddüd iç' bırakarak ve idare ederek * emniyetini — sağlamlaştır kanidir. Fakat ortadaki bir şudur ki, filiyatta Polonya'nif ziyeti her iki tarafa karşı da #f | mahiyette değildir. Bütün bitif, lığına rağmen Almanyadan F niyor ve hallâ korkuyor. aleyh Almanya'nın orta Avrü daha ziyade kuvvetlenmesi F, | lonya için bir kaygı n Berlin - Roma mihverine orta Avrupada İtalya'nın myacak! Neden benden kaçıyor- sun? Ben çirkin bir adam mıyım yoksa,..