Heyecanlı Ve Müthiş Bir Facla Kurnaz Bir Tilki, iki Kişiye Görülmemiş Bir Oyun Oynadı Nişanlısına Av Hediyesi Vermek İstiyenlerin Başına Gelenler enüz 14 yaşında bulunan bir çocuk, kurnaz bir til - kinin oynadığı acı bir o - Yun uğruna evvelki gün kazsen Katil olmuş ve hapisbaneye kanul- Müştur: Ödemişin Yazlı köyünden Muh- tar Alinin oğlu olan Halil İbrahim isminde bulunan bu genç ayni köyden arkadaşı 16 yaşında Sü - leyman oğlu Mehmet Kaçar ile | hirllikte köy civarında avlanma- Ba çıkmıştır. İki arkadaş; av esnasında te - Sadüf ettikleri bir tilkiyi varmak Üzere gizlice izini takip ederler- ken tilki büyük bir çalılık yığı- Tüm arkasına saklanmıştır. Hali! İbrahim; küçük bir tünel Sibi olan bu uzün çalılığı arkadan dolaşıp tilkiyi o taraftan çıkarken Xakalamak üzere çalılığın diğer Ağrına koşmuş, silâh tetikte, ken-| î Pusuda beklemeğe başlamış - Mehmet Kaçar da; hayvanın Birdiği delik başında ayni inti - Zara koyulmuştur. Halil İbrahim; büyük bir heye- San ve ümit içinde; yarım saat Kadar; deliğin ağzında sessiz ve #edasız beklemiş, lâkin bu müd- det içinde hayvanın geldiğini gös-) feren en küçük bir hareket bile Olmamıştır. Fakat avcı genç, artık Beklemeklen bıkarak arkadaşını ; geriye düneceği zaman Birdenbire büyük çalı yığını içe- Tiden oynamağa ve yapraklar a« :: ağır kımıldamağa başlamış - Halil Torahim; kurnaz hayva - | Tin içeride olduğunu ve nesline has ihtiyatkârlıkla ağır ağır gel Mekte bulunduğunu bildiren bu işaret üzerine hemen — yine Pusuya yatımış, heyecandan titre- Yerek silâhını deliğin ağzına çe- Virmiştir. hğu suretle geçen uzun bir kaç ._;[uı Saniyesinden şonra çalılık- 3 hareket birdenbire hızlan - ğ dallar kırlırcasına ve büyük e süratle sallanmağa başlamış- Halil İbrahim; bu gayritabif lan; hayvanın birdenbire ça- Hliktan çıkıp, ok gibi fırlıyacağı: aç belki ayni süratle üzerine Yacağını zannettiğinden der - Şimşek çabukluğile — silâhmı n Biftrek birbiri üzerine çallı- , '€ş kurşun sıkmıştır!.. '&kat daha ikinci kurşunu at- çi a çalılığın içinden aca bir 'rkı* Yükselmiş ve akabinde av 'daşı Mehmet Kaçar çalılıktan Huk. gX kanlar arasındü ve bo- tryatlar , müthiş ihtilâçlar e bT ©, Femen çimdi etendim.. ,:l:'k"' Çıkıp gitti, O sırada çır- İle çç “OYunarak hamama Canan '"Rı-ı.:__'“ Küzel bir konak hama-i Ber tarafı beyaz mermer- İetle wl bembeyazdı. Bir de &. küçük banyoluğu var- ı.::"“"uıı kubbesi renkli cam- qm:"m'nüvüı Güneşin renkli Dükg y Merinde akseden — ziyası H_:'“ &lvan doğuruyordu. Yer ç y içini seyreden gizli "Şhr Ustalıkla yapılmıştı j H ZORBALAR SALTANATI içinde cansız yere yuvarlanmış - tır, Zavallı Halil İbrahim; bu kar- kunç manzara üzerine neye uğ - radığını bilmiyerek şaşırmış, hay- retten silâhı clinden düşmüştür!.. Lâkin bir saniye sonra hayreti- ni büsbütün arttıran yeni ve ikin-) ci bir sahne daha cereyan etmiş; ayni çalılığın ağzından ok — gibi bir hızla deminki tilki fırlıyarak yyerde yatan gencin cesedinin üs- YENİ BAREM 'eni barem kanunu müza - Ylenlul münasebetile mu- allimler arasında bir endi- ge var, Bir muallim bize gönder- diği mektupta diyor ki: — 1929 yılında barem kanunu tatbik edilmeğe başlandığı vakit erta tedrisat “muallimleri zarar © zaman beş sene- lik kıdemi olanla, on beş sene ka demi olan muallim bir tutulmuş- tu. Yalnız, idari vazifelerde bulu- man maarifçiler baremden fazla - sile istifade —etmişlerdi. Şimdi, Hunların maaşı çok yüksektir. Bu sefer de barem kanununun muallimler aleyhine çıkabilecek tarafları bulunmasından — endişe ediyoruz. Gazetelerde, yeni bare- min esasları hakkında türlü tür- Vü neşriyat yapılıyor. Dileriz ki, kıdem zammı müddetinde, dere- cçelerde vt diğer hususlarda yeni- den mağdur olmıyalım.» Bu mektubu hulâsatan neşret- tünden atlayıp Halil İbrahime bir| tik. Alâkadarların dikkat gözüne de müstehziyane nazar fırlattık- fan sonra ayni yıldırım süratile kaçıp gitmişti Balil İbrahim bundan sonra, pek sevdiği ve şimdi kendi elile bilmiyerek öldürdüğü bedbaht ar- kaadşının cesedi üzerine kapanıp çılgın gibi ağlamış ve bilâhdye kö- ye gidip ayni büyük teessürle müthiş faciayı haber verip bayıl- mıştır. “Yapılan tahkikatta kaza ve ar- kadaş kurşunile vurulan zavallı gencin masum bir şakaya ve kur- naz tülkinin hsin bir oyununa kurban gittiği kuvvetle tahmin olunmuştur:; Kurnaz hayvan tünel — gibi olan çalılık geçide girdikten sonra ra, takib olunduğunu sezdiğinden fazla ilerlememiş, geçidin her iki ağrında kendisini bekliyen âkı - beti düşünerek Mehmed Kaçar | uzun müddet deliğin ağzında bek-. leyip de bir ses ve sada çıkmadı- fini görünce; arkadaşının hay vanı| kaçırdığına hükmetmiş ve hem merak hem de İbrahime bir şaka yapmak niyetile çalılığın bu ağ- zından girip öbür ağzından çıkmak üzere yerde sürünerek içeriye dal- mıştir!.. Kendisini bu suretle - çalılığın içinde bekliyen tilkinin yanından da geçmiş fakat görememiş; biraz sonra tam deliğin öbür ağzından | arkadaşının karşısına çıkıp da onu şaştırtacağı sırada; bu şakadan haberdar olmıyan Halil İbarhim, tilki zannile arkadaşını vurmuş « tur!. Silâh seslerini işiten mahud til- ki de akabinde korku ile saklan - dığı yerden fırlayıp kaçmış git- mişti Püdise muhitte dorin bir teessür uyandırmış: birkaç gün sonra, u- zun müddettenberi seviştiği köy kızlarından birile nişanlanmak Ü- zere bulunan ve nişanlısına bir av bediyesi vermek üzere'ava ç- kan bedbaht gencin cesedi; Sev- gilisinin çığlıkları arasında evine getirilirken arkadaş katili Halil İbrahim de jandarmalar tarafın - dan hapisaneye götürülmüştür!. | xazan: M. Sami KARAYEL ki; bu yeri hamam içinde yıka - manlar katiyyen farkedemezler - di. Fakat; bütün bu gizli esrarı kü- çük yaştanberi sarayı hümayün harem dairesinde yaşıyan ve bü- yüyen güzel Canan biliyordu. O, sarayda neler öğrenmemiş - tir. Sevicilikten tutunuz da, ka - dınlığın ve erkekliğin bütün mah- remi esrar olabilecek her ufak geylerine agüh olmuştu. O; esirci konaklarında” satılık kızların ne suretle humama götü- züldüğü ve alıcılara ne suretle gösterildiğini biliyordu. koyuyoruz. BÜRHAN CEVAD Muallimlerin İzin Meselesi TatilBahane Edilmiyecek Bazı muallimlerin bayram ta- tili münasebetile izin almak iste- diklert görülmektedir. Bu talebler tervie olunmamış ve dün alâkadarlara verilen bir e - mirle, muallimlerin bayram tati- lini bahâne ederek - vesikaya müstenid bile olsa - mezuniyet al- | mağa — teşebbüs — eylememeleri, ı mevsim münasebetile uzak yerle- ve gidilmesi yüzünden rahatsız ol- mak ve bu yüzden derslere sekte vermek ihtimali olduğu ehemmi- yetle bildirilmiştir. Tatihi Pullar Ebedi Şef Atatürkün ölümü ve diğer taraftan harf inkılâbının 10 uncu yıldönümü münasebetile çıkarılmış olan pullur; yarından itibaren mevkü tedavülden kal - dırılacaktır. Diğer taraftan posta idaresi A-| merika hükümetinin 150 incı yıl dönmü münasebetile bastırdığı ye- ni pulların — mühim bir kısmının tab'ı ikmal olunmuştur. davüle çıkarılacak ve mühim bir partisi de Nevyork sergisine gön- derilecektir. —— Bugün Türk Hava Kurumuna bağışlıyacağınız kurbanlar, yarın bizi ölüm tehlikesinden koruya- cak kanatlar olacaktır. <— mrmmarmea İşte; Canan kâhyanın huzurun- 'dan çıklıktan sonra hamama yal- pız güsül abdesti almak için git - mediğinin farkında idi. Bu sebeble; kâhyayı deli divane| etmek kudurtmak ve saraydan Çı- kalı haftalar olduğu halde bir tür-| lü tatmini ateş edememeden mü- tevellid hıncını, kadınlık ihtiras- larımı hiç olmazsa bu suretle âl- mak için cariyeye yıkanacağını ve kirli olduğunu — söylemişti. Sanki acemi imiş ve hiç bir şey bilmiyormuş gibi davranıyordu. Bu zeki ve kurnaz kız neler bilmi- yordu. Hamama giren Canan serbestçe söyundü ve sözde türkçe bilmiyor- müş gibi rumca şarkı söylemeğe | başladı. Arada sırada da uzun saç- larını topuklarma kadar dökerek aynuyordu. Karar vermişti. Kâh- yayı kurtaracaktı, Hatta, bu ihti: yarı ömrünün sonuna kadar de- | Tuni bir xtırabla ezecekti ve ök | İmpeks Şirketi, Etrüsk/ M Vapuru, Satye Binası Yeni Umum Müdür Vekili Bu Meselelere Dair Ne Söylüyor Denizbank Umum müdür eni DenizbankUmum Mü - Ydtır vekili Yusuf Ziza Er- zin, dün saat ikide maka - mında gazetecileri kabul ederek yarım ssat kadar görüşmüştür. Yusuf Ziya Erzin, bu görüşme esnasında gazetecilerin muhtelif | sorgularına ayrı ayrı cevaplar ve-| Terek vaziyeti kısaca izah etmiş- | tir. | Mumaileyh, Denizbankta bazı | istifalardan bahsedilişine şöyle ce-| vap vermiştir: | — Denizbanktan yalnız fen da- | iresi teknoloji şefi Süleyman Se- | den istifa etmiş ve İstifası ka - bul olunmuştur. Henüz ye - rine hiç kimse tayin — edilme - miştir. Mühendis Süleymanın ©- dasından abınan evrak Denizbank- la alâkadar değildir. Şahıs evra- kı olsa gerektir. İMPEKS ŞİRKETİ İmpeks Şirketi meselesi Mali- | ye ve İktısad Vekâletinden iki | müfettiş tarafından tetkik edil - mektedir. Adliye de bildiğiniz veçhile harekete . An - cak müfettişlerin tetkikatı Deniz- bankla hiçbir surette alâkadar de- ğildir .Yalnız İmpeks - şirketine bankamızca bir teminat verilme- si meselesi şöyledir: , «Bütün şirketler teşekkül eder- ken sermayelerinin bir kısmını topliyarak bir kısmını ruhsat al- aaş bir bankaya — yatırmış olma- ları lâzımdır. Banka da buna mu- kabil bir mektup verir. İşte, İm- peks şirketi için Denizbank sade- ce böyle bir mektup vermiştir. | Esnaf Cemiyetlerinin Müşterek Toplantıları Bu pullar 1 mayısta mevkli te- | Yıllık Raporlar Okundu, Yeni Seçim Yapıldı #n öğleden sonra Emtxiönü | Halkevi salanunda İstan - | bul Estaf Cemiyetleri ida- re heyetleri müşterek bir toplan- t yapmışlardır. Bu toplantıda şehrimizde — 36 cemiyetin reisleri veya kâtibi u- mumileri hazır bulunmuşlardır. Kongreye; Feridin nutkile baş- dürecekti. ı Cariye de soyunmuştu, Cariye diye geçmemeli idi. Bu kız da an- çcak on sekiz yaşlarında dilber bir kızdı. Sözde Cananı serbest olma- sı için teşvik edecekti. Lâkin, Ca- nan hamamda öyle haller ve ta- vırlar icad etmişti ki bir cariye- nin tavassutuna hacet kalmamıştı. Cariyeye soruyardu: — Kız ben de müslüman ol - dum artık... Benim de ismim müs- lJüman İsmi... Görüyorsun bak ab-| dest dahi almağı öğrendim. Ke - limei şehadet getiriyorum. Yal - nız bunlar kâfi mi? — İlâhi hanımcığım; tabif müs- Tümanlık için yalnız bunlar kâfi değil... Yavaş, yavaş Kuranıkerim okumağı da öğreneceksiniz... — Yok... Ben onu demek iste- Miyorum... — Ne demek isliyorsunuz öy- | le ise? — Çalmak, şarkı'söylemek, a » vekili Yusuf Ziya Erzin Bundan başka, iki İngilizin 11 vapurun siparisi işinde alâkaları olup olmadığı hakkında yapılan tahkikat sonunda bu bususu te - yid edecek bir şeye rastlanmamak- tadır. İngiltereye bir vapurun stpari- şi hakkında Denizbarik hazırlık- | — Bundan sonra sıra ile müşterek larmı ikmal ederek İktısad Vekâ- letine arzetmiş henüz neticeye in-| bütçesine dair izahat verilmiş ; bu| tizar edilmektedir. ETRÜSK VAPURU Etrüzk vapurunda yapılan tah- | haniş Brostun çalışmalarına da- kikatın safhası hakkında bugün vazifedarlardan izahat istedim. | hanesi başhekimliğinin raporu o- Bilâhare bu hususta sizi tenvir | yunarak heyeti :ı:ımym ka - ederim. Almanyaya — asmarlanan | bul edilmişti vapurlardan bugünlerde gelmesi | terek yardum teşkilâtının 939 ça- beklenen yoktur. SETİE BİNASI Satienin Fırdıklıdaki binasının | 1en teklifler bir karara bağlana - satın alınması meselesi, benim bil-| çak müşterek yardım - heyetinin diğime göre İktisad Vekâletince tetkik olunmaktadır. Ben geldi - ğim zaman böyle buldum. BİR TAVZİH Bernar Nobini adlı bir İngi - liz komisyoncusunun da İmpeka işile alâkadar olduğu, ve bu şir- ket erkânile görüşerek İngiltere- ye sipariş edilen gemiler mese - lesinde rol oynadığı Mister Krap ile birlikte Londraya gittiği ya - ni Dün Nabinin kanımi - vekilin - den aklığımız bir mektupta mü- ekkilinin bu kabil işlerle katiyyen alâkası bulunmadığı, İngiltereye Şubatın haftasında dönmek üze- Te müutad işlerine bakmak için ittiği beyan edilmektedir. lanmış” müteakiben — müzakeratı idare için ve kâtipler seçilmiş ve kongre reisinin teklifi İle Atatür- kün hatırasına hürmeten 3 daki- ka süküt edilmiştir, Müşterek yar-İ dım teşkilâtını idareye —memür | heyet reisi, sağlık kurulu başka- ni tarafından birer nutuk söylen- laturkar oyun oynamak, | — Hanımcığım bunları da öğ -| reneceksiniz. | Yalnız 3 partide İzmirden Adana- — Sen bana öğretsene!.. — Öğreteyim... — Meselâ; alaturka bir raks... — İyi amma çalınmadan ay - nanmaz... — Meselâ ne oynıyacaksın?. — İki telli. — İki telli mi? — Evet.. İki telli... — Canan bilmiyormuş gibi işi alaya vurmuştu. Maksadı kâh - yayı kudurtmaktı. Kâhya ve esirci hanım; gizli yere gelip oturmuşlardı. Burası adeta dayalı döşeli küçük ve ra> hat bir yerdi. Hamam mükem - melen seyredilebiliyordu. Kâhya; Cananı ayağında yüksek ayaklı nalınlar rumca şarkı söy - ler ve oynar bir halde — görünce kendinden geçmişti. Gözleri ka - maşmıştı. — Bir esele İzmirden Adanaya Pamuk Tohumu Kaçırılıyormuş Ziraat Vekâleti kaçakçılık is - mini verebileceğimiz mühim bir hâdiseye el koymuştur: İzmirden Seyban mıntakasına ve bilmukabele Seyhan mıntaka- sından İzmir mantakasına pamük tohumu * şevkiyatı bir kanunla menedilmiş bulunmaktadır, Hal - bukt İzmirde bazı firmalar; bu yasak hilâfima Adanadaki bazı fir- malarla uyuşarak İzmir barsasın- dan satın akdıkları vâsi miktarda gamuk tohumlarımı kara ve deniz yolile Adanaya — sevketmişlerdir. ya bu suretle gönderilen pamuk tohumu sevkiyatının 65 vagona baliğ olduğu söylenmektedir. Ziraat Vekâleti, bunu haber &- | hr almaz derhal sevkiyatın dur - durulmasını ve bu pamukların bemen İzmire iadesini emretmiş- Vekâlet müfettişleri de bu mü- him kaçakçılık tahkikatile meş - gul olmak üzere İzmire gitmişler- dir. miştir . teşkilâtının 938, 989 yılı teşkilâtın hesabatım murakabeye memur heyetin raporu okunmuş, fr izahat verilmiş ve esnaf hasta- Bu meyanda müş- lışma yılı prograrmmu teşbit için cemiyetler tarafından ileri sürü- sağlık kurulunun ve besap mu - | kıplarının seçilmesine geçilmiş ve| gu zevat seçilmişti Yükeüler cemiyeti idare heye- tinden Mehmet Çetin, kasaplar ce- miyeti, yapı yapıcılaç cemiyetin- den bir zat, bakkallar cemiyeti - dare heyetinden Kemal, şekerci- ler cemiyeti idare heyetinden Sa- mi, dokumacılar cemiyeti — İdara heyetinden Yahya Yılmaz Bu zevat geçen sene de faali- yette olan eşhastır. Yalnız ilâve- ten Zeki Duhan adında bir — zat pavyon ilâvesi, binanın satın a - hınması vesair ileşrin ihzaratı ve intacı ile esaslı surette alâkadar olacak ve neticelendirecektir. Bundan maada yardım h,d—- lardır: Bakkallar cemiyeti relsi Rüş - tü Turunç, Kahveciler cemiyeti başkanı Celâl Bozkurt, Hamamcı- lar cemiyeti başkanı Osman Gün- say, Arabacılar cemiyeti başka- ni Faik, Marangoz cemiyeti baş- kanı Alâeddin Kunt Köngre samimi bir hava içinde ceeryan ederek saat 4 te toplantı- ya nihayet verilmiştir. İbtiyar kâhya olduğu yerde, tir tir titriyordu. Cariye de fena gey değildi. O da ne güzel bir kız- &. Ne mütenasib ve şuh bir dil - berdi. ğ Köhya bu esirci konağında bir hafta kalmış olsaydı. muhakkak #urette sekiz gün sürmez cena - zesi çıkardı bu evden. Esirci hanımın kafasını tırma- layan yegâne şey Cananı kandırıp kâhyaya teslim etmek ve Mısır » hdan elli bin yüz bin çekmekti. Kâhya öyle hale gelmişti ki ke- z cariyesile beraber almağa ka- rar vermişti ve esirci ne isterse ve-| recekti. Nihayet canını istiyecek değildi ya... Yavuz Sultan Selim gibi bir Padişahın fethettiği Ması> rın nesi var, nosi yok kendisinin ve elendisi olan vali paşa hazret- lerinindi. Halkı soyan, devlet ma- hanı iç ederek milyonlara sahib ol-| muş bulunuyorlardı. (Devamı var) fetmeğe bile mezun olmazlı sayliyenin manası kalır mı?. Yazın Adaya sayfiyeyo cn öyle kimseler tanırım ki, sabah- ları iki avuç su ile ellerini, yüz- lerini yıkarlar.. Yazın, bol bol su sarfetmek sanki orada günahtır. Su, sılıhat ve hayat şartıdır. suz sayfiye değil, susuz — kü bile olmaz. Yazın sıcak günleriz madan, bir avuç su ile üdeta te yemmüm eder gibi, yürünüzlü vı elinizi atatıyorsumuz. Bu şe kilde insan, akşama kadar n rahat ve enerjik olabilir, ermiyor, Bizim Adada bir ton su İle, ka- Tabalık bir aile, bir ay temizlik Kâfi Derecede Koyun Varmı? 26/1/939 tarihli — nüshamızda | kurban bayramının başlaması do — piyasaya fiat itbarile hâkim ol - mak maksadını güttüklerini yaz- mıştik. j Celebler matbaarmza bu husus- ta bir mektub göndererek har';