vi . / .. B A TI — imler-Yıldızlar — Yeri Bir Fim: İsa'nın Doğuşundan 200 Yıl önce.. | Genç Ve Ateşin Roma Kumandarı Scipion Afrikanos İle Meşhur Kartaca Kumandanı Annibal Arasında Heyecanlı Bir Mülâkat L BNK | Roma ordusu kumandanı Scipion Ş sanın doğuşundan 200 yıl önce vukuagelen mühim bir iseyi, Ramanın genç ve Ateşin kumandanı Secipon Afrika- nos ile meşbur Kartaca kuman - danı Anibal arasında geçen heye- canlı bir mülükatı gösteren mü- keminel bir filim yapılmıştır, Bu hakkında bir Amerika moe- muasında gördüklerimizi aynen yüzıyoruz: Ne yılandan, ne yıldırımdan ve ne de gülyabaniden korkuyar... Uçurumların kenarında âdeta bir keçi gibi koşuyor. En vahşi hay- ara * ni geçen gün kartal görmüş, üzerine ber ikisi de kan içinde kalmışlar. Nihayet kartalı boğmuş, öldür - Müş... Çok cesur bir çocul kat, bilinemez niçin ve neden? Son zamanlarda pek sinirli, pek meyüus... Denizlere, denizlerdeki Tilere bakıyor, bakıyor. ve çekiyor. Çok koderli. Veril mekleri yemi mek ye or. Kartacayı gör- tanımak istiyor... alin talim ve terbiyesine memur yaşlı köle, Amilkar Barka böyle söylüyordu. Otuz sene sonra Roma, mükad- deratının tehlikeye girdiğini gör- dü. Anibal, bü büyük Kartacalı kumandan, Roma kapılarına da- —00 AD TSIE | PORTRELERİ yanmıştı. Anibal, İspanyayı, Si - cilyayı işgal etlikten sonra İtal- yyaya gelmişti. On iki senedenberi İtalyan topraklarını çiğniyor, et- rafa dehşet ve korku Denizlere de hükim olmuştu. Roma senatosu, Afrikalı deni- len genç Sipionun projesini vib ediyordu. Bu genç kumandan harb sahası Afrikaya nakletmek teklifinde bulunuyordu. Fakat ck seriyet, askeri diktatörlerden kor- | kuyor ve projenin aleyhinde rey | veriyordu. Selplan, senotanum k: | fına hare tirdad etli. Bunun üzerine senato ve İtalyan milleti k mad peyda etti. Sefer için muk- tazi parayı, mühimmatı ve silâ- hi verdi. Beri tarafta Anibal, dağ başın- daki karargâhanda, Kartacadan gelecek yardırı neti bek- uyordu: Maiyetinde bu- kunan aylıklı kumandanla ler haftalardanberi paralarını e- ve muay yuramadıkları içi dı. Bir aralık isyan e Anibal bu isyanı deri dı. Asileri ezdi. Kardeşinin ku- mandasında bir yardımcı or gelmesi ve yiyecek getirn fer ümidini yeniden canlandırdı. Seipion da Sicilyada boş dur - muyor, Kartacaya seferini hazır- I.yordu. Günün bitinde bütün kâve vetlerini gemilere bindirdi, Afri- ka sehiline doğruldu. Kortacalıları büyük bir korku alıyordu. Nasıl mukavemet ede « cekler?, Anibal uzaklarda... O ge- Bnciye kadar ne yapacaklar?. Bu sırada büyük kahraman Kar- tacaya geldi. Seipiondan bir mülâ- kat talcp etti. İki kahraman kar- şılaşıyorlar. Seipion, vaziyete hâ- ua bir kumandan gibi idarei ke- b.n eliyor. Mülâkat neticesiz ka- hiğor. y e haro başlıyor. İlk hücumu A fbal yapıyor. Romal üze- rine atılıyor. Fakat Selplon, ma- hirane bir manevra ile bu hücu- icu defediyor ve taarruza geçi- salıyordu. mdisine İti - | SİNEMA HABERLERİ * Gelecek mayısta, matbuat | hayatına ald bir filim çevrilecek- tir, Senaryoyu O. P. Jilber yaz. mıştır. Aiber Prejeana da bir rol verilmiştir. ve (İtilâfi dostane) filminde yüz bar Marşan rolünü Piyer Rişar 0 almıştır. Senaryo, Frafisa a- kademisi azasından Andre Mo- rua'nındır. 120 ROB İstatistik meraklılarına iş çıktı. Sinema yıldızlarından Gabdi Mor- y yaz tatilini geçirmek için Pa- rise gelmişti. Gabi, bir halta evvel Norman- iya vapurile Amerikaya döndü. Paristen ne kadar elbise aidı, bi liyor musunuz? Tamam 120 kat. Tistesi: Süvare robu, yör, 15 Öğleden sonra giymek için, 8 Ceket ve eteklik, 12 Çay elbisesi, 18 —Rob - manto, 12 Evde geceye mahsus rob. Buna, bu rablarla giyilecek sap- Pariste, mukaddes Hind dan ve alkışlanan Hindli yor. Her iki taraf süvarileri bil bizine karışıyordu. Neticede K tacalılar mağlüb oluyorlar *Anibal mağlüb oldu!- di Otarak kaçıyorlar ve R. osu ve Romalılar geniş bir ne- alıyorlardı. Annam İmparatorunun (4 üncli sahifeden devam) | Kaza mahalline derhal bir sıh-| ye tayyeresi gönderilmiştir. Fa- kat, sis yüzünden vak'a mahalli- be inememiş ve geri dönmüştür. Yalnız bir doktor gitmiştir. Ayağı Kırıldı Genç İmparator, çok zeki slüp tahsilini Fransada yapınış, sonra Amerikaya gitmiştir. İmparator. Matmazel Ngüyen Hu — Hao ile evlenmiştir. Annesi — katoliktir. Baldızı da Didela adlı bir Fran sızla evlenmiştir. (3 imci sahifemizden devam) | model olerak “şehir abidesinde ve: heykeli yer tutmak gibi bir talihi Bu heykelin de uyrıca tuhaf n.rı talihi vardır. Çünkü evvelâ pa - ortasındaki —meydar yıtahtın kanmuş olduğu halde son: alarak başka bir meyda: oradı götü- tülmüş, Almanyada umumi barb-| den sonra sosyal demokratlar iş yine getirilerek şehrin Fonduğu görülmüş bu münasebet-| le merasim yapılmıştı. Hatta hey- ' Hindli Dansöz Güzel Kadının İhtiyarlığı | dın geçen gün 76 yaşında olduğu Müzik Niçin Oalear Giki || Yapamıyorlar | sinemacılığı — son çok tekem - H, muski Tansız zamonlarda mül etti. F | bakımından çok he fif.. || Niçin Prassada best kestra gefi yok mu?.. Ş . siz bar, içlerinde beynelmilel şöhreti acnlur da sayısız. Fakat, iştedikleri gibi çalış makta serbet bizalmıyorlar, is- Bazan €n tatlı, en ruh alıyı - yicı-musiki parçaları muhuce - reler araşında kaybolup gi yor. Bazan da mevzua üymi.yor senfonu) yi, (Goldvin Hilimlerini bir düşününüz, - ta Fransız filimlerinde bu ayer- da bir filim var mı söyleyiniz. Cevabını yine vereyim: Ha- yırl.. Yazıkdeğil mi?.. En çok *ağ- limlerdir. Zira, musiki beynel milel bir lisandır... kaları, iskarpinleri, çorabları da ilâve edilirse güzel san'atkârın ne kadar para sarfettiğini anlarsınız. slarile büyük bir şöhret kazanan damsöz Rem Gapal kel için model olmak üzere vak- Hle — gençliğinin ve güzelliğinin t l tarafından nümune olarak bakıldığı kadın da tebrik edilmişti. Kendisi bu merasime çağırılmıştı. Kadın Etau Felgibet- Artik İhtiyarlamış — olduğu le bu merasime gitmiş bulu - nuyordu. Senelerce evvel genç - nin ve güzelliğinin bütün ih- | gösteren heykele bu mü. | en bukarken aca - ba ihtiyar kadın ne düşünüyordu | kimbilir?. Yeni gelen Avrupa gazetelerin- do okunduğuna göre ihtiyar ka- halde ölmüştür. Amerikalıların (bitmemiş bır || PoLs) || bet gören filimler, musikili fi- | | Her (5 inct suhifeden devam) yen Puarkare dalma metinlere, kâğıd üzerindeki yazılı mukavele- lece sursıkı sarılırdı. Biriyan öylemi?, Fransanın bu raya gidip müzakere edeceği me- | selelere aid dosyalârı bile oku- | mamakla şühret kazanmı; Bu nasil bir ihmal diyeceksi - niz? Bir kere Almanlarla, İngi - hizlerle Londrada müzakere edi- | Yecek mühim bir meseleye dair | alan dosyayı kendisine vererek okutmak istemişler. Londraya derken okuyacağı kat yola çıkılacağı güne kadar 1 söylemiş. Fa- || dosyaya el sürmemiş. Nihayet o gün yine dosyayı getirmişler. Yol- da giderken okuyacağını söylemiş. Fakat yine okumamış. Londi giderek başlıyacağı sırada yanındı meselenin ne olduğunu sor Onlar da hem meseleyi, Fransanın noktai n hem ğunu anlatmışlar. Almanların ne dediğini, İngilterenin de iki ara- da nasıl bir yol takib ettiğini söy- lemişler, Briyan işte bu kadar kı- saca aldığı malümata güvenerek Müzakereye — gir Fransanın moktal nazarını müdafaa etmiş ve işin içinden muvaffakiyetle sıy- rılmağa muvaffak olmuştur. Hazır cevab bir adam olduğuna şüphe yoktu. Verdiği cevablarda saf göri - rakmazdı. Parlâmentoda hücum kendisine hangi taraftan gelece- Bir 8Ö derkal anlıyarak ona göre idare eder, muhatflerine hü- cum ederken herkesi güldürecek bir tuhaflık bulurdu. Bir kere tarken zumunu söylemiş, Avrupa sulhu- ktan bahsetmiş, derhal nişler: — Almanyadaki — gazetelerin Fransa aleyhine yazdıklarını bili- iyör musunuz? O zaman Briyân hiç tetiğini boz- madan şöyle diyor: &z gazetelerinin yazdıklarını bi- Hiyorumat. Sonra demiş ki: iki taraf gazetelerinin yazdıkla» rına bakarak politikayı idare et mez, Ben Alman Hariciye N: ile konuşurken gazetelerin ya: rından hiç bahsetmeyiz!. Briyan Almanya ile anlaşarak Umumi Harbden mağlüb çıkmış olan Almanyaya artık diğer ga- Hb devletlerle müsavi şerait al - tında Avrupada, Milletler Cemi- yetinde mevki vermenin lü munu müdafaa edegelmişi itibarla Puankareden büsbütün ayrılmıştı. Puankare Versay mu- ahedesinin harfi harfine tatbikini isterken Briyan bunu umurlamı- yordu bile. Bir gün parlâmentoda yine kendisine hücum edilerek Almanyayı bağlıyan Versay mu- ahedesi tatbik ettirilmesi lü kavı mıştır. Mezkür kar muris ları varsa — Almanyanın aleyhinde Fran- | — Mes'ul olan Harticiye Nazırı | | Hariciye Nazırı meselâ yarın Lonâ | zumunu ileri sürenlere karşı Bri- | yen yine hem işi tuhaflığa vur- | muş, bem de kestirme olarak şu | cevabı vermiştir: j Versay muahedesini ben yap- | madım!. Bununla demek istemişti ki mu- | | ahedenin yapıldığı 919 senesi ile | Yalvız | zarı ne oldu- | sonraki seneler arasında artık ; Avrupada çok değişmiş bir va- | ziyet vardı. Bunun önüne geçile- | mezdi. Fransanın o her istediğini yaptırdığı günler, devam edip gi- demezdi. Ön sene evvel Avrupanın po - litikasını ellerinde tutan üç dev- let adamı vardı: Fransada Hariciye Nazırı Aris- tid Briyan, İngilterede Hariciye Nazırı Östen Çembetlaya (şimdi- ki Başvekilin büyük kardeşi), Al- Hariciye Nazırı Strezman. Bu üç devlet adamının hepsi de birer birer öldü. evlet adamının Avrupa rinde — tuttukları ler Cemiyetinin de parlak günleri idi. Aradan on se- ne geçti. O zaman Almanya iste- diğini müzakere yollarile, Strez- manın mehareti ve mantığı ile yaptirıyordu. Zaman değişti. Şim- di Versay muahedesi de ortadan kalktı. Avrupa bambaşka oldu. 'an hazırlanmadan, uzun u- | zadıya düşünmeğe lüzum görme- den cesaretle işe sarılır, müzake- reye girişir ve muvaffak olurdu. Meşhurdür: ©, zihi ni uzun uzadıya oku - yormaktan hiç n çok oküdüğu şeyler neler. Meraklı polis romanları! Diğer mühim eğlencesi de ba- hık tutmaktı. devlet adı $ olduğu notlar meydana | çıkmış. Bunlara b a Briyan yazı yazmağa üşenmiyormuş. Fa- kat daima tabilliği seven Aristid ları da gelişi güzel yaz - Hiçbir şeyde bilgiç görün- Mmerniştir. Bu yazılarında zama - nının siyasi adamları İle - neler | konuştuğunu günü gününe kay- detmiş. Şimdi buna hayret ediliyor. Bu kadar ihmalci zannedilen nasıl olmuş da Hariciye Nazırı i- ken diğer devlet adamlarile ko - huştuğu meseleleri kaydetmiş, on- azmağa üşenmemiş?. , Netice şu çıkıyor: Briyan gibi Son derece istidad ve kabiliyet sa- hibi olan ve zekâsına, cesaretine tabil olarak güveneh bir devlet 1 da ne kadar ihmalci gö - irse görünsün. Çalışmaktan, kendini yormaktan — ve saatlerce dosya okumaktan kendini kurta- Tamamıştır. Yalnız onda şu mü- him hususiyet vardı: Birşeyi o kumağa başlarsa bunu derhal an- lar, fazin yorulmağa lüzüm kal- mazdı. İşte Klemansonun yukarı- daki sözünden maksad da bu olsa gerek: O birşey bilmez, her şeyi önleri | —e z İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden : Emniyet Sandığına borçlu ölü Bayan Hatiçe varislerine ilân yolile tebliğ Bay Mehmed kızı Bayan Hatiçe İstanbul Selçuksultan — mahallesi İmam sokak eski 4, 90 yeni 6, 8 numaralı bahçeli bir evin tamamını birinci derecede ipotek gösterrek 15/4/933 tarihinde 16027 hesab mu- | | marasile Sandığımızdan aldığı 450 lira borcu 14/7/938 tarihine kadar öde- mediğinden faiz, komisyon ve masarifi ile beraber borç 5l lira 14 kuruşa varmıştır, Bu sebeble 3202 numaralı kanun mucibince hakkında icta takibi başlamak üzere tanzim olunan ihbarname borçlunun mu- | samede gösterdiği ikametgâhına gönderilmiş ise de borçlu Ha- | ticenin yukarda yazılı ndresde öldüğü anlaşılmış ve tebliğ yapılama- nun 45 inci maddesi vefat halinde tebligatın ilân surelile yapılmasını âmirdir. Borçlu ölü Bayan Hatiçe mirasçıları işbu ilân tarihinden itibaren bir buçuk ay içinde Sandığımıza müracaatla 'inin borcunu ödemeleri veya kanunen kabule şayan bir az- ldirmeleri Jazımdır. Mirasçılar ipoteği kurtarmazlar veya- İhud başlıyan takibi usul dairesinde durdurmazlarsa ipotekli Bayri men- |kul mezkür kanuna göre Sandıkça satılacaktır. Bu cihetler alâkadar - larca bilinip ona göre hareket edilmek ve herbirine ayrı ayrı ihbarna- me tebliği anakamına kaim olmak üzere keyfiyet ilân olunuz, (ml 7—8S5ON, ;:ı.ı:ııı — 3 Tiaci Kinan ee — Biri Bir Şey Bilmez, | Kızınız Şey Anlar, Diğeri de Aksi.. | olan kızlarında böyle tabif bir su- Var mı? (3 tnci sahifeden devamj asahi olurlar. İşte bunların hem dimağları, hem vücudları faaliyetledir. Bil « hassa elişlerinde çok marifetlidir. ler. Çehreleri datma harekettedir ve türlü manalar ifade ader. Eğer kızınız bu tipte ise bilmiş olunuz ki pek ameli bir kız ola- Yani elinden her iş gelen | dadlı, büyük bir kabiliyet — bir kız. Meselâ elinde başlamış olduğu — caktır. bir 'ş: bitirmeden ona Laşka bir iş * ersiniz. İntizamı çok seveceği için kendisine verilen işi son derece dakkitle görecektir. Fakat onu bitirmeden başka bir iş söylerseniz size isyan eder. İşi çabuk görür, sürüncemede bırakmaz. Her şeyi çabuk yapmak — istediği gibi söz söylerken de eğer onun fikrine uymıyan birşey söy- lemiş iseniz derhal size cevab ver- mek istiyecektir. Bu tiptekiler hiç | birşeyde geri kalmayı kabul ede- — mezler. Onun için lâkırdıda da | mağlüb olmak istemezler. | Çok söylemekten de yorulmaz- | lar, İşte bu tipteki kız çocukların, — daha sonra da kadınların mizacı. Fakât kızınız bu mizaçta aldur n boşlanıp hi kanlığı sizce malüm olabilirse de onun islikbali için hazırlanmış ol | manız da lâzım gelir. Onun istir — | dad ve kabiliyetini bilmiş olma- nız kendi yede esas olacı da beğenilen ne gibi meziyetler var?. Çalışkanlık, ameli olmak, | cevval ve faal ol değil Bir baba, bir ana yeni büyümekte vi rotte inkişaf eden meziyetler göre dükçe sevinecek, bundan başka- — larına da iftiharla bahsedecektir ğil mi?, Halbuki bu kâfi kızınızın o tabil n değil, çünkü unda bir tak l dir. Onlar, çok dikkat etmeli ki büyüdüğü zaman bu yüzden bü- yük hatalare düşmesin. Öyle hata- lar ki sonradan tamir etmek çok defa mümkün olamamaktadırl, Bu tipteki kızın eksikleri nedii Kendi fikrinden olmıyanlara tas hammül edememek. İşte her şeye — den evsel gözönüne - getirilecek — ve düzeltilecek bir eksiklik. Öna — şimdiden öğretmek lâzım ki here * kes onun gibi düşünmez ve Ği şünmeğe meebur değildir. Baş « kalarının düşündükleri de dağe ru olabilir. Mutlaka herkese cevab vermek de lâzım gelmez. Bazı de fa mağlübiyeti de kabul etmek ix — cab eder. İşte bu noktalar ilk öğe — retilecek cihetler. Bu tiptekiler daha ziyade kena dilerini severler, kendilerini dü- şünürler. Onlara anlatmak ve öğe — retmek icab eder ki insan dünyas — da yalnız değildir. Başkalarını da düşünmemiz, sevmemiz lüzımdır. Hattâ o kadar ki kendi saadeti - mizden başkalarına da mühim bir hisse ayırmazsak biz de mes'ud. olamayız. Sonra bunlar aceleci oldukları cihetle kendilerine karar verme. den evvel, hele harekete geçme- den daha evvel biraz daha çok — düşünmeleri lâzım olduğunu öğe — renmek lâzım gelecektir. 4 Bu kızlar iyi ev kadıri olurlar, Bunlar eğer hariede çalışmak ise — terlerse kendi mesleklerin! ken j yürette harekette bulunmasinı cab ettiren işleri se Umum Mütekaidini askeriye ti Başkanlığında: miltekalt ve eytâamı muhtaç olanlara kömür tevzil mukarrerdir. Muhatç arkadaş ve allelerin Tfi akânunun altıncı gününden on ah eramilden ve errakçi ile ümumi merkezimize caatları rica olunur.