(4 üncü sahifeden devam) | ğ Hımııbmnlveıeyııuuı.ğ © Ülaktan çıkmıştır. Amerikanın cenubunda pıu huriyeti merkezinde topla - ll ve bütün Amerikadaki dev - Hlm,. iştirak ettiği konferansa lince: Limada toplanan bu kon- nsa sekizinci Amerika Birliği tferansına Amerikanın 21 Cum- 'eti iştirak etmiştir. Bu se- B konferansın neticeleri diğer V Üvelkilerden çok daha mühim , . . ” » * İ ” Akanın cenubdaki Cumhuriyet- İnuştur. O eskiden şimali Ame- © İN üzerinde daima üstün bir rol '& (Wünmak istediği söylenirken şim & (4bu itimadsızlık kalkmıştır. Bun- &e İN sonra da dünyanın büyük me- e İkleri karşısında bütün Ameri- Gi (çi tevletlerinin birbirlerine mü- b W | Amerika devletleri arasında ç- Sak herhangi bir ihtilâf hakem * Pastasile ve sulh yollarile halle- b Üölmiş olacaktır. Amerika kıt'a « ! da sulh bozulmuş olmuyacaktır. & | Diğer taraftan Şimali Amerika- ? verdiği bir karar da çok mü- he* Şiftdir. Bu karara göre Allas Ok- W İlbosunda kuvvetli bir donanma 4 Çötndurarak Amerika kıt'asının yt (Ç dafansı temin edilecek. Bahri- — Şöhitikebirde ayrıca kuvvetli bir nma olacak ve icabında A- tika sahilleri müdafaa oluna- :meıım.m. yani şimaldeki - " ortadakiler ve cenubdakiler *t etmeleri lâzım geleceği Saati tekrar edilmiştir. [ üü Amerika kıt'asınin müşle İ arlırmak, ——— müşte- l ( tnet sahifeden devam) i* göre Kornavil dükalığı va- ı H veliahde aiddir. — Prenses Ülsbet 12 yaşına bastığı için No- 5' |At Kornovil düşesi ünvanını da) F “İak ve bu varidattan istediği ğ istifade edecektir. Buna aid , bir kutu içerisinde olarak, ağacının altına konulacak - çi HİNUSYAKBEL KRALİÇENİN MESİ LAZIM GELEN ŞEYLER Üenses Elizabet derslerine baş- üdan evvel, gazeteleri okur. İki yaşında buna müsaade ve-| İşlir. Sonra hemşiresi ile be- t, ııııı—ımııı kocanan bartlar İttkik ederler, ika Cumhurreisi Ruzvelt, z hükümdarlarına bir mek- ."mdrrmq_ kendilerim Va - 4 davet etmiştir. dımıen haberdar olan kü- Drenmıler haritaya koşarak Miükton'un nerede — olduşan A k ederler, İçlerinden biri: ç Fkat, beride daha büyük öir 4 Nevyork — dürürken niçin “'îrım Löbrüne © Ruzvelt Vaşingtoada otu- J"'rehh.,eıu Beyazsarayın © - lunduğunu cevalını ve - Elizabet, bir gün mü- he der ki (Fransız vör başkanı) niçin majsste 'Otlar?. "bhıw Krallık ile Cum - idaresi arasındaki fark - Atlatmıya çalışıyor ve küçük Vet Roz: Psine 40 lira bedel tahmin © B h.—.nıı numaralı arsalar 21 Üetre murabbar sahalı yüzsü: b Börülebilir. İstekliler 3- 1t le beraber 90/12/038 Cuma bulunmalıdırlar. Cumartesi günü saat 11 Mahallesinin Tekke sokağında 59 Iln iltere - Amerika | Arasında Gizli Bir Anlaşma mı Var? rek vürette müdafaası için bir - hk: çalışmağa karar vermişler- nkı_ Amerika kıt'asını tehdid eden ne gibi bir tehlike var ki buna lüzum görüldü? Bir zamandanberi Almanların, İtalyanların cenubi Amerikada bazı memlekette hararetli bir fa- aliyete giriştikleri söylendi. Ame- rika kıl'asının bazı yerleri bu su- retle Avrupadan idare edilen bir akım tahrikâta sahne olması A- merikanın diğer yerlerini ve bil- hassa şimal son derece kuşkulan- dırmaktadır. Konferansta söylenen nutuk - larda bu cihetler etraflı bir suret- te anlatılmış oldu: Bugün tehlike yalnız silâh kuv- vetinden ibaret değildir. Bir ta- takım propagandalar vardır ki bunlar vasıtasile de çok iş görül- moktedir. Bu propagandaları ya- panlar maksadlarına varmak su- retile bazı memleketleri, bazı mil- letleri kendi nüfuz ve tesirleri al- tına almaktadırlar. Hulâsa verilen karar şudur: 1— Amerikaya harleden müda- haleye asla müsaade etmemek; 2— Bu müdahale yalnız silâh kuvveti ile olacak değildir. Pro- pogandalarla da yapılacak tahri- kât müdahale sayılarak bunların önüne geçilecektir. 3— Amerika kıt'asının sahille- rini diğer kıt'alardan gelmesi ih- timali uzak veya yakın olan her nevi taarruz tehlikelerine karşı korumak için deniz kuvvetlerini arttırmak. “Noel Hazr'ı; ığı — Cut iyet, diyor gör Kralli kat krallar vedi senö tanat sürmezleri, » anlı adığı- r. fazla sal- * Küçük prensesler, sabahları sa- at 8 de uykudan kalkarlar, Kah - valtılarını " yaparlar. Bir fincan süt, kızarmış ekmek, tereyağı, biri yumurla ve çok meyva yerler.. Sonra sarayın parkında 20 da- kikalık bir gezinti Haftada iki de- fa yüzme havzun dayüzerler. Prenses Elizabetin husus? bir fransızca muzllimi vardır. Pren- ses çok güzel fransızca konuşur. Hanedan azasının haftada bir de- fa yüzme havuzunda yüzerler, Tarı âdettir. Prensesler akşam saat 8 de ya- tıp uyurlar, Karyolaları yanyana- Gır. Kraliçe her akşamı yanlarına gelir. Yanaklarından öper, —EROO —— Tepebaşında Şehir Tiyatrosn DRAM KISMI Buakşam 2030 da (VİNDSORUN ş:ı;ım KADINLARI) İstiklâl caddesinde komedi kısmı Bu akşam saat 20,30 da (DAMA ÇIKMIŞ BİR GÜZEL) ea A ae ar a S TURAN Tiyatrosu San'atkâr — Naşit Cemal Sahir Bir - leşiği Bu gece PERİŞAN GİZELLK 3 P, Solo, düet dilen Fatih yangın yerinde M: uncu adada — 198-199.242. rasımda içindeki kuyusile beraber iz arsa alâkadarları arasında satıl “nı, açık artırmaya konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdür- ralık ilk teminat makbuzu vey günü saat 14 buçukta Dalmi En- «B. — (91l1) * * BB 4 re bedel tebmin edlka Eelalnlnde Şeyh Mehmet 5 h;?hı!!esmm Yenicami sokağında 413 üncü adada 16-17 parsel ve 472 kapı numaralı dükkân ankazı pazarlıkla sa' Gi'A 75 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber lacaktır. İstek- de Daimi Encümende — bulunmalı- | Vasiyetnameler Hikâye Beraber Kaçtık |— (& üncü sahifeden devam) — Öbür gün, bizimkiler taşı - | Ahmed,dedi. Ne ya . Senden — ayrılamam.. Ben tasiyoceğimi”* Beni tarakıp gi | demem., | Her şeyi düşünmüş karar v miştim. Sevime gayet kat'i bii sanla: — Sen gitmiyeceksin Sevim dedim.. Yarın seninle beraber kı çacağız.. Uzaklara, çok uzaklara | kaçacağız.. Bizi bir daha bulamı - yacaklar. İnsanlardan ayrı, 1zak| yerlere gideceğiz.. Kimsenin yü- | zünü görmeğe tahammül edersi: | yorum, seninle, bir kulübede de | olsa, yalnız başbaşa kalacağız.. Sevim, heyecandan titriyordu. Ellerimi tuttu. — Ahmed, dedi, seninle nere- ye olsa giderim.. Hazırım. — Yarın sabah saat 7 de istay - yyonda bulun.. — Peki Ahmed, bavulumu a - lır, içine bir kaç çamaşır, elbise koyar evden erkenden çıkarım. Daha kimse uyanmadan.. — Bavul, elbise, çamaşır iste - mez, Sevim.. Yanında ben varı.a.. Sevim boynunu büktü: — Hakkın var, — Ahmed, san varsın.. Başka bir şey istemem.. * Ertesi sabah, Sevimle istasyon- dan banliyö trenine bindik., İki - miz de hem çok sevinçli, hem he- yecanlı idik., İçimizde garib bir de korku vardı. Pendikte indik. Orada posta trenini bekledik.. Bi- raz sonra katar gelmişti. Hemar atladık. * Bu hikâyenin sonunu merak e- diyorsunuz değil mi?, 18 yaşında bic çocuk.. 18 yaşında — bir kızın macerası.. Tren İzmite gelmeden, memurlar bizden bilet sordular. Bizde bilet yoktu. Çünkü heyeca- nımızdan almağı unutmuştuk. U- nutmasak bile alacak paramız yok. 'Tren memuru bir polis ça - Bırdı. Bizim halimizi şüpheli gör- müş olacaklardı ki, ilk istasyonda bizi indirdiler, Karakola götür - düler, Sorgu, sual.. İfademizi al- dılar, İkimiz de hiç durmadan ağ- lyorduk. Yalvarıyorduk: — Bizi bırakın.. Biz kimseden bir şey istemiyoruz. Birbirimizi istiyoruz. tu. Öğleye doğru, Sevimi ailesine teslim ettiler. Beni de eve bırak- tılar, Sevim, o akşam annesi ta- rafından götürülmüştü. Nereye git- tiler. Bilmiyorum. Bir daha onu hiç görmedim. Evde günlerce ağladığımı yı mekten, içmekten kesildiğimi h tırlıyorum., REŞAD FEYZİ Garib (5 inci sahifeden devam) Eski dünyada ne kadar açıkgöz Vandel varsa hemen vapura at - lamışlar, yeni dünyanın yolunu tutmuşlardı. Bunlar, tamam 27 kişi, Nevyorkun en maruf avu - katlarından 73 ü vekâletlerini ü- zerlerine almışlar, dava açmışlar- dı. Tam davayı neticelendirecek- leri sırada ortaya bir boyacı çık- mış, ölen kadının ana ve baba bir | kardeşi olduğunu söylemiş, hü - viyet kâğıdlarını ve bir romanın sön sahifesine yazılı bir de vasi- | yetname göstermişti. Mahkeme bu adamın, Vandelin kardeşi ol- duğuna kanaat getirmiş. —Fakat vasiyetnamenin tetkikine karar vermiş. Kimbilir bu da ne kadar sürecek' Ertuğru| Sadi Tek TİYATROSU Taksimde (Bu geee) ÜÇÜZLER Vodvil 3 perde Yakında: Büyük milli bir eser —| (İNSAN MABUT) ?—SON TELGRAF—23 1 inci Kinua 1918 —— ——— — — —— —— Füllmllehvnldnzllar— ARTİSTLER ARASINDA Rekabet ir komik ile bir jön premi- B ye'nin yani âşık rolü yapan bir artistin ayni günde bı- rer çocuğu dünyaya gelir. Bu iki san'atkâr, meslekleri ik- tızası her gün karşılaşırlar. Her biri, kendi çocuğunu meteder. Bir gün komik; — Oğlum, konuşmuya — başladı. Yirmi kelime öğrendi. Der. jön premiye cevab verir: — Benimki otuz kelime bili - yor, — Benimkinin dokuz dişi var. — Benimkinin de on üç.. Komik biraz bozulur. Fakat de- vam eder: — Oğlum, bir yaşında iken yü- rümeğe başladı. — Benimki on aydanberi yürü- yor. Komik, arkadaşile başa çıka - mıyacağını anlar, gülerek şu sö- zü söyler: — İki ay daha çık da, şunu do- #ar doğmaz yürütüver, İki sevdalı: Pol Kambo ve Jakin Maorsan. (Fakirler Pazi) filminde Baba mı Arıyor ? Meşhur komiklerden — Lüsyen Baru bir gün yeraltı şimendife - rine biner. Genç, güzel bir kadının dikkatle kendisine baktığını, ha- fifçe gülümsediğini görünce da- yanamaz, ayni suretle mukabele eder. Kadın, birdenbire yerinden kalkar, yanına gelir; — Alfledersiniz, mösyö, der, İyi hatırlıyorum, sizi bir yerde gör- düm. Çocuklarımdan birinin ba- bası değil misiniz?.. Barri şaşırır. Cevab — vöremez. Hayretle kadımın yüzüne bakar, Kadın hatasını anlar, gülerek: — Şey... der. Ben mekteb mü- diresiyim de.. talebelerimden bi- rinin babası sandım sizi.. Sayın san'atkârın geniş bir ne- fes aldığını ilâveye lüzum yok de- ğil mi?.. Artist Portreleri F (Şatranç oyu: Sinemanın İstikbali ilim adlı bir İtalyan va- zetesi, Amerika ve Avrupa filimlerinden bahsediyor ve| birincinin geçirmekte olduğu kri-; zi kayıdla soruyor: — Avrupa filimleri bunların ye-| rini tutabilecek mi?. | Sonra, Hanri Bordonun eser - terinden (Cemile çamlar altın - | da) nın bir Pransız şirketi tarafın- dan filime alınacağını haber ve- riyor. Hanri Bordo, Amerika şirket- lerinin vaki olan tekliflerini, mek istedikleri tahrir — hakkır, yüksekliğine Tağmen reddetmiş- | ti. Çünkü şirket, eserin bazı kı - sımlarını değiştirmek — istiyordu «Sonra tarihi de tahrif ettiler. Yaptıkları tarihi filimler cidden acınacak haldedir. Hayatı beşeri değiştirdiler. «Bu hata neden İleri geldi?. Hiç şüphesiz, halka ehemmiyet ver - meyişten... Bu hataya — Fransız filimcileri düşmekten kendilerini kurtaramadı. Hatta bir aralık si- nemayı intihabat — mücadelelerire bile âlet yaptılar. Bu, sinema san- atmın terakkisine, tekemmülüne mâni oldu. T-| «Amerika sinemaşılığının gaçir- diği krizesebeb, mevzuların fena seçilmesidir. Halkın arzusuna, $- teğine ehemmiyet vermedikçe bu krizden — kurtulmasına — imksı yoktur...> Hanri Bardo, (Sed) adlı ezeri- ni, (Beyaz süvari bölüğü) filmini muvaffakiyetle başaran kumpan- yaya vermiye muvafakat etti. Hanri Bordo bundan bahseder- ken: «Bence, diyor, bir Amerikan bir Avrupa sineması yoktur. Sa dece bir sinema san'atı vardır, Bir tiyatro san'atı olduğu gibi. «Bu san'at, henüz sabavet dev- zesini geçiriyor, ve gün günden | fotograf, ses, hayal, musiki, teknik bakımından terakki edi- yor, Bir çok dramlar, komediler, bilhassa feeriler yapılıyor. Sine - ma sahası geniştir, istikbali de parlaktır. <Amerikalılar, yalnız — tekniğe ehemmiyet vermekle büyük bir hatada bulundular, Amerikalıla » rin, Avrupalılara — tefevvuk için eli büyük bir vasıta vardı çok para... Holivuddaki asri stüdyolardan çok istifade ve harikalar yarat - mağa muvatfak olabilirlerdi. Fakat, yanlış hareket ettiler. Mevzua ehemmiyet — vermedi En ziyade çocukları alâkadar © - | decek heyecanlı, entrikalı filim - leri çevirdiler, Gerçi Holivudda dünyanın en — maruf, en sevilen, takdir edilen yıldızlarını topladı- lar, Fakat, bunlardan — istifadeyi bilemediler, Birçok eserleri kaşden tahrif Madölen Rişar ve Kristiyan Zora Nurlu mahalle, filminde | ettiler, Meselâ: Tomas Hardi'nin © canım (Tess d'Urbeville) ti ta- mamile değiştirdiler. Filime he- İ | | yecan vermek için filmin niha - | yetinde, romanın — kahramanını | lar. Fakat doğru değil bu.. su) filminde Vanda rolünü yapan sevimli yıldız SİNEMA HABERLERİ * A. P. Alber (Çanakkale) - adlı bir filim çevirecek. * Fransada Danyel Dariyö bundan böyle yalız Robinoviçin filimlerini çevirecek. Dört filim için bir mukavele imzalamıştır. Bunlardan — ikisinin — mizanseni Hanri Dökuan tarafından yapıla caktır. * Röne Barliyenin (Puşkin) filminden sonra çevirmek tasav- vurunda bulunduğu (Düello) nun baş rolü Raymon Ruloya veril - miştir. * Jan dö Limür'ün İtalyada çe- virmiye başladığı (Baba Löbonar) adlı filimde Jan Mura, Madölen Solon, Rügiero Rügieri, Jan Pro- vost, Şarl ,Helen Perdriye, Piyer Brasör, Dökam gibi maruf artist- ler rol almışlardır. Senaryo, A. Tolonay ve Jak dâ Ferodinin, musiki de Jak İbertin dir. * Jan Vallenin çevirdiği (sirk- te bir gece) filminin baş rolünü Rolan Tuten yapacaktır. ve Jak Beker, kânunusani ipti- dasında (Kristabol'un altını) adlı bir filim çevirmiye başlıyacak - tır. Bu filimde Alber Prejean, Dila Parola, Erih von Strohelm ve Konşita Montenegro gibi büyük artistleri göreceğiz. * (Korsanlar) adlı büyük bir filim çevrilmiye başlanmıştır. aa salben idam etmekten çekinme - diler. Tabil eserin mevzuu değiş- ti. Kaba tabirlle tadı kaçtı. İşte ben, (Cemile) nin bu âkı bete Uğramasına razı - olmadım. Amerikan sinemacıları, Romeo ve Jülyeti, rın birine götürerek koktel içir- meyi, Tristan'la Jzöllü bir konser- de birleştirmeyi çok tabii bulur- mezarlarından çıkarıp has —