23 Aralık 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

23 Aralık 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerika İnfirad Politikasından Ayrılıyor mu? İngiltere - Amerika Arasında Gizli Bir Anlaşma mı Var? Bu MeseleBilhassa Berlin Gazetelerini Fazla Meşgul Ediyor Amerika Durmadan Silâhlanıyoy merika ile İngiltere arasında geçenlerde imzalanan tica- ret Muahedesi “iki tarafıri siyasi münâsebatına dair Ortaya birçok rivayetlerin çıkmasına yol açtı. İngiltere ile Amerikanım a- rasında kâğıd üzerinde yazılı aber geniş bir anlaş maya varılarak ileride bir çıkarsa iki dev müşterek çı mamakla bi harb arı taksı de m efmeleri bahsı Şu gürilerde Alman n da İngiliz - Amerikan münasebatı ile fazla meşgul oluyor. İngi ve Amerika gibi iki Anglo - son devletinin ilerisi için teşriki mesaj etmeyi şimdiden düşüne « rek hazırlandıkları görülmekte » dir ki Bu cihetler Almanları çok düşündürmektedir. AÂlmanyanm yarı resmi gazete- si Glan Börsen Zeitung gazetesi yeni İngiliz - Amerikan ticaret muahedesinin imzalanışını, bun- dan sonraki anlaşma için bir baş- langıç olarak görmektedir. Alman gazetesi diyor ki: İngil- tere ile Amerika arasında büyük | | | | gizlidir. | — Amerikanın Amerikalıların İleride İhtiyac Olursa. “Bir Nefer Gibi Hizmet Ederim.., koslevakya'daki Fransız Askeri Heyeti Reis' y | yle Söylemi bö kiyeye gelmek Prağ'ı Terkederk - yadan ayrılmış, vefat etmişti. Pragdaki askeri heyetinin reisi olarak Ge- Foş bulunuyordu. nsız heyetinin orada kalma - m ve imkân götülme - neral n sına | miştir. Çekosl tığı zaman Fransiz hükümetinden eğer Almanya arasında harb olursa kendisinin Çeok ordusunda harbedeceğini bil- dirmiş, bunun Ona karşı muhabbeti ha artmı General Foş ekoslovakyada yirmi se denberi bir Fransız askeri heyeti bulunuyordu. Bunun da ilk zamanlarda General vardı. Sonra General Tür - | bir Çek gırabilirsiniz! P Atlar Okyanusunda da bir filo bulundurmuya karar veren bir anlaşma vardır Tısı yeni ticaret mushedesile mey- dana çıkıyorsa da tu İngiliz gazeteleri Pragdan öğrendiklerine göre gi çen gün Fransiz Generali oradan ayrılirken Çek lisanile vı nel bir ifad — İleride ihtiyaç olursa eri olarak vazifeye ça- Amerikanın büyük zırklılarından biri Bunun ya- | süretle büyük bir dünya impara- torluğu vücude getirilmiş ola < caktır. Amerikanm ine ha - ricten karışılmaması e tenid olan Monroe kaidesi bugün ileri sürülen bir bahaneden iba « rettir. Bu bahane ile Amerikalı- lar birliği vücude getirilmek is: teniyor ğer yarı birleşmesidir. Bu politikası bütün ] İ | | | Alman gazetesi şu süalleri sor- maktadır Meraklı Şeyle İ ASMA KÖPRÜLER AA S A İ şası mühendislere hem vakli, | hem de para — kazandırmaya | sreb sid | Taşlan yapılan köprülerin kemer- | leri altmış, demirden olursa — yetmiş beş melrodan Yozla yapılamıyordu. Tahta köprülerinki de yöz en melr Halbuki “asma köprülerin kemerleri 500 metroya kadar çıkiyor. | İlk asma köpeü, Çin müverriklerine | göre Asyada yapılmıştır. tehirlerin, Houramlarin üzecine kurutuyordu. de- nişlikleri, yansama dört kişi geçebile- gek kadardı. Kier İki yanında parmak- hıklar vardı. Eski devirlerde Çine gi - | den misyonerlerin ba köprüleri gör - dükleri, ve medelini gizip Avrupaya gelirdikleri zanmolunuyor. Avrupada Jlk asma köprü, 1741 de Durham ve York Kontlukları dahilin- de yaya İmsanların getmelerine mahıas kai, Uzunlukları 10 kadem kadar vardı. yapılmı Bu köprüler, yalsır Hayvanların ve arabaların da reçe- bülcceği İlk asma köprü Amerikada | Findi, li tarafından yaşı adlı bir. müher Dünyanın en güzel asma köprüle rinden hiri. Niyarara şelâlesi sahillerini biribirine bağlıyan köprüdür. 1859 da inşa olunan bu asma köprü iki katlıdır. Birinden arabalar, diğe- rinden şimendiferler zecer. Bu muazzam köprü, — seksen sonra geçenlerde yıkılmıştır. sene KATERİN DÖ MEDİÇCİ'NİN Paris belediyesi, 1549 da — Pransa Kraliçesi Katerin dö Mediçi şeretina bir ziyafel tertib etti. Yemek lislesini öğrenmek ister mi Yusu, 70 adatavşamı yavrusu, 30 oğtak, 19 piliç, 70 tavuk, 99 bıldırcan, 20 lib- rve kuşkonmaz, 20 libre bezelye. 20 lib- Te bakla, 1? dürüne enginar. Kraliçe bu yemeklerden çok mem- Bun olmuş ve hepsinden birer lokma almıştır. ARZIN ve AYIN KUTRU NE KADAR, FE VARI. Gelir 1— Amerika-ile İngiltere acaba gizli olarak anlaştılar da dünyayı r taksim etmeğe mi ka- | rar verdiler? | 2— Almanya ile dostları aley - | hindeki propagandalar acaba dün- nazarı dikkatini böyle ha- | Kat'i bir takım hâdiseler- | üzere Çekoslovak- | den başka tarafa çevirerek meş- daha sonra da | , | gül etmek için değil midir? | 3— Acaba İngiliz Başvekili bu | politikada basit bir rol mü oyna- makla kalıyor ve başkaları tara- fından mi tahrik ediliyor. Yoksa | bu politikanın en mühim âmille- biri midir? İleride dünya politikasında yeni bir satranç o- yununun başlangıcı görülecektir Bu oyunda İngilizlerle Amerika- İlar gibi Anglo - Sakson devlet leri tedafii bir vaziyet alacaklar- dür. Diğer bir Alman gazeteği de artık Amerika efkârı umumiye- | sinin alabildiğine silâhlanmak i- | çin hazırlandığını Fransız A kya buhranı Generali müsaade istemiş Çekoslovaky üzerine Çeklerin | bir kat da- in yazmaktadır. | Silâhlanma faaliyeti arttıkça | ae ka fabrikalarına da çok iş , ”h | b e öt ü Te olazaktır. Bu Alman ga zetesinin yazdığına göre artık A- a efkâri umumiyesi dünya- nan diğer yerlerinde beni olup biten (Devamı 7 inci sahifede) | —-—— ——— Taksimdeki saatin dibine gidip onu görebil - mek için daha koca bir gündüz ve gecenin göçmesi Bu kadar uzun saatleri beklemenin imkânı Saniyenin yüz yıllar kadar uzun geldiği bu sıralarımda yapılacak tek şey vardı. İçmek, içmek ve sızmak'!. — Sen de galiba onu yaptın?. — Evet ben de onu yaptım. Kiloluk bir Bile- cik aldım, eve gittim. İçtim sızdım; uyandım içtim, yine sızdım. Ayıldıkça içtim, içtikçe sızdım. Başka zaman olsa bir kilo rakı insanda ne mide, ne barsak, ne de kafa bırakır. Oysam, bütün bu sinir gerginli- ği içinde bana şerbet gibi geliyor, bol uyku ve: yordu. Sabahleyin kalktığım vakit en hafif bir baş ağrım bile yoktu. İlkönce sıcak bir banyo yaptım. Ar! Bgibi de bir duş. Gövde çivi gibi olmuş bütün makineleri düzgün işliyordu İyi bir kahvaltı yaptım. En güzel ur giyindim. sından buz u. Kafamın efet burada birdenbire kendisini tutamad Neye o kadar iyi giyindin. Kendini güzel mi göstermek istiyordun? Dedi. Ferit.de güldü: Ne olursâ olsun, böyle zamanlarda bu his in- —a V0. 21 ea YÖ07 ETEM İZZET BENİCE gezaaaamammanaaııı Ve.. sözünü sürdürdi — Taksime geldiğim zaman saat on bire geli- yordu. Hangi yandan çıkıp gelecek?. diye gözlerim kuvvetli birer projektör gibi her yanı tarıyordu. Oysam, ben anu görmeden o benifn kolumdan tuttu: erit!. Şaşkınlıktan dona kaldım. Benim gözlerim ba- kaz kör müydü?. Onun koca meydanda gelişini na- sıl görmemiştimi?. Yoksa bu tılsımlı Badın V görünmiyen adamlarından birisi miydi? Bu hayre- timi saklıyamadım: Siz neyeden geldiniz, nasıl geldi sizi göremedim?, — İşte ben böyle peri gibi görünmeden geli: Dedi, bayıltan gözleri bakışlarımın içine bir - den doldu, birden yine her tarafım yıldırımlandı, enerjim büyülendi ve.. o: aKL G İs'in Ben niçin sadla Aremmalıma KArillürcam fa Ayın kutru 8500 kilömetre; araın 12156 kilametrodur. Aralarındaki 285006 — kilemetro- ki ayrılık mesalesi Gur. TUNUSUN EN BÜYÜK TİMANLARI Tunusun dört büyük Hmamı vardır: Tunus, Bizeri, Sus, Slaks.. MAVİ EKMEK OLUR Mi Evet. Hem de bildiğimiz beyar ve siyah ekmekler gibi lezzetli. Mavi ek- mek, Kafkasyanın barı vilüyeflerinde, daneler döğütür. un halinde iken beyazdır. Fakai fırına a- tılnca mavileşir. Bu ekmek lersetli dir, buğday ekmeği ribi de besler. vücadü ÇİNDE GAZETELER COGALIYOR ARALARINDA NE KADAR MERA- | | | Çin - japon harbinin devamına rağ- | men gazelelerin sayısı günden güne arlmakladır. Bir xene evvel Çinde 1400 zazele vardı. 1938 son kâmununda bunların zayısı 2.300 & buldu. Yalnız, Klang Su vilâyotinde 400 e yakın gündelik ga- vete vardır. Vaktile Şanghayda 147 gazele çıkı- yordu. Bunların bir kesmı harb dola- yislle- tatili neşriyak ctmlştir. Sayısı 100 € inmiştir. lâket! Diye yürüdü. Ayası tiyordu. Sordum — Nereye gidiyoruz?. - Şöyle yürüyetim. yor.. Karşılığını verdi. Dil: makineli tüfek atışı yapı pıda çıkan kelimele sine beni unutmadı; kürler ettim, l bir izahını yan — Böyle y hem yemek pacağımızı da orada kararlaştırırız. Dedim. Kestirdi, attı: e birde gibi ti her tülü ve hej ondan sonra: ümekte — Olmaz olmaz. imkânı yok. Hiçbir yere gi- 'on dakika kal, remem. Sizinle ancak be çaya doğru y Birisi görecek diye. canlı günlerin kısa bir lokantaya girelim, , hem konuşuruz ve bi bir güc geldi, kırtılı ve bi n sıraya dizdim. Kendi- geldiği için uzun uzun teşek- BER KAÇTI smaların, sarmaşıkların göl- geye boğduğu geniş balı I Yazan: REŞAD FEYZİ H | çelerde, gençliğin, yahud n en hararetli deri- k ü i A çocukluğ tab okuürken, satırların arasında Sevimin-hayalini görürdüm. Bir yaşıma basmamı mizin en güzel kızına vı O da, o zaman on altı yeni basmıştı. imi, çocukluğ ve samimt hislerile seviyordum önlümde onun hayalinden y pılmış bir mabed vardı. Gözlerim, sanki, yalnız oru seyrettiği zak ol- umuluyordu. gibi idik manlar görüyor., ondı duğum saatlard İkimiz Leylâ ile M Geceleri, Romeo ile Jül kur, da mı 8 u Sev kızı idi. Yaz akşamlı dan. atlı ik çınarlarıı altında beklerdim. O, bir kuş ka- Ğ İZ Ve £ azıl k hışırti lacih tarlaların arasından yavaş yav Saatlerce, Neler konuşurduk Tiyamıyorum.. Onun yüzüne yu siyah renkli gözlerinin için bakarak göğüs geçirirdim dim ki, o dalma yanımda olsun Daima onu seyredeyim.. Küçük ellerini — avuçlarımın içine okşardım. Onu — dudakları bile, bir defa öpmemişt ç, plâtor O söyler, ben dinlerdim onun dizlerine koyup. h kıra hıçkıra ağladığım zama çok olurdu. O 7 sarsılarak İzi Onsuz, © olma, mümkün olmadı; Onu daima yanımda görmek ihti- he, | yacında idim. Günün en fazla, en nde zaman irduk. Bu saatler, içime vahşi bir kançlık da verirdi. Bir akşam, yine, uza dibinde oturuyorduk. O bana, u- n uzun beni Hey zü yaşarmıştı zü y şi birbirimizi bir. deli, dan | uzun 6 - 7 & Kalb- ik bir mezsek.. O m. ğ bir çılgın gibi o! İ saran atı ınlar n, omuzla - rım .Ğ sett en olmasan hayat be - | Biz irü Sensiz S; nim İçin mapasız, h angarya olur.. Kendim duramıyarlım. rüm. ı Sevimin uzun kirpiklerinin uç- larında yaş damlaları toplanırdı Bu damlalardan birkaç tanesi cağına düşer, sonra, elinin tersile, gözl | bir xaat bile görememek, bana ö- Akşam, Marmarada güneşin ba-| lüm kadar acı Sor-| — Sevim, birden hüngür hüngür ağlamağa başla Ahmed, diyordu, senden baş- ka bir sey istemiyorum. — Yalnız stiyorum.. Hayatta — başka Evde kim: Ne yaşıyama: vim, derdim müuz - Ahbmed, dedi, seni görme N ninle birleşe - m, beçaber olalım Kalbim eziliyordu. Ben de böyle istiyorum Ye- vim, dedim.. Seninle be nak, birleşmek Ku stiyoru rini silerdi. tışını beraberce seyrederdi ra, ağır ağır kalkar, kimsesiz, boş| tarlalarda yürüyerek, bahçe du- | varının kenarına gelirdik, O, te- | nim yardımımla duvardan a! ni der. Ben de evime gelir dim.. O, bahçenin hıklı nüp dönüp b uzun müddet olduğu ye | y çakılı kalırdım, © kaybolurdu Ben hâlâ bekle daha görebilir miyim?, Haftalar, aylar geçiyordu. Se- imi daha çok sevi! önu daha Artık, yeğöne | evine-i hiç bir arzum yok D, görmek istemiyorum, ne babamı.. B dajma senin yanında ola - ara köşkümüz, bah: çemiz olmasır çe ndan il nermi d kaçır Ser mek kazanır, Sevim bu üyordu. ki, hiçkirn kurumuş, sesi kısılmıştı Görünmezd Acaba bir bana getirirsin. dar ktan bir n bim bizlı hizli yaşarmıştı. Onun eller avuçlarıma aldım.. Alnımı, alrı- na sürdüm.. Titrek, ağır bir ses!'e-| Sevim, benim olacaksın.. Yalnız be- Hayatta istediğim şey sensin.. Senin bi e çarpıyordu. Göz - çok düşünüyordum, her | lerim dakika, kafamın içinde eşgüliyet yamıyor Yatağına g | yaşı dökerdim.. Onun ince yüzü | bakışlarının temiz parlaklığı blı türlü beni uyutmazdı. Sabahle - onu düşün en üzülme dedi ince, SeSSİZ Sessiz göz| sen nim. şey düşünmü Annem Galatasarayda terzide bel p ni yapıncıya kadar ben bhir kitab almak bahanesile svuştum Dedi. Ne söyledim, neler önerge © edi. Yürüdük, Almı nındaki yokuşa kadar — Annemle beraber bugü, n için size haber verdim. Ve. İşte ancak n dakikalık bir kaçamak yapabildim. ikide bir sse hiçbi- rini iste elçilik evinin ya- — Amar geç kaldım. Artık dönelim. Hattâ ben "buradan bi Galatasaraya kadar giderim. Ora olsa bir kitab uydururum. Diye üzüntülerini döküyordu. O böyle yaptık- 1 dolaşıyor; ona: ha beş- dakika Demekten kendi derdi a an nas çir- açmağa, içi sat bulamıyordum. Yokuşun başından bir dakika denizi meğe f iki söyled eyrettik. Orada da hep kendisi — Bilmezsiniz. Babam ve annem o kadı düşünürler ki, bana hiç göz açt Babam im bu halimi duysa, buraya geldiğimi bilse, ku- lağına en küçük birşey gitse beni kıtır kıtır keser, r aykırı maz —— v yetde duramaz, dolaşır, GAPüİ gim sıkılırdi yorum., Seni ı.urıırııbîî gee ve Bugün çektiğin bu ıztırabi üzüntüden yakında kurtü sın. Ben, senin aşkın, Senin lığın için yaşıyorum.. DÜR gö gözüm başka hiç bir ş€X yor Eylül gelmişti. erkenden İstanbula kalkıştılar.. O günlerde en buhranlı saatlerini dum. Bir akşam Sevim! duvarı kenarında buluşt? öf BUGÜN 18445 Saal ayarı ve ııı-':',./ 189 Türk mürlği (ça p ler). 20 Müxik Çitiyaseti Cu örkestra, Şeli Praetaritth 13.80 Müzik (neşeli M Saat ayarı ve bi * haherteri el 1410 Türk müziği (halk mühtelif şarkılar). e 15 1530 Müzik (aperette bir Jokma ek- |X içten | kvim ve Yurdda Hava Yeşilköy meteoruleji alınan malümala göft cenubi ve şarki Anadöli çök bulekla, düğer bÖİE mivetle kapalı ve yağttlt gârlar cenubi istika vetlice, diğer yerlerde * esmişti Dün İstanbulda hat aşla geçmiş, 24 Kat # yağmurun melre mural düi xa miktarı 84 W kaydedilmiştir. Rürfi 4 mmetlen saniyede £ Ü6 ezmiştir. Sat 14 e baromett TEĞA y) ve Mi Sâkçnet en €05 ÜŞH gölgede 132 ve en AT T darak kaydedilmiştir. a M 1357 Hieri Zilkade 1 —ZHSHSAKKT K 1938 Ay 12, gün 3;7.. 23 Birincikâti

Bu sayıdan diğer sayfalar: