takya'da kalkınma faaliyeti hızlı gidiyor evletin en ziyade ehemmiyet ver- diği şey: iskân meselesi ve sağlık işleridir -İi- ümıı. ımda (1) Trakya Nş“. Şeşidli. Çalışmaları ve R Bu çalışmaları karakteri- Behiş ve kuvvetli organi- AŞE anlatmıştım. Bu yazım- Takya bölgesinin köy hare- Si Hasında mühim yer tutan a ylümalarını ve köylünün gt tenviri mevzuları ve da- İf meselsler üzerindeki Şalışmayı izah etmek ğğ' ümumi müfettişliği teş- NŞ (lüde âdeta bir saat intiza- N,Wm «Köy bürosu» kuru- e. Hindar ö 'Ğ,:’v işi korunma, inkişaf ve Gaye Yollarında — ilerlemesi İi ' bir eleman olarak dört 1 in bastırılmaktadır: 40 Şitabcıklar, :x L_";unlor. Rakya dergisi :N'" kadar basılan kitabla- xh'nı.'ıı_—kmdır Bu arada N “lb:î 7 afiş İnalınîıp . Her ay neşrolu- N.:*'hı dergisinin sıra nu- & x__::e: Bgeçmiş bulunmakta- N_' iklarda köy sağlığına, Yvancılığa, hayvan has- J cik anıdı ve Sıhhat vekili tara » fından açılan köy panayırı. 15 — Trakyadan güzel manza - ralar, 16 — Selektör makineleri, 17 — Kavunculuk, karpuzcu - luk sâtış kooperatifleri. 18 — Alpullu şeker fabrikası, 19 — 19 mayıs jimnastik bayra mi. 20 — Pehlivanlar, 21 — Kurtular Kırgöz ve Saz- hdere bataklıkları ve açılan ka - nallar. 22 — Tekirdağ deniz yarışları, | denizcilik. A âld her türlü faydalı | ,_ı%zıümn alıyacağı dil Klage für. Bildirimlerde da- idari mevzular, köy Bup 0 İlgili muhtelif direk- a kuğtlaktadır. (Köy evle- Vgtmidlendirilmesi, - köy Hamina ortak kiremid Açılması, her köyde € karşı söndürge - ğ&:_u , zararlı otlar la savaş yapılması, Nu’ inin düzgün tutul - Taczarlıklarının 'düzene N #dına buğu sandık- Â *edarik edilmesi.. gibi.) Mahsus duvar afişleri —':L':'immıı çak entere - ihtiva eder. Bu afiş b*—_.'““»xyııımıı mankafa, Aarbon, firengi, Sıtma karga savaşına ve sağından gidilme- li malümat münde- tadır. Köylünün ten- İetiştirilmesi maksadile T mo;'xııındı gezici si- 'af çalışmaları da -%'“ çeken bir yayın ko- l İünün gözünü açmak, uu,“h'kınmı konularını B Röstermek için sine- Kat Solralin önemi “çok bü. U atölye ü ; ye üç yıldanberi ?W T. Birçok mühim re- Pq:::"'hnııur. Şimdiye ka- an " filmin uzunluğu 6600 j ilmuştur. — Bunların tü Öyledir: î"g.l “$37 Trakya askeri ma- ğ.._ Hü / Enler, aşıcılık, fidan- n yi ..;',':f'liu& tevpselik, SÜ n.“._" arıcılık, çiftcilik, Söslayı” Poğa çiftlikleri, ay- Ca ı 'w.'i:“"" elektrik fabrika- 'xc“cm.k:r *ı,%“ köyleri , Vekilimizin Traxya 'rıhzî" Yollar, :Öı..ı_ arih kurumunun a- FM a R Fo S $ B BZ Ş, e *A höyüklerinde a Ha x / £ z ga ima töreni, ü Mehmed- / ;ılyündm Atatürk © kinın İYan kö, y Vazıi be'“(','(ı birincisi 17 "vıu,_,;"'d:i 2i İkin - “da çıkmıştır. Z Muradlı göçm en etleri 23 — Trakyada Mimar Sinan e- serleri. 24 — 936-037 Edirnenin kurtu- lüş bayramları, 25 — Dahiliye Vekilinin Trak- ya şeyahati. Şüphesiz bütün bu hareketle - rin Trakyada geniş faldeleri gö - rülmekte ve bunların tasavvur ve| tatbik edilmesi ise ayrı bir inki - | lâb sayılacak mahiyette hareket- ler olarak göze çarpar. Trakyada devletin mühim iş « ler daha sınırlarımıza ayak ati | de her türlü iaşe ve istirahatler leri arasında iskân ve saği leri de büyük yer tutmaktadır. Trakya umumi müfettişlik böl - il ki 4 vilâyet de £ sene nanya, Bulgaristan ve Yı goslavyadan gelen göçmenlerin sayısı bu senekilerle beraber 100,000 ni geçmektedir. Göçmen- ları andan kendilerine gereken — bilâmum — yardımların vakit geçirilmeden yapılmakta ve müretteb yerlerine gönderile - | cekleri güne kadar gerek kam larda ve gerekse misafirhan temin edilmektedir. Göçmenlerin yerleştirilmesi ve müstahsil du - rumlarının temini için de ilk plâr-| da milli tapraklardan istifade e - dilmekte ve toprak bulun mayan yerlerde çiftlik istimlâk edilerek müstakil köyler -kurulmak suree tile yerleştirilmektedirler, Yapilân tetkiklere nazaran şim- diye kadar Trakya —mıntakasına gelen göçmenlerin - ev ve-top'ak ihtiyaçları tamamile giderilmiş - (Devamı 6 mcı sohifede) l Önünde hayvanların bile dile geldiği güzel kadın.. Sihir ve sihirbazlar Bir yıl süren tatlı aşk macerası İmparatorlarm hayatı yıldızların harekâtına ve fertlerinki rüyaların verdiği neticelere tâbi olduğu devirler Sihir, denildi mi gizli kuvvet - ) ler hatıra gelir. Fakat son teral ki devreleri bunun ehemmiyeti: tahdid etmiştir. Sebebleri ve mı kanizması tarif olunabilen tabil hâdiseler, anlaşıldığı andan iti - baren ilim sahasına girmiş olur İşte bu sebebledir ki cski de - virlerin müneccimleri ilk riyazi- ciler olmuşlardır. Çinlilerin bir itikadına göre im- paratorların ha yıldızların harekâtına tâbidi. Çinin seması, onların isimlerini, gazalarını ve muvaffakiyetlerini hatırlatan bir çok bürçlerle dolu idi. Sarayda müneceimlik, şerefli ve n de pek tehlikeli bir vazife ü. İsanın d yelki meşhur güneş tutulmasını, vaktinde haber vermedikleri için müneceim prens (Ho) ile (Hi) nin kelleleri uçuruldu. Asuri ğ ından 2.155 yıl ev- ve milerde, Basil sihirbazları pek mümtaz bir sınıf teşkil etmişlerdi. Gizli ilimler öğ- renilindi. Hükümdarlardan hiç bi risi, müneccimlerde, kâhinlere danışınadan, reylerini almadan hir işe teşebbüs zler, bir şey yapmazlardı. Bu sihirbazlar, sonraları cid - den âlim oldular. Fakat yine yar- Tatanlıktan, yalancılıktan kendi. lerini kurtaramadılar, Babil, ha- rabelerinde yapılan araştırmalar- da 25 maddelik bir (sihir kitabı) bülundu. O devirlerde (rüya tabiri) de pek mergub idi. Geldani münec- çimhler, ayın ve güneşin tutulaca- Binı evvelinden haber veriyorlar, Fakat, ekseri rüyaların hazım - |'Binbir gece diyarında İKİ AŞK MACERASI 16 yaşındaki sultania nasıl tanıştı nasıl seviştiler Hindistanın en zengin mihracelerinden Johor Sultanı ile Londralı Dansöz Misis Lidya Hil Zürihte bulunuyorlar. Sultan 65, Disis de 24 yaşında, Buna rağmen pek tatlı bir balayı geçirdikleri söyleniyor. Sul- danın Cenevrede ağır surette hastalandığını ve güzel ingiliz kızının a- cele oray çağırıldığını evvelce yazmıştık. Son gelen Avrupa gazeteleri Sultanın tamamile iy dunacağını haber veriyorlar. leştiğini, düğün merasiminin 8 ilkkânunda icra e- Patodi Nevabı, hayalini tamam yedi sene hayalinde yaşatlığı (gü- zel prenses) i nihavet buldu. Patodi nevabı, Oksford üniversi- tesinin eski tale - |belerindenbir. | Çok güzel Kri- ket oynar. Niha- yet yedi senedem- iberi — deliçesine gevdiği kızla ev- lenecek... Bhopal nevabi |Hacı Mohammed Hamd: h Ba- |Hadir'in ortanca kızı Sultan Medi- İha Sacideyi ilk defa 1931 de ne- vabın — sarayında görmüştü. Sultan henüz 16 yaşında e yüzü Ince ipek bir peçe ile örtü- lü idi. Kız, sara - -İyan — bahçesinde dolaşıyordu. — Pa- todi vabı ken - |disini görünce can İve dilden âşık ol- du. O gündenberi aralarında, binbir Maceranın kahramanları gece masallarında oldüğü ” gibi bir sevgi başladı.” Ertesi sene genç sultan babası ve iki hemşiresile beraber Lon - draya geldi. Patodi nevabını bir kriket maçında gördü. Nevab, genç kızın dikkatle kendisine bak- tığını farkediyor ve her zaman - kinden 'daha güzel oynuyordu. Bir aralık fırsat bulup konuştu - lar ve... Seviştiler... Bhopal nevabı. evlenmelerine Mmüsaade etmiş, yakında düğün- yapılacak... Kızın Babası, Hindistanm on zengin hükümdarlarından biridir. 750.000 tebaası vardır. Patodi ne- vabına gelince: Pencap'da küçük bir arazi sahibidir. Pek o kadar serveti de yoktur. Güzel sultanı, çok asil ve çok zengin mikraceler istemişti. Fakat o hiçbirini kabul etmedi: «Patodi ile evleneceğim. Başkasile değil...» cevabnı ver - di Babası bidayette muhalefet et- ti. Hattâ bir aralık Patodi neva- bını sarayına bile uğratmadı. Fa- kat kızının israrına dayanamıya - rak razı oldu. Yedi sene biribirle- rini seven iki genç nihayet evle - necekler, Hindli ediblere bundan güzel bir hikâye zemini tasavvur plunabilir mi?... * söylemeden gemiden çıktı. Arka Sirsl tatlı sadasile Ulyosu aırhktanileri geldiğini bilmiyor - lar, . İnsanların — mukadderatını, gördükleri rüyalarla tayine ça - lışıyorlardı. Bulutlarda, dalgalarda, rüzgâr- “Jarda, kuşların uçuşunda ve ötü - şünde, kaynakların şırıltısından, yağmurların ince veya kalın yağ- masında İlâhların — tezahüratını görüyorlardı. Ve kâinatta birçok ilâhların mevcud — bulunduğunu iddia ediyorlardı. Yıldızların insanların mukad - deratı üzerinde tesiri olduğunu söylüyordu. Yıldızların harekâ - tını tetkik ediyorlardı. Bürçleri icadeden, ve on ikiye ayırarak her ayı bir bürcün tesi- Ti altına koyan da onlardır. Bu ayların her biri üçe ayrılmıştı. Nil nehrinin kenarında birçok sihirbaz evleri vardı. Bunlar cid- den âlim adamlardı. Madenleri de tetkik ediyorlardı. Altın, güneş, günev, gümüş, ayı, cıva, merihi temsil ediyordu. Bakır, zührenin, kurşun zühalin senbolü idi. Yunanlılar, Asya zaferlerinden dönüşlerinde Astrolojiye aid bir çok eserleri aldılar, memleketle - rine getirdiler. Sihirbazların en güzeli: Sirse.. Homerin, iki bin sene evvel gü- zelliğini methede ede bitremediği | bu sihirbaz kadını Aea adasında | mühteşem bir sarayda oturuyar- du. Sirse, Heliosla Oseanid Per - seanın kızı idi ve pek çok da gü- zeldi. Önünde kurtlar, ayılar kaplanlar yerlerde sürünüyor, a- yaklarını yalıyorlardı. Bazan zel elile yüzlerini okşuyordu Vah- şi hayvanlar sevinçle homurda - nıyorlardı. Sirse ölüyor, sırma saçlı başını sallıyor, tatlı bir sesle şarkı söy - lüyordu. ... Ülya, mehtablı bir gece Aca a- dasındaki küçük limana girdi v> bu tatlı sesi işitti. Uzun müddet. dinledi. Sonra gözlerini ormana dikti. Bir şey daşlarının da sadanın geldiği yo- kendisine esir etmişti. re doğru gittiklerini anladı. At sonra, ağaçların arkasında beyaz mermerden muhteşem bir saray Ulya, sadanın tesiri altında vü- cudünün titrediğini hissediyor - du. Fakat bir kumandanın aciz | göstermesi doğru olmadığını dü- şündü. Metanetini muhafazaya Adamlarından — birini gönderdi. Ulys, geminin güvertesinde sa bırsızlanıyordu. Nihayet, gönde diği adam soluk soluğa geldi. kadaşlarının domuz yavruları bi yerlerde süründüklerini haber verdi. Ulys, hiddetle yerinden fırla - dı. Bu sırada ilâhlardan Hermes karşısına çıktı. Sihirbaz kadını mağlüp edecek otu kendisine ver- di. Maceranın sonu malüm, Sicsa, Vlys'i Beviyor. Bir sene tatlı bir sevda hayatı geçiriyorlar. Sonra- ları, Yunanistanda ve Romada birçok sihirbazlar türeyor. Delf kâhini tarihde pek meş - huddur. İtalyanın Kümesi de on- dan aşağ değildir. Bir hurafeye göre Apollon ker: disine gönül vermişti. Fakat >», © kadar saf ve masum göründü k Apollon aşkından vaz geçti. Gü » Bel kıza: — Söyle, dedi. Ne dilersen ve- receğim... Kümes avucunu kum- l doldurdu, sanra parmaklarını açtı, yere dökerken: Bu kum daneleri, kaç dame ise o kadar sene yaşamak!. . Cevabını verdi. Apollar. kızın bu arzusunu kabul etti. Fakat güzel kız o kadar yaşlandı ki ar- fık yaşamakdan usandı, ölmek is tedi. Apollon bu arzusunu kabu etmedi. Kümes, meyus oldu. Mağarası hi terketti. Dünyayı dölaşmay başladı. Romaya geldi Tarkem: Dâhların İlhamile yazdığı eser” hediye etti. Bu esrarlı kitap Romada, Ka - pitolda mahfuzdur. Tehlikeli vr mühim anlarda merasimle çıka rılar, tetkik olunur. saraya İki kocalı kadın Beğenmediği kocasının Lord oldu- ğunu İşidince etekleri tutuştu Yırtılan nikâh kâğıdı tekrar defterin arasına sokuluverdi Her evin bir talihi ve bir tari- hi varmış. İngiliz gazetelerinde 0- kunduğuna göre Londrada eski- den kalmış birtakım cesim binalar yıkılarak bunların yerine yeni ya- ni apartımanlar yapılmaktadır. Yıkılan binalar pek cev'm birta. kım konaklardı. Tabildir ki bun ların senelerdenberi sürüklenip gelen bir mazisi, bir tarıhi vardır. Bunların içinde kimbilir kaç ki- şinin saadet ve felâketli günleri gelip geçmiştir. Artık bunu dü » şünebildiği kadar Insan düşüne- bilir. İşte Lonrdünın haftalık gazete- lerinden biri İngiliz payitahtında Hayd parka karşı eskiden kalmış böyle binalardan - birinin yıkıl- masına ve yerine apartımanlar yapılmasına karar verilmesi üze- rine tariht bir vak'a anlatarak diyor ki: Burada bir ev vardır ki Kings- ton diye meşhurdur. Gelenler ge- çenler bu eski binaya bakarlar. Şimdi bunun yıkılarak yerine a- partman yapılmış olduğunu — bir çok kimseler göreceklerdir. Fu - kat vaktile Kingstonda geçen vu- İki kocah kadın kuatı bilenler pek azdır. Bilhas- sa bu binada senelerce yaşamış, ve iki kocalı kadın diye şöhret al mış olan bir kadının hikâyesi u- mutulür. gibi değildir. Burada Kingston düşesi denmekle meş - hur olan tarihi bir kadın yaşa - mıştır. Düşes 1720 de doğmuştu. Aslil bir aileye mensubdu. 18 ya- şına girdiği zaman saraya alın * mış, sarayda kendisini pek çok kimseler beğenmiş, güzelliği fev- kalâde bir kızdı. (Devamı € ıncı sahifede)