4—SON TELĞRAF—2 1 inti Künun 1838 Fransa muttefuknerü Berlin - Paris an! aşmasım!an sonra Fransa İle mütte- fikleri arasındaki münasebatın ne hale gireceği politika aleminin şimdi en merak emgı bir mesele oluyor le Bu anlaşmadan kimler memnun, kimler değil şl,” D Bir Fransız krwwazöründe topçu ateşe müheyya vaziyette İngiltere başvekili ile hariciye nazırının Parie — seyahatlerinden sonra Avrupa matbuatında tü yazılar yazıldı. Aradan gün gı Paris mülâkatlarının neti- e dair ©. Iâmat çıkmaktadır. Bir iki gün- dür Sop Telgrafa yeni gelen Av- rupa gazetelerinde bu mevzu € rafında görülen yazılardan hülâ- sa çıkarmış ve Parisde en ziyade | ebemmiyetle gi İngiltere ile Fransa arasında müş- terek müdafaa tertibatı olduğu ve iki tarafın müstakbel harbde bir- birlerine nasıl tardım edecekl: rinin uzun uzadıya düşünülduğüu anlaşılmaktadir 'Acaba Berlin - Roma'mihveri Fransa ile İngiltere arasında bu teşriki mesal karşısında ne dü - şünüyor? Bugün bu sütünları Al- an matbuatında gö- rülen yazılardan bir hülâsa çı - karmak faidesiz olmasa gerek. Evvelâ şunu söylemek lâzım ki Alman ve İtalyan gazetelerinin bir mevzu etrafındaki neşriya - tında bir ihtiyatkârlık göze çarp- maktadır. Fakat yazılan şeyler az şayani dikkat değildir PFrarisa ile Almânya arasında bir anlaşmaya varılarak müşterek beyanat neşredildiği meraklı ma- | İtalyanlar Berlin ile Paris ara - sında böyle bir anlaşma karşısın. da memnun kaldıklarıni söylü - yorlar. İngiliz ve Fransız - devlı adamlarının mülâkatından som neşredilen .kısa ve fakat manalı tebliğ karşısında da İtalyan mat- buatında ilk günü görülen ihti - yatkârlık dahâ şayani dikkattir. Yalnız Popola Ditalya gazetesi tebliğin, elde edilen neticelere dair ortalığı tenvir et kâfi olmadığını söylüyordu. Bunun'a beraber bu İtalyan gazetesi Pa - Tis mülâkalının müsbet n olduğunda da şüphe edilmeme - sini hâtırlatıyar. Bu müsbet ne - tice Fransa ile İngilterenin ara sında milli müdafaa işlefinde t riki mesai temin edildiğini yazan İtalyân gazetesi daha şimdiden birtakım tahmi yürütmenin doğru olmadığım, biraz beklemek lâzım geldiğini kabul ediyor. icesi ler Fransız - Alman müşterek be- yanatına gelince; Roma mehafili- nin buna dair şöyle düşündüğü söyleniyor: Fransa Ilı arasındaki anlaşmadan İtalyanın endişeye düşmesine mahal yok - tur. Çünkü Berlin - Roma mih - | veri zaten sağlamdır. 7 inci sahifede) YAZAN: NUSRET SAFA COSKU_N Haşarılıklarım mı?. Onları yazınak istemem. Unu- tulmaması h meziyetle- Ti var mı Aşk maceraları mı? Nâümevcud! Bu kabil amcera yaşamak için aşka inanmak lâzu inanmadığı e kadar müslüman değ se, aşka inanmıyan bir insan da o kadar âşık değildir. Şu halde, bir genç kızın gülüşüne, bir gen kadının bükülüşüne ağzı sulanan için | bir insanın aşkla ne alâkası olur? sekiz kız tanırım. âk. h de bunları — hatira erine yazın!.. Ah şeker anı ciğim, oğlun yazacık lamamanın ıztırabı Ben devrinde edilecek “Yazacak değerde hatıra yok di- Amele Nevyork sokakla- rını temizlemeğe çalışıyor 24 sönteşrinde başlıyan kat n 95 * Nevyork. sokaklar 1 kaldırmak 42000 & n 2 nmaktad K S Canlı resimler Mucidi Hava gaziyle bogulkı ık öldü Valt Dis- şanda ahai Köşkün havagazı sılsa böoru tulmuş ve bütün odalar havagazi- dolmuş ve 71 yaşında bulunan ar. le gazla boğul! Ba bası da, mutfakta bayg de bulunmuştur. Nüfusda şlere Sıra ile Bakılacak Nüfus dairelerine müraca halkın çokluğu yüzünden de fazla izdiham el « den bazı yerler: maktadır. Öğrendiğimize göre bu izdiha mı önlemek üzere bütün nüfus dalrelerinde sıra numarası ile ha- reket edilecektir. Bu sayede hem müracaat sa « hipleri fazla beklememiş olacak- lar, hem de hiçbir kimsenin hak- | yordu. Bu; kı kaybolmiyacaktır. Uğursuz apartıman ka memüru olan bir arkas Muhakeme o gi Ka - nma kararı almıştır ün bismiş İbrahim çavuş, el- beğinin üstünde kavuş - odanın kapısı önünde Boynunu, hafif sağa Yüzünde bir endişe göründü. bükmüştü. vardı. — Gel, bakalım, İbrahim çavuş, edim Gösterdiğim muştu. Önüne bakıy nın, benimle, bir şeyler konuş - mak istediğini anlıyordum. Gali- ba, biraz derdleşecekti. Fakat, lâfı, nereden açacağını kestireml- otur - Kapıcı- iskemleye Ne v O, biraz du: yok, dedim.. nlanmıştı. — Yütkün- ağlık olsun, dedi, Allah baş ka Keder vermesin beyim., inşai- lah bundarn rahat edersi » niz.. İbrahim Çavuşun içinde bir ü- zünlü vardı. Karımla ayrılmak üzere mahkemede olduğumu bili- ün de, karar verilece- ğini duymuştu. İbrahim çavuş, dedim, apar- tımandan artık çıkacağım.. Birden başını kaldırdı. Gözle- rimin içine baktı. Bu, acı bir ba- Yüzünün — buruşuklukları sonra, Bir Ingiliz zengini Almanların Yahudilerden istediği parayı vermek istiyor Almanya buna ne diyecek Montag Samüel adlı bir yahu- di tüccar, Von Fath'ın katli üze- rine Hitler tarafından alman ya- hudilere tarholunan bir. milyar mark cezayı ödemiye hazır bu » lunduğunu gazeteler vasıtasile i- lân etmiştir. tag Samüel'in kasalarında, - 1920 de Almanyanın mali iflâsı üzerine kıymetten düşmüş - mil- yonlarca mark vardır. Bununla beraber, Samuel, tele- fonla (Paris - Suvar) gazetesine şu sözleri söylemşi «— Almanya, bunları kabul et- mekle borcunu da ödemiş ola - cak, «Alman mali buhranından ev - vel İhgilterede, Fransada 250 mil. yı yazmıya değer i de buraya ye, niçin h: bulmıyan psikoloj geçirmiyeyim?.. Hazır elime kalemi göreyim şu işi bari.. bir de itirafta bulunayım. Ben kadınlardan korkuyorum. Fakat mütemadiyen tuzağın et- rafında dolaşan tilki gibi onlar- dan uzaklaştığım vâki değil!.. Tu- haf, kendime de izah ede- mediğim bir hissi kablelvuku var içimde.. Bana onlardan büyük bir fena- lık gelecekmiş gibime - geliyor. Bu fenalığı karşılamak için ben onlara fenalık yapıyor, ölmemek için öldürmek düsturuna başvuru- almışken es edilmiş, renksiz -bulun- . Bundan açılana kapanılmış, a geçiştirilmiş, alaya alin - lanmış birkaç genç kız ali içinde kayboluyor. itirafa | İ Bir itiraf daha Ben güzel bir erkek de değilim! | Üçüncü bir itiraf: Yakışıklı da denmez bana!.. Kendine iftira edene budala de- ettir ama oldukça zeki - E, zekâ ise kâdınla: bir er - kekte aradıkları en son meziyet - tir. Böyle önce kadınların sempati- sine niçin mebzulce maruz kaldı- ğumu merak ederim. Mesele şudur: Kadınlar pervanelere benzerler. Ateşin etrafında zevk alırlar. ücadeleci mahlüklardır. Kar- rında çok dik, tehlikeli, uçu - rumlu bir yokuş bulmak, onları o yoküşa tırmanmak - arzusuna sevkeder, Ama düşeceklermiş.. no | çıkar?.. Bir kadının en az korktuğu şey, düşmektir. Çünkü, kadınlar dü - dolaşmaktan | yon ingiliz lirası kıymetinde «i - man markı tedavülde idi. Bunla - rın da kiymeti sıfıra düştü. Al - man yahudilerinin cezalarını bu para ile ödemeyi teklif etmekle o devirdeki borçlarının da ödenme- Si kolaylığını — göstenmiş oluyo - rum. *Bende mühim mikdarda mark var. Bangerleri mvasıtasile müte- bakisini de toplanacağım. Bir hafta içerisinde bir milyarı tedi rik edebileceğimi ümid ediy rum. «Almanya, bu teklifi kabul ede- cek mi? Hükümet nezdinde he- hüz bir teşebbüste bulunmadım. a karşı olan borçlarını şerken yükseldiklerini zamneder ler, İçtimal yuvarlanış heri zaman bir zevke yükselişin ifadesidir. İki kişinin hayranlığını, binlerce insanın dedikodusuna tercih âdet- l ir. Biraz bitaraf olmıya çalışayım: Onların düşmesini teshil eden inandıkları ve inandırmağa çalış- tıkları aşklarile, hislerine, sevdik- lerine inandıkları erkeklerdir. nihayet âcız, bir mah « n harekâtının dümenini eline teslim etmiş bir zavallıdır, İşte kadığlar bu âcizli- Bi, zavallılığı anlamadıkları için büyük hâdişelerin - baş rolüna çıkmıya kalkarlar ve. O00.. ben neler yazıyorum ya- | bu tefelsüf bu yaş için faz- ne lâzım Sermed bunlar se- Peki ama, başka ne yazayım? Aklıma hiçbir şey gelmiyor. Cavidandan bahsetsem — mi?. Haklısınız, beyim, dedi, bu apartıman size uğursuz geldi.. e- viniz, barkınız dağıldı.. Sonra derin bir nefes aldı. Ağır ağır ilâve etti: — Bir gene evvel, siz buraya ta- şınirken, söylemek isterdim.. fa- | kat, dilim varmadı.. bilmezsiniz, beyefendi.. bu ğursuzluk var.. burada kapıcıyım.. bu zaman de, tamam altı kiracım - karısını boşadı. Altıncısı sizsiniz. Bu sözlere evvelâ gülmük İste- dim. Fakât, sonra, içimde bir nok- tanın burkulduğunu hissetmiş - tim. Apartımanın uğursuzluğuna inanmak ihtiyacını duyuyordum. Yüreğimde bir sıkıntı vardi. İb - rahim çavuşla biraz derdleşmek, konuşmak istiyordum. O, anlatmıya başladı: — Hanimefendi ile neden ayrı- dığınızı bilmiyorum.. fakat, di - ğer kriacılarımın başlarından ge- çen maceraları anlatayım.. apartı- manda altı daire var.. altı kiracı- min da karısını boşarhası beni â- deta ürküttü. Bunun sebebi ne- dir, bilir misiniz?.. Merakla sordu — Hayır.. nedir sebebi?. nizi bilı torum. O- fakat, ötekileri söy- liyeyim- ötekiler, dersem, bunlar ayrı ayrı işler değildir. Hepsi, bir kapıya çıkar.. hepsinin sebebi bir- bu süretle ödemeyi kabul edecek- leri ümidindeyim. «Bu suretle dindaşlarım da bü- yük bir yük altından kurtulmuş olacaklardır.... Kurnaz yahudinin bu teklifine Hitlerin gülmeke mukabele ede- ceğine ne şübhe. Değmez. Köye taşınır taşınmaz tanıdığım oldukça cazib bir genç kiz. Hoşuma gidiyor. O kadar. Kalbimi yokluyorum. - Gölgesi bile düşmemiş; bir aaatte unuta- bilirim. Bana çok dikkatli bakan, her zaman karşımda bulduğum şu İclâl isimli romantik genç kız nasıl?,. Güzel, şirin, bir erkek gözünü de, gönlünü de doyurabilir. Fakat onun için şu beş altı kelimeden başka ne yazabilirim? Hatıralaşmış ne intabar var ü- zerimde?. ÖtL.. sıkılmıya beşaladım. Dışar- da nefis bir hava var, Deniz kenarına kadar uzanaca- Bim. Yatamıyacağım artık. * Bugün bir şeyler yazmış olmak için, değil, yazmak, kendi kendim- le başbaşa kalarak, birkaç gündür. içinde bulunduğum hislere bir ad 5 K ) v dir. Altı numaraca bir SÜTL ği cu oturuyordu. Dört ef0 ge idi. Bir çocuğu vardı. GEÜÜ gy mer güzeli, taze bir YArAt Ayrıldılar. sebebi?. Evtt bizim — apartımanın KALA «Sünbül» apartımanı VAF M" te onun 3 numarasında dıl”" adam oturuyor. Genç h. bir deri tüccarının O8”) otomobili var.. parası çok ,.4" yoncunun karısını işte © ':p“,lp tan çıkarttı. Nihayet İN # g F Komisyoncu karıyı yim.. söyledim ya.. şinirken, dilim val | Allahaşkına bu apar' mayınız, diyecektim-. züm korkmuştu. Nıısy' Bum başıma gekdi.. hâ- V zin işin sebebini bll.rl'lWo:;-’ ne ise uzatmıyı ıhm. 5 yl oturanlara gelince: B W&' lıca bir maliye murus. KA dü. Hali vakti iyi idi. / kün, namuslu, babacaf 1'“'*,4#' dı Büyük bir memur / t bir karısı vardı. AM ne şımarık bir şeydi daha taşındıkları ıımı"”n’ v mamıştı. Kocası bil vermiş olacaktı. Ar: medi. Üç ay sonra, u'” nın oğlu ile kadın alt kattaki odamın işaretleştiklerini görüY? v ha sonraları da, ıuf'd“y nım, oğlanın .pıxmı" _,-.u gelmiye başladı. Altınd eei hu idi.. yaşlı memur İ du. Adamcağızın yür€&” ne oturuyorum. mi bilelidenberi bü çindeyim. Bir kadın gördüm Gözlerimiz karşılastt O kadı ö Üç gündür gözü! parlak gözler dnlıây ,w*l Ben hiçbir kadın li ,,aıı',' santten fazla kafaml de, muhafaza edebil değilim. Hiçbir kadın kız önünde ş.lıulrfll rüyama girmedi; BĞ man hiçbir tanesi tarafında garib bir & madı. v Hayali, gözlerimi T KA yumduğum zaman | 3[ rimin arasından _ır_ kapaklarımı ar riyor, ÇILIELTEDEKESDİNEZELKEİN K LLS M .-