TRAKYADA - Cumhuriyetin Trakya'sı Türk - Milletinin yapıcılık kudretinin en Süzel örneklerinden biridir ' Tl'akya, «i TAS, Benişi n kiş iee kilometre murabbar Bi ibtiva eden Yeni Tür - anmaya ve çeşidli İnkişat ve erakki - bamle - BK0 bir veya bir kaçına şa - glürsunuz. Ve denilebilir ki E::w Türkiyede, güneşin bir l."'g'" doğub diğer bi da Tn pi 3F kadar geçen müdde - $bir dakikası boş değildir ttlaka imar ve iz hare - molar ve Bu :l":ı_ Savaşlar, * v| dçidik hamlelerle a FÜ ve bu Güğdetini, refahını b Gekı Yük ©: ukdn Bibi udür, Ve yüksek ifadesini tel ü :_“"n edir. Trakya umu - mrk;'de'.uş[.k bölgesi de yenl Ve aai feyizli - hareketler çaç Bamlelere, imar ve in Bu petlemelerine sahne olan ve aakımdan Ankaradan sonra Takteristik husu: ü g,hî“n bir bölge olarak göze Trakya Bir £ Beneral N Dirik, bu ik saatlik zaman — içinde İ baç, Sok şeyler anlatmama - B gitber, bu zamanının mühim :;':2 Yahud daire şefle Bahııç Veki konuşmalarını ı.%xu dinlemek, yahud da Ndaki not Gdefterinlen <Üt gtları memurlarına direk - Ekle fazlasile doldurmuş Ni da ya telefon muha ve —O n bu hareketler ir- amın dinamik bir ça- Gapiükenmez bir enerji He ilmekte olduğunu gös - * kâfi sebebleri İfade etmiş oluyordu. mayaki geniş bayındırlık, Kakiylik ve sosyal hareket ve Sireğy ları daha vüzühlü. bir Tz anlyabilmiş olmak için CV 5y İ"'_'ı edecek biricik va b..hî fün rakkam olduğu mu- t.,,_ ı;—' Burada her şeyin rak, Pi ı._mîde edilmesi mutad bir T Flmiştir. Ve işte hâdisenin ':v._ inasi Burada tebarüz etmök- üngn ihtiyarsız olarak şöy- X eçi Möktedir: :ın.,m'kıy_ğ bu gidişle, kısa bir lhımm Ürkiyenin en mamur B Slacakç Müreffüh bir böl - kilommetro murabbar bir n ne yakin nüfus ':_ı.:k“ Ve bu nüfusun 600.000 5&::*’"- ğ Mi köylerde otur - 4 hu dan başa bir ziraat Peye ünan ve sanayii zirai- ği Mu:ğvmşn hususiyetleri A eai Taakyada halkın bir Sihdiş © Meşgul bulunduk - ç ki, hükümet burada a ura Ba 'aatin diğer laraf - Ziraiyenin inkişafına Vermiş bulunmakta Süretle Trakyanın tlak bir iktisadi kal rabileceğine kansat ü Yade etmek - lünmak nezaketin! gös - | n hazırla - | az zamanda çok ilerliyen bir yurd parçasıdır Yazan: K. KEMAL KOP i mesalye de lmekde, surette edilmiş olan ticaret ve ehem- fiyat hareketi lerle, vo kı: kadar yaymakta, bu suretle pi - düşük fiyatlarla köy- lünün malını almak zararlarının geçmekte Fakat yine bu harel önüne bulunmuştur. yetleri ih- , istekleri tamamlamış olmadığı içindir ki bölgede sergi ve pana - yır kurulması bir plân dahilinde Organize edilerek ayni zamanda buralarda (rekabet) denilen ha- reketlere yer verilmemiştir. An- » latıldığına göre, köylü bu pazar, sergi ve panayırlardan çok isti - fade etmektedir. Buralarda geniş ve büyük mu- ameleler cereyan eder. Yeniden Muradlı ve Şarköyde yeni pana- yırların kurulması mukarrerdir. Trakya umumi müfettişlik böl- gesinde iktisadi kalkınmayı hız - | laştıracak — teşekküller muhtelif karakterde kooporatif - cilik de başlı başına mütalea e - | dilen bir mevzu olarak nmazarı | | dikkati çeker... Bütün Trakya | bölgesinde bugün (73) kredi ko- operatifi akta ve köylünün hakiki ihtiyaçlarına azami ce - vapları verebilmektedir. Bu ko- operatiflerin — ortak — mevcudu (15244) ve sermayeleri de (238, 985) liradır. Yakin bir zamanda | | bu koöperatiflere daha (9) koo « peratif iltihak edecektir. - Yalnız Edirne vilâyeti bölgesinde (5474) kredi kooperatifi kurulmuş bu - lunmaktadır. Müstahsilin her çeşit ürününü kıymetlendirmek — ve kıymetten düşürmemek, bir taraftan' da pi- yasaya uyarak satışı İdare etmek, alıcı ile satıcı arasındaki müva- zeneyi temin eylemek ve bazı | mutavassıtların muzir hareketle- | lerini önlemek maksadile satış kooperatiflerinin tesisine başlan- mıştır. Geçen sene Uzunköprüde kavun — ve — karpuz. koope - ratifi kurulmuş ve bunu takiben de Karabigada bir kâvun ve kar- puz kooperatifi tesisine geçilmiş, canlı hayvan ve hayvan mahsul- leri, kuş yemi ve muhtelif değer- N ürünlerin ehemmiyetleri sıra- sile kooperatif teşkilâtlarına bağ- lanmaıs etüdlerine başlanmıştır. Denilebilir ki Trakyada geniş, kuvvetli ve verimli bir organizas-) yon fikri hâkimdir. Son zaman - | darda umumt müfettişliğin direk- arasında de kurulan sebze ve alar birlikleri Trak - ile İstanbul alı - i arasında mü-| maktadır. T de bu h Trakya umumt müfettişliğinin yüksek makamlara vaki raların leri kalkınma bankası) öyle bir bankanın ulması teklif e- dilmekde bu teklifin etü- düne başlanmış bulunmaktadır. ve | muhacir Altın hırsı| Altın hirsi, ölrçok — serserileri Afrika çöllerine koşturmuş, A vustralyanın. yakıcı güneşi altın- da, Klonke'nin buzları arasında yaşamıya sevketmiştir. Bunlurın birçokları, büyük bir ümidle gittikleri bu yerlerde, gün lerce çalıştıktan sonra ümidl. zin boşa çıktığını görmekten mâ- rekkeb bir yeis içinde öldüler. Buna rağmen altın hırsı hâlâ devam etmektedir ve edecektir. Masırlı esirler, Kızildeniz kiyı- larında altın külçelerini ç için ölüp gidiyorlardı. A Lidyada ve Makedonyada altın hirsile hayatlarını feda ediyorlar- | di Altının parlaklığı rüyalarına g-i vi yüzyıl gemicileri Hin- | ek tehlikesinden çe- urdı. rer distana gitı kinmiyorl uncu yüzyılda meydi bu 500 bin işsiz, serserini memlekete hicretine sebeb ol Dünyanın Afrikayi Cenubi Transval Boerler rmek - ten, rahat bir ömür başka bri şey düşünmiyen millet- ler, 1885 de altın arayıcılarının muna m sürmekten hül dılar vi kiymetli"mad löllerini kay lerden, 500 bin kilo zünden istik - | Amerikalı bekârların en inad- çıları, otomobil volânında güz: bir kadın gördüler mi gevşeyivı iyorlar. Bu; genç kızla tomobil satıcılarının dikkat rını çekmiş ve istifadu ni düşünmiye sevketmiştir. kızlarla otomobil rinde yoktur. zellikleri ve gençi Burlar, bir kumpat * ediyorlar. Son ar. Bir ş anı otomobil ge- -| cekler ve bizzat ıriyorlar. — Aksi bili ona satın a , yanl altı ay içinde koca zin masrafını ödüyorlar | lar için kârlı bir iş değil mi, di- yorsunuz?.. Yanlış! Bu suretle otomobil ki- INGİLTER Edirne ve Trakya peynirleri - nin âlemşümul evsafının ve yük- sek nefasetinin muhafazası dahi bir kat daha arttırılması maksadı üzerinde şayamı dikkat bir ehem- miyetle — çalışılmakta, — temizlik, teksif indirmek meselelerile uğraşılmaktadır. E- saslı ve verimli bir kontrolün ya- pilabilmesi için mevcud mandı - ralar teksif edilmektedir. 1937 yılında mevcud bulunan 277 man- dıra, 1938 de 123 mandıraya indi- rilmiştir. Üstleri saz ve samanla örtülü olan mandıralar kaldırıl - mış, bünların üstleri kiremitlerle örtülmüştür. Ve ayrıca mandıra- lar için mod hazırlattırılarak mandıra inşasma ve maliyetini tipler ve plânlar bunlara göre başlanmıştır. Diğer taraftan da peynirci usta- B yetiştirmek için (peynirci us- taları kürsu) açılmasına karar verilmiştir. Trakya ihraç maddeleri ara - | sında yumurtanın da mühim bir mevkli göze çarpar. Trakyanin yumurta ihraç kapısı olan Uzun- köprüden Yunanistan, İtalya, Al- manya ve Çekoslovakyaya yu - murta ihraç edilmektedir. Bu ih- racın mükemmel, bozulmaksızın ve sarsıntısız bir halde yapı - Tabilmesi için , İktısad Vekâleti Mütehassısının tavsiyesi ve umu- mi müfettişliğin teşebbüsü üze - rine (yumurta toplama, ambalâj sandık tipleri) yaptırılarak yu - murta mıntakalarına parasız tev- zi olunmuştur. Trakyada balık, başlıca ih - raç maddelerinden birini teşkil eder. Trakya ve Çanakkale sa - billerinde avlanan balıklar, Ge- libolu ve Marmara adasındaki fabrikalarda sardalye ve tuzlu balık haline konduktan sonra iç ve dış piyasalara sevkolunmak - tadır. Bu balıklar İzmir fuarında | | hükümet yardım ettiği gibibu ya- çok beğenilmiş ve külliyetli sa « tış yapılmıştır. Bilhassa Enezde Meriçten avlanan ve siyah hav- yar veren - (Jigo) ve (Morina) balıkçılığını kayda şayandır. YABANCILAR ggğAUYOR Her yerde İngilizlerle rekabet eden yabancılar rekabeti artırdı İngilterede şu son bir sene zar fında yabancılar arttıkça artıyor diye Londra gazetelerinde sık sık yazılar görünmektedir. Bu.yazı- ların şikâyet tarzında olduğunu da ilâve etmek lâzım geliyor. A vusturyanın malüm şekilde Al - | manyaya geçmesi üzerine gerek buradan ve gerekse Almanyadan birçok Yahudiler çıkmış, İngilte- reye gelmiştir. Son aylarda Çe - koslovakyadan da birçok muh a- cır gelerek İngilterede kendileriş me yer aramağa mecbur kalmış- lardır. Mayısda yapılan hesapla- ra göre oaya kadar İngiltereye böyle iltica etmek suretile gelen- lerin mikdarı 196.852 kişidir. Fa- kat İskoçyada ve İrlanda dakiler buna dahil değilmiş. Fakat asıl bundan sonraki şayanı dikkattir. Çünkü Avusturyadan gelen Y hudiler mayıstan sonra akın et - meğe başlamışlar, ondan daha sonraki aylarda da Çekoslovak - yadan gelenler arttıkça artmış - tır. Böyle gitgide artan muhacir- leri kabul etmek - İngiltere için bir mesele olmuşdur. Evvelâ bun-| lara kapıları kapamak insaniyet hesabıma caiz görülmüyor. Onun için gelenler içeri alınmıştır. Şim- di bunların yaşaması meselesi vardır. Daha evvel İngiltereye gelmiş olanlar da İngiliz tebaası oluyorlar. Bunun için lâzımgelen muamele ancak 10 İngiliz lirasına olub bitiyormuş. Marttan Eylüle kadar bu suretle 1.379 yabancı İngiliz tâbiyetine girmiş, İngiltereye gelen bir yabancı amele olmak için evvelâ bir vesi- ka almaktadır. İngilterede işsiz kalan ameleye bancılarda da eğer amelelik ede- re ki işsiz kalırsa tıpkı İngilizler gibi yardım görmektedir. Geçen sene 24431 yabancı böyle iş ve- sikası almak için müracaat elmiş E'DE bundan başka 3.112 kişinin müra- caati reddedilmiştir. Yabancı a- melenin mikdarını gösteren ra - kamlar şöyledir: 933 de 8.584, 904 de 10.286, 935 de 11.344, 936 da 11.390 ve 937 de 21319 kişi. Görülüyor ki mikdar - gitgide artmıştır. Bu senenin rakamları daha neşredilmemiştir. Fakat her hâlde daha artmış olduğuna şüp- he edilmiyor. Bugün İngilterede öyle yaban- | cılara rastgeliniyormuş ki İngi - | lizceyi doğru dürüst konuşama - dıkları halde Londra caddelerin - de otomaobil işletiyorlar, şoförlü ediyarlarmış. Yabancılar en zi - | yade İngilterenin mensucat fab- rikalarında çalışmaktadır. Avus- turyadan, Almanyadan ve Lehis- tandan gelmiş Yahudiler mensu- cat işlerine sarılmışlardır. Yabancıların artması, bunların daha az ücretle çalışmağa razı ol- masi İngiliz işçileri hoşuna gider gibi değildir. Bundan başka ya- bancılar yalnız. amelelik değil, satıcılık etmek suretile de reka - | bet ediyorlarmış. Bunların açtığı dükkânlar sattıkları eşyayı daha ucuza verdikleri için İngiliz ma- gaza sahibleri de bu rekabetten memnun olmuyorlarmı. Yaban - cılar böyle dükkân, mağaza, gibi tış yerleri açtıkları zaman ev- velâ mağazada satış yapmak için İngiliz kızlarını ücretle tutuyor- lar, fakat bir müddet sonra bun- lara yol vererek yerlerini yeni ge- len yabancılara veriyorlar. | Diğer tarafdan İngilterede fab- | rika sahibleri ucuz ücrete çalışan yabancı işellerden memnundur. Ayni zamanda bu yabancılar | lerini kabul ettiriyorlarmış, İngilterede yabancılarla reka - bet sahasında İngilizleri müşkül (S—SON TELGRAF —İS ? ci Teşrin 1993 80 Satıfda Devriâlem Amerikan kızları koca bulmak için güzel bir çare buldular. — İ | Roma kunduracıları, ayaklarının ikisi de say ' olan bir dolandırıcının elinden elâman çekiyor, ç | Otomatik kasadar .- Londra sınemacılanl sevdalılara hususi yer:er tahsisine başladı | ralıyan kızların yüzde doksanı, | insan vazifesi gören bir makine ilk ayda koca buluyormuş... * Roma zabıtası, Antoyo adlı bir dolandırıcıyı şiddetle tâakib edi - yor ve bir türlü ele geçiremiyor. Bu adam, şehirdeki k: rın başına bir belâ kesilmiştir. diğer — dolandırıcılar ve onlara hiç te Onu buna sevkeden tablattir. Zira ona, iki sağ ayak ayağının aynidir. Bniaenâleyh, kundura! NEWYORK ısmarlama yaptırmak — veya ilh alarak sol ayaklarını at- mak buriyetindedir. Fakat Antonyonun bütçesi buna müsald değildir. Çünkü fakirdir. Bu sebeble her hangi bir kun - a gider, birçok kundura çıkarır. Ayağına giyer, | bakar. Mağaza memurunu us: dırır. Ve bir aralık, iki kundurayı kutuya koy «Şunları alayım, satıveriniz..» der. Bunun ikisi - | nin sağ ayağa mahsus olduğu - nu söylemiye lüzum yok. Dükkân- cılar bunun neden sonra farkına varırlar. Şikâyet ederler, Antonyoya dolandırıcı demek doğru mu? Bir çift kundura alı- yor, bedelini de ödüyor. Bir çift de iki kunduradan mürekkebdir değilmi?... Fakat bu müşterinin mağazada bıraktığı kunduralar artık bir çift demenin ve satabil- menin imkânı kalmıyor. * Sidney bankalarının - birinde mevkide bırakan bir iş daha var- dır ki o da berberliktir. Gelen yabancılar gitgide aslı İngiliz o - lan berber çırak ve ustalarına iş bırakmıyorlar. Dil bilmek mec - buriyeti vardır. Onun için bir ya- bancı tarafından açılan bir peru- kâr salonuna evvel İngiliz iş, alınmakta, sonra bunlar çıkarıl- makta, yerlerine yine yabancı 0- işçiler getirmektedir. Bugün İngilterede rekabet sa - hasında İngilizleri müşkül mev- kide bırakan yabancılar yalnız böyle berberlik veyahud yukarı- | da söylenen işlerden değil daha başka ve daha geniş faaliyet yol- larında da İngilizlerin karşısını çıkıyorlar. Meselâ hekimlik gibi İngilterede hekimlerin büyük teş- kilâtı vardır. Fakat bu teşkilâtı bugün Almanyadan Avusturya- dan ve Çekoslovakyadan gelmiş olan . hekimlerin karşısında ne yapacağını düşünmektedir. Diş - Çiler de böyle, Almanyadan İn - Biltereye gelmiş olan 200 dişçi - denyalnz 85 kişiye san'at İcrası için müsaade edilmiş, fakat geri- | ye kalanlar İngilterede de barı - namıyacaklarını görünce İngiliz | dominyonlarına ve müstemleke- lerine gitmişlerdir. İngiliz he - kimleri olsun, dişçiler olsun ya - bancı san'at erbabının riayet e - dilmesi lâzımgelen birtakım şart- ları saymadıklarını ileri sürerek bu yabancıları san'at icrasından alıkonmalarını istiyorlar. İşte İn- gilterede böyle bir mesele de var- dir. Unutmamalı ki gelen yabancı - lar ucuz fiyatla çalışarak piyasa- yı kırdıkları gibi bunların teka - bet sahası yalnız yukarıdaki iş - lere de münhasır kalmıyor. Bazı mühim bir saha daha vardır, Hiz- | min bir kasadar.bulmak kabil otomatik kasadar, istimaline başlanmıştır. Bu; olo- matik, yani kurulunca kendi ken- dine hareket eden bir makinedir. Paraları sayar, Yalnız saymak- la kalmaz; pensleri, frankları, sentleri, florinleri, pezetaları ayı- | | rır, sonra ayrı ayrı kutulara atar, Dahası var: Sahte paraları da hususi bir zil ile banka memur- larına haber vet Bundan daha namuslu, dahr e- i£ Ya çalışkanlığına ne demeli? Ju durmadan « nmeden çalışır, on iki k e | düğü işi görür. Hiç te ş ae | istifadeyi düşünmez. Aylık işe — ez, aylığım artmadı. diye de | mmnez... # $ Londra sinemalarına — gidenle- rin bir derdi, bir şikâyeti var: Ön- 'ne tesadüf eden bazı çiftlerin | | başlarını biribirine yaklaştırma « ları ve perdeyi görmelerine ma- ni olmaları... * Sinema seyri için değil, ka « ranlıktan iİstifade için gelen bu | çiftlerin salona girmelerini ge » netmek imkânı var mı? Şübhe » siz hayır! Londra civarında, Ukobric'de bir sinema müdürü buan bir çare bülmüş — salonda, — sevdahlara mahsus bir yer ayırmış. Buraya — oturanlar yanlarında ve arkâala- rında bulunanları rahatsız etmi- yorlarmış. Sinemanın ilk önce bu yerleri tutulduğunu — söylemiye — hacet var mif... | metçilik. Yabancılar yalnız has « | tanelerde daha başka müessese - | lerde çalışmakla kalmıyorlar, B — büyük mesele bunların evlere gir meleri, asıl İngiliz hizmetçilerir. yerlerini almalarıdır. — Yabancı — hizmetçi kadınlar gitgide İngiliz. — lerin yerini tutuyorlar, daha u - cuz çalıştıkları için kolay iş bu « labiliyorlarmış. 4 İngiltere gemici memleketidir. Bu sahada da yabancıların yerli- lerle rekabete giriştikleri görül - — mektedir. Bundan biraz daha ziyade bah- setmek lâzım geliyor. Londra ga- zetelerinin uzun uzadıya tedkikat yaparak anlattıklarına göre bu sahada İngilizlerle rekabet eden yabancı denizciler işi o kadar ile- ri vardırmışlardır ki bugün bun« ların miktarı 7.000 kişiyi bulmak. tadır. İspanya ile İngiltere ara « sında gelip giden gemiler vardır. Bu gemilerin İspanya hükümet — tarafına 'yardım olmak üzere yi- yecek ve ilâç götürdükleri öte « — denberi malümdür. General Fran ko tarafının da bunları batırdığı sık sık oluyor. İspanya ile ticaret — etmek yüzünden İngilterede kişinin hiç yoktan zengin olduğu — İngiliz gazetelerinde vakit vakil — üuzün — uzadıya — anlatılmaktadır. — Geçenlerde (San Telgraf) da bundan bahsetmişti. İngiltereden i çok gemi var- l z bandıraları İngilizdir. Bir de içindeki telsiz — memuru, Yoksa bu — gemilerde başka bir tek İngiliz bulunma « maktadır. Fakat bu yabancıların mühim bir kısmı Yunanlıdır. Yü nanlı gemiciler vapurlarına biş İngiliz bayrağı takarak bir de * İngiliz telsiz memuru alarak İs « (Devamı 7 inci sayfamızda )