TELGRA E—8SON içtimat meseleler Kısırlaşdırma Bu usulün tatbiki lâzım mı, memleketimizde tatbi- kine imkân var mı ? Dr. Hafız Cemal bu hususda ne diyor ? Mühterem okuyucularım; «kısırlaştırma. mevzulu anketim için Lek- (at Hekimle görüşmemi ister ve onun vereceği cevabları bilmem me- tak eder misiniz? Şübhesiz edersiniz ve bu pek merakı üver bir şey &- hurdu; fakat ne yazık! O, ecele deva bulan ulu ve tanrısal hekimle gö- rüşmek bizim gibi, yirminci asır çocukları için ne muhal, ne imkânsız bir dilek... Ama üzülmeyiniz; ben bu mülükatı yaptım! Yalnız bir fark- h: Asri «Lokman Hekim» le görüştüm!.. Doktor Hafız Cemal «Lokman Hekim» le.. »Lokmna Hekim. —S 2 ci 1036 | | | | dair kendisine sorduğum sorulara etraflı ve izahlı cevablar verdi. Ve şöyle söze başladı: Kısırlaştırmak usulüne neden | ihtiyaç hasıl oldu? İnsan, dünya- ya başlıca iki önemli vazife gör- mek için gelir. 1 — Sağlam, mesud ve şen ola- rak yaşamak, milete ve Insanlığa yardım etmek ve âlemi fanide bir hoş sada bırakarak imanı kâmil ile ebediyete kavuşmak! 2 — Cemiyeti beşeriyenin de - yamını temin etmek, — İnsaniyete güzide ve hayırlı işler görmek için sağlam, gürbüz evlâd yetiştir - İşte dünyaya- gelmekten - (asıl '0!) bu ikisi olsa gerek! Fakat bütün inganlar acaba - bu tarzda yetişebilirler mi? Fena hastalıklı bazı evlilerin bünyelerinde, dimağlarında mev- cut olan bu zarluklar, sakatlıklar, ruhi teşevvüşler, © larına ma- atteessüf miras kalıyor! İşte bu sayede insanlar arasına aşağıya yazacağım (fena soylu!) birçok serseriler karışıyor: (Siv- Ti akıllılar, yarım deliler, tam mecnunlar, kaçıklar, (zirzop) lar, kısa akıllılar, (zır - delileri) bu - maklar, aptallar, saralılar, hiç iyi olmıyan sinirli hastalar anadan doğma sağırlar, körler, dilsizler, çarpıklar, başı boş gezen serseri- ler, seciye ve irade zayıflılığı ile muttasıf (Psikopot) lar, (insan düşmanıt) olan ve sayısız cürüm işliyen kâfasızlar, muvakkat, dev- Ti'deliliklerden sayılan (mani) ve (melankoli) gibi hastalıklar... İşte bu fena hastalıklı, Tuhları boruk insanlardır ki beçeriyet âle- mini berbat ve perişan ediyorlar! Cemiyetin rahat ve huzurunu ka- Çırıyorlar, Milletin ve hükümetin Doktor Hafız Cemal di, (dejenere) insanlar anaya, ba- baya ve battâ ulusa ve hükümete de ağır bir yüktür. Ruhları, beyinleri bozuk oldu- gundan tuttukları işlerde her za- man zararlar, hasarlar yaparlar' Cemiyeti beşeriyenin ıztırapları- nı, zahmetlerini artırırlar! (Cemiyet düşmanlığı') (anti - sosyal)) yapıyorlar! Akılları ka- falarından (5) karış yukarıda bu- lunduğundan sıhhi, ahlâki, içti « mat, medeni ve iktisadi işleri ber- bat ediyorlar! Bu gibi fena hastalıklarla malül olanların zararlarımı nan! tahdid etmeli? Cemiyet arasında dolaşıp ge- zerken çeşit, çeşit fenalıklar, sar- kıntılıklar, kazalar, canilikler pan delileri, mücrimleri hapisha- nelere, tımarhanelere koymalı 0- başına belâ kesiliyorlar! ralarda ilmi İ Helah. we saadeti. (bombardı - li ve medeni bir tarzda aslâhlarına — çalışmalı! — Akıldan, man!) ediyorlar. Topa tutuyor - Tar! Her tarafa sefulet ve ahlâk- sızlık yapıyorlar! İnsanları manen ve maddeten geri bırakıyorlar! Hapishaneleri, timaraneleri dol. duruyorlar! Cürümleri, cinayet- leri, intiharları, — öldürüşmeleri artırıyorlar! Memleketin asayişi- ni bozuyorlar! Hükümetimizin (bütçe) sine her sene milyonlarca lira masarif yapıyorlar! Süphe yok ki bu gibi (müterei- ——— zihinden, şuurdan büsbütün mah- rum olanları ölünceye kadar göz önünde bulundurmalı. Resmen evlenmelerine, (met - res) ile (kapatma) ile yaşamala- rına, ve hattâ gizli, — kaçamaklı (yarım iş!) yapmalarına bile mü- saade etmemeli! Velhasıl ulusumuza türlü türlü zararlardan, zahmetlerden, ıztı - raplardan başka hiç bir faydaları olmuyan bu (kafası bozukları!) —— Gökyüzünde) Aış&_yar_ışl__a!ı —— AŞK VE MACERA ROMANI: 28 Kontinental otelinde © güne ka- dar bu derece heyecanlı ve acıklı bir sahne geçmemişti. İlk önce ikisi de birbirlerine hayretle bakıştılar. Nihad yavaş yavaş yürüyerek: Margril bağırdı. Sonra birden, kallarımın arasında ba- Şıran küçük çocuğa baktı. — Bu, bizim çocuğumuz — mu, Margrit? İkisi de göz yaşları dökerek bir- birlerini kucakladılar. Margı — Yavrumuzun «Baba» demesi- ne dayanamadım.. seni — arayıp #bulmıya and ictim.. beni affet, Ni- Yazan: İskender F. Bx;rıu İ had! Seni ne kadar çok sevdiğimi de bilirsin! Ben artık sensiz yaşı- yamam. Diyor ve Nihadın - boynundan kollarını çekmiyordu z Nihad çocuğunu © kadar çok a Margrit.. kimse Dedi ve çocuğunu kucağına o- turttu. — Niçin sözümü —dinlemedin, Margerit? Neden geldin İstanbu. la — Daha fazla Berlinde dura « mazdım. Annem, babam, dostla - rım yüzüme bakmıyorlardı. Her - kes benimle eğleni; Çocuğu- Yerinde bir Takdir İstanbul zabıtası takdir edildi Gerök bu sene Cumhuriyet bayramında geçid resmine iştirak eden, gerek geçen senelerden da- | ha mükemmel bir surette intizam ve inzibatı temin eden İstanbul ' Emniyet Müdürlüğü polis ve &- mirlerile memurları umum! bir tâmimle takdir edilmiştir. Şehir Meclişinde Müzakereler Belediye zabıtası talimatnamesi m; kama verildi Şehir meclisi dün toplandı. Bü- yüklerimize çekilen telgraflara gönderilen ceyablar alkışlar ara- sında okundu. Vummi Mecliste bir kısmı mü- zakere edilen yeni belediye zabı- ftası talimatnamesi yeniden bazı teklif yapılmak üzere makama ia- de edildi. Meclise verilen 936 he- #sabı kat'i raporu encümene hava- le olundu. (çocuk yapmak vazifesinden!) do- layı (kadro harici) bırakmalı! Bu tarzda ciddi ve şiddetli ne- zaret altında bulundurulan mec - nunlar, deliler, (müruru zaman ile!) evlâtsız olarak ölüp giderler. En nihayet millet ve hükümette bunların belâlarından bir dere - ceye kadar kurtulmuş - olurlar! Fakat inâatilar; “arasında - hiçbir kimseye taaruz ve hücum etmiyen, daha bakalım nekadar (sivri a « kıllılar!) rtuhu bozuklar, (kafa - dan gayri müsellâh olanlar!) giz- li köşe ve bucakta kalacaklardır. 2 — (Evlenme muayenele: hekimler, çok esaslı tedkik ve tamik etmelidirler, Ka- dının ve erkeğin kanlarında fren- gi aranmalı! (Vaserman) teamü- Tünü icra etmeli. Çünkü, sathi bir muayene ile her şeyi anlamak ka- bil değil! Maamafih alle hayatın- da mnühim bir (rol) oynuyan (afle doktorunun) da fikri mutlaka a- hınmalıdır. 8 — Haydi, evlenme muayene- lerine çok dikkat edildi? Fakal (Metres) hayatı yaşıyanlara ne yapmalı?. . Hele bir köşe başında nişan, ö- bür köşede kendi aralarında bir medeni (söz nikâhı!) yaptıktan bir saat sonra dördüncü köşede ay- rılanlara karşı ne tedbirler alına- bilir? * — Kabil olursa herkesin nü - Tus kâğıdına anadan, babadan ve hattâ dedelerden miras kâlan fe- na hastalıklar kaydedilmeli. Bir (sıhhi şecere) usulü ihdas etmeli! 5 — Kadınlara ve erkeklere (cinsi münasebete) (çiftleşmeğe' aid sıhbi bilgileri, irsi hastalıklar- dan husule gelecek fena fenz has- talıkları öğretmeli! Korunma ça. releri öğretilmeli! 6 — Evlenecekler, yalnız gü - zelliğe, zenginliğe, zahi yişe, yüksek mevkie, nüfuza rağbet et- memeli. Sağlamlığa, irsi hastalık olup olmadığına, mizaca, bünye- ye de çok dikkat etmeli, (Arkası yarınk sayımizde) | nu kucağında bırakıp giden inan peşinde koşalmaz!» diyor dı. Nihayet, seni aramağa mecbur oldum.. İzini buldum.. Yola çık - tım, da- — Gönderdiğim paravı armadın mı? — Aldım. Fakat, ben para is - temiyorum senden benim haysi - yetimi kurtarmanı istiyorum. Ben namuslu bir kadın olarak yaşıya- cağım, Nihad! — Ben sana (namussuz - yaşat) demedim ki. Para gönderdim. Bir kaç ay sonra yine bir iş için Ber- Tine geleceğimi bildirdim. Neden sözümü dinlemedin? Margrit gözlerini süzerek sor du: — Beni hiç göreceğin gelmedi f mi? — Geldi... Seni emin ol ki u - nutmadım. Fakat, buradaki fem, bir ecnebi kadını ile evfi ol- duğumu söylememe mânidir. Se- Tenviratı Umumiye İşleri Yeni tesis edilecek tenviratı u- müumiye lâmbalarının muhavvile merkezlerinden söndürülüp yakı- lacak şekilde yaptırılmalarına ka- rar verilmiştir. e a Vapur lıhtıma ya- naşırken öldu Birkaç gün evvel Gönende Ah- med adında birinin 3 yaşındaki oğlu Mehmed yanlışlıkla — içtiği kezsaptan — zehirlenmiştir. — Dün Bursa vapürile tedavi için İstan- bula getirilmkete olan küçük Meh med vapurun tam rıhtima yana- şacağı sırada ölmüştür. iki sokak ismi de- giştiriliyor Büyükderede Kaptan Nuri cad- desinin Mehmedcik ve Haskale sokağının da Türkoğlu — olarak tavsim edilmelerine karar veril- miştir. Gümrükler baş mü- dürü geldi 3 gün evvel Ankaraya giden İs- tanbul gümrükleri başmüdürü Mustafa Nuri şehrimize dönmüş- tür. Yeni bir mekteb Küçükpazarda Demirtaş mahal- lesinde Kasım paşa veresesine a- id konak ve müştemilâtının mek- teb ittihaz edilmesine karar ve- rilmiştir. Kıvanç sokağı Kadıköyünde Yoğurtçu ve Ha- lid ağa sokakları arasında yeni a- çılan sokağa Kıvanç adı verilme- sine karar imiştir. ! EOÇOK HABERLERI * Rumen hariciye nazırı Kom- nen'in çekilerek yerine eski baş- vekillerden ve kral müşavirlerin- den Mironeskinin tayin edileceği haber verilmektedir. * Vali dün Hatay heyetini zi- yaret etmiştir. Heyet bugün Yalovaya gidecek Pazarlesi günü memleketlerine dönecektir. * Erzurum yolunda Meksilade bir facla olmuş, Hr kamyon uçu- ruma devrilmiş 4 kişi ölmüş 18 kişi yaralanmıştır. * İngiltere kralı Majeste Jorj dün bir nutuk irad ederek İngilte- renin harici ve dahili siyaseti et- la izahat vermiş, Münih an- laşmasile sulhün temininden şta- yişle bahsetmiştir. * Mısır hükümeti yeni ve mü- him müdafaa tedbirleri almakta - dır. Hava, deniz ve kara orduları süratle takviye edilecektir. * Musolini dün bir nutuk söy. lemiş Berlin - Roma mihverini methetmiştir. * Çinliler mukabil bir umumi taarruza geçmişlerdir. * Bursa - Bakırköy yolunda bir otobüs devrilmiş, bir kişi ya « ralanmıştır. * Dür Ankarada Harb okulun- damerasim yapılmış bu sene Har- biyeyi bitirenler mektepten ay - rılmışlar, yerlerine gelenler me - ömle karşılanmışlardır. ni bu vüzden buraya aldırama dım! Margrit ağlamağa başladı: — Ben ne talisiz bir kadınmı - şam, Allahım! Kalbimdeki ateş yetmiyormuş Bibi, bir de omuzumda çocuk gihi ne atılır, ne çekilir bir yüküm var. Beni böyle başından - silkip atacağımı bilseydim, senin o yal- varışlarına, o yalancı ağlayışları- na inanır mıydım? Nihad bir müddet önüne baka- rak sustu, Nihadin çocuğu uyukluyordu. 3argrit çocuğu kucağına aldı, — Gel yavrum .. Böyle merha - metsiz bir babanın kollarında ağ | yıp üzülme! Annen kendi iztirap- larını nasıl dindiriyorsa, seni de öyle avutacak., Nihad: — Margrit! - diye bağırdı. Sen | beni hâlâ anlıyamamışsın! — Ben, vicdansız, merhametsiz bir adam deği Mukavvalı ayak- kabılar meselesi Çek - Macar 4 nın helli Yazan: Ahmed Şükrü Münih anlaşmasındaf | v artadan geçen her gÜN ta Avrupa - vaziyetinde " gelen değişikliğin gi | miyetini ç Münih anlaşmasına Si lovakya, Macar ve Pe liyetler meselesini tebarüz madıkları takdirde M melerine iştirak eden dÖf tin başvekilleri üç ay Polonya, Münih etmiyerek Çekoslovak? ettiği bir Ültümatonun | (Artık halkınaldanması ğ a - ." na meydan verilmiyor ma ayakkabıların etiketlerine evsafı da yazılacak P tatbikinden evvel, hazır aâ- | mıyoruz da... Malın kalitesini ü- yakkabı satanların ayakka- | zerine yazarsak hem — müşteriye Ti da mevzuu bahsolmuştu. Son - | ha az nefes tüketmiş oluruz. ra, görülen lüzüm Üzerine, bir Yalnız, pazarlıksız satış kanu - bırakılmış ve bundan, kavaf es - nafı ellerindeki malı, o müddet Stok mallar bittiği cihetle bade- azarlıksız satış kanununun ; hemen hemen kalmadı. Artık al - bılar üzerine, evsafını yazmala - | kanaat gelir hem âe biz, biraz da- Müddel için evsaf meselesi geri zarfında satıp bitirmek fırsatı ka- zanmış oldukları cihetle fevkalâ- de memnun kalmışlardı Halbuki şimdi, pazarlıksız sa - tış kanununun daha başka vilâ - yetlerimizde teşmil olunması dü- şünülerek hazırlanan yeni nizam- namede hazır kundürü satanla - rın evsaf usulünü tatbi yani ayakkabılar üz: sele veya Mukavvalı tmeleri, e sırf kö- olduğunun mektedir. Yakında tatbik edileceği anla - şılan bü usülün, hazır satanlar tarafından nasıl karşı < lanacağını ve ellerinde “meveut mal ne dereceye kadar sarfettik - lerini tahkik etmek maksadile bir kaç esnafla görüştük. Büntlür &t lerindeki mukavvalı malı oldukçu azalttıklarını anlattıktarı sonra ezcümle düşüncelerini şöyle izah eti ( .— Ayakkabılar üzerine evsaf yazılmasını — tekmil esnafımız memnuniyetle karşılayacaktır. Bir müddet evvel, bundan, bilhakika bir telâş gösterdik. t şimdi böyle bir telâşa mahal kalmadı. Çünkü elimizde mukavvalı mal Bir Çin hey'etiAnkarada (X inci sahifeden devam) Heyetin siyasi hiç bir vazifesi olmayıp seyahat tamamile kül - türel mahiyette yapılmaktadır. Heyet reisi vak | beyanatırida bilhassa demiştir. ki: Büyük Şefiniz Atatürkü, biz Çinliler bütün şarkın da — büyük önderi sayıyoruz. Bütün mücadele-. leriniz, inkılâplarınız Çinde derin bir alâka ile takip edilmişt kundura | numun tatbikına — başlandığındın beri esnafın müşterek bir derdi vardır; maalesef, esnaftan bazıla- r hâlâ, gizli gizli, müşterile pa - zarlık yapmaâkta devam ediyor - lar... Meselâ üzerine 60 kuruş at konulan bir şeyi, müşteri birkağ| tane alacağını söyleyince 50 ku - Tuş vermeğe razi oluyorlur ve bu şüpbesiz, yine pazarlık yapmak iliyadım kuvretlendiriyar.. Ayrı- ca, kanuna riayeti kendine borç, vazife bilen esnafı ehemal zama aykırı hareket etmekte olan ilerin yapılacak sıkt kon - birkaç cümle ile yazdık. Es -4 bu | yüzden nekadar şikâyet etse bak- hdır. Kaçamaklı bir surette ka - 'nuna aykırı hareket eden mahdut | | kimseler hem diğer esnafın Bot - | Şinı kirmak süretile zararlarını imtaç öder hem de silinmes'ni, yok edilmesini istediğimiz kötü ir itis lerin tecziyesi elzemdir. Madam Atina Hasta imiş Altın kaçakçılığı ve kadınları fuhşa teşvik suçalrdan mevkuf bulunan Atina, talebi üzerine dün adliye tabibi tarafından tevkif - hanede muayene edilmiştir. Ve - rilecek rapora göre madam Ati - nanın hasta olup olmadığı anlaşı- Macar ekalliyetlerinin etmiş. Almanya ise, Ç “yakından alâkadar olat da kendine mahsus tenyanın taraftar olmamıştır. BU "j | Ulusun Bükreş muhabiri dan yazılıp ta dünkü ge kan bir mektupta izah Şimdi kendisi de milli bir mü- | Tatak ve hastalığının mahiyetine cadele ile meşgul olan Çinin ileri | göre Tüzum görülürse mevkufen ve modern Türkiyeden alacağı bir | Tesmi bir hastanede tedavi edile- HNi ni çok dersler vardır. Çin müslü - manları milli davada hükümetle beraberdirler. Çin ordusunun er- kânı harbiye reislerinden biri nin de bir müslüman Çinli olması bunu gösterir. Ben, şahsen on senedir görme- | diğim ve görünce ikinci vatanıma kavuşmuş gibi sevindiğim Türki- yede bu kısa zaman içinde çok bü- yük terakkiler müşahede ettim. — Başkaları çok merhwmetli bir adat olabilir için çok — vicdanlı, Beni seven, senin uğrun- da hayalını ve istikbalini mahve - için çok haşin bir kocu, gocuğun için çok zalim bir baba üü . Bütün bu alâkasızlığın sebe- bini anlıyorum, diyordu. Sen bu- rada bir Türk kızile evlenmek is- | tiyorsun! Nihad boğuk bir sesle haykırdı: — Bunu kim uydurdu? — Uydurma değil. Berlinde ar- | kadaşlarından duydüm. | İ — Yalan söylemişler... Halt et- mişler. — Yalan değil İstersen sana, alacağın kızın adını da söyliyebi- Hirim! — Yalan dedim ya. Hepsi yalan . Hiç birinin aslı yok. KnüfÜR n t di | sal, bunlar da yalan ni? Margrit bütün düşüncelerini ve duyduklarını da ıdykngei başlamıştı. | cektir. ——— vetini yakından görmek mümkün oldu. Biz Çinlilerin milliyetperver ve muzâfter Türkiyeden alacağı- met etmemek elden kendi davasını halletti- tana gelince: bu devlel vakya ile bir ay müddet fEl| ye giriştiği halde bir tüf sını halledememişti. , Münih anlaşması Çek davası dürtlerin ma birakılmak icap kat Almanya oria At Fransanm ve İngil malarımı terviç ctmdiği leyi Berlin - Roma mih kil eden devletlerin | sürette izrar ediyor. Kanuna ni - | Biraktırdı. Almanya ve yazılmasına başlamaları zikredil- ehemmiyetli davayı İngilterenin ve esinde şiddetle cera- | seyirci vaziyette kalmâlğ Tâzımdır.» Avrupadaki değişikliği kavaf esnafının birkaç.a/ « | bir hüdisodir. | dan aldığımız tikirlerin hülâsasıni Viyanadaki rını sür'atle vermişler gerek Macaristar — ve koslovakya tarafından diğinden orla Avrupa son pürüzü de izale yor. Malümdür ki man iki safhası vardı. 1 — Slovakya ve Bi yadımızın bekasına seböbivel ver- | hedutları içine a1 mekle memlekete büyük bir kö « dim tülük etmiş olurlar. ni tayin için bu T Şiddetli takibat icrasile bu ga-i- | bisit yapılması. Macaristan ve Polonya İ yayı tutmuştur. Bu Macaristana dir. Önce de manyanın bu noktai ni Neticeye bakılacak #Hİ Y yanada Rütenya man noktai nazarı galeb” y tar. Bu memleket Mactf mi2 büyük dersaler vardır. tihak etmiyor. K yi Büyük Şefiniz Atatürke Çin mil-| Yâsı namı altında n-“; letinin hayranlığını bir defa daha | Teye tâhi ve Sloyakya tekrar edercim.» Heyet, bürada bir müddet da- ha tetkiklerde bulunduktan sonra | dünecektir. Margerit hıçkırıkları arasında bir isim söyledi: rok şehri — hakemler Macarlara verilmiştir. nüfusucun kahir ya ile birlikte federal 5 car olduğunu göre mill l a — Perihan... | sibi sadakatle tatbik Ve bağazında düğümlenen söz- | mektir. leri güçlükle söyliyebildi: — Yeoşilköyde — oturuyormuş. Senin vazilen de orada imiş. Na- Nihad birdenbire beyninden vu- rulmuşa döndü. O, Margritten ziyade kendi talihine hiddetleniyor, hayatında ilk defa yaptığı bu aykırı hareke- tin cezasını çekeceğini düşündük- çe tüyleri ürperiyordu. Nihad çocuğuna o kadar çabuk ısınmış, önu o kadar çok sevmişti ki. Margerit İstanbula yalnız gel - | Mmiş olsaydı, belki onu kolaylıkla terkedebilecekti. Fakat, dudağını bükerek masumane bakışlarile sı! sık ağlıyan bu yavrucuktan nasıl ayrılacak, kendi kanını - taşıyan çocuğunu nasıl terkedecekti? — | | premsibi tatbik edi ristan Slovakyanın da ince ve uzun şeril K yi gi Slıvılvıl—-iâ dinsı hakkında da almaktadır. R B M