ğ b - K gi H M ci v yi j j j 4 d N d n ça i K F ! a ” L t ub! Esnaf m Cemiyet Esnafındır Ona göste nisbetinde kabele görebilir alata, Meymenetli han, «o - dun ve kömürcüler cemi - Gına alükadar ve salâhiyetli bir Zat izahatta bulunuyor ve ben de dinliyorum: — Cemiyetimizin 1000 kadar azası vardır ve cemiyetin fasliyeti ıı:: ftenberi devam etmektedir. kayıdlı olan kömür ve odun satan dükkânların küçük serma- :ıı olanları, yani küçük esnaf - - Ve ekseriya dükkânlarında Müstahdem bulunmadığı cihetle aded itibarile kabarık bir yekün teşkil etmemektedir. Bu ıoîıo ki- şilik yekündan kayıd a kurtulmak için kaçamı ları da tenzil edecek ;-ll:ll;t knıdıligl»dm tezal olmaktan lak yapan - ursak va- hür etmiş Bu vaziyetten de veçhile odun ve kömürcüler yilyeti gayet mütevazi ve kmdıce ü halinde bir teşekkü şekkül #€ye Tağmen e 'dür. Ve her _ımııılıcığı eseleleri rdiği alâka ondan mu- gelen fedakârlık ve yardımı de- riğ etmemekteyiz. Esnaf cemiyetleri — bürosunun idare merkezi binasının arka ta - rafında kurulmuş olan hastane - miz bütün esnaf cemiyetleri için şimdiye kadar pek büyük hhi faydalar temin etmiş ve etmekte- dir. Cemiyetimize mukayyed aza-, mızdan hastalananları burada te- davi ettiriyoruz. Hiç şüphe yok ki cemiyet es - nafı için daha faydalı olabilir. Fa- kat cemiyeti bu derece kuvvetli bir hale getirmek yine esnafın ya- pacağı ve başarabileceği bir iş, bi vazifdir. Çünkü cemiyet esnafın- dır, ona gösterdiği alfıka nisbe - tinde ondan mukabele görebilir. Halbuki öyleleri — görülüyar ki cemiyete kayıdlı bulunmadığı hal- de cemiyetten hiçbir fayad görme- diğini iddia ederler! Cemiyetimiz, kendisine bağlı bulunanlara bağlı bulunmakta - dir. -a CENAlIMIZ İçin Tâzım (RE - SA) —Roman yadan Ci ns hayvanlar HT Getiriliyar Ha i iyvan neslinin ıslahı için yeni tedbirler n zlınacak Manyadan 100 büş inek $ tane d iri a bt e b"o.gn Betirilmesi karar- aç haşyanların ithali için 14 - | "ı:ı Belen gümrük müsaadesi ve- | habiştir. Yalnız bunların mün- | mi:lnn Montafen cinsinden ol - mast Ve hastalıktan salim bulun - '©S1 Şart koşulmuştur. Diğer taraftan hayvan neslinin 2 için yeni tedbirler alınması Arlaştırılmıştır. Marakaz apurunun k sefcri €ni gemimiz dün ak- şam Mucdanyaya hareket etti | A”Manı idaresi — tarafından "lnumm 'ada yaptırılan «Marakaz» l TU; dün İlk seferini yapmıştır. â:u;lmı 16 da Galata rıhtimin-| ti Mudanyaya hareket etmiş - | ,Bu şefer hatırası olmak üzere tün yolculara rozetler tevzi ©- anmuştur, c —. j SON TELGRAP'» Tariht tefrikası No, 132 Hattâ Kafka miş pembe Padişah biriken işleri fırsat dukça imzalıy T leti idare edip di n bul| Ali paşa da dev- | lurüyordu. Sultan Aziz; seneli halde bir türlü Mat Tılamadı. Ar&ınyaz ly:ıı_:ı mevki Sühibi olmuştu. Ka zipedar, Mât güzeli mağlüp dı_ lcin_nnm' bulunan dil- hariç ettikten SONra; öğir Pizarlarında dilber kalmamıştı. K şlarında gün l K, ler. geçti, güzelden ay- | kalfa ile bir | ğ dilberler bile harcanmıştı. Araştırmalar Muvakkaten Geri kaldı Buna havaların bo- zukluğu sebeb oldu Çeşme sahillerinde kara sula - | nımızda vı_xu_ı. bitan gemilerdeki mukavele akteden Mahmud Alan-| yalmın şehrimizden Çeşmeye gi- derek işe başladığını yazmıştık. Çeşme sahilerinde araştırma - lar ancak 3 gün yapılabilmiş ve gerek malzeme noksanlığı gerek havanın bozukluğu dolayısile ara- maya devam olunamamıştır. Mahmud Alanyalı malzeme al- Mak üzere dün şehrimize gelmiş- tir. Bu sebeble araştırmalar; mu- vakkaten tehir olunmuştur. | KierENEER | Maarif müdürü ve | sıhhat müfettişleri | Yalovaya gidiyorlar | Maarif Müdürü Bay Tevfik Kut' ile maarifin sıhhat müfettişleri; bu hafta içinde Yalovaya gidecek- | lerdir. | Çekmece, Şile ve Beykozda açı- lan leyli köy mekteblerinin gör- düğü rağbet üzerine Yalovada da bir leyli köy mektebi açılacaktır. Maarif müdürü ile müfettişler Yalova — seyahatlerinde bu yeni mektebin biran evvel tesis ve çılması için tedkikler yapacak - Tardır. Yazan: M. Sami KARAYEL rında gün görme- catmıştı. Mat güzel; Padişahın kalbinde | yegine yer tutan — bir kız olarak | kaldı. Arzıniyaz da yavaş yavaş ihti- yarhyordu. Otuz yaşlarına gel - | Mişti. Lâkin; mat güzel de gündengü- | ne eriyordu. Sararıyor soluyordu. | Doktorlar, Dilşadın teverrüm et- mek Üzere olduğunu tesbit etmiş-| derdi, & n Aziz; gözdesinin günden | masındanı başlıyan bu aşk, fırsat | , Ankara'da: Ziraat AII tleri Fabrikası Kurulmasına karar verildi Öğrendiğimize göre hükümet Ankarada bütün memleket ihti - yacını karşılayacak kabiliyette bü- yük bir ziraat âletleri — fabrikası kurmaya karar vermiştir Bu fab- rika yurdun ihtiyacı olan pulluk, tırmık ve diğer bütün ziraat âlet- Jerini imal edecektir. Bu fabrikanın inşası için tedkik-) ler bitirilmiştir. Önümüzdeki dört sene içinde fabrika tam randı - manla işe başlamış bulunacak - tır. — Bir karı kocayı: Isırarak Yaraladılar Sopa ile hiddetini teskin edemeyince teri olacaktır. Dün Aksarayda bir hâdise ol - | muş komşularile geçinemiyen bir adam ayni evde oturan bir karı kocanın üzerlerine saldırarak her ikisini de sırmak suretile muh- telif yerlerinden yaralanmıştır. Hâdisenin tafsilâtı şudur: Aksarayda Muradpaşa mahal - lesinde Muradpaşa sokağında 9 bumaralı evde oturan Sabri diğer âdile Fethi isminde ayni evde o- turan Rıza isminde biri ile ge- çinememekte ve sık sık kavga et- | mektedir Nihayet dün iki komşu tekrar kavgaya tutuşmuşlar, kav- | gaya Rızanın karısı Nazmiye de karışınca kavga büyümüş ve Fet- hi eline geçirdiği sopa ile Rıza ve karısı Nazmiyeyi dövmeğe başla- | mıştır. Bununla da kanmıyan ve hiddetinden * kudurmuş bir hale gelen Fethi elindeki sopayı yere atarak Rızanın üzerine saldırmış ve Rıza ile karısını muhtelif yer- lerinden çok fena halde ısırmiş - tır. Karı kocanın feryadları üzerine gelen memurlar Rıza ile Nazmi - yeyi Fethinin elinder güç hâl ile kurtarabilmişlerdir. Yaralı karı koca hastaneye kal- dırılarak tedavi altına alınmışlar tahkikata Fethi de yakalanarak başlanmıştır. | 3357 Hicet 1354 Ruml |— Şaban 1 Birinci Teşrir || 27 S Yil 1908. A7,10410,293 lrar176 22 1c1Teşrini Cumartesi Vakiti ar Gün İkindi mesine üzülüyor onu; Tokat köş- | künden ayırmıyordu. Mat güzelin bu hestalığına se- beb ne idi? Bunu kimsecikler bil- miyordu. Bu derece iyi - bakılan son zamanlarda hiçbir ıztırabı ol mıiyan bu kız neden gündengüne Padişah; Dilşadı hoş kullanıyı Onu iltifatından mahrum etmi - yordu. Mat güzeli üzen, hasta eden bir tek adam , vardı. O da, hamlacı Mustafa pehlivan idi, Kız, Muslala pehliyana gönül- den âşıktı. Pehlivanın verdiği aşk aztırabı kizı, her gün biraz daha eziyordu. Mustafs ile; aralarında göz aş- bularak bir iki defa da her nasilsa, karşı kar: — gelmeğe de vesile ol-! muştu. ü < Tokat köşkünün gık ormanları, ) mal güzeli stafa ile bu- | Bir haftada 24 motör D ve gemi balık yükle- Yakın İstanbul Bizim düne, bugüne kadar ta- mıdığımız İstanbul yakında genç- leşecek, güzelleşecek. İmar pro - jesi senelerce tetkik edilen bu şehrin yenileşmesi en mühim hâ- diselerden biridir. Yakın — İstanbul hudutlarının tabil güzelliği içinde ferahlaşınca onun her yanında başka - başka sevkedilecekler göreceğiz, Tarih, inkılâp, medeniyetin en sağlam te- melleri yakın İstanbulda üç eser birden yükselecek ve bu eserler muhakkak ki — dünyı hiçbir yerinde yanyana gelmemiştir. İstanbula giren turistin üç bü- yük eser karşısında güstereceği şaşkın en tabil gıpta tezahürü ola- caktır. Bizans, Sinan, yeni Türk san - atının en kuvvetli ve eşsiz eserleri arasında dolaşmak saadetine sa - hib olacak İstanbullu ayni zaman- da medeniyetin bütün faydalarına hâkim sayılabilir. Yakın İstanbul turist avrapalı- ların rüyasına girecek ideal turizm BÜRHAN CEVAD ——— İtalya ve Yunanlılar İstanbuldan Balık ahyo_r_lşr meğe geldi Mevsim münasebetile son gün- lerde İstanbuldan hariç memle - ketlere fazla miktarda balık sevk ve ihraç olunmasına başlanmıştır. Buradan bilhassa İlalya ve Yuna- nistana en Çok balık gönderil - $—8SON TELGRAF—221 ci Teşrin 1938 , İktısadi meseleler Bir kısım ma Bundan evvel yazdığım iki yazı ile meyva halinden ve halde bu- lunan kooperatiflerden bahsede- rek tetkik ve görüşlerimi anlat - miştim. Bü yazımda haldeki ta- şıma işlerini anlatacağım. Hale, gece ve günün yirmi dört gaatinde mal gelir ve mavnalar - dan boşaltılır. Tabi, bu sözümden ardı arkası kesilmeden mavnalar buraya mal taşır ve mütemadiyen bunların nakli işile meşgul olunur manası çıkmasın. Yani muhtelif zaman fasılalarile mavnalar bu- raya kavun, karpuz, üzüm ve salr va getirirler ve bunlar gün- düz ve gecenin hangi saatinde o- lursa olsun, derhal, hal taşıma a- molesi tarafından taşınır. Diyeceksiniz ki: — Bu taşıma amelesi ne zaman uyku uyur ve istirahat ederler? Halde taşıma işlerile alâkadar 108 kişi vardır. Bunlardan birkaçı memur, 4 ü de temizlik işlerine bakarlar. Diğerleri kümilen taşı- ma amelesidir. İşte bu amelenin bir kısmı gece ve bir kısmı da gündüzleri çalışır. Bu 103 kişilik taşıma teşkilâtı, Belediye İktisad - Müdürlüğüne merbut hal direktörlüğü tarafın- dan idare olunmaktadır. Ancak hal direktörlüğüne bağlı «daşıma amelesi şefliği» vardır, Şeflik, ta- şıma işlerini tanzim ile mükel - leftir. Taşıma kadrosu maaşlarını belediyeden alırlar. Bazan hale üstüste pek ziyade mal gelir; bu takdirde bölükten lüzumu kadar amele verilir ve bu | inektedir, — Ezcümle 'son bir bafta içinde Timanımıza balık almak -üzere 18 'Yunan motörü ve 8 İtalyan ge- misi gelmiştir. | Diğer taraftan birkaç gündür bilhassa Karadenizden Marmara - ya döğrü bol bir. bahk akını | devam etmektedir. Bu sebeble palamutların fiatı düşmüştür. Çifti toptan 5-7 ku - rüş arasında satılmaktadır Istanbul Gümrükleri Başmüdürü Dün yeni bir tetkik soyyahtine çıktı İstanbul gümrükleri başmüdürü Bay Mustafa Nuri; dün Trakyada| yeni bir seyahate çıkmıştır. Mu - malleyh bu seyahatinde Tekirdağ ve Silivri gümrüklerini teftiş e - decektir. Diğer taraftan geçenlerde şeh - rimizden Ankaraya giden güm - rükler müdürünün de Karade - niz mıntakasında bir teftiş seyaha- tine çıkacafı söylenmektedir. Hamlacı Musi — sevgilisini bir | gür yalnızca ormanda yakala - | mıştı. Dilşad; gavet kurnazca b&ı, gün kayıktan çıkarken Mustafa - Dan eline ufak bir kâğıdcık sıkış- | tıfivermişti. | Bu kâğıdı Mustafaya —vermek | çok kolay olmuştu. Hamlacılar, da-| ima saraylıların elinden tutarak | yıhtıma çıkarırlardı, Dilşad; beyaz eldiveninin içine , sakladığı kâğıdı. — Elinden tutan Mustafanın avcuna sıkıştırmıştı. Bu kâğıdda şunlar yazılı idi: — Seni; Tokad korusunda bek- Tiyeceğim, dikkat et ve bir biçi- mine- gelirerek beni bul.. Mat güzel; koruda, Mustafa ile | karşılaşmıştı. Onunla birkaç da- kika, göğüs göğse, kalb kalbe kar- ga karşıya kalmıştı. Mat güzel; çak sevdiği Musta - | fası ile kaçmak, terki diyar etmek isterdi.. Fakat, nasıl, buna imkân ma var-| | tüccarlar, bu taşıma amelesinden süretle tüccarın malı üzun müd - det mavnalarda kalmadan derhal başaltılır. Bütün bünlara rağmen, — bazı müşteki — bulunmaktadırlar. — Bu | şikâyetin sebebi şudur; Mavna ile | gelen herhangi cins malın hale j nakli esnasında örselenmesi, ze- | delenmesidir. Meselâ, üzüm kü- | fesinden ezik üzüm çıktı mı bu | suç doğrudan doğruya taşıma a- melesine atfedilir. Ve bu, âdeta halde dükkâncı olan tekmil esna- fın müşterek bir derdi. Ben, bu işin mahiyetini daha vazıh bir şekilde anlamak — için şöyle bir tahkikat yaptım. Taşı - ma işlerile yakından alâkadar ve bu bususta salâhiyetli bir zat ile görüştüm. Esnafın bu derdi hak- kında daha ilk sualimi sorarken o, «lebs den evvel deblebir yi anla- yaverdi ve: — Malların ambalajları açıldığı | zaman içinden bazılarının — ezik | çıktığı maalesef doğrudur. Fakat derhal ilâve edeyim ki, bu, taşı- ma amelesinin dikkatsizliğinden ileri gelme bir vâkıa değildir. Bi- Tâkis, biz, vazifemizi büyük — bir dikkatle yapmakta ve başarmak- tayıza Ezik çıkan meyvalara ge - lince, bunlar doğrudan doğruya | Mustafo, her şeyi göze almıştı. apabilirdi? i Sultan Azize gün geç- | tikçe düşman kesilmişti, | Hele, sevgilisinin — kendi aşkı yuğruna teverrüm etmek üzere ol- duğunu gördükçe çileden çıkı - yordu. . Hamlacının kafasından - birçok şeyler geçiyordu. Meselâ: Paidşahı; kayıkta kürek çe kerken, kafasına bir oturak tah - tası vurarak öldürmek... *& | Doktorlar, mat güzelin hastalığı- | m teşhis ettikleri halde, Padişaha | arzetmekte tereddüd ediyorlardı. | Hatta; Sultan Aziz, Dilşadın haâ- | tahığını hususi doktoruna sardu- | Pu zaman aldığı cevab şu olmuştu: Efendimiz; bir parça zayıt | düşmüşler; hava ve gıda mese - | lelerine dikkat etmek lâzım, | Demişti. Fakat; doktorun bu iza-| hatı Padişahı kâfi derecede Halde taşıma işleri İların bozuk, çürük çıkmasında kaba- hat taşıma amelesinde mi yerinden o halde gönderilmekte- dir. Çünkü: Meselâ küfedeki ü- züm taşıyan tarafından bir yere çarpılmak suretile ezilmiş olsa kü fenin ortasında, en dibinde bulu- nan üzümün değil küfenin en üst kısmında bulunan ve ayrıca am- balajlanmış olan kısmın zedelen- mesi lâzım gelir. Halbuki ezik ü- züm, her zaman, küfelerin dibin- den çıkmaktadır. Bu hal, taşıma amelesinin bu hususta hiçbir un'u taksiri olmadığını isbat eder ve taşıma amelesinin esnafın zara - rına hareket etmesine hiçbir se- beb olmadığı gibi taşıma amelesi bunu yapacak başıboş bir teşkilât ta değildir. Günün ve gecenin her saatinde motör ve mavnalardan — malları derhal ve en kısa bir zamanda bo- şaltmak için yine esnafın menfa- ati düşünülerek mümkün olan a- zami gayret sarfedilmektedir. Muhatabıma sordum: — Halin temiz tutulmadığı id- dia ediliyor; buna ne dersiniz? Hafifçe — gülümsiyerek " cevab | verdi: — Canım, Allah aşkına, görmü- | yor musunuz şu hali... Burada te- mizlik dayahır mı?, Şimdi temiz- lenir; on dakika sonra yine eski hamam, eski tas... Dört amele sa- bahtan akşama kadar temizlik işi- le uğraşıyor ve ancak bu kadar | temiz tutulabiliyor. Bilmem bu- radan günde ne kadar çöp çıktı- Bini tahmin edebilir misiniz?. O, yutgunduğumu, bu sualinin içinden kolaylıkla çıkamıyacağı- mı-anlayınca kendi sualinin ce- vabını yine kendisi verdi: — Buradan günde tam iki mav- Na çöp çıkar... Binaenaleyh daha ziyade temiz tutulup tutulmiya- cağı bundan anlaşılabilir?. Ben muhatabıma biraz hak ver- dim, bilmem siz ne dersiniz?, (Re - Sa) Bazı yerlerde Tütün ekimi Terk edilecek Yeni piyasalarda Cum- hüriyet bayramından senra açılıyor Tütün ” piyasası; — Cumhuriyet bayramından sonra açılacaktır. Ekim — mantakalarının - hemen hepsinde; denk halinde yeni stok- lar hazırlanmıştır. Bu yıl rekolte az olduğu için fi- atların yüksek olacağı kuvvetle tahmin edilmektedir. Diğter taraftan bu sene Bazı man- takalarda tütün zer'iyatı terke - dilerek başka şey ekilecektir. Bu Buretle tahdide doğru gidilmekte- dir. —AEA T L O aa Mat güzel, gün geştikçe solu « yordu. Hususi doktor, Dilşadın or- manlık bir yerde hava tebdili et- mesine lüzum- göstermişti. Sultan Aziz; Dilşadı, Beykoz - daki Tokad kasrına yollamıştı. Arziniyaz; Padişahın - kederini defetmek için yeni, yeni dilberler bulmağa ve efendisini yeni mace- ralara sevketmeğe çalışmıştı. Fakat; Sultan Aziz gözdesinin | bastalandığı gündenberi gözü bir şey görmediği gibi, halvet âlemin- dern de elini çekmişti. Hazinedar ustanın çevirdiği en- trikalar ve getirdiği dilberler ol- duğu yerde kalmıştı. Padişah gün geçtikçe asabile -« şiyordu. Huzuruna — kimsecikleri kabul etmiyordu. Hatta birkaç kere, huzuruna gi- | ren valide sultanı bile tekdir et- Mişti. KA L HAK Z Yramvay ve otobüs Birisi hana dedi ki: «tramvayla otobüsün ne farkı var?e doğrusu | bu swalde bir muziblik hissetme - miş olacağım ki «ikisi de birdir, ikisi de bizi bir yerden aldığı gibi | gitmek istediğimiz bir başka yere götürür. Nakil vasmtalarıdır. Ben | aralarında pek ehemmiyetli fark- lar görmüyorum. dedim. O gü « Tümseyerek şunları anlattı. *Bak! dedi. Tramvayla otobü - — sün farklarını ben sana sayayım:» «Bir defa tramvay ağır gider, ötobüsle varacağımız yere daha | çabuk varırız. Tramvay şu kadar kişiden fazla alınmaz diye koy - | duğu şarla riayet elmez, otobüs. kaç kişilik ise o kadar insan alır ve bir kişi fazla almaz. Tramvay- | da balık istifi ile ayakta kalanlar, etobüste yerleştikleri yerde ra » hatça oturur. Herkesin bir yeri vardır ve kimsenin ayakta kalma | sına müsaade edilmez. Tramvay | yalnız kendi istasyonlarında du - Tur, rasgele yerde tek bir müşte- zinin hatırı için durmaz. Tram - | | vay ucuzdür, ötobüs pahalıdır. İş- | te aralarındaki farklar dedi. — | — Saydığı şeylere şöyle bir bak | dm. Yerinde bir meziyet olun şey ötekinde kusur, öbüründe suç say- dığımız nesne diğerinde bir |et oluyar. Ben de ona dönerek: «Şu ikisi arasındaki farklar da | kalkıp hepimiz rahat etsek ol maz mi?> dedim. j Güldü ve <o senin söylediğin şey şehir dahi D leri başladığı zaman mümkün e- lacaktır dedi. : İsmetpaşa enstitüsün alınıcek meccani î | talebe i Kültür Bakanlığı, bu yıl da leye K meccani, olarak Ankara-İsmet- | paşa kız enstitüsüne 2 talebe alı caktır. Alınacak talebenin İsim » | leri bugünlerde belli olacaktır. — İstanbul 4 üncü icra memurlu - gundan: 4 Bir borçtan dolayı satışına ka verilen bir kıymetli halı ve ev © yası 25/10/938 salı günü a 9 itibaren İstanbul, Binbilttifek ma: hallesinde Piyer Loti sokak 190 'N h Sinanağa apartımanı 9 No, li d iresinin önünde açık arttırma il peyin pdra ile satılacağıhdan müşte rilerin o gün ve saatte mı: l hazır bulunmaları lüzumu İlân © nur. (938-2062) Fatih Sulh Birinci Hukuk liğinden: Evkaf Müdiriyetinin Mehmed v Galib ve Nevzat aleyhlerine alacak davası için gönderilen zapti davaya bunlardan Mehmedin metgâh meçhiş! olduğu mübaşir rafından verilen meşruhattan an şılmış olmakla mahkemece müdde vekilinin talebile 15 gün müdd ilânen tebligat İcrasına Ve n hakemenin — 30/10/938 — saat y0 na talikma — karar — verilir olduğundan * ber mücibi — ka .yevm ve ssati mezkürda mâhker de hazır buluumadığı ve ta bir vekil göndermediği takdirde de vanın giyaben bakılacağı tebliğ ikamına kaim olmak üzere ilân olu nur. 938/TB5 Fatih Sulh Birinci Hukuk Hâki liğinden: İstanbul Vakıflar Başmü vekili avukat Lebib tarafından feddin Gökçe aleyhine açılar ti liye davası için gönderilen zaptı başir tarafından verilen tan anlaşılmış olmakla mahkem müddet vekilinin talebile 15 gü müddetle ilânen tebligat icrasına muhakemenin 30/11/938 saat 10 talikına karar verilmiş olduğund bermucibi karar yevim ve saati me kürda mahkemede hazır bulunm dığı ve tarafından bir vekil gö mediği takdirde davanın bakılacağı tebliğ o ilân olun K