bebsiz faiz £—SON rsnuğn—'ıığgg_ oS 1938 FUGÜN 1ISTANBUL Canlı sardalya, se- ve günün kahramanları Koca İ | efbet günün kendi! | kalâdelikleri olacak. | Yalnız bu gün, her pazar oldu- ğu gibi bazı acaip hâdiselerin tekrarı daha fazla gö. ze batacak. Bunlar o kadar fazla ki bepsinl saymıya kalkarsak günlerce de ve manasız Roğazda şirket vapurları ve balıkçılar... vam edebilmek cesaretini göste- T Rya örkr a | zaman elimizde bir kaç ciltlik İstanbulun pazar dertlerini yan muazzam bir eser meydana gelecektir. iyle bir felâk ete bile uğrama- | derdi bir hayli uzaktır ye lâzim. E yonunda ekselân lütfen tenezzü zi kabul etmesine intiz. siniz, Eğer bu tarihi hâdıse yarım sazt içinde vukubulursa mesu: insan. lardan sayılırsınız. Çünkü İstan - bullu pazar sabahi tramvaya bi - nebilmek sadetine en az İ ip, AYaklarına kara su. lar indikten 4 nail olabilir. Oldukça adeleden | syonra gördüğünüz tramvay ara - | balarında, tıpkı honserve fabri - kalrının haşlamı ve, tuzlama da. iresine sevkedi'miş konservelik- 1 ler gibi sıcaktan haşlanır çeşit çe- W Şit koku ile tuzlanırsınız. mazaal. lah yol uzun sürerse derhal sala- mura haline gelirsiniz. Kaplumba ahesteliği, gergedan #dasile yürüyen bu acaip nakil vasıtası sizi kendisinden — ayrıla- cağınız yere getirdiğ! zaman hiç füphesiz içinizde mühim bir se. vinç daldalgasının kabardığımı hissedeceksiniz. çetin bir mü Tramvay çenderesinden kurtutu- Refik, arlık tanıdığımzı lere mevzu olan gi değildir. Refik bitgindir, perişandır, harabdır, tezellisiz. va ümidsizdir. Refik: Methuştur, beyinsizdir, muhakemesizdir, miyor, zihin çar. divaneliğe yüz tutmuştur. Beyin iş! or, Maneviyat düzelmiyor, & 'or, ciğerler çalışmıyor, talb mamile kaybetmişt yanaklar boşalıyor. Vücud € üğünüz ve acıdığı gibi. Hem, Diye, duvarları yor, bir oturduğu Murat Kayahan Refik Necati değildir. Refik, artık ıztırabı bir gecelik entarisi gibi akşam, ları giyinen, sabahları çıkaran Refik değildir. Refik artık gündüzlerin şen, kahkahazen, şüh kar , güler yüzlü Refik işlemiyor. Nef. ; mantığı bozü!'. tır! Dahası var: Gözleri çukurunda gittikçe derinleşiyor, parlıyor. Yüz deril t Tıpkı sefalet lev. 17 şaşkın ve düş. h kadar da vehham otunluğu yerden hopluyor, gözl iyot, ellerile yeri yoklu - Te bir dâha oturamıyor Zanne. diyor ki, birdenbire bir akreb Çıkacak, ayağım ısıra. €ak! Zannediyor ki, birdenbire bir yılan beline do. lanacak, kendini zehirleyip öldürecek! Yahut ta uyur. lunca artık mesele kalmadı san. mayınız Eğer Boğaza gidecekseniz şir- ketihayriyenin daracık kişele- lerinde devam etmakte olan ti. lâhsız harbe iştirake mecbursu- nuz. Bu mücadeleye zehirli gaz, tank, tayyare, top gibi silâhlar iştirak etmediğine göre isterses niz; eşirket Testivali halk güreş. ibi meydan muhare- Vapurlar karma karışık; — cu- tesi günü Sarıyer ve Büykde. | giden vapurların kalktığı günü Çubuklu, mat liseleden p: Paşabahçe vapurları kalkıyor. ulduktan sonra mese. dir. delikler başlıya- Vapuru le kalmamış Şimdi fevkalâ cak, «Haddi — istiab mevzuubahs olmadığı için Boğaz yolcuları va. purlarda tıpkı canlı sardalya gibi biribirinin üstüne istif odilmişler. dir. Hele vodyolu vapurla seya - hat edyorsuyuz; daha fazla sinir- lenmemenize hiç bir sebeb kalı maz, | Çalınan plâk sank; sizi bu halde | gören şirketin kahkahası gibi te- sir eder. - Kır kahvesi, gazino, lokantalar pazar günleri tarifelerinde bir hayli değişiklik yaparlar Bu fark geliba Boğaza kadar gitmanizin faizidir. Günün kahramanları hiç şüp- hesiz garsonlar, tranmvay ve va. purlardır. Hele gazino sahipleri.. birer fatihtir. sanki. 40 kuruşa kahve satmak yüzde on gâarson üsroti istemek yüksek zekâlarının verimli mahsulüdür. Bunları mevsim başındanberi hiç tatmıyanlar bü gün tadarlarsa muhakkak feryadı basacaklar. — | Fiyatların en pahalı garson- ların en açık göz olduğu yer Ru- meli elhetinde emirgündan sonra başlar. 1Devamı 7 iuci sahifemizde) | Onlar âtürist derlenip türecek! i kırışıyor, robu gibi beynine yordu, Fak: dırıp gidecekti! Sar denbire bir beyin hin bağının kopması, muvazenenin ter: velânın bozuluvermesi! Bundan başka ne? kapatılmış ve vahşi di, bağırdı" | cemile göstermek istedikleri dehşetlen duramıyor; çıldırmamak, birdeni olmamak için Allaha yalvarıyor, nefsine cebredi « Refik, gardiyanı Berlin - Roma Mihveri Almanyatın aldığı vaziyet ve İtalyanın ortaya çıkardığı ırk mes'elesi her iki tarafın müşterek | hareket ettiğini gösteriyor. İtalyan gazetelerinin neşriyatı bu siyaseti yeni anlatmıya çalışıyor olmadığını Almanyadaki vaziyet malüm. Sıra artık İtalyadaki Yahudilere | mi geldi? Suali ortaya çıkıyor. | Berlin . Roma mihveri Yahudi . lere karşı müşterek bir hattı ha. reket mi takib ediyor? Geçen se. nedenberi ortaya bazı rivayetler çıkmış, bu rivayetler Avrupa ga. | zetelerinde de ye rtutmuş, Roma. daki Avrupalı mühabirler yaz . mıştı. «Son Telgraf» Avrupa ga. zetelerinden naklederek — bunları hulâsa — ediyordu: — İtalyanlar, dünyanın muhiclif yerlerinden çıkarılan Yahudiler için bir şey düşünüyorlar, deniyordu. Habe. şistanda onlara yer göstererek 0. rada başlıbaşma bir Yahudi yur. du tesis ederlerse bunun kendile. ri için faydalı olacağını hesab eda rek Yahudilik ölemine böyle bir leniyordu. Hattâ Almanyada Ya. hudilerin vaziyeti zorlaştıkça 1 . mlar kendilerinin Yahudilere karşı başka yerlerde gösterilen muameleyi göstermek istemiye - rek bilâkis Yahudilere karşı bö le Şarki Afrikada yer göstermeyi bile düşündüklerini sö; Lâkin o günler geçti, Yeni ge. lön Avrupa gazeteleri, yine Ya . hudi meselesile meşgul görünü - yorlar. Bu sefer yalnız Almanya. idaki Yahudilerin vaziyeti değil, İtalyadakilerin de hali düşünül . mektedir. İngiliz gazeteleri şöyle bit mukayese yapıyorlar Almanyada hekimler, san'atlerini yapamıyorlar, 30 Ey. lülden sonra artık Almanyadaki Yahudi hekimler hiç bir Almanı muayene ve tedavi edemiyecek - lerdir. Yalnız umumi harbde Al. manlığa bilhassa hizmet etmiz birkaç Yahudi hekim bundan müstesnâdır. Onün için Alman - yadaki Yahudi hekimler ecnebi ve bilhassa İngiliz konsoloshane. lerine başvurarak harice çıkmak imkânını arıyorlar. Almanyada Yahudilere karşı tatbik edilen muamelelerde en mühim rolü oynıyan Her Ştray. her bundan sonra Yahudilerin o. tomobile binmelerine imkân bı. rakılmamasını ilerı sürmektedir. Almanyada bir Yahudi bir Alma. na mirascı olamamaktadır. Eylülde Nurenberg şehrinde nazilerin kongresi toplanacaktır. O zamana kadar oradaki Yahudi sinagonunun yıkılması ileri sürül. Y Edebi Roman No. 75 ' ken br sıçan burnundan yakalıyacak, koparıp gö: İşte bu sabah ta, yine bu vehim bir vebâ mik - girmişti. Korkudan, endişe ve e deli çok güç! Eğer, bu esnada ihtiyar gardiyanın ayakkabı takırtısı kulağına yetişmesey. di, ihtimal birdenbire korktuğu başına gelecek, çıl. mki, çıldırmak ta güç mü? Bir. çivisinin sökülüvermesi, bir zi - , mani - görür görmez, demir kafese iliğine vurulan gemi azıya almış bir kaplan gibi ihtiyarın içeriye ekmek uzatan elini yakaladı, tırnaklarını tuttuğu elin bileklerine geçir. me: tedir. Göçenlerde Münihte de böyle bir sinagon yıkılmıştı. Yahudi isimlerine benziyen ad - larla birtakım sozak isimleri gö- ze çarpıyordu, Bunlar büsbütün değiştirilmitir. İşte Almanyada ve Yahudilerin çok olduğu Avusturyada Yahudi. lere karşı yeniden kararlaştırılan bir takım maddelerin hulâsası. Londrada çıkan Deyli kespres gazetesi İtalyada Yahudilere kar. şı nasıl muamele edildiğini de ya. zarak diyor ki: İtalyada yaşayan, fakat İtalyan tebeası Imıyan Ya. hüdilerin çocukları İtalyan mek. Yazan: Etem İzzet BENİCE — İhtiyar.. ihtiyar.. Müddetumumi beni ne za. man çağıracak?.. İhtiyarın ilk ağzı açıldığı, sesi duyulduğu gün: Bilmem ki.. efendi! — Benim hakkımda Beni asacaklar mı? İhtiyar; kuvvetli bir tazyikle eline, tı dum.. hiç bir şey olmıyacaksın. Dedi Refik, tuttuğu eli bir sıktı, Üstüste — Sâhi mi, sâhi mi?. Diye sordu. İhiyar, bileğini zorladı, çekti, mâ . nalı mânalı: ne düşünüyorsun söyle?. kat daha şiddetle gittikçe sıkılan k yerlerinden kan çıkmıya başlayan bi « leklerine, sonra Refiğin tıraşı uzamış, saçı sakalı bi. ribirine karışmış yüzüne; şimal yıldızı gibi bir gece karanlığında parlıyan mavi gözlerine baktı baktı: — Korkma, Refik Bey. Ben iyi bir yerden duy. |Yahudiler mes'elesi ve.. | teblerine gidemezler. — İtalyada 7,000 yabanci Yahndi tahmin e - dilmektedir. İtalyan profesörleri geçenlerde bir toplantı yaparak Arı arkina mensuüb olmiyanlara, yani Yahudilere karşı böyle bir. takım kararlar verilmesini iste . mişlerdi. Profesör Pennisi de Arı olmıyanlara İtalyan vatandaşlığı hukuku tanınmamasını ve İtal . yanlarla Yahudiler arasında ya. pilmiş izdivacların bozulmasını teklif etmiştir. İşte bunun üzerinedir ki Papa . lık tarafı da harekete gejmiş, Al. manyada yapılan — muamelolerin İtalyada taklid edilmesini tenkid etmiş, bunun üzerine Sinyor Mu. solini de İtalyanın hiç kimseyi taklid etmediğini, önde yürüdi Züni erek, Papaya Gevab vermiştir. «Son Telgraf» birkaç gün evvel bu şayanı dikkat hâdi. seden bahsetmişti. Papalı kile İ. talya hükümet| arasındaki müna. sebatın bozulmasına kadar vara. cağı tahmin edilen bu meselenin şimdi görünürde olduğu yerde kaldığı tahmin ediliyor. Birkaç vakit sonra yine birdenbire orta. ya çıkarsa o zaman politika mini yeniden meşgul edeceği bildir. İtalyada mevzubahs olan ıirk meselce ni arı irka men . sub olmıyanların . Yahudilerin . tâbi olacakları munamelenin şekli dünya matbuatına geçti geçeli son haftalarda tarafta buna karşı bir merak uyanmıştır. Çün. kü yukarıda hatırlatıldığı - gibi Yahudilere bir yurd tesis etmeyi düşünmüş olan İ'alyanın — şimdi Yahudilere karşı başka türlü bir vaziyet alması neticesinde İtalya. daki Yahudilerin ne olacağı Av - rupa matbuatını meşgül ediyor. İtalya Hariciye Nezarelinin fi. kirlerini neşretmekte resmi bir vasıta olan İnformazlone Diplo - matika mecmuasında bunun üze. | rine bir yazı neşredilmiştir. Bun. | da dendiğine göre 1rk meselesi | İtalyada eskidenberi, daha 919 da | mevcuddur. Hattâ 921 de Sinyor Müusolini bu mevruda bir de nu. tuk söylemiştir. Fakat artık İtal. ir imparatorluk — olmuştur. Şimdi ırk meselesi de birine. de. recede nazarı ükkate alınan mc. sele olmuştur. İtalya, Afrikaya milyonlarca adam yollıyarak yer. | leştirmek istiyor. Afrikada boyaz Yazan O günkü akşam gazeteleri açok acı bir kayıp» başlığı altında sü. tunlarla yazı neşretmişlerdi. Bu elim kayıbın ne oidi , Güslerimlzden İsmall Yıldırım kendi icad etmiş olduğu tek sa. tıhlı bir avcı tayyaresile (B) üze- Tinden geçmekte iken motörün ani bozulmasile şehre yakın bir yere düşmüş ve yanmış, Bü feci kazadan mühendis ve plolu — kurtamışlarsa da, — daha vak'a yerinde pilet ölmüş, mü. hendis İsmail Yıldırım da hasta- haneye k: nış Gerisini okuyamadım gözlerim yaşlarla boğuldu, İsmai! benim tâ mektepten beri çok se arkadaşımdı, acele gi varzifeşinas - fodakâr arkadaşımı sön bir defa daha görmek için (B) ye köştüm. Hastahanenin kapısından rerken mühendiz İsmallin karısı Şükranla karşılaştim Bi Genç kadının ağlamaktan — ki- zarmış gözleri dolu dolu idi. Te. selli etmek için yanına koştum fakat bü alâkama lüzum görmedi. Otomobiline bindi. Şükranın bu hali beni şüphe- lendirdi. Arkadaşımın Ööldüğüne hükmettim. Çılgın gibi koştum. Koridorlarda hemşerilere, ziya. retçilere çarparak İlerledim. İmailin odasına bir bomba gi- bi girdim, o sağdı ağlıyarak yata- ğa kapandım. Hıçkıra hıçkıra ağ. ladım. İsmail yorgun kir sesle liyeren beni teselliye çalıştı: — Ürzülme Ceyvdet bir şeyim yok, dedi. Bu bir şeyim yok, sözünde çok şeyler gizli idi, dünkü yapılan a- meliyat ikt bacağını da kasığın. dan kesmişler, çok kan kaybetti. ğinden rengi kireç gibi beazdı. Doktorlar konuşmasını menetmiş oldukları için; — Sus, dedim sen konuşma sa- (Devamı 7 inci sahifemizde) — Sâhi... Derken başını ni havalandırdı : burnuna getiren » #sonra biraz sakinleşti, ekmeğini suyunu aldı ve ib. tiyardan rica etti: — Kuzum bey de heni dinle. salladı. Refik, birdenbire iki eli. ncj Refiğinkinden daha çok oldu. ğini kurtardı, sıkıla sıkıla canımı acıdan kurtuldu! Regik bundan baba?.. Şu müddeiumumiye ben. den bir haber götür de burada eriyip mahvolduğu. mu söyle, ne olur?.. İhtiyar, sakalını parmak uçlarile şöyle bir gez. dirdi, gözlerini verdi : kıstı, Vallahi beyii bir saniye dilşündü, cevab sana iyilik olsun diye ben de isterim amma, Müddelumumi Beyin yanıma çıka « lemez... mam ki.. Beni adam yerine koyup ta lâfımı bile din. Ve,, ilâve etti: — Maamafih, başka bir yolunu bulup kulağına bu dhaberi iletmeğe çalışırım.. a Refik, buna da memnun oldu: — Eyvallah beybaba. Eyvallah sen bu işi bir kuratr. Bakalım, Allah kerimdir. Elbette biz de bu. radan kurtulup dünya yüzüne çıkarsak sana bir iyi. Nk yaparız.. — Tnşsallah... Dedi. İhtiyar da: Ben katilim ! | ğe başladık. Fikret Yüzü yanmış kaşlafi kavrulmuştu. Fakat eski güzelliğini muhafa&i Ü du. Sol kolunu kırıldiği ? çıya koymuşlar, zavalli lan gibi çocuk tamami | ! | muştu. Ben durmadik Ö dum, Biraz lâf etmiş olmt rısından bahsettim.- , — Gelirken kapıda düm, zavallı bit Kurşun yemiş gibi de kıvrandı ve yağ Bibi kükredi; — Sus, ondan bah — Neden?., Hemşirenin iş için © tağı bir zarnanda acelü Tattı: Dinle, Cevdet sen VER deşimsin. Ben öleceğili ? sır söyliyeceğin ğ — Allah muhafaza 9 hem konuşma yorülü — Sözümü kesme: Ö dir, inledi ve devkü, — Hareket dexğ'”w rımda bir gayri tabllEli Tengi benbeyazdı. ATAT' ği ları titriyordu. But tecrübeden dolayı BSNÜL ÖŞ lan sevgisine veri giyindiğim sırada ee liğine sıkıştırılmış OAT yf ğum pembe kâğıt bu F na anlattı. | Bu kâğıtta acole satır vardı. Şunlar yi ran kocanı Ankaraı sonra İşemen İstanbal | ğim. Seninle iyi bir #y ceğiz İmza: Fikret Bunu okuduktan #f gına döndüm. Şükrafi aklımdan geçti. ""“;d ni bekliyordu. Bu V hükümete teslim #F burdum, evet gidecek' ) Karıma hiç bir 5Y Üye den evden çıktım L:d danına geldim, mı;'w',. | dan çıkarmışlar. / çalıştırıyordu. FitPel KRİ Ankaraya götül ' 4 mile bir düşmandı. Ekseriya evime gel gak lesile de iyi göl ı"ış“n bekâr ve çok yakışık' ni gençti. Kadınlar ürET ) atf gempati bırakari ": f vardı. Son zami ç konuşmasından d3 !"” ! tim; demek, şüpheM ü Bir lâhza sustu: Sof”F » iç çekerek: — Alkışlar arasındâ dık dedi. Ufuklara * eğmiş motör ile M 4 müthiş bir ıztırab V7 payi f yordum. Yarın BÖ Ht her şeyimden v Şükranı kolları araSP L lan bu alçağı gebtf TT y dum. Yarın gece bEL gerkiği dan dolayı tebrik g rim bü irz düşmanin $ Yi eh ihtiraslı dakikali ği Caktı. Nihayet KED ' bir Ö tim. Önümde dUYAP ylef (Devamı 7 iH