4—SON TELGRAF—'İ m: 1938 YAZ GÜNLERİ Kırda, bayırda, tarla kena- rında kurulan gazinolar nasıl çalışıyorlar ? Gözünüzü tarifeye iliştirirseniz içtiğiniz kah- veni -, sıcak terkos suyunun ağzından bur- nunuzdan geri geldiğini hisseder - MURAT KAYAHAN Yazan a pazar günü arkadaş, havan: naltıcı sıcağından kur. tulmiya- çalışarak kendimizi Bo. ğaz iskelesine attık, Gezmeğe gi. deceğiz. Buğaz, Belediyanin fes. tivali münasebetile Vaplw' rengâ. renk, çeşit çeşit lan daha be liğ bir ifade ile h si sinesine davet edyour. Son yapılan eğlen. ce yerlerinin ucuzlamasından is. tifade ile biz de bir Boğaz gezisi yapmayı kararlaştırdık. la Bu sıcak yaz günlerinde İstan. ! Bebek düşündükter r, akşam üs. argın eve dönülünce iklam kesilen fanilâl: arkadaş evvelâ s: So gelip yağslanan birer lügaritma cedvel farksız tarifelerin kısımları önünde dakikalar. k bizi, bi şturacak zar z olsun &: seferin' n myeşil görünüşüne, an ibaret bir damla rüzgâra has - ününü... Arada bir, bir sarhoş soluğu gibi ılık bir e - pan eyyâmı: eltemi insanla alay edi. sişle yüzümüze bahur yör gi Vapur, her iskelede biraz mola verip dinlene dinlene bizi « zili maksudur ulaş #.20.> n ismine tamamen mıd is. kelesinde karaya ayak basarken 4 arkadaş yine gözgöze gellik. Nereye gideceğiz?. Plâj var — çok şükür... Amma, plüjdan daha üstün bir kabıdayı. iğine güvenen kırlar, sırtlarından örta kısmına | T Z. | kır gazinoları öyle cazib ki.. Yürüdük... İskeleden sonra ala bildiğine uzanan; eskilerin <ar. zullahi vi dedikleri kırlara doğru açıldık. * Etrafta yorgunları: — Gel. sana göğsümde en serin | bir gün geçirteceğim'!. Vadile yüze gülen kır gazinoları | çeşit çeşit halkla dolu masalarını teşhir ederek davetkâr sırıtıyor. lar. Arkadaşımın mümanaatine rağ. boğaziçi mon bunlardan ilk rastgeldiğimi. | Dört ayağından biri | topal, üstü, örtü namma bir be - yaz kâğıtla kaplı köhne, dertli masalardan birinin başına geçtik. Oturduk. Daha soluk slmamıza meydan vermeden bir garson başucumuza ikildi; soruyo: — Emriniz baylar — Birer kahve. dereden ze daldık... arım. saat tepeden | sun | mayı döğrü bulmü Süveyş kanalı tehdid edilemez / Kanalın müdafaası için yapılan tesisat ile İngiliz kuv- vetlerinin yerleştirilmesi için milyonlar harcanıyor ! Kim bu Ingiltere - Mısır anlaşması her türlü £ arasında bir | Tedildi İngiltere ile » mesele çıktı. F İtalya, Habeşistan h: ken Mısır büyük endişe di İtalyanlar gönderirken Mı memleketlerine karşı kat vvet rlılar da kend ne gibi bir teminat vererek İtalyanın Mısır üzerinde hiç bir emeli olmadığı. ni söylemedi değil. Fakat vaziyet e ile İtal. yanın arası açık durdukça Mısır için de geniş bir nefes almak zor. du. Çünkü Trablugarb - Mısır hu. dudunda binle: alyan kuvveti vardı. Hem de bunların Mısir ü. zerine yürüyebilmesi için şu ka. lâzımgelcek diye v ki faraziye ve tahminlı den ibaret de he - sablar çıkmıyor değildi. Habe - şistan muharebesi başladığı za - man Misırin vaziyeti - nazikleşti. ilterenin Mısırdaki vaziyeti de bir kat daha ehemmiyet al . mıştı. O sıralardadır ki Misir ile İngillere arasında bir k ya. pılmiştir. Misir, 922 inden. | beri mi devlet olarak | bulunuyor. Fakat bazı nazik me. ile bin âzımgeliyordu. & ya olsa, birtakı Memleketin mi dıl'h ku nin temini de bu im hangi bir isim abancı ku' bu cihet! mühim bir kanalı ele olan Sü yerlerindeki İngiliz kuvv talardan çekilecek, yalnız Süveyş mesat birliğini temin etmiştir. mıntakasına getirilip | söylüyorlar, olacaktır. Mhsir dev yanların şkır.ık çimek tstemeleri 'wı—ımı;ı n e imparator! larından itibarla bilhassa Habeşstan me - | selesi çıktı çıkalı Sü n ehemmiyetinden L dimı — sordum. ik kkânlarına olduğunu si e olan yolları ! bir rol oyna « — Çağır şunu ' dedim. bizim masaya.. i haber verdi. Kadın, bana dönmeğe bile lü. zum görmiyerek — kaşlarını çattı ve şiddetle reddelti. Ben ise 0 ka- dar emin ve azametli bir tavır - | la davet etmiştim ki.. bu âni he. | zimetten fena halde irkildim. Başka masalardan farkına varan. davet rıda işa, | y$ kanalı İngiliz ühim yol. ediyor. Bu | dar ehemmiyetle mevzubahs ol. unutuln yüzünden herhangi geçecek Bu « bulunuyorlar. İx'ılw - İtalyan anlı tbikat sahas Dört aydanberi ö tadır. Fakat Süv yeni tesisat küvvetlerile zaten-tahkim edil - | getirecektir. Ancak bunun için bir zaman lâzim olduğundan bu zaman azrfında müttefik İngilte. re, kendisine müdafaa hususla da yi dafsa kuyvetleri il mile kâfi gel tan sonra eri de oradan alınacaktır. devlet arasındaki ittifa - ndan olan noktalar pa pılmakta, leştirilmektedir. Ka hiç bir geyin eksik kalma. | aktadır. Si için masma açlışı Bunun için tablldir ki pek çok masraflar edilmektedir. Daha Geçen seneler İngil. sında m Mısır. Başvekili Londraya gid ili Çember Lord H bir anlaşma zi yeti çok-şaş mışti. İtal ne iştirak almck gelmek lâzım. V gazetelerinde bu ereler oldu. ifaks (Devamı 7 inci sahifemizde) W na çıkmış değildir. lece durmak « veys kanalının va. le, hava çin İngiliz in üzerndeki bu | ht . | mpa- gözönüne getiril. | ni gelen Avru. ada veri | ce anlatmak ka. | ihtilâf çıkmış oldu. İki tarai Nih Mahmud Pa Başve. a z nüp bana Baktılar — Şu halde bi müteselli ile g jmzalı olmak dermanı kendimizde lamadık. Onun: — Bir kahve için £ galiniz ne kadar » Der gibi bakan nünde başımızı e buldan hayli u dutlarının deği dutlarının haricinde şehir parçasında - sözde - dinlendik purlarını zevkimize dimizi vapur tarifeler mak mecburyetile akç rimizden kalkmak mecbur', garsonu çağırdık, Arkadaşım sor. |1 du: — Hesab?. Tıpkı bir mütebahhirin araştır. İl masını andıran hareketlerle elin. (Devamı 7 inci sahifemizde) | Ş$ir! söyle? Türke susmak ya. bir milletin kıyamına bak! M e bak. Türk milletine Söyle.. söyle susma.. bi merd, fendi, Biliyorum. ben memurum. sı sını alıyorsun. çoğı bulacaksın. — Vatan k, vatan hislerinin coşkun marlarına yayılıp her şeyi — Pti ve hamiyet bölüşülemez. Ben de senin vatanperver Türkiye gibi memleketi. bütün min kurtuluşunu bekli Desin, kendine biraz ümid, Halbuki, o, Refiği dinlemedi bil. — Lâhavle, Bursa, um. €k kalasını sağa sola bir orka ardına önüne bakındı uz herifler Yarın bu millet T boğacak.. Diye arkasından bağırdı, de , Banki onu söküp atabilecek ve dışarıya fırlıya. onun gibi asil olarak Bununla ekmek yiyors bu, kesilmez. Kesilse de aç kalmazsın. Yarin, daha kurtulsun! bak!, bir Türk gibi söyle, O. söyle' ! Şimdi damad Feridin para. n. Korkma, O kadar. navar yakalanı ı P lanır bir cinayet sle .sminde ç bir kız öz babası rovelverle üç yerinden vurmuş, ağır surette y a R Hâdi'seden sonra Viyerzon'a firı Edebi Roman No. M bilecekmiş gibi silkti, silkti, ağzına gelen küfrü etti: bir sel gibi da - unutturduğu bu teheyyüç ânında bekliyordu ki, muhatabı da: di ben de senin kadar Türküm. Türklük T Hainler.. gibi, bütün — yunanlıları Fakat, yar, n biraz teselli versin! meldi, başını iki avı gür ağlamıya başladı. Bu esnada, iki defa çevirdi çekilip gü alp yüzüne baksa! hepinizi S kııamı-ı bakışlı, mavi gözler: parmaklığa ya. haşhaş ! Hattâ ayakta du. lmadı Hırsından taş zemine ucunun içine aldı, hüngür hün. bir ayna olsa da Muhakkak, avazı çıktığı kadar: abbi, ben ne oldum?. tudan ayna elinden düşer İri, sarışın, tüysüz, f bekliy ümenc! arı üzerinde hasad gibi! Kü k, bir deli gözünden farksız. Kall çok ağır yaralı bulunan ve ifade Eşine az rastlanır bir cinayet . On dokuz yaşında bir kız baba- sını tabanca ile öldürdü... Halk dişi canavarı linç etmek istiyor. Viyerzon mülhakatırdan Mery - Sur . Cher'e İf veremiyecek bir halde Viyerzon hastahanesine kal. esinde 4 gün evvel eşine az rast. İj dırılanı y işlenmiş, 19 yaşlarında Andre S: li bâba da gözlerini yummuştur. Arm cana sevketmiş, terkes katil kızı vermiştir. Polis, Andre Serasle'i vermiştir. ar eden dişi ca. Etem İzzet BENICE , dizlerde derman yok, nefeste kuvvet k, itimadı nefis yok; felâket, hus. *t, zaaf! Bundan korkulmaz mı? Belki, yarım saat. Belki, Göz )'lş!sn dinmedi, hıçkırık devam etti Sonra, biraz açılır gibi oldu, zihin tekrar çalışmıya başladı, gözler duruldu. Fakat, kafasının içi bir cehennem kazanı gibi. Bin bir mihnet levhası burada kaynışor; bin bir arzu, hayı d '!:w_ııH can çekişiyor! Sale 5.1 son bi de küdret yök, maneviyat ran, ıztırab, de! şot; . Bunları; tedavisi yapılırken hayata Hâdise, köyde ve civar nahiyelerde halkı heye-| tevkif etmiş, mahkemeye aldı. Bir soda ısmarladı ve birb! ardında, dinlenmeden rakı W ti Biyer ölede hanabu görüp çıkar larken iki sarhöş sulanarak ya. | nından geçtiler. O, kaşları çatıl. | mış, dönüp bakmıadı bile onlara Böyle rakısını bir bodrum mey. banesinde içmeğe gelen bir kadıt hiç te böyle göründüğü kadar ciddi olamazdı. Buna imkân 'da yoktu İkinci şişeyi ben de ismar. ladım. İçtikçe öfkem artıyordu. — Ne halt eder ağanın beyyiri. diyordum.. hem kollarını, bacak. | larını açsın, gelsin böyle aşağılık | bir meyhanede rakı içsin, hem de | namuslu kadınların vakaril, | Hnç etmeğe karar K düği yaya meydan okusun, Bu ne re. zalet? diye köpürmeğe başlamış. tım. — da him, benden daha bedbaht — kulları Di şini tü ma. F tali söylendi; kolunu dizine dayadı ve elile ba. Başı ateşler içinde. Avucu yanıyor! Hum. üket sağa Mihnetin kasırga olup bir zerinde fırtına koparışı. —Bunların bunların ateşi, bunların alevi. Sonra, hatırl: Mektublar. Mektublar Evden çıkı kat, duruy yardı. Ne yaptım?. en cebine koyduğunu bi or mu? Elile ceketfnin cebini yoklar Duruyor... Bunları açıp okumak için ce: mi, okumasa m indü m kadarı kâfil, karı kocalık davası. Bildi az göremk. Kıskançlığın kudurganlığı. Her şeyi bil. mek hissi. Beyne düşen tecessüs kurdu! Bu, hületi ruhiye, insanı boş bırakmıyor. Hisler, iradenin mu. kavemetine, mantığın cebrine tahakküm ediyor! Bu. nun için okuyacaktır; okumuya mahkümdür, yine bu. nun içindir ki, eli istemiye istemiye tekrar cebine u. zandı, mektublar bir deste halinde meydana çıktı. sile dizlerinin üzerine koydu, 1. | çinden bir zarfı çekti, aldı. Müdhiş! İçinden bir fotoğraf, kısa bir ub Karanlıkta, ışığını fotoğrafın üzerine topladı, dikkatle baktı: hıç tanımadığı, genç bir adam resmi, Genç, ve güzel bir | ret lâzım! Okusa Yalnız bir nokta böyle deş üç dör gözlerinin bi | den kalktı. kadın! Yazan : FİLE Garsona O kadına bir şişe de "': rakı götür.. dedim “Rakıyl düğü zaman çok e &e entilienin iBEYMEĞİ sa hemen benden ona bif #i Bu sözlerini $ kabul eder Derhal getif! Garson, benim iadına YöÇ FPĞ şişe bir elinde, öteki elit i' dinin bana ikram ettiği Fi duğu halde masama İ’ldı' ları biraktı. Garso teşekkür etmesini Eh. artık ahbablık sayılabilirdi. Dördüncü âı' bitirdikten sonra adameS | müş sayabilirdim. w'" Kadın kalktı. Benimi saya başını b“ Hesabı. gördü Arkasından alık alık ü Artık ben tamamdılti çağırdım. Hesabı istediff, — Hesabını t dedi — Kimin tarafındat? — Demin karşıki aSti ran kadın birden ödeyerek gittls Artık ben o bodrüm sinde her akışam bir ü"' ledim. Gelen pule"ı ,A hafta böyle geçti. ,! çen akşam köşeme bİ yordum. Gelmez mi? gy Yine ayni masaya OÜ gi tım, yanrna gittim; ÖĞÜŞ ki ikramından do!'ayi 'ai « tim. Gayet tabii karşil tatlı gülümsedi. — — — Bu akşam da misti” seniz.. dedim I/ Beraber tam içiyordük 'ç zun boylu bir edam Sti ileri' adımlı t bize doğrü ç kaşlârı çatık, müdhif benziyordu. - Bana — Pöğigi kadına yaklaştı Ve gf:’,,, nin suratına ânt olaft ı,!’ indirdi. Saçlarındat * sunturlu bir küfür Si — Düş önüme.. dedi Ben donmuş E: pacağımı şaşırmış! adam nesiydi? Kadifı İf den kalktı. Çantasını 3 gari, selâra bile vermedet Tpit lodi. ',,r”r ||î ru yürümeğe has mahuf adam bana & | başka zaman gü j kadını takib etti k kelime bile Eöl :4':’, ismini bile öğrenemet İlaril din kimdi? Ü'"k""aı v delikanlı onun nesif” madım. Dün akşamki yolunda işleri haberinde © (Devamı 7 iHti