4—SON TELG Bahara kadar.. Bütün Avrupa anlaşacak Avrupada kavgaya sebebiyet verecek hiçbir hâdise kalmıyor. AVRUPA İLE — AMERIK KA ARASINDA DOSTLUK TE- Avrupanın men- faatleri nasıl or- taya çıkacak ? 'olitika âleminde büyük bir olmuyan var. - Bu faaliyet - türlü türlü safhalardan geçiyor. Mü « him rolleri oynuyan diplomatlar da her şeyi olduğu gibi söylemi. yorlar. Çünkü herşeyin bozulmak ihtimalleri mevcud. Geçen gün de bu münasobetle «Son Telgraf» n bu sütunlarında yazılıdığı gi. bi İngiliz gazeteleri bütün bu fa. aliyetlerin - neticesinden - nikbin görünüyorlar. Frgeç bir neticeya varılacağını söylüyorlar. İşte ye. ni gelen Londralı bir gazetenin yazdıklarına da bakılırsa gitgide büyük adımlarla Iş yürümektedir. Sandey Ekapres gibi okuyucula. rına meraklı haberler vermeyi dü şünen bir gazete Avrupa sulhu. nun artık kuvvetli surette yer - Teşmesi için düst devlet arasında konuşmalar olduğunu söylemek. le okuyucularını sevindirmek is. tiyor olsa gerek. İngiliz gazetesinin dediğine gö. re bugünkü faaliyetin gayesi şun lardır: 1— Çekoslovakya hükümeti ile Çekaslovakyadaki Almanlar ara. sında kat'i bir enlaşma, devamlı, sulh ve süküş dairesinde bir an. laşma. 2— İngiltere, Fransa, Alman. ya ve İtalya arasında hava kuv. vetleri için bir anlaşma. Mümkün olursa hava kuvvetlerinin tahdid edilmesi için bir anlaşma. 3— Umumi Harbde Fransa tle İngilterenin Amerikadan almış olduğu borçlar vardır. Bu borç. lar ödenmeden kalmıştır. Şimdi bu devletler arasında aktedilmesi istenen bir anlaşma. Bunun neticesinde dünyada Caret ve iktısad işlerinin inkişafı için adım atılmış olacaktır. Şimdi konu başlangıç demektir. Fakat önü - müzdeki aylarda bir takım neti. celer elde ed'im!'ş olaca! Hole İngiliz gazetesinin yazdı. ğına göre gelccek baharda, eğer berşey yolunda giderse, yukarı. da sayılan be'li başlı noktalar ü. zerinde anlasma temin edilmiş olacaktır. Çekaslovak hükümeti ile Cekoslovakyadaki Alman ekal. Tiyeti araşındaki davayı hallet . mek için müsavir olarak eski na. zırlardan ve Tordlar Meclisi aza sından Lord Runciman — Londra hükümeti tarafından gönderil - mis oluyor ve İngiliz gazetesi Lordun işi iki ay süreceğini söy. lüyor. Tord Pragda suna çalışacaktır: MINI KABIL OLACAK MI ? HİTLER. MUSOLİNİ, N. ÇEMBERLAYIN, ŞOTAN y kerelerin ilk hedefi iki memle . ket arasındaki dostluğu sağlam bir esasa bağlamaktır. Bundan sonra iki memleket atasında em niyeti korumak Tâzım gelecektir. Bunüun için de hava silâhlarının, tayyarelerin tahdid edilmesi için bir anlaşmıya varmak hususunda çalışılacaktır. Bu suretle hava - dan taarruz ihtimalleri de orta . dan kaldırılmak istenecektir. Son ra bu anlaşmanın hududu geniş . liyecektir. Almanya ile İtalya da bunun içine girecek, mümkün 0. lursa diğer memleketler de dahil olacaktır. İngiltere hükümeti şimdiye ka laşmıya varmayı istememiş değildir. Siyasi, Iktı . sadi ve ticari bütün büyük mese lelerin halledilmesi suretile tün milleterin böyle bir anlaşmı. ya dahil olacakları beklenmekte. dir. «Umumi bir anlaşma» tabiri ile hulâsa edilmek istenen bu iti. ırmak için ise Almanyanın i müstemlekeler bahsi de niş olacaktır. İn. giliz gazetesinin yazdığına göre ümuümi bir anlaşmıya varmak istiyen İngiltere hükümeti bu meseleyi nazar: dikkate âlmaktan | geri kalmıyacaktır. Sonra çok mühim olan mesele harb borçları işidir. Yukarıda JAK ŞERİ - Pazar günü yapılacak maçı kim kaz Bu hafta güreş meraklıları eş siz bir güreş müsabakası seyre « deceklerdir. Eski dünya şampiyonu Jak Şeri ile, eski sevimli başpehlivanımız Kara Ali arasında yapılacak olan bu karşılaşmanın neticesi ne ola. zamanında, meşhur Yunanlı Cim Londos'u da yenmiş bir güreşçi « bilir? Jak Şeri dünya şampiyonluğu dir. Dünya serbest güreş şampi - yonluğuna çıkabilen bir güreşçi her bakımdan yüksek bir pehlivan demektir. Jak Şeri bugün her ne kadar kırkını aşmış bir güreşçi ise de, hâlâ muvaflfakyetli güreş. ler yapmaktadır. Bir buçuk ay. (Devamı 7 inci sahifemizde) Eğer kolları göbeğinin üzerine kavuşturulup demir 1250Milyon ı oar Ileqarinıle bir Mücevher Holivudda çevrilmeke olan bir filmde 250 milyon dolar kayme « tinde hakiki bir mücevher kul « lanılmaktadır. Rol icabı hakiki mücevher bu- lunması mecburi bulunduğundan bir mücevher kuyumcularından birinden kira - ış ve ..0 silâhlı ve motosik « stüdyoya götürülmüştür. min çevrildiği ve mücevhera. tın kullanıldığı müddet zarfında stüdyonun etrafında yüzlerse $i. vil polis nöbet beklemiştir. — ——— dendiği gibi Amerikaya olan borç lar meselesi, Eğer bu mesele hal. ledilirse Amerika hükümeti Av. Tupa işlerine lâknyd kalmıyacak. tır. Sulh ve sükünun kuvvetlen. mesi için Amerikanın o zaman müessir surette yardım odeceği de beklenmektedir. Diğer taraf - tan dünyanın iktısadi ve ticari va ziyetini düzeltmek için mi Ame. a yardımcı vaziyeti alacaktır; deniyor. Amerikanın Maliye Nazırı Mor gentav Fransaya gelerek salâhi. yettar devlet adamlarile temas et. miş ve harb borçları meselesini konuşmuştur. Daha ortada resmi olarak - bir netice yoksa da bu temasların mutlaka bir faydası olacağlı 5 lenmektedir Fransa ile Amerika arasında bu hususta anlaşma 9. Junca İngiltere ile de vaziyet gö- rüşülecektir. Morgentav TLondra (Devamı 7 inci sahifemizde) KAL anacak ? NERMİN Yazan: MURAT KAYAHAN — Seni uyurken seyretti... — Kim? — Tanımazsın onu. — Benim tanımdığım ve beni tnimiyn bir kimse ne hakla uyur. ken beni seyrediyor? — Merak etmiş de ondan. — Rica ederim Muazzez sinir. lendirme beni. — Arkadaşlarının hokkabazı olmaktan bıktım ar. tık. Genç kadın Tevfikin sinirlen . diğini- farkedince hemen işi şa. kaya döktü. Genç erkeğin daha fazla hiddetlenmemesi için aklına gelen ilk çareyi denedi — Tevfik, o kadar mes'udum ki arkadaşlarım bana gıpta ediyor - lar. Tevfik sinirli sinirli kadımı süz. dü ve: — Galiba kabahat ettik. Pakat ben seni böyle tahmin etmiyor . dum.İnsan beraber yaşadığı ör - kekle iftihar eder amma böyle değil. Sen adeta benimle alay e. diyorsun. Müuazzez yalvarırcasına Tevfi. ğin gönlünü almaya çalışıyordu: — Beni öpmez misin Tevfik. — Bu da sabah kahvaltısı mı? — Evet. .. *Tevfik , Pars bir arkadaşının azizliğine kurban olmuştu. Mu - azzez güzel kadındı amma vaziye-) ti hiç de Tevfiğin işine gelecek şekilde değildi. O hayatını vücu. dunun tazeliğinden istifade ede . rek temadi ettirebiliyordu. Küçük yaşta alışmıya mecbur olduğu bu meslekten nefret ediyordu. Fakat| Muazzezi bu yaşa getiren, onu tüm, Sen de benim son zaman - — Ben seni gençlimiği erkek . lerin zevkine feda ederek büyüt. tüm. Sen de,beni mson zaman . larım olan bu çağımda bana bak. mıya mecbursun. Derdi. Muazzezin bu baskıdan kurtulamamasının ikinci ve en mühim sebeb! daha şayanı hay - retti. Yaşı nüfus kâğıdında on dört olan Muazzez hakikatte yirmi bulmuş tam olgunluk çağında kadındı. Anası, daima — Muazzezi elinde tutabilmek için bu hileye baş vurmuş ve muvsffak olmuş. tu. Bir randevu evinde zamanı - nın paralı, parasız binbir çeşid ne göre hareket en başka yapacak h şi hiyeti olmıyan vaktinden an Muazzez her ge- n kuvvetli kolların - iyor. Her gece biraz daha | gençliğinden kaybediyordu. | «Tevfik Pars» yirmi beş yaşını | henüz bitirmiş ve © günlerin en makbul erkek tipini - kendinde toplamış tatlı esmer tenli, siyah manalı gözlerinde bambaşka his- ler okunan yakışıklı bir delikanlı idi, Muazzezi hiç görmemişti. Bir gün Beyoğlunun kibar içkili lo- kantalarından — birinde arkadaşı Nakiye tesadüf etmiş ve bu tesa. düf onun Muazzezle tanışmasına vesile olmuştu. Naki iyi tanıdığı randevucu Hayganuşun dediğini tam manasile yapabilmek - için Tevfiği bu işte kendisine en mü. him yardımcı seçmişti, Fakat s0. 'nu meçhul olan bhir hayatın başla. masında iyilikten ziyade fenalık. Tarın ortaya çıkacağımı hiç hesab etmemişti. Bir pazar günü Tevfik Nakinin üğü kadınların hiç emiş, hattâ: — Yazık yahu; insan bu kadar düşer mi? Diye de alay etmişti. İşte bu buluşma Tevfik Parsın aklına gelmiyecek bir teklifle kar şilanmasına sebeb olmuştu. Bir müddet Iki arkadaş dereden tepe. den konuştular. Sast 23 e geliyor. du. Epeyce içmişlerdi. Yavaş ya. vaş Naki dilinin altındaki bak - layt çıkarmıya hazırlanıyordu ki Tevfik: — Naki bari eğlencemizi ta - mamlıyalım. Kadınsız eğlenilmi. yör, dedi. Mesale kalmamıştı. Tevfik ayağ'le tuzağa düşmüştü. Naki derhal ayağa kalktı ve: — Haydi Tevfik sana bu akşam tam bir eğlence programı göste. reyim. Zaten çansın var. — Nereye gideceğiz? — Mükemmel bir yere... — Ben bilmiyor muyum, bu mükemmel yeri — Hayır. Biraz sabredersen kar şında doğduğundanberi aşkın ne olduğunu anlamıyan, kimseyi sev memiş toy bir kızla karşılaşacak. sın. — Kim bu ben tanımıyor mu. yum? * — Sabret dedim ya... Tevfik fazla konuşmıya Tüzüm görmeden teklifi kabul etti. .. — Tevfik bu akşam gelecek mi ? ÖZ veremem. — Niçin? — Belki işim çıkar, iyero bekletmiş olurum. Muazzez, Tevfiğin gözlerinden seni boş anlıyamartt! etmedi. Son ayrılıştan sonrk birbirlerinin yüzlerini £ lerdi. Aradan bir, ikİ madığı bir kadı / dı. Belki arkadaşlarıNıf | dir di; a Vetf hafta sonra tanımadığ! gesi ile telefonda KAf ret ediyordu. Kendisli dığı bu kadın ne diy€ telefonla görüşmek bildiriyordu. Belki iyi bir kadıtdi şeyler belli olmaz. Müştür, fakat ıanı;v" bulamamıştır. Dıyı kadının verdiği ramı etti. O gece buluşacaklâfi tiği zaman Tevfik Nereda ise (Devamı 7 indi buçuk lirası var! Bunun beş, beş buçuk <B M uf' yerde enfes bir kadifi tı. İçinden. — Eğer bu kadıns zünden vurduk diyüft Ketdis'nin: bulunmasına meydafi genç kadın ayağa k*“" siyerek: — Bonküvar, Tevfik tanıyamadınız 'değil © — Vallabi. tanıyâmM” filk defa ı_rürnvnmın Genç kadın Tevfli meden için için gül duğu plân muvaffak © 'Tevfik sevinçle hâl raya topladığı bam fle kadının bükleli #t rediyordu. Ne gm" rabbi... den fırlayıp kadının şıyacaktı. Artık sabrı kalmli dının kendisini nert nı merak ediyordu. ni kemiren bu meral bilmek için genç kt' baktç — Affedersiniz, bir merak uyandı. tanıdığınızı bir türlü madım. J — Ne kadar seelef iz beni ne kada? G hiçbif oe Mi gi w’ e ması için sebeb yoktu! Refikin böylü ğildir, Nedense, san'atkâr insanlar İ? makla beş bin kazanmak arasında İ tutabilen muharrirler san'atkâr olma) ve fikir müstahdemleri oluyorlar! Refik, cebinde ne kalacağını hesâl nin parasını verdi: — Bir diyeceğin daha kaldı mı?: Der muhafızın yüzüne bakti meymenetsiz yüzlü dik kafalı muhat4 burdu, uzun uzun bir de geğirdi: — Kalkalım... Dedi. Kalktılar. Esrarengiz iki ""'#v #iyı geçtikten sonra, tekrar iskeley? sordular. İstasyon memuru: ü — Şimendifer on dakika evvel gitfi n,ı" Cevabını verdi. Memur efendi dÜs ten sordu: git iran V — Gece kalmak için beş on lirai kıskaç içine alınmış, süngülü jandarmalar önünde itile kakıla yola çıkarılmış, çarşıdan pazardan geçiril. miş olsa bu kadar sıkılmıyacak. Yeis duymıyacak! O, bunu istiyor. Hem söylemeliler. — Sen katilsin. Haydudsun.. Hırsızsın... Millici; Mücrimsin. Demeliler, bir kulb bulup öyle süründürmeliler. Bu bilmemezlik herşeyi mahvediyor, Refiki eritip bitiriyor. Refik,Mudanyada yarım saatten fazla kalmadı. Vapurdan çıkarıldıktan — sonra, yanındaki — muhafız seçti seçti, Mudanya çarşısının en kuytu, gözden u. zak bir köşesindeki ahçı dükkânma girdi. Burada, kendi de, Refik de doyasıya birer yemek yediler. Çorba, et, sebze, tatlı, ne varsa, hepsinden; maşra- ba maşraba su. Biri ötekinden aç hele, muhafızı ne doymak bilmez şey?. Üç günlük aç Refik, herifin yi yişine baktıkça: — Behey mübarek adam, sekiz günlüğünü bir. den mi yiyorsun?. Diye dudaklarını kıpırdatıyor, kendi açlığını u- nutuyor! Sebebi var. Herif bedava yemek yemiye a. lışmış. Çokla, azın ne farkı var?. Bedavacılık mide derilerini çatlıyasıya germiş! Refikin işte, Cekaslovakya hükümeti ile Cos koslovakya — Almanlarının — reisi Henlayn arasında başlamış olan konuşmaların neticelenmesi. Fa. kat eğer bu müzakereleri konuş. masi neticesiz kalırsa İngiliz Lor du vine eslismalarına devam a. decektir. Vaziyeti iyice tedkik e. decek. ona göre plânlar hazırlı - vacaktır. Londra 'mehafilindek! kanaste göre Lordun bu tedki . Tet neticesinde ha: far gerek Prag hükümeti tara - fından, gerek Cekoslovakya Al - manları tarafından kabul edile. cek gibi olrcaktır. Görülüyor ki behemehal bir anlaşmıya varmak makazdı takib edilivor, edilecek. Birinci iş alarak Çekoslovakya meselesi vardır. Bu mesele böy. Tece halledildikten sonra Londen Hle Berlin arasında müzakerelere girisllerek Iki tarafın münaseba. tında imdive kadar konusulması lâzım gelen meseleler konuşula. caktır. ü , Londra ile Berlin arasındaki en mühim mesete nedir?. Bu müza. Edebi Roman Yazan! No. 66 Etem İzzet BENİCE — Mübarek... Dedikten sonra, elini cebine götürdü, bütün pa. Dediği ve ağzını gözetlediği bu adam karnını do. Tasını orlaya çıkardı. Beş, beş buçuk lira kadar bir yurub da: para! Gazete muharririnin cebinde başka ne olur?, — Oh elmahdülillâh... Yüz lira, beş yüz lira değil ya! Ellerini her gün ceb. Deyince, ellerini çarptı, orta hizmetkârına ses. lerine attıkları zaman yüz lira, beş yüz lira değil, lendi: hattâ yirmi, yirmi beş lira bulanlar o bahtiyarlardır — Hesab! ki, gazote muharriri değildirler. Şalr için, muharrir Refik, bu saniyeye kadar daha ne olup ne bite. İÇİN, san'atkâr için para su gibidir ve onların kesesi ceğinin farkında değildi. Hesab... Hesab. matbaa idare memurunun elindedir. Bugün: — Eh... Herkes yediğinin parasını veri: — Beş lira versene Mail Bey, Sanıyordu. Halbuki «garson» Yarın: — Üğç yüz altmış yedi buçuk... deyip hesabı ge. — On lira verir misin Kâzım Bey?, tirince memur efendi, önüne bırakılan pusulayı itina Öbür gün: ile aldı, — Vallahi on param yok Şevket, beş on kuruş — Buyurun... , diye diye, bütün maaşlarını ayın daha başında Diye Refike uzattı. Refik, hayrelle herifin yü. muhıkkak çekmişler ve idare memurlarına üstelik züne baktı, kendi kendine: borclanmışlardır da!. Refik de bunlardan biri. İyi ki — Maşallah beyimize... yine apansızın yola çıktığına göre cebinde beş, beş PC RLSPFSANLLFESEKE L FE 'l:!!!—!î&!lj-;—f’ Olsa, belki bu geceyi Mudanyadâ & gibi üstüne daha bir iki yüz lira GA muhafız bey: a — Haydi seni görmemezliğe geleyiği işi ae wrerr Bile diyecek. Bu, şaki yapılı ! kadar düşkün olduklarını Refik çok Fakat, yok... Yok! na yapılır? : Hiç değil mi?,