4 -s ON TELGRA F —17 Temmuz İ! Filist n hâ Çantasında Bomba götüren Küçük bir kız 415 yaralı en bir şey yapmadım, bir şey yapmadım.. Bırakınız beni.. Bir şey yapmadım. Polis m Taklarıma bu sözl «Davud külesi otobüse karşı yapılan suikasd do. layısile birçok kimseler tevkif o. | lunmuş ve merkeze getirilmişti. Bunların arasında 12 yaşarında genç bir kız gözi hâdiseleri dordaki sıranın üz: ağlıyordu. Şıkça giyinmiş olan bu kızcağız, suikasda iştirakle it. ham olunuyordu . Polis zabıtaları, maznunları iş. «Bırakınız beni, bir şey drmben, ..: * Fakat, şahidlerin ifadesi kat'i idi, Bunlar yalnız Arab değil, sui. kasda şahid — olan İngilizler de vardı. Hepsi de küçük kızın, kırk yaş- larında kadar bir Yahudi ile . sui. kasd faili . otobüs istasyonu y durduğunu - gördükleri: söylüyorlardı. Arıhlııh dolu otobüs, 1 dan ayrılacağı sırada küçü elindeki ça den çıkardığı şeyi şiddetle oto - büse doğru fırlatmıştı. Bu, on beş kişi yaralıyan, dör. dünü de öldüren bomba idi. Ahali korku ile etrafa kaçmıya başlamışlardı. Fakat vak'anın ş. hidleri bir devriyeye tesadüf et - mişler, kaçanlar arasında bu! 'nan adamla kız çocuğunu göster - mişlerdir. 76 numara Seferlerine Başlıyor Şirketi Hayriyenin Hasköyde yaptırdığı 76 numaralı yeni va - puru 24 Temmuzdan itibaren se, ferlerine başlayacaktır. Bu gemiye «Sarıyer» ismi ve- rilmiştir. Haliç şirketinden satm alınarak tadli olunan ve «Araba “Nüfuz mücadelesi ispanya Almanya Frankeya yapılan yardıma karşılık olarak Almanyaya temin edilecek menfaatler çok mühim görünüyor.. İspanya harbi Avrupayı tehdid ediyor İspanyada dahili harp başladı başlayalı Almanların General F. rankoya yatdım ettikleri malüm. dur, Fakat Almanların bu yardı. mi neye mukabil olduğu meselesi çok lükırdıya yol açımı ştı. İspan. yadaki madenleri ek, Al . manların muhtaç olduğu bir ta . kım madenleri elde etmek gibi şartlar mukabilinde General V . rankoya yardım edildiği sözleri çıkmış, bu kadar çok ehemmiyet. Ti malümat verilerek rakamlar da ileri sürülmüştür. Bilhassa geçen sene bu vakitler Almanların İs . panyadaki General Frankoya yar. dimr t ü ptk çok dedikodu. lara yol açmıştı. O zaman Avrupa gazetelerinde neler — söylendiğini Son Telgraf bu sütumlarında oku. yucularına anlatıyordu. Gerek Al. manların gerek İtalyanların Ge. neral Frankoya yardımı meselesi yalmız ademi müdahale politika. sının bozulması, bozulmaması me. selesi değildi. Onun için İngilte. rere ile Fransanın çok alâkadar olduğu bir keyfiyet vardı: İspan. yada yabancı bir vepa iki devle. tin nüfuzu yerleşip kalmaması!.. Son İngiliz . İtalyan anlaşma- | sının esası malâmdur: İtalya İs. | Franko panyadaki dahili harp biter mez (yani General Fratko gale. beyi kazanınca) oradaki askerle. rini geri çekmeği taahhüt ediyor ve İspanyanın hiç bir parçasına gözü olmadığını teyit ediyordu. İngütere bu noktadatı istediği te. minati'alnüş ölüyordu. Almanyanın yardımı İtalyanın. ki derecesinde olmadı. Alman Er. kânharbiyesi daha şimdi işi ke- | Bip atmıştı: İspanyada bir mace. taya girişmek Almanya için im. t. | künsızdı. Fakat Almanyanın müm. | kün olan yardımı ettiği besbelli | idi. Bu yardı mneye karşılıktı?.. Yardımım mahiyeti ne idi?.. İşte Fransa yüksek harb meeclisi âza. sından General Valş'in, — Franko İspânyasında yaptığı tedkikat ü. zerine aldığı notlardan çıkardığı malümatı, tedkikatın vardığı he. ticeyi neşretmesi Üzetine ortaya | şaamı dikkat birtakim noktâlar Çıkmış oluyor. Bu tedkikatın bir bulâsağını çıkararak «Son Telgraf Kartiyenin Elmasları Parisin meşhur- kuyumcularına dan Kartiye'nin karısının 895,000 Londrada çalınmıştır. İskoland Yard polisleri tarafın. dan yapıları tahkikat neticesiz kalmış, hırsızın kim olduğu an » laşılamamıştır. okuyucularına vermek şüylece mümkündür: Almanlarla müzakere cereyan gderken General Franko, kat'i o. İatak şöyle demiştir: — İspanyada istikbal için si . zinle hiç bir teahhüde girşemem. İspanya, — istiklâlini - korumakta çok kıskançtır. Almanlar, iktısadi sahalarda hiç şübhesiz kendileri birtalım imtiyazlar elde etmeyi İstiyorlar, İspanyada Alman kimya sanayli. kat bu hususta vaktinden evvel ve lüzumundan fazla acele oder. lerse işi bozacaklarını biliyorlar, Onun için ihtiyatlı davranıyorlar. Fakat şimdiye kadar İspanyada bulunmuş, her şeyi görmüş olan yabancı gazetecilerin verdikleri malümat ise bunun “aksinedir, Yani İspanyada Alman nüfuz ve tesiri yerleşmiştir. Almanlar ne. reye el atmışlarsa oradan çıkma. mak üzere el atmışlardır. Alman ataşemiltteri hör yerde General Frankoyu takib etmek. todir. O nereye giderse o da ar. kasından — gitmektedir. Tayyare harekâtında, hombardımanlarda Almanların fikrine göre - hareket etmektedir. İşte yabancı gazetecilerin şim. diye kadar yazdıklarının hülâsa. sı budür. General Valş bir tsraf. tan yukarıda yazılıdığı gibi İs. panyolların dediklerini kaydedi. yorlar: General Franko hiç bir zaman | Almanlarlaistikbal için bir taaha | hüde girişmemiştir; gibi. (Devamı 7 inti sayfamızda ) Şişede sevgi! Birbirlerini görmeden sevişmiş- ler, şimci buluştular! vapuru» şekline konulan gemi de — ayni gün seferlerine başlayacak. | tir. Yazan ; ZİYA ŞAKİR canlı eserini Son Telgraf Içi Hem, tabiatin kanunlari böyle. Eğer muhatabın ta: hakkümünün zincirlerini koparıp sana hâkim ol Miya başlamışsa partiyi kaybetmişsindir. O dı kuvvetlidir, sen daha zayıf. Bu muhakkak. Binacn. aleyh, Nimet Refike karşı zayıf olmıya, hüşüneti terkelmiye mecburdür, Bu cebirledir ki, Nimet ar. ftık arzularını datma sual şeklinde telkin etmiye baş. Tamıştır. 3 — O halde, daha benimle evlenmiye karar ver- — medin demek”. Refik; rakıdan bir yudum daha içti. Bu yudum ve Nimetin yavaşlığı cür'etini arttırdı, keyfini, ta- — hakküm hislerimi coşturdu: b — Zannederim... — Nimetin yüzü morârdı, dudaklarını ısırdı; — daha çok kaısıldi, — Bu tereddüdü anlıyamıyorum Retfik?, Evlen. mek için dahs ne İstiyorsun?. Rerik, sandalyenin üzerinde yayıldı, bacaklarını masanın altına doğru uzattı, bir kolunu sandalyanın kenarından sarkıttı. Ve .. Öbür eli kadehile oynamı. ' başladı, Neş'eden büsbütün penbeleşen yüzü gü- lüyor; iri, tüysüz, sarışın başı Nimete müteveccih, gözleri Nimetin gözünde, fakat hayalinde Ferhunde sesi e i Örermiye hazırlanıyordu. O Nümet, tekrar etti: â — Ne isliyorsun, hakikaten anlamıyorum Refik? Refik, yine sustu, düşüncesine dıvııımı A H Büyük Üstad bu fevkalâde meraklı ve heye- Sultan Hamid devrinde Zindanlar, sürgünler Ve sürülenler... iz gazetelerinde şöyle bir aşk macerası | hikâye ediliyor: Felemenkli |ketinden kalkarak İngiltereye, Londraya geli- |yor. Kendisini karşılıyan bir İngiliz delikanlısı onu bekliyor, - rıhtımda skarşılıyor. — Kızın adı lYetti'dır Delikanlının ki Sidney. Bunlar yedi İsenedenberi birbirlerini seviyorlar, fakat ömür: “lerinde ilk defa olarak birbirlerini görüyorlar!. Yetti ile Sidney evvelce birbirlerini görmüş değillerdir. Birbirlerini asla tanımıyorlar. Fa - İkat yedi senedenberi sevişiyorlarmış. 1931 sene” Si yazında Sidney bir gün denize girmiş. O za- man çocuk ve henliz on dört yaşımda imiş. De- ir kız var. Memle | şişenin ağzını iyice kapıyarak denize atmış. Dale>'>>a emanet etmiş. Felemenkli kız da o zaman on dört yaşında imiş. V da o $enenin yazında denize girerek | eğleniyormuş. Bir gün bir şişe bulmuş, bunun içinde bir kâğıd olduğunu görmüş, şişeyi açarak kâğıdı çıkatmış, okumuş, iki satırlık bir cevab yazarak şişeıı' muş!. O da şişeyi dalgalara emanet etmiş. O za- mandır, hu zamandir şişe ile muhabere devam, edip gitmektedir. Artık neler yollanmamış. Resimler, yanık yanık aşk mektubları ve ufak hediyele Nihayet kız Felemenkten kalkınış, İngilte- içine koymuş ve ağzını yapıştır-' HİKAYER Yazan Rıfkı' Osman »Ş Yüzünde yılların değil açlığın, sefaletin, iztrabin, işkencenin bi. raktığı asırlarla silinmiyecek ka. dar derin izler taşıyordu. Bu iz - lerin heyeti umumiyesini değil, en sathi çizilişinin bile vücüdüne sebeb olan işkence, elem, keder normal bir insan zekâsını durdu. racak kadar € en makul ve tam manasile kalender düşünen olgun insanı bile isvana sevkede. cek, çileden çıkaracak kadar kor. kunçtu. Hayatta nefret ettiğim, tiksin - dğilm ve ondan korkup ve kaçtı - ğım kadar sırnaşık, yılışık bir ka. dıh gibi yakama yapışıp beni bı. rakmıyan bir mikrob var, Bed - binlik.. Bu sırnaşık kadından da beter.. Hiç olmazsa o koyalarsan kaçar, kaçarsan kovalar. Bu 1se kovalarsan kaçmıyor, — kaçarsan inadına sülük gibi yapışıyor. Mikrop teşbihi de yerinde de - Bil Çünkü mikrob bence bundan daha az zararlıdır. Vücude girer, deraatını derhal yapar. O vücu « ortadan kalkmasına y Bu öyle deği söndürür, bütün hir hayatı zehir. ler, gün göstermez, amansız bir derddir. Ne pis, ne iğrenç bir şey. dan vâz geçmiş, hiç bir şeyle alâ. kası bulunmıyan, varlığile yök luğu müsavi olan bir hiç gibi yü rüyordum: — Safi Bey, Satı bey. ye birisi sesleniyordu. Dön - , bana aşnalık edenin kim olduğunu araştırdım. Ne yalan söyliyeyim. Sesin yakından gel . diği muhakkaktı. Fakat o saha dahilinde beni tanıyacak hiç kim. seyi gözüme kestiremedim. Çün. kü yanıbaşımda bir — dilenciden başka kimse yoktu. Döndüm ve yoluma devam et - tim. Yine âyni ses uyni sözleri ta. zeledi. Durdum din!edim. Yırt . manın didiklemenin, parçalama « nın, en büyük fizik kuvvetinin dâhi parçalıyamıyacağı, eskite - miyeceği kadar eski bir ceket ve | v kadar eski bir — pantalon, ben bunlarda ceket veya pantalon bi. çimi gördüğüm için bu ismi ver « | medim. Birisinin kısmı süflâsı, | diğetlerinin belden — yukarısını setrettiği için o erm verdim. Yağ. murun, tozun, çamurun, yağın ve pisliğin — kirletemiyeceği kadar pis bir elbise.. Ayaklarında yörle temasını nisbeten kesmeğe medar olabilecek fakat bu işi de görebil- mesi için . onun yaptığı gibi - pa. çavralarla ayağa bağlamak sure- tile durabilecek bir kösele parçası taşıyan o dilenci yanıma yaklaştı. — Sati Bey Beni taniyamadınız mı? dedi. Şaşaladım. Çünkü hayatımda böyl ebri adamı — yalan olmasın belki ilk defa görüyordum. Dü « | anlattı. , | Memunyetlef hazırlıyor Epın bayrli, bukışlarında Ferhundenin bakışları cevab — Xet; nizde eğlenirken aklına bir şey gelmiş. Bir şişe | reye gelmiş, ikisi mes'ud bir aile teşkiline karar bulmus, bunun içine bir kâğıd yazarak koymuş, vermişler. Edebi Roman No. 47 — Çirkinsin... Ben para adamı değilim. Ben gönlümün sevdiği ile evlenebilirim. — * Ferhüupde ile evleniyorum... Senden nefret ediyorum... Diyebilir. Amrna, bunların hiçbirisi söylenemez. Daha hafif bir cevab tasarlıyor. Fakat, bu tasarlayıçı Nimet, bir kararın muhakemesi zannetti: — Evet... M: — Hayır ... Mit.. Evet,., Dedirtebilmek, ağır basmak için son ve en kuüvvetli silâhını bir defa daha ortaya — Refik, bütün servetimin sana aid olacağını dün gece-şöyledimdi değil mi?. Zavallı Nimet. Bilse ki, karar çoktan verilmiştir; yalnız, bu kararın ifade şekli düşünüyorlar. Hiç şüp- i Etem İzzet BENK:E hesiz, bü silahiht boşu boşuna kıymetten düşürmeğe ve bütün bütün istidatsız kalmaya tazı olmaz. Sıra Sıra apartımanların, sandık sandık altın ve mücev. herlerin, bankadakt demet demet bankonotların en can alarak noktada — sifir menzilesine — düşlüğünü görmek bülün fitne ve menfiat silahlarını kuşanan. lar için çok hazin, çok elim, çok-dehşet avdır taki, Re. -fik de elini yeleğinin cebine sokup beş on çil guruş karışdırdığı ve ceplerinde daha başka on para - bile bulunmadığın! gördüğü ve fakat, bu beş on kuruşu gözünün önüne yığılan servet ve ihtişam hazinele. rine tercih edüp: — Nimet, ben başka kadınla evlenmeğe mecbu. rum... Bunun ötesi yok... Dediği zaman Nimet de bu dehşetin acısını sez. di, birdenbire kolunun kanadının kırıldığını, hayat. ta yegüne güvendiği kuvvet membamın bir hiç ol duğunu gördü. Sapsarı kesilerek sandalyesinin üze. şünmeğe lüzüm görmeden: | — —Hayır, Tanımadım dedim. --- ce—rom yıkıldı. kaldı. Bişuur, biirade, bitâkat... Refik Nimeti bu halde görünce duyduğu taşkın zevkın gürürünü yenemedi, yerinden kalktı, Nime tin yanına gitti; istihzası büsbütün şirretliğini art. tırdi, Nimetin kulaklarına parmak uçlarile bir iki dukundu: — Evlenmemekten, ne çıkar Nimet... kadar evli miydik?. Dedi ve bekledi ki, zalim bir avcının tek bir saç Tmazi ile birdenbire boyun kıran, ve birdenbire pör. süyen bir bıldirdin gibi sandalyenin üzerine süklüm püklüm' sinen /şehvet âbidesi kadın yeniden bütün ti kılı'vıî Iııpır!niu_ hızla yerindon kalksın, hiddetle gözlerini açâm, başparmağını uzatsın, dişlerini gı cırdatsın: — Hayır.> Olmaz... Refik... “Desin, Halbuki, Nimet, hızla yerinden kalkmadı, hirldetle gözlerini açmadı, işaret parmağını uzatma. di, dişlerini gıcırdatmadı, her vakitki sar'alı dişle. rint Refikin koluna, gerdanına, dudaklarına götür. medi. Bütün bütün sindi, rengi tamamile uçtu. Yi kederin nasırlı kırışıklıkları ile buruştu, gözlerinde. ki vahşi, yırtıcı; paralayıcı huşunet tamamile kay. boldu, başını güçle kaldırdı, ağzını zorla açtı ve: — Refik, derhal evimden git... rine Şimdiye nufini hatırlayı daşlarınıza hayalinizde bir resmi yaptırın bakalım! Karşımdakinin çıldırmış oldi ğuna hükmettim. O arkadaşlk(” a karşımdaki bu adamın ne 1i nasabeti vardı. O vakit geçli den devam etti — Hani sınıf mümessili bi dad vardı. Çıldıracaktım. Dünkü gibi #) hareketlerile, tatlı tebessimilt P tün sınıfa kendini - sevdiren Ü melâike kadar temiz — arkadafi gözümün önüne geldi. Onun bü” bununla bir karabeti dahi ( çıldırtırdı. O şaşaladığımı görüt| Şaşma Safi Boy şaşma, © Sedadım.. O Sedad ö Ben hayret, o israr ediyotü”) Artık kafam durmüştu. Şuurstf ) ca onun Sedad olduğunu Kat ettüm * En yakın bir lokantaya gifü © sıcak çorbaya batırdığı ekii çiğnemeğe ihtiyaç görmeden $" tuyor, avurdlarında eritiyordi () Onuk incitmekten — korl için ne teselli edebildim ve l“ onu du hale sürükliyen — 5€? sordum. Yalnız yalvarır gibi lı gözlerimle gözlerine baktımt kemiğe dayanmış ve kangreh müş yarasından şökülen gezli Üğ lerin verdiği ıztıra Vi ağlıyan bir hasta gibi irçole Sedad, kendi kadar temiğ kızla sevişmiş.. Her ikisinin Â€İ ne ve babası çetin bir Utiz sevgiyi soğutmak istemişler, hayet kız bir sene sonra P dudaklarında son bir — gayı sarfettiği Sedad ismine ketti kızıl kanlar arasında dünyadâfi $ lini çekmiş.. Dünkü lise © hayatını nisbeten kazanmış # temiz ve kibar Sedad da buj sefil (!) olmuştu. RIFKI osıl # Açık ve 2 dıktıle, 1 kıtibı tahsildar 1 maki?t mühendis ve fen M muru araniyer — Ankara Defterdarlığı muh mat müdürlüğünde bir dakti) ve ayrıca bir de kâtiplik mütt h £ En aşağı orta mektep mezlif lanlar arasında ayıri 20 nci ba günü Ankara Delterdar! Müteşekkil imtihan koni$) tarafından bir imithan yaptl” tır. Talipler nihayet n günt dar komisyona evraklarla likte gelmelidirler. 500 lft falet vermek şartile Ankarâ iki tabsildar ve plasiyer arafff tadir. yl Taliplerin Ankarada BAN y caddesinde Vaholit limetet şübesine müracaatları mektedar. Ziraat banksına on mili namzeti alımcaktır. Şeraiti Ü mek üzere mezkür bankaya P7 esat lâzıradır. a| Her ay B0.08 lira arasında Ü verilmek üzere Çanazkalede #7 tahkem meyki komutanlığ! şubesi, motorlu birliklerde  cak makinist aranmaktadı!- op İstiyenler, 90 vlııckıdl’ * f!i!il!”lfi!!ilf!fflfftî!liliî LELEEŞ, 'i.â'!.ll!l?.?!f“l.m3!"!5,—!'97!'!!?-/55—??#’!!.: . ve: retli bir yüksek mi nıııılil' maktadır. Karadeniz Ereğlisi- bel fen memuru talep etmektedifi gi Maballerine müracaat TArI | - ZM — — ERATAA PU FARE Dedi, kendi kendisine dişlerini gıcırdatlı ve... arkasından! — Ben sana gösteririm!... Diye homurdandı. Ankarada mali bir mi Bat için 70.B0 lira eretli, mal & doğru ve çabuk yazabilem Te P hi naklı el yazısı olan bir 447 l 4, aranmaktadır. e. B Tüplerin Ankaca posts' posta kutusu «101» adrostat ? tupla müracaatları lâzınmdIr..