'eıcümq veiktibas akkı mahfuzdur : Denize açıla vi Völlal & l:_mzmnk ? kıyortar Marmarayı tutuş. Mi? Yoksa bir gemi ya- da kaymakam telâş ve böyle mi haykırdı. 'e zannedi, li İ z üyorum bili - ._Ğ*N Anlat zahmet ol - Ba yi Hikrob —Bvet.. __z_"’-"dı:ı biri veya birkaçı tutuşturmuşl. uT ei köylerin akeşe Büyüy 1 güren / kaymakam da bir dehşete kapılmış, şaş- bu telgrafı — vermiştir. ür, de 4s'h'hl_=:rm Kemikli önlerin. tiz rü balıran tahtelbabiri 5n ” *";“f?er hakkında aldığın Neziş * Patırlasana kaptan? #it çç Kaptan bu sözden sonra < Blunda şaptattı: Ti aa dedü.. Evet... Doğ. Ka Bak, İN y Hasanın hiç aklına gel. Hn.ob:;"m dört motörü yan - eeeti .__ümıeımne dökmüş. Yor, d Beçen trana. Vitmiş, Renli veya motörleni çe. n TI ateşe vermiştir. çağae y aYn ve mesafeli olarak büy E"'" Yapdıysa tehlikeyi a ha Ç Sayan sahil muhafız . dehşete düş « İ B KkUya kapılmış, 5, heyecan. G, SD taltrafları vermişler . İ& Ba gçe doğru Mustafla Bey... S UT Beriden PER biraz daha - öteden düştular, Gemiler hr: İçtimal bünyesi *T tehlike olan bir te. Bi haritat âlemden “sülyen bir İtal . “Manyanın büyü . ilmesine göz yumu - e zamana kadar bu. tşddr tahtelbahirler | Allah müstahakını ver. | liyan tahtelbahir mü - | ) meselesi bir hayaldir. Sentetik Yazan : Rahmi Yağız| Vesika, resim, malümat ve not verenler; Eski Osmanlı donanması erkâ- nından miralay Remzi, İskele ve limanlar umum kumandanı albay Şükrü Pala, ilerliyor, başta Taşoz yürüyor, o. nu diğer destroyerler takib edi. yordu. Boğuzın Marmaraya yol veren ilk eşiği dönülü; ta, ufukta beliren bir kızıl) kesin gözünü o nok Yol alındıkça bu noktadaki zıllik genişliyor, üç ayrı perde top alev yığını meydana getiriyor. gu. Sanki Marmaranın düz, âüm- düz yüzünde üç yanardağ mı dana çıkmış, bunların saçtığı alev. ler dertop olmuş, uzaklara kadar akseden bir kızıl hale içinde pa - rıldamağa, göz alıcı bir manzara içinde in'ikâsa başlamıştı... Nezir kaptan dürbününü oraya geviren ikinciye seslendi: — İşte üç yığın ateş... — Evet Nozir Bey... Epeyce de korkunç! — Amma ortalığı velveleye ver. direcek kadar değil! Bunlar ya - nan gemilerin ateşine benziyor. — Öyledir de.. Marmaranm su. Tarı tutuşturulacak değil yat. İki kaptan da sustalar, Dürbün. lerini gözlerine adeta yapıştırdı. lar, Sıkı bir bakış, çetin bir göz uzatışile yangının içine gömül - alevin, ateşin parladığı deniz par- |HİKÂYE (4 üncü sahifeden devam) nun yazdığı, — senin için yazdığı eserler, şürler yaşıyor; beyazla . şan sarı saçlarımın güzelliğini, ba- bamın — kitablarında - gençlerin dudaklarında - her an duymak mümkün!.. Düşün annet.. Ben de senin gidi severek, Iztı. Tab çekerek, Röz yaşlarile dolu masum bir sevgi istiyorum. Belki | aradığımı bulamıyacağım!.. Yaşlı kadının gözlerinde, bu söz. ler mazinin ae ve saadet günle - rini canlandırdı, yaşattı. Derin de. rin içini çekerek, çakurlaşan, kı. rışık yüzünün çizgilerinden inen gözyaşlarını dindirmeğe çalı, ken; medamet tüten — Eaklısın Perihan.. Çok nan - körmüşüm. Baban bir kere için bile, bana kalbim! kıracak fena bir söz sarfetmemişti. — Hayatın baksızlığına boyun eğer, neş'esiz zamanlarımda bana: Haticı na göz yurrabilir. Onların bu işti. halarım: tahrik edecek mukaddes | mayiln, o mukaddes suyun mem.. | balarımı kendi hükmü aitmda tut. | tuğu müddetçe sentetik benzia benzin ne ihtiyaca elverecek ka- dar istihsal edilebilir. Ne de is - tihsal edilmesi kabil dahi olsa bu | kadar masraflı ve pabalı bir cev. kerle Almanyaasım moforize bir ar. duyu bir umumi harâde tahrik mek ister.gibi oraya, o noktaya, | «Almanyanın yüz bin tayyaresi olsa ne çıkar? Toprağından çıkan bir kilo benzin bile olmadıktan sonra'. İşte Almanya tükenmez kamodor başkâtibi İhsan, batan gemi kaptanları, eski armatörler. Ve bugüne kadar gizli kalan vesikalar n Türk destroyerleri a ğ"iün hızlarile muhtelif istikamette Marmara- ! Kızıla boyayan alev yığınlarına koşuyorlardı bet bir mana belirmemişti. Mesa. fenin uzaklığı, gecenin karanlığı. ram edince bunları yal « izıl toparlak halinde gös- teriyor; içyüzünü uzaktan okut - turmuyor, anlatmıyordu. Taşoz süvarisi var hizile o nok- taya ilerlerken muharebe hazır - hığını alan mürettebat da vardiya başına geçmiş; her tarafta umu . mi bir hazırlanış göze çarpar ol muştu. Destroyerler ateşe doğrü yak - laştılar. Geldiler, ilk alev küme « sinin yanmda, biraz uzağında hız. larını kestiler. projektörler bura. ya çevrildi. Görünen manzara gözleri yakan, yürekleri sızlatan bir acılık ar - zediyor, en taş kalbli Insanları a. cındıracak bir vaziyette gözönün. de sırıtıyordu. Ortada yanan iri bir yelkenli vardı... Armaları tutuşmuş, direk ucundan küpeştelere kadar her tarafını alevler sarmıştı. Büyük bir çatırdı ile yanan serenlerden | kıvılcımlar sıçrıyor, bunlar de - nize inerken havada dağılmış bir yıldızın mehtabını andırıyorlardı. (Devamı var) Şiir ve şair. Diye, bir çocuk — gibi ağlardı, Zavallı!. Onun bilmedim doğrusı mazinin hazin anlarımı düşüncele. | rinden silmeye çalışirken, ikisi de ağlamamak için oğraşıyorlardı. Parihanın arzularını emeli gecikmedi. Fabrikatörün oğluyla -evlendi. Onun, sandığı gibi değil, arzula. dığı gibi bir eş olduğunu gördü. Genç erkek, onu istediği gibi; (--..) sırtlarında, şiirli bir hayat yaşatıyor. Hülya, aşk ve şür dolu bir ö - mür, Onların yeni bir müjdeleri var; fakat bu sefer, Perihaşın anasına verdiği mutlu bir haber. O da, ya- kında aralarına karışacak, küçük yavru, küçük şar. Parihanın istedi; ona saadet hakikat, in hayalden kurtulması «Şiir ve Şalr> k iştihasımı gidermek için bu petrol mıntakalarına muhtaedır. Eğer u- yanık olup da bu tehlikeyi müd. Tik olarak buna karşı mücadele etmezler... Dostluk, gençlik ara - sında davet, tatlı söz ve ilâh gibi propagandalara kapılacak olursa | veyi Berlin - Bağdad demiryolu üstüne düşen memleketlere... Ayustralyalı genç talebe kızın gözleri içinde hafif bir gülümseme vardı — Demin Sovyet Rusyanın bu mücadelenin arkasında olduğunu söylüyordunuz. Şimdi Almanya - dan bahsediyorsunuz... Sözlerini - zi iyi onlıyamıyorum. Biz kimin. le mücadele etmek ve Türkish Petrolem'i kime karşı müdafaa etmek meeburivetindeyiz. — Sovyet Rusyarın budalalar tarafından idare edilmediğini pe- KALA biliyoruz. Elbet de devlet de petrolu gidip kana — kana içerek Bövdesini tam manasila şişirttik - fen sonra kendisine saldıracak Almanyanın oraya karşı olan akı. şının ister propaganda, ister dost. Tuk ve ister düşmanlık şeklinde o. Hekimler! TOkuyucularımız bu sütunlarda mütehassıs hekimlerin hastalarını kabul saatlerini muntazaman bulur.)| far.) _ıç hastalıkları Doktor Hafız. Cemal (Lok. man — Hekim ). — — Pazardan başka günlerde öğleden sonra saat 25 dan 18 e kudar İstanbulda Divan. yolunda 104 numaralı hususi kabi - nesinde bastalarını kabul eder. Salı, Cumartesi günleri sabah 9,5 dan 12 ye kadar bakiki fıkeraya mahsus Mmuayenelerini yapar. Muayenehane ve eve telefon: 22393 — 21044. Doktor Ali Riza Sağlar:— İç has. falıkları mütehassısı). Her gün Be- yoğlunda Parmakkapıda — tramvay durağında 121 numaralı Tevfik Bey apartımanındaki muayenehanesinde soat 15 den sonra hastalarını kabul İeder. Doktor Arabyan:— (İç hastalıkla. Ft mütehassısı). Edirnekapıda Valz! Kamereddin sokağındaki muayene. hanesinde her gün hastalarını tedavi eder. Dokter Kamereddin:— (İç hasta. lıkları mütehsasısı). —Cağaloğlunda Halkevi karşısındaki muayenehane. sinde Cumartesi ve Pazardan maada her gün saat 2 den sonra hastalarını kabul eder. Rentgen Doktor İrfan Kayra: — (Röntken) Hergün öğleden sonra saat 15 deni İM9a kadar Belediye Binbirdirek Nuri Conker sokak 8-10 numarada Arslaner apartımanında hastalarını kabul eder. Sinir hastalıkları Dokter Kemal Osman: — (Sinir hastalıkları mütehassısı) — Cağa. doğlunda Kapalıfırında Mescit kar- şısında pazardan başka her gün eder. |Göz hastalıkları Doktor Şükrü Ertan: — (Göz has) talıkları mütehassis) — Cağaloğ - lunda Nurucsmaniye caddesinde Osman Şerafettin. spartıma İnuraarada. Telefon: 22535 Kulak, Boğaı. Burun Doktar Mehmed Ali Oya— Kuli burun, boğaz mütehassısı “doçen! Fatih tramvay durağı 75 numaralı| | muayenehanesinde her gün aat 16) dan sonra hastalarını kabul eder. Cildiye, Zühreviye Dokter Feyzi Ahmed- — — Deniz hastahanesi cild ve emrazı zührevi. yye mütehassısı, müuayenehanesi An. kara caddesi Cağaloğlu yokuşu. Pa. | gardan başka her gün 15 den sonra| hastalarını kabul eder. Telef. 23899 peratö Dr. CAFER TAYYAK KANKAT Öperatör — Umumi cerrahi, - sinir| ve dimağ cerrahisi mütehassısı — vo) (Kadın doğum — mütehassısı) Aâres: Beyoğlu Parmakkapı, Ru. unda 5| kan bütün şekillerile mücadele et. | mekte olduğunu ön prensip ola. | rakkabul etmek mecburiyelinde - yiz... Fakat size şunu söyliyeyim ki.. Bizim bu mücadelemiz ne müdafaa vaziyetinde aolan Sov - yet Rusyaya, büyümek, ve bütün dünyayı yumruğu altına almak istiyen Almanyaya karşı müca - dele etmekteyiz... Hayır bu mücadelemiz hiçbir devletle değli... Biz dünyanın bü. tün serserilerinin, bütün macera. perestlerinin, bütün büyük para sarfile tutuşanlarının idare etti. ği, Almanyanın, Sovyet Rusya. nın, Fransanım ve battâ — birçok şeylerde — Büyük — Britanyanın fevkine çıkan bir teşekkülle mü- cadele halinde bulunuyoruz. Bu. nun İsmi de... Genç kız sözünü kesti — Z Sendikasıdır. — Evet... Bunu siz benden ev. vel-söylediniz... Hiçbir partisi, Biçbir vatanı koruduğu, hiçbir â. N ve temiz duygusu olmıyan mu- sast 2 den sonra hastalarını kıl)ıılI |Selçuksultan — sokak BUGÜNKÜ FROGRAM Akşam neşriyatı: 18,30 Hafif müzik: Tepekı e bahçesinden na 'ans: Doktar sinden naklen, Nezihe Uyar — vi arkadı tarafından Türk mü- sikisi (Suzmak, Hicaz, Hüzzam). 20,45 Hava raporu. 2048 Ömer Ri za Doğrul tarafından arabca söy. lev. 21 (Saat ayarı). Orkestra: 1— Rosini: Tankred. 2— Gahne: Le Saltenbank, 3— Popt: Vals pudre. 4— Defose: Serenata, 2130 Klâsik Türk musikisi: Nu Ti Halil ve arkadaşları. beni. Hacı Sadullah ağanın. — Yürük semai: Diller nice bir ça. felek bari bırak ki yanayım ağ. hyayım, Astik ağanın, 5— Şarkı: silmez neden benden. Lât nın. 7— Şarkı: Ey benim çeşmi min ruhu feda etme bu mehcuru, Haşimin. 8— Şarkı: Ey bağı ebed gel bezme bu şeb. Salihin, 9— Yü rük semaf: iyare de kalmaz. İsmall Hak- kının. 10— Saz semaisi. eter Tepe. başı belediye bahçesinden nak - len, 22,50 Son haberler ve ertesi günün programı. 29 Saat ayatı: | | | Tiyatresu Nuri Genç Vi <ü © %O e ARKADAŞLARI 10 Temmuz Pazar günü akşamı Yenişehir Aile bahçesinde: KOKAİN - ESRAR Ti Temmuz Pazartesi günü ak. şamı Yeşilköy İstasyon bahçesi: LOKMAN ZADE 12 Teramuz Salı günü akşamı Üsküdar Beyleroğlu Bahçesinde KOKAİN . ESRAR Satılık Kurt Köpeğ: Meraklıların | Aksaray Taşkasap B numaraya her gün saak beşten sonra müraca-| atleri. Zührevi ve cild hastalıkları vr. Hayri Ömer Öğleden sanra Beyoğlu Ağacaml karşısında No, 133 Telelon: 43505, Diş Diş doktoru Übeyt Ölçer:— Edir. nekapı Karagümrük tramvay du . rağı No. 95 her gün hastalarını ka.| bul eder. Cumartesı günleri ın! 14 ten 15 c kadar da Yalovadaki muayenehanesinde bulunur. yan devletlerin fevkinde bulu . nan ve bütün dünya polislerile a. lay eden (Z sendikası) ile karşı karşıyayız. *Eskiden bir millet bazı istih. | barat elde etmek isteyince başka bir memlekete casus yollar, ya. hud © memleketten bir haini va. tan bulur, onu para ile tatmin e. derek istediği şeyi öğrenirdi. «Şimdi casuslar ve vatan hain. leri hâlâ mevcuddurlar. artık devletler hesabına değ Hududların plânları onun elin - dedir. Bütün mahrem şiftelerin anahtarını, bütün gizli dosyaların numaralarımı o biliyor. En yeni icad edilmiş silâhların sırrı onun malümudur. — Eskiden casuslar devletlerin emri altında İdiler, Şimdi devletler bu casus teşkilâ. tının emri altındadır. İki hududü birbirinden ayıran bir mühim noktanın plânı mı lâ. RADYO| hı. Sadullah ağanın. &— Şarkı: Ey | Derdi aşkın kıldı cismim natu- | van, Rifatın. 6— Şarkı: Gam ek- | Feryadımız ol yare | sendikası hesabına - çalışıyorlar. | zam Z sendikası bunu istiyen dev. letle pazarlığa girişiyor. Berlinin kaddes hiçbir şeye merbut olmi. (Devamı var) 2—SON TELGRA F — 10 Temmuz 1938 SON TELGRAF'ın Tarihi tetfrikası No. 32 Yazan: M. Sarri KARAYEL Dün gece Valde sultan, Zatı şahaneyi görmek istemişti Gece yarısına kadar beklediler, sizleri bulub iradelerini tebliğ etmek mümkün olamadı Padişah da banyo yapmışa ben. yi verip dişar! arada haşa diler mi Bunları bir Sonra kahvaltımı bir Hazinedar yer öpüp lTarağasile karşı karşıy rası gelmişti Kahvaltı için başkilerci kalfaya Tüzım gelen emizleri — verdikten sonra kızlarağasının ru yollandı. Kızlarağası, hazinedar ustanın iresine geldiğini haber alınca 1 yerden temennalar. Arzıniyaz ağaya söz bırakma - dan efendisinin iradelerini teb « liğ etti. Kızlarağası cuvab verme. ğe başladı: — Padişahımız efendimizi Sad. rıazam kulları görmek dilerler. — Peki, ne arzuları varsa der. hal efendimize bildirmek üzere bendelerine tebliğine ferman var.. Hazindar, iradeleri tebliğ ettik. ten sonra, dönüp gideceği zaman ağa yerden bir kandilli temenna daha şavurduktan sonra, Valide sultanın iradelerini kalfaya şu süretle söylemeğe başladı: — Ffendim, dün.gece Valide Sultan efendimiz, zati şahaneyi görmek üzere dairci mahsusala - rına gelmişlerdi. Gedeyarısına ka. dar beklediler... Sizleri bulup ira. delerini tebliğ etmek mümkün o. lamadı, — Evet, hizmeti Pudişahide bu. dunuyordum. — Vah, val ltan hazretleri rahatsız olmuşlar. Aca. ba iradeleri nedir? Arab lâfları biraz geveleyerek: — Kuyumcu Orhanyadis Efen. diye bugün yüz bin lira verilmek icab ediyormuş... Maliye Nazırt « na söylenmesi için idi. le İse, gimdi efendimize ar - — Maamafih bendenizi Mahmud Nedim Paşa kullarma — gönderip yüz bin Hira aldırdılar.. Şimdi; e ğini bir kere sultan hazretlerin - den sormak icab eder değil mi? — Evet; mesele hallolunmuş.. Fakat; bir kere sotmak iktiza e. der. Hazinedar bir an mülâhazadan sonra: — Ağa hazretleri bu işi deruh. de buyururlarsa memnun olurum; deyip ayrıldı. Hazinedar, Valide sultanın hu. zuruna gitmekten — kurtulmuştu. Ne olur ne olmazdı. Arzıniyaz haremi hümayuna yollandı. Kilerci kalfâ her şeyi hazırlamıştı. Siyah havyardan, âlâ balık yumurtasından, tavuk sövüşüne kadar herşey vardı. Usta, kapıyı vurdu. İçerden: — Get Sadası işitilmişti. Paravanın ö. nünden de ikinci bir. — Gel! Emrlie yatak odasına girmişti. | Ş Bu sefer mat güzeli banyodan çık. JCemaziyelevet maş, sırtında ince işlemeli bir sa . Sultan Aziz, kahkahaları salı - veriyor bir yandan da hazineda - rına sataşıyordır: — Bak hele... Kimbilir neler hazırladı... Bir görelim bakalım, tab'ı şahanemize muvafık midir? Arzıniyaz sofrayı hazıtladı. Her |? gey yerli yerinde idi. * Sultan Aziz kahvaltısını ettik ten sonra, giyinip datres'ne geldli. Güreü kızı için de Arzıniyaz kal. faya şu iradede bulundur — Usta, kıza iyi bakılsın!.. Bu irade, Psdşiahın ancâk en çok göze giren gözdeleri için sadır olurdu. Gürcü kızı için hemen yeni dir daire açılarak hizmetine lüzum ge len kalfalar tahsis olundu. Sultan Aziz, dairesine giyin - meden gelemezdi. Çünkü Sadras zam Âli Paşa son dereca etikate Tiayetkâr bir zattı Padişah dairesin2 gelir gelmez, inci Halız Mehmed Ücy haber verdi: — Efendimiz, dalrci mahsusa - İarına teşrif buyurdular, arzı ic eden hususat var me efe Başkâtib: — Sadrıazamı paşa * buzuru hümayunlarına kabul yazında bulu: r ze arzında istical Tica ederim efendim. Hafız Mehmed Bey, Başkâtibin sözlerini harem kapısına gelerek kızlarağasına tebliğ etti: Kızlarağası, — Pad'şahin kapı < sında nöbet bekliyen hazinedara gelerek: — Kalfa hazretleri, Sadrıazam paşa hazretlerinin huzuru hüma. yuna kabul niyazındı bulunurlar.. Diye, arzı keyfiyet eyledikten sonra çekilip git Arzıniyaz, kanıyı vurdu. Padi. şahın kalın sesi işitilmişti: Gel! Kalfa mutad merasimi ifadan sonra: — Efendimiz, Sadrıazam Paşa köleleri huzuru hümayunlarına kabul niyazındadırlar — Yine ne isterler?. Bir kere ol sun rahal nefes almamıza mey . dan vermezler... Amma hakkım, yök mü kalfanı!, Peki gelsin be. kalım ... Sadrıazam verilen haber üze . Tine arabısına binmiş dört nala saraya geliyordu. Biraz sonra Âli Paşa elinde kuka tesbihi, küçücük boyu ile saray merdivenlerini iti. nalı adımlarla yürüyerek çıkıver. — du. Sadrıazamı kapıda Hafız Meh. med Bey karçıkyarak buyur edi. yordu. Âli Paşa; hecdem nazik olan v* varile yaver paşalara, mabey » - eilere kandilli selâmlar — vererek Tiyen kızlarağısı da paşayı kar - şılıyarak datcci şahaneye buyur etti. Sultan Aziz mabeyin dairesm- çok nadir çıktığından — vükelâyı ekseriyetle, haremi —hümayund bulunan dairej mahsusada kabul ederdi. Ve hu daiveye giren vü - kelânın da adedi mahducddü. Âli Paşa gözlermi önüne dik . miş yürüyordu. Padişahın kapısın. da yalnız Arzın'yaz kalfa vardı. Kızlarağası, Sadrıazamı Arzıni. yaz kalfavı kadar — getirdi. Paşa kemli hürmetle ve yerden bir te. menna ile kalfayı selâmladı. Yd IS3RAY , Gan 19i ranr 66 410 Temmuzi Pazar — — Bevarih rüzgârl ram soau 8 53 * 56 8 6 1335 z v) Ğ