7 Temmuz 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

7 Temmuz 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

$—SON TELGRAF— 7 Temmuz 1938 İspanya harbinin zenginleri İngiliz bandrası sayesinde zengin e'anlar ne kazanıyorlar ? 'I'VIİKAY ei Bir Mürettib hatası Yazan: BEDİ GÜNDÜZ «Hafta> meomuası, fikirlerinin, yazılarının güzelliğile şöhret alan ediblerin eserlerile beraber mu - tevazı muharrirlerin, yazmak he. vesinde bulunanların da eserlerini neşrediyordu. Ahmed Kâmil, bu Orla Avrupada | 100,000 kişilik Macar ordusu Yakında Macaristan diplomatları Roma ve Berline gidecekler.. İki senedenberi devam eden tehlikeli tiçaret.. İngilteredeki dedikodu gün geçtikçe büyümektedir. Netice ne olacak? Dedi ve ilâve etti. — Şimdiye kadar yazdıklarınıd hepsinin fevkinde. Tebrik ede & rim seni... Ahmed Kâmil ne diyeceğini şırdı: İspanya sularında tehlikeyi gö- ze alarak vapur gezdiren orala. ra mal yoluyarak zengin olanlı rın bahsi açıldıktan sonra sözün ası gelmiyor. Lâkırdı lâkırdı. açıyor. Harb zengini olanlar vardı. Yizmi sene evvelki Avrupa felâketinden milyonlar kazanan. lar oldu. Şimdi de İspanya dohili harbinden milyoner olanların hi. kâyesi devam odiyor. Bu bahsi kurcalıyanlar İngiliz - gazeteleri oldu, Çünkü İJVI"Y-' sularında İngiliz bandıralı vapurların bir . biri ardınca batırıldıkları görü dü. Buna karşı İngiliz hükümeti şiddetli davranamadı. Her ge. micinin uğrıyacağı tehlikeyi gö ze alarak ancak İspanyaya —mal götürebileceğini ilân etti. Bun - dan sonra gemileri batanlar ne yaptı?, Bir daha İspanya sularına Vapur yollamaktan vaz rı geçti. ler? Hayır, Bilâkis tehlike arttık. şa kazanç arzuları da öyle arttı. Bundan evvel «Son Telgraf» İn. giltereden İspanya hükümeti ta. tafına yiyecek, yakazaık gönde - ten, buğdaydan ve kömürden | haşka ilâç yollıyan ve bu suretle | zengin olan genc İngiliz milyone. rin hikâyesini an'atmıştı. Bu genç milyonerir. geçen gün bir gemisi daha Franko kuvvetleri ta Bifından batırıldıktan sonra ba - his daha hararetlend! Bugün İngilterede deniz piya. sasında pek ehanmiyetli bir mev ki kazanmış olan Bülmeir ismin. deki yeni zenginden de bu vesile e yeniden bahsedilmişti. Fakat yeni gelen İngiliz gazetele ri İspanya harbi sayesinde iki se. nedenberi zengin olmuş diğer bir adamdan bahsediyorlar. Bu adam | İngiliz değildiz. Yunanlıdır. Yu - nanlı olmakla da iftihar ettiğini söylemektedir. Kendisi ile görü - | şen bir Londrâ pazetecisine, adı Bazil Pandeli olan bu Yunanlı | şunu anlatıyor: İspanya hükümetinin elinde bu lunan - sahillere mal yollamanın | esrarını anlatayım: Benim bir kumpanyam vardır. Bu kumpan. ya İspanya hükümeti sahilleri ile ticaret yapmak üzere 9 vapur iş . letmekte idi. Bunlardan 4 tanesi Frankonun bombalarile — denizin dibine inmiştir. 3 vapur da ya - kında İspanyays hareket edecek. tir, Bilbao dahı Krankistlerin e. line düşmeden evvel oraya yol. lanan ve gitmeğe müvaffak olan kaptan Andredir, benim besabı. ma çalışmaktadır. Benim sonra. dan iki kumpanyam oldu. Bunlar | 1936 sonbaharında — tescil odildi, | Her birinin sermayosi 1,000 İngi. | Mz Yirasıdır. Gazeteci bu kumpanyalara da. ir öğrendiklerini kaydediyac. Ba — Demek, günde iki lira kazanmak için bu ce. daya hâlâ niyetin var?. Sonra, bit rahib durgubluğu ve bir cizvit şuu- birer birer telâffuz ederek sözüne rile kel devam etti: eleri — Refik, sana gösterdiğim hazinelere sahib ol. mak istemez misin?, Bazil Pandeli zil Pandelisin vapurlarında çalı. şan bellibaşlı Yunanlılar şunlar. dir: İspiro Katopodis, Con Kato. podis. Bu iki Yunan kaptanından başka Goördön adında bir İngiliz kaptanı da vardır. Bu adamda bu kumpanyaların hisse senedle. | rinden mühim bir kısmı da elin. dedir. Geçenlerde Franko tayya. relerinin İngiliz banrlıralı ticaçet gemilerini batırması meselesi İn. giliz avam kamarasında hara münakaşalara yol açmış ikon bu kumpanyaların faaliyeti de uzun uzadıya mevzuu bahsolmuştu. Ba | zil Pandeli güler yüzlü bir adam. miş, İngiliz gazetecisi kendisile gö. rüşürken sözlerine devamla şöyle anlatıyor: — Evet... Doğrudur. İspanya dahili harbi yüzünden zengin ol. duk, para kazandık. Siz haftada 2,000 İngiliz lirası kazandığımızı tahmin ediyorsunuz, Fakat o ka. dar değil, Bana kazancımızın mik tarı ne olduğunu sorsayınız. Bu nu söyliyemem, Faka! şunu söy. liyebilirsiniz ki kazancımız var. dır. Ben kumpanyayı 936 da tesis ettim. İki gemiye maliktim, Af . rika ile iş yapmak - istiyordum. Bugünlerde kendisinden çok bah- sedilen Bilmeir o sırada bana bir toklifte bulundu: İspanya hükü. meti için iki vapur tahsis etmemi | söyledi. Un yükliyecektik, Ben de böyle yaptım. Doğrusu İspanya | hükümeti bize karşı çok iyi dav. randı, Bazı vapur kumpanyaları da oraya mal götürdü ise de mal. larını çıkaramadılar, Ziyan etti. ler, Biz sonra daha başka gemiler (Devamı 7 inci sahifemizde) İngiliz gazetelerinin bugünler. | de Orta Avrupaya dair yazdıkları şeyler nazarı dikkati celbedecok gibidir. Macaristanın — şimdiye kadar bağlı bulunduğu sulh muahede - sinin ağır maddelerinden kendini kurararak istediği gibi silâhlana. cağı sözleri yeni değildir. Mata. ristan bugün Orta Avrupanın va. ziyeti düşünülürse istikbali na - | Zarı dikkate alarak kendini mü - | dafsa çarelerini almağa, müda. faa tertibatını yoluna koymağa karar. vermiş ve bunun için ça - | lışmağa girişmiştir. Lâkin Macaristan sulh muahe . desini yırtıp atmamış, böyle hir mesele çıkarmağa lüzum görme. | miştir. Yeni gelen İngiliz gaze . “telerinin aldıkları bazı malümat | üzerine — Macaristanın - vaziyeti | meselesi yine günün — mevzuları | sırasına geçmiş oldu. Meselâ Dey. U Ekspres gazetesinin Berlindeki na İtalya da iştirak etmiştir. Böy. lelikle Berlin - Roma . Tokya, mihveri teşkil edildiğinden çok | bahsedilmiştir. Şimdi buna Ma. caristanın da iştirak ederek mih. verin şekli Berlin . Roma - Ru. dapeşte - Tokyo olacağı söylen - mektedir. Bundan sonra Maca - ristan ile Almanya ve İtalya ara- | sında resmi surette bir ittifak ak. tedileceği de bekleniyormuş. İşte İngiliz- gazetesinin Ber . linden alarak yazdığı bu rivayet. ler duyulduktan sonra bunun ge. lecek vukuat İle ne dereceye ka - dar doğru çıkacağı sorulabilir. U. mumi Harbden mağlüb olarak çı. kan Macaristanın *razisinden bir çok kısmı alınarak galibler tara. | fından konuya komşuya dağıtıl. mıştır. Macaristan arazisi küçülmüş. komşular büyümüştür. Sulh mua. hedesi ile Macaristan bu vaziveti İster istemez kabul ediyordu Budapeştede gece. muhabiri gazetesine şunları bil - diriyor: Macaristan sulh muahe. | desini tanımıyacağını yakında i. lân edecektir. Çünkü bu muahe. de ile Macaristan yeniden silâh . lanamıyor. Macar hükümeti bu müuahedeyi tamımıyacağını — ilân ettikten sonra İtalya ve Alman yanın kanadı altında yöni baştan silâhlanmış olacaktır, Macaris , tan'bir krallıkter Fakat krâlı ni. mıyan bir krallıktır. Krallik va . zifesini hükümet naibi olan Ami. ral Horti görmekedir; Evvelce Al manya ile Japonya arasında hi muahede irnzalanmıştı. Sonra hu- Hem de bir daha istediği gibi or. du vücüde getirmemeyi kabul st. mek — mecburiyetinde idi — Yine Umumi Harbden sonra Orta Av. rupada «Küçük İtilâf» teşekkül etti: Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya devletleri Macarista. nin sulh müahedesini yırtmasıns asla razı olamıyacaklarını her ve. sile ile tekrar etmişlerdir. Halbu. ki harbden sonra ortaya çıkan kü. çük (tilâf Fransız taraftarı idi. O zZamanki Avrupa şimdiki gibi de. ğildi. Deyli Ekspres diyor ki: Çekas. lovakya - Romanya - Yugoslavya Orta Avrupa Çeklerden ziyade - Macaristanın vaziyetine bağlı dan mürekkeb olan ve Fransız taraftarı - bulunan küçük - itilâf eğer Macaristan muahedeyi yır. tar ve yeniden silâhlanırsa ona karşı harb açmakla kendisini teh. did-ederlerdi. Fakat şimdi artık | bünun önüne geçemiyeceklerdir. Amiral Horti bu fikirdedir. Ami, ral Horti ağustosta resmi surette | | Berlini ziyarete gidecektir. — Bu | suretle Macaristan için yeni bir | devir açılacaktır. Amiral Horti | | Alman donanmasının başı olan Amiral Reder'in 'misafiri sıfatile gidecekse de Her Hitler'in misa, firi olarak devlet reisinin sara yında misafir edilecektir. Bugün Macaristanın tâbi oldu. ğu sulh muahedesi mucibince .bu na-Tiryanon müuahedesi diyorlar. Macaristanın — ordu. — mevcudü 35,000 kişiden ibaret bulunuyor Macaristan harb tayyaresi ve sa. ire yapamaz, bulunduramaz. Deyli Ekspresin çıkardığı he « saba göre Macaristanın bugünku nüfusu 9,000,000 kişiye yakındır. Macarlar bir kere muahedenin | ından kendilerini kurtar - saydıkları gün 100,000 kişilik î bir ordu vücude getirmek kuv . Vi i ve imkânını bulabilecek . | lerdir. Bundan başka 500 de tay- | yareye malik olacaklardır. | Ayın an beşinden sonra Macar Başvekili ile Hariciye Nazırının Romaya gidecekleri haberleri de ortaya çıkmıştır. İşte yeni gelen Avrupa gazete. | lerinde Orta Avrupanın etrafındau söylenen dedikodüların en mühim tarafı Macaristana ta. | allük eden kısımlar oluyor. Bu - | günlerde Macaristan daha çok | bahsedilen bir mevzu olmaktadır. Yukarıda bahsedilen İngiliz gaze. tesinin - verdiği malümata göre hakikaten Macar hükümet naibi olan Amiral-Horti ağustosta Ber. Hini ziyarete giderse bu seyahat | az ehemmiyetli - olmıyacağı gibi yakında Macar devlet adamları. | nin Romaya gidecekleri etrafında vetilen malümat ta politika âle. minde yeni bir faaliyet göster - mektedir. Diğer taraftan Roma - dan gelen malümat ta vartlır: Ro. ma siyasi mehafili Macar devlet adamlarının yakında İtalyan pa. yitahtımı ziyaret edecekleri etra. fında şöyle düşünüyorlarmış: AL manyanın- Avusturyayı almasın. | dan sonra vuku bulacak olan bu ziyaret ayrıca nazarı dikkati cel. bedecek gibidir. iyeti bir maaşı vardı. rünmek, takdir edili dan kendini alamıyordu. İşte bu- mun İçin yazıyordu. | — Çünkü Macarlar Avusturyanın elti. Ve Bu hummalı bir busenin şapırtısı yatak oda. sının eşiğinden içeriye doğru yayıldı! * Tahayyül ediniz: Bir dağbaşı, Arzın insanla. rından uzak bir dağ. Uçurumlar, kartal yuvaları! n yalçın, yanık benizli, kayalık zirvesi sis. e bulut dumanları içinde görünmez olmuştur. B ikinciler arasında idi. Hikâyelesi pek o kadar güzel bir şey değildi. Fakat o, kendisini Büzel yazıyor sanıyor, yazılarının takdirle okunduğunu zannediyor- du. Karısı güzide, kocasının hikâ - yelerini büyük bir dikkatle oku. yör, bir şaheser gihi alkışlıyordu. Ahmed Kâmil, her cumartesi günü daireden çıkıp eve geldiği zaman karısının tal rile kar- şılanıyor, ve bundan pek büyük Yalnız birşey canını sıkıyordu: Müsveddelerini verdiği — daktilo, bunları kayıdsızca alıyordu. Son. ra veznedar, telif hakkını verir - ken, sanki bir havağazı pusula - sını ödüyormuş gibi davranıyor - du. Meslekdaşlarına gelinte on - lar da birşey söylemiyorlardı. O gün, eve giderken Güzidenin son hikâyesi: «Pullu bebeklere için ne diyeceğini düşünüyordu. Bu hikâyeyi pek özenerek yaz. mış, çok da beğenmişti. Fakat, «Hafta» sermürettibi bir yanlışlık yapmış, «Pullu Bebek) in altına, meşhur bir muharririn is- mini, onun hikâyesinin aitına da Ahmed Kâmilin imzasını koy - muştü. Karı ve koca sofraya oturduk « ları;zaman Güzide — Son hikâyeni okudum. Fev- kalâde buldum .. malüm şekilde Almanya ile bir. leşmesi karşısında hiç lâkayd ka. lanamışlardır. Hulâsa yeni bir siyasi faaliyet göze çarpmaktadır. Güzide bayılmış, yere düşmüştü... Refik sendeledi. Olmak... Veya... Olmamak. Hangisi?, Olmak... Bu en tabil şey. Kim bu hazineleri ihmal edebilir?. Yeryüzünde ahdine sadık kalmış kaç kişi gösterile. bilir? Bütün dünyanın en namuskâr tanıdığı bir insan bile: Ben elli bin liraya kadar uamuslu kaldım. Demiş, ötesini bizim hükmümüze bırakmıştır. Refikde de bu ruhi cidalin ayni, hisler — Hayır.. Beyni: — Evet,.. Diyor. Fakat, dili ikisi için de henüz kımılda. Müyor, San'atkâr Refik için nefsinin hürriyeti her peyin Levkindedir. Gazeteci, işçi, tahrir amelesi Refik için ise bu paraya tesahub etmek kodar tabü birşey yoktur, Alır ise, herzes: — Aferin... İş adamı... Diyecekler. Böş ön kişinin — Karıya kendini sattı.. Demesinin hükmü bile yaktur. Asır, fazilet ve farağal adamları Edebi Roman No. 37 —- Her iş kazanmak içindir. Diyenleri ayrı tutmuyor, Sonuna kadar mu. kaddes bilinen mefhumlara, ahlâk ve fazilet ka - yıdlarına bekci Kalıp da açlıktan Ölen rubunun ve hürriyetinin adamları çoktur. Fakat, bütün insan. ların: Diyenlerden bir tanesinin hüviyet ve rağbu lerinden zerre bile kaybettikleri - görülmemişli Serveti ne kadar çoğalmış, parası ne kadar kaba, rık yekün göstermişse hükümleri de o kadar nü. fuz bulmuş, peşlerinden etek öpüp sürünenleri » kadar kalabalıklaşmıştır. Fakat, bu mantık siisile. sini yalnız böyle-Tutu kuşüu gibi birbirine ekleyip şakır şakır söyleriz de yapınıya gelince düraklar, bir adımın yüzde birini bile ataınayız. Atabilmek Yazan: Etem İzzet BENİCE için teneşir tahtasının üzerine yatmak, yeryüzüne yeniden doğmak lâzım.... Yaradılış... Hilkatin ver. diği hüviyetler dünya elile kolay kolay değiştirile. miyor, Refik için de vaziyet aynen bu. ğ — Büu hazinelere sahib olmak tabildir... Ol , mamak için budala olmak lâzımdır... yor amma, bir türlü de cevab bekliyen NL — Evet.. Diyemiyor! Onun, için Nimet tekrar: Cevab versene... Deyinceye kadar sustu. Ve: — Şimdi, hiçbir şey düşünemiyorum. Bunu yarın görüşürüz Nimet... Dedi, yerinden kalktı. Yatak odasına doğru bir. birine karışan adımlarla yürüdü. Şehvetin insan şekline girip sırtardığı kadın da kendisini takib Uzaktan bukılınca yerle göğün birleştiği zanne . dilir. Rüzgür, burâda vahşi bir engereğin ıslıkla. rma benzer... Korkunçtur. Kar, tipi, Sora serpin. Kongo ormanlarında yabaniliğin bütün sırrına mazhar yamyamların kaplan sürülerinin ardına döşlükleri zaman kopardıkları çığlık kadar hevil. naktir. O ses, o kasırga, o çilik ve çatırdı, Bu zirtede, bu başı dumanlı dağda, bu kurtal yuvaları içinde; bu kar, tipi, bora yatağında, bu insansız uçurumlar, hevilnak ıslıkların vahşeti ara. sında tekbaşına kalmış aç bir kurd vardır. Aç, ilik. lerine kadâr açt, Tasavvur ediniz: Karnı beline yapışan bu aç kurd özlediği mükemmel bir avı eline — geçirdi. Meselâ, bir insan! Ne yapar?. Çılgına döner değil mi?, Saldırır, pençeler, koparır, yere düşürür, göğ: süne çullanır, nefesini tıkar, kalbini parçalar, öl. dürür! Sonra, kar yığınları arasında yuvarlar, ini. nin önüne götürür. İlk evvel midesini doldurmıya ihtiyacı vardır. Kol, bud, ayak, ciğer... Pençeleri dişlerine ne götürürse ağzının içinde bir hamlede (Devamı var) — Teşekkür ederim, — Herkes beğenecek, şüphe Çünkü son nüshada senin hikâ yenden güzel bir yazı görmedilti| Hele o, meşhur muharririn hikik yesi pek berbad bir şey.. | — Hangisi?,.. | — İsmini okuttum. O kadar ' dalaca yazılmış bir şey ki olup da mecmuaya girdiğine hâf ret ediyorum, Bu adam, muhat doğil, tramvay vatmanı bile olâ maz. Nedir o yazdığı maskaral lar... Ahmed Kâmil merakla sord — Bugünkü hikâyemin zerli hası nedir? — A!: Unuttun mu?.. raylare değil mi?... Ahmed Kâmil asabiyetle me' muanın sahifelerini çevirdi. Şül hesi kalmamıştı: — İmzası - « Fayları m altına konulmuştu. sahife sonra da kendi yazdığı kâye, altında da meşhur muhaf * ririn imzası. — Öteki bikâyenin ismimef» — Ne olacak, Pullu benek! Buü da isim mi Hikâyeden b ka her şeye benziyor. 4 — Belki çabuk, ehemmiyet meden okumuşsundur? Bu mü: harriririn yazıları pek o kadar na değildir, sanırım. — Hayır! Hayır!.. Bilâkis bül bir dikkatle okudum. Baştan &” şağı saçma. Okurkon insanın Kf ni başına sıçrayor. Ne büdali şeyler onlar... — Yal.., Ahmed Kâmilin iştihası mıştı. Ağzındaki Jokmalar b yordu. — Güzide, Kanlı Rayl metede ede bitiremiyordu. Zavallı, Ahmed Kâmil... sını susturmak için birşey söyl miyordu. Gururu kırılmıştı. rısına bir yabancı, bir düşman'$ bi bakıyordu. Kendi kendine düşünüyordu — İkiden birisi... Ya karısı, kuduğunu — anlamıy edemiyecek kadar budala, ya benim yazdığım hiküye, dedi gibi fena... Yalnız, «Pullu bebif ler» | benim yazdığımı öği sin, nasıl öğrenecek?.. e Saat ikiye geliyordu. - Tel zili çalmıya başladı. Güzida tü — Allot Ahmed Kâmil evde — Hayır, şimdi çıktı. Rica ederim bayan. , Gel dikleri zaman kendilerine söylü yiniz; bir yanlışlık olmuş. $ nüshadaki hikâyelerinin — alti! başka bir muherririn | koymuşlar. 4 — Nasıl, «Pullu bebeği» ya: Ahmed Kâmil mi? j — Evet!... Allot Allo!... Tul şey, kapadılar... 'Telefon açıktı. Yalnız, Güzl bayılmış, yere düşmüştü. * Ahmed Kümil. büyük bir detle «Haftas mecmuası b (Devamı 7 inci sahile

Bu sayıdan diğer sayfalar: