B!ZDE OPERET ve OPERET SAN'ATKÂRLARI Arnavutluğun yeni Kraliçesinin büyük bıbısı Maarif Naıın Keont Apeni'nin tavsiyesile Macar Akademisine giren operet san'atkârı Cemal Sahir anlatıyor.. Memleketimizde opereti ıslah etmek için neler yapmak lâzım ? Yazan Bizde en bafıtsız san'at şubesi şüphe yok operi romuz teknik itibari kanlarda değil, belki de kolunu daha uzak memleketlere kadar u- zatabilecek ve onlarla mukayese edilebilecek bir hale — gelmiştir. trosu dendiği zaman a-. Türk şekillere sahib bulunuyoruz. Yal- nız yıllardanberi bir türlü inki - şaf ettire: imiz, iptidailikten r ütün şartları, menin ifa . dığımız öpere Bu kelimenin | san'at şubesi kadar paze olmamış ve halka vermemiştir. Opereti sahnenin önüne iki mi.. Zıkacı koyup musiki ile konuşmak iki baldırı çıplağı rampin önün - | de sıçvzxmu addettiğimiz müd. lmesini, bir hay - aşıdığı şey kö. tiksinme Şehir tiyatrosunda bile, opere- | tin dokuz yorgan — paralıyarak müptezel bir hava içinde ölümünü gördükten sonra artık hükmettik ki, öpereti canlandırmak için esas. h ve plâalr bir çat ;maya ihtiyaç vardır. Evvelâ operet, operetçilik nedit? Bunu öğrenmeliyiz. Bizde operet için çalışan, didi. n fadallerden birisi' de Cemal Sahirdir. Cemal Sahir bizde aşağı yukarı > garb Ççeşnili operetin — babasıdır. Operet hakkinda fikri olan adam- dır. Budapeştede. Viyanada tah. sil etmiş, bu sahada çalışmıştır. Bir zamanlar İstanbulun yegâne opöret heyetinin başında bulunan Cemal Sahir bagün kâh Anadolu parak, kâk sayfiye temsilleri — vererek kendi yağile kendi kavrulmak'adır. Yıllardanberi sızlıklara göğüs gererek, bıkma - | dan usanmadan ve yorulmadan, karında kararınca, bir şeyler yap- | mağa uğraşan dünün ünlü bugü- nün unutulmuş operetçisi de mayeye ve alâkaya lâyıktır. Ge « çen akşam onu etrafını doldurma- ronun artasında, istidadlı bir iki | bayanla birlikte kendi tını tatmin eden san' günkü h maddi imkânsız - eksiklikleri üreğim sız. | Cemal Sahir | bittabi dağı dan bir parçasını, , sesinin mühim bir kısmını.. Birfçok şeyler kazanmıştı. Mü - nesini, her türlü mah - üik gererek gayesin. ve hesahlı yürüme - Tümiyete gi de tem sini Asıl mesole yol tatmaktır. Ö bunu da öğrenmi | uk içinde ya « ıç bütün kapılarını telâ. Nu:Sa; C nevi mekteb allimler de Salih Fuad, Bürhancı din, Manakyan, Fehim Efeni 'Ö Riyoti isminde mi. mik muallimi vardı. Biz Vefada iken ölen aktör Ziya, Rıfkı ve Ertuğrul Sadi beraber - dik. Yalnız ben onlardan — daha küçük sınıfta Idim. Hep beraber talebe olarak Darülbedayie ya - zildik, Birkaç ay devam eden bu faaliyeti müteakip harb başladı. Mösyö Antuvan Fransaya avdet etti, Ve Darülbedayi de mecbu - ren kapandı. Vefaya gelmeden evvel bulun. duğum mekteblerde — musikiden hep birinci idim. Nutuk, şarkı söy- letirler, şürler okuturlardı. Sahneye karşı çok derin bir in. cizabıra vardı. Babam çok mütesssıbdı. Sahnc. ye çıkmam fena halde canını &.. kıyordu. Darülbedaylin kapanma- B üzerine, sirf sahneden uzaklaş. tırmak maksadile beni şahsi mas- rafile Macaristana ticaret tahsi - line gönderdi. Feştede Türk tale. beler arasında en ufağı bendim. Baş konsolos muharrir Ahmed Hikmet Bey beni evvelâ leyli ola. rak bir papaz mektebine koydu. Burada lisan öğrenecektim. Bir sene macarcaya çalıştım. Bundan sonra imtihanla Budapeşte tica - ret akademisinin ihzari sınıfına girdim. Bu müddet esnasında ba: zi ge konserlerde, tiyatrolar.. da geçiriyordum. Sultan Reşadın culüs bayramında konsoloshane - de bir müsamere vermek lâzım geldi. Burada Türk talebeleri şiir,| fi geliyordu. Maddi bir himaya Cemal Sa - | hiri kuvvetli bir grupla memle - | “erte kazandırabilir ve 6'ne olursa | değilse hak ©lsun buna Heakat, Kazanınıştır. Ben ötedenberi bu san'atkârin k hayatını merak <ü Bunu, onu tamıyan birçok ( Sularıman da merak ettiklerini zan nettiğim için kendi yaptığım bir konuşmayı buraya alavağım. Cemal Sahir sahneyo — intisabını Şöyle &n — Vefada talebe iken, Şehre - mini Cemil Paşa zamanında Frans| sadan — Darülbedayi için NG ler okuyacaklar, monoloğlar söy. Tiyeceklerdi. Başkonsolos bunun için birisini arıyordu. -Ben talib oldum. Kendisl *Yeğenime- | isimli monoloğunu konsoloshane. in büyük salonunda bütün kor. iplamatiğe, —ve Macar - Çek, meb'usları, ileri gelenleri karsı « sında okudüm. — Ufaktım. Sakal takmıştım. Söylerken hazır bu - görüyordum. Sakalımın düşmesi de bir hayli neş'e nenda çay içi vaziyetinde idi. Mu.| manların takdirle seyretliklerini j mucib almuş- -| O istidad var. Niçin artist mektebi. koymuyorsunuz. Memleketin için bu san'at Konsolos buna sevaben dedi ki: Ailesinden müsaade almak lâzım! Sonra bana dönerek Sordu: Artist olmak ister misin!. lim budur, Ceva- yeni Arna- babası) ıık e tim. Macarcayı bir Macar lâffuzun şart olduğunu söyliye - rek ihzari sınıfa alddılar. Altı y sonra imtihanla (Macar kraliyeti artist akademisi) birinci sınıf talebesi oldum. © zaman talehe müfettişi olan Celâl Esad beni Budapeşte kon - servatuvarında görnüş, mesaim - den dolayı takdirlerini izhar et . mişti. Peşte konservatuvarında iki se- ne. okudum. Harbin - aleyhimize neticelenmesile mecburen Viya - naya geçti'ç. Orada da gerek Burg ve gerekse Ronahan tiyatroların. da amatör olarak staj gödüm. Lâkin — hayat çok pabalı idi.. Mecburen İtalya tarikile Boğuzı geçen ilk vapurla, (içinde Abdül. “Kaplan Yavrusu,,nun Arkadaşlarından ,Coral” Polonya: büyük bir sanayi mücassesesinin başına geçiyor. Fakat daima polisin nezareti altında bulunacak Varşova: 20 Haziran. ni bir hayat yaşamak, ma- unutmak istiyorum. Serveti. menfaatine işleteceğim..> Alkaponun ve kaplan nun urkadaşlarından eski gangö- ter Gorab, Polonya zabitasına i- fade verirken böyle sö; Goral, aslen Polonyalıdır. yir- mi beş sene evvel memleketini terkederek Amrikaya gitmiş, bin bir maceradan sonra Alkapon'la, Kaplan yavrusu denilen Sikovski ile tanışmış, içki kaçakı parak milyonlar kazsa Goral, içki yasağı ka tan, Al , Kapan hapse tıkıldıktan sonra Amerikadan çıkarıldı. kat her dud harici ediliyordu. Fski gan. nu, namuslu bir ada mgibi yaş yacağını, ticaretl yile meş- KuL olacağını söylüyor, rah hiç bir hükümet onun sıdkı ifade. sine inanamıyordu. Nihayet Polonyaya, eski mem. âtmeğe karar verdi. O- rada da polis tarafından tevkif o- bu. in her halde hudud ha- eski bir Polonya pasaport tahmin etmişti. Po - tar? katçı dibinde Ş bulundu. Mak Kormik'e gelince or (Deovamı 6 mer suhifede) Şarl Kazobon 32 yaşl: Pirenelidir. Cenub ahal vesile konuşur. Vazife: memurü Ve on senedenberi Sen « | Jermen an Lay komiserinin şo - ü Möziyetif... Kan aütimek... Goçen hafla, Sen - Jetmen haş. | tanosinde yüzüncü defa olarak Kan vermiştir. 25 LİTRE KAN — Aşağı yukarı bu kadar kan | verdim. Her defasında 200 gram aldıklarına göre vasati olarak 25 litre eder. Ayni günde iki defa kan | verdiğim de oldu. Dört sene evve!, | asker kampındaki kazada on asker yaralanmıştı. Hayatları tehlikede | İâl. O gün 750 gramdan fazla kan | verdim. | — Zahmet gekmediniz mi?, — Asla... Vazifemi de bırak - | madım. | Şarl Kazıban ilk defa 1989 da kan vermeğle Oz mberi, bi | kabili olmuyarak. kari | devam etmistir. aşlamıştı menfaat miı vermekte | dan kaçırıldığı zannolunuyor. Yüz defa kan veren şoför “Günde iki defa kan verdiğim zamanda da iş mi bir saat bile bırakmadım,, | Dünyanın en uzun mektubu Dünyanın en v 'Topkapı hazinesinin mundadır. Parşömen rine yazılı olan bu mektubun bo. ektubu inci salı. hd üze- yu 9 metre, eni de 70 santimetre. arafından Kanuni Süleymana gönderilmiş - tir. mi Polonyada, Polonya hükümeti | VTUSU. Faç | yerde tanılıyor, hu- | Ester, büyük bir serveti olduğu. | SON TELGRA F — 2 Temmuz 1938 Bir ölü var! hibi zengin bir adamın geçen ma- yısın 17 inci günü zehirlenerek öl. mesi üzerine başlıyan muhakeme. yo dalir tafsilât veriyorlar. Murfit ismindeki bu zengin adam İngilte. rede Sufolk'da çiftçi idi. Bu ada. mın sabahleyin midesi için içmek- te olduğu ilâca karıştrılan zeh cin ne olduğu anlaşılmış ise de bunu kendisine kimin verdiği, ilâ. ca kimin kattığı esrarengiz kal - maktadır. Komşulardan orta yaşlı bir. kadın vardı. Mari Elizabet Çendler ismindeki bu kadın Val - ker isminde yine o civarda yaşı- | yan bir adamın evindedir. Mur - | fit'in evine bunlar gelip giderler. di. Esrarengiz vak'ayı meydana çıkarmak için bildiklerini söyli. yen kadın mahkemede demiştir İngiliz gazeteleri mal mülk sa. l AA n el lonya hududuna girince tevkif o- İunmuştu. On beş gün mevkuf kaldı. Sonra senbest bırakıldı, Es. ki güngester, eski hayatile alâka. Sını kestiğine, sınal işlerle meş - ağına hükümeti ikna et- Buna rağmen, Goral zabıtanın daimi nezareti altında buluna - insan hırsızları! Birdelikanlıyı haydud- Arkadaşının cesedi de bir uçurumun ikago'nun en zengin tâbilerinden birinin yeğeni ve vü » risi olan bir delikanlı esrarengiz bir surette kaçırılmıştır. Jolin Nedil Mak Kormik yirmi bir yaşındadır. Haziranın 20 inci günü dostlarından Rişar Vitmer'le beraber gezmiye çık- mıştı. İki genç Sandiya dağının tepesine çıkmak niyetinde idiler. Akşam geç vekte kadar gelmediler, Ailesi endişeye düştü. Zabıtaya haber verdi. Yapılan araştırmadan bir fayda olmadı. Nihayet cuma günü, bir uçurumun dibinde Vitmer'in cesedi caktır. rdılar VE .. bulundu tan eser yok. Haydudlar tarafın- 57 sene aynı apart- manda kapıcılık eden bir. kadin «Paris otelcileri sendikasıs tara. fından neşrolunan risalesi, Madam Linget adlı 75 yaşında bir kadının istasyon caddesinde 103 numaralı apartımanda 57 senedenberi kapı- cılık ettiğini yazıyor. Linget, 18 yaşındı tımana kapıcı olmuş ve 34 seneden. beri vazifesinden ayrılmamıştır. Ne alâ!. Amerikanın Hot bekdesinde s0. | | kaklar yankesiciler tarafından yı- kanır, temizlenir. Hükümet bun. ların hapisanede yatıp rahat ede ceklerine sokakları temizlemel rini muvafık görmüştür. Yankesiciler her gün muayyen saatte polislerin nezareti ultında çıkarlar, caddeleri sokakları te . mizlerler. Buna mukabil de ufak | bir yevmiye alırlar. — 17 mayıs sabahı ben Murfit. | in evine gitmedim. Fakat komşu - lardan yine çiftçi Bravn ile karısı vardır. Mahkemede hâkim Biav şuna sormuştur: — Siz hiç Murfit il niz mi? — Hayır. Kendisile dalma sık sık görüşürdük, — Sizin karınızla Murfit arasın. daki samimiyet nazari dikkatinizi celbetmedi mi — Bunu ancak Mürfit öldükten sonra öğrendim. e kavga c Zengin çiftçiyi kim zehirledi? — Bir kadın yüzünden karısı ile — kavga eden bu adamın Zehirlenmesi etrafında mahkemede neler söylüyorlar ? medim. — Yanınızda hiç şiddetli rehir. lerden birşey bulundurur mu idi. niz?. — Hiç bir vakit haşaratı öldür, mek için olandan başka birşey bu- lundurmazdım. Karımla ben bir — | odada yatarız. Mayısın 16 ve 19 — — inci geceleri karım da hiç oradan — | ayrılmamıştır. 4 Bundan sonra müddelumumi ö- —— len çiftçinin dul kalan karısının çağırılarak dinlenmesini istemiş. — — tir, Yaşı geçkin olan bu kadın pek İsmi ııçıvılıfdın Mes » Elis | —Siıhnnıdıkwwbumıd!. mahzun bir vaziyetle gelerek şa- — | Binizi mi söylemek istiyorsunuz? | hid mevkiinde durmuştur. i -Evet... Murfit ölmeden evvel | — Bundan sonra çiftçi Valker din. — buna dair birşey öğrenememiştim. | lenmiştir: 16 mayıs pazartesi günü sabahın. — Çendler benim evimdedir. E- — dan akşamına kadar ben giftliğim- | vin idaresini görür, Ben Murfitin — de idim. Murfitin çiftliğine git « Bir facia daha! — Bir sepetci bağda bir kadını ve kızını Nihayet, Vierzon köyü halkı, sepetçi Bar- den'in komşusunu sevmediğini bi. liyordu. Bir hiç yüzünden aralü. rında çıkan ihtilâf büyük bir kin ve nefret doğurmuştu. Bu kin ve nefret nihayet bir faclaya sebeb ol. du. Barden eski belediye azaların - dan ve son derece hadidmizac, ge. çimsiz bir adamdı. Karısı iki sene başını alıp gitmişti. Barden ;.ı_ nız başına oturuyordu. Onu, ho- murdanarak evden çıkarken gö - renler: — Bu adam bir gün mutlaka bir faclaya sebeb olacak. .. Diye söyleniyorlardı. Borden komşusu Lotter küçük bir evde karısı ve bir kızı ile bera- ber sakin bir hayat geçiriyordun.!| Karısı 58 y şında ve Rönar adlı birisile evli idi. Geçen gün Borden duvarda ası. h çiftesini aldı, Iki kurşun yer « leştirdi ve evinden çıktı. Biraz ilerideki bağda Madam Lotter ile kızı üzüm kütüklerini ayıklıyorlardı. Borden'in geldiği. nin farkında olmadılar. avaş yavaş yürüyordu. Ti cam gibi parlıyordu. Kadınların yanıma iyice yakla evinde öldürülerek yakalanabildi. gında, kızı da 36 ya - | (Devamı 6Gncı sayfamızda) öldürdü. şınca tüfeğini doğrulttu, kadınlara nlşan aldı ve iki defa ateş etti. A. na ve kız cansız yere yuvarlandı. — lar, | Komşular: Katil var!... diye fer. —| yada başlamışlar, Bazıları jan 2 —| darmaya haber vermiye gitmiş- — lerdir, Leon Borden, geldiği gibi yavaş —| yavaş evine döndü, Kapısını ki littedi, arkasını da sürgüledi. Pi. pösunu yaktı; pencerenin ımı'ııie Bgeçti, oturdu. İ Az sonra, jandarmalar &vin &t. rafını sardılar. Çavuşları bağırdı: — Haydi, in... Teslim ol... Borden cevab vermedi. Bunun ine itfaiyeye haber verildi. İtfaiye kumandanı bayıltıcı bom. — ba istimaline karar verdi ve sepet. — çinin evi boğucu bir düman içinde — kaldı üler evin etrafına birik - mişti, ökdlürün katili diye bağı . rıyorlardı. - Kendisini line etmek istiyorlardı. 4 Birdenbire bir silâh sesi işi di. Jandarmalar evin kapısını dılar, içeri girdiler. Börden koltuğun üzerinde — oturuyord Kafası yan tarafa düşmüştü. Köylülerden birinin kurşunu ile cansız kalmiştı.