tedeceğimizi yazı, Mi zünden neşredilemedi. zür diliyoruz. — Yarın, hemşiremin doğduğu Bün... Elizabet düşünüyor. Kardeşine he hediye verecek? Öyle birşey “İstiyor ki onu hem sevindirsin, hem de hayrette bıraksın... Bukingam sarayından dönüşte bir mağazanın camekânında ga - Bayet güzel, sarışın bir bebek gö Tüyor. D — At diye Margarete benziyor. Alalım şu - | Hu Mağazaya giriyor, soruyor: — Kaça bu bebek?. — On frank!. Alnını buruşturarak düşünü - Yor; «Ne pahalı's- çantasını açı - Yar; içindeki paraları çıkarıyor, İçindeki paraları çıkarıyor, sayı - Üor. Bir frank eksik. Ve evine dö. ııuyuı. yalvarıyor. — Bana bir frank ödünç vere . hu misiniz? Haftalığımı alınca İade ederim size.. İ Küçük prensesler " şimârık ve Mazlı değillerdir. Her cumartesi " Günü kendilerine — ulak bir ceb rçlığı verilir. Masraflarının he- AMabını tutmiya, bir deftere yaz - Tuya mecburdurlar. Böyle ufak hediye verecekleri zaman e. könumi yapmak zaruretindedir - 't( 'TERBİYE, TALİM VE PROTOKOL Prenseslerin talim ve terbiyi Sarayda yapılır. 5 inci Jorj, Eli letin koleje verilmesini arzu € Temiştir. Bir İngiliz mürebbiye harafından talim ve terbiye olun- Maktadır. Kraliçe namzedi Prenses her Aabah günün siyasi bilânçosunu ğrenir. Dünya ahvali hakkında mağı dünya Nyasetine alıştırılır. Küçük pren- , memleketin siyasi vaziyetini lli Dominyonların, Hindistanın Vaziyeti de moçhul de, “Güü tmparatoriçe olacağı bu bin h, babsından ken- Hindistana götürmesini ri. & eder, İngiltere limanları rıhtım. Ülanâdan geçerken müstemleke - 'den gelen putlu vapurları gö - — Bu vapurlar biz! oraya gö . “mez mi? Ne durüyoruz. Hay- ! binelim, gidelim.. Der. Prensesler, her gün 9 u —D0 gçe derslerine başlarlar, bu İğlene kad'- devam eder. | — Öğlenden sonra vazifelerini ya. lar, derslerine çalığırlar. Son. VA köpeklerile beraber — gezerler, OB işlerile meşgul olurlar. Ana - B dt baiber çişekleri düzel © Bar F th selerini, m.mç.kl.ınııı mu. kultza ederler. Dolablarımı yerleş- Tirler, dı—'nr!ırm ve kitabla . Kraliçe ve küçük Prensesler Dünkü sayımızda sonunu neş. vadettiğimiz bu ündericatımızın. çokluğu ve yazıların gecikmemesi yü - Bugün yazının sonunu neşre- diyor ve okuyucularımızdan ö- bağırıyor. Tıpkı | isminde bir Bu kordelâyı vaktiyle da çalışmış olan rü Augusta Gen tedir, Mevzuu, sevdiği kızı unut. n sıralarla, VAKTİILE.. iki küçük Prenses ve.. eğlenceleri.. ELiZABET VE MARGARiT Penses Elizabet, birkaç lisan bi. lir. Daha pek küçük iken mükem- mel fransızca söylüyordu. Hafta. da bir gün öğlen yemeğinde yal. nız fransızca konuşulur. Hafızası çok kuvvetlidir. En çe- tin lâtin ibareleri ezber bilir. İşit. | tiği, okuduğu şeyleri hiç unut - maz. Babası annesi Kraliçe Meri ile beraber dispanserlere, küçük fr> kara çocuklarını gündüz kabül eden müesseselere gider. HEDİYELER İngilizler, Prenses Etizabet'i çok severler ve bütün sene ken. disine hediyeler gönderirler. Maddi kıymeti olmryan hediye- lerden başkasını — kabul etmiye mezun değildir. Diğerleri ted ve isde olunur. Sekiz yaşında Mancesterli bir kız, küçük prensesin resmini gö - (Devamı 6 ncı sayfamızda) Yenı İtal_ı)ar.ı filmi Beyaz müfreze İtalyanlar «Beyaz mi filim — yapını alyan rejisö . ha idare etmek. mak için Libya çöllerine giden | ve oradaki Çok macera geçiren bir zabitin hayatı etrafında cereyan etmek - tedir. Baş rölleri İtalyan artist . lerinden Antonio Cento ve Ful - vin Lanzl kordelâ ayni zamanda bir propo. ganda filmi olduğu için İtalyan hükümeti eseri vücude getiren « lere çok yardım etmi harici sahneleri Libya rliler arasında bir. oynamaktadırlar. Bu r. Filmin öllerinde 1 pek ÜÇ FACIA Uçhazineve üç gemi Define arayıcıları denizin dibinde gümülü milyarları, çıkarabilecekler mi? Milyarlar peşinde sergüzeşt Batan gemilerle denizlerin di- | bine gömülen hazineler her de- virde insanların hırsını uyandır. miş, fikrini işgal etmiştir. Ser. mayedarlar, bu hazineleri çıkur. karmak için şirketler tesis etmiş ler, hisse senetleri çıkarmışlı dır. Bu senetle: para verip çok kazanmak istiyer bazı s diller tarafından satın alınmış tır. Bu zavallılar yüzde 5,000 kâr | edecekleri vâdile kandırılmıştır. Doğrusu fena değil. Bir lira ver, beş bin lira'al... Ki mez bu kârı. Fakat, üç ay so: alınan bir hisse senedi sıfı miş; bir hazine de dolandırıcılar denizine gömülmüş demektir. Bir çok vak'alar, tekerrür eden bu dolandırıcılıklar nihayet — halkın gözünü açtı, Artık bu gibi şir - ketlere metelik veren yok. Bu hazineleri çıkarmak isti - yenler kendi sermayelerini teh. likeye koymak mecburiyetinae... Vaktile dünya elkârı umumi - yesini işgal eden vak'alardan çünü naklediyoruz. DÜK DÖ FLORANÇİYA — | Mayis, 1588— Mari Stuart'ın idamı İspanyada büyük bir iğbi- | rar ve heyecan husule getirmişi İkinci Filip, delicesine bir muce. raya atıldı; İngiltereyi fethet - mek, katolik dinini neşretmek... İşte gayesi bu (di. | İkinci Pilip, büyük bir filo ha. zırlamış ve buna «Yen'lmez ar- mada» ismini vermiştl. Armada, 150 yelkenliden mü. rekkebdi. 25,000 topu, yüz kuruşa in. p 1000 kilometrelik bir saha dahi - linde 40 haraket derecesi sıcak - lıkta alınmıştır. Aktörler ve tek. nik memurlar muhtelif defalar susuz kalarak Ölüm tehlike: çirmiştirler, * Fransiz rejisörü Rayn Bernard «Aşk yarışı filim çevirecektir. * Ünümüzdeki ay zârfinda Fransızlar «Kizıl vâlse - isminde bir kordelâ yapmağa başlıyacak. | lardır. * Pariste çevrilmek üze' filimlerden birinin adı da go'lü yeğenim!» dir. * İtalyan muharriri Gina Ka. Hss'un eserinden iktibas edilerek | bir filim vucude - getirilecektir. | Bu kordelâya kitabın Ismi olan | «Cleh kız kardeşleri: mi verile- cektir. 4 Almanlar ePrusyada bir aşk | macerasır isminde ulusal bir fi - | Üm çevirmektedirler. Bu xorde - 4 baş rolleri" Lida Barova ile Fritsoh soynamaktadırlar, e Şirley ne kazanıyor?.. Holivuddan bildirildiğine göre, küçük — sinema - yıldızı “Şitley Tample, yemek parası olarak se- node 10,000 İngiliz lirası ((87 bin Türk Uirası) verilmektedir. Bundan başka, senede 20,000 fngiliz lirası daha verilmektedir (130 bin Türk Hrası). Şu hosaba göre küçük san'atkâr her sabah uykudan kalkınca 28 İngiliz lira. Bı, 11 şilin almaktadır. Ayrıca ahasının da, çocuğa re. fakat ettiği, baktığı için haftada | 200 İngiliz (1,200 Türk lirası) tah- sisatı vardır. , di. İngiltere, böyle muazzam — bir donanmaya karşı ne yapabilirdi Bereket versin, Armada'nın ku - Mandası, gemicilikten anlamıyan birisine, Dük dö Medina . Sidon. ya'ya verilmi Dük, bir filo idare edecek ka. biliyette bulunmadığını biliyordu. ok kereler Krala, den affını rica etmi; ehemmiyet bile v bu. vazife- 'akat Tmernişti. Gemilerin fası, 20,000 de piyade askeri var. w Gemilerden üçü, körleze girme - den battı. Dük dö Florançiya bun lar arasında mı?. Meçhul... Ma - lüm olan dört len yalnız bi. n Tobe ye gelmeğe mu valfak olduğudu; Dük dö Medina, K raparda — Florançiy uğradığını, 27 eylülde San der limanına girdiğini, ondan sonra ne olduğunu bilmediğini yazmıştı. — Senu yarın — ttıkları yerleri gösteren harita: I— Dük dö Florançiya. 2— Telemak. 3— La Lütin. &— Lüzitanya. Armada, 29 mayıs 1588 de Liz. bon limanından ayrıldı Dük dö Medina - Sidonya, amiral gemi. sinin kaptan köprüsü üzerine çık miş, uzaklaşan İspanya sahilleri- ne bakıyordu. Sahilde büyük bir kalabalık — birikmişti. “Kadınlar mendillerini sallıyorlardı. Armada, haziran “iptidasında müthiş bir fırtanaya tutuldu. La. koroyn limanına ilticaya mecbur oldu. Dük dö Medina ne yapaça. Banı, nasıl hareket edeceğini bil . miyordu. İşte bu bilmemezlik yü zünden felâkete uğradı. İngilterenin o devirde Armada- ya karşı koyacak — küvvetli - bir donanması yoktu. Bununla bera. | ber, Filipin kararının haber a. hnca bütün millet ayaklandı. Tüc car gemileri harb gemisine tah - vi olundu. Yalnız Londra şehri 50 gemi ve 10,000 asker verdi. Armada, 21 temmuzda yelken- lerini açtı, yeniden yola çıktı Dük dö Medina, İngiliz filosunun bü . Yük bir kısmının saklı bulunduğu | Plimut'un önünden geçti. Fakat taarruz cesaretini — gösteremedi. Kale açıklarında demirledi. BARUT DEPOSUNA TAHVİL OLUNAN SEKZ GEMİ 7.8 temmuz gecesi meşbur | e, şu şeytani plânı karartı Gemilerden sekizine barut fıçıları, demir parçaları, pa -- çavralar doldurdu. Ve — bumları Armadanın üzerine saldırdı. Hep sini ayni zamanda ateşe verdir Armada, cehennem içidde kal . mış gibiydi. Gemiler yanıyordu. ÂAskerler denize atlıyor, canlarını kurtarmağa ç: Binlercesi boğuldu, git rada müthiş bir de fırtına çıktı. «Yenilmez Armada» taarruz et - meden, harbe başlamadan ye - nilmişti. Rüzgâra kapılarak şimale doğ. ru giden gemiler arasında Dük dö Florançiya da vardı. Diğer dö gemi ile beraber İskoçyayı dolaş. toıktan sonra İspanyaya doğrul . du, Tobermeri körfezine kadar geldi. Bu sahillerdeki tehkkeden haberleri yoktu. Küçük bir dik- katsizlik faciayı doğurabilirdi. Di tırdı: TELGR 29 Hazıran 1922 VASİYETNAME Avusturalya seyyahanti esna- sında bir hâdise. DÜRÜST OLMAK Ayni vapurda seyahat eden yolcuların her halini keşleden grafoloji mütehassısının hususi kamarası Zengin, ihtiyar ve şişman bir | kadın şoförü ile beraber İngilte. reden kalkmış, kocasını bıirak . - mış, uzün bir seyahate çıkarak Avustralyaya yollanmıştı. Fakat Şab denizinden geçerken ihtiyar kadın çok içki içmiş, birdenbire ken şoföre mühim bir vasiyette fenalaşmış, ölmüş, fakat ölür - bulunmuş. Kocasının hiç lâkirdi- sı yok. Bunun üzerine kocası ha. rekete gelmiş, mahkemeye — git. miştir. İşte İngilir gazetelerini bir zamandanberi meşgul - eden bu davanın hulâsasını geçen gün «Son Telgraf> hulüsa ederken şe- förün karısına mahsus içki içi. rerek cak bir iklimde içkinin tesirile onu öldürmek istediği ve maksadına vardığı şüphesi altın. da muhakeme edildiğini yazmış. in Yeni gelen İngiliz gazeteleri Şimdi yine bu gölörle meşguldür. Gazeteciler de o1un peşini bi - ' BİR YILDIZ!. Alman sinema artistlerinden en meşhuru olan Lemi giden Alman artisti Leni ve Alman sinema artistle . rinin en meşhurudur. Geçen sene Pariste, 1987 de, Alman paviyanundaki diyordu. Bir gün serbest kalıp ta Parisi gezememişti. Sergi bittik. ten sonra memleketine dönerken: Önümüzdeki sene — gelece - ğim. Tatil müddetini geçirmek i. çin gelen bir kadın gibi Parisi, Parisin eğlence yerlerini gezece. ğim.. Demişti. Leni sözünü — tuttu, Parise geldi. Fakat mütenekki - ren, başka bir namla: Madami Düpon.. Madam Düpon, büyük oteller- den birine inmişti. İsminin Pran. s1z İsmi olmasına zsağmen Fran - gızca konuşamıyordu. Beraberin. de, kendisine çok benziyen bir » kaç erkek “-rdi, Muvasaf ,2 aa Sonra bulurduğu otele ..ımp «.ndisini görmek istediğimiz zaman kapı. &: — Madam Düpon dışarı çıktı. Cevabını verdi. Bu koca şehir. de büyük san'atkârı bulabilmek biraz güçtü. Buna rağmen aramı. ya karar verdik. İstirahat etmek, gezmek, eğlenmek iç'n gelen bir getiç kadın nereye gider. Şüphe- siz, bu saatte moda lokantaların. lan CF tağ Büyük Jokantaları dolaşmıya be yes; gece yarısına doğru Bulonya ormanı Jokanta. sında bulduk. Bahçede bir-masa. da oturuyordu. Yanına yaklaştık: — Bomsuvar Madam Düpon.. İlk evvel; Mütenekkiren ve Madam Düpen ismile Parise çek çabuk tanıdılar — Ah! Hayır... Tatil müddetini geçirmek için geldim. Ben, ben..» Dedi. Sonra bir kahkaha salı « di: | — Mütenekkiren mi seyahat e. diyorsunuz?.. Evet kat'iyyen mütenekki - en... Tatil müddetini Pariste ge. çirmek için geleceğimi söylemiş- tim, geldim. Son zamanlarda pek çok çalıştım ve çok yoruldum. «İki İstade filminin Fransısca kısmını ikmal ettim. Sekiz gün evvel Baden Baden'de idim, Bir sinema kongresine riyaset ettim. Ve Mari Market'le tanıştım. Dün geceyi Brükselde geçirdim. Ölem. Piyad filmini gösteriyorlardı. O rakmıyorlar. - Kendisile görüşen bir gazeteciye Vins izmindeki bu goför başından geçen vak'ayı hi. kâye ederek diyor ki: — Böyle ithamlar altında kal. dıkça dünya bana cehennem ol. maktadır. İhtiyar bir kadını öl- dürmüşüm. Ben onun yanında kâtik olarak bulunuyordum. Ken disinden para almak için onu öl. dürdüğümü söylüyorlar. Ber bu ihtiyar kadına sıcak iklimden ge. çerken, Şab denizinde içki içir . mişi Sonra israr etmişim. E- linden bir vasiyetnam almışım. Bunların hepsi asılsızdır. Kadın bana 3,500 İngiliz lirası vasiyet etti. Kocasına bicşey birakma - m'ş. Kocası da beni itham ederek karısını öldürdüğünü ileri sü . rüyor, Bunların hiçbirinin aslı yoktur. Ben tamamıle masum bir #edamım. Diğer taraftan Sinker isminde bir adamın d> karısını «andırarak berabez götürdüğümü söylüyorlar. Halbuki ben bir dük. kân işletiyordum. Bu kadının o- Hulları da benimle beraber çalı. şeyorlardı. Sonra besim yanım . dan ayrıldılar. Ben müracaat e- devek alayhimde söylenen şeyle- rir. delil ile isbat ed imesini iste- dim. Ondan son“a kendimi mü. Gehtaya hazırım. Ven bir zamanlır Amerikada Lu'undum. Orada tanı 50,000 İn. giliz Hirası - servet tersin ettim Serra bu serveti mahvettim. Şim d. kirk iki yaşındayın, Amerika- Gan İngiltereye döndüm. Sinke. Tn karısı ile 933 de tanıştım. Ko. carını ve ik oğlun': da bilirim. Pen © sıralarda hestaneye yat - mıştım. Bu kadın bana baktı. A- radan aeneler göçti. İşs.z kaldım. Güeteye bir ilân verdim. İş ara. dira. 936 senesin: iyar kadın beni yanına heta kâtib, hem şo. '& şılarak aldı. Haftada | İngiliz lirası verecekti. Amerika'lan bana bir mektub gelmiş, bunun zarfının üzerinde «doktor Vins» diye yazılmış. Ben kendimin hekim olduğumu iddia etmemiştim. İhtiyar kadına de böyle bir iddiada bulunmadım. Yaşlı kadın beni çok sevivnrdu. Fakat onun âşıkı değüdim. Bana Devamı 7 inci sahifenızı ——— — kadar alkışlandı ki sevinçten göz, lerim yaşardı. - Parise niçin geldin! 1 müddetini geçirmek L çin dedim a.. Filmimin ne vakit göst-rileceğini bilmiyorum, Olimpiyad — oyunlarında * bir film çevirmişti. Bunun iki sene çalıştı. Bu filfa ya- kında Pariste gösterilecektir. Leni, sigara içiyor, daneden çiftlere bakıyordu: — Ne şıklık, ne güzellik!.. hayat!.. Diyordu. kaldırdı: * Parisin şerefine içiyorum. Paris hakikaten dü: tidir! Dedi. Başını, hasır koltuğun ar. kasına dayadı, gözlerini kapadı. Derin bir hulyaya daldı. Ne Şampanya kadehini