srarengizcinayet Bu âdet kalkacak mı? Hiçbir kanunun menedemediği dökter eski sevgilisini himaye etmek istiyen adamı vurdu! tkat cinagyetin asıl sebebi ve faili meçhul.. ı'“I'aı' perdesini kaldırmak için baş Müğu her çareden fayda göremiyor .":'f Aleş ettiniz?... h tehdid ediyordu. Ben ydım, beni vu « Ne adam olduğunu pe- & ÜĞĞÜ komisyoncusu kar- yatirca ve bir şolürü de ha. liyan doktor Pol Kam. l&sine bu cümle ilo başla- » ::':'Ma, Viktör Hugo bul - k İl numarada terayı san - A, Tökter Kand bi &n Senölor, S f'“"l Ğ e. Suzar y ( Senç b Ü . Sulunmuştu. KST mny b Muhabbetle Miç. #itaç kız biraz hoppa, bi. İdi. Sevgilisini aldatı İyordu. * bunun Kendisini Tarkına vardı. ikasile kendini Na kansat getirdi ve r. M ŞM olduğunu — anlamak _%“huu bir gün kadına: ; Sevdiğin adamın yanına.. 3._“ evinden kovdu. * bu hareketten çok mü- M Odu. Açabileşti, hiddet « Ç Be “klâ, dedi. Zaten senden Yordum... Yine evden ayrılmadı. birkaç gün geçti. A - den bir kavga çık. aç arışır gibi oldular, Ni. kagıtilmıya karar verdiler. ı—.lk“ genç kadından nef . çei beraber eski metre - ihe bakmakta devam &. aŞ Söyledi. Ö2el — Russo'nun birkoç ' İ eet a y Haftada bir gün ev Şımarık, yalancı i. İçtimal yaralara temas eden bir vak'a, Çocuğunu terken ellerini yakarık yaralan - masına sebeb olan babanın | halinden bahsedilmişti. İngiliz ga i verdiği malüma. rtık halkın bi. biye etmek is ülarımı almak için ge'e: t:,ı'—uı tarı kapıcıya birakırım. Tni alabilirsin. 'ğhı Verdi. Telefonun u - xn_u':detıı bir ses: Ben hırsız gi istemiy » | zetelerinin ta göre bu adam rikerek kendi aleyhinde nümayiş yapmasından, kendini tehdid et. mesinden bikarak ister istemez e- vini bırakmış, başka bir yere git. meğe mecbur kalmıştır. Parak is. mindeki bu tayyareci şimdi vazi. desinden de çıkarılacağını söyliye- istikbalinin mahvolduğunu yordu. Yeni gelen İngiliz ga. Juğuna göre tay. areci oradan oaraya dolaşarak ga zetelere işin hakikatini anlatmağa ve efkârı umumiye karşısında ken disi dına kıyan bir baba öl. mak gibi en kur - tulmağa çalışıyor. ve ki — Ben mahkemede lâzım gelen Çok bir adamdır. Bir faciaya an, aksi, — doktorun N l ltin önünde durdu. Bir cebinde idi. Şüp- ? Tvelver tutuy Ş ; iç Ye alkarak birki Yür k: e Nı.k ı“"luş ve sokaktan ge - | Aksiyi durdurarak İçine A Bitmiştir. Ç")_Lı”mmm devamla: Nn çe Ye — binmezden evvel | yandaki fabrikanın Ç* fırlattı, attı. N rovelverinden çıkan | n biri, şoförü de ha - Bunu pansıman bir otomobil gel. | Suzan: şeyleri söyledim. Fakat icab ettiği Bibi hazırlanmamıştım. ler vardı ki bunları çocuğa sormam Vâzımdı. Halbuki ben buna dayanamadım. Mahke - mede avukat da tultamadım. Pa - am yoktu. Birçok şey törün üzerine atılmış. m VA Ko İ Mar, Kehdisini teskin ve bi. Şij Farakola müracaat e - Y anlatmıştır. biten bir sevda da. Çocuk tacıası cuğunu bulamayı örs üzerinde izdivaç.. Usulü kaldırılırsa demircinin hali ne olacak ? «Huzuru ilâhide ve şu örsün üzerinde her ikinizi birleştiriyo. rum, Dünyada ve ahrette mes'ud olunuz. Vaki İskoçyada, — Gretna Green demircisi, evlenmek ist yen kadın ve erkeklerin akidle . bu suretle icra ediyordu. Ve 'an dasediyor. Nişanlılar, meşhur demirei dük. ünında tekrar olunan bu cüm - müteakıb meşru zevç ve zev. e oluyorlardı. 1848 de neşrolur gizli — izdivaçları 1857 de ayrıca bir k: vaç edeceklerin en yada İkam n bir kanun ediyordu. nunla, izdi. üç hafta rt konul. TI n Ve at bu kanunlara halk eski adetini bırakmadı. zt icra ediniz! Diye müracaât — eden çiftleri birleştirmekte kusur etmedi. Gretna - Green demircisi, ayni | zamatıda kasabanın sulh hâklemi« 'ir. İskoçyanın bu köyünde sulh mliği ve evlenme memurlu. | 00. e gelen baba ço- nca çıldırıyordu. | ve hırsız. çocuk him noktalar gözüznden kaçıyı du; Oğlum Deniş dünyaya geldiği zaman ben'on doküz yaşında idim. Küçük yaşta evlenmiştim. Bir yer de kâttblik ederek haftada 22 Şi. lin kazanabiliyordum. Bir de an. neme bakıyordum. Karımı seve- rek almıştım. Yinede çok seviyo. rum. Bence-dünyadı daha kıymetli bir kadın Fakat keşke evlenmezeydi Oğlumu kaynanam ile baldızla. | rım alarak büyütmüşlerdir. Ben her gün işime gidiyordum. Sene - | ler geçiyordu. Düşündüm ki daha kırk sene bu kâtibliğe devam et- sem ederdim. Daffa genedim. Tay- yareci olmağa heves ettim. Buna merakim vardı. Kardeşlerim de bu işe rdi. Artık benim de bir evirm vardı. tadan haftaya gelebiliyordüm. Çün kü tayyare karargühındaki vazi - femden her vakit ayrılamazdı Oğlum yine kaynanamın evinde idi. Fakat artık benim mezun ol- duğum zamanlar mutlaka eve gel mesini istiyordum. Göreceğim ge. liyordu. Uzun zamandanberi ço. cuğumdan ayrı yaşıyordum. So - | kakta raslasam timizi tanı - mıyacaktık!. Artık bu hale bir ni. hayet vermek lâzımdı. Çocuğu « mun şımarık olduğunu anlıyor - | dum. Nihayet evde birbirimizi bul | duğumuz zaman ona okumak İs- ini sorardım. Öğrenmek me. rakı vardı. Bundan başka onun i, temiz alışması için de ken disine bazı şeyler öğretiyordum. Fakat ben evden ayrıldıktan son. ra bunların hiçbiri kalmıyordu. Çocuk mektebe de başlamıştı. Ak. şamları artık çıkmaz eve dönmesini tenbih edi- | yordum. Halbuki buna dikkat et. miyordu. Eve geliyordu. — Fakat | durmadan çıkıp gidiyor, yine an. ne anhesinin evine koşuyordu. O- tada geç vakte kadar kalıyor, ya- zaman eve geliyordu! te böyle oldu: İzinli ou yoktu. m! akşam mutad saat. en İki saat evve! eve döndüm. Fa kat ne karım, ne de oğlum vardı. 'Tekrar sokağa çıktım. Bir saat sonra eve döndüğüm zaman karı. ğu bu aileye münhasırdır, Hüki bu vazifesinden başka demirci - lik de yapar. Zamanımızdaki İs koçyalılar çok an'aneperesttirler Eski âdetlere çok riayet | Hükümet, eski an'aneleri kal . | dırmak istediği zaman itiraz et mezler. Fakat yine bildiklerinden şaşmazlar İşte bu sebeble, örs üzerinde izdivaç usulü, kanunlara rağmen hâlâ devam etmektedir. Yalnız, Gretna . G azı üç hafta oturmak Kasaba ahalisi, nişanlılara karşı çok müsaid davranır, teshilât gös. terir. İngilterenin en yüksek nile. lerinden birçokları nikâhlarının akdi için bu kasabaya gelirler ve demirciye müracaat cderler. Asil aileye mensub kızların kü. çük yaşta nişanlanmaları âdettir, Bunlardan birisi 12 yaşında iken allesi tarafından bir - delikanlıya nişa, ştı Halbuki kız bir başkasile se-« vişi; müracaati tavsiye etmişlerdi. Sev. gilisi İle beraber katabaya gitti. derler en'de en lâzımdır. Fakat üç hafta beklemek lâzımdı. Ailesi haber alınca mâni olmak içi lerinden — geleni yaptılar. Hükürm bıta memurları sevdal fakat bir türlü bulamıyordu, Ka- saba halkı, kendilerini ayrı ayrı evlerde saklıyordu. Zabıla: Evlerinizi otel olarak kulla. nıyorsunuz. Ceza - vereceksiniz... Diye halkı korkutmak — istedi, halk da şu cevabı verdi: Bizim, dostlarımızı misafir etmek hakkımız yok mu?.. Ken . dilerini para veya bir menlaat müukabili misafir etmiyoruz... Cevabını verdler. Nihayet on beş gün tamam oldu. Demirciye müracaat ettiler. Bütün Kkasaba | halkı da kendilerine refakat e - diyordu. Zabıta demircinin nikâh kıyma. sına mâni olmak İstedi. Demirı Ben, bana müracaat eden . lerin akdini icra ederim, Beni, bundan kimse menedemez. Dedi, Nişanlılar dükkâna diler. Kapının önünde büyük bir kalabalık vardı. Bunların arasın. dan gayet kibar bir adam ayrıldı. Örs üzerinde ntixâk kıyılıyor mt buldum. Çocuğu sorduğum za. man yatağında uyumakta olduğu- nu söyledi. Gittim, baktım. Ço - cuk soyunmadan yatağa girmiş, perişan bir halde yatıyordu. Ken. disile konuştum. Benim evvelce eve geldiğim zaman kendisinin | yatmakta olduğunu, benim geldi. | Bimi duyduğunu söyledi. Fakat bu | yalandı. Çünkü ben ik eve gel- | diğim zaman çocuğumun yatağı. na bakmış, onu böş bulmuştum. Artık buna büsbütün canım sı. kıldı. Çünkü çocuğun yalana da alıştığını görüyordum. — Karımın 1 vardı. O da ortaday Bunu oğluma sordum. Nihayet itiraf etti ki annesinin altın saati- ——— ——— ——— ni o almıştır ve bunu küçük bir kıza hediye olarâk götürüp ver - malgtir. — Git dedim, dunu annene söy. le... Ona da ne yaptığını anlat!. Gitti, geldi. Ben ocağın bulunduğu yere ya. kın oturuyordum. O da benim diz lerimin dibine geldi, oturdu. Ona yalanın, hırsızlığın ne kadar fena şeyler olduğuna dair bazı şeyler anlatmağa başlamıştım. Bu sıra- da ocak sönmeğe yüz tutmuştu. Kenarda bir takım kümürler var. dı. Simsiyah kömürleri alarak 0. cağa atmasını söyledim. Elinin ya nacağını söyliyerek almadı. Ben ısrar ettim. Çünkü bunlar kapka. Ta kömürdü. Ateş değildi. Buraya kadar söyledikleri din- lenerek gazeteye geçen tayyare. ciye gazete mukarriri şunu soru- yor: müracaat ettiler. Za - | S$—SON TELGRAF — ? Haziran 1938 © Harb planlarını | Muamelesi | Amerika gazetelerinde okundu- Buna göre Amerika Bahriye Ne . zaretinin yeni inşaat programında ki muhriblerden birinin plânları çalınmıştır. Amerikadaki casus inın yeni bir. faaliyetini bu hâdise üzerine tevki. fat yapılmış. Minezota tezgâhında başlanmış olan bu muhribin plâ. casus yakalanmıştır. Fa kat bunun hakikf hüviyeti hak - kında birşey söylenmediğine göre hangi memleket hesabına çalıştı. gazetelere geçmemiştir. 'alnız verilen malümata göre Lozenz ve Firisk isminde iki Al. man kaptanı da bu tahkikatta şa. hid di lenmiştir. Bunlar 500 İngiliz lirası kefalete raptedilerek bırakılmışlar ve Almanyaya dön. müşlerdir. Tahkikatı yapan müd. delumum! demiştir. ki: Almanyalı kaptanlar Avrupa 'a dönmek üze. | ktan hareket etmişler - dir. Kefalet akçesi elinarak bıra. kılmışlardır. Bununla beraber ifa. delerine müracaat lâzım — olduğu zaman kendileri çağırılırsa tekrar vapurla dönüp geleceklerini söy. lemişlerdir. Buna eminim. Lâkin bundan sonra casus tah- kikatı daha sıkı bir şekle kona . caktır. Amerika hükümeti tahki. katta şahid olarak rnalümatına mü racaat edileceklerin kefalete bağ. lanmıyarak hiçbir yere gitmesine müsaade etmiyecektir. Eğer böy- le bir şahid kaçacak olursa Ame - rikadaki emlâkine vaz'ıyed edile. cektir. Bundan başka casusluk cür mü şimdiye kadar daima siyast bir cürüm sayılmakta ise de bun- dan böyle plân ve salre hırsızlığı diğer hukuku umumiye cürüm- leri gibi muhakeme edilerek plân çalan casuslar hakkında hırsız gi. bi muamele edilecektir. Diğer taraftan Amerikadaki ya. | Delikanlının yanına geldi: — Arşibald, dedi. Bir daha ri. ca ediyorum. Vaz geç bu izdivaç. tan.. Bu, delikanlının babası idi- Fa. kat, daha ziyade söyliyemedi. Ka- saba halkı işi anladı. Ve kendisini yavaş yavaş iterek dükkândan u. zaklaştırdı. Bu sırada demirci bir eline İncli, diğer eline de çekici aldı. Nişanlı. lara: Hayatlarının birleştirmek is. tiyor musunuzi... Diye sordu. Ve sevet» cevabını | alınca İncilden kısa bir dua oku. du, Ve çegici örse vurdu. Çıkan | zeda dışarıya kadar aksetti Merasim bitmişti. Karı ve koca olmuşlardı. Artık hiç bir kanun, | hiç bir kuvvet onları biribirinden | ayıramazdı, yaşlı adam dükândan | içeri girdi: Örsün yanına doğru yürüdü, eli. ni oğluna uzattı. ve: | — Beni, gelinime presante eti... | dedi. | İngiliz parlementosu bu usulü kaldırmak için yeni bir kanun da. ha hazırlıyor. Buna muvaffak olabilecek mi?... İskoçyalılara bakılırsa hayır!... — Fakat böyle ısrar etmekle 0. na karşı sert bir muamele ettiği. nizi farketmediniz mi?. — Ben çocuğu itmedim, ana do- kunmadım. Buna benzer birşey yapmadım. Yalnız kömürleri ala. rak ocağa atmasını söylemekle kaldım. Hepsi bundan ibarettir. Fakat iddia ve dava şudur: Bu çocuğun iki eli de yanmıştır. Ço. cuk hastaneye götürülmüştür. Ba bası — mahkemeye - sevkedilmiş, Son Telgraf» in evvel gün ver. diği tafsilâttan laşıldığı Üzere para cezasına mahküm edilmiş - ir. Babanın başka bir cezayı icab ettirecek derecede ağır bir kaba. | hati görülmemiştir. Fakat çocu. ğunu yakan baba diye tayyareci aleyhine halkın, konu komşunun yapmadığı kalmamıştır. Bunun alt taralını yarınki «Son Telgraf» ya- zacaktır. Amerikada casus' çalanlar hırsız _qüracek! bancı casuslara karşı faaliyette ve mücadelede bulunan Amerikan te; kilâtı da mühim bir meselenin tah kiki fle meşgul olmaktadır. Ame. rikada bir fabrikada yapılmakta olan yeni sistem bir tayyarenin plânları da çalınmıştır. Amerikan gizli teşkilâtı bu hırsızlığı yapan- ları bulmak için uğarışyor. Şiimdiye kadar, yapılan araştır. malar neticesinde Verendr Güden berg ismtnde bir Almanm ifadesi. ne müracaat etmek lâzım gelmiş ve kendisi şahid sıfatile dinlenme. ğe çağırılmış ise de Almanyaya kaçmıştır. Bundan başka Doktor Giribel isminde bir Alman da da- ha evvel Amerikadan Almanyaya gitmiştir. Bütün kahvelerde kâğıd ambalâjlı Şekerkullanılacak Alpullu fabrikasında yapılacak olan bu şe- kerler; çayla beraber verilecek Kahvehanelerimizde müşteri - lere çayla birlikte verilen kesme şekerlerin açıkta götürüldüğü ve bu şekerlerin konduğu küçük şe. kerliklere çayına şeker atan her. kesin parmaklarile temas ettiği alâkadarların — nazarı dikkatine çarpmıştır. Bu hal umumun sıbı - hatinin korunması bakımından zararlı görülmüş, bastlalıklı bir müşteriden bu suretle sağlam bir adama mikrop geçebileceği dü . şünülerek tedbir alınması muva. fık görülmüştür. Bu maksadla — Türkiye şeker fabrikaları umum — müdürlüğüne müracaat olunmuş ve çayla bera. ber kahvelerde verilmek — üzere Üçer veya dörder şekerli kâğıd ambalAjlar temin edilip edilemi. yeceği sorulmuştur. Gelen cevabda — Alpullu şeker fabrikasında istenilen şekilde kâ. d ambalâjlı şeker paketleri ya. pılacak tesisat bulunduğu, ancak bu nevi şekerin kilo başına 10 ku. ruş fazlaya mal olacağı bildiril - miştir. Umumi — sıhhatin noktasından bu şekerlerden getir. tilerek bunların bütün kahveler - de çayla beraber yalnız bunların verilmesinin temini düşünülmek. tedir, korunması