t ALEYRAN| BİR YIL ANDREE BE el gibi âsil Göndi - gibi *4SSıp Fuşe gibi dinsiz ve ğeytani bir fopaldı meyus durduğunu ve bir şey söy- S î_lmuıı.n sokağında İlemediğini görünce sordu Vardır. Tüileri bah - Siz, rahib efendi, siz de mu '*ıı.,_"l:n bu dört katlı ce- | vaffakiyetlerinizi anlatsamıza... N iyorsunu: — Acıklı birşey düşünüyorum, madam. — Ne gibi?. «Anfantado Pariste bir kadın cle geçirme- İ ı,îhıh_”’ kadar da; «Taley - İnin bir manastıra papaz olmaktan 'ç Jdaha kolay olduğunu düşünüyo - Raçi Üğo'nun: aBirinci rum. & ÂYvâz gibi kulla-| Kralın güzel gözdesi, genç papa- _q—’v tasbir ettiği Ta -|zın elini tuttu, tatlı bir gülüşle: €Vvel bu konakta Siz bir manastırdan daha de - ğerlisiniz... dedi. Hün elinde bir oyun- Monsenyör.. oe “ Bu gair biraz mü- | manastırdan daha - Pakat — Taleyran kiymetli birşey elde etti. Otuz üç le mühim bir rol yaşında peskopos tacını giydi, mon- tanın mukaddera- | senyör oldu. mlwıuımı.şıur Son| Günün birinde, yeni peskopos, Pu döstane) dir. kontes Adelaid dö Flaho'nun iti - dö"n kim?. raflarını dinletti. Günahını çıkart -| Perigo, prens mak için gelen asil kadını, yalnız 'Pânın en eski ve kendi hatalarını değil, ölen Kralın Genç papas, Paramuant film kumpanyası tara- || yam Povel '_ç ı_üu" birine mensub-| da bazı kurfrlarını söylemişti. % Adalber, Hug| Bir rivay$:e göre genç papaz, gü- İ Tey veren kont -/zel köntesi, günahlarını çıkarmaklangaje edilmiştir. İlk film « Nişan || Paramuunt bahanesile mütecaddid delalar nez. ıı::l'mmv.:şıu Bu hiz. dine davet etmiştir. (Sonu yarın) | Nğîkş;râ Olarak kendisine ir harekar, yüzüğü» isimlidir. Kendisine Vil- || virmişti. Meşhur sözü | .. . mee Macera perest Kontes 1,LO| S Aylarca hapsedilen LİNDSAY Kontesin maceraları Ancak hayal olarak kabul | edilebilecek şeylerdir. | devlet hesabına Almanyanın esrari- | ni öğrenmek için çalışan bir caw:* sayılıyordu. Bununla da - mahküm | olmuştur. Kocası Kont Viyelopols- ka altmış yaşını geçmiş, fakat çok zengin bir asılzadedir. Karısı için birkaç defa başkalarile de düello et- miştir. Genc karısını kurtarmak i- gin bütün servetini feda etmeğe ha- zar olduğunu söyliyen ihtiyar Kont Varşovadaki büyük konağında ay- | lardanberi azab içinde yaşıyordu. * Yedi yaşında bir kızı vardır. Bu kız- cağız her gün babasına gelerek: ; —— Annem nerede, ne vakit gele-| cek?, diye sorüyor, ağlıyordu. Hattâ bu kızcağız bundan bir müddet ev. | y vel Hitlere bir kartpostal gönder , | miş, daha yeni yazma, okuma öğre- nir gibi çocuk halile şöyle yazmıştı: Azizim Her Hitler; Lütfet te be- nim annemi salıversinler.. Fakat bundan bir cevab çıkma - mıştır. Kontes Rusyada doğmuştur. Bir kaç Avrupa dili bilir. Lehli Kontesin Almanyada mah-| Kontes geçen eylülün 18 inde tev- küm olduktan sonra ne suretle kur-İkif edilmiştir. Varşova - Berlin - tulduğunu dünkü «Son Telgraf»|Paris ekspresi Almian payitahtına yazıyordu. Fakat yeni gelen İngiliz|geldiği zaman Alman gizli polisleri | gazetelerinde buna dair olan fazlalde Kontesi bekliyorlardı. Çünkü o-| malümatı da hulâsa ederek aylâr-İnun Lehistan payitahtından hare -| Yapan kim?, fütursuzca cevab | Yapan kim bu mütcazzım a- Ursin | | ı | Ve | Bibi mütekebbir, Ançdün gç derece zeki idi ıı":: ı..,,v':fn Bahsederken: Pa aa AE olmanın, ka- b Muyan sırlarını bilir- 4,&%.1:'"ül olmak isti. Mi *%Au hüşmanın Ü - K ahai ) ::“h Taleyran bida- Belürcie van Ü * iken gç Birmişti. Yir - 5%0’“:" Versay sarayı h Ğ, çehi Bit çehresinin ç:trl"“ 3Y kadınlarının dik- | Ka lüra yin n Gi l “k';ıışu. Ö anlır büyük salonun- k'*u,'" ödeler muvaffaki- Barı #Yorlardı. eZi genç rahibin G U ANONİM S'Ğ:,B #irketinden | | y Mart 1938 tari - M“_'"ık toplanan heyetince dahili altıncı — maddesi beheş MZin sahip bu - *” senedi için 'N ikinci rub. Beş lirayı işbu Ten 30 haziran Ankarada Tür- n e AM hai eei c e AMAD . B hi 'E l lardı. Kontes her vakitki gibi güzel Aylardanberi Almanya ile Lehis-İve zarif olarak Avrupa seyahatine tan arasında bir mesele vardı: Genc|çıkmış, sanbaharı Fransada geçir - İye güzel bir Leh Kontesi Almanya-|meğe gidiyordu. Fakat buna muvaf- da tevkif edilmiş ve aylarca mevkuf 'fak olamamıştır. Çünkü Almanyada 'kılmqh. Leh hükümeti bunun için bir adam yanına sokularak kendisi- esi hükümleri |SOK teşebbüslerde bulunmuş ise de|ne yavaşça birşeyler söylemiş, Kon-| Arttırılmak su - Simdiye kadar kadının kurtarılması| tes bunu işitince sapsarı olarak tren-| ikış çi Tübu ,"m_),___ıımbıı olmamıştır. Nihayet iki hafta|den inmiş, adamı takib etmiştir. Kon bedeli levvel meselenin neticesi haber ve -|tes artık Alman gizli polisinin elin- ihdaki şirke. U aai 'etkezine öde - DOROTİ |bekliyen jandarmaların ayak ses - İrcisi Bay Sırrı ve iki kâtib var. İçe- B- SCOCRTFLANAE IZ RTY kürek cezasına «Mektublarımı açtın?. Röne Kreton, henüz 17 yaşında. Fakat bir canavar, hem de pek müthiş bir canavar!... Daha 15 ya - şında iken serserilerle düşüp kalk- mıya başladı, nihayet baba katili oldu. Nasıl mı? diyorsunuz, ensesine bir kurşun sıkaral insan kasabı Vaydman gibi. Babasını terbiye etmek istemiş. Çünkü mektublarını açıp okuyor- müş. Gümrük memuru olan Kreton Viçkiye düşkündü. Bazan fazla kaçı- riyor, karısına ve çocuklarına feni muamele ediyordu. Geçen sene 20 ilkkânunda Röne, arkadaşı Radi'den bir mektub bek- İiyordu. Rodi, Lil'de oturuyordu. Ondan bu şehirde bir kasab yanında çırak- lıkla çalışmak imkânı olup olma: dığını sormuştu. Üyvey anası bu mektubuna cevab geldiğini ve babası tarafından alı- nıp açıldığını söyledi. Baba Kretan eve geldiği zaman çakır keyif idi. çı mektubu is . İtedi. Babası: «Ne İkoydum, bilmiyorum...> — cevabını verdi; yemek sofrasına oturdu. Çocuk öfkelendi. Üvey anası tes- (kine çalıştı. Arkadaşına bir mek- İtub daha yazmasını tavsiye etti. Ertesi gün Kreton, öğle yemeği - ne geldiği zaman akşamkinden da- |ha fazla sarhoş bulunuyordu. Mut. İfaktaki masanın önüne oturdu. Çocuk gene mektubunu — istedi. Sarhoş baba: — Sus be! dedi. Şimdi mektubu- Arkadan Tıpkı refaket edecektir. fından yeni filmler çevirmek üzere || Andree BERTY bundan- evvelde'na da, sana da.., Röne cevab vermedi. Yandaki ©- daya gittik gümrük memurlarına mahsus beylik rovelveri aldı, ko- hesabına filmler çe- | w Korkunç cani! İdam edileceği sehpayı kendi muayeneden geçirdi, . Ve.. Sabunlu ipi boğazına taktı, Sanki neş'e ile ölüyordu.. Hımhımoğlu Hüseyin isminde saf ve masum bir köylüyu, parasına tamaan bir gece vakti işkence et - mek suretile öldüren Elâzizin Cafaa köyünden Bekir oğlu Osman ismin- de korkunç bir caninin idama mah. küm olduğunu ve bu hükmün de evvelki gün İzmirde icra olundu « |ğunu yazmıştık. Bu hususta İzmirden aldığımız yeni tafsilâtı ve alçak katilin na » sıl idam olunduğu «Saat gecenin (l n şe - hir mes'ud ve rahat bir uykuda... Herkes, herşey, biraz sonra yakla- şacak olan yeni sabaha intizaren müsterih uyuyor... Etrafta çıt bile yok. ve adamsız. Yalnız ceza evinin etrafında nöbet Gece sessiz leri, sert adımların kaldırımlarda gürtünüşlerinin akisleri, arasıra bu sükütu ihlâl ediyor.. Jandarma lük kumandanlığının pencerelerin- Cani sehpada (den bol bir elektrik ziyası fışkırı -|bu işe beni. Herkes arkamdan kö- yor... İtü sözler söylüyorlar. Halbuki ben, Biz, gazeteciler de bu adadayız...|hükümetin emrile verilen idam Bir idam mahkümunun son gecesini |kararlarını yerini getiriyorum.» tesbit ediyoruz.. Son gece ve son| İDADİ MEZUNU CELLÂD!. arzu... Böyle konuşan cellâdı, bendaha Odada bizden başka ağırceza|evvel tanımışlım. Şimdiye kadar mahkemesi azasından Bay Abdur- - kendi ifadesine atfen söylüyorum- rahman Bir, C. müddelumum! mu - muhtelif senelerde ve muhtelif şe- avinlerinden Bay Cevat ve Şevki hirlerde yüzlerce kişinin asılma - Suner, jandarma bölük kumanda - sında bulunmuş ve idam cozalarını m Bay Hüsnü, emniyet adli kısım infaz etmiştir. Şunu da ilâve etmek - isterim ki ri girerken kapıdan bir muhavereye .cellâd Ali ayni zamanda idadi me- İrastlıyorum. Bu muhavereyi ya -|zunudur. Kafiyeli cümlelerle ko - panlardan birini tanıyorum. Bu,/nuşmakta, vazifesini, kuvvetli kol- maruf cellât Alidir. Cellât şöyle ko- larına istinat cderek büyük bir ça- nuşuyordu: buklukla yapmaktadır. «— Tanrı kimseye böyle bir va .| İDAM MAHKÜMU UYANDI & İ noksan ol- #adaki farkm Hisaç İrildi: Kontes de ölünciye kadar hap-|de bulunuyordu. $ İâa & se mahküm edilmişti! Almanlar Lehli Kontesin Alman- Blüş Yrica taleb ğ ei Kontes Viyelopolska başka bir| — (Devamı 6 ıncı sahifemizdo) | zile vermesin.. Nereden alıştırdılar| Saat iki buçuğu gösteriyor: Ceza ' Küçük Vay Baba katili çocuk beş sene tim, nereye | dman mahküm oldu » diye babasının ensesine" bir kurşun sıkıp öldüren bu küçük canavar, yaşının küçü olmasından, Giyotinden kurtuldu |ridoru dolaştı, mutfağın penceresi önüne geldi Babasının sırtı pen - cereye Gdönüktü. Arada ancek | metro 40 santim ara vardı. Röne dikkatle nişan aldı, ve ateş etti. Kurşun bâahtsız babanın ensesin. jden girdi, beyninden çıktı. Başı ma: sanın üstüne düştü. İşte Röne'nin, Pa-dö-Kale cina - yet mahkemesinde, 12 jüri heyeti huzurunda hesab vermiye mecbur İkaldığı cinayet bü... e andaki katile hâkim Bu on yedi y soruyor: — Rovelverin ne olduğunu, nasıl kullanıldığını biliyor muydun' İlk defa olarak elime almiş - | tım, Babanın yere yıkıldığını gö medin mi?, Kımıldanmadı ki yere düşsün — Niçin arkasından vurdun?.. Karşıdan vursaydım, şüphesiz muvaffak olamıyacaktım. — Silâhı attıktan sonra pişman Jatmadın mı? | ük Röne'yi muayene eden iki doktoru, akıl mu - İvazenesinde bir bozukluk, olmadığı İnı kat'i surette boyan etmişlerdir «Bu çocuğun kanunen mes'ul tu - tulması lâzımgelir, Jüri heyeti, sin. nini dikkat nazara alır da merha metli davranırsa o, onların bilece- ği bir iştir. Bizim değil Esnayı muhakemede üvey anası ağlıyarak: — Röne birkaç koreler babasını öldüreceğini, evi yakacağını söyledi. Demiş, komşulardan Maket adlı yaşlı bir kadın da şu ifadede bu - lunmuştur: — Röne, beni görünce: «Babamı öldürdüm. Artık paralarını içkiye veremiyecek...» dedi. Kendisine: — Zavallı yavrum! No yaptın sen? Hiç insan, babasını öldürür mü?, Dedim, İhtiyar kadın burnunu silerek ilâve etti: — Bu küçük çocuğun babasını öldüreceğine hiç ihtimal verme - miştim. Sözlerini de ctddt telâkki etmemiştim... Jüri heyeti, saatlerce süren mü - zakerelerden sonra küçük caniyi beş sene kürek cezasına mahküm edilmesine karar vermiştir. evi başgardiyanı, refakatinde iki Jandarma eri ve gerdiyanlar bulun- duğu halde —bu gece idam hük- mü infaz edilecek olan idam mah - kümunu uyandırıyorlar. Mahküm Bekir oğlu Osman gözlerini elle - rile uğuşturuyor: — Vakit geldi mi? Mahküm derhal ceketini arkası - na geçiriyor. Pantalonunun bozulan ütüsünü ellerile tanzim ediyor ve |başgardiyana sesleniyor: | — Hazırım.. | SON ARZU VE SON VASİYET. Bu sırada hapisanenin diğer ko. ğuşlarından bazı sesler — geliyor. İ|Bekir oğlu Osman şayanı hayret bir soğukkanlılıkla kendisini uğurlı - yanlara sesleniyor: — Hepinize Allaha ısmarladık. Ve mahküm küstah — adımlarla koğuşlar arasından geçerek bahçe- ye çıkıyor. Burada da ikinci bir sahneyle karşılaşıyoruz. İdam mah- kümu başgardiyana sesleniyor: — Haydi helâllaşalım. Bana hapi- sanede iyi baktınız, eksik olmayın. İdam mahkümu kelimei şehadet getirince etrafındakilere: — Kanunun kestiği parmak acı. maz. Yaptık, mukadderata — boyun eğeceğiz. Bir iştir oldu. şeytana uy: duük. Tanrı taksiratımını — affetsin. 'Tam imanla gidiyorum. HÜKÜM İNFAZ EDİLİYOR Sehpanın yirmi metro mesafe - sinde idam mahkümu durdu. Bu - rada tekrar kelimei şehadet ge - tirdi. Tekrar vasiyeti bulunmadı - fanı, yaptığını bulduğunu - söyledi. Ağırceza kâtiplerinden birinin o - kuduğu ölüm ilâmını dinledi. Artık herşey tamamdı. Hımhim ( Lütlen sayfayı çeviriniz )