4- SONTFLGRAF — 10 Nisan 10988 Dün ve Bugün Madridin hazineleri - Şarlok Holmesin 5 inci senesi ve Vezöv'ün lâvları içinde: kl. 7 kl ğ y Ivzzv'u.v LAVLARI İÇİNDE: |RENKLİ ÇİÇEKLER: , Madrid'den pek az| Sinemalarda (Na- Meksikada, günde bir çok defalar |poli) filmi göste- rengini değiştiren rilirken - İtalyada, çiçekler vardır. Herkülonumde ya — Ş | İŞafak sökerken ı!! pilan hafriyatın yü <A pembe, saat 9 day, İ (züncü senesi tes'e VA beyaz, öğleyin de id olunuyor. Hw kırmızı. 1738 de, Sici Bu çiçek ya kralı üçüncü Şar- yi mehekşe lın emriyle araş tırmalara başlan - | rengini alır ve ak- İdı. Bezina adlı küçük köyde kuyu H lile kızı ne olduğu keşfedilememiş - HİKÂYE: Amerikalı bir lenginin Karısı ile yetişmiş kı- İzimi haydudlar öldürdü Amerikada Teksasda kibar, zen - gın ve genç bir kadını ile kızının öl| rülmesi son günlerde — Amerika| satını ve zabıtasını çok alüka- dar eden bir vaka olmuş, cinayetin lerini bulmak için her tarafta a- ranmağa başlamıştır. Amerikan gazetelerinin yazdığı - na göre. From ismindeki bu kadın- la Nanci ismindeki kzı geçen haf - İta çarşamba günü kaybolmuşlardır, İKadımı ile kızı aranmuş, fakat şehir, den çok uzakta, kırda onlara — ald olan otomobil bulunmuş ise de ana, Bir Dram Oynandı Yazan: Nusret Safa COŞKUN — Erkek bu.. — Oğlunuzu bütün - erkel ayırıyordum. — Hepsibirdir onların!. — Oğluhuzu hiç müdafaâ yorsunuz. Buna lüzum yok... Yapl rekette kimse onu muvahaz€ mez. Gençtir.. Demek aldatabilir de.. — Evet!... Yüksek sınıfa £ kibar bir gencin bir artisti olması, o kadın için bir — Teşekkür ederim!... | y — Cevabınız? — Dediğinizi yapacağım!. — Bunun için ne isteyı — Sadece bir an evvel bur# kıp gitmenizi... — Size bir çek bırakacağıfi” İ Genç kadın asil bir gururlâ (Dünkü sayıdan devam) İhtiyar kadın alay etti: Sizin tipte kadınlar arada sıra- da sevdikleri vehmine kapılırlar, Bu aaleset hakikat kızım... Oğ - bir kapristir... Hattâ kapris de dene-İlum asil bir atlenin kızı ile evlene- Jrak başkası ile nülemez., Yalancı bir erkek degıldır matb İti. Kadının kocası çok zengin — bir Tadamdır. Karısı ile kazını her tarâfa t bulmak 'e ile adam - nihayet aradan günler geçtikten Sonra ana ile kız bulun - uştur. Fakat ikisinin de ancak ce |üzere lar yollam san'at ve yüksek e- wler muhiblerini de memnun bi- lar kazıldı. Burada, 1711 senesinde ru köy bir çok şır. şamın altısına doğ ulaşır. Gece tekrar boyaz raktı. Ve İspanya müzelerinde mah-| mermer — taşlar, sütun başlıkları, nlırr görülebilmiş, onları — kim| Şü meydana J ruldu: | — Lüzumu yok... Biz yükseki nıfa mensup değiliz. Kibar, Ğ fakat sadaka kabul edecek d& tli eserler de harab ol -|heykel parçaları bulunmuştu, maktan Kurtuldu. 17 asır evel, layların altında ka-| İspanyada «Milli kütüphane> 'de|lan, ve yeri malüm olmıyan Her-| betondan yaplmış birdaire vardır.| külonum'un buraya yakın bulundu- Mevcud 35 cild - kaymetli eserler,| ğuna karar verildi. Uzun müddet yangın ve bombardımandan muha- devam eden araştırmalardan sonra mmuştur. Bunlar| meydana çıkarldı. Yavaş yavaş te- ; ında, dünyada eşi bulunmi- mizlendi, httâ, bir bahçede bulunan çi yyan kitablar vardır: Kardinal Sis- kurumuş çiçeklerin tohumları, di- nero'un incili, | &id . ve kilerek yetiştirildi. pirine kâğıdına yazılmış bir incil,| Fakat bu şehir nasıl harab oldu?. 1641 de, Anvers'de basılmış bir çok| Denizle yanardağ arasında bulunan an yüz misli altın| Herkülonum, komşusu Pompei ve Stabi gibi her an tehlikeye maruz lin büyüklüğü bir posta pulu kadar-| bulunuyordu. İsanın doğuşundan 79 dır. sene evvel Vezüv, gölleriyle, taşla- Bunlardan başka Madrid müzele- | riyle ve lavlariyle civarındaki köy- rinde, moşhur ressamlardan Veloz-İleri örttü. kez'in 64, Murillo'nun 46, Ribera'-| İmparator Titüs amiral nasbetti- Bın 58, Zürbara'nın 14, Teniye'nin| ği meşhur tabiiyatçı «Plim Anak -| $5, Van Dik'in 22, Rüben: 66,| yen» de bu sırada | Brügel'in 54, Klod Toren'in 10, Pus-| Dağın nasıl yandığını yakından sen'in 20, Verones'in 25, Rafael'in| görmek, tetkik etmek, ahaliyi kur- 10, Titien'in 43, Tintore'nin 54, ilh..| tarmak için (Mizen) den filosu jile ve duha bir çok şaheserler vardır. | beraber gelmişti ŞARLOK HOLMES'İN 50 neci SE-| — Yeğeni, «genç Plim> bakınız NESİ: |diyor: nan çiçeğe «mavi - beyaz - kırmızı» | derler. Bu çiçek iyeye benzi yen bir ağacın üzerinde çıkar. K mızılaştığı zaman koki ve bu koku ancak 60 dak eder. Meksika bahçelerinde saat va- esini gören faydalı ve güzel bir temin ne Meksikalılar bu çok ender bulu- - |rine göre katiller ikiden fazla değil- edler otomobilin — bulunduğu Z re düştüğümüz, ve başkaların? hile kızın üzerindeki kıym-tli mücev ra mukabilinde aşklarından * teklif edecek kadar alçaldığı ki değildir. Teşekkür ederim!” Bu konuşma, delikanlı ile V nin münakaşa ettikleri ayni rastlıyordu. ile kız öldürüldükten sönra atakları kalın yaprak sigarasının İateşi ile yakilmiştır. Cinayetin ni - çin yapıldığı anlaşılmaktadır. Ana (Devamı 7 inci sahifemizde) .. Üçüncü sahne , Delikanlı, hastahenede gözüf 'tığı zaman karşısında ilk gö insan, ağlamaktan gözleri şişmi) halde, sevdiği kadındı, Gülmeğe çalıştı. — Sen misin canım? — Benim sevgili... Genç adam, kurumuş dudak ona uzatâı: Demek yaşıyorum. — Yaşıyorsun! — Bundan sonra... — Birbirimizi yaşatacağız.. Delikanlının iki bacağı dâ gdehşetli sukut neticesinde bif işe yaramıyacak bir hale gel Artık yürüyemezdi. Macaristan'ın gra__ı;zii: Milli Varlık! Macar ordusu milli birliği ediyor , “mez... Sevginin sebebi âşk değil,(cektir. Eğer onu hakikaten seviyor- ,:ıudır » sanız mesud olmasını temin ediniz, Genç kadın isyan etti: Oğluma sandeti, ancak alacağı kız — Rica ederim... Belki bize artist| getirecektir, diye fena gözle bakıyorsunuz. Fa -| Yaşlı gözlerile sevkilisinin anne - kat bizim de kalbimiz var, Bizim de| sine baktı sevmek ve sevilmek hakkımızdır.| — O kızın oğlunuza saadet - geti- Elli sene evvel, yâni 1888 senesin- | de, İngiliz askeri doktorlarından Ar- | ş' — Amcam, dostü Pomponianu- ine gitti. Onu temine çalıştı, tür Konan Doil, bir kaza netice-| korkularını gidermek için beraber si ayağından yaralanmış ve tekaü-| yemek yodi. Neş'eli görünüyordu, de sevk edilmişti. |Sonra yattı, derin bir uykuya daldı. Bir muayet Fakat, te-| Dışarıdan, — horültüsü — işi ırdu. | davi için müracaat !dcı olmadı. |Bu sırada, evin avlusu lavlarla, uş Boş — vak polis romanları|larla doluyordu. Biraz daha fazla yazmağa hasretti. Ve bu suretle, |kalsaydı kurtulamıyacaktı. Uyandır- maceraları bütün dünyaca malüm| dılar, derhal giyindi, çıktı. Pompo- polis hafiyesi lok'nianus ve komşuları evde kapanıp kalmayı, veyahud dağa çıkmayı mü-| zakere ediyorlardı. İkincisini muva- — Avusturya, Almanya ile birleş - fık buldular. Çünkü evler sarsıli- tikten sonra orta Avrupada büyük yordu. Nerede ise yıkılacaktı. Gök/bir heyecan başgösterdi. Eskiden yüzünden düşen taş parçalarından A Churya İmparatorluğu ile bera-| muhafaza için başlarına kalın bez- »— Glsn Macaristan, Umumi harb- ler sardılar. Kaçmıya başladılar. Sa- maceralarını yazamıyacaktım. hile yaklaştılar. Amcam yorulmuş- Dedi. Diğeri cevab verdi: İtu. Yere uzandı, biraz su istedi. Ve Fakat, bunun cinayetlerin a-|iki yudum içti. zalmasına bir faydası olmadı. Eğer| — Az sonra, etrafa müthiş bir kü- n ben bir doktor olmuş 'alsaydım... —| kürt kokusu yayıldı. Herkes kaçmı- Bunup gibi. Macaristan ordusu da Konan Doil, sözünü keserek şu|ya başladı. Amcamı hlar, kaldırıldı. Fakat Macaristan mev - sözleri söyledi: Kalktı, iki genç esirin yardımiyle cudiyetini muhafaza için çalışmak- — Biz doktor olsaydınız, sanki | yürümeğe- başladı. Fakat x / tan geri kalmamıştır. - Bu itibarlı ölenlerin sayısı mı azalacaktı? kükürt dumaniyle boğuldu, » geçen gün Macar devlet reisi Ami n Konan bundan pek o kadar az memnun değildi. Bir gün,İskot- land Yard'ın yüksek memurların- dan birisiyle konuşurken: Eğer yaralanmamış asrın en büyük - polis hafiye de onunla beraber mağlüb olmuş ve| lo vakit uğradığı taksimden kendini| kurtaramamıştır. zorladıi Diyor. Haklı. Nikâh, ayni zamanda düğün gibi bir şey olacak. Konu komşuyu, eşi dostu davet ede- ceğiz. Lâtife olsun diye Vecdete: Düğünümüz olunca, sen Osmancığa gidersin, sonra beni aldırırsın, olmaz mı? Dedim de Yoo... Her şey olur, işte bu olmaz. Perşembe n olur da pazar günü ben seni burada na- ırım, Osmancığa giderim?,.. binı verdi, sözüme bayağı içerledi. Vecde- ti böyle çılgın, kendinden geçmiş bir dşık halinde gördükçe öyle momnun oluyorüm ki... Pervane gibi. Hiç etrafımdan ayrılmıyor. Asıl mühim bir mesele de, mekteb. Onu ne yapacağız?... Osmancığa nakil için şimdiden müracaat etmek lâzım. Acaba, hemen de naklediverecekler mi?... Halbuki Vecdet, bu ba- his üzerinde çok çekingen. Ben, şöyle yapalım... böyl yapalım... diye ondan fikir sordukça, 0: — Ha... ba... Bir şey yaparız... 'ahut da: ocalığı ne yapacaksın?... Biraz dinlen, hem, artık mektebe gitmek için vaktin bile olmaz.. Deyip geçiyor. Anlaşılan, küçük beyin beni mek- tebe göndermeğe niyeti yok. Şimdiden fikrini belli ediyor. Doğrusu kolay kolay hocalıktan vaz geçemem. Hayatta en çok haz duyduğum bir meşguliyeti terk etmek, har halde pek güç şey!... — İyi mi yaptım... Bir taraftan çok iyi... Fakat, fona olup olmadığı- ni kestiremiyorum. Bilmem, daha düşünülecek, te- reddüd edilecek bir nokta var mı?... Mutlaka nikâhı beklemeliydim?... Amma, aramızdaki münasebet bu kadar ilerledikten, Vecdetle şimdiden içli tışlı olduk- tan sonra artık tereddüd edilecek, çekinecek ne var- dı?... Bu günkü vaziyete göre nikâr, düğün bana, sa- dece şeklin tamamlanmasından ibaret kalıyor.. Vec - detin dediği gibi, hakikat: — Ha bugün... ha yarın... dan ibaret değil mi?... Böyle olması icab etmez Her halde, kendimi hedefimden ve içtimat prensiplerimden uzaklaşmış, yahut da — fedal yapmış vaziyetle görmiyorum.... Filhakika, âdet ye- zi bulmadan, Vecdet'e râmolmak doğra değil ara- fena m?... mi?, Macarislanın kabine erkânının bir arada ılııııı' TESMİ Pek yanlış olarak bana, namussuz receğine emin misiniz? Ve oğlunuz damgasını vuruyorsunuz. 'Temiz bir|o kızı istiyor ve onunla bahtiyar o - işde değilim... Fakat temizim. — Bütün bunlar lâf. dırmağa çalışmayın beyhude... Oğ-|diyebilirim... Oğlum lumla evlenmenize, beraber yaşa-İnü eğlendiriyordu. Bundan daha i -| manıza imkân yok... eyleri nasıl tasavvür ediyorsu- ailemizin şerefi mânidir. Oğlum, iki| yız gün sonra tanınmış bir ailenin ki- . k bir aileyi ziyle evlenecektir. ü mışti: ral Horti'nin verdiği beyanat, Ma -| (Devamı yedinci sahifede) Yalan söylüyorsunuz! e bağırdı. Onun beni bıraka -| lacağını umuyor mu?... Bunların topuna birden le gönlü Beni inan- Buna evvelâ|leri Şerefimiz - var... Bu vaziyet kar - Beni böyle inandırmıştı. .« eveti Biz asil sınıfa mensup yük - Halbuki sizde bunlardan bir teki bi Bu son cümle genç artisti çıldırt -|le mevcud değil... nasil istersiniz ki, oğlum sizi)| Ona buhakikati söylemeği, * torlar sevdiği kadına bıraktılâf| likanlı onu nefes almadan d ten sonra şayanı bayret bir kanlılıkla; — Pek alâ! dedi. Sen yanım? ya büu bana yetişir... .. Dördüncü sahne Lâstik tekerlekli bir araba mışlardı. Kötürüm. Genç tarafından hareket edilince kendine yürüyen bir araba il& şıyor. | BUGÜN M E L E K sinemasında 2 Büyük film birden 1.KADIN KALBİ Baş röllerde, BARBARA STANwYCK - JOEL MAC CREA Kadın kalbi : Saat 1.4.7.10 da gösterilir. Macaristanın bir || kısmı alınarak başkalarına verildi. | rum. Hele, serde: nim bâkire... olunca... 16 Temmuz Bol güneş, hafif rüzgür, ılık bir hava derenin berrak, piril pırıl işıldiyan sularına uzanan titcek ve sonsuz gölgeler. Suyun içinde kendi yüzlerimi- zin aksini bile görüyoruz, Irmak aşağıda bir yar- dan kaaylığın Üzerine şarıl şarıl boşanıyor. Ve bu bo- şanıştan yükselen sesle karışan tıs tis böceklerinin ötüşü, kuşların dıvıldayışı, yaprakların titreyişi ku- lağa aşktan parçalar terennüm eden kuvvetli — bir müsiki gibi geliyor, gönle tesir yapıyor. Vecdetle ben derenin kıyısında bir tümseğin ü- zerinde, büyük bir san'atkâr elinin süslediği hissi- ni veren muhteşem bir söğüdün dibinde oturuyoruz. Salkımları — başlarımuızn üzerine — kadar iniyor. Gözlerimizin görebildiği kadar. uzanan #İdiliçir ve 2- AŞK OYUNLARI Baş rollerde : LORETTA YOUNG- TYRONE POwER Aşk oyunları : Saat 2,30 - 5,30-8,45 de gö derilir. Vecdet bana bir çok şeylerden bahsediyor, ben de dinliyorum. Arada bir de yine dudaklarını du- daklarıma vermek istiyor; - Bak, sevgilim yap yalnızız... Diye gözlerimin içine bakıyor. Ben de; — Nikâh günü... Nikâh günü... Deyip saçlarımı okşıyorum, boyuna lâfı değiş- tiriyorum. Bir aralık derenin dibinden bir atlı gö- züme ilişti. Yukarıya doğru geliyor. Önümüzden ge- çip şehre gidecek, Yazın sular çekiliyor, çayın kum- salları mükemmel ve seriti bir yol halini alıyor. Şo- sede zaten dereye muvazi. Suvari yakınlaştıkça zü do büyümüye ve seçilmiye başladı. Bir de ne gö- reyim?... geliyor. Onu tanır tanımaz yine bütün sinirlerim Bözuldu, — Eyvah... şimdi bizi görecek... Diye şaşaladım, müthiş bir azab bir ande kal- bimi kasıp kavurmıya başladı. Bu adamı görünce, zebani görmüş gibi oluyorum, bütün tüylerim ür - periyor... Ne yapayım... ne yapayım?... diye düşündüm. Saniye kaybetmek zararlı. Bir kaç saniye — sonra, beni görüp tanıyacak. Görünmemek için ne yapa- bilirim?... Fakat, görünmemenin ne kârt var?... Bu- rada görmezse evde görmiyecek mi?... Buruda gö - tanımadığı için geçip gidecek. nereye?... Yine bizim eve değil mi?... Sak- lanmaktan vaz geçtim. Gelir, görür, yanımıza otu- rur! Yapılacak başka bir.gey yok. Sadece, bu emri- Ailesi kendisini, hastahanedt aramamıştır. Çıktıktan sonra sevdiği —W pansiyonuna geldiler, Genç ıztırab li bir saadet içindeydi Artık tamamile benimsin! dÜ du. Fakat delikanlı buna yana$f — Sana yük olmak istememl! |di... Beni düşkünler vcine yöf Orıdı elbet ellerimle bir iş gö |lirim oturduğum yerde... Ar8 araman benim için kâfidir. Kadının onun boynuna |kisi de daya doya ağladılar. yattan duydukları ıztırabı birt” | rinin dudaklarından aldıklar! lukla saadet rengine boyamaö' lıştılar, -. « Beşinci sahne “Waryete tiyatrosuna,, bet diyorlar, Arabasını kulis ırıl' tiriyorlar. Delikanlı, sevdiği- Vi numarasını yapıncıya kadar kalıyor, temsil bittikten sontt raber eve dönüyorlar, İkisinin de bu hayattan şikf leri yok!... Delikanlı bir gün — mektup Tanımadığı bir insandan gelif” Bir dost diye imzalamıştı al! *“Bedbaht delikanlı.. Diyord! e... Hayatını istikbalini uKf terkettiğin kadın seni gözüni nünde aldatıyor.. Niçin bu küçülmek ve herkesin acıdığı arkasından güldü nın hacaletine Bun!...,, Fazla okuyamadı... Bu KÂ çası beynini tutuşturmuştu. ,|lerde baş rolü aynıyan yakı$t likanlının, saygılarına kar$i |