7 Nisan 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

7 Nisan 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ik ü a Yazan : Son günlerde Anadolunun muhte- Jif yerlerinden ve Trakyadan şehri- mize bol ve fazla miktarda buğday gelmektedir. İstanbula getirilen bu buğdayların arasında, en çok yu - muşak cins bulunmakta ve bu cins “daha iyi tercih olunmaktadır. Muvaridatın artmasiyle beraber) buğday fiatları da, ucuzlamaktadır. Bu vaziyet, binnetice un fiatlarının inmesini de mucib olmuştur. Ve ek- Mmek, francala gibi başlıca un mamu- Mtı ile makarna, bulgur, kuskus, şehriye ve emsalinin de ayni nis - bet datresinde ucuzlaması lâzım bu- Tunmuştur. Filhakika, şehrimizde ekmek ve francala fiatlarını takib eden «narlı komisyonu» evvelki günkü toplan- tasında, bu lâzimeye uymuş ve fran- 'cala flatlarında yirmi para tenzilât yaparak bir kilo francalayı (14,5) kuruşa indirmiş ve birinci, ilkinci ne- 'Vi fiatlarını da on para noksaniyle (10) ve (9,20) kuruş olarak tensib| etmi KÜ Ekmek ve francala pahalı mıdır? Buğday ve hububat işleriyle uğ- Taşan bazı kimseler; buğday flatla- 'Tındaki mütemadi düşüklüğü nazarı W İtibara alarak ekmek ve francala fi- atlarının bir miktar daha indirilmesi kabil olup olmadığı sualini kendi kendilerine — sormaktadırlar, Yine kendilerinden aldıkları cevabla bu zevat, bugünkü ekmek fiatlarında bir miktar daha tenzilât yapılması 'bil bulunduğu kanaatine varmak- Ştibara alınarak ekmek ve francala Hatlarının şimdikinden bir az daha Bcuzlaması hakkındaki — iddialar alikadarlar yerinde ve doğru bul. mamaktadır. Ezcümle, belediye iktisad müdür- lüğü erkânından bir zat, hı."ıı::ıt:— ta demiştir ki: : *— Eğer buğday ve un fiat Vaziyette düşmeğe devam ed':nıokb: lursa ekmek daha ücuzlıyacaktır. Fakat şimdiki buğday flatlarına gö Te ekmeğin bundan fazla ucuzlama- Sina imkân görülmüyor, Çürkü ge- Tek buram ve gerek ekmek, francala fiatlarını tesbit eden (narh komis- yonu) bu narhı, gayet “ince bir tet- ikik ve hesablardan sonra tesbit et. F:ııı.aır. Bunun için de, her ak- » — daimi olarak hükümet kon- trolü altında bulunan — zahire bor. basında buğdayın kapanış fiatları a- Jınır ve ekmeğin imal masrafi, işçi Pereti gibi diğer ücretler de buna ilâve olunduktan ve bir kilo undan he kadar ekmek yapıldığı inceden inceye tesbit edildikten sonradır ki 'narh konur, Ayrılır ayrılmaz Semra'yi kar- gımda buluyordum. Teklifini tereddüdle kabul et - Tmiştim Tereddüdümün sebebi şu idi: Eğer gitmek cesaretini göstere- mezsem, evveli - özür dilemiş, | - gim biterse gelirim, demiş bulun. duğum İçin söz verip do gitme - mek gibi bir vaziyetle karşılaş mamış olacaktım. Gazetede bir taraftan işlerimi gö. Tüyor, diğer taraftan bir karar vermiye çalışıyordum. Tereddütle pençeleşmek, uzun mülâhazalarla gâh gitmek, gâh gitmemek kararlari arasında bo- calamak geç vakte kadar devam etmişti. — Ben, bu kadar mukavemetsiz, İradesine hâkim olamıyan bir in. San mıyım? ğ Yarım saat kadar oturur, son- a otomobille köye dönerim. mütcaddid defalar ŞEHİR MESELELERİ Ekmek ve francala Fiyatları ucuzluyor.. Fırıncılar ihtilâfı halledildi ŞEHRİN MUHTELiİF SEMTLERİNDE EKMEK FABRiKALAR:i KURULUYOR. İngiliz Dominyon- larının müdahalesi İngiliz Dominyonları Avrupa iş- lerinde İngilterenin ilerisi bir takım taahhü sini hiç iştemezler, Londra hüküme-| ti de, imparatorluğu bir gün bir em- ri vâki karşısında bırakacak türlü ihtimallerle dolu her hangi bir ta- ahhüd altına giremiyor, İngiltere de zaviyeden her işe bakarak üst ta-| yalnız imparatorluğu alâkadar eden) rafına ehemmiyet vermek istemi - 'yenler çoğalıyor. Bunlara göre baş- kalarının doğrudan doğruya impara-| torluk için tehlike teşkil etmeyen her hareketi İngiltere tarafından öy- le büyük itirazlara, muhalefetlere uğramamalı, Başkaları başka yerler- de kendilerine iş açarak mşgul ol- dukça İngiliz imparatorluğunun öte- sine berisine göz dikmeğe vakit bu- lamıyacaklardır, derler. Fakat imparatorluğun müdafaası- 'na gelince... Meselâ Avustralyanın müdafaası meselesi çoktanberi İn- gilizleri meşgul ediyor. Uzak Şarkta ŞEHİRCİ Şu vaziyete göre eğer ekmek ve francala fiatlarının daha ucuzlatı!- ması kabil olsaydı tabil komisyon (derhal bunu yapardı...> Ekmek daha ucuzlıyacak. Diğer taraftan görüştüğümüz buğ day tacirleri ve uncular; bu sene buğday mahsulünün bolluğu ve bu mevsimdeki stokun vaziyeti nazarı itibara alınarak peyder pey şehri - mize fazla miktarda buğday gelme- sinin beklendiğini söylemekte — ve mevrudat fazlalaştıkça un ve binne-| birbirini takib eden vukuat, meyda- tice ekmek ve francala fitlarının da jpa çıkan emeller, Avustralyada gö- inmesinin tabif olduğunu ilâve et-İzü olanlar da bulunduğunu Büsler- mektedirler. di. Avustralyanın müdafaası için ye- | Makarna ve bulgur ucuzlamalıdır.niden bir çok hazırlıklar yapılarak| Yine bunlar, çehrimizde buğday|bir çok paralar sarf edilecektir. İn-) ve un fiatlarının ucuzlamasına mu-| giltereden alınacak gemilerle Avus-| kabil makarna ve bulgurun da ayni| tralyanın bir de denizden müdafaa |halbuki toptancı tüccarlarla fabri-|kuvyeti olacaktır, ve salre... |nisbette ucuzlaması icab ettiğini| Avustralyada görülen bu milli mü |katorların yine eski fiatla satış yap-|dafaa hareketi gibi Kanadanın da tıklarını da beyan etmektedirler — İbüyük büyük paralar sarfına hazır- Şehrimizde ekmek jabrikaları ne|landığı öğreniliyor. vakit kurulacak?,.. İngiliz imparatorluğunu teşkil e- Diğer taraftan İstanbul fırıncıları| den bütün dominyonlarda baş gös da narh komisyonunun kararlarını | teren bu hazırlık şimdiye kadar hiç büyük bir dikkatle takib etmekte-|bir vakit görülmemiştir. Bilhassa dirler. Kanadada görüşülen ve söylenen Ekmek narhile büyük bir dikkat| sözlerden anlaşılıyor ki istikbalde le meşgul olan belediye, fırınların| Kanadanm müdafaası Bahri muhiti ıslâhi ve ekmek imali şeklinin ta-|atlasi tarafından İngiliz, Bahri mu- mamiyle asrileştirilmesi hakkında- |hiti kebir tarafından Amerikan do- ki tetkiklerine devam etmektedir. İnanmalarına güvenilmektedir. Şehrimizde ekmek imalinin bele-| Bu nokta, az manalı değildir. İn- diye tarafından idare edilmesi ve | giliz ve Amerika gibi iki Anglo-Sak- mühtelif semtlerde küçük ekmek|$Son millet arasında istikbalin ihti- fabrikaları tesis olunmasını hattâ bir| mallerine karşı bir anlaşmayı aralık fırıncılar bu işi kendi arala-| teriyor. rında halletmeği düşünmüşler ve Ahm>d Ruuf hepsi birleşerek küçük küçük, mü- em: — teaddid «ekmek fabrikaları tesis| tahakkukunda 'büyük bir Tol oynu- etmeği kararlaştırmışlarsa da bu te-, şebbüs bir kısım fırıncılar tarafın - |dan beğenilmemiş ve bu yüzden &- |Falarında ihtilâf çıkmışsa da bu ih- #lâf zamanla kendiliğinden hallo - lunmuştur. g Birleşmek taraftarı olmayan fırın- tılara her gün yenitaraftarlar çık - mış ve ihtilâf, şimdiki vaziyetin de “vamı şeklinde hallolunmuştur Belediye, fırıncıların müracaatini (yacaktır. *Biz bu hususun bir 9n evvel ba: şarılmasını temenni ederize. Üçüneü nevi ekmek! Ş Ekmek işlerinin kalite, fiat ve i mal kısımlariyle bu suretle çok ya- kından al dar olan belediye ikli-| 1 müdürlüğü ayrıca fakir halkı düşünerek bir de üçüncü nevi ek- mek imal edilmek için tetkikler yap- |vel ortaya bir anlaşma çıkarı geliyor. sa gerek, Mesele şundan ibarettir: laştırılan şeyleri yazıp İmza etmek, |Yoksa, İngiltere ile İtalya arasında- miş olmak için daha vakit var gö - rünüyor, Paskalya yortularından © imzalanacaktır. Bunun için İngiliz gazetelerinin verdiği şayamı dikkat malümata bir göz atmak lâzım geliyor, 1 — İngiltere ile İtalya arasında bir dostluk muahedesi, Artık bu muahede — imzalanınca Raoma ile Londra arasında şimdiye kadar devam etmiş olan ayrılık, gay rılık kalkacak, münasebat tabii dns- tane alacak; diyorlar, Fakat buna varmak için acaba i « ki taraf arasında ne gibi mühim ih « tilâflar halledildi? İhtilâfların başında malüm oldu. ğu bir (Akdeniz) meselesi vardır. 'a müzakerelerinde İngiltere şunu kabul etmiş görünüyor: İtalyanın Akdenizde bir takım menfaatleri vardır. Buna karşı İfalya da İngilterenin Akde - nizde “Hkli,, menfaatleri — olduğunu kabul ür, Habeşiğtan barbi devam ederken İİngiltetedle İtalya arasındaki ayke-| rılık ne kadar şidetlendiği unutul-| marmıştır, O zamâan Akdeniz bahsi tazelen -| diği dekika İtalyanlar bu — denizin da İngiliz imperatorluk yı miştir. bekliyor!... Fakat bu tetkikler neticesinde İs Maamafih belediye reisliği ve alâ-| tanbulda üçüncü nevi bir ekmek ya-| kadarlar; fırınların asrileştirilmesi | pılmasını kabul etmenin doğru ve ve ufak fabrikalar haline ifrağ olun|faydalı olamıyacağı neticesine va-| masına büyük bir istekle taraftar | rılmıştır. Çünkü üçüncü nevi ekme-| olmaktadırlar. Ve bir an evvel bu|ğin kalitesi düşük olacaksa da fia fikri tatbik sahasına koymağı karar-|tı pek ucuz olamıyacak, birinci laştırmışlardır. ikinci nevilere nazaran ancak 10 pa- Hattâ İktisad müdürlüğü erkânın-|ra noksana verilebilecekti* Bu £ 'dan bir zat bu hususta bir muhar -| müstehlike bir fayda temin etmiye- ririmize demiştir ki: cektir, * — Fırıncılarımız — birleşe -| Zira aile sahibi olan fakir — kim- rek asri ve küçük fabrikalar halin-|seler halen ikinci ekmeğe bile rağ- de çalışmak yolunda bize bir müra-| bet etmemektedirler. Bunlar, katık- aat ve taleb yapacak olurlarsa bu-|larının azlığından dolayı daima bi- a İ rinci nevi ekmeği tercih etmekte ve | birüeü y , |bu suretle birinci nevi ekmeği hem isi başarmak için e) birliği etme-| gıda, hem de katık olarak kullar ı Be davet edeceği gibi bu tasavvurun | maktadırlar: ettiği apartımanını bulmak kül olmadı. N Nataşa, beni, gözlerinin - yolda kaldığını, artık gelmeden ümi - dini kestiğini söyliyen taşkın bir heyecan ve sevinçle karşıladı: — Ne iyi ettin de geldin Suad! EDEBİ Diyordu. O kadar sıkılıyordum ki, tahmin edemezsin! Kendisine dikkatle baktığımı Bütün eşyası geniş bir divanla — Börünce: İi ÖL MKAR U Mt mar — — — Artık bu saatlen sonra gel- sasından ibaret bulunan, kırmızı — Mez... diy banyo aldım, yatmıya abajurun ber tarafı tatlı bir ren- — Bâzırlanıyordum. Bir dakika mü- ge boyadığı salona geçtik. saade edin de giyineyim! ir diliyordu: Dedi. — Evim böyle ağır misafir kar * — Lüzum yok! Cevabını ver - bul edecek mükemmeliyette de - — dim... fazla kalamıyacağım maa- Bil... kusura bakmayın... İstanbu- — lesef... benim için rahatsız ol - la geldiğim zamman bir türlü mun- — Mayın! fazam bir apartıman bulamadım. — İki dakida fazla konuşmuş ©- Hele mobilyeler... Ne ise barın — luruz. müdürü bürasını bulmuş... otel — Mütcessir bir tavırla yüzüme Göşelerinde sürünmektense ter- t cih ettim. — Demek, hemen kaçacaksınız! Japonesk bir kimono giymişti. — Ben de kalmak isterdim. Fa- Saçları omuzları üzerinde bir y- — kat sizi bekletmemek için işle - n teşkil ediyordu. Timi yarım bırakarak, kalktım, Ayaklarında çorap yoktu. — — ; pameteye dünec NUSRET SA 5- İlinde İni n ROMAN: Akdenizin çok mühim olduğu şek - Şimdi Romaj müzakerelerine da - ir verilen malümattan — anlaşılıyor ki Akdeniz bahsi pek tebii olarak İn giliz sefiri Lord Pert ile İtalyan ha-| uzun uzadıya konuşulmuüş ve — iki afın bu merkezdeki karşılıklı va, ziyeti tayin edilmek istenmiştir. İtalyanın Akdenizdeki menfaat - leri “hayati,, bir mahiyettedir. “Ya -| unycım demek oluyor. İngil - tere bunu kabul ediyor. İngiltere - ün bi m:rkmdeldmbmhbhhğ Si h: denizdeki alâka ve telâkkisi #“asli,, olduğu İtalya kabul et - nin de ki ihtilâflı meselelerin hepsi halledil|ğunu hesab ediniz, Yazan : A. K. anlaşılabilirse bir onu düşününüz, bir de “asli,, menfeaatler ne oldu - Şimdi yine liz gazetelerinin verdiği ma - “Alan öğreniliyor ki her senc Lord Perin * İktısad Vekâleti işçi sağlığı mi zamnemesinden sonra taallük eden ağır ve tehlikeli işler. “İle bu işirde çalışması caiz olmıyan n|kadın ve çocukların tabiyetine dü-İkü içtimaında tekaüd kanununun ü- ir bir rapor hazırlamıştır. * Dahiliye Vekâleti Ankara'ya gönderilmiş olan otobüs — tahkikat evrakun tedkik etmiş ve; bunu; y-| ne noksan bulduğundan tahkikatın tevsii emriyle iade etmiştir. Ancak; bu sefer; tahkikatı; bu - vejriciye nazırı Kont Ciano arasında| adaki müfet'tişler idare edecek - lerdir, * Süz nları Çek — maaril Jİnazırınm istifzsıni taleb etmişler - dir. * Afyon inhisarı badema afyon- ları; bizzat müstahsilin elinden - ve| kendisi almıya karar vermiştir. miş oluyor, DELİ GÖNLÜM YAZAN FAC OğZKUN ı — Gitmesen olmaz mı? — Mümkün olsa kırmazdım si- Ü Başını önüne iğdi. İçini çeke - öed — Peki öyle olsun! Dedi. Bir müddet konuşmadık. Ben etrafı, duvardaki tablo ben- zeri resimleri süzüyordum. Aklına gelmiş gibi, birdenbire oturduğu koltuktan sıçradı : — Ben erken geleceğini u - marak şarap hazırlamıştım. E - ğer vakti geç addetmezsniz birer kade hiçelim... Güldüm: — Hani siz içki kullanmıyer - ĞŞRENÜ << D AAi YD ER 'eli tenzilât idhal olunmuştur. — Yine küllanmıyorum... ara- da sırada, bazı defa da yemekler- de içerim. Bu gece misafirimin hatırı için içecektim. — Teşekkür ederim... © halde misafiriniz de bu lütfunuzun al- tında kalmamıya çalışacak. İki dakika sonra hamarat bir hizmetçi sür'atile orta masası - nın üzerini doldurmuştu. Mutfakla oda arasında müte - madiyen gidip geliyor Her ge - lişinde masanın üzeri artık bir başka şey almıyacak kadar do - duyordu. — Çok yoruluyorsunuz, dedim.. Size yardım edeyim... Gözleri parlıyor, yüzünden ba- riz bir memnuniyetin taştığı gö - Tülüyordu. Anneleri, babaları sokağa çık- ftıktan sonra evde yalnız kalan iki çocuk sevinci ve telâşı ara - sında beraber masayı hazırladık. — Artık kusura bakmazsınız... - benim ev kadınlığiyle hiç bir a- SRRe Te Ti eeei a * 1937 mali yılı gümrük teszilât|iynnadaki sefaretini cedvelinde Bityomdan mamul E -|tahvil etmiş, fakat Avusturya'nın malâsyon maddeleri için de yüzde|ölümünden Almanya'nın mes'ul ol-. “ İngiltere - İtaly —DOSTLUK MUAHEDESİ Bütün ihtilâflar halledilmiş değildir. Ancak.. Yeni anlaşmaların neticeleri kat'i şeklile ortaya ozaman mesele kalmıyacak.. çıkarsa T yüzakereleri | Bu kelimelerden ne çıkıyar? Di-|iki taraf da hazırladıkları müdafaa| ınıknısıull'i“ııîuxl:;îıd;e lll.rlül!zyıcekıhılz, Akdenizde her iki taraf-|plânları hakkında birbirlerine malü| Yakat aceleye lüzum olma|tan da birinin diğerine üstün oldu-|mat vereceklerdir. İğunu değil, ancak müsavi olabile -| Şimdiye kadar cereyan eden muı.ıkeîıccğı noktasında ısrar etmiş görünü-|Janmak istiyorsa onu Romaya söy-) lerden elde edilen neticeleri, karar| yor. Artık “hayati,, dir tabirinden neliemmek Roma da yeni HlkaRarD İngiltere yeni senede nasıl silâh -| gramını İngiltereye bildirecektir. Fakat her ikf taraf da istediği gi bi silâhlanacaktır. Birbirlerine ha - er vermekle silâhlarını — azaltmış mıyacağına dair hatıra gelebile - cek her ihtimal bu suretle ortadan. kalkmış oluyor, Her Iki taraf iste-, diği gibi silâhlanmakta serbesttir. İngiltere - İtalya müzaxerelerin -| de diğer bir nokta daha vardır — ki onu da bugüne kaydederek bu sa - tırlara nihayet vermek lâzım geli - yor: İngiltere hükümeti Fransa - ilel olan münasebatının ne kadar sıkı| olduğunu İtalyaya anlatmıştır. O - İ€r, İşte * SONTELGRAP — 7 ———LTEİEM 1938 ——— H Ses veren Dükkânlar Üç mahale biliyorum ki, dükkâne larından sokaklara sesler — uzanır, kaldırımlara yayılır, Gelenlerin, ge çenlerin ayaklarına takılarak yolcu ları köstekliyen bu sesler, gürültü ile mücadelenin, susturmasına im - kân olmiyan ezeli ve ebedi şama - talardır, Bu mahallelerden biri Beyazıtta Mercan yokuşuna giderken Bakır - cılar içi denilen yerdir. Buradan ge çenler pek iyi bilirler ki her dük - kâündan ayrı bir çekiç sesi gelir. Ba- kır bir tepsinin üstünde kulak zar- larmı yırtacakmış gibi tınlayan bu madeni ses, oradan her gün geçme- ğe mecbur olanların sinirlerini boz- makta, onları hasta etmektedir. Bahsetmek istediğim bu üç gürül tülü yerden ikincisi, Sirkecidir. Yani gramafoncu mağazalarının tekâsüf ettiği yer, Burada, her dük- kândan ayrı bir nağme, ayrı — bir şarkı, alaturka, alafranga - radyo pa razitleri, büyük oparlörler - ile çe - şidli musiki seli, taşkın bir nehir ha linde sokaklara yayılmaktadır. Oradan geçenlerin ve — tramvay bekliyenlerin Allah yardımcısı ol - suk. * Üçüncüsü Mahmudpaşadır, Bu - rada her dükkân sahibi para ile tu- tulmüuş çığırtkanları caddenin orla « sına kadar gelerek yol keserler ve €en ucuz malı kendileri sattığını hay kırarak yolcuları taciz ederler, Acele işinizin olduğunu, bir. şey almak isteyip istemediğinizi asla düşünmeden sizi kolunuzdan çeke - rek dükkânlarına sürüklemek ister- e “gramofon,, — ve nun için İngiltere ile anlaşmak de-| “Kelepir mal,, sesleri üç semtin ö - mek Fransa ile aykırı kalmak de - mek değildir, İngiliz - Fransız münasebatının bu kadar sıkı olması karşısında Ro- ma bükümeti de — Paris - Londra, dostluğunu kabul ve tasdik etmiş - tir, Fakat İngiltere ile İtalya arasın-| a konuşulan maddeler bu — kadar mı?,.. Hayır.., Yarın da yine İngil- gı, ikincikânunda Londra ile Roma|tere matbuatına müracaatle — diğer| arasında bir konuşma olacak, her|maddelerden bahsedilecektir, KÜÇÜK HABERLER * Atatürk köprüsünün — ikinci dubası da bugünlerde yerine ko- nulacaktır, * Büyük Millet Meclisinin dün - çüncü maddesini değiştiren lâyiha birinci defa müzakere olunmuştur Bu madde; teksüd muamelesinin, ihangi sebeblerle yapılabileceğini ta Yin ve işaret etmektedir. ** Moskova gazeteleri Almanya - 'nın Lehistanda ve İtalya'da zülme Uğrıyan Alman ekalliyetlerini dü- şünmiyerek münhasıran — ve daha Müreffeh vaziyette olan Çek Al - manlarını ele almasının sebebi; ta- mamile sevkülceyş bakımından ol- duğunu yazmaktadırlar. '& Amerika da Avusturya'nın Al- manyaya ilhakını kabul etmiş ve Vi- konsolasluğa duğunu Berlin'e bildirmiştir. ki, gece yarısı yorgun ve bitkin bir halde geliyorum. Ancak - bir banyo alabiliyor, hemen yatıyo- rum. Ertesi günü geç vakit kal - kıp, yemek yiyip, biraz prova ya- Pip, giyininciye kadar çalışma sa- atim yaklaşıyor. Kadehlerimizi, biribirine değ - dirdik... Kendimi tamamen bırakmış va- ziyetteydim. Artık iş oluruna varacaktı. İkinci kadehi de içmiştik. Nataşı: — Suad, dedi... sana bir — şey soracağım, amma m cevab ve- receksin! — Yalan söylemek âdetim de - Hüldir. Sorun bakalım. Gülüyardu, sonra kızardı. Yü - züme bakmamıya çalışarak: — Benden niçin kaçıyorsun bu kadar? Sun'i bir hayret gösterdim: — Sizden kaçıyor muyum? (Devamı var) — Buna nasıl hükmedebilir. - | nüne geçilmesi mümkün olmayan üç büyük felâketidir. | HALK FİLOZOFU ——— Akıl hif: uhhası taplantısı Türkiye akıl hıfzıssıhhası cemiye- tinden: Cemiyetimizin yıllık ilmi toplan- tısı aşağıdaki ruzname ile 9 nisan cu martesi günü saat 14 de Cağaloğlu Eminönü Halkevi salonunda yapıla- caktır. Davetlilerden maada diğer bulun mak arzu edenlerin de teşrif etme « Birimizin derdi Hepimizin derdi Büyükadada oturan daimi o - kuyucularımırdan bayan Saime « den aldığımız bir mektupta: *“Dün akşam Beyazıd civarın-, dan geçerken kapalı çarşının yan, kapısı önünde seyyar yemişçiler- de gayet güzel neviden - elmalar gördüm, Elim dolu ve mesafe de çok olduğu için: — Aşağıdan Balıkpazarından Diyerek yürüdüm. Ve Bahkpazarında ayni elma- Teti buludm. Lâkin hayret yuka- rıda 12,5 kuruş olan bu elmalar;bu rada 20 kuruştu. Mecburen — iki kilo aldım. Akşam Adaya dönüp j de vapurdan çıktıktan sonra çar şıdaki manavların önünden ge - çerken ayni elmalar gözüme iliş- ti, Fakat üzerlerinde kaç kuruş etiket görsem — beğenirsiniz? ... 'Tam kırk kurüş! Evet ! ; yedeki elmalar da ayni bi tte ve ayni cinstan- diler. Bu muhakkak... Lâkin fiyatla- Ti birbirinden çok farklı bulu - nuyordu, bu da muhakkak... || — Şimdi burada muhakkak olan || üçüncü bir cihet vardır ki buna: — İhtikârti dan başka bir isim verilip veril - miyeceğini sizin ve — muhterem belediyemizin nazarı dikkat — ve insafına bırakıyorum!.. SÖON TELGRAF: | | | | Okuyucumuuzn — mektubunu | ayncn yukarıya yazdık. Bunun gibi daha bir çuk mad- Aelerin şehrimizin hemen — her semtinde ayrı bir fistla satıldı- Bını göz önüne alarak bir yerde 125 kuruşa olan şey öbür yan - larda niçin 20 ve 40 kuruşa satı- abknedeklii AĞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: