&— SONTFLEPPF — 18 Şubat 1028 Bir ingene Hikâyesi: Çeri Başının Zeyneb -O jya Kadar anasından emdiği süt bur- nundan gelmişti. Nihayet Zıxmıp 18- kara, maşa satmağa çıktığı günler bir. saat ona uğrayıp, çıplak resmini yap- tırmıya muvafakat etmişti. Cavit, onun, fırçasının bile izharı aezettiği bu müstesna güzelliğin kar- şısında kendinden geçmişti. — Bu kız giydirilir, kuşatılır, biraz da üzerinde işlenirse harikulâde bir şey olacak. Bu suretle bülün nazar « ları kendime çekeceğim; herkes ba - na haset edecek, beni kıskanacak! di- yordu... Şaka, maka derken, genç - ressam çingene kızına abayı yakmıştı. * gün çalışıyorlardı. Cavit Tok, bir kaç defa açılmak istemişti ama, çingene gü: pembe bir hicab zari içinde genç adamın gözlerine bütün güzelliğini arzettiği yüksek sod üze. rinden şiddetle mukabele etmiş, bir kumaş parçası ile göğsünü kapama- ya çalşarak: — Ne ayıp, ne ayıp, demişti. sulu bir adammışsın meğe kazanacağım bi Çok vazgeçer, giderim haa Bugün, artık Cavit bu baş döndü - ren güzellik karşısında dayanamıya - Lızm bir daha gelmiyeceğini anla (ıolmodığl takdirde tabla yarım ka- âktı. Bu da, muhakkak - addettiği rinciliği ve kazanacağı şöhreti ka - çırmak demekti. Genç ressam, Zeynebe karşı artık zaptolunmryacak kadar taşkın his - lerle dolu olduğunu anlamıştı. Bu şuur — iledir ki, bi la anlaşmağa karar vermişti. Zeyn bi yepyeni bir kalıp lonun yerine bambas |ratabilirdi. Kimse de vin & seri olarok satırlar birbi: Bu kırma dü Tışmışter. iş özür dileyerek ka - darak ve yuyoruz. .. Tetmekle doyamı- kendisine, çingene itiraf edecekti ha- Cavit Tok a ini sevdiğini bir kadına ya- i metresi - tk bir çingene olduğunun far- İkma varamazdı: Gözleri, tuvalle, Zeynebin vücudu arasında mütemadiy dip gelirken: durdu; onu bir defa d ha dikkatle süzdükten sonra — Zeyneb, dedi. yaşamak ister misi Jeazib, — Şunun çırçıplak bir resmini ya sam diye düşündü. Muhakkak sergi- de bi ği kazanır. — Zeyneb, dedi. Bir gün benim gn ?. Ne yapacağım ben orada. . — Senin çıplak bir resmini yapa - Anlamadım, çıplak resmimi mi?| Evet Zeyneb, çırçıplak kar - şırada duracaksın, ben senin resmini yapacağım. Bu resim yeni açılacak sergide teşhir olunacak. Buhun ka - zanacağı mmükâfatı sana- vereceğim. Şöhreti bana yetişir. &- çıplak n hle beraber an fevkalâde güzel ve İcak kadar içinde şı İfikir — kaynayan İsana — çingeneler il muhitlerde ya ni fikir bir mablüksan; arasında o se « Zeynebin gözlerinde şimşek çakı - ” ei yerda. Ellerini heline koymuştu. Çıp-| » İa ayağı ile Cavit Tokun Şövalesine bir tekine indirip devirdikten sonra: Terbiyesiz herif, bağpırdı, eni ne sandın?.. Ulan benim na mü: Çırçıplak senin karşın-| da nasıl dürürüm. £ bu. resmi herkes görecek. Çeribaşı Kel İbonun| kırk yülık namusunu bir parahk mı | edeceğim? istersin değil mi? Ben hay dan memnunum! Öyle am ni bekleyen yeni |hayatta bambaşka bir zevk bulacak- sın! — İstemem! — Benimle yaşamak istemez misin, | beni hiç sevmiyor musun Zeyne Sen m var.. — A, bak bunu sana izah a utanma, h sim mektebinde bile edeyim Zeyneb! Sana! yok - tur. R kızlar, olsun erkekler olsun çırçıplak durur- lar. Sonra sen benden mi utanacak - |la sıyrılabilirsin ki sın, ben sana bakmam. Tabloya ge -| Yerinden kalktı, genç kıza yaklaş- Tince, senin Çeribaşının kızı olduğu -|t. Ellerini ellerinin içine aldı. nu kin ak? Bundan alacağın| — Dinle, Zeyneb, dedi, Anlattı, u- in adamla ömrünün so|zun uzun anlattı — Mestan... Adi bir çingene evlenmek.. — Ben de çingeneyim! ile! let, para, — löks, nıNc, 57 ONU KiM OLDÜRDÜ" Yazan: WNoris Löktlan Nakleden:fa. | — Hazır mısın? — Ne hazırı?!, — Parisin havası bugünlerde fena., Gidiyoruz... Klâra susuyor ve düşünüyordu. Klâra| — Rica ederim, Klâram, düşüne . uyan - 'ctk vakit yok.. Bir dakikalık tered - uştu... İdüt fena neticeler verebilir. Raul sabırsızlanıyordu. Bir şey -| — “Bir endişen mi var?. — derr korktuğundan değif.. Sadoce el — Heyni tineç büşkyor leri kolları boğlı oturup bir şey Ya-| — Neden? pamamaktan - sabırsızlanıyordu. — Her siydği taraftan da İri Pol'an if; atta bul Klâra, işin ciddi olduğunu —anladı | tarak, Mmarkinin vaziyetini müş -| . » neğe başladı... Bu aralık, içe.| < z 5& - kül bir şekle sokmak ihtimalini de riye Kurvil girerek akşam ıınel.ele— düşünüyotdi. ini attı. Raul, Harcket için her şey hazırdı. Bü .|aa yzattı. Raul, gazetelere bir gözl tün hizmetçileri göndermişti.. Rauül,| 3 N ü tehliketi zamanlarda yalnız kalmayı| — Her şey yolunda, dedi, İri Polün ge leedi. |yarası iyileşiyor. Fakat bir haftadan Biraz sonra Klâra uyandı.. Raul|evvel ifade veremiyecek halde imiş.. ,|Seriki arab da bir şey söylemiyor.. Polis müdüriyetinden Otöye git - mek için hiç olmazsa 15 dakikalık bir zaman lüzimdi. O da hizh gitmek| partile... KARŞILAŞMA Saat dördü çaldığı zaman, hâlâ uy du. Öğleye doğru mış, yemek yemiş, tekrar uyı kaç oskiden (1) de| <İserseri bir çınge “İlardan, gece t Yazan: Nusret Safa Coşkun hayat vadedilen bir kadının kanma-| masına imkân yoktur. * n kaçtı. Uzun saç-| _;u'ılad 4, şalvarı ile ıpex ea ai li İrisi ıskarpinler giydi. Parmakları o- jelendi, kaşları alındı, Güney adı ile| yeniden vaftiz edildi. Yeni eserini, nefis bir tablo — gibi| seyreden Cahit Tok onları kollacı a rasına aldı. Dudaklarını onun xar - menli dudaklarının üzerine koyar ken, artık eski olan her şeyi unuta ünyaya yeniden ge- için dün olan eni bir insan - olacak - sın ?. dedi. Bütün sanatkârlar, Cavit — Tokun tablosu birinciliği kazanacak diyor - lardı Ressam da bundan emindi zaten — Bundan kazana z para se nin Güney.. Onunla ne isterset ya-| de mmu—,. enl canlı tablo herkesi teshir etmişti. vi Serginin açılacağı günün İbekçiler Bir hırsız çala-| eydi | Şti Yakat erti da oldular, Cavit Tokun tablosu bir kutu Ripolen bayası İle berbat edil- |mişti. Yakalanan adam karakolda| Jisminin Mestan olduğunu söyledi * | İki yıl geçti aradan, ressam Zey İnebi yavaş yavaş ıhmal ediyordu. He| |vesini almıştı artık.. | Mestanın kendi resmini boya ttel kaybettiğini işitliği gündenberi Zey-| '|neb de durgunlaşmış, düşünceli ol -|C muştu. İlk defa kendisini fevka gelen bu yeni ba; a hakikaten, boyalı kadınlardan, kinli erkekten. yapma tavurlu plantıların a zevkalmamağa boş- e b önu | | | | | sonradı | SIN1O- an-) an, balo - lardan sil ladı Artık çergiyi özlüyordu. Cavidi sevmiyor değildi l olduğu, a min bir yere savuşm |kat bavullar Bunun alt Tarafı ne ? (5 inci sahifeden ım.m) muştur. Bu da başkadır imindeki bu İspanyol memleketinden |kaçmış, Fransaya gelmiştir. Fakat na- sıl geldiği ve aylardanberi — orada kimsenin nazarı dikkatini celbetme- den karısı ve çocuklarile beraber na- sil yerleşip kalmış - olduğu — merak| ledilmektedir. Neila'nın İspanyol m. kümeti tarafından — takib edilmekte| fakat şimdiye kadar onun Fransaya kaçmış olması hasebile bu-| lunmadığı anlaşılmıştır. İspanya hü- kümeti an bu adamı istiye- İcektir. Mamafi teslim edilip edilmi- yeceği çok şüpheli bir şeydir. İs - panyada hükümetçilerle asiler ara - sında cereyan eden kanlı mücadel ler esnasında Neila'da kondi — gayri neşru hesak tine göre bir çok kimselerin mücevheratını almış, bir çok kimselerin kanma girmiş ol- makla maznundur... Hattâ İsp: öldürülen Fransız gazetecisinin ve r de bunün İşi olduğ dir... Neyila'nın evinde yapılan a - raştırmalarda 200 bin frank kıyme- tinde mücevherat bulunmuştür. Ne- bu mücevhera kazan - Bundan atı nâsıl . aşka Neyila'nın evinde İvullar, çantalar — bulunmuştur bunlar er, saraylarda giymek için yaptırıl- lar çıkmıştır. Neyila tanter şehrinde polis komis: 'Ondan sonra İspanyadaki dahili har- din aldığı vaziyet kendisini daha e. ya mecbur et- Müş, o da Fransaya sığınmıştı. Fa - çantalar tıklım tıkışıl dolu ve mücehverat da bol olarak' Sorguya çekilen Neyila'nın da isticvab edilmiş 0 da müc anı verememiştir. F kadını ittiham edece! ir ey olmadığı cihetle —onu yalnız hu- |dud haricine et- miştir. öldürmekle dır. ki |mış esv: San- rısı |büküme Neyila güzete Büyük Avr hocalığı ir mak yollarından biridir. Briç güç bir oyundur. Satranç kadar değilse bile Briç Neila is - da| k.ı(“; 1 söylenmekte -| bir çok ba-| M içerisinde en kibar clbise-| li. |le! | nsa lğ maznun bulunmakta - £ ; Maçerasına pek üzülerek kalktı İman onu evde bulamadı yaşa -| '»)Muzu asaletimizi iki — Fakat bundan o kadar kolaylık-| kat, o, ker ynamak büyük bir marifettir ne de tekmeli; Sonra eşkisi |Bir gece genç disini d Bunun için her memleketto kadar sevmiyordu da. |turnuval ressam, döndüğü Za - yın şampi yapılır ve bu turnuvala - onları birbirlerile karşı - 4 Çeribaşı Kel İbo du: bakası yapılır. Bunda birinci gelen - $ püskürüyor- Jer Briç dünyı nu olurlar | Dünya Bri — Buraya ne suratla geldin kaltak.'Madamm Tulbers Zarar görüp burun kıvırdığım yere kı ne için dönüyorsun, haydi yine geri dön, geldiğin yere git.Bizim kanınaz |dan olmayanlara kendinı - veteniere çergide yer yok. Sen bizim namüsu- paralık — ettin. | Gözüm görmesin seni, . Ağlamak, sızlamak, babasının a - yaklarına kapanmak para İÇingene kanunları onu affetmiyor - hal olmadığını da söylemişlerdir. Ka ——— |bir kahbesin! Devril karşımdan.. Zeynebi çergiden tökürüklerle, üfürlerle kovdular. O da ressama '7; dönmedi. ocadır. Bu karıkocamın şimdi araları açık - tır. Kadın koca: ma dav anlıklarına rağmen şimdi ve boşan- | valarına beraber iştirak edecekleri- | * Mestanla karşılaştığı zaman, omm'k kollarına atılmak, af dilemek İkoştu. Fakat delikanlı korkunç mahlük görmüş gibi ellerini yüzüne| PiT kaç gün sonra cesedini Yeni - İkapattı: bahçe çayırındaki kuyulardan birin- | — Yaklaşma diye haykırdı... de buldular, Sen çingeneliği iki paralık — eden NUSRET SAİA COŞKUN — Ya Antonin?, Serbest!.. Yazıyor mu? Evet.. Marki gidip şehadet et -| |miş, bırakmışlar... | * Raul, Kurvile döndü ve s — Her şeyi kaldırdınız. mı — Hayır, kâfi derecede gülmemiş n.ıxd:ı köşede bir küğrt falan kalma - ı'ıılc Ben sana gülmeyi &; dyi ':vrrı, ruhum, haydi, gel, gidelim.. — Bir gey kalmadı.. — Bir şey daha söyliyeceğim. Dur.. — Şöyle bir daha dolaş, sonra der—l Antonin niçin sustu biliyor musun?. |hal git..... Unutma, her gün yeni apar-| — Hayır... |tmanda buluşacağız... Hoş birazdan| — Senin başına bir belâ gelmesin seni otomobilin yanında bulurum. — İdiye korkusundan.! Klâra gitmişti. Şapkasını başına| — Ne korkusus? — Seni seviyor, seni — Raül, dedi, geleceğim ama, bir |korkusundan! |seyden korkuyorum, daha — doğrusu| Raül dans etmeğe başladt: İkıskanıyorum... — Sahi mi? Pek lütufkârsın doğ - — Kimden? rusu.... Ne iyi ettin de söyledin. Hoş — Biliyorsun... 'ben de biliyorum... Bana kimse mu - — Kurvil'den mi? Seni temin ede - kavemet ederez... Antonin beni se - m ki sadece gayet iyi dostumdur... İviyor, Olga seviyor, Klâra - seviyor, Klâra güldü. Raul devam etti: Kurvil seviyor, hattâ Jorjöre — bile — Sen, kendi kendini kıskanıyor « İseviyor... sun! Raul Klârayı kucağına aldı ve mer- — Hakkın var, kendi kendimi, ya -|divene doğru yürüdü. Bu arada içeri- ni tıpkı bana benzerini, fakat ayni za-|den telefon çaldı. (Devamı var) © kadar da başka olanı anıyorum, — Senin harikulüde gözlerin var. efkat dolu gözlerin... miş, — Ayni zamanda çok ağlamış göz - kaybetmek Ti Briç! laştırılarak bir Briç birinciliği müsa-| Şey düşünecek 4 açmıştır. Fakat bütün dar- diktan sonra bu karıkoca Briç lurı.u-W etinedi. İni ve rakiplerinin sevinmelerine ma-|! [AKŞAMCILAR - - (Esk! biİr aksşamcının defterinden Yezaen: Osman Cemal Kavycılı Az daha zavallı adamı çöplerle denize atacaklarmış bereket versi ı_ı_Lc A6 YS-İKIRLARDA AKŞAMCILIK z sonra içeriye giren bir başka YAPILIR? ıkçı ellerine uğuşturarak anlattı: Son bir kışı aşağı yukarı hep — bu — Zavallı adamcığızın hem te -|gibi meyhanelerde, bu gibi meclisler- kler boynundan geçmiş, hem de |de geçirmiş olan 'Turhan o kıştan son- ı bir tekme- ra gelen baharla yazı da hemen ken- İdi semtlerine yakın bir kır gazino - n anlıyabildin mi? |sunun bahçesinde -geçirdi demektir. m, hani şu savroş bir herif| Tlhk bahar ve sıcak yaz akşamları e gündüz hep kör kandil buranın, hiç şaşmayan gedikli müş - İterileri şunlardı: | Merhum Osman paşa zade Veli bey, Tınovalı mutaf Ömer, makinist Ter -|Hafız Basri.. Ve ara sıra da mütekaid bir mira- lay doktor... Vah vah va 1 : Veli bey altmışlık, çok zayıf, çok BAA S İöksürüklü, saf, temiz yürekli, eli a - erlikçi Zarif denen © adam |Ç v SEĞ | olmuştur. bi-| ni patlamış, NASIL kerl | z |de vardı kez Hani lırlardı da: Zarite $ ükçi Zarile a, küp'! arife yuha! Diye ©1 . Herkes: Çek â hâlâ sağ mıydı? lik olacak, belki şimdi | basitten biraz, ama pek az düşün. li bir adamdı. Tırnovalı mutaf Ömer de yine alt - — O eskiden bizim tsraflarda o - Wöşltk sarı, çipil yüzlü, eski turundu. Fakat çok zaman var ki|hovardalık etmişlere benzeyen, için- ben onu görmemiştim. Demek şim-|de hiç sır tutmayan okuması yazması (di buralarda bir yerde oturuyordu. |Yok. fakat görgülüye benzer bir in » Bir yerde deorsan, gündüzleri|Sandı. Makinist hafız Basri, Rüştiyı vT tahsilini yarıda bırakıp makineciliğe başlamış; fakat genç yaşında nasılsa kendin! rakıya kaptırıp akşamcı ol - Ş höş suhbot, tatlı, dilli, güler yüz. hep İburada :uıhırh Geceleri gider bazı| -|bazı balık kayıklarının, bazı bazı da İçöp mavnalarının içinde sızar kalır . Hatta bir tefasında yine — bö: nn içinde geceden erseri serseri şu- ların üçü de akşami a gelen çöp arabsındki çöpleri iş ta birbirlerinden mahir, bir » kında olmadan bunun üz: den üstaddılar. Meselâ Veli r, derken zavallıyı o kta kendi evinde, kendi el r ta H ceğizile yapıp getirdiği mücverler, dar götürmüşler, yumurta, çiroz salataları.... Mutaf Ö- İya çn'lcvk" birlik zeytin yağlı cacığı, latası,. Hafız ne bo- plerle | z adanın a kalsın zar € diri diri denize merin tereotlu, bol soj le herkesin kohıy kııldy i nesnelerden değildi. bacağını isırınca iş anlaşılmış Turhan terlikçi Zarifin bu Ötekiler her akşam buraya ellerin- son 'de sepetler, tabaklar, çanaklar, ka - velİşiklar, çatallarla geldikleri h lde yal meyhaneden çıkar çıkmaz ve'niz Turhan kollarımı sal üstü açık bir sedye üstünde ihtiyar bom boş gelir; o da bu âl Zarififi çok acı ve korkunç bir halde' ve sırıtan dişlerile kan içindeki yüzü ilelrak edrdi. Turhan buraya nasıl da - büsbütün — fenalaşarak|danmış, nasıl düşmüştü? caddeyi tutta, , ü karşılaşınca (Devanmı var) | Vaydman hiç bir| Kurban b Gönderenler Xe Şişli Halkevi başkanlığından: Haıde degıı Şişli civarındaki ilk okullarda oku- inci sahifeden devam) | yan yardıma muhtaç ve fakir (310)ço- gücenler Vaydman'daİcuğa hergün verilmekte olan — sıcak yet damarla -|yemeğe ilâve edilmek üzere bayan ada bükmetmektedir - Eşref Cevat Vergin tarafından dört, g44 r ati bastalıklarile meş -| Radyolin sahiplerinden Bay Comil ta iah bek Vaydman'ın rafından dört, Eczarı bağ Asım tara . Bu|findan iki, bayan Besime Fehmi İs - ehinde olarak bir takım Mâil tarafınaan bir, müteahhit mü - bulunup bulunmı- kendis bay Asaf İlbay tarafından bir, -|Bay Yusuf Ziya Koraca tarafından 1, urm bay Müz ban gönderilmiştir. Alenen gl bay hafifletici sebeble yacağı meselesi sonra tetkik edi cektir. Bugün göze çarpan bir it gide der hiç bir şey| mış gibi bir hal arzettiği - dir. Vaydman'ın avukatı katilinin e. 7“““ hiç bir herekette line bir kitab vermi: Bu kitab | tA Sanki bunu ruh hastalıkları mütehassısı bir Pran-| Eetil kendi mız hekizninin yazdığı bir eserdir. O-|'dar derin bir 1 eĞ Fakat bu an - Bunu oku, demiş, her sayfasını | taraftan dü .»ıu rken bir kağıda da ne duyduk - -İçok mqızuldur Kendisini Harını yazt... len avukat'arile kr katın maksac., bu — kitaptaki İruh hastalıklarından, gayri tabil hal-İni bir deği İlerinden Vaydmanda ne görülüyorsa|sualler sormakta, malümat almal müdafaasına yardım için bunları bır|sonra Fransız - Alman münasebatını an evvel toplamaktır. Fakat Vayd-'merak etmekle ve daba sonra bitün şey Merl nına biz kur- varsa o da kı—ndısınin ibetine karşı bu ka- aydi içerisindedir. | imaz hi ıvdııj di man kitabı eline alarak okumakla be-/dünyanın Milletler Arası vazivetine raber kendisine Cair hiç bir şey kay-|dair son derece meraklı görünmekte. detmemiş, avukatının tenbihine ta.|dir.. Avukatlar gittikten sonra Vayd- mamile lâkayd kalmıştır. — Hülâsa man höcresinde yalnız kalarak — boş Vaydman kendini kurtazmıya çalış- (zamanlarını ekveriya uyku İle ge - mak için öyle nazarı dikkati celbe- | çir:mektedir. nazle,grip, romnhımı ve b.llun ıç;rı- larınızı dorhal kaser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir.