#£—8SCPTFICPFTF- 251İkircikânunez8 * Afrikada harb! Büyük devletler çok yakında burada harbe başlıyacaklar ! Japonların gözü Avusturalyada Uzak Şark işleri karıştıkca karışı- 'yor. İngiltere İle Amerikanın doğru- dan döğrüya, kuüvvetle bu işe karı- şamıyacakları artık — anlaşıkhktan İstikbal harbinde Avrupalıları düşündüren yerillerden biri Afrikada Italya ile Fransa arasında şi(âh yarışı başladı! İ Bonra işlerin daha nereye varacağını kestirebilmek hakikaten keskin bir kehanet ister. Fakat kâhinliğe kadar gitmeden gı,(e çarpan hakik&t şudur: Japon- İngilterenin taarruz edemiye- artık Japönyanın mukaddera- |tına hâkim olan ordu. ve denanma erkâmı arasında sarsılmaz bir kana- at haline gelmiştir. O kadar ki bir Japon tarafından yazılarak Longra- da, evet, Londrada basılan bir kitab- da bu açıktan açığa söylenmektedir. Japonlar, artık İngilterenin böyle ses çıkarmıyacağını gördükten — sonra Mançuride, Çinde istediği gibl ha- reket edebilecektir. Fakat Japonla- rın davası bu kadarla kalacağa hiç benzememektedir, Açıktan açığa an- Tatılmak isteniyor ki komşu Avüs- turalyada da pek geniş ve boş yerler Vardır ve Japonyanm nüfusu arttık- €a artarken böyle konu komşun geniş toprakları boş - bırakılam Britanya imparatorluğunun yol - larını temin etmek, korumak işir |İngiliz amirallerinin düşündüklerine | İşüphe edilemez, Bilhassa on sene - iden fazla uzun — bir İyapılmakta olan Singapor üssü bah- risi de Japonları düşündürse gerek- tir. Japonlar Singaporun kendileri- ne karşı meydan — okuduğunu ileri sürerek kendilerinin de İngiltereye karşı mücadeleye bazırlandıklarım gizlemiyorlar. Fakat bekledikleri ne- (de Jeyleklerin mütevellidatı istiye- |ların son baharda cenuba gittikleri 0 te esnada daima dişinin yeni aşk mace- |TU ineklerin çıngırak - sesleri, yara- imaz keçi yavrularının melemeleri i- İriya ayrıldığını ve boşanma vak'ala- jtallarla hakiki muharebeler yaptık- Zzamandanberi | Leylek nesli Yer yüzünden Kalkıyor mu ?. Son günlerde muhtelif memleket: lerdeki âlimler bu mevzu üzerinde yaplıkları tetkikat neticesinde ley- lek neslinin her sene biraz daha azal- dığını iddia ediyorlar, Almanyada bir hayvanat enstitü- sü tarafından yapılan müşahedeler- KIR Hinde kü bir sürü köylü ile rek azalttıklari anlaşılmıştır. Bu kuşların gimale hicreti mart a- de yüzde kırktan fazlası ancak ma- lerdir, Bundan başka her çiftten da- |yor, sabaktanberi ima biri bir kaç gün evvelinden yu- vaya gelir ve öteki üç dört gün için- de eşine kavuşurdu. Halbuki 1937 bir çoklarının altı yedi hafta sonra gelebikleri ve bu suretle yuvaların hiç kalabalık olmadığı görülmüştür. Hayvanat mütehassısları bu kuş- nin yeşil gölgeli gömlekli, mavi çepi amak için örkeğinden ekse- |H A K şitiliyordu. Fotma, akar suyı gi t işlerdir. rınm çoğolduğnı teebit - emişlerdir. , FO er man İÇünkü erkekleri muharib tabiatleri yüzünden yolda harb yaparak vakit kaybetmekte ve telef olmaktadırlar. |Leyleklerin Karpat dağlarında ka: biraz yana bül ları görülmüştür. Leylekler harbederek ve âraların. da boşanârak insanlığın fena taraf- ma böyle çiçekli kr tanecik ninesini di L Pa Ga ea LanSİcAMenükünmE| ticeyi almak Japorlar için © kadar kolay alacak mıdır?. Bundan ötesimi iddia etmek kehanete bağlıdır. Bu evine dağılacak, o ı Habeşistanın — İlalya tarafından .yanlar bir taraftan Lihide, bir taraf- B Zaptedilmesi üzerine Afrikamın Av- lıın da Habeşistanda almak üzere Tupa devletlerinin münasecbatında Adfrikanın oynadığı rolün ehommiye- ti bir kat daha arttı. İngiltere ile İ- talyanın” münasebatı hep biliyoruz ki bu yüzden hâlâ * gergindir. Bu Berginliğin ne vakit artadan kalka- cağı da hiç kestirilemiyor. Fakat bu- gün «Son Telgraf> n bahsedeceği ci- het İngiltere - İtalyan münasebatı değildir. Afrikânın istikbalde 'bir kat ç daha oynuyacağı rol bugün Avrupa z metbuatında pek ehemmiyetle mü- B nakaşa edilmektedir. Berlin - Roma mihverinin faali - İ yeti devam Almanya ile İ. K talya el ele vermiş görünerek nüfuz : ve tesirlerini art ak, Millet Ce- miyetini yıkmak için var kuvvetle- rile uğraşıyorlar, Fakat bu mukave- met yalnız Avrupaya mi münhası kalacak?. arduları bulunüyor. Bu hesaba göre bugün Avrupa devletlerinden Afri- kada &n çok kuvvet besliyen İlalya- dir. Almanya bunu biliyor, Diğer ta- vaftan Afrike ile bu kadar mükae'afı olan İngilterenin, - Fransanın buna | karşı Tâkayd kalmaları da imkünsız- dır, İleride Avrupa devletleri arasın- l da bir harb çıkarsa ne olacak?. Es- kiden, yani umumi harbde görüldü da Tunustan, Cezairden, Fastan Avru paya pekâlâ asker getirdi ve Afrika- hıları Almanlara karşı çıkardı. Bu- gün ise böyle değildir. Bütün hesab- lar değişmiştir. Bugün Libi'de İtal. | yanların mühim - kuvvetleri varken | nsa © kadar iltibar ettiği Şimalt | Afrika imparatorluğunun kaynakla- rından tamamile istifade edemiye - cektir. Hattâ böyle bir fevkalâdelik yüzde doksanı İçin dünyada yaşamak:...:::. :: işi »imkânsızlaşacak ! fırıtından ekmek tunda öna yer kalmamıştır. İyiyecekler, sonra ka gözleri sid karşı dalma bir işti mez bir sebebl kulmak isterdi.. | Amerikada yapılan bir makine | alancıları doğrulardan ayırıyor esi yoktu kt fak tyice kaşbolmu yrrm İman çökmüştü. Kö, Fatma derenin lâşlı bir sesle; hire yolluyorlar art Fatma o akşam gene mini mini e- k sepeti, dönüyordu. Günez artık karşıdaki te- |pelere gömülmüş, yavaş yavaş yak- İmamak mı; sevinmek mi, yoksa-! laşan köyün şirin evlerine, sevimli, yında başlardı, Hâlbuki son seneler- Jağaçlarına mahmurluk Kafilenin ön tarafında gürbüz bir yıs ayında yazlık yuvalarına gelmiş- Joğlan şakrak-sesile türküler ' söylü- vın, sarı, penbe, mor yemenili, kır » mazı yanaklı köy kızlarının alacalı a- kisleri yakanıyordu. çine duerakmuş, mavi k, küçük ayaklarına bol gelen papuçlarile yolur mı etrafa savuya savura Vi Bu tarla dönüşleri ne gil: seslerin arasında küçücük evini, bir larına iştirak ödiyorlar. İvicut H Rittar sevetdi tkese kapadıktan sonra Zeyneblerin | birkaç köylü kadınla beraber yemek dizine soktularale onun yün büküşü- Dünyanın tadı kalmıyor !0 Yalan söylemek zorlaşırsa insanların Kaç geceler böyle annesine baka ba- üş, başını onun di- izine koyarak uyuya kulmaştı. Zavallı Fatma, kaldinde ninesine Her an onu kendinden ayı- t ninesi -nasıl bilin - gölge gibi kaybolup l zun zamanlar gidecek zanneder, ona sokulmak, s0- İpekat bu gece etrafın Karanlığı Znım dünyada ninesinden başka Köve dönüş Köye geldikleri zaman güneş ar- evlerine dağılıyorlardı. İkaz tahta köprüden geçe İvuşuu kızı küçük Zeyneb koşa koşa yanyna geldi ve yarı sevirçli, yarı te- rılık — Kız Fatma biliyon mu, seni şe- MENEKŞESİ.. Yozan : Tufan Sipahi İrib bir zevk duyduğu mühim meyi de söyliyerek taşrih etti: — İstanbul şehrine!. Fatma şaşırdı, inanmak ma; indif kadınlı erkekli beruber tarladan iyus mu olmak lüzem geldiğini Kestle Temeden bir müddet Zeynebin Yil 'ne baktı, Zeyneb, yaramaz kız şimdi boynuna sarılmış mütemadiyen çökmüştü, tarlada yarulan köylüler gönüllerinin gamım: bu bil.|lüyor: L lür sesin şeffaf dalgalarında boğu - yorlardı. Yan taraftaki sakin dere- — Amma Fatma biliyon mu, © bul şehiri öyle bir kocamanmış İ geceleyin hep böyle kandiller yatır yormuş, ondan sonracığıma şenlikli oluyormuş.. ben bilemiyon, Mf eve vtaralım da sen bir işit ? Diye anlatıyordu. Acaba Zeynebin söyledikleri îâ sularında beyaz kenli delikanlıla- Ta uzaktan yave İru mu acaba Fatmayı — sahidi uzaklara rerenler de onun (l a düşmüş küçi 'ini kalabalığın (- yemenili başı dar çok özlemişti?. Heyhat!.. Fatma eve gidince öğ tendi ki bugün köye Ömer çavtı tanıdığı bir adam gelmiş, İstanbuld zengin bir beyin kız istedi rların, cana yakıtı l ıi C ycuğu olmadığı için onu evi edeceğini söylemiş, (yarın gelir SİW rım..) diyerek çıkıp gitmiş; buntü üzerine köyde düşünmüşler taşınını tozları- üşünerek yürü » İşte birazden köye varınca herkes İlar, babası olmadığı için Fatmayı © da tavukları kü- “beye göndermeyi kararlaştırmışları | O akşam Fatmanın ininesi, Ömüf Ççavuş ve biz kaç kadın daha konuğ” | tular, Fatmanın nineri arada (Bırd” kın Ömer çavuş, Patmamı ayermayi benden, ben fikarayım amma onu öğ komam!..) diye ağladı, sonra öteki ler ona nasihatler vererek nihaytl kızı göndermiye razı ettiler.. * Ertesi sabah Potmayı tarlaya göke dermediler. Demek' v artık sahidtli gidiyordu! Bu iş nasıl, ne çabuk ol muştu. Akşam bunu Fatmaya söylü” dikleri vakit yarın oluncaya kadaf geçer - zanmetmi ; ) tepsisini : alacak, Fatma, ninesinin seyre dalacaktı. iyak, derin bir &- yah bir rüzgür gibi ne çabuk UÇU gitmiş te ortalık aydınlanıvermişti! | Fatma bugün köyünü bnmlı'ıı”' görüyor, onu — yadırgıyordu. * Acal bu ev, bit bahçe, bu yollar evveldi vtrafa bir du- |de böyle mt idi.. Zeyneb, hani şu-lü er birer ik aman bercber oynadıkları yarar! onun yüzüne “her zaman yte mi bakıyordu.. Ninesi başka günle de de böyle hasta gibi mi idi!. Fatma artık muhakkak olan şu Üğ santlerinde, bütün bu hazırlıke İtav esnasında hiç v söylemiydir yaltaz «kendi kendini avutmuk içİ olacak« ikide birde: 4Devamı 6 L $. bi ilerisindeki en Ömer ça- sogfamıetlal Dedi, sonya telâjfuzundan bile g- Almanyanın müstemleke davala - rında İtalyanın müzaheret edeceği- 'ğe hacet yoktur. Sinyor Müsolini bunu bif kere daha gayet açık olarak söyledi. Meselâ Afrika güneşi altmda herkese yer verilme- sinden bahsetti. Bünün mânası Al- manyaya eski mi sin demekti. Hal sonra Afrikada kurduklarını ilân eden İtalyanların şimdi bu Afrika imparatorluğunda Almanlarla beraber çalışımaları mev- kacak ölursa zuu bahsolmaktadır. Afrikada İtal- temlekeleri veril- | tanı aldıktan ceklerini paratorlü a çeviriyor; tarafta ha- n içine biribirinden da- öbür tarafta da pers et halinde yine keyfine göre oyuncak gibi yatın icabatı demiş, cemiy Tambaçlı bin bir kalde kaymuş, de arkasına gizli ve şeytani bir ku: kendi geçi İnsanları elinde iste viriyor! Benimle Vetdet'i karşılaştıran da, bana onu mü- #allat eden de yine kendi değil Burada tabia. tin de hissesi yok değil, Yok değil amma, tabiat in- sanları dudak dudağa getirdiği zaman araya bin ka- yıt sokmuyor. Bütün bu kayıtlar hayattan geliyor. —Di Ok... Diye bağıran ©.. ileriye geçemiyor. Şuurun * linde. Eğer, anun koyduğu kayıtlar olmasa Vecdet'ten neyimi ve neremi sakınırım?.. Hiç... Fakat, bütün bu kayıtlar varken, hayalın bana ihtarını ben de ona ihtara mecburum: — Vecdet benimle evlenecek misin?.. Ya: — Hayır... Ya: — Evet... Tabiatin hükmü damarlardan hayat soytarısının e İçıkarsa bir gün gelecek Fransadan li “Alrikanın z askeri yallamak lâzım gele- cek!, Libi'de İtalyanlar böyle gitgide ikuvvetlerini arttırdıkca « Fransızlar da Tunustan, Ceirden, Fastan Avru- paya nasıl kuvvet çekip getirebile - Güşünmü imparatorluk |Eğer Fransa Şimali Afrikadaki im- ğunu korüumak için Fran- sadan oraya asker yollamağa kal - Avrupadaki (Devamı 6 ncı sayfada) “imanıncıya kadar. | müdafaası için l Başkalarından saklamak istediği- miz bir şey duyulacağı zaman heye- 'ör değillerdir. | mevkit lere pek az tesa- ıcavıı kapılmaktan kendimizi atabi- |reketle ya gözlerini kırparlar, ya el. ? Ketidine hâkim olarak || İtoplıyabilmek eri de meselâ söyle- | İdikleri bir yalanın anlaşıldığını gör- KIPLING'in dükleri zaman gayri ihtiyari bir ha- i oynarlar, hülâsa kendilerini | için <yardımcı» bir | İle. — Evet... E: — Evet.., İle cevab vermiye hazırım. Aksine imkân yok. düşünlülemez bile, «Gece. . Bu gece istediğim uyuyabileceğim. Gözle- rüm şimdiden kapanıyor. esnemekten çene kemiklerim gevşedi, Çok rahatım. Yirmi dört saatlik buhran, kin ve iztırab içimi bo- şalttı. Bu saniyede kala tasımın içi bemboş. Sınirle- rim yatkım. Damarlarım sakin, Artık ne buhran, ne kararsızlık, ne uykusuzluk. Belki, tek bir şey var: İntizar. Karar ve kaderim nasıl tecelli edecek?. Bunu Bekliyeceğim. Neticeyi bilirciye, gözümle görüp Bi t e SeraK bt MA M e Karar, ferahlıktır!., 31 Temmür Vecdet'i bugünlerde biç de görmedim. Bekliyo- rüm ki, o beni arasın bulsun. Fakat, merak ediyo- rüm, Kendisine: — Benimle evlenecek m Deyince acsba ne cevab verecek?.. — Haoyikta. Der mi?.. Derse ben ne yaparım?.. Eğer, bilmi- yerek, ittemiyerek onu seviyorsam böyle bir cevab ne dehşetli olur! Amma sevmesem, islemesem dü- şönmem; bele bu ters cevabır hiç aklıma bile getir- mem değil mi?.. Galiba, hem seviyor, hem de korkuyorum. Kor- kulu bir sevgi yöorum: Şehvet posası olmamak için. Bi e 0 EZ Siğiyi ç F ge YF Ş, VOSANARE N ZL > ( Küçük Lord Fauntlcroy ) <B FREDİE BARTHOLOMEWMW” in İONEL BARRYMOR- SPENCER TRACY- MELWYN DOUGĞL gibi sinemanın 3 büyük yıldızile beraber çevirdiği en müessir temsili CESUR KAPTAN mevzu - İhtiraslı ve fraklı sahneler... Bu Perşembe akşamından İtibaren SARAY SİNEMASININ l '6 | şaheseri, Fransızca sözlü film. Calibi dikkat bir ! ri olacaktır. 2 Ağustos ! Tayin edilmişim. Bu sabah müt — Vicdan hanım tayir. emriniz geldi. Dedi. men şordum: Nereye?., -- İskilip kazasına... 4 Cevabını verdi. Tuhaflaştım. Tskilip de neresili Acaba Sür » mektebde K tane coğrafya lıımlıı değiştirdik, dünyanın en tu yerlerini öğrendik de kendi memleketimizi dimize öğreten olmadı. Osmanlı imparatorluğunu! bududlarını ayızmaktan, bir kaç vilâyetin ismi saymektan, beş on nehirin hangi denize Göküldük lerini söylemekten başka bir şey bildiğimiz yok: de bilsek bllsek Keşiş dağının irtifar ile «Şatt Yab> & Firat'la Dicle'nin nereden karıştığını billi '; Nlemleketi bilmeden dünyayı bilmişsin niye yarâ'” Müdireyi lâfa tutmadım, Çok meşgul. Hem, V gün öyle aksi ki... No zaman gideceğimi öğrenmek- istedim: — BHaycirah bekliyeceksiniz. O da, on gün son” ahnabilir.,. d Dedi; tekrar başını yanındaki kâğudlara " Kimbilir hesab mı yapıyor, kadro mu düzeltiy0f: yapıyor?.. Bana ne'.: Fakat, İstanbul'da — kalsayG' daka iyi değil miydi?. (Devamı var) j