21 Aralık 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

21 Aralık 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#-SONTFLOPA P- 21Birincikânun c7 Dava Bittimi? e C ĞĞ ŞELEEE ŞO SY Di p Müstemleke meselesi bir- denbire hasıraltı oldu! İngiltere müstemleke teb'asının merbutiyetinden o kadar -.: emin ki istikbalde herhangi bir ihtilal veya başka devlet rejimi İstiyeceklerini hatırlarına getirmiyorlar İtalyanlar Milletler Cemiyetin - den çekildi. O gittikten sonra her - kes ne olacak?, diye bekledi. Fakat dünya gene o dünyadır, âlem gene © âlemdir. Yalnız kırk - senelik bir sulh projesi Jâkırdıları artaya — çik- v Bu projenin ilk maddesi Habeşis- tarın İtalya tarafından zaptedildi - ğini diğer devletlerin -tabit başta İngiltere olarak- hemen tastik edi - leridir. İtalya Cenevreden çe- kildikten sonra bu projenin dediko- dutü çıktı. Sözde bazı hükümetler arasında bu gizlice müzaköere edili yor, diye. İtaly nevreden git den bir kaç gün evvel de başka bir plânan bahsi ortaya çıkmıştı. Sözde İngilizlerin Akdenizdeki filo ku - tekizlilerin elinde bı muhiti Atlasidek alıvereceği bu g miş. Fakat İngilizlerin böyle bir mak- sadı olsa bunu niçin böyle kolayca , duyulacak gibi bir âmirale bildirsin. | ler? Roma gazeteleri bunun etrafm- |lar. İtalya Cenevreden gidince or « da hayli neşriyatta bulundular ve |talıkta diplomasi âleminde bir hare- göstermek İstediler ki İtalyanın Af- |ket olmalı değil miydi? Diyenlerin rikadaki tahşidatı İngilirleri çok dü- |Londradan aldıkları cevab sadece şündürmektedir. bir —bekleyiş vaziyetidir. Belki Fakat şimdiden sonra ne olacak?. |de bu hareketsizlik Almanların ca- Bualini tazeliyenler Londranın bu- |nını sıkmış olacak ki Berlin matbu- günlerde hiç ses çıkarmaksızın 'bek- |atı Milletler Cemiyeti aleyhine ala- lediğini gördükce âdeta sinirleniyar- 'bildiğine yazılar yazıp durmaktadır. unan Bahri « ür adaların ıda plânda yazılı i- K SA Müstemleke rde milyonlarca Avrupalı yasıyor Polis romanı No.tö İngiliz müstemlekelerinde öz Ingiliz. asker Almanların canını asıl sıkan nokta başkadır. Onlar şu müstemleke me- selesinin biran evvel konuşulmasını istiyorlar. Halbuki gene Londrada 'bir hareket yok. (Devamı 6 ncı sagfamızda) San'atkâr Sevimli san'atkârımız Naşid için bir jubile yapılacağını memnuniyet- le haber aldık. Jubile bu sezon içinde; ve sahne- ye otuz küsur yıl emek vermiş olan sevimli komiğimize lâyik bir şekil- de yapılacaktır. Büyük Behzad, Ertuğrul Muhsin, (Galib için yapılan jubilelerden son- ra Naşid için de bir jubile beklemek san'at severlerin, san'atın ve san'at- kârın kıymetini takdir edenlerin pek tabil bir hakkı idi. Geçen sene sonlarında san'atı ve san'atkârı daima himaye etmeği va- zifesi addeden valimiz Muhiddin Üstündağ, Naşld için yapılacak ju- bile ile bizzat meşgul olacağını vaâd buyurmuştu. Bu sezon içinde Şehir 'Tiyatrosunda jubilenin yapılması ta- hakkük etmiştir. Naşid, hörkesin tanıdığı gibi yal- nız müuvalfak bir tülüat artisti değil- dir. O ayni zamanda temsil ve te - messtil kabıliyeti olan büyük kome- di san'atkârımızdır. Ankaradaki ti- yatro ve opera mektebini kuran meş- hur Alman rejisörü Karl Ebert aonu İkendi tiyatıosunda iki üç akşam sey- retmiş üzı orlardan birisi saçlı başı katındaki pan ak Antoni'nin sarı rinci | açıl B ig..ı ündü. Genç kız açık renk bir el- ONU KiM ÖLDÜRDÜ? £. S zi DAR S Yazan: Moris Löblan — Hayır efendim, Daima benden tiği yerleri saklar, Esasen bu ken- pek kolaydır. Zira, evvelâ li kendisi kullanır, şaniyen.. — Saniyen de... her zâ giğim gibi hımbılır biri altında kaybolmuştu. bir defa daha kafana yı Şatonun dışarısında üç aydanberi 'fen sonra haber vereyim ki, burasını |duvarlara asılı büyük ilânlar, şutos terk etmeğe karar verdim. Hususi ılacağını bildiriyordu âelefonumuzu kakdırt. Ortada bir iz | Her gün, şatanun kapıları muay - bırakacak bir şey varsa onları da kal dır. Sonra uüsüleacik taşınırız. Üç |mek istiyenler içeri giriyorlardı. dört gün görüşemi yeceğiz. İşim var. (İh ortalığı Ha.. bir şey söyliyeceğim, Jorjöre'ye jtemizlemek için yanına bir yardım- dikkat et. Belki evi tarassud ediyor. Dikkat et, O da senin gibi hınbılin biridir amma, üstelik inadcıdır ve arasıra zekâsı uyanır, Nakleden: fa, |bir kısmı kırilip sarkmıştı. Duvar- r daha sık idiler ve bundan on beş sene evvel Elizabet Örnenin şarkı söylerken esrarengiz bir surette öldüğü yer, âdeta otların larda sarmaşı cı almıştı, Noter Odija işlere neza. İret ediyor ve hiç kimseye, vaktile lolduğu gibi, şatonun sahibinin kim olduğunu, kimin tarafından satıldı- SATILIK ŞATO ğını söylemiyordu. Volaik şatosu eski balini muha - | —Marki d'Erlemont'un Paristen ay faza ediyordu. Fakat pancorlardan ınlıymm Üçüncü sabahı, şatonun bi- en sâatte açılıyor, şatoyu gezip gör- Hem bi muzlarına düşen bir hasır şapka var- dı. güneşinin —aydınlı yeşilliklere, mavi gök yüzüne, harab düv: zerinde koşuşan kerten- kelelere bakarak gülüyordu. Bir a- ralık seslendi: — Süt baba, süt baba!.. | Marki d'Erlemont, bahçede pipo - wsunu içiyordu. — O, dedi, kalkdır mi? Saat,on ol- du biliyor musun? — Burada v kadar uyuyorum ki.. akınız, dölablardan birisinde bu hasır şapkayı buldum, düzelttim. | Antonin odaya girmiş, biraz sonra |koşa koşa Marki'nin yanına gelerek Jona alnını uzatmıştı: | — Aman burası ne güzel süt baba!, Doğrusu siz de bana gayet iyi mua- mele ediyorsunuz. Kendimi peri ma- sallarında zannediyorum. — Sen buna lâyiksin Antonin... ıB:nı hayatından anlaltiğın kısımla- Bir jübile yapılaçak ! inde ısrarla durmuş, Tür- | | Baltık devletleri | Bilhassa Fransa çok | Alâkadar oluyor | Riga (Hususi) — Baltık devletle- Ti konferansı bitmiştir. Bu devletle- |Yin hariciye nazır ! &rasında Riga- sıin sonunda &, da toplanan — könfera Köylüyü toprağından hakkile is tifade ettirebilmek için küçük or - taklıklar ya meği tasarladı. Dimağına daha bir İçok şeyler birden geliyor. Hanği işe ive ne yoldan gitn lâzım - gelece İğini düşünüyordu, Bütün dimağı ha- yalât içinde türlü bir hakikat yarat- mayı, yarına, yarının kuvvet ve İ- manla ve âzimle dolu günlerine bı- rakarak şimdilik ilk işi kendisini bekliyen yavrulara ders vermek, bil- Bi kazandırmaktı... Yerinden fırla- 'dı.. doğru okula gitti.. |sında her noktada itilâf mevcud ol- İduğu bildirilmiştir. Fakat bu içti « |mada asıl nazarı dikkati celbeden cihet konferansın resmi — programı değil, program haricinde neler ko - nuşulduğudur. Letonya ile Estonya arasındaki pürüzlü meseleler orta - idan kalkmıştır. Fakat Litvanyanın Lehistan ile müzakereye girişerek senelerdenberi devam eden gergin- liğin kaldırılması meselesi bir türlü halledilememiştir. Litvanya hükü - imeti Lehistan — toprajfımdaki Litvanyalıların Leh hükümetl tara- fından pek çok tazyikler gördüğü ci- İhetle bu vaziyet düzelmedikce hiç |bir anlaşn al olamıyacağını söy- tedir. Yakında Lohi 1 Baltık devletle tahtlarını zivaret edecektir, yahate büyük bir ehemmiyet veri- liyor. Bu yalnız Lehistan ile Bi devletlerinin münasebatı noktasın- dan değil, ayni zamanda Avrupanın şimali şarki vaziyeti itibarile konu- İşulacek şeylerin ehemmiyeti cihe - tinden şayanı dikkat olacaktır Baltık —devletlerinin — vaziyetini bilhassa Fransa çök dikkatle takib etmektedir. kalan t Köyün kenarından g (bir ilçeye bağlanacak ( fi için bir mühendiş gelmiş dediler, İKöylülerden bir kaçı ile 'Tuğrul da gitt. Büyük bir tesadüftü: Yedi se- İne evvel yeni mektebden çıktığı bir İsırada tanıştığı bu mühcı n ve yakın |de beraber getirmişti. İyi görüşü -« İyorlardı Tuğrulu gördükleri zaman | vindiler. O, İstanbuldan ayrıl- dığı vakit bu eski lara heber ver- miş, gittiği yeri bildirmişti; Zaten çokları da biliyordu. Onu çok uzak bir yere gitti sananlar çoktu. Bir çok geceler çaylara, balolara beraber gitmişler, çok defa onların apartı: manında toplantılar yaparak eğlen- mişlerdi. Bunları nasıl ağırlıyacak- SŞi İtı. Kadın çok ince Tuhlu bir kadın- Avusturya Başvekili « Viyana (Hususi) — Başvekil Şuş- | Yine Memiş dayı imdada yetişti. nig'in kırk yaşına girmesi üzerine |Onun yeni gelininin bira zeli işe ya- |Viyana gazeteleri bazı yazılar yaz- |kışıyordu. Candan karşılanan bu ni- mak istemişlerse de başvekil bunun |safirlerle beraber köyde güzel bir yapılmaması için gazetecilere rica- |gün ve gece geçirdiler. da bulunmuştur. Bununla beraber | Günler o kadar nurlu ve imanlı gençlik teşkilâtı tarafından mera - |bir varlıkla geçiyordu ki göğsü ka- sim yapılmıştır. barıyor, bu köy yavrularına gün geç- tikce daha iyi ısınıyor, daha kuvvet- le ve kıvançla bağlanıyordu. Haftanın muayyen günleri çamlık sahasına gidiyor, orada çocuklara Naşid için Kiymetli sanatkâr Numaralı biletlerin bugünden t Naşld Ozcan kiyede gördüğü san'atkârlar içinde en güzidelerinden biri olarak kendi- akdir etmiştir. | | -Naşid ktâsik tulükta' yepyeni bir |çeşni vermiş, alaturka tulüatı mo - dernleştirmiş, ilk defa tulüat sahne- sine taklidi çıkarmıştır. Naşid'e gelinceye kadar komil İsahneye kep uşak rolünde çıkarlar- dı. İlk defa Naşid uşaktan gayri tip- te sahneye çıkmağa başlamıştır. Ü |zerine aldığı her rolde emsalsiz tip- (Devamı 6 ncı sayfada) AMBASA İxına nazaran hakikaten saadete lâ- | Ger İyiksin... Amma niçin kendinden ba- | gülecek izah etti: 'na hiç bahsetmiyorsun? | — Bunda anlaşılmıyacak ne var? Genç kızın alnından bir bulut ge- |Bana öyle geliyor ki; babasının İşles İçer gibi oldu, ve eden genç Noter Odija, — Ehemmiyetli bir şey yok ki an- beri ziyaretlerini — sıklaştırı latayım, dedi, hem artık benim için bilirim, pek akulı bir şey mazi yoktur. Hal vardır ve bu hel |değil amma senin için © kadar ateş- devam etse kâfi!. lendi ki... — Neden etmesin? Antonin kıpkırmızı kesildi: |. — Neden mi? Çünkü bugün öğle- den sonra şato satılacak ve akşam üzeri Parise döneceğiz. Ne yazık! Burada hava güzel... Süt baba, diye yalvardı. Benim- le eğlenmeyiniz. Vallâhi farkında |bile değilim, Şatonun bu kadar hoşu- ma giümesine sebeb, burada sizinle beraber oluşumdur. Sahi mi? — Tamame Marki mütesssir olmuştu. Onu İgördüğü ilk dakikalardanberi, ken: |di kızı olduğunu anlamış ve sert ih- tiyar bekâr kalbi yumuşar gibi öl « muştu. Bundan başka, Marki, genç |kızdaki esrarengiz süküt ile de alâ- İkadar olmuştu. Zaman zaman ona derdlerini yanmasile tabinten açık kalbli olduğunu gösteren Antonin birdenbire suzuyör, esrarengiz bir Iıı'uım ile susuyordu. Marki sus Antonin elini onun eli üzerine koyarak: -- Her halde, dedi, öyle icabedi - | yor ki satıyorsunuz. | — Evet. Ne yaparsın? Dostum Ju- vel'lere inad olsun diye şatoyu a1 - |dığım gündenberi buraya on defa ya uğradım, ya uğramadım. - Şimdi de paraya ihtiyacım var, bunun için mecbur oldum... | Marki gülerek ilâve etti: — Esasen madem ki burasımı se - viyorsun, senin için, istergen bura- /da ikamet etmek kabil... AV DÖNÜŞÜ - 3- rak makineler getiri- | yolun keş-| MELEK'te BÜYÜK AŞK KLARK GABLE - MiRNA LOY Sinemada pek az görülmüş bir der ced© güzel olan bu film FRANSIZCA SÖZLÜDÜR: HARRY FLEMİN NOEL REVEYONUNU beraberce tes'id için sizi MAKSİM Dansing - Lokantasına davat ediyorlar. anlamadan baklı. Marki YE Yazan: N. N, Tansel! kı söyletiyor, köylülere konlertii veriyordu, ara afli sonr Günler, haftalar ve İçök Şabuk ve faydalı” olarak bulunduğu işlerden dolüyi A7 fazla idi. Bunlardan İmış bu fedakârlık karş İbütün Tuğrula ısındılar, He kalbinde © çok ilâhi bir nur KAWT İf gibi yaşıyor, ihtiyorlara 48 gençlere ağabeyi, kadıniara bif işire gözile bakıyordu. Her şeyi ona danışıyorlardı. lülerin bir çok işlerini şehindeki larına yazdığı mektublarla gördl yordu.. Kü E. Şi Tdı. Şehre gidip $7 |len köylüler temas ettikleri bü ';,—ı İsanlfardan Tüğrul hakkında Çol 'şeyler duymuşlardı. Demek ki © yerde ayni ruh ve tıynette yaşiğ (bir fasandı. O tam kendileri içif j 'wnıl.ı!mış bir varlıktı. | ... |— Ruhunda zaman zaman aei w': |ginlık düyüyor.. Köyde bu acınlfi Ş lerini giderecek işlere koyuluyöf kat ayların arkasında kalan bü yalden ve onun çok kuvvetli teğiliy İden zaman zaman ürperiyordu- İlerinde acı bir kamaşma var, kalbifi hafif bir çarpıntı du)"'; edu.. Bu bir buçuk #j evvel kalbinde açılan yararım BU ” ıu»ı tabiat parçaları arasında * l kolay geçebileceğine zahip ©İi g şu halde aldanmıştı. - Sarsıntı 1 e değil.. Onu ber gün, her sabal :,t saat ve dakikada görmoekten Ki | Devamı & iaci sayfamı”dt saygı besliyol GENÇLERİN ARADIĞI | Yaşların - Halrladıği Hakikaten yaşanmış N” | fis - muhteşem - ilmi film ni rica olunur. — Tehfon : 41868 DÖR CAZ G HABEŞ REVÜSÜ li O z&man Marki ona bakıyor Y” — Annene, diyordu, ne kada İ 4 ziyorsun! Ayni alma, ayni halle” y ğT biğr Antonin annesinden bahsedi ni istemiyor, daima bu suallert ka cevablar veriyordu. Markl |mükâleme mevzuu bulamadil! K İona, bü suretle, on beş sen€ e""'ı,: esrarengiz faciayı, Elibazet Of Jin ölümünü anlatmı; # Saat birde yemek yediler. B y |at sonra, noter genç Odija geldi ve içtikten sonra, saat dörtte * lacak müzayede işlerini tanzitif ladı. | Odija, solgun benizli, seem' İlu, traşcı bir gençti. — Kont . bir zürü tümleler ve edebiyat Yir pardı. Hemen, hernen her CÜ nunda eşairin dediği gibir ÖÖr » kendi yazdığı şiirlerden, W dan ilâve eder, sonra etrafifi? b ıe.şöyııw,—ınımb:""', e :ıı;vıeoın ölçmek ğ ul" T

Bu sayıdan diğer sayfalar: