(ESki bir akşamcının defterinden | Yezan: Osman Cemal Kayaılı Yüzdirhem konyaktan sonra ikinci bir şişe daha ısmarladı ve âlemg daldı.. — Obof, aman kale, yorulmusum! |kadar konyakla iki şişe bira ve bir Siz de yoruldunuz sok?.. alay meze getirdi. Turhan zaten dol- — Ne yaptık ki yorulacağız, sırtı- |gundu. Şimdi bu yüz dirhem Kon - mazda taş taşımadık ki yorulalım, an |yağı de-yuvarlarsa birhayli olacaktı. dakikalık bir yol yürüdük, hiç insan |Onun için şimdi burada birahanede © kadarcık yol yürümekle yorulur |olduğu gibi birbiri peşine değli, ağır mu?.. lağır içiyordu. İkisi de bir zaman sustular ve kar- | —Fakat güneşe kar, sele kütük da- şilıkhı birer sigara yaktılar. Sonra (yanır mı? Saf, toy olduğu kadar tekrar kadın söze başladı : genç, iri, gürbüz, gümrah bir deli- — Ne yapıyorsunuz bakalım? kanlı olan Turhan yüz dirhem kon- — Ne yapacağım, sigara içiyorum! İyaktan sonra bir yüz dirhem daha — Yok, ben soruyorum ki yaniya, getirtti; tabii onunla birlikte kadına nasılsınız?.. da iki şişe bira daha gelmişti. Mu- — Çak şükür, siz nasılsınız? habbetin tam kıvamını bulacağı sı- — Allaha sukur ben de iyi.. ne za- İrada yukarıda bir ahenk, bir çengü m.ııı'kl görmüs seni, daha iyi olmu- İçiganedir başladı. bazmeeri Kadın erkek, birkaç ağzın birden İze 2’; îllîi: I::Yî,"_:: l:nm;_ İsöyledikleri kıvrak bir şarkının ara- Yğkin bazaaz eçi ıya gel- İsından ut, ney sesleri de geliyordu. Kadın birden afalladı ve hemen | Türhan şaşırdı : kendini toplamıya - çal ik ayağa | — Yahu, bu sesleri komşular filân fırladı, ellerini uğuşturarak : duyarsa başımıza bir iş çıkmasın! —. Ah vire kale unuttum kardasi- | — Yok kale, ben soyluyorum sana, mi; dur bakayım, yukarıda ne yapı- burası familya oturuyor, familya.. yor kaymeni ?.. Ahpaplar gelmis burada muhabbet 'Telâşla sofaya çıktı. iyapıyor, kim ne karısazak ona? Var Turhanın artık işte kuşkusu filân |erkek yokarda ki evin sahibisidir; madaması da oradadır. kalmamıştı. Artık buna kör kör par- mağım gözüne derlerdi. Fakat, bu, | Turhanın, adamakıllı feryadı ver- miş olan kafası zaten bunun daha hiç te fena bir şey olmamıştı. Böy- lesine kendi düşen, yahut aramakla |ilerisini düşünemezdi; onun için ar- bulunmaz, meğer ki rasgele denirdi, |tık işi ne olursa olsuna bıraktı. Kadın zaten tam arayıp ta bulama- | Bir aralık oda kapısı vuruldu; ka- dığı bir tipti. Biraz sanra elinde bir (dın Rumca : lepsi ile kocakarı içeriye girdi. Tep- | — Embros (girin) dedi. sinin içinde boş ve şık bir rakı kara- | İçeriye ondan daha genç, daha gü- fakisile yine boş ve şık kadehler var- İzel, kumral bir kız girdi. Turhanı ba- dı. Tepsiyi itina ile ortadaki yuvar- İşile selâmlayıp : Hos geldiniz ! lak masanın üzerine koyan ak saçlı, :Ombâ'"k yüz e: Dedi. Sonra kadına Rumca bir şey- ai Ş*'_"îhmm 1”"_ în’h kAREü ler söyledikten sanra yine delikan- S SAA0 CU Y çuk beyi |Lavı selâmlayıp çıktı. Delikanlı sor- du: — Hoş bulduk ihtiyar ! Arkasından beriki geldi. Gülerek »> K kündeşin bu tetü — Bu baska, kız kardasım bu de- Tüurhana sokuldu ; İğil !.. — Bizim, dedi, kız kardas sok ist Biraz sonra kocakarı geldi, o da var bu geze burada... O yukarıda ça- lısazak daha sok sok,.. Ey biz içelim | |kadına Rumca bir şeyler mırıldandı, |Bunun üzerine kadın, Turhana : burada karsı karsı muhabbete duzi- (Devamı var) Melek filminde Marlen Dietrich rası pek sağlam ayakkabına benze- miyor; oda kapısı açıkdıkça kulağıma yukarıdan birtakım erkek sesleri ve burnuma dehşetli rakı kokuları ge- Hiyor. Galiba biz bu gece buraya dol- muşa bir adam geldi... Anlaşılan yu- karıda sunturlu bir hiındım var. (3 inci sayfadan devam) padan bihaber.kocası Işlerinin pe - şinde, ve karısının birdenbire ona yaklaşmasından bile şüphelenmiye- yerek her şey yolunda hitama eri « yor. Bu filmde Marlen, — Yok kale; var yokarda birkaç mizafir ki onlar değil yabanzi, hepsi ahpaptır, amma sizden iyi olmasın- lar, sok iyi adamlar ! — Sen şimdi bana açık söyle baka- yım, burası randevu evi değil mi?.. > Pa pa pa pa ! Ökl kale! Burasi bahsettiğimiz gibi, çok sade ve seven bir kadın tipindedir. Yeni partneri olan Melvyn Douglas ile çok uyuş- muştur, Kocası rolünde yine Her . bert Marshal'i görüyoruz. Bu filmin €en güzel tarafı, detaylarınım çok dik- katle yapılmasıdır; bu filmi ile Lu- familya evi kale familya ! Sana soy- luyoruq ki yokarda birkaç ahpap çi bie'Mm ismi bütün dünya gazeteleri- ne gecmistir. duzika İçiyorlar amma yok fenalık için... Onlar bu.familya yabanzi de- Kil! Hem onlar ayrı yokarda, biz ayrı burada ! — Peki, öyleolsun ! — Bira zsonra hizmetçi kocakarı or- taya bir düz şişe içinde yüz dirhem 66.CASUS yukarıda da ı (66c rç Nakleden Celâl Cengiz Kolonel Vuts'un defterinden : nn haberdar olmaması matlubdur.> Mülâzim (Derpi) nin yedi günlük | Bu telgrafı alınca, bittabi, derhal (|Mediği için, benim, Hintliler tara- | Başkasının Karısını iğfal Eden adam (4 üncü sayfadan devam ) nın ele geçirmiş olmasına çok kız « ruş, Moris diğer bir mektubu daha okumak istediği zaman aralarında mücadele başlamıştır. Bu sırada ka- din eline geçirdiği bir demirle ko - sını vürmak istemiştir. Moris bun- İdan sonra ne olduğunu iyi hâtırla - madığını söylemiş: — Belki de, demiştir, ben.. ona vurmuşumdur. Demirle onu yarala- raşımdır. Bundan sonra Klif'in ifadesi din- |lenmiştir. Bu adam şüunları söylemiş- Ür:; — Ben karımdan ayrılalı altı se- ne oldu. Moris'in karısı benim yal - nız bulunduğum eve gelirdi. Moris'in müdafaasmı üzerine al- mış olan avukat, bunun üzerine Kli- (e şu suali sormuştur: — Bu oyunlarınızım şu neticesi 'lârşınndı memnuniyet hissediyor musunuz?. — Hayır, Neticenin böyle olması beni son derece mütdessir etmiştir. Bundan sonra jüri heyetinin o za- mana kadar dinlemiş olduğu muha- keme safahatına nazaran edinmiş olduğu kanaati söyliyerek Moris'in ücrim olup ol! n tayini ci- hetine gidilmiştir. Jüri çekilmiş, bir müddet sonra kanaatini bildirmiş - tir Buna göre Moris kasden bir in- san öldürmüş değildir. Fakat orta- da öldü m bir insan vardır. Onun için kendisine gene ceza vermek lâ- zmdır. Bunun üzerine hâkim sadakalsiz & beş sene ağır hâpse mahküm etmiş- tir. Tarımızın plân Tahsisat için dün emir tebliğ edildi ! Tekmil şehir ve kasabalarımızın haritalarının ve müstakbel plânları- nın derhal tanzim edilmesinin karar- laştırıldığını evvelce haber vermiş- tik, Alkdığımız malümata göre dün, Dahiliye Vekâletinden, vilâyetlere mühim bir emir gönderilerek bu iki mühim iş için bu yıl, muhakkak Be- lediyelerin büdeelerine tahsisat koy- maları tebliğ edilmiştir. Yine Vekâletin emrile, vilâyetler. den maada ayrıca kazalarımız da büdeelerine bu iki hususta tahsisat tefrik edeceklerdir. Nüfusu 10,000 den fazla olan bü- tün kasabalar Belediyeleri de, büd- celerine ayni surette para ilâve ede- ceklerdir. | Baş, diş, nezle, ve bütün ağrılarınıı - derhal karısının ölümüne sebeb olan kocayı | Şe_hir ve kasaba- Ve harita işleri! Yeraltında Hazırlanan gizli 'Mahzenler (3 inet soyfadan decam) İrafından duyulmuş, bunun üzerine İherkesi bir telâş almıştır. Vaktinde helmen zabıtaya haber verilerek bir takım tedbirler alınmıştır. Çünkü saat gibi işliyen bu âletin kimbilir ne tehlikeli bir şey olacağı tahmin edilebildiği gibi sokağa ne maksad- |la konduğu da tamamile meçhul- ıdü. Gelen zabıta memurları bu meç- hu! âleti aradan tehlikesizce kaldır- mak için çok dikkat etmeğe mecbur- duülar, Nihayet epeyce bir zaman geçmiş, büyük bir ihtiyat ve tedbir- le bu ne olduğu bilinmiyen âlet so- kaktan alınmış, zabıta metkezine gö- (ti r. İçinden tabii bir saat sesi mziyen bir ses geleti bu â- |let küçük denecek bir teneke kutu- ya benzemektedir. Polis merkezin- de bunu açmışlar, fakat içinden ne İçıksa beğenirsiniz?, Şimdi — bilârda İoyuncularının — sayılarını " saymağa jrashsus olarak kullanılan bir çeşid İsaatler çıkmış meğer alaycı bir a- |dam hem halkı heyecana düşürmek, İhem polisi meşgul etmek, hem de gözetelerde bundan bahsettirerek İgülmek için bu çeşid saatlerden bi- rini bir teneke kutunun içine yer - leştirmiş, kutuyu da kimin evi önü- İne koyacağımı iyice kestirmiştir. Dö- lonkl gizli silâh depoları meselesin- de birinci sırada adı söylenen bir a. dam değil mi? Kendisi hem de mü- bhendis ve fen adamı olduğu için böy- |le şüpheli bir âleti tatüp onun ka- |pısı önüne getirmiş, koymuş ve her- kesi telâşa düşürmüştür. Son araştırmalarda yeni bir gizli mahzen daha keşfedilmiş, fakat bu- rada silâh bulunamamıştır. Gizli 0- lan yer bir mahzen değil, binanın alt katındaki mahzenin duvarında açılmış ve sonradan kapanmış öldü- İğu tuğlaların yeniliğinden anlaşılan bir oyuk bulunmuştur. Burası açıl- dığı zaman oda gibi oldukça geniş hit yere çıkıldığı gürülmüştür. Bu- Fada bir çok çimento bulunmuştur. 'Tahmin edildiğine göre icabında bu mahzende saklanacak olanlar o öyu- ğu açarak öbür tarafa geçecekler ve arkadan çimento ile orasını kapattık- tan sonra başka bir yere kaçabilmek için de havagazı borularının bulun- duğu yere kadar oyulduğu anlaşıl - mıştır. Buranın sahibi olan Dölakor tev- kif edilmiştir. Almanya - Maceristan Buda-Peşte (Hususi) — Almanya- ,ya giden Macar başvekil ve hariciye İnazırının seyahatlerinden ne netice çıkacağı henüz kat'i surette malüm değilse de Macar gazeteleri bu ziya- retin mühim neticeler verdiğini zan- bettirecek neşriyata başlamışlardır. grip, romatizma kesar, ,İcabında günde 3 kaşa alınabilir . Taklitlerinden sakınınız ve her yerde israrla GRİPİN isteviniz. hapsedildiğime zahib olmuştu. Bu âni Hindistan seyahatini de buna hamlediyordu ki, genç zabit, bu su. retle hüküm vermekte çok haklıydı. Ben henüz Bombaya geleli üç gün elmuşken ve bahusus Valinin zev- cesinin izi üzerinde yürürken seya- bate çıkmamda ne mana vardı? Mülâzim Derpi, buna ihtimal ver- notlarını, bir ay sonra (Misır) da o- |Portsmont şilebine binerek Aden ve |fifdan bir tuzağa düşürüldüğüme ükmetmişti. kudum, Bahriahmer tarikile Süveyş kanalı- Bu meraklı maceranın içyüzünü İna müteveccihen Bombaydan hare- Hintli doktorun yanından ayrılıp size kısaca anlatayım : ket ettim. “ Ben Mis Kros'un izini bulduğum | Vapura binmeden evvel, resmi el. gün - ki Bombaya muvasalatimin ü- |bise ile, Hindistan dahiline - teftişe çüncü günü idi - Landradan şu tol- (gidiyormuşum gibi, icab edenlerle Bgrafı aldım : veda etmiştim. «Bombaydan - âni olarak - Hindi | Herkes benim dahile doğru hare- Çiniye bir askeri teftiş seyahatine |ket ettiğiml zannediyordu. Çıklığınızı ilân ederek, yarın Bom- | Valiye geldiği zaman, Mister Kros, gizlice, meseleyi ona ânlatmakta mahzur görmemişti. Mülâzim Derpi işin içyüzünü öğ- renince hayretinden ne söyliyece- ğini şaşırmış : — Sir ! - demiş - çabuk Hintlilere | hürriyet veriniz.. yoksa doktor, zev- Bu esnada, $ numaralı evde fakir | — ,i ayıltmıyacak ve Mis Kros'un baydan Aden'e hareket edecek olan |Drantı takib etmekle meşgul olan (, L l L L nek - (Forismont) vapurile hemen sivil |Mülüzim Derpi, benim bu seyahati- Bir gün Landrada Mülâzim (Der- pi) ye tesadüf ettim. Siyasi seyyahatler serisinde ikğnci kısım (4 öved seyfadın devam) de Hitler Almanyasının İngiltere - den neler istediği görülüyordu. Bur- lerm hepsini olduğu gibi doğru diye İkabul etmek ihtiyatsızlık olursa da içlerinde öyleleri vardır kl gün geç- tikçe israr ile bahsedile edile bugün katiyet kesbetmiş birer rivayet ha- lini almıştır. Meselâ Orta Avrupada Almanyanın serbest kalmak isteme- si gibi, Bunu İngiltere kabul eder mi, etmez mi bahsini bir tarafa bı- |zekınız. Fakat Almanların Orta Av- rupada herkesten üstün olmak İst diklerine artık şüphe kalmadı. ŞEöre şimdi de bunu ileri sürdükleri- he pe ihtimal verilmektedir. O- nun için bir kısım İngiliz gazetele- tinin verdikleri haberlerin heyecan- İlt ve meraklı olmasını da hesaba kat- mökla beraber öyle büsbütün asılsız lolduğunu farzetmek- kabil değildir. Bu neşriyat Almanların canını son | derece sıkmış ve matbuatta bu ka- (bil yazıların çıkamaması için İngil- İtere nezdinde teşebbüslerde bile bu- e- mMslbuatı serbest olduğu için İngil- |terenin menafiine dokunmamak şar- tle bu sefer de Halifaks - Hitler mü- lâkatı etrafında her öğrendikleri ma- lömatı yazmakta teteddüd etmemiş tir. Bundan Almanların camı sıkıl- miş, sıkılmamış bahsi İngiliz gezete- İeileri için ikinel derccedeki mesele- lerdendir. Halifaks - Hitler'mülâkatının, Al- manyaya taraftar bir takım İngiliz- İşerin de ilk günlerde gösterdikleri Bayram yerleri Ve salıncakları Kurulmıyacak mı Çocuklara bayram üstü | — “fena bir haber!.. Bu yıl Şeker bayramı kış mevsi- mine ve bilhassa yağmurlu, rutubet- H bavalara tesadüf ettiği için bay- ram yerlerinde salıncak, kayık sa- hıncağı, telden kayma, atlı karınca, tayyare, beşik salıncağı vesalre gibi çocuklara mahsus bayram eğlencele- riyın kurulmasına müsaade edilmi- İyeceği kuvvetle söylenmektedir. Buna sebeb olarak mütemadi ya- ğan yağmurlardan yetlerin ve top- rakların yaş ve dayanıksız olması ve bu sebeble her hangi muhtemel bir kazaya meydan verilmemesi (cesi ve ayrıca bu kış mevsiminde, İsoğuk havalarda çocukların bayram yerlerinde üşümelerine, hasta olma- larına sebebiyet verilmk istenilme- mesi fikir ve mülâhazaları ileri sü- rühmektedir. Amerika Başmürahbhası Brüksel (Hususi) — Uzak Şaurk kenferansına gelmiş olan Amerika hovetinin reisi Norman Davis birin- cikânunun 2 inci günü memleketine | dönmek üzere vapura binecektir. Yenil nesrivat Sinarma macmursı Bu haftalık sinema ve san'at âle- glmlzrin biricik mermtnasının — son nüshası da mütenevvi mündericat ve zengin, büyük resimlerle intişar sun - hürriyet ve istiklâl vadedilme- İsini isterken, Vali, elinde sönen pi- konulmamış değildi. Halbuki İngiliz l Az0NUraE ANAYETENNAÇAEE SNSK KA NNUN ea aCT LANLNNENAN aNN e abbAN F vaeaNaNN aa a dEKaNEEN AYA NUN AANUNaNaada İçıkıştırırken gördüklerini SÖY — Alfedersiniz, Derpi ! - dedim - posunu ateşledi : «Haydi, teerübesiz 'Bomboydan avdetimde sana «Good İçocuk, dedi, çekil karşımdan ! Esir- :by !> diyemedim. Beni vazifem ça- |lere hürriyet vermek, gönün birin- ğırmıştı.. seni ihmale mecburdum. ;de, onlara esir olmak demektir ! E- Genç zabit boynuma sarıldı : — Şimdi size hangi isminizle hitab edeyim, Sir?.. — Kolonel Vuts rolü Bombayda bitti. jsasen bende olmıyan bir şeyi ben - den istemek, istedikleri şeyin mahi- |yetini bilmediklerine delildir. Karı- mın kalbi dursun, ziyanı yok! Fa- kat, İmparatorluğun şerefi her şey- Genç zabitten, bence meçhul ka- (, L Çün Cok sevdiğim hayat arka- Tan bir noktanın İzahını istemiştim: daşımın ebedi gaybubetine taham- — Defterini okudum, Derpi ! Bam- İmül edeceğim ».. Ve işte, aziz üs- bayda keşfettiğim iz üzerinde mu- tadım! Ben o günlerdenberi, hayat- vaffakıyetle yürüdüğünden dolayı (ta muvaffak olmanın ve çok yaşa - seni tebrik ederim, Fakat, Hintli jmanın sırrını öğrendim : Soğukkan- doktorun arzusunu Valiye söyledi- İ olmak !.. lğin zaman ne cevab aldın ve Mis |Kros'u niçin ayıltmadınız? Bu ciheti | çok merak ediyorum... | Lötnan Derpi gülerek, şu cevabı | verdi : | — Ben, Mister Kros'a karısının Nekleden : İ. F. sSON ——— Bayram'ın üçüncü günü bu sütun- larda Maris Löblan'ın yazdığı ve FA. nen tercüme ettiği; ONU KİM ÖL- | 'den mukaddestir. Onu muhafaza et- | |Jay:uıvılıe. 4 — Gi n nikbinliğe rağmen, iki tarafik B laşmasında öyle el ile muluf_'i bir netice alındığı görülememişlii Almanların istedikleri şeyler İafil* tereni e birdenbire kabul edİ vereceği şeyler değildir. Buraları böylece bınndı'ım: sonrt İşimdi Fransız başvekil ve z İnazırının Londra - seyahatindeni Bf çıkacağını beklemek kalır, Unutül mamalıdır ki Fransız hariçiye BATE ri Delbos Londra mülâkatları bitmez İngiliz payıtahtından . ayrılacak ve Orta Avrupa ne çıkacaktır. Fransız huh'g' " zırı Çekoslovakyaya, Yugos ve Romanyaya gidecektir. Fre0ii barle'ye nazırı ayni zamanda danın payıtahtını da ziyaret © tir. Bu seyahatin Londra müli:; | pnmn hemen arkasından oluv! | ise ayrıca mânalı olacaktır. ÂH isrm Orta Avrtpada mühim bif opynamağa hazırlanmakta - hif Kf madıkları her vesile ile göze İ parken Fransanm da Avrupanıf "i tasında muhtelif suretlerle b;ıb duğu dastlarını bırakmıyaca; 4 uzadıya izaha hacet görülmemli ö İdir. Yugoslavya başvekili Stoyâ0) noviç de yarım öbürgün Romayâ B decek ve İtalya hariciye | görüşerek Belgrada dönecektif O | sırada da Fransız hariciye nazırâ " şH grada gelmiş olacaktır. Gi İşte diplomatlar arasında böf bir faaliyettir cereyan edip dWrü .yor. Seyahatlar, ziyaretler biribif” takib ediyor. . Iki genç kadın! Ilânıaşk ğ Eden kadın!. | Yeni Türk ceza kanununa «BİF D dının diğer bir kadına yapacağı ; kıntılığın da suç addedileceği? İkında bir madde ilâve edildiği lümdür. İşte böyle, sarhoşluklâ gayrişuuri yapıldığı tahmin bir hâdise memleketimizde ilk ©y0 alarak, İzmirde cereyan etmiş — mahkemeye intikal etmişti. Bu hususta «Anadolu» |de okuduğumuza göre, İ: İrataşta bir aile evinde ve ayri * lodalarda oturan Melâhat, Sebef Şadiye isminde üç genç dından bir akşam Şadiye sarhöf muş ve müştekilerden Seherin 0 na yder!k : — Sürmeli, güzel gözlü kadıt İ ğ | nin gözlerine bayılıyorum. —& lıp — senedir seviyorum.. aşkımı ını'* yorum !.. Diye saçma sapan söylemiyt İtaarruz etmiye başlamıştır. Şadiye bundan sonra, aytl ve karşıki odada kocasile yatifi Melâhatin de odasına girmiş V& casının yanında hiç sıkılmadaf öpmiye ve âşıkane sözler sö! ga ona da sarkıntılık etmiye l etmiştir. Mâahkrmede dinlenen hepsi de hu hâdiseyi yukarıdâ lettiğimiz şekillerde anlatmı$'” genç Şadiyenin manasız, müf, betsiz ve saçma sanan sözlerle * ve Melâhate tecavüz eder VE © ler ve hattâ Şediyenin Dİf mümanaat eden Sehere kıta! (daki camları da kırdığını ilâv€ lerdir, g doğun Muhakeme, İstanbulda diyenin dağım tarihinin t6 taleb edilmesi için talik edilmi BUGÜNKÜ PROGRAY Saat 1830 plâkla dans M ö 19 şan: Bayan İnti tarsk:';;' _; yano ve keman refakatile, ü müsahabeleri: Eşref şemr, Gi İden, 19,55 Borsa haberleri, * € n Kâmil ve arkadaşları V r Türk musikisi ve halk ııl"*"ı.1 tar' hâva raporu, 2033 Örner N;_, Ki fından Arabca söylev, 2040 177 yü heyeti : okuyucular : İbrahim çük Safiye, Ali; keman yaf nun Muammer, kılin';& tambur Salâhaddin, “ıu zan, (Saat ayarı), 2115 * ı-—aıch:ııunı:ıuvw“'-f' nod: Fanst, 3 — Voll!::; gi gangsmarseh, 5 — Eil b bal aux Jardins, 22,15 Deref, Z Ve Hdi ı“" ee At eee M EE dakikalarını yaşadığını ve kur- ı::::Dm" Mb;;“ “"_':înm ı'ler*_ 22,30 plâkla wlnllf;_ üyü isti, tulması için Hintlilere - ylandan o- ZLK z peret parçaları, K m Abırb henüz bitmişti, | için y . ype ai # Sg #