€ -SONTELEGRA AKŞAMCILAR —1 TESKİ bir Yazan : Muallim Naci nesinde saz Yine bir gece Fenerdeki Kılburnu gazinosunda meşhur kemençeci A- nastaşın takımı çalıyordu. Akşam- cılardan biri, sazdan (Kesik kerem) i | istedi ve hemen çalgılar, onun ara 1 nağmesini yaptıktan sonra yanık sesli hanende, istenilen şeyi tuttur- du: İ «Sâkıyâ câmında nedir bu esrar» «Kıldı bir katrası mestane beni» e«Şarabı lölinde ne keyfiyet var> «Söyletir efsane efsane beni> Kesik kerem Turhancığa pek do- kundu. Çünkü o, bu Kesik keremi, bundan iki, üç yıl önce, büyük boru- lu gramofonlar İstanbulda yeni çık- tığı zaman komşu evlerden birinin fist penceresi önünde her yaz akşa- mı çalınan gramofondan çok dinle- miş ve bu, güftesi bestesinden, bes- tesi güftesinden yanık meldodi ile çok içlenmişti. Husüsile 0 zaman o, bu Kesik keremi dinlerken aşk de- nilen ve manası henüz kendisince pek mübhem duygunun en ilkine de yeni yakalanmış gibiydi. Şimdi Kıl- burnu gazinosunda dinlediği bu Ke- sik kerem, onda bu iki üç yıllık ço- cukça hatıralarını canlandırdı. Tur- han, yuvarladığı kadeh adetlerini her gece düzgün ve mütenasip bir surette ikişer, üçer arttırırken bu Kesik keremi dinlediği gece beş, altı tane birden arttırıyordu. Bir akşam yine, Galatadaki bira- hanelerin birinde saz: <Meyfhane mi bu bezmi tarab hanei cem mi?» Şarkısını çalarken yine orada bir- kaç gece önce tanışmış olduğu eski edebiyat düşkünlerinden, yani Mu- allim Naci, Şeyh Vasfi partisinin meddah ve artıklarından pos bıyıklı, yaşlıca bir adam, Turhana eMeyha- ne mi bu, bezmi farabhanel cem mi» mısramın manasını, medlülünü ve sonsuz derinliklerini! uzun uzadıya izah etti. Turhan o zaman (Meyha- he mi bu?) sözünün ne demek oldu- Bunu iyice anlıyordu amma (bezmi tarabhanci cem) şeklindeki şu üçüz- lü izafet terkibinden ne kasdedildi- Bini tamamile kavrayamıyor gibiy- di. O, mısram sonundakki (Cem) kelimesini Osmanlı şehzadesi sultan Cem'i ifade eden bir söz sanıyordu. Eski edebiyat düşkünü adam, ona önce burada (Cem) in kim olduğunu bütün tafsilâtile anlattı; sonra (Ba- küs) kelimesine geçti ve (Baküs)ün de eski Yunanlıların şarap Tanrısı olduğunu söyledikten sonra kendisi- ne dünyanın bütün içki Allahlarını, içki peygamberlerini, içki evliyala- | rını, içki azizlerini, içki şehitlerini, | içki kurbanlarını, içki sahibülhayrat velhasenatlarını birer birer sayıp döktü. Eğer herif biraz daha gayret etseydi, bütün bu saydığı zevatı ki- ramın mubarek ruhları için o kos- koca meyhanenin artasında ya ken- disi ellerini açıp üç ihlâs, bir fâtiha | okuyarak etrafa üfleyecek, yahut | hanendelerin birine bir Yasini şerit yahut bir mevlüd okutacaktı. Babalık, bu mubarek, mukaddes | |meyhaneden bozma olduğunu, vak- F — V1 İkincitesrin 927 f İPMAYUNA NL EİYENN t y erERaDARsUNAN SAD veNNAmeK Sanan. — akşamcının defterinaen | $ Osmân Cemal Kayallı. A ea SSD Galata meyha- çaldırıyor ! tükten sonra Arabın, Acemin ve bi- zim meşhur içki edip ve içki şairle- rimize geçti. Öyle ki gece yarısı geç- miş, saat bire yaklaşmış; fakat heri- fin çenesi hâlâ kapanmamıştı. O, en | 'son Alarak Turhana, bizim içki kur- |banlarımızdan merhum ve mağfur [Mıh Celâli anlatırken — garsonlar, lâmbayı kısmıya : | — Elendiler vakimit !. Diye bağırmıya koyulmuşlardı. İşte Turhan, şimdi de böylelikle içki, içkiciler, içki uluları, içkinin kodsallığı, içki ruhiyat ve felsefesi, içki edebiyatı hakkında ansiklope- dik malümat sahibi olmıya bulaşı- yordu. YEMİŞDEKİ BEYTULHAZEN'DE BİR GECE O pos biyiklı, orta boylu, elli elli beşlik, tıknazca ve eski edebiyat düşkünü gibi görünen adam, o gece |Fene rgazinosundan ayrılırken Tur- bana, Yemişte bir meyhane tarif et- miş, bu meyhanenin eski bir selâtin tile burada birçök edebiyat merak- lılarının, şairlerin, âşıkların, muhip- lerin, ehlidillerin, zariflerin, ârifle- rin toplanıp hoş sohbetler etmiş ol- duklarını söylemiş; öyle çalgılı bü- yük gazinolarda insan istediği gibi rahat rahat ahpaplarile, dostlarile görüşemediğinden demvurmuş; de- Hikanlının hal ve tavrından, onun genç bir âşık olmak kuşkusunu duy- iduğu için onun yüreğini, içindeki duygusunu okşayacak sözlerle ken- disinin, arasıra Yemişteki o (Bey - tülhazen) adını verdiği hoş ve ehli- İdiller meyhanesine uğramasını söy- lemişti (Devamı var) Çinli kızlar (4 Guci sayfadan devam) leketlerine karşı uzakdan gösterdik- leri merbutiyet ise çok şayanı dik- kattir. Londrada tahsilde olan bir çok Çinli kız ve erkek hepsi memleket- lerine dönerek vatan müdafaası i- için üzerlerine bir iş almışlardır. Fa- kat bunlar: — Harb yakında biter, memleke. timizi kurtarırsak ve biz de sağ ka- lırsak tekrar Avrupaya dönerek bi raktığımız tahsilimize devam ede - ceğiz. Diyorlar. Yeni gelen yabancı igörüldüğüne göre Çinliler Şimdi eğlencelerinde de artık askerlik o- yunları seyretmekten zevk alıyor- lar, Bu resimde gördüğünüz kızlar Sahnede hepsi askeri talimlerle, yü- Tüyüşlerle kendilerini — alkışlatıyor- larmış. Türkiye San'at Mektepleri Cemi- yeti Başkanlığından: 1 ci teşrin pazartesi günü âzamızın ekserisi gelmediğinden teşrinisani - nin 14 cü günü saat 10 da Eminönü Pevatı kiramı mükemmel sayıp dök- | SSCASUS Nakleden : Celâl Cengiz — Manama, kendini niçin öldür- di mi? Diye haykırdım. Manamanın ağzından beyaz kö - pükler geldi ve birdakika içinde, bir kelime bile söylemeden öldü ! İkinci kısım A -FAKİRLER MAHALLESİ — Çok yoruldum, Mister Kros! Müsaadenizle evvelâ pipomu yaka- yım! — Bu gece sabaha kadar - rüyam- da - zevcemle uğraştım, Kolonel ! Onu çok yakında bulacaksınız, değil — Görüyorsunuz ki, on gündenberi | zevcenizi arıyorum. Fakirler mahal- î Halkevinde kongre içtima edeceğin- 'den âzanın teşrifleri rica olunur, lesinin bütün sokaklarındaki 3 nu- maralı evleri tarassüt ettim. Bu ev- lerin ancak bir tanesinde şüphem var, Sir! “—_E!ıılı bir iz üzerinde yürüdü- Bümüze inanmak istiyorum ,Kolo- nel |.. — Bu hâdisenin her âönüm nok- tasında safiyetinizle karşılaşmamış olsaydım, Mis Krosu şimdiye kadar bulmuştum, azizim !.. — Bu acı tecrübelerden büyük bir 'ders aldığım - benim için hicabâver de olsa - itiraf ederim. — Şoförünüzün üç gündenberi te. jgayyüp edişi bende yeni endişeler tevlit etti... — Ne gibi?.. — Şeförünüzün, Mis Krosu bir Bazetelerde | Tiyatro İspanya Bahçelerinde ( f üncü sahifeden devam) evvel oğlunun İyi olacağını müjde- lediği babaya, yalan söylediğini, ar- tik gencin son dakikalarını yaşadı- ğını söylemek mecbüriyetinde kül- İdığını söylüyor. Kasaver, Pençonun kolları arasına düşüyor. Doktor ve buba çıktıktan sonra düvüşmeğe |bazırlanıyorlar, Fakat hasta delikan- |li kıpırdıyacak halde değildir. Jan- vdırmı.lın.n yaklaştığımı duyuyorlar. |Hasta genç kaç Penço diyor. Penço, benimle beraber Marla de gelirse. Kasaver, onu göndermem, sen yalnız git, diye ayak direyince Penço da ben de kalırım, teslim 0- larum jandarmalara diyerek arada kalıyor. Gittikce yaklaşan — jandarmaların sesleri arasında ıstırabı artan, ölece- ğini anlıyan Kasaver ikiniz birden gi- kendisini biraz sonra ölüme götüre- cek olan ıstırabla başbaşa kalıyor. Piyes harektli.. tiratlar can sıka- cak kadar uzun değil.. Yazıma baş- larken mevzuu ile yazılışı arasında muharririnin yaya kaldığı bir eser demiştim. Hakikaten muharrir iyi bir me zu yakalamış, Fakat bu mevzuu iyi üsliyememiş, şahısları konuşlur - makta pok © kadar muvaflak olama- umumiyet itibarile eski Me- nakyan, Karakaş kumpanyalarının şarkılı oyunlarını hatırlalıyor. Hele rişi ve pandominik meclisi pek saç- İma.. Çünkü Penço'nun içeri gireceği İsırada sahne o kadar mükemmel ha- zarlanıyor ve seyirci Penço'yu o ka- dar merakla bekliyoar ki, bu merakı ikinci perdeye kadar uzatmak daha yerinde bir hareket olacaktır. Zira Penço'nun girişi ve Mat gidişini seyredişi hem pek gülünç oluyor, hem de sahneyi ve seyirci - nin merakını, heyecanını düşürü - yor. * Hüseyin Kemal kılığınım Mevlâ- Jnakapılı Çivi Mehmede benzemesine rağmen Pençoyu zararsız. oynadı. (Hareketleri, jestteri biraz mübalâ- İğaliydı. Amerikan — filmlerindeki Kocboyları andırıyordu. İstihfamlı |eömlelerde sesinin sual soruş tonu pek basma kalıp.. Her piyesde ayni ses, ton ve edn biraz tuhaf kaçıyor. Cahide, Marla det Karmende (si- ze öyle geliyorsa ) ya nisbetle iyi oynadı. Samiyenin bir kusuru vardı. Ellerini Çanakkale testisi gibi be- linden ayırmıyordu. Mahmud si- garasını yakarken (Türkiye cumhu- riyeti inhisar kibritleri) etiketli ku- tuyu göstermeseydi tenkid edilecek bir tarafını bulamıyacaktım.. | Saidle, Zihniyi, Emin Belliyi bu oyunda çok kuvvetli bulduğumu söyliyoceğim. Şaziye iyi fakat Kâni biraz zayıftı. Kasaveri Sami hakikaten güzel ya- şattı, sesini, mimiklerini, hareket- lerini iyi kontrol ediyordu. tireceğim. Kâninin ikinci perdede şarab iç- tiği testiye hiç olmazsa su doldurul- malı, çünkü ağızına dikip saniyeler- ce içtiklen sonra dahi ağzının iki tarafında birer damla olsun ıslaklık göremedik, Ru küçük hata ve kibrit meselesi Şehir Tiyatrosu için büyük hir pot sayılabilir. başka tarafa kaçırması ihtimali bey- nimi kurcalıyor. — Şoförün de gizli komiteye mensup olduğuna mı kallsiniz? — Hiç şüphem yok ! — Fakat, merak ve endişeniz ma- nosızdır... Çünkü, ben, tarassut etti- ğiniz sokağayüzlerce gözcü koydum. Eğer o sokaktan nazarıdikkati eâlip bir şey kaçırmıya teşebbüs ederler- se, derhal yakalanırlar, — Bu tedbir boşuna gitti. Fakat, oraya koyduğunuz memurlar fazla Geğil mi ? — Siz Hintlileri henüz anlamadı. nız! Oradan bir Hintli tevkif etmek için, elli tane polise Kizum vardır. 'Tenha gördüğünüz o sokaklardan bir tanda yüzlerce, binlerce insan çıkar ve müthiş mücadeleler olur ! — ©O halde, ben 3 numaralı eve daha mahirane girmeliyim, — Bir seyyah gibi Hindli bir reh- berle giderseniz! Zaten fakirleri zi- yarete her gün bir çok seyyah gelir- gider. — O gün öğleden sonra 3 numaralı eve gitmiye karar vermiştim. diniz diyor. İki sevgül kaçarken D, | Son bir noktayı işaretle yazımı bi- | tı ! V 4 öncü zeyfadan devami hakkı olmadığımın iyice tasrih edil- mesini istemiştir. | İşte şimdi artık baklayı büsbütün lağızdan çıkarmak zamanı geldiği- | ne hükmediliyor. Berlin - Rama |mihverinin işi müstemleke mesele- _mi ortaya atarak İtalyaya, Alman- ke verilmesini istemek olacak- tır. Almanya - İtalya cephe birliği bundan sonra müstemleke mesele « sinde ve bi manda meselesin- de kendisini çok açık bir sunette Böz- terccektir. İtalyanın Tunus üzerinde bir ta- kım iddiaları vardır. 935 senesi ba- şında Fransada Laval hükümeti var- ken İtalya ile bir anlaşma olmuştu. Fakat şimdi İtalyanlar artık o an - laşmayı kâfi görmüyorlar. Daha faz- la bir gey söylernemekle beraber İ- talyanlar Fransa ile dostluğun de - sa bü dostluğu da za- manım ve ihtiyaçların değişmesine i ettirmek lâzrm geldiği- 1 Tunusda is- (8 inci sayfadan devam) Her pişirilen şey tamam pismeden |dürülürse ay sonunda bt dakikalar |mühim bir yekün teşkil eder. | —NİREL KARYOLALARDAKİ LEKELER Şehzadebaşı, Nilüfer: Nikel kar - yolalarda el ile tutulmaktan hasıl o- lan lekeler sabunlu su ile silinip iyi- ve kurutulursa çıkar. İyi cins ben - İzinle silinir ve sarı fanilü ile parla- n (blrse da çıkar. Nikel eşya sâtılan mağazalarda burları temizlemek için satılan ga- yet iyi tozlar vardır. Sütlü kokteyil Sütle yapılan kokteyi tertibi şu- dur, Ayni mikdar şekersiz kutu sü- tü, krem de kakao İikörü ve rom ince kırılmış buz ile bardaklara ko- Jnulup ikram edilecektir. Kutu sütü kullanmazın hikmeti, âdi sütten daha koyu olmasıdır. Ku- tu sütü bulamazsanız krem satılanr (ve krem şantiyi yapılan) sütten a- hnız, Kakteyile ikram edilen kızarmış patates: Hususi bıçakla kesilen ga - İyet ince şeffaf gibi yuvarlakları kız- İgin tereyağı içine atmalı Bunlar kıvrılır, bükülür, ve kızarır, Renk - leri açık sarı olunca kepçe ile yağ - idan çıkarmalı, süzmeli, üzerine ga- yet inte tuz serpmeli ve ikram et - melidir. Soğuk da ikram edilir. Bun- ,dan başka tuzlu bisküller, sandviç- Ter, badem, fıstık, zeytin gibi şeyler de ikram edilir. Moda Haberleri Her elbiseye göre tırnak renginin değişmesi moda olduğundan günün müleaddit satlerinde tırnakları da- ima başka renge Boyamak tabil ki, Bgüç bir iştir. Onun için bir nevi tır- mak kabı ica dedilmiş ve her - elbise değiştirildikçe bu tırnakların kap - larını değiştirmek daha kolay ve | Valinin yaveri mülâz'ınm Derbi fa- kirler mahallesi civarında sivil me- ,murlarla tertibat almış, köşlere, kı- |yafetlerini değiştirmiş İngiliz polis- leri #kame etmişti. Bütün bu terti- batı esas itibarile idare eden, benden başka bir kimse değildi. 3 numaralı eve Amerikalı bir sey- iyah sıfatile girecektim. * Rehberim, ufak ve eski bir kapı» nın önünde durdu. — Hazret, burada şapkanızı çıka- rınız.. kapıyı çalıyorum; Hintlilerin evine girerken, yahan- cıların, sokak kapısı önünde şapka- larını çıkarmaları eski âdetlerinden biriydi. Fakirler, evlerinde şapka ile gezmeyi uğursuzluk addederlerdi. | Şapkamı elime aldım. bir iki dakika evvel havagazı sön - | (rhurn). Bunlar karışacak ve gayet | OTUZ (5 inci sayfaden dedcem) SEN İnemaya giziyar. Film çeviriyor. Le- | si bir çok meşhur filmlerde muvaf- | fak olmuştur. Muvaflakiyet şöhret yemiden kazanılıyor. Faka Los Mata artık genç değildir. 1932 un yeni bir müvaflakiyetinden dilmiş, fakat bunun sonu gel- Onda da artık yeni roller , onları canfandırmağa cskl arzu kalmamıştır. San'at hayatında nuzaklaşmak 1â- zım geliyor. Fukat onun gibi bir ka- İdin için bu pek zordur. Macerasız, sakin bir hayat?.. Bu masıl olurdu?. Ufak evine çekiliyor, kediler, kö or;onlarla avunmak İs- tiyor.. Bu ma yor, kimsesizliğini bu 'gisi İle unutmak İsi onlar da onu, Bün kadıncağ bu ha zulmuştur. Adamın bi nın oturd rak içeri vak, | hay Lasi Mata- ? yaral hu hastahâneye, Losi Mata'yı dâ t8" kıfkaneye kaldırmışlar. Kadın ağlıyormuş gelen. vak'aya değil. Ha N kim bakacak? diye. Bunu komşulk | rına emanet etmiş. Z Losl Mata'nın en son muvaffaki” |yevi <Opora'de Katrsı» piyesinde müuştu. Bu oyunda artist dil - kralının karısı rolünü son derece Mt vaffakiyetle yapmıştır. Fakat son tahkikata nazaran (07 | si'nin asabi bir bastalığa tutuli Janlaşılmış, çoktanberi kendini t İreceklerinden bahsederek ©' : |bir takım meçhul katiller bulundu * — (Bunu söyliyen Losi'nin kapıya E. len adamı öldürmeğe kalkmasi onun tarafından öldürüleceği sundan olmuşur. Yoksa gündüz Kit pıya gelen adamın fena bir olmadığı söylenmektedir. —et | Keşif bedeli 998 Hira 53 kuruş olan Silivri Aşım İstasysnundaki ahırın tamiri açık eksiltmeye konuk- muş isede belli ihale gönünde Fi- ren bulunmadığından eksillme 12 11-937 Cuma gününe uzatılmıştır. Keşil evrakile şartaamesi levazım müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 2490 N. hh kanunda yazılı — vesika- dan başka Nafıan Müdürlüğünden | alacakları fen ehliyet vesikasile 74 fira 89 karuşluk ilk teminat mak- buz veya mektubile beraber yuka. rıda yanlı günde saat 14 de Da. imi Eacömende bulunmalıdırlar. (7949) anbul İki suğun. dan': Bir bançtan dolayı mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilen koltuk, 'ola, 'drop, soba gibi 95 lira kıymet takdir edilen ev oş - yası Kumkapıda, Kumkapı Nişan- cası Ehlidil sokak (i) numacalı ev- de 16/11/987 tarihli salı günü saat 9 ilâ l1 e kadar birinci açık artttır- beuz kıyıne- yüzde yetmiş |beşini bulmadığı takdinde 25/11/937 perşembe günü saât lera memur Jtarihli 'a çevrilecektir, İstekli- i santlerde ma- jacak Mmemuru- dunur. letin ayni gün ve a; hallinde hazır bul: n& müracaatları ilân ©! İlânları İzmir müstahkem mevki kıtaatı- mım 23800 kilo sadeyağı kapılı zarfla a konmuştur. İhalesi 30/ ü saat 16 da İzmir le- İvazım âmirliği satınalma komisyo- nunda yapılacaktır. Tahmin bedeli |21896 lira, fik teminatı 1642 liradır. İŞartnamesi her gün komisyonda gö- rülebilir. İstekliler Ticaret Odazın- da kayıtlı olduklarına dair — vesika 'göstermek mecburiyetindedirler. Ek- İsiltmeye iştirak edecekler 2490 sayılı |kanunun 2 ve 3 üncü maddelerde ve İşartnamesinde yazılı vesikalarile te- minat ve teklif mektuplarını ihale saatinden en az bir saat evvel ko - misyona vermiş bulunacaklardır. <596> — «T6dl> * 16000 kilo zeytin yağının kapalı zarfla eksiltmesi 26/11/937 saat 15 te Ankarada levazım âmirliği satınal- |ma komisyonunda yapılacaktır. Mu- hammen bedeli 10240 lira, fik temi- Jhatı 768 liradır. Şartnamesi her pön İkomisyonda görülebilir. Tektif mek- tupları saat 14 e kı İmur, İstekliler kamımi vesikaları ve teklif mektaplarile komisyonda bu- İlunmaları <504. — <7630, İstanbul 4 üncü İcra memurl dan: Mahcuz olup paraya çevrilmesine karar verilen zilccaciye eşyasile ka- nape takımı kasa ve söire 19/11/937 itumartesi günü snat 9 dan V1 re ka- dar birinci açık arttırma — surc! LT ÜUN E N uğun- | Hintli rehberim kapıyı çaldı, üç | İnumaralı ev hakkında hayli malü- mat topladığım için, Mis Krosu bu- irada bulacağımdan emindim. Felâ- İketzede kadın burada bulunmasa bi- 'le, onun izini bu evde bulmak ihti- mali çok kuvvetliydi. l (Devamı var) | Baş, diş, nezle, ve bütün ağrılarımnızı icabında günd. İsim ve markaya dikka JUstanbul belediyesi ilântarı| 14 ilâ | | Harici Askeri Kıtaatı ar kabul olü - | | RADYO ——— BUGÜNKÜ PROGRAM Akşam neşriyatı Saat 18.30 plâkla dans musikdik, 19 Türkçe şan: Bayan İnci wıâ'”, dan piyano ve keman refakatile; 147 spor müsahabeleri: Eşvetf Şefik İf rafından, 20 Cemal Kâmil ve ıd“_ Jdaşları tarafından 'Türk musikisi |balk şarkıları, 20.30 Ömer Riza taff” |fından arapça söylev, 2045 Fasıl S | heyeti, İbrahim ve küçük Safiye ” fakatile (saat ayarı), 2115 orkestfit 2215 Ajans ve borsa haberleri V8 tesi günün programı, 22.30 pıî-u'; lolar, opera ve operet parçalar. son. YARINKİ PROGRAM Öğle neşriyatı: Saat 19.30 plâkla Türk musikifk 1250 havadis, 12.5 muhtelif plâk NS yatı, 14 son, İstanbul Beşinci Noterliğine Galatada — Voayvoda Bahtiyar hanı altında 32 numürü elektrik malzemesi ticaretile Davit Pardo emrine tarafi verilmiş olan 31/1/938, 28/2/0lk 31/3/938, 30/4/938, 31/5/938, 3M 938, 31/7/938, 31/0/938 vadeli sEki” |kıt'a yüz ellişer lirabık emre ıw:; İrer senedatın âhara cire edilmemi” aranızdaki tahrirt mukavele İS87 bındandır. Binaenaleyk muhtevifi tı Bay Davit Pardarsın malümü İyman basşka bir borca karşılık *::: torilmiş olan mezkür senedatın yrosu müteber olacağından het e bir yanlışlığa meydan kalmamak eti 'herkesçe malüm bulunmak Ü2t |dört müsha olarak tanzin: olunan bu htarnamelerimden bir NÜYT bi Di ya mumaileyh Davit Pardoy ,: dâ ve bir nüshasının da Sot Egeaf gazetesile neşe ve W_'_ müshasının dairenizde hıfzile rinin tarafıma tevdüni saygılart” Kafeli dilerim. Yako Ruso: ban 11 No da Hazır FM İstanbul - Mahmutpaşa | - — w ’ Beyoğlunda İstiklâl caddesi TevrdE numaralı dükkânde paraya Gilüğe ceğinden talip olarların maht (l hazır pulunacak memurt! grip, romatizm? derhsi hLeser, kaşe alınabilir « aklitlerinden sa