€-SONTELGRAFP— İİkinciteşrin 927 Yazan : M. Silleyman € Tefrikea No; 111 ESRARENGIZ YH İSTANBUL T P0 ANDUR Balodan, çaydan başka| İngiltereden duşuncesı olmıyan kızlar. Avusturalyaya ( * üncü sayfadan devami ( f üncü sahifedan devam) bir ev kursbilecek paraya sahip bu- Çünkü insan âcizdir. Bunu saklama- | lunmalıdır. Tabit bu da — şimdiki 'ğa lüzum var mı?, Nihayet Atina is- gencler için yırım beş yaşından ev » |tikametini tutmuş ve pazar sabahı vel kabil değildir. saat 9,20 de oraya varmış ise de tek- Yazan : Bu iktısadi mıuk;u. cinsi arzu - Tar gayret ve küvvetini toplıyarak aa larla onları meşru bir şekilde tat - bir saat sonra tekrar yoluna koyul - | min etmek şekil arasında derin boşe /Muştur. Artık yağmur, bulutlara | luklar açmıştır. İrağmen Roma yolunu tutmak lâzım- Gene bir adam için, bütün mes'u- |d -Jan Baten İngiltereden — sonra | liyeti üzerine alamadıktan sonra aşk (345 de Napoliye İnmiştir. Tekrar | JAKŞAMCILA ĞSÜ Te gÜĞ airağemca aa ae MCILAR, 1EsKi bir akşamcının detterindeü * Osman Cemal Kaygil | — Pahreddin Keri kucağına büzüldüm. Zaten kırk &l yıl önceki, o zamanın çocukları jk-r. geceleri nelerden korkma! |ki.. 'ei ğ Yercüme ve iktibas bakkı mahfuzdur Meyhaneye postu seren bir — Ön Söz — C Yeşil Ay'cılar: — İçmeyin şu zıkkımı, çünkü dam- fetlerini yapr İngiltere - sant, 8 dakika. Avusturalya - İngiltere: 5 gün, 16 | : : b ı EİELA KU L Gi . meselelerine büyük ehemmiyet ver- |kendini toplıyabilmek için dinlen - eli? şalr : Remz' aba vi u r. Biraz evvel bah- |mek ihtiyacile Napolide bir gece | Cinlerden korkardık, peridif ö ME mek doğru değildir. Biraz evvel bah: Du bah, Fakat, Horkarlik *& arcikiü korkarf * settiğimiz şartlar temin edilmeden |kalmıştır. Devresi sa yani pa - || ienarr di *6 tlaktan — kot Saraç hanına gelen şairler, çakıntı —e n - İzartesi gü Kat ZZ. AD S U Vei va îmbı.md'enrd, kork G ğ k k y ik ça- |tekrar hareketle a a kı corkardık, vt rakı içerilerken söyledikleri kıtalnrg, da çok '-ımık’ğğî;;î—îıf B ;:ı BN aa ,,w;_ K )Jcnıd”' aa İkteclle imenam £ KA gazelleri, beyit ve mısraları elleril B Küt ge - İöztala'Darkat Flaşktak v ReAllü ı,._mî"—uîl;;i—.'î"f' içkisiz haya - yudikaredar korkardık çarşaml 5 saat 26 dakika sürmüştür. Saat “ aT z karıs ındavv korkardık, al keristi K duvarlara y.zarl.rd" de Marsi 1127 rîi'—y'»rvlnt veşil sarıklı ıwçıder et - l ör bunlardan hangisine inanla- gnpın bağıran DENEE öi sanlredün üü lduğund. arkadaşını an h Doğru (| “İRGEM AA yangı ği 1.nu—ıh ah"oğx;;m Y'ı;uînbm MEYkK ğ’ı:ıi»î;îo eei ltereye — varm Jan Baten | Cüğtmı şaşımıyor doğrusu İkorkardık, kabakcı arabdan ka-"“'; Kai v Trade ö A N y ei YA kâdar gu mühim tayyare se-- | Bundan bin bu kadar Yü önce o İdik, susumcı bacıdan korkardili «Kuvvei şi ümde az, kimde | p prahammül eylemek müşkül, bü- |koskoca divanının en başıma: i yahudiden korkardık, ıorb-'d; çok olduğunu gösterecek zımnilerden biri de müştere! veya kıt'a Z» Hakikaten genc yaş lerine başlıyan — kızlarda hal, yöni, üç beş gün bir erkekle tün gün nâlevü şiven) e | 5 balis le Aİİİi R d ” C 15 gün, 21 | Elâ ya eyyühessakl, Edir ke'sen ve |Kallı kör dilenciden korkardık, na vilha> Salih, camisi var, minarı ırdıkları Deli Salihden BUT Deyip kestirip atardı. Bunun en |, T komiği, perşembe günü çıkan bir ti L A D ç başka bir er- | 5zi i üyük İren şakri (VE * n Ç an kıt'a idi. Mü xK |Salede: <Mehiri şuaramızdan Ande- Da L g saat, 16 dakika, |DOĞeTERİ M;"m ıbw.lzl "l:: ı de- | kardık, yılandan korkardık, akreb ni gazel ve kıt'a idi. Müşterek | B *VA 0 c C üri gua Celâl Bey sifm i SÜ Vi e (Hafız) her halde budalanın biri de- | ”A li Birenlee e kaside ve medhiye ve naatlere tesa- |1iP: Müstecabi zade İsmet, Celâl Bey- | 4 5 -tirmek hali kendileri için fena 'ngiltere - Yeni Zelând: 11 gün, 1 gildi. Değildi amma dünyanın eski |et korkardık, kertenkele. ' 5 |lerle Faik Reşat Beyin tereken oe doğurmaktadır. Bu vazi- | Mat, 25 dakika. düşmanları da Hardık, hattâ bazan solucandü! ve yeni bütün içki düf etmedim amma hicviyeler b N Kü a AD İ hattâ ' düm. Odalarla kıraathaneler, biras |İABzim eyledikleri kıtal rânâdire | İngiltere - Brezilya: 2 gün, 18 ge- y l nlar değiller. Ötede (Hafiz) böcekden, — kaplum add*; Kanler bi aa y e Di |İbaresile ârayişbabşi sahifei intıba | İat, 10 dakika. hez eg g ğİyarle İKO Ca t4 kattâ hoş kaşdan # —| d Dü lae ön zlçade ee babeke | | OLMRN İdi! Şair başma Direr mura | trrun zaman bir Tet Bunların birincisi 1932 de, ikinet- | GUKEn a ı_Mda,, bile korkardık! se de bu İşe en ziyade meyhaneler cilvegâh olrdu. Mübdü, evvele- de birinci mısrar yapmış bulu - nurdu. yalım, o zamanların âde' öyle idi, analarımız, babaları |komşu teyzelerimiz ve daha bili Uumlerımız bizi boyuna böyle & düşen bu kıt'anın mahiyet ve kıy - metl maânide değil, sür'ati terkibin- de olmakla bazan «Müştereken» kay- dınan evveline <bi al» de yapış- si 904 de, diğerleri de 1935 de yapıl- maştır. | Bu seferki muvaffakiyetile Jan | Baten tayyarecilik' âleminde yeni- İzın onunla evlenmeyip başka ikanlıya bağlanması hiç bir cemi - yette hoş görülemez. Erkeklerde o kıza karşı derhal itimatsızlık uya - — İçelim dostlar, içetim! Diye bağırırlar; beride (Krapelin) (Fon Kraft Ebing) (Mazhar Os - man) (Fahreddin Kerim gibi sinir «Bu hususta Andelip, Müstecabi İtızılırdı. Daha komiği dördünün de nır. den büyük bir şöhret daha kazan « ş aklnlar l larına esen her şeyle korkutur! zade, Mehmet Celâl, F kıt'ayı kopye ederek gittikleri yer- | Glre ise evlenecek vaziyete gel - Müştı akıl ve tuh hekimleri: — Hele bu korkular geceleri bazan giderlerdi. İlk mısraı gö d etmeleri idi. H D YO ge . eee ee | — Zinhar, katresini ağzınıda koy- | ğ ğ gnn 9* giderlerdi. |de-ayrı ayrı neşretmeleri idi.» meden evvel gencler ne yapınslıdı.? z " n .ınııımaı bir hal alır; odar ı y I nüA '> Sa AA o yapı * |çin evvelden çalışmağı, hayatla mü- (mayın, yanı ız hana olan veyahut arkadaşları evvel € - |/ Bu yıllarda Saraç hanının meşhur |:rok bir yol vardır: O da kabil oldu-. Kayeeelden Va yın, 1 fayii mirde kâğıtla kurşun kalemi çıka- |simalarından birisi de (Remzi baba) | yu kadar cinsi arzulara gem vurmak î“’” Kease ei Siğetali 7 D SPRRİE v oti yine ters yüzüne rırlar, taş masa üzerine koyarlar, (imiş. Hacı Bey onu çok sever, oda izin vazifesi olmalıdır. Hem unut - | Her iki cephenin adamları da dün- İkaçardık. Dökülen su veya rakı damlalarından kâğıdın ıslanıp yazıların - okunmaz tutar, sildirir, süpürtür, şiltesini attı- rır, dükkânda yedirir, içirir, sızarsa dir, Fakat imkânsız da değild Gene adam mümkün mertebe cinsf Bu da her halde kolay bir iş değil - | |mamalı ki bu asırda her şeyi koca - dan beklemek bir kadın için zillet - |tir. Bu asırda evde kadının vaziyeti yanın eh tanınmış, en meşhur, en 'de adamları... Gelin de siz şimdi akan işin içinden bakalım! İbekle İşte bu bin bir korkunun bisl€ 0 sıralarda ben yalmız başının altına yastık koydurur, pa- o€ * |boş korkusu nedir? onu bilmiy! ra verir, hasta olursa baktırırmış. oŞ dum., bir hale geldiği çok olurdu. Fakat düşüncelerden uzak kalmağa çalış- kafalar kızıştıkça hafızaya da cilâ malıdır. Okumak, spor en iyi vası - erkeğinkinden daha ehemmi; Eğer siz, şimdi içki hakkında be - dir. Lüzumunda dışarıda çalışm; nim kendi, semimi fikzimi soracak î?h.l.ııîn:îın O anda nisyan mülâhaza “Babam R:î:l'ğ*_g. şalrdi. Acemler |Olardır. Eğer bunları yapamıyorsa |bilon kadın ayni zamanda yardıma |alursanız ben urada hiç bir | Tam o gece herifci oğlu ınk“;: lar zdı. ” ae : $e K kendini san'ate vermeli, onda ilerle- İihtivae n derini yap- K ; nârayı savurur savurmaz beh Farzedin ki birinci mısra: (Ande- |gibi giyinledi. Gözleri sönük, kalın çalışmalıdır. Gene kızlarla y B |cevab vermiyece, burada Bitar | e e Söreedin. AA meğe yalnız buluşmak tehlikelidir. Ailece tanılan toplantıların zararı yoktur. En hararetli çağda danstan imtina etmelidir. Dans asrımızm en büyük bastalıklarından biridir. c kızlar da evde oturup koca mekten ziyade bilgilerini mağa kabil değilse bir iş bulmağa uğraşmalıdırlar. İş buldukları takdirde para arttır- mak birinci düşünceleri olmalıdır. balde ne |Jraf kalacağım. Onun Vı'ım[zl. yahut (« erine, fayda veya — ziyanlarına dair bütün yazımın içinde de bir tek satır göremiyeceksiniz. Ben (Ak - | şamcılar) tutmuş olduğum bu koskoca do!!enmdo size yalnız bir çok içki âlemlerinde yakından gör - müş olduğum sahneleri, maceraları, bütün tefarruatile anlatacağım. Ar- tık içkinin iyilik, yahut fenalıkları- ma, fayda yahut zararlarını sizler, be- İnim bu yazılarımın arasından masını, fenni şekilde çocuğa bakma- sını ev idaresini bilmelidir. Yoksa balodan baloya, çaydan çaya gitmek- düşünmiyen bir kırçıl uzun kaşlarla örtülmüştü. zü siyaha maildi. Sesi kısık ve pü » vüzlü idi.Omuzları çökük, öne mey- yal, ağır ağır yürürdü. Rasimle Sa- raç hanına gittiğimiz zaman, bahçe- ye bakan köşede, sağdaki tezgâhın | karşısında bulurduk. otururdu. Çok severdi raan gitsek yeni söylediği gazpııen- ni, kıt'alarını okurdu. Fakat bunların çoğu hezeliyat kabilinden şeylerdi. |Fatihte oturduğu handan kendisini lip) bulmuğ olsun. gayet mütevazı olduğu halde siması derhal yabancı bir gururla değişir, gözleri parlardı. İşte bu iltima, mısraım doğduğuna işarettir. Zılam içinde tulü eden bu musra, şairin tarzı inşadına muvafık bir tayırla okunur, yazılırdı. Meselâ Andelip : Ne hâlin varsa gör ey dil usandım gayri senden ben sordum: — Kim o anüe, Deli Salih mi? — Sarhoş oğlum, sarhoş! — Sarohş da kim? — Sarhoş deliden de beterdi — Ne yapar, bizi keser mi? — Keser de biçer de... Haydi ben şimdi annemin kucabi dan karşıki sedirde uyuklamak'a ” lan babamın kucağına! gö Ne kadar olsa, babam annem Bi yili en hiç n nabak ni mayı Makul bir tecrübe mutlaka — geçi rım—ı isiniz. İÇünkü söf öinet üşklür'üz ku- rulan izdivaclar iyi netice veremez. Az bir zaman sonra ihtiraslar üze: Dedi mi, derhal baş tarafına Vi z a n İ h ci NU ö ükümle - ol nin ilk harfi olan bir (A) konarak |Kovan Af’d_h_"“_îmf”;ı'j“'d'k* ga k hayatın babur, çıkarır ve ona göre hükümle - İöyle kısarak boylu, bıyıkaız, skf e ısra kâğıda intikal eder. Karşısın- |Ciyı hiciv için söylediği : facia gen kadını hayata atıp çalış- ÖY APOKU babam iri yapılı kalın bi ğ ikinei mısram kaygusu alır« | Handan meni taşra salarsan men ti Böletkği mağ: ı. gür sakallı, koskoca adam.. :ı(“’ | düşünmek acet | Kü . ğ incimem ü ne malüm? Onun i- İnı görünür, KGT O gece annemle babam sarli! e iaamata, terkl yarikaya hamlokae | CEĞİN üü GÖĞ GÜT ” ee D LAT ( e y e g Te KN e demek olduğunu benim aSi ğ Oi n W'ş a t N v”kfi",f"lıl'" iştrak, | küğridmin vrdu Haydara mihkrap duygülar f’”l“lcg"" Kadar. d'"';“ 1“;';;";), n yazılıp bitmesini mü- | AU T ı aöğm c 3a ışlılar Ve sonunda da Şöl e a İ içinde tiğ | PAS ' FOR — ) İçki bakkında İlk duygum, ilk in- ” Bb bebadeiıd keodine çekereke Havfetmedi Hudavü Rasulü İmam- | —— vmmaa — J|übam, onun bende yaptığı fik teste (Pitde bulundulardı: gedeli — Sakın gündüzleri mahal ol uzaklara gitme, böyle sarhoşl3f yakalar, keserler! ier Kimin haddine ki gündüzleri halleden uzaklara gidecek? heit M. (Kederden, sihirlerden, tüken- | mez derdü mihnetten) i yazabilmekti. Üçüncü var ise epey- ce zaman kazanmış olacağından on- daki müddeti sünuh bittabi seri o- dan Beyitlerile başlayan kasidesini ne zaman buluşsak, bize okumaktan zevk duyar, mahzuz olurdu. Fakat kasidenin bu iki beytinden başkası şu olmuştu: Çocuktum; altı, yedi yaşında var, yoktum. Bir yaz gecesi, geç vakit e- vimizin önünden kulağımıza bir nâ- ra sesi geldi. Bu berbat havalarda sizi oksurukten. nezle ve bronşitten koruyacak yegâne ilâçtır. —a lurdu. Onun için üçüncüler pek ge- eikmezlerdi. O da meselâ : C. (Bütün hulyayı vuslunla döker hünabe çeşmim) £ fırlatırdı. Dördüncü yoksa, birinci, misrüi ihzara — koyulur, dördüncü hafızaya emanet &âdilemiyecek dere- (oede müstehcendi.» Hacı Bey, şiire çok meraklı bir a- damdı. Meyhaneye gelen şairletin, çakıntı esnasında söyledikleri kıt'a- ları, gazelleri, mısra ve beyitleri du- vara yazar, yahut eser sahiplerine Pastil For Hançereyi temizliyerek öksürüğü geçirir, göğü- se rahatlık verir, ses kı- — Adaayt, yakarım ha Ben, korkudan hemen annemin şam | bunda biraz matrabazlık — olurdu. Birinci ekseriya iki mısrat yolda yapmış bulunur, yahut nazım mev- gzuunun kederli, elemli olacağını bil- | diği için ilk nüsraı mütlcakıp ikinci- min kafiyesine dikkat ederek kendi sıklığını, nezleyi ız:ıle[ eder ve *ağızdaki fena kokuları da alır. | yazdırırdı. Ben, Muallim Naci'nin, Andelibin. Mehmet Celâlin bir çok şiirlerini Sa- raç hanının duvarlarında okudum. | 'Tâ 26, 27 yıl evvel.. Bunların bazı- İ 6— derhal izlerini bulan insanlar ken- |burunun faaliyete geçmesini ve şeh- S E ; di hizmetlerinde çalışan bir hizmet- İrin dört tarafından mütecavizlere a- 7 çinin mahiyetini de pekâlâ bilirler.. |teş edilmesini emrettim. Müsademe C A U S |müsterih olunuz ! |iki gün devam etti. Dükkânlar ve fı- | y Mı—ılı Hintli hizmetçi yanımızdan uzak- | Tınlar açılmadı. Birkısım halk aç ve kafiyesini bulur bulmaz davranırdı Dördüncü varsa işi pek ziyade ko 14 — Her zaman., — Kolonel Vuts ne âlemde? - Bu sualin cevabım, biz de, biz- zat sizden bekliyoruz ! — Yani benden.. öyle mi? — Tabil... Bu esnada, yemek masasında ser- vis yapan bir genç Hintli aramızda dolaşmıya başlamıştı. Vali, yavaşça kulağıma fısıldadı : — İşte bu gelen yabancıdır, Ben de kulağına eğilerek : — Sakin, eddim, bu çocuk (Siyah saplı hançerliler komitesi) ne men- -— sup olmasın' ğ Ve şonra, Hintlinin İngilizce bil. -— Mediğini öğrenerek, firka kumanda» ODiNa şu sözleri söyledim : — Ben Bombaya adımımı ımken de ları sahiplerinin e! yazılarile yazıl- miş şeylerdi. (Devamı var) Nakleden : Celâl Cengiz büyük bir itimatsızlık içindeyim ve yine de bu itimatsızlığım devam et- mektedir, Evvelâ beni, bundan son- |fa, dalma Kolonel Vuts ismile çağı- | jEmız. Saniyer, bu çocük hakkında- İki şüphelerimi izhar etmeme de mü. saade ediniz. Hayretle yüzüme baktılar : — Buyurunuz, sizi dinliyoruz! Benim fazla söyleyecek sözüm yoktu, kısaca dedim ki ; — Bu Hintli çocuğun bakışlarını beğenmedim.. Ve öyle zannederim | ki, o da benim geldiğimden memnun | kalmadı. Vali, yemek sofrasında şerefime, bir kadeh viski içerken, endişem zale etmek ister gibi görünerek : — Âziz dostum Kolonel! - dedi - Pastil For Bombayda bütün ihtilâlleri bastıran ve en esrarengiz adamları takip edip Taştığı zaman, Bombay Valisi bana, |birkaç gün evvel bastırılan büyük ihtülâl hakkında şu kısa izahatı vere di: — İki Hintli geçenlerde bir zabi. jtimizi yaralamışlardı. Mütecavizleri |dtvamharbe verdik ve üç gün zar- fında, divamıharp farafından veri - len idam kararı üzerine iki Hintli derhal idam edildi. Halbuki, Yyanlar gizli gizli faali- yette bulunan (Hint ihtilâl komite- Si) ne mensubmuşlar. Yaptığımız tahkikat müsbet blr netice vermedi. İdam edilen bu iki gençten ba: ska hiç bir kimsenin izini elde etmek kabil olmadı. Bir gece, bütün sokaklara gizlice yapıştırılmış ölan beyannameler ü- zerine, sabaha karşı halk eaddeleri doldurmıya başladı. Kullaii_ıı_ı—ız Baskın şeklini alan bu âni içtimaz dağıtmak için, derhal, mitralyoz ta- | susuz kaldı.. Fakat ihtilâleller resmi dairelere hücum ederek her tarafı yıkıp yaktılar.. Kırk sekiz saatten İevvel asayiçi takrir ve iade etmiye |muvaffak olamadık. Müşevvikleri birer birer yakalayıp kurşuna diz - | dik ! İ Valinin izahatını dikkatle dinle- |dim. Demek ki, ihtilâl ancak iki gün devam etmiş ve müşevvikler kurşu- na dizilmişti. Yemekten kalktık. Merdiven başımda, tekrar, Hintll |hizmetçi ile karşılaşmıştım. Yürüdüm... Hintli arkamdan geliyordu. Gö - Zümün ucile baktım ve kendi ken - dime derhal, şu hükmü verdim : | Bu hizmetçi, gizli cemi Terkibi ve hafiyesidir... (Devamı var) Kaşeleririn tesirini öğrenenler büt | diş, adale ağrılarını unuturlar NEZLE, KIRIKLIK, ROMATİZMA, GRİP, VE EMSALİ H ) LARA. KARŞI BİLHASSA MÜESSİRDİR rdeki Sör'at itibarile emsalsiz olan GRİPİN'in 10 lik ncni âmbalâjlarını tercih ediniz. Geceleri tutacak ağrılara karşı ihtiyatlı bulunmuş — olursunuz. icabinda günde 3 kaşe ılınıh““'“,a |İsim ve markaya dk' at. Taklitlerinden !'k' sf'“" ç tane”