14 Eylül 1937 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

14 Eylül 1937 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SA e'Ni O Z 4— SONTELGR AF 14 Eylül 1937 Çin - Japon harbi Mar arbe gidecek eşal YJapon çocukları askerlik oynayor. olursa muhakkak kazanır! Çan - Kay - Şekin mücahedeleri ve halk arasındaki « büyük nüfuzu, birleştirmek kudreti: Halk partisi Harp sırasında Piping'de Çin munaciırleri in * Japori harbi münasebetile ÇÇm efkârı umumiyesi bilhassa eşal Çang-Kay-Şek'in yapacağı leri yakinen takip © Fakat bir taraftan Japon 'aökerl ri ilerliyor, diğer taraftan Çin vilâ- yetleri başlı başlarına Japonlara « karşı koymıya uğraşıyor. Maamafih Çang-Kay-Şek bütün bu kuvvetleri bir araya toplamak için çalışıyor, Çünkü Çinin cumhuriyet babası Dr. Sun Yat Sen'in koyduğu prensiplere kendi nasyonalist fikir « | Tetini de ilâve etmektedir, Maroşalin hareketi gerek hariç, ge- rek dahil için çok mühimdir. Buhün sebebi Mareşalin hem milli hüküme- tin içra yuvanı başkanı olması, hem d& koyu nasyonalist Gkirli ölması do- | sile komünistlere- ve Çin düş « manlarına karşı açtığı mücadeledeki muvaffakiye üzerine halk taba- a kazandığı yüksek nü- Halkın huriyet babası likte çalışmış ve ihtilâl komitesinin içinden yetişmiş ve çüm- Dr. Sun-Yat ile bir- yapılması icabeden bütün iş- lerini başarmış bulunan Mareşal Çang-Kay-Şek, milli hükümetin en yüksek makamında bulunuyordu. Son günlerde vazifesi süel işleri bakanı, icra yuvanı başkanı ve Kuomintang (halk partisi) nin en yüksek azası idi. Şimaldeki beş vilâyet müstesna, bütün Çin ordularının baş kuman- danı olan mareşalin asker arasında çok büyük sempatisi vardı. Bilhassa komünistlere ve Şanghayı açılan 7 mnün başında bilfiil çalışması ve bü- ferler elde € Mareşalin icra yuvanı başkanı sı. fatile de çok büyük kuvveti vardır. Çîml' iera yuvanı milli hükümcıin sek iera makamıdır” Bu yu - n hepsini görecek r ler, komisyonlar teş zaretler, kil eder. Dahiliye, hariciye, müdafaa, deniz, maliye, sanayi, kültür, nakliyat ba- İkanlıkları hep bu yuvanın idaresi â1- tındadır. Mogolistan ve Tibet işleri reisleri İde doğrudan doğruya büu - yuvana İbağlıdır. Velhasıl memleketin bül- Çesine varınevıya kadar bütün işleri re'sen idare edeh icra yuvamdır. Kuomintang azalığına Bunun ifade ettiği T için Çinin yeğâne si, İmütstarig'ın Çindeki rolünü İzimdiır. gelince... i anl.ım.ık İHTİLÂL KOMİTESİ Çinde Mançuko hanedanına karşı 1911 de Doktar Sun-Yat-Sen - ile Çang-Kay-Şek'in kurduğu — Tung- Meng-Hul adındaki mü ihtilâl komitesi danı atıp- memleketi tam bir hürriyete kavuşturunca halk Döktor umhur - da Fakat Dr, Sun-Yat re- oldu. Fakat bir sen cumhur Çin imparat partidir. Daha doğrusu Çinli g dernek devlet, 'na göre; harici l kelimeler veren bütün L Çinin istiklâline halel |muahedeler yırtılm İç siyasada ise mer neller arasındaki salâhi; Memleketin iklı » ükselmesi için en - h—lwl edilmiştir. <an' bakın |raftan icra yuvanı ba; y ksek şahsiyettir. Mareşal Çang-Kay-Şek'in şöhreti- (Devmt 6 inci sayfada ) BiR HASTALIK aci gayet çapkın, ele avuca sıiğ- N maz bir adamdı. İstanbulda girmediği bir bar, gezmediği bir yer kalmamıştı. Babasından ol- dukça büyük bir mirasa konduğu için paraları yiyip duruyorda. Hazır para bulup da İşte Naci de öyle yapıyordu. Babasının ölümünden sonra anne- İsinin Anadoluya akrabalarının ya 1 meydanı boş bu ATMAnN Savurüyor- vurup |du. Çalıştığı bankaya haftada bir kaç gün hiç gitmediğ ü leye doğrü git Ğ enç kızların nazar derdi. Hele parasının bol katini © r, peşin- den Kadın değiştirmek onun eta oyuncak gibi bir olsun her ki- Kendisine halin ve olac vabi v ne vakit «Naci &c ki» diye içinde gi ürü İtek yanına yaklaşıp kolun tum; — Aman Naci bu halin ne? Kafasını kaldırıp bir defa yüzüme du. Hayretimi gi tanıyınca: Sorma birader, başıma gelen - — Ne oldu,bi: | za mı atlattın? Acı acı,güldü: — Yok canım, öyle bildiğin çeşit | kaza değil. — Ya Süylemekis temiyardu. lâf karış diyse de gene sordu sene yahu... Eline iyle ne oldu?. Gel bari şu muhal lim de anlatayım, | Dükkândan içeri girip de bir r saya oturduğumuz zaman anlatmıya başladı. «Malüm ya, benim hastalığı bilir- sin, geçen akşam gene ve safası yapayım, de çıkınca Beyoğluna doğru başladım. Neş'em de yerinde olduğu için bir av. arâmıya bâşladım. Göz - derim biraz ileride yürüyen bit kıza ilişti. Baktım güzelce bir şey.. Se - 'Nin anlıyacağın yosmanın biri,,. Bir aralık-kız bhana bâkıp gülmez Tmi; hemnen peşine düştüm. İki adım- da bir başını arkaya çevirip yüzü - me manalı manâlı bakıyordu. Kız birden Beyoğlunun yan sokak- larından birine saptı. Ben de soka- ğın başına gelince baktım, beni b ilerde bekliyor. Bir an acaba arkasından gitsem ne olurdu. İkızın rdığı bir a- ne oldu? nü- biraz düşündüm, Tefrika No: 5 Fakat bu giriş, -Yunan hariciye na- anın, Osmanlı sefirine vukubulan beyanatına rağmen- dostça bir giriş Geğildi Dost bir devletir hükümetin limanma girdiği zaman, (Devletler ve milletler hukuku) kta- nununa göre o limanı topla seldim: lamak iktiza ederdi. Fakat Hidra zır manana girdiği zaman, ne bir top aât- Mıya ve ne de bayrağını indirmiye lüzum görmemişti. Geminin bu ha- reketi, açıktan açığa husumet göse termek. demekti. Osmanlı velisi, Yunan gemilerinin bu hazeketini derhal Babıâliye ve gemisi, dost bir isı (Hanya) 1l - |ne bir nota gi ucll’ H ÜRK—YU NA muhars €5»b anjlamidin gizlisiyaseli Yazan : ZİYA ŞAKİR Abdülhamide bildirmişti. Abdülha - (emrin kat'iyeti karşısında, mit, telgrafı alır almaz, harleiye Na- zırı Tevfik Paşayı sefaretlere gönder- miş; devletler ve milletler arasında mütekabilen kabul ve tekeffük e- dilmiş bir kanunu ihlâl eden bu ha- reketi, şiddetle protesto İstanbul bu işle m “yn limanında bulunan larının amiralleri de birleşmişler, ah hinde teşebbüsata girişmişle Amirallerin en kıdemlisi olan İn- giliz amirali derhal Yunan amiralie dermiş; Osmanlı ka- lesini topla ve bayrakla selâmlama- yı emretmişti. Yunan amirali, bu Yunan amiralinin bu yolsuz hareketi | derhal yelkenleri suya indirmişti.. Ancak, Yunan gemilerinin (Harıya) lima - mna demirlemesinden yirmi üç sa- at sonra, Hidra zırhlısının sancak bordasından boeyaz bir duman yüksel- mişti, Müteakiben solâm topları bi- ribirini takip etmişti. Tabiidir ki, Hanya kalesi de, o zaman bunlara mukabele göstermişti. Osmanlı kümeti ara: » gerginli bükümetile le olmakala beraber, Abdülh ha hâlâ meseleyi Avrupa büyük d letlerin nazarı dikkatle: imekten başka hiç bir tedbire müra- ine arzot - |hukuk İzer caat etmemişti. Çünkü o, «her işde olduğu gibi, bu meselede de- velye- leli bir hareket uyandırarak bütün cihanın nazarı dikkatini, kendisi ü- zernie çevirmekten müçtenipti. Esasen Giritte ilk isyan silâhları patladığı gündenberi, Avrupanın bü- yük devletleri, oradaki tebaalarının nu muhafaza etmek için bi- ikişer zarhlı her hâdiseyi bütün un.ııılkunk Giritte Osmanlı Mklmlyıtl ıönırkon bir karakolunda sancağa son Yaza n: Tarık Sekban Ardından Yüzüme bakarak evin içine |gördüm. | kmıştı. Fakat kap ladar kit durup etrafa g k baktım. Sokak Bomboöştü, İnsi a hiç bir şey gözükmüy | girdim. girince ö- P giden koridorun ni - hayetinde beni bekliyen kızı gör - düm. un> diyerek bit mı O önden Üç, aya başladı enmiş, büyükçe, ay acem ha- Yerde oldukça büyük bir |lisı, ortada bir masa, a bir alay resim- Odanın pencerelerinden üyordu. Bana kenarday tuğu göstererek: | Oturmaz mısınız... dedi. Kendisi de gelip karşıma oturdu. Kız çok şirin bir şeydi, sanki gülmek için yaratılmiş. . Bir aralık dışarı çıktı, geri döndü- tepsi vardı. Tep- Tâkı şişöğiyle, arı vardı. Rakı» e bonde hoşafın yağı ke » h masanın başına oturup hleri yüvarlamıya... dan anlağıldığına göre i, benim kadeh bo- şaldıkça habire dolduruyordu. Ben böyle bir iki şişe ile sarhoş ol- mâzdım amma, şişeler çoğaldıkça başladı benim kafa dumanlanmıy Dakikalar geçtikçe kızın yanıma daha çok. sokulduğunu bissediyor - 'Tam bu sırada birden kapı â2- Baktım kapıda iri yarı. pala bıyıklı bir herif... İçeri girince bir bana bir de yanım- ki kıza baktı. Gözleri hiddetinden dır fıldir dönüyordu. Kıza baktım, kemleye büzülüp sinmiş O vaziyet- Herif iki adım atarak bir süzdü, kal - Çığını hissediyor- dum, çünkü adâm tam manasiyle | m İgörerek kendi hükümetlerine bil - dirmektelerdi, Şu halde Giritte olup İbiten işler, Avrupa devletlerince de meçhul değildi. Ayni zamanda, Ax ük, küçük gazeteleri de vak'alarını yazmayı iş ebdi. Ancak şu var ki; ) cemiyeti bu gazetelerin bir müş olduğu için -bil- ri- hemen her Türklerin a- letmektelerdi. İşte Abdülhamit, bütün bu vazi - yetleri endişe ile takip etmekte iken, | enarda bir ko- | Jessir eden yeni bir hâdise yai gidiyordu. Demez mi? Artık ne yapucağllii , herifle ba imkâm olmadığını rif bir bana, bir & rakı sofrası! tıkça daha çök hiddetleniyardi! — Gevap verkene e. senil M yorum, dedi. Korkudi Aman ağabey, vallahi bilmistr m, dedim. Bu sefer: Dur öyleyse, ben sanı Him ehi ye E niyordu. İlk yumruğu ötekiler “ etti. Bir an belime inen bir yumr |kendimi yerde buldüm. Sonra mer * İdivüülerdmi yuvarlanışımı Katırlı ” yoarum. Kendime geldiğim zaman bir B” İtanede olduğumu gördüm .» Arkadaşım hikâyesini burada Ü” İtirdiği m. Yamtif İdan topallıyarak ayrıldı. O gül sonra Naciyi kadın —peşinde Bü, kadın lâfi ederken bile göfü dim., Zavallı nihayet bu hastalıkti? kurtulmuştu. man ona acımışti! — Hey bana bak, orada ne yap'” yorsun — Atlantik denizini sendellü jmek için bahşe nım,ıı.m Beni 'uî bi yına gelmişti. Abdülhamit; R küçük salonunda, büyük ilti! Jzuruna kabül etmişti. ai Kurnaz hükümdar; Sefiri sal0f İh | istediği £, pısından karşılamıştı ve ist man çok muvaffak olduğu bİf ? mimiyetle derhal söze ww“* — Ekselâns!. sizi, hiç rah$! mek fikrinde değildim. F lar, müteessir oldukları Z: larını yakınlarında görmek İ Sefir de, ayni samimiyetle bele etmişti. K Ekselâns !... Ben, anc? sizin doılunlll""üp — Şevketmaabi.. yoksa sizi ıdl" et grmnalı üki” etti?. GeŞti ak ti — Teessürlerime sizi de M tirmek için acele etmiyeyimi runuz, oturunuz. (m-mımî"")

Bu sayıdan diğer sayfalar: