4— SONTELGRAF — DÜNYA MESELELERİi 6 Eylül 1937 Demokrasi ve Diktatörler. Diktatörlere kar;; demokrasi ehlisalib açamıyor, halbuki onlar bu işi yapacaklardır! Fransız Sosyalist ve Radikal Sos- yelist fırkası İcra Komitesinden Kaysertu şu yazısını mühim bularak ahyoruz. A; zik bir vaziyet kar €a, onu halletmek için, dür?> sualini sorduk! Jenin bütün anasırını tarife başlar- muş Öy ız ve hükümet adamlarımız da «mesele ne sonra mese- le zannederim ki; diplomatla - rın her gün bu Swali kendilerine soru - |sızlar da demokraside hiç bir şeye | yorlar Bugün mesele otoriter rejimin do- guşu ve inkişafile beraber yürüyen, ve daima da beraber yürüyecek 0- Son İtaiyan manevralarında uzun menzilli toplar lan otomatik emperyalizm meselesi- dir, Diktatörler, faaliyetlerini dahili vazifelerle tahdit etmiye mukıomr değillerdir. Diktatörün millete vâ- dettiği saadeti temin etmekten Üciz kalması, kendisini fütühata Bevke - der, Diktatör, kendi heykelini düşünen bir adamdır. Heykelinin bulunacağı kaide üzerine «milletin saadetini te- n eden adam- sı kabil olamıy ya «büyük harbin galibi> hâkkedilmesini ister. ibaresinin yazılma- ni biliyars: sözünün Bugünkü diktatörlerden hiç biri - nin nutku harbi açıkça talep etmi - yor. Harp, mevcut muahedelere rağ- men, onlara göre, mil! dâima bir Alettir. fütuhat, sulh ile yapılamı - a ilâm harp ederek veya etmi- k büyük «askeri vasıta> lardan istifade edilir. Japonya ilk merhale- 'aset için de Mançuriyi Çinden kopardı. İtal- ya, Habeşistanı yuttu. İkinci merha- arazisini, fütuhatını çarelerini aramakta Franko ile müşterek olan Almanya da kanı emil ve General İtalya ve miş ve her türlü emre ram olmuş bir İspanyada leri bir dominyonun kendii şedeceği psikolojik, ekonomik sovkuleeyşi menfaatlerini taha, etmektedirler. Bugün Berlinde Romada ki ve yül - 1 bir latırlar ki, Mareşal Foş çok na- İkılmıya ada kalın: ne bah- İk diktatörlere İleketinin tüşmanlari karşı ve bir ehlisalip teşki İhakhı olarak kabul etmiyor. demi harbi hazırlamaktan asla sı- il etmeyi Fakat diktatörler, Pkadde, | Bölşeviklere kat edeceklerir İyorlar. Fakat hakikatte faşist olm İyan her şeyi komünizme temessül ettirirler. Onlar için Çekoslovak Cumhuriyeti S0 gı bir sed teşkil 4 söylemekle iktifa edi - ni yaramaz. Japonya ve Almanya bol- şevikliğe aleyhtar bir ittifak ile bir- leşmişlerdir. Bu ittifak herkese açık- İtır. Bununla beraber. dokuz aydan- bir devlet Bu, halde hi iltihak etmemi beri aktedi kendilerine acaba Berlin, Tokyo mihverini İkalmış bir tezahüründen ibaret kaldı- " İğana ma delâlet ediyor? Musolininim Palermoda irad ettiği İhutukta ” Berlin - Roma mihverine İtağllük eden bif cümle vardir. Bu cümle miştir Musolini demiştir ki: ma)l ederek veya ona müuhalif ölark Romaya gitmek ka - | bil değildir. Keza Ro derek de Berline vat r nayı ihmal e- ik kabil de- Sonra şü cümleyi ilâve etm «İki rejim arasında ftili bir tesanüt mevtuttur. Fili t t dediğim za- an bundan ne demek istediğimi Janlıyorsunuz.» | Şimdiye kadar Berlin - Rema mih- | vel memleket arasında bir lışma birliği şeklinde güsterilm Palermo nutkundan sonra bu mih - ver, yalnız Alman veya İtalyan me- nafii değil, faşist ve nasyonal sos- yalist menaliini dafaya - mahsus ve iki rejimin ittif şılmalıdır. Geçen gün cihan sulh kongresini | İaçan Pransuva Tessan tukta Herbert Samuel'in bir sözünü ordu. labıy «Hakiki vatanperver, yalıi le ki İ € karşı mü- tir ve Fran tesani akim tamamen tebarüz ettirilme - | ç- İ bidin, © gün de, dönüyordu. —Bugüne kadar elinde ne var, yoksa satmış, artık hiç bir şeyi kalmamış- İtı. Bütün endişesi, - rehin bıraktığı İaile yadigârı vazo içindi. Onu oradan nasıl kurtaracaktı?. Eve gvdııı_. karısı Şeküreye eyecekti?. Şeküre, yine bu akşam üzülecek ve şikâyete başlayacaktı, eve kederli ne 8Ö mosyo Mus«c'nl İrtalya kralı İle korusuyor dam değil, düşmanlarını dost yap - [" e- YaP . Ç ehtânberi ayak üstünde, dur- miya çalışarı adamdır.» 1935 senesinde İtalya ile ve ayni |Madan koşmuş, bu işe bir çare arı - senenin ilkbaharında. Sovyetlerle İYordu. Hizlı ve kararsız yürürken, anlaşmalar İmza eden Fransa, sal - |Dirden, kalabalık arasından, cski bir hün müşlerek müdafaasını, rejimin | *tkadaşının geçtiğini gördü. G, ümitle parladı., Bu çocüklük arkadaşını, hemen, dünden evvele almak istedi; İni bilfül ispat etmemiş midir? Dik- | LA Ve t levlendiğindenberi hiç görmemişti. tati İ"“ de ayni semtten iki kız almiş- r, şifahi beyanatlarına rağmen, | dünkü fütuhatı gizliyerek, bugünkü ve yarınki füfuhatı hâzırhıyârök, fa- |İ8r, fakat, hayat onları biribir. inden tihler gibi hareket ederler yırımış, yaşamak gailesile biri bir i hâdiseler arasında ha - *4Fafa, diğeri bir tarafa gitmişti. BeK B | O zaman ikisi de zengindi. Üste- lik.Süleyman, Abidinin eski bir dos- tu idi, Muhakkak, Abidine yardım ledecekti. Süleyman... — Abidin... Bicibirlerine sal ilar ve neş'e ile tİ. geçenler Ç gelmişti. Abidin, Sahirenin, jman da Şekürenin hatırını | Faka aral; aldı. Süleymanın karısı ile kend İzısı arasında gizli bir h ğunu biliyordu. Bu hiren'n evlenmeden evvel kendi gönderdiği bir mektuptan olmuştu. Fakat bu, lamamen eski, unutulmuş bir mesele idi Eğer Süleyman bu parayı tedarik ledersa, — karısı söylemeyiverirdi. Maksadı, vazoyu rehinden kurtar- (mak değil miydi?.. a| Bu tam bir fırsattı. Halini Süley- mana açtı. Vaziyeti anlatarak, pa - raya İhtiyacı olduğunu söyledi. Sü- İleyman, bu eski dostünun lâkırdısı- nt bilâ dinlemiye lüzum - görmüden istediği parayı verdi. düşün bidini bir k.ı- kiki mesele nedir?. Diktatörleri har- |be müracaat etmekten menetmek ka- İbil midir?. Demagoji yapan esirlere sulhü cebren kabul ettirmek kabil midir?; ammdn e aamasnmuner Bir gazinoda oturdular. Eski gün- lerden konuştular. Sonra.. tekrar gö- rüşmek üzere biribirlerinden ayrıl- dılar. e Şeküre sevincinden çıldıracaktı. — Hazırladığım yemek nasıldı?. Derhal hazırlandı. — Enfesti sevgilim.. Bilhassa siga- | Kocasının verdiği parayı alarak, va İle bira, yola çıktı. Doğruca, vazoyu Tehin —— bıraktığı tefociye gitti. Çok sinirli nlı (di. dükkândan içeri gireceği sı- t ünde, Sahireyi gördü. Birden, geri dönmek istedi. | Bu eski arkadaşına, bugünkü d 1 kür- 'du. ve hey Tar Sovyet Rusya ve Çin anlaşması ri nelerden Yün veziyetini ve rehinden ma İtaracağını bildirmek — istem ŞŞ LA Londra, (Hususi) — Sovyet Rus- | F ya ile Çin arasında bir ademi teca- vüz paktı akt aıw:. resmen bildi « dir. u pakt 21 ağustosta hı.ıı. iş ve beş sene Paktın teedit edilmiyeceği hak - kında tarafeynden bir iş'ar olacaktı biri ndan Bu paktın, Çin ve 'e İmza etmiş ol- kları iki taraflı ve çok taraflı mu- edelerle giriştikleri taahhi tara! Ti ve İhakları asla ihlâl etmiyeceği tasrih edilmiştir. | Çin Hariciye Vekâletinden veri » maldı rata göre bu pakt Pasifik | denizinde milletlerin şterek em- | İniyeti hakkında ilk merhale: 'ol'—mkır!'ı' Bu muahede r. Âkit « uz vâki oldu. | lerden birine bir ta: ğu takdirde diğer taral mütcarrız ö- lan tarafa yardım etmemeyi taahhüt elmektedir, İ Çin Hariciye Vekâletine mensup salâhiyettar bir zat Çinin sulha ol, muhabbetine rağrıı müukavemet el bir eburiyetindi n Birleşik Amerikada düny büyük teleskobu yapılmaktadır. Ma- ketini resimde gördüğümüz bu te- leskop cisimleri şimdiye kadar gö ıu'm-r,emış derecede büyültecektür. olduğunu Ve mütearrız politikasını değiştirdiği takdirde Çin de kendi disile ayni Muahedeyi imzaya ha- zır olduğunu söylemiştir. İKi ESKi DOST Yazan: S Biz seninie Sonr: kin duyuyordu. | Onuü görmemezlikter gelerek ileri doğru yürüdü. Fakat Sahire onu ta- nımiş, seslenmişti: — Şeküre Şeküre, birde! |— — Sahire.:; Candan öpüştüler. İkisi de gayet neş'eli, biribirinin hatırinı lar. Sahive; bir kaç dakikada, hemen b tün on seneyi t an hayalını ün- latti. yerinde çivilendi: Kocasır $ İÇİK İstanbula gel İdiğir kaç gü I'Wnı' nin bunu fırsi t beri almak İçin dolaştığını ve.. önün- de dardukları dükkândan, kıymetli bir vazoşu, zla parası Uğurlu ağaç | ! Holstein © rından — birinde arip bir meşe ağacı vardır. Bu a- aç evlenmek istiyen genç erkekler: e, genç kızlar firasında tavassut va- zifesini ila etmekledir. Bakınız! ng- Ağacın en aşağı dallarının hiza - İsında, takriben yerden üç metre yük sekte geniş bir delik vardır. Evlen- mek istiyenler m ni gelip buraya bırakırlar ve pek uğurlu ad- dedilen bu ağaç sayesinde muratla- rına ererlermi ca bırakıla- tplar bazan posta ile de . Müvezzi ağaca tırmana- Deliğe bırakılan 'me(lnplıı izi vaç ilânlarından farksızdır. Meselâ: «Ben yirmi üç yaşındayım. İyi tah- İsil ve terbiye gördüm. Vestfalyanın ra bir köyünde oturduğum için rkesin alışmadığı bir tarzda saa - orum. Bu ağaçtan bah - sedildiğini işittim. Onun kaderin bir İkuvveti olduğunu zannediyorum.> ÇAA YÜ | UŞ, Dünyanın en büyük teleskopu imizde teleskobun yanında gö- rülen insan hayali, bu âletin ilerde |tvğunu göstermektedir. e kocasının eski âşıkı olan bu kadına karşı içinde, hâlâ, derin bir İşıma çıkardı. Bu parayı, banl © uyorüm. Bu sebeple (şark cephesine ve bilhassa e kadar büyütmek kabiliyetinde öl- | eyfettin Orhan IKi eski aostuz.. — Ah kardeşim.. seni Allaf edeceğinden, eminim. Şeküre beyninden vıu.uıııı! dü. Ne yapacaktı? Tefeci, Şekürenin ku.an nin vazoyu — rehinden mıyacağını sanmış, sati karmıştı. İ:l Hem Sahireye, alacağı Vi kendisinin olduğunu nasıl $ cakti? 5 &, onu eskisi gibi n.—ı'lı Sahi üstelik ıdisinden | Yok diyemedi. Hay, hay, -dedi- n görülsün.. biz eski iki d Ispanya ve Almanlar Büyük harpten on"f en büyük zafer tarihli gazetelerin hepsl, İtander'in nasyonalist kuvvel _îrıhndan zapt ve işgaliyle müfi makta ve bu hâdisenin strat0) | |İkimdan hsiz olduğu ehel tebarüz B , perşembe günü, yani sında — elde muzaffel harbin başlangıcındanberi lenlerin en büyüğüdür. Zirâ bütün Atlantik sahili, hemetl men Franko'nun eline geçmil lunmaktadır. Bundan sonrâ, f ettirmektedirler. B len € nalist ordular, bütün — ku' kısmma hasredebilecek: Berliner — Borsenzeltung'â İ Santander'in zaptı, nasyonali panya için hem prestij mesel m de bir stratejik 23/ Zira bu suretlğ iyet arzusu Ve et kararı artlığı n da ümitsizliği VE retsizliği fazlalaşmıştır. Bu &f yaffakiyet ayni zamanda SAat line girmi; nun muza! mukav karşı tarı kanın beynelmilel sahadaki itibarını da arttıracak mahi dir. Bu vaziyet karşısında gaır“ 4 belet savurmasını büca've B j ketin artık en büyük kısmın! tutan bir kuvveti, daha 'ne Ki man tanımamazlıktan gel — Doktor, diri diri mezar6 mekten korkuyorum.. — Merak etmeyin.. ben bi ken hiç bir zaman diri diTİ mezsiniz..