Zet Deiz Harbini Niçin ve Nasıl Kaybettik? Bu sefer mesafeden başladı | Kökeyer ARTANNA * rehberlll Pire muhteliti, karşısına hazırlıksız çıkan, yor" ateş kısa biribirini borglaladılar filç garbe seyre: di. Artık «Erin K dan kesif dumanlar gözükmiye baş- lamıştı. Biraz sonra «Leon» ve «As- » mühripleri borda hattında ol - | dukları halde burnun arkasından çıktılar. Bunları ( feden «Mecidi. ediyor, faka re mesü takip dış Tim ez büt! nilerimiz «Mondros nınin burnunu döner düşman filosunu gördi ) takri - ben (15) mü Ve müyor ve gemi baca- * bü ekneleri- ndi 2 ufkun üze- ordu. bizi gördi görünüy kten sonra döndü 1 filoya iltihak etmek üz zaklaştı. Osmanlı gemileri ini takiben dev ve bu vazivette T ere som sür'atle yekdi leyo kadar döndü seyre başladı. Saal onu kırk beş geçe Yunan A- miralin Osmanlı donanmasına yak - laşmak için ye aldı. Filo ile be- raber bulunan muhriplerin, düşr din, top menzilinden çıkmak üzere filanun sancak tarafına ve Amiralin İşaretini görebilecek bir mesaleye kadar açılmaları emredildi. Zırhlı - lara da top menz üşma- rek kı a. muvakkaten düşman zırhlı fırkasınım dördüncü Bu l hat üzerinde o! ttın arkasında ve muy dak üzere sekiz orda ki bunların birin- sonuncusu (Berki Satvet) ve i Şevkoet) ve mütebaki üçü ve üçi p idile Ar i bir hattına mail olarak seyrı vam eyledi. Saat © tle azılmıya başlayan mesafe, (16,000) metreye İnmiş bulunuyordu. Bu sı- rada — (Mocidiye) menzilin « den çıkmak Üzere Osmanlı filosunun iskele tarafına goçti. de « 'ati Düşman filasunun 2, H di ında mdı. (Barbaros) un prova dire- k bir sancak dalgaları - yordu ki, bu (Barbaros din) in müzeden alınmış sancağı idi, Fakat bu hakikat, o zamanlar bizce meçhul bulunduğundan prova dire- e büyük sa labil ğini bir tür (Barbaros) un a mt) ve (Me de kara sisli idi. Kezalik a te olduğu gibi uzun meşafı madı. te mezi fa, ile yü- hoplayarak — beklemişlerdi, orlardı. Bu r ön- ni artırmıştı. n hiç olmaz: nesinin ni sesinin oğulları olmak ih rekleri hâlâ da be bi « rinin, Perlon'" & y boşuma beklemediğine memnun ol- 'du. Yarın, oğlunu göğsüne basabile- ceğini düşündü. Bir an Namot'u u- Nuttu, Fakat derhal Gribe'nin anne- sini hatırladı. Acaba Gribe dönecek Ya Tignol ve G ? Ya bualardan biri veya ikisi de Perlon Bibi mağlüp bir vaziyette dönerlerse #nun gibi isyan edip yeniden gitmiye kalkışacak mıydı? Perlon; yi ve Mmerd çocuktu. Teklifini reddedi Hayred- | rhidarı | rbinde- | ze tekrar ediyorum. Sevgili vatan mıza gelecek her şey bugünkü gü - İnün neticesine bağlıdır. Aslanlar gibi |hareket ediniz!.. » Düşman iki filo yı tekarrüp ediyor, İda kertrizler tebeddül eyliyordu. Fil- İhakika düşmanı bidayette gün doğ şu istikametinde gördüğümüz halde |yavaş yavaş keşişleme cihelinde gör- miye başladık. Bu vaziyet üzerine an filosu başta Barbatos olmak re sancağa aldı. Meksadı Yunan ananmasını « T» vaziyetine düşür- (mek idi, Lâkin bu maksad derhal a: İlaşıldığından Yunan filosu da keza- ik sancağa aldı İki filonun yeni & diğerine cüz'i mail bir vaziyette ol- |duğu halde bir çe seyrettiler. Nihayet iki filonun rel leri yekdiğerini bordaladı erine hem ni zamanda yir hatları yek- başına gelebil (Devamı var) | RA KÜ BUG PROGRAM Akşam n Saat 17 Gü teliti futbol maçı Taksim Inıklcn Fenerbahçe mâçı - 18,30 la dans musikisi - 19,30 k Seim Sırrı can (Çocuklara öğül- |ler) . 20 Hikmet ve arkadaşları tara- fından Türk musikisi ve halk şark 10.30 Öm ineş muh stadından Tarı - Türk musikisi İve halk şarkıları (saat ayarı) - 21,15 orkestra - 2215 Ajans ve Borsa h: İberleri ve ertesi günün progra: |22.30 Madam Stangel: Piyano solo - |23 son. YARINKİ PROGRAM Öğle neşriyatı: Saat 1230 plâkla Türk musikisi, 1250 havadis, 135 muhtelif plâk neşriyatı, 14 son. 1356 Hicri 1353 Rumi Cemaziyelâhır Ağustos 22 16 Yul 1937, Ay & Gün 241, Hızır 116 29 Ağustos: Pazar Leyleklerin gitmesi Vakitler Güneş Öğle İkindi Akşam Yataı |mağiübiyetini kabul etmiye razı o- İlamayışından idi. Fakat karar karar- |d Hattâ yemin etmişlerdi. O da beş İsenelik mesailerinin meyvasını pay- |laşmıya yemin etmişti. Esasen, la- lihsizliğin altısına birden musallat olmıyacağı düşüncesile böyle - bir lmamışlar mıydı? Pe mdi razı olmuyordu?. | Saat üçü çaldı. Senter yatağın - da bir daha döndü. Belki uyuyabi - lizdi artık. Pakat ne mümkün? Hatı- ralar hep hücum ediyordu. Beş sene evvel, bangi biri yarmından emindi. Perlon, Gribe ve Tignol gündüzleri | | | Işnrnd:ı burada çalışırlar, kazandık- DY__J eliti - Pire muk âk- DÜNKÜ MAÇ 'gun Beşiktaş-G.Saray muhtelitini 4- 3 yend Bizim takım K— ı Dez TR ea - ğ.';' '*' - ça ü Oyun Yunanlıların nakimiyetinde cereyan ederken bir seyirci kitlesi önünde oyna- ün Taksimde oldukça ka Galataşaray » Beşiktaş açında bizim takım ağlüp oldu. Evvelden belli olan nan biyet hakkında uzun bir şey | İsöylemiye hacet yok. Kısaca mağ cuklar id: imevsimsiz dular. Fakat maksat yerine Programa kar yapı kar, Maks İzenginleştir İşte bu zarhıksız gi Balibiye makta İkazanırız, demi' Çünkü buşi a Pire muhteliti de bu n ner iğine şaş « dik, yarın aretimiz uühtelitin 4 lenen akınından da bir netii ca Yunanlılar biribir ç tehlikeli akın yaptılar. üdafaasının iyi o- yunu maçın veyrini Yünan sahasına | intikal ettirdi. Bizim tâkımın daha fazla teknik oynadığını görüyoruz. Fakst bu sis- tem enerjik Oy 'Yunan müda- faasını aşamıyor. Yünanlılar hücuma ge Boş olan Yunan goliçinin r. Önü akindan Dünkü maç aot ile Gerniko'nun babalarının hali vakti yerinde idi. Onlardan para ko- pa: , Lâkin bir g bu sefahe- tin sonu olmıyacağını düşünen bü- baları, onları kapıdışarı etmiştiler. Senter'e gelince, bu maceraya, servel peşinde koşmı- ya ihtiyacı olmıyan biri varsa o da kendisi idi. O tarihlerde, Senter şi- irler yazardı. Oldukça da tanınmıştı. Birkaç eser neşretmişti. Bu mace: ya atıl geb t en şal rane bir hareketti. Yeni ufuklar gör- mek, yent intıbalar elde etmek ar- zusu idi. Yeni ufuklar.. yeni intiba- ler, ormanlar... ğanda Gağruldu. basını yaktı. Kapısı çalınır gibi ol - muştu. Delikanlı, iki kapı dururdu. Otel kapısı |den kapı mı çalınmıştı? Evet, iki defa olarak kapı çalınmıştı. Sente — Acaba kira? Her halde Jozef kımıldanmaz!. i. İlarındı altı arkadaştan | ktiği şütü M. Ali kornene çıkara- balık |rak kurtardı. Korneri bizimkiler kur« "j tardılar fakat Yunanlılar muhtelitin | İdurgunl k hü- İcumlarını arttırdıl: Muhtelit kalesi önünde topu kapan Papandoniya sıkı bir şütle ilk golü Lo, Yunanlıların yaptığı akınlar daha tehlikeli oluyor. Yunan kalesi yakın- tehimize bi dü. Es- n attığı şütü Yunan kalecisi elin- den kaçırdı. Top yere düşmeden İJiçerden tutmıya muvaffak oldu. Ra- kem bu vaziyetle topun içeri girdi- da bir festival oldu. Ha-|ğini gördüğünden gol ve Bizim takımdan Sül İne Bülend, Yunan - takımından da İsantrhafın yerine başka oyuncu gir- Simionidis ikinci gölü Bu gölden sonra muhtelit unan kalesi önünde bir sıyrı topu kaleye İsokarak beraberliği temin etti. Birinci devre bu şekilde 2-2 beğer berlikle bitti. İKİNCİ DEVRE: ikım değişik bir kadra Feyzi, Rıdvan, Hüsal, Hakkı, Haşim, Bülent, Yunanlılar da bir kaç oyuncularını değiştirmişlerdi. m takım daha fazla nanlilar ”T net dakikada Depuntis'in ayakile 3 Üncü golü kazandılar. 9-2. tan evvel Pire ve B. J.K. « G. S. Muhte- litleri bir arada larını o gece barlarda yerlerdi. Na- | dediği, uşa; İ0 akşam |Bir tel muvezzi, |kudu : di. Sonra aklına geldi. nli idi. Gitti. Kapıyı açtı. af gelmişti. p . Aldı. Hemen açtı ve o - jsa, yarın akşam geliyorum, Gerniko e BERMÜD ADALARINDA BİR | AKŞAM Senter'in hizmetçisi henüz izin - İden dönmediği için gidip kapıyı aç- Gelen Enkarnasyon idi. Genç ka- ) içeri girdi ve doğruca salona iler- lar.. yeni iklimler.. limanlar, deniz- | | ayıp döndü. Genç ğa oturm a yak üzerine atmıştı. Düşünceli bir | avırla: — Demek, dedi, onu artık görebi- leceğim. Ağır, tatlı bir sesle konuşayordu. Her halde heyecan içindeydi. Fakat hissettirmemiye çalışıyordu. Senter, ona, gece aldığı telgrafı uzattı ve: — İşte telgrafı. Okuyunuz. ikinci derecede bitap aCit « Vilastardi, Faruk- du. Bundan istifade eden Yu « | «Namot ile beraberdim. Kabil olur- bir hale geldi! Yazan |: Murat Kayanan iki dakika sonra Hüsnünün sı- 5 3 kı bir kafa vuruşumu kâleci kurlardı. Gene Yunan sölaçığı Eşf: a- 32 nci dakikada Hüsnü şahsi bir a kınla Y müdi gölü attı. 4-3, ik! dakika sanra Yu penal ı. Hüs Bundan sonra m: rın galibiyetile bitti. | NE DİYORLAR? |dılar. Galip gelmelerine rağmen üs- teliti kafile|tünlük gösteremediler. | YENİ EVLİLER Ge-| Tanmmiş hi imiz ve muallim naçı yaptık, |Ahmet Adem Göğdem Muallim Fer- nde İhunde Or'la evlendi. Yeni evliler |bir oyun oynadıla ibiyet bek- |/sporcu ve hoca olmaları spar muhiti- lemiyorduk. Sizin mdan santrhaf, |mizde mes'ut bir hâdise teşkil etmek» santrfor ve iki açığı beğendim. nnün FAhmet Adem Göğdün ve eşi Fernunde tedir. Kiymetli iki sporcu ve öğret- Iını'l'm Ğ gmıımı için daha faydalı olacaktır. Yeni ederiz. Maçın bakemi — Bizimkiler daha teknik ©; nlılar nefes kabiliyü tifade ederek macı kazan - birleşmesi spor ve kültür âle- | temenni | «4 MmağlüÜbiyetimizle nelicelenen maçtan bir an ve Hüsnü lİtnbl Sıhhi Müesseseler Arttırm ve Eksiltme Komisyonundan Çoğu — Müuhammen — Müvakkat Fiyat Garanli Z. Ku. 29 22 An Eksiltmenin yün — vo saati 25 25 25 Makarna 1300- 1700 Şehriye — 250. 360 Kuskus $0- 100 Pirinç unu 225- 300 17 Ua 1550-2575 16 Heybeliada sanatoryamu ve ebe İalebe yurdunun 1937 mali yıh makarna ve benzerleri ihliyacı açık cksillmeye konulmuştur. 1 — Miktarları, Muhammen fiyat, muvakkat garanti ve eksiltmenin gün ve saatleri yukarıdâ yazılmıştır. 2 — İstekliler şartnameyi her gün komisyonda görebilirler 3 — İstekliler cari seneye aid Ticaret odası vesikasiyle 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya Bunka mektubu ile birlikte belli gün ve saatte Cağaloğlunda Sıhhat ve içtimaf muavenet Müdürlüğü binasında kurulu Komisyona #elmeleri, (5262) 1-Eylâlk- 1937 Saat 15 kin, kendi kendine, bu kadına karşı| zanfından hiddet ettiği dik etmek istemiyordu. Enkarnas -| yon: — O halde, dedi, ne diye «kabil o- lursa» geleceğim diyor. Onu sizi ve., beni bir saat evvel görmekten ne menedebilir? l Diyerek odada dolaşmıya baş Gözlesini de yere dikmişti. Enkar- syon'u görmek - istemiyordu. Bu kadın, bir başkasının kadını idi. O- ınn bakmak, istirabini arttırmak ne- İye yarardı! Bu telgraf gelene kadar kendini bir takım hayallere kaptır- mamış değildi. Hattâ arkadaşının gelmemesini bi- le temenni etmemiş miydi? Daha bir hafta evveline gelene ka- dar, Senter, kalbinde bugün büyük, — Doğrusunu isterseniz., bilmem, — Bu telgraf hakikaten tuhaf... hem acaba ne diye bana geleceğin- den bir şey bahsetmedi? Bana yaz- madı? — Sizin burada olduğunuzu bili « yor mu ki! Genç kadın, Senter'e dikkatle bak- |t ve: — Kalbden kalbe yol vardır, dedi, bilmesi Jâzım. Ve ayağa kalktı, ilâve etti: — Siz onun dostusunuz.. hem de len iyi dostu. Bana, bilhassa sizden kadımı tanımı ştü. Lâkin bu İmasına kâfi gelmişti. 'Tuhaf bir telgraf, değil mi Mös- Ve başını kaldırarak, Enkarnasyo- nun gözlerinin içine baktı: Senter yumruklarımı sıktı. Kendi: — Hayır, dedi, ben bir tuhaflık l—,ııl—lr,l zaptetmiye tı. Muvaffak oölae| muyorum, İmadı. Genç kadına yaklaştı, titreki Hakikatte, Senter de telgrafı tuhaf, | bir sesle: daha doğrusu garip buluyordu. Lü- V(Dcomı:ıv)