No. 88 v at etmemiş gibi dedi ki bezabı gemide imiş.. şlar. Kızım, merak elme.. Ben hekir nin giremediği yerler bana açıktır. Gidip o genci de göreceğim Yakup, Venediklinin gemisi Ro- dos şövalyeleri tarafından çevrilin. ciye kadar kendisine hâkim nlmuş, Tacı Cihanı görmek, onunla konuş- mak için hiç bir sabırsızlık memişti. Fak Rodesa gel dikten ve Bahadır Sahibin karılarak Yakubun bilmedi kızı çıd ktan saallerce & ibu da çıkararak kaleyc g rmni anla: hah da müdahale etmiş, Yakcp ile beraber olarak ona: — Bu kâfirlere karşı, demişti, çök ıştı. O zaman Par- in olalım, Onlar para almak için bizi yakaladılar. Fakat onlardan hiç korkmadığımızı bir kere anlar- Tarsa bizi çok sayarlar. — Sen ne diyorsun, bu kâfirler - den korkmak mı?. Onların ön tane- | sile bir başıma vj yT Göğüslerinde kocaman haçları 0- Tan şövalyeler Yakubun belinde saklı olan biçağırı: bir tür yacaklarını anladıkları zaman ge men beyine bir kat daha )ıur— niye mecbur olmuşlar - da Yakuptan ayrılma - mayı maksadına uygün büldüği ülyelerden Yakup ( bir yere konmas Yakup kale TİNC disine ayrılan hücreye ye sorira son di ni nasıl gi gini bilemiyordu. Kölemen beyi baslı düşün: vurzarak, £ , her rötak halletm cesaretile kurtul. fakat karşısında şecek düşman g8- r adam ne yapabilirdi?. İşte ihtiyar Yahudi hekimin bir. na hiç ummadığı bir | ümit kapısı kta gecikmemişti. © kendini tanıttı. Karşısında türkç konuşabilen böyle bir adam gör ee Yakup: - Haberiniz var mı, de Bahadır Sahibin kızı neredi hudi onu tatmin etti — Ben onu gördüm. Çok “ bire gelişi dir Cesareti yerindedir. Sen de cesur olur, hele daha ziyade sabur olu 1 her şey çabuk - halledilebilir. a'rrık daha dağrusu a ki- bir para v bette Kanuni Sult Vazan Al Jenings —— çağırıyordu ve bu & için de muhtelif bir çok güzel sebepler gös- teriyor, mutlaka gelip kendisini görmemi İstiyordu. Mektubu okuduktan sonra, tereddüt etmedim, hemen ırladım. hur bir saniye eşyamı, O' Hanri Nevyorkta m adam olmuştu. Kendisini seven lerce ve hinler- zilarımı beği ce okuyucusu vardı. *Dört Milyon: ve isminde iki büyük rom: e kitapları neşret arrir ve ro » KANUNİ SÜLEYMAN Yazan: Nedim Retik G İ Yakup kendisine hâkim olmuştu Tacı Cihanı görmek, onunla konuşmak | için hlçbır nbmııılık göstermemişti. | im, kimse- | ği ve be- | tü - | alamı - | bir | Y.np birdenbire fırlay Hiyarın önüne dikili Sen ne diyorsun hekim başı, dedi, sen Sultan Süleymanın kor - sanlara para veteceğini mi sanıyor- sun ?. — Elb | değil mi | Olsun... Sultan Süleyman bu | haydutlara para değil, ölüm gönde- | receki İhtiyar hekimin küçücük gözleri | neş'e ile o kadar parladı ki, Yakup onun bu haline şaşarak sordu: — Siz, dedi, bunlardan değil mi- siniz?, İhtiyar Yahudi elile Yakuba işa- n soön -. sizi kurtarmak lüzim ret ederek onu teskin e kapadı, derin bir dü- ağır ağır şöyle söy- rdan nasıl ol dar düşman iken, ik ulın yalnız ı k | Sultan Srlıııı lı.ı'ı zamanı ııda'or-rl | buraya gelmiş, heklmlik ediyor, bunların her halini niyorum. Ümldim budur ki, bildiklerimle, şimdiye kadar — öğrendiklerimle 'Türklere bir hizmet etmiş olayım. Ölmeden 0 leri göreyim. Yakup ihtiyarın Yahudi olduğu- nu öğrendikten sanra onun geçmiş senelerde başına neler geldiğini de merakına kapılmıştı. Fa- kat on; — Şimdi daha deâ hm şeyleri 6 T Pa enebildin mi oğlum?. Benim bildiğim, burası yakın da alınacaktır, Gene görüşürüz. Bundan son- n bir adı ağımı, hep sizi düşüne- biliniz. Buna yemin ederim. İbtiyar hekim çıktı- Yakı yük bir emniyet gelmişti. İhtiyar Yahüdi. Türklere hizmet etmiye hazır olduğunu anlatmıştı. - Fakat Türkler için çalıştığını söyleme - mişti. Yakup da bunu ihtiyarın manalı sükütu karşısında daha zi- yade soramadan kalmıştı Bandan sonraki günlerde artık ihtiyar hekim bemen sık sık dene- cek surette 'Tacı Cihan ile Yakubu ziyaret ediyar, yanlarında çok kal- mamakla beraber az, fakat manalı konuşarak her ikisine de aytı ayrı ümit veriyordu. diyi aradığı #k mal getirmek üzere u - Rodos bıra zaklara gittiğini nin Veni “Çeviren, —© Muammer Alatur de taşavvur edilmez bir sevinç u « yandırmıştı. ! TEODOR RUZVELT | — Benim bu seyahatime âmil olan mühim bir sebep daha vardı. Va - | singtona da uğramak İstiyordur Hattâ Cumhürreisi* Teodor Ruz - şahsan görmiye de karar ver- | ve | miştim, Beyaz saraya gidip kendi- | | sile bir mülükat isteyecektim. Tam | | manasile namuslü - vatandaşların limdi | isteyocektim. | — Con Abernati, Oklohama Müdde- | Şumumisi idi. Dos! manın buraya sefer yapacağını sizleri dal- Galatasaray bayramı dün yapıldı (6rnet sayfadan devam) | hine verilen bir eza vuruşunu ka- le direkleri kurtarıyor. Mukabil bir hücumda Galatasaraylılar Admirâ kalesine doğru aktılar, Kale önün- de bir karışıklık lende yerinde bir pas ve Bülendin durdurmadan sıkı bir şütü Piat - zerin ba; asından Biziyor.. 11 beraber Biraz sonra da devre bu şekilde bittyor İki devre arasında Balkan bay « rak _v:;;.ldı Neticede Meh- , Halüktan ibaret olan ni 3,349 ile yeni bir Tür- Yunan takımında Mi gakopulos, Kusudis sporcular vardı. İkinci devr ür Yor » gİbi tanınmış Jadı! l.ır Oyun yine ayni şekilde de- Gü lılm.r:n takımı ka- du, Küçük Bü- | kaleye Saat 16,40 da ikinci devreye baş- | | keli bir hücum yaptılar. Vopl'un &- kı bir şütünü Sacit güzel bir yatış- la kurtardı. Admiralılar son bir gayretle Ga- latasaray kalesine indiler. Bir ceza na Chal 25 metrı sıkı bir şütle takımınan ikinci gölü olarak yaptı. Galatasaraylılar 18 inci da - kikada bir penaltı kazandılar. Et - yenin çektiği bu penaltıyı Platzer kurtarıyor.. Admiralılar, 30 uncu | dakikada ortadan sola uzanan bir | Avusturya hücumunda topu yaxa- hyan meşhur Vogl üçüncü golü de yaptı. Bir hücum esnasında Küçük | Bülend Platzerin kafasına kazaen vurdu. 42 nci dakikada Vogl 4 üncü ve #on Admira gölünü de yaparak ma- çı 441 kazandılar. Admiralılar güzel bir oyun oyüadılar... San oyundan sonra Milli Müda - faa Bakan: Kâzım Özalp galiplerir. mükâlatlarını verdiler, ON DAKİKA çol i, Mitatın yerine Saliml, Yugosla giden Türk takımı da maçı 15 bin kişi önünde oyna- | mış ve 3-1 mağlüp olmuştur. B —-T miyi çevirdikleri gelmişti. Fakat bunun © hemmiyeti olmiyabilirdi. kadar e - Eğer Ro- i im çok itimad dan diğer bir Ya - r iş baha - hüdi hekitai sranacük nesile Rodostan Suriyeye ve ora « dan da İstanbula gönderterek biz- zat padişaha her şeyi bi | olsaydı!.. Sultan Süleymm | dır Sahibin kızının bu sgefer de ba- | basının âüşm undan Ro- 1 dosa götü öğrendiği za- | | man bunu Rodosun kâfirler elin - den tez vakitte kurtarılacağına bir alâmet sayarak: Her şey yakındır artık!. Dedi ve Yahudi hekimin Rodos- | a gerek müşlüman kızının ve ge- Ürek Yakubün iyi G arına dair verdiği teminat padişah) bir taraf « tan memnun etmekle beraber urtık amanı geldiğini de düşü - gönderdi li olarak lundurmuyordu. Çünkü öle ge se bu pek tehlikeli olurdu. Ona ü tadı olan Ihtiyar bütün ezbetletmişti. Öyle esinin eti liyece kI. Rodos nerolerden hü- h için hekim bir çok çizgiler çizdi, çok iyi anladığı pa- çok iyi anlattı. Sultan Süleyman hekime iltifat ederken Bahadır Sahibin kızına te- minat verilmesini, artık başına ge- len felâketlerin sonu gelimekte 01 duğu için bunun kendisine anla « tUlmasını söyledi. Hindista gitmiş olan Bahadır Sahipten gelen ıııı mektup ile bir memuru mahs öğrenildiğine göre kendisi çok ly idi, bir an nw kızına âair bir ha- liği anlaşılıyordu. Yahu- tün bunları Hintli kı- cura edilmek münasip çırak yadişa » fi harfir miş, ediklerini hi berliyerek tekrar e- şah padı | sözlerinin bir bile unutul - anı görerek memnuniyetle diye İltifatlarda bulunmuştu. (Devamı var) zaman, Al ti, kendisini, tertip ettiği bit kurt a « vına davet etmişti. Bu iki adamın, biribirlerine kars gı mütekabil saygıları vardı. Aber- nati benimle beraber Vaşingtona kadar gelip vaziyetimi Cumhurre- isine anlatmak külfetini kabul etti. Ben de diğer taraftan Cumhuriyet partisinin nüfuzlu azaları vasıta « sile teşebbüslerde bulunmuştum. Avukatlık hayatımda kazandı - ğim muvaffakıyetlerden — hiç biri, geldi | kadar bir mazhariyet derecesinde | beni memnun edemezdi. | Vaşingtöna geldiğimiz zaman, | Beyaz sarayın Vükelâ meclisi sa « Tonuna girmiye muvaffak olduk. Vakit gecikmisti. t Nazırla müsteşarlar sa- iler, vakit geçirmek için arında konuşuyorlardı. Abernati ile ben bir köşede otur- | duk. Gözlerim; Cumhurreisinin gi- receği kapıdan &yrılmıyordu. Biraz | sonra bu kapı açılıp ta büyük dev- let adamı içeriye girince, heyeca- * | Mmedeni haklarımın iade edilmesi | Okuyucularla Başbaşa Yedikule ve Narlıkapılılar Şikâyet ediyorlar | — Etyemez, Samatya, Kocamusta- fapaşa, Kazlıçeşme, Yedikule ve ci- varı gençleri ve hülkı namına, di- ye imza atan İrfan isimli bir oku- yucumuz, — gazetemize — yolladığı mektupta diyor ki «Mühitimizde en çok rağbet gö ren gazete, en doğruyu yazan v hakkı teslim ile tanınan gazeteniz- dir. Biz, Etyemez, Samatya, Koca- muslalapaşa, Kazlıçeşme, Yediku- le ve elvarı gençleri, izzeti nefsi - mizle oynanan bir hâdiseyi hemen size bildiriyoruz: 12 temmuz pazartesi günü bu ci- varın ye lık yeri olan Ye. | dikule, afak bahçesi ve Halk opereti geldi. Birçok aileler sevinçle gitt ğendiler, beğen- yorüz, Dün- akşam- yine bu heyet, afişler- | etti. Bahçe er- kenden doldu. Fakat herkes suku- tü hayale uğradı. Çok uzaklardan gelenler, şikâyet ettiler. Bahçe sa- hibi, mazeret olarak, geçen hafta ziyan ettiklerini söyledi. Bir diğeri | âse, Narlıkapıda oynamaları gurur- | larına dokunuyormuş; telere bile her yerin reklâmını ver- dikleri halde, Narlıkapıyı yazmı - darmış, dedi ki le geleceğini re | Aşk mektuplarına yapış- tırılan pullar Aşk mektuplarına zarfların üze- rine yapıştırılan pulların manaları olduğu malümdur. Bu pulların sa- ğa, anla, eğri, yukarı, ters olarak yapıştırılması bir çok manaları ih- | tiva eder, Bunu üğrenen müvezziler, mek- tubun Üzerinde pulun ihtiva ettiği n a göre mektup sahiplerin - | den bahşiş istemektedirler, Bun - lâr arasında en yüksek bahşişler de «Yarın geleceğim, «senin için ölü- yöorüm» gibi manası olan pulların bulunduğı nimdan oraya düş ak gibi olmuştum Ruzvelt, dört beş adım atar at- maz bizi gürdü ve ayağa kalkan na- zırlarla, dastum Abernati'yi tanış- turdı : — İşte bizim Oklohama hükü - metindeki baş müddeiumumimiz! dedi. Ve dostuma doğru | Hini uzattı: — Hello Caon! | kurtlar ne âlemde? Ben Cumhurreisini ilk defa gö- rüyordum. Şahsiyetinden taşan ha- rikulüde bir seyyalenin tesiri altın- da kalmamak ürekün — değildi. Rüzvelt, sanki vücudü kuvvetlen- dörici bir banyodan çıkmış gibiydi. Bütün yüzünden sıhhat ve zinde- lik fışkırıyordu. Yaşının tam ke - mali içinde bulunduğu hemen gö- ze çarpıyordu. Kurt avcısı dostum: — Reis hazretleri, dedi, size Al | Jenings'i takdim ederim. Ruzvelt bana baktı: (Devamı var) yürüyerek e- Oklohama'daki İsianbul un kıyı bucagmda gördüklerim (5 inci sayfadan devam) tepelere kadar kir, pas içerisinde idi. Kürek kürek süprüntü temiz « lemekten anam harap oldu. Bura: ya gelir gelmez hasta düştü. — Senin ismin nedir? — Kevser — Ali babayı seviyor musun? — Seviyorum elbette... Çok Iyi bir adam... bize her ııl—yn ekme - ğimizi getiriyor. mene, baban öldükten son- ra evlendi, diye kızmadın mi? — Aklıma gelmez... Ali baba ol- masaydı biz sokaklarda kalmıştık. Bakanımız yok, görenimir yok... Büyük hayat tecrübeleri olan yaşlı bir kadın gibi konuşuy — Bunun burası İstanbul... Al- lahın kocaman memleketi... İçin - de aç kaldın mı vay haline... Kim- se, kimseyi lanımaz... Himse, kim- seye bir dilim ekmek vermez.. so - kaklarda kalırsın, — Annen memnun mu?, — Memnundur elbette. Daha iyi- sini mi bulacaktı. O her zaman dua ederdi. Allah bana kimsenin karı- razıyım, derdi. Allah onun duasını kabul etti. Bak kocaman bir cami verdi. Kendisi öyle söylüyor. — Evlenmeseydi çalışamaz mıy- |&? — Zor çalışırdı. Nerede çalışa * cak, kırk beşine geliyor benim an- nem. Şimdi iş yalnız gençlere.. Ka- dm otuzundan, erkek kırkindan | Nafıa Vekâletinden: sonra iş bulamıyor.. yalnız ön üç ile yirmi yaş arasındaki kızlar az pa- ra 4le iş buluyor. Ammâ o buraya * geldi de çalışmıyor mu?. Bütün gün çalışıyor. Burada bunu temiz -- leyinceye kadar gördüğü işi on be- lediye amelesi, yirmi otuz günde göremezdi. Buranın eski balini bi lenler anneme; aferin, diyorlâr. Ya bancı memleketlerden insanlar da — bize | geldiği zaman hiç olmazsa 'Türkler ne pis şeyler demiyorlar. | Eskiden de buraya gelirlerdi. Ben bu mahalleliyim. Burunlarını men: | dillerile tıkayarak buraya yakla « | şırlardı. Bütün mahalleli hem an - | nemden, hem de Ali Babadan mem: nun. Evkaftan da geldiler, çok be- r burasını , Buranın eski halini bilenlerden biri oldüğum için ben de buranın temizlenmesi için gösterilimiş olan | gayretin hayranı oldum ve düşün- İstanbul şehrinde bakımsız - lıktan çöken; yanına yaklaştığınız zaman hayvan leşleri Ve envar mü- zahrafat kokusundan boğulacak gi- duğunuz nice eserler - vardır. dün onlara bunun içinde yaşamıya müsaade verilse ve şart | olarak da buraların temiz tutul - ması ileri sürülse bir çok eski ese- | Tin etrafitu saran çöplükler temiz- lenmiş ve bu eserler de dalmi bir muhafaza altına alınmış olacak,A- gaba bu şey kabili tatbik değil mi- dir? Suat Dum badamınmanı e 10-Eylül-937 Cuma günü saat 15,30 da Ankarada Vekâlet Mak zeme Eksiltme Komisyonunda 6250 lira mubammen — bedelli 25 adet sabit Telgraf Makinesinin kapalı zarf wsuliyle eksillmesi - yapılacaktır. Eksiltme şartnamesi parasız olarak Vekâlet Malmeze Müdürlüğün- den ahnabilir. Muvakkat teminat 468 lira 75 kuruştur. İsteklilerin teklif mektuplarını talimatnamesine göre Veuıeueıı ah dığı 937 senesi Malzeme müteahhitliği vesikası ile birlikte 10-Eylâl 937 Cuma günü saat 14,30 a kadar Vekâlet *4556, Çiftlik, Süthane ve bü- vermeleri lânmdır. —*“2260, © A izeme Müdürlüğüne tün köylülerin dikkat nazarlarına : MiELE| #“Krema makinaları,, geldi Bu makinalar dünyanın ber yerin- de, sütçülük âleminde büyük şöh- ret kazanmış ve en verimli maki- na olarak tanınmıştır. Son sistem yeni modellerimiz gelmiştir. Türkiye Umum Satış Deposü : | n her birine mahallelerin - — iklerile tanınmış fakir bir DAT ZSN GUNT GDN f | k Tahtakalede POKER traş bıçakları deposudurll Yüksek Mühendi Taşra satış yerleri: Erzuram : Türbe civarı No, 29'Şükrü Hasan Güral, Konyada : Mehmed Kaşıkçı ve biraderleri. Eskişehir : Hasan Alanya, Mektebi Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan: Ekelltmeye konan Miktarı mevaddın cinsl Filatı T Beyaz peynir) 2500K. 37 50 Kaşar » ) 2000K. 69 00 Va ) SO00K. 16 50 Makaraa — ) 15300 , 29 00 İrmik ) 500., 1650 Pirinç unu —) — 250., 16 50 Şehriye — ) — 300., 29 00 Tahmin Peyak. Ekallime T. Günve Eksiltma" saatl min yekli, 16112 — 9.8-937 Pazartesi15 açık gesl noL. Mektebin 937 Malf senesi sonuna kadar ihtiyacı olan yukındı dııı. miktar, muhammen bedel ve ilk tem'natları yazılı mevad açık ilte meye konulmuştur. Eksiltmeleri hizalarında gösterilen gün, tarili ve saatlerde yapılacaktır. Şartaam: Istanbul Gümrüğü Gaziantep ve Urfa .ı'mnıkıeııııou gönderilen kaçak pamuk ve ipt mensucatın müfredat listeleri Sirkecidek isatış gümrüğü salonunun kap da asılıdır. İsteklilerin bu listeleri görmeleri ve Ağustosun 9 uncu nü sanl 14 de başlanarak ilk önce Gaziantebin ve bunu mütci de Urla'nın eşyası Ağustosun 27 inci Cumı günü saat 17 ye kad satılacaktır, Alacaklıların açık arlırmaya girmek üzere satış salış günlerinde saat 14 de gelmeleri ilân olııurl (4486) lerini görmek istiyenlerin her gün eksiltmeye girmek isteyenlerin belli gün ve satte Gümüşsuyundaki n binası dahilinde müteşekkil komisyona müracaatları ilân olunur. (4473) bi Başmüdürlüğünd. Kadın dı isi MARİ soı.ı.a:nuzn DİŞ TABIBİ İstiklâl caddesi, Lüksenburg Ap. Perşembe ve pazar günlerinden maada hergün saat 9 dan 12 ye ve saal 14 den 18 e kadar kabul ettiğini sayın müşterilerine bil. z Müsabaka kuponu: | taraftarıyım. U ADRES: Bi l * v. © Tet A '... ı K0 ee e B a SN ; 9-8-937 Pazartesi 15.30 , —