« p.ı-mıklanmı ağzına ıokuncı çürük salaşpur gibi bir yandan öbür yana ;:;— -ı ;rı*ıı[— <—— ——— Terelme ve iktibas hakkı mahfazdur Ne şiş yansın ne kebap! Ka a rarmimsa GİZ ANBUL Baratom | | F ayırıveririm | ,, İn- t etmedin mi?.. n bunu?. radan sakların?..' t . zelere koşayım.. görmi .gş.mmw Kadar cenazelerde... Sö - | zünün yalan olduğunz içte en bi — Vicdarikizlik ediyoksun Şobiâur. var, Merhamoe'li ol. Bana yazıktır. ! Sözlerini, vödini hatırla: «Bir şey | oldu, seni alacak olduktan sonra bunun ne zararı var. Sen üzülme, | merak etme, seninle evleneceğim!'» | diyen sen değil miydin?. | Ben böyle hir şey söyleme - | “dim... Şöyle bir kaç kere konuş - | maâkla, bemen evlenmek mi icahe- | der?.. Eğer, başından bir kaza geç- tiyse, bu kabahat tende... Kime | kuyruk salladınsa, git onun yaka- | sından tut... Günahını onunla pay- | laş... — Fatma dayanamadı, yiyecekmiş I gibi Şehsuvara bakarak: | — Kızıma iftira atma!.. Durup du- — furken niçin sana yüklesin bu işi*. Ne yaptınızsa, ne halt ottinizse' be- — raber yapmışsınız, kiz öyle söylü - yor, — — Neden iftira ede! . Onu ka- zaya uğratan ben değilim, başka - İ datı, | K Fatma iki elinin salâvat parmak- | larını çengelleştirip Şehsuvara gös- | tererek: < — Kızımın namüsile - oynama, | doğru lâf et!. Sanra parmaklarımı | , âğzına sökunca çürük salaşpur gübi * bir yatdan öbür yana ayırıveririm, | — — Müdemki bir şey oldu, baş başa ve- | p relim, saralım, dökelim, bü iş dö — kapansın gitsin. Ne şiş yansın, ne . kebapl. ğ Sehsuvar, katmerli Bir alayla du- , dakdarını bir kaç defa yamıp büze- DA 5 © kadar uzün boylü değil.. de- f dik ya! bunlar bana geçmez. vizzz gelir... Yırtacak bir gey arıyorsan , kızının ağzını ayır da; bir daha böy- | le kötülükter, kepazelikler yap - (Z masın, Sen de bu surette kızını ya- ü mayacak adam aramak külfet ve K zahmetinden kurtulmuş olursun, Şehsuvarın bu sert cevnbi, Fat- R mayı büsbütün çileden — çıkardı. p Yeldirmesinin eteklerini — beline çemredi, bir «li kalçasında, öteki ç dirseği bir zaviyei münferice ile bükülerek havada, bir çift dar po- tinin içinde şişmiş, çarpılmış zan- nolunan ayaklarile birkaç adım - lerliyerek: — Ulan hergelet.. dedi, demin - — dönheri afi kestin, numera yaptın. . Covap vermedim . diye, korkum O mu Famnettin. a hirt!.. Sana ağız geçmez de bana geçer mi? Çene ile, avurt zavurtla yakanı kurtaracağı- ni zannediyorsan aldantyorsun. Kı- zi kendır, aldat, seninle evlenece- | ğim de, işini bacer, sonra da atlat- mıya savaş, yakandan - fırlat, at.. Yoco beyim, öyle yağma yak!, b ğamı bozma karı, başıntı bes İğya sokacaksın.. Terbiyelice ko- nuş, benimle usturuplu 14f et. siz — V istiyorsunuz ki, kim bilir. hangi — haytanın birinin yaptığını ben te- | —- mizliyeyim. Başkalarının yaptıkla- ÇTi ben kabulleneyim. Bu nerede | “görülmüş?.. olsaydım, içim yanmazdı. kosası, karm dolmuş birini & onunla evlenmek bana gelmez. Sonra adama enayi derler. B Fatma; hamleden evvel sıçrayan eins horoz gibi bir iki sektikten sonra sordu: a — Ne dedin, ne dedin? alamaz mısin kızı?.. Bal gibi, şeker gibi a- hrsin, b — Almıyacağım.. zorla mı?.. İ — Evet zorla!.. Kasbıannek ala- bi caksı haltı temizlemek i;ın bağkâ çare yok. Bir halt işlemedim ki ala- — yam...Hem yapmiş bile olsam te — İle ispat edeceksiniz. İkfet : SF Mncıı. alçak ı&ıı. &h!— enarından koklamış | Sözün İtimden şüphem yok. Çocuğu kim töyorsun. | mecmua sahiplerinin mümc “bir mümessil bulundurması rica ©- | #numi malümatı veren bu eseri ol- | caklara ve felsefe madan, Allahtan korkmadan nasıl | ediyarsım?,. Bir üstelik ne ile | ispat edeceksiniz diye soruyorsun.. — Bibet sorarım... Çünkü adbes- | ink: bilir kimden peydahladın, andan | yüz bulmayınca bana yüklemek is- | (Devamı ver) Gazete ve mecmua sahiplerine Basın Kurumu Başkanlığından: Gazete ve mecmua kâğıtların £ dan 1987 mali yılında daha az güm- | Tük resmi ile girecek mahdul mik- tarın gazste ve mecmualara tevzi üzerirde çalışma vazifesi olun ko - misyon vazifesini bilirmiştir. Ağuslosün ikinci pa: günü aaat 1330 da cemiyetin merkezinde İstarbulda çıkan bütün gazete ve illeri toplanacak ve komlayanun elde et- tiği neticeyi müzakere ederek ka- rarlaştıracağı hal şeklini Matbuat Umum Müdürlüğüne arzedecektir. | Güzete ve mecmua sahiplerinin bu toplantıya bizzat gelmesi veya lunur. İ Filozofi | Psikoloji, mantık, sosyoloji, ahlâk, estetik ve metafizik | CEMİL SENA ONGUN Yeni programa göre tadil ve e- henimiyetli notlarla takviye edil - miş olan filozofi grupu hakkında u- günlük imtihanlarına hazırlana - okuyucularına | tavsiye ederiz. Fiyatı: 100 kuruş. Satış yeri İstanbul İnkılâp Kitebevi. | | uyucularla Başbasa Türkçe Konuşmuıyan Vatandaşlar Çiftehavuzlar caddesi ! nümarâ- da oturan okuyucularımızdan İsmet 1 Mzün mektü - Türkiyeye bazı mıntakalarını, bu arada Ada- ları gezmekte olduğunu söylemek- | te ve bir çok semtlerde - bilhassa Beyoğlunda, Adalarda Türkçeden gayri Hisarilarla konuşulduğu acı acı şikâyet etmektdir. Avrupanin b miyen bu vaziy ç.bir yerin h, Bizde maha ile kürş na Mük: vatand B e ret edümektedir. halkın, yani muhak - Okuyucumuz, yerl vatandaşların mutlak ve hak, her zaman, her yerde, Türkçe Bi konuşma derek, başka memle bancı dille konuşanlara müsamaha edilmediği, hattâ fena nazarlar altın- da kalındığını Nâve etmektedir. .. Belediyede fia! indirmeli Sultenahmette otunan bir okuyu- gumuz şunları yazıyor: «Benzin Hiatları ucuzladığı için, atamabil ücretlerini de yüzde on beş indirdiler, Fakat, Belediye, ve- nüze — ptomebillerinin — fiatlarında tenzilât yapmadı. Yine eskisi gibi cenaze otomobillerine beş lira iki kuruş veriliyor. Acaba, bu miktar iki bucuk liraya indirilemez mi?... we Taksim, Talimhane, Okul sokak 19 - 21 uumarada oturan okuyucu- muza cevap: — Tozkoparan caddesi ve Ka - sımpaşa vapur iskelesi civarında- ki köprü ve göl hakkındaki şikâye- tiniz, gazetemizde, <Birimizin der- di, hepimizin derdi» sütununda in- nişar etmiştir. Mektubu yolladığı- nız günü takip eden birkaç gün 1- çindeki gazetemize bir daha göz gezdiriniz. MİDENİZE dikkat ve İYİ HAZIM ediniz. abuk, iyi çiğnemeden ye- yiyenler, fazla baharatlı ve biberli yiyenler, bilhassa içki içenler. midelerini tahriş odırl:r. Ve EKŞİLİK; HAZİMv SIZLIK, ağırlık ve baş dön. meleri birsederler. MAZON MEYVA TUZU xHAZİMSİZLlGİ, MİDE EKŞİLİK ve YANMALARINI CİDERİR. İNKIBAZI deleder. Bugünden bir şişe MAZON alınız. Hiçbir mümasil müstahzarla kıyas ka- bul etmer, MA ZON isn, H O R O 8 markasına dikkat, — Bizim Mikro adasında bulun- duğumuzdan haberi var mıdtr dor-* sin? Zannetmem.. Buradan Vene -. | diğe kuşla hüuber gönderseler, bu | kadar çabuk ulaşamaz. Kardinal Ak-| denizde öledenberi tolüni denemek istiyordu. İşte şimdi geliyor.. Murat Reis, Sinyor Ciyovani'den bu malâmatı ajınca, Arşipil adala yi elvarında dolaşmanın - tehlike olduğunu anlamıştı. — Bir miktar altın aldık.. iki bü- yük gemi yakaladık. Hele bir Ce - | zayire dönelim de, ne yapacağımızı orada düşünürüz. Dedi. Mikro adasından Cezayire doğru | dümen kırdılar ve kardinal Kon - tarino'nun kucağına düşmek tehli- kesinden kurtuldular. Murat Reis gemilerin önünde diyordu. ürk korsanları Cezayirin yolu- nu tutmuşlardı. Sinyor Ciyovani çok muzlarip görünüyordu. Bir aralık güvertede dolaşırken sordü. — Nereye gidiyoruz? Murat Reis bir kelime ile cevap | verdi : — Cezayire.. Sinyor Ciyovani içini çekerek dü- şünmiye başlamıştı Murat Reis, Venedik şövalyesi- nin kederli bir bakışla enginlere daldığını gördü ; — Merak etme, sinyor! Otada çok kalacak değilsin... Seni her halde Venediğe göndereceğim. Ciyovani birdenbire sevindi.. | | | Bi L | sehimi 8 Ağustos 037 | tar, Gayri menkülün evsafi ve satı ÇT GAYRİ MENKUL AÇIK ART- — | 'TIRMA İLÂNI | | Ereğli Sulh Hukuk Hâkimliğin - | den: | Ereğlinin Müftü mahallesinden | Mütevefia Cerrahoğlu ilacı Eşref ; metrukâtından olup veresesi me - | yanında aynen taksimi kabil ol - mıyan ve 17/6/936 tarihinde 409 | lira bedelle ve açık arttırma sure- | tile kat'i ihalesi icra kılınıp müşte- I risi taralından jihale bedelinin tes- | viye edilmemesinden dölayı mez- kür ihale feshedilerek yeniden âı tırmaya çıkarılmasına karar v len Ereğlinin Bozhane mevkiinde kiin ve Ereğli tapu idaresinin tem- muz 928 ve kânünuevvel 930 tâarih | 0 No. sunda mukayyet ve 84 | zirâ miktarındaki bir bap kâ kahvekanenin 48344 sehimde 21202 | tarihinden | itibaren bir ay müddetle yeniden a- çık sarttırmaya çıkarılmıştır. İşbu 21202 sehim kahvehâne his- sesinin muhammen kıy i radır. Arttırma 9 eylül müsadif perşembe günü 16 ya kadar Broğli Sulh Hükük mahkemesinde yapılacaktır. 1 — İşbu gayri menkulün arttır- ma şartnamesi 8 Ağustos 937 tari - hinden itibaren arttırma gününe ka- dar herkesin gönebilmesi için 988/” No sile mahkeme kaleminde açık hususları için ilâmda yazilı nlanlar- dan fazla malümat almak isteyen - ler 993/3 No, ile Sulh Hukuk Hâ - | kimliğine müracast etmelidir. | 2 —Artlırmaya iştirak için yu - karıda yazılı kiymetin vüzde vedi buçuğu nisbetinde pey ve milli bir bankanın teminat mektubu tevdi edileceklir. 3 — Üpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların ve irtifak hak- kı sahiplerinin işbu gayri menkül üzerindeki haklarımı hususile faiz ve masarife dair iddialarını işbır Mân tarihinden itibaren virmi güy” içinde evrakı müsbitelerile hirlikte bildirmeleri icabeder, Aksi halde hakları tapu sicillerile sabit olma- dıkça satış bedelinin paylaşmasın - | dan hariç kalırlar. 4 — Gösterilen gün arttırmaya iş- tirak edenler arttırma şartnamesini okumuş ve lüzüumlu maliimatı al - mış ve bunları tamamen kabul et. miş ad ve itibar olunurlar. $ — Gayri menkulün tapuya tes- €ll harcı dellâliye resmi ve ihale kararına #sakı muktazi pıınır müş- teriye aittir. 6 — Tayin edilen zamanda gayri menkul üç defa bağırıldıktan son- râ en çok arttırans (l hale olunur. 7 — Gayri menkul kendisine iha- | le edilen kimse arttırma bedelimi 1 derhal veya verilen mühlet içinde vermezse ihale kararı feshedilir ve kendisinden evvel en yüksek teklif- te bulunan kimse arzetmiş olduğu bedelde almıya razı olursa ona he - men ve hiç bir merasim yapilmak- gızın oöna ihale edilir, o da razı ol- maz veya bulunmazsa on beş gün müddetle yeniden arttırmaya cıka- | kaplanın - boğuşmasına Süleymanın Saı"ayında KUDÜS KIZLARI a K Yazan: W Necdet l'uııçor Toirikı No: 120 AyAyEAN Sahra, sevdiği delikanlıyı yoldan çevirdi : — Bugün su başına gitme, dedi, Hato orada seni bekliyecek ! Sihirbaz — Moya, kabilenin cski çıkmadan ona — İki yüdanberi Süleyı nunda yatan bir Kahpeye g mi hiç?'.. İşte su başında bir kıyamet kop- masına yol açan bu göz, Sahrayı çi- leden çıkarmıştı: — Ben Süleymanın sarayında 0- turdum, fakat Süleymanın koynu- na girmedim, Diye bağırdı.. Ve bir kaplan pençesi gibi, elle- venilir | rini Hatonun boynuna atarak, dev cüsseli adamı didiklemiye başladı. Suya düşen delikanlı: nü al, Sahra! Diye haykırıyordu. Ağaçların arasında bir fil ile dişi benziven müthiş bir dövüş başlamıştı. « Hato bir kaç hamle ile Sahrayı yere vurmak istedi.. Sahra kolları- na bir kıskaç gibi Hatonun boynu- na dolamış.. mütemadiyen gırtla - ğim sıkıyordu. aei maaen z nanmnenannandnı tılar ve bu arttırma - alâkadarlara tebliğ olunmaksızın ilânla iktifa 0- arak tayin edilecek günde en ana ihale edilir. İki ihale rk ve geçen müddet - n yüzde beşten hesap oluna- cak faiz ve diğer zararlar da ayrıca hükme hacet kalmaksızın ihale'be- delini vermiyen müşteriden tah - sil olunur. İşbu gayri menkul yu - karıda gösterilen ve 9 eylül 917 ta- rihine müsadif perşembe günü saal 14 ten 15 e kadar Küradeniz Ereğ- lisi Sulh Mahkemesi binası dahi - linde işbu ilân ve arttırma şartna- mesi dairesinde satılacağı ilân alu- (4699) ru | Pııpaııın donanması Akdenize Türklerle çarpış. mıya çıkmıştı. Murat Reis Cezayire dünüyordu., Rüstem Pels adanın arkasında görünen eski bir Şatonun önlne yanaşmıştı Yüzü gülmiye başladı. — Böz veriyorsunuz, değil mi? Murat Reis sözünü teyit eder bir tavırla başını salladı, Ciyovani ilâve etti: — Size hayli iyiliğim Gokundu sanıyorum, Görüyorsunuz ki, ben fena bir adam değilim. Venedik şö. valyeleri arasında Türklerle çar pışan, Türklerin peşinde çok kimseler vardır lazdan değilim., Ben ixı devle ima sulh ve sükünelle yaşımasını isterim. Zaten bana Venedikte bi- koaşan bir ben on | ne de var, #Türk dostu!» derler. Bunu el al- tından Venedikli forsalardan da tahkik edip öğrenebilirsiniz! Murat Reis lâf; değiştirmek 1s- tedi: — Papanın donanması dasında demirlemiş ( da papanı vardır. — Adada çok kalırlar mt dersin? — İki günden fazla kalmazlar. — Nereye gideceklerini umuyor- sun? — Ben Venedikte iken Kardinal | Kontarinonun Pr gideceğini söylüyorlardı — Prevezede ne vapacak? —0 civarda eski bir kalenin "üekler tarafından — işgal edilmesi timalini düşünerek, — küleyi If'p vea skerle tahkik etmek n imiş. — O halde Kontarino'nun ânnan- | ağtiği masında bir hayli asker &vle mi? — Şüphe yök. Kardinal Konla - n Akdenize her çıkışında, bir ş barden görmeden dönmez. an köy-| büyücillerindendi.. Sahra gola | uğrayacoktı. Hato birdenbire silkinı devin, bir kediye yenildi - ğini işittin mi sen? Diyerek, Sahrayı küvvetli bilek- Terinden yakaladı. suyun içine sa- vurdu. Şimdi su içinde ördekler gibi çır pınan iki kişi vardı: Sahra ile Ha molu genç.. Hatonun gözleri dışarıya uğra - mıştı. Ağacın altında sinen deli - kanlının sırtma basıp geçti.. Gük gürültüsüne benziyen seslerle bu- ğıra bağıra yürüdü.. Su başındun kabile merkezine doğru akıp gi! “.. GÜNLER GEÇİNCE. Hato kabile reisinin çadı den geçmez olmuştu. Sahra, Hatorum muyordu. Hatonun suya yuva: kanlı da hasmından öc fırsat arıyordu. Sahra yüzünden Hamo! sıma müthiş bir kıskançlık girmi: Hato vürucu, İnatçı Sahrayı bu kâ baska bir erkek alamaz. Diyordu. Hatonun hasmı olan elil gelince, o da arkadaşlarına nerek — Sahrayı ben alacağım Demişti. Sahra, suya düşen Zâmo'yu sev- miye başlamıştı. Zamo yitmi beş yaşlarında bir Bençti.. Onu Hamo kabilesi arasında sev- miyen kimse yoktu. (Devam; :-av) yaptığımı unut « güve - Yaza_n CelâlCengiz Papanın önü çok itimadı var demek? — Evet, Ve o Romada çok uğurlu bir adam olarak tanınmıştır. Kar- dinalın elini uzattığı toprak, altın olur! Ne mutlu ona! Benim de böyle bir elim olsayd Mürat veis gül Sinyor Ciyo in eliniz ondan dah dedi. Ben böyle bir le bir €le malik olsaydım.. — Ne mi yapardın min sayısını arttırır, C tan olurdum. — Biz orada zaten sultanlar yaşıyoruz. Cezayir Sultanlığı benim pek şerefli bir iş değil, simyor! gemilerimi arttırırsam, yapacı ğima ben bilirim... nyor biyik altından gülüm - sedi.. ve görüşlerini söylemekten çekinmedi: — Akdenizde kanat nçan lar gibi 'dolaşırsınız,, değil mi? — Ha şunu bileydin.! Biz deniz- lerde doğmüş, denizlerde büyü - müş yiğitleriz. Bultanlığr varsın başkaları yapsın., Bize dalçalı, fir - tınalı denizler yeter. Biz dalgalar arasında ölmeyi, her ölüme tercih | ederiz. 'eziyire Sul- gibi ai - ... Epeyce yol almışlardı. Güneş-yeni batıyordu.. (Dfrpı vaer) di v 6