SONTELGRAF Si — 15 Tonmez 1037 Tefrika No: 18 K tar HU Yemeni hakkı nedir bilir misiniz ? On okka ile dükkândan iki buçuk o Sağına bir nargile kurmuş., o tataf kolu sepet münhanisi gibi bükük, sırt, duvarda... bodur vücut, topuz endam alayile kısa bacak İiskemle üzerinde ). Siz söyleyin bakayım?.. daha ne kurabilir? Lükerda mı? Kurmuş!.. Buna ne ister? Tezgâh tm?.. Onu di kurmuş... hem öyle kurmuş ki bir kırmızı biber, biz soğan dizili mu- hiti yarı yarıya kaldırıma taşmış!., Ara yerlere sıkışmış, açık pembe bir iki yediveren gül ile mevsim tazeliyor! Kara lâhna yaprakları: istif istif! yanında terazi, süklüm büklüm... Önde geniş ağır bıçak yalpır yalpır! 'ay kaymak vay - Li — (Karabet) im kaça? — Senin için (80) olur! ti lokum satarım, Beyler! üem eksiktir!.. On okka ile dükkün- dan çıkar, iki iki buçuk okka a - çıktan kârla döner. Buna (yemeni) — Aşağı olmaz mı? 4 hakkı der, Haram yemez! » T drdün bt istridye, ateş balığı sayar, yüz — Pükdh ti on, ön beş eksiktir!., Endazesiz, arşınsız mal böyle « dir! dördü beş eder... Daha bir ma- rifeti vardır ki herkese nasip ol - maz. Şeşi beş görene, beşi şeş Bgös- aa eee n di immcarlirime adai senz — Paşam, şundan selâmet gitme- im, çiftine iki papel vermişim... —| — Torik mi? — Hanıgl törik babacığıra! sltı » Parmak, torikte böyle tirfil olur Tirfilin oluğundan — parmağını | sokup kaldirirken kendi de kalkar, | gözler etrafta) : — Vay kaymak vay! <Altı çifte koştular» <Altı günde tuttular> <Altıparmak dediler» *.. Sese dikkat ettiniz mi? Otuz sene €evvel mahalleye nasil çıktıysa yine öylet.. Yalnız nargileden, rakıdan arada sırada pürüzlenir.. O zamanlarda (Venedik), (Pos- ta), (Derviş), (Çiçekçi), (Yeniyol) le bütün karşılıklı aralık sokaklar bu sesi bekler, bu sesle konuşur, bu sesle durmuş saatlerini kurur- lardı!, (Haçoplo) han, eski (Hanaki) (Beyoğlunun en meşhur kumar « hanesi) Aynalıçarşı, (Hristaki) han kapıları ile (Linardi) Ziba sokak- ları methalleri durak yerleri idi. Ne çıkarsa sabah volilerinde ç- kardı. Sağlam nâra (Çaça) sının köşesinden başlar, kapısır diğeni önünde kalır!. Başka evlere altıya verirse buraya beşe ur! (Teyze) nin hatırını sayar.. başka bir yerde anâfor tanımaz, burada her tattışta tepsiye, delikliye bir- kaç mezelik atar!, Fakat satari,, Ne satar?.. Tabla inip örtü açılmayınca ba- Hğın cinsi belli olmaz... Meğer va- lamut, kalkan ola!.. Kefal, kunyot, ya, hamsi, izmarit, istavrit, mer- can, Jüfer, pek ö kadar Kkoku | vermezse — de — bayılıri. — Onun için örtü aitma alınır. Serin tutar! Satışta büyük rolü son bharflere gördi bir: — Barbut! (4 üncü sayfadan devam) — Oğlum.. onlar olmuyor.. Sen sin., — Olur ya.. Bu sözler beni müteossir etmedi, amma kızı kaçırmış olmak epeyce dokundu. O kızgınlıkla akşam birahaneye Bittim. Kafayı biraz çektim Son - ra., saat 10 u geçmişti. Şirketi Hay- riyeye göre bu santten sonra Bo- Baza gitmek yasak olduğu için is- ter istemez bir bara gittim.. Kapıdan içeriye girdiğim zaman birdenbire sağdaki loca nazarı dik- frika No.:10 Tü: mişler; ölü le atılarak muvaffak olmuşlar ve hiç yoktan iki Büyük gemi sahibi olmuşlardı. Birâz önce, yıllardanböri kürek çeken Türk esirleri şimdi serbest olarak güvertelerde dolaşıyorlhr.. Ve yine biraz evvel hür ve hâ « kim yaşıyan bir çok insanlar, am- barlara inerek forgalar azasında kürek çekiyorlardı. Deniz harpleri ve deniz yolcu Tukları ir eti kalabalık « vazındaki nunü sakine gunne | DA 4 . | Tösmiş.. serveti, arkadaşları art » Bunne der ve duvara çarpar, en ni- maştı. ihîn(lzı'n ı;î.': :.ı“: düş [rmm) | , Eaptan gemisi ArşipeVe — doğru ÇB*“_ SN Seraı düğetii 'dümen kırmıştı. Dört Türk gemisi Üzkü karanlıkların koynuna dalmış, iler- — Uskumru... liyordu, n . Nârasındaki rayi müşeddede ma- VAL l gevşemiş camları zir zir tit | YO ALY&%;::EIİŞA GİZLİ Tretir... 1 Ça Gece yarısı, (Kefal) 1n faülfili e Jâmültili | — Ayan a Kai ni arasındaki (elif) den evvel hafif y"ığ_f 'aları arasından geçi » bir (ye) nin gizli olduğunu meyda- Murat Ruisin gemisir a Çıkaranlardan biri de budur! rda sarL Ş Hamdeki atia ambarda şövalyeler başbaşa ver . mişler, Türklerin elinden kurtul. Mmanın yolunu ariyorlar., Sinyor Ciyovani: — Bu iş, zannettiğiniz kadar ko- lay değil.. Ş Diyor. İtalyan kaptanı dişlerini Bicirdatarak homurdanıyor: — Türkler bizi Çezayire götürüp kazıklara kakacaklar.. işkence ile öldürecekler. — Nereden anladın bunu? — Coezayire gidenlerin hiş biri gelmedi de., çidir: terazi tutar, dili ne kadar İNi Özür dileriz Yazımızın çokluğandan “Kanıe ni Süleyman, adlı tefrikamızı bugün koyamadık. Özür dileriz. çök çapkınmışsın.. hovarda imiş - katimi cetbetti. Dört adam, bir ka- | dınla öturmuşlar, eğleniyorlar.. ka- k korsanları talilerini dene - | kucafına cesaret. | İ | w'İtalgan kap Yazan : M. Süleyman Çapan Tei ada di ddi A elf SRARENGİZ - İSTANBUL Terceme ve iktibas hakkı mahfuzdur çıktıktan sonra, iki, “a kârla dükkönı1 dönmek... teri Bâlıktır kaçar! Hiç balık kaçtı oynamadınız mı? | Bir sabah erken erken (Timoni) sokağına girmiş, eski kiracıların yeni hizmetçisi İle ağır ağır konu- Şurmuş... Ben de bilirim: İş başın- da ağırdır!Daha siftah ta yok! Fa- kat hizmetçi aynalı! (Devamı var) ESERAYNIKAİDENE banLAndAN b AA banla ee vrenaver di şyiresünde ddi aai HİKÂYE Karşımdaki_ Yeşilli kız din şarkı söylüyor.. herkes gülü « yor.. Ben de neş'eliler arasına katıl - dım. Fakat biraz sonra bir sivil gel- | di, kadın; Jocadan çıkarıp götürdü. Ben uzaktan vaziyeti tesbit edemi. yordu de ne göreyim.. zevce değil mi Aman.. derken sivil adam kula « z a fısıldadı: bizim müstakbel — Emrazı zühreviye hastahane- #inden kaçmıştı, on gündür arıyor- dük, nihayet yakalıyabildik. Annemin sözleri kulağımda çın- | ladi: — Allah hayırlısım, helâl süt em- mişini versin oğlum.. ler bizi Cez kakacaklar.. Murat Rets iki — Alçaklar.. — Türklerin bize İşkence yap « mak fikri olsaydı, denizden kurtar. mazlar, öldürürlerdi. , kalkıp yakına gittim. Bir | tanı hiddetle bağırdı: Sültarahmet Birineci Sulh Mu « | kuk Mahkernesi İstilyanos Kömürcüoğlu ve Ef - talya ve Aleksandr Batmanoğlu ve | Polikseni ve Pinelopi ve Efrosini ve Katerina ve Yorginin şayian ve müştereken mutasarrıf oldukları İstanbul nönünde Ahiçelebi ma-, hallesinde Çıkmaz Tulumba soka- en: ğinda kayden 1 ve mahallen 24 ka- Pi pi numaralı ve üstünde odası bulu- ükk zalei şüyuu zımnın- da furuhta takarrür ederek mi yedeye — vazolunmuştur. - Kiymeti | muhammenesi iki bin iki yüz (2200) | Hiradır. — Bitinci açık arttırması 25-0-937 tarihine müsadif çarşam- ba günü saat on dörtten on al kadar lera olunacaktır. Kıymeti mu- hammenesinin yüzde yetmiş beşini | bulduğu takdirde o gün ihalei kat- iyesi yapılacaktır, Bulmadığı tak- dirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere ori beş gün müd- detle temdit edilerek — ikinci açık arttırması 9-9-937 tarihine müsa - dif perşembe günü saat oa dörtten ©n a)tıya kadar icra kılınacak ve o | gün en çok arttırana ihale edile- gektir. İpotek sahibi alacaklılarla di- ğer alâkadarların işbu gayri menkul Üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını ev- Takı müsbitelerile vyirmi gün içindi bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hâakları tapu sicillerile sabit olma- dıkça satış bedelinin paylaşmasın- | dan hariç kalacaklardır. Müterakim vergiler borçları nis- betinde hissedarlara ve tellâliye vakıflar kanunu mucibince veril- | mesi lâzımgelen yirmi senelik taviz | bodeli ve ihâle pulu ve tapu mas - rafları müşteriye alttir. Artırma şartnamesi işbu ilân ta- | rihinden ifibaren mahkeme divan- hanesine talik kılınmıştır. Talip o- | lanların kaymeti muhammenesi - nin yüzde yedi buçuk nisbetinde Pey akçesini hâmilen o gün ve sa- atta İstanbul Divanyolunda dairet Mmahsusasında Suitanahmet Birinci Sulh Hukuk Mahkemesi başkita - betine 937/24 numara ile müracaat- ları ilân olunur. İstanbul - İkinel Mahkemesinden: Abdüsi kaptanı bulunduğu Abana motörü 28/1/937 gecesi Engereden Yalova deresine girmek üzere seyrederken | şiddetlenen lodos sebebile dalgala: rın mMotöre hücumu nelicesi ola - A: liye Ticaret | | zade Yusufa ait ohup | tak hamülesile birlikte batmış ol duğundan bahsile bu bapta tanzim olunan raporun alınması rafından — istenilmiş muhakeme günü olar olduğundan /837 tari- hine müsadif cumma günü saât 13,30 da vük'adan zârarlı herkesin rapor alınırken mahkemede hazır bulun- maları deniz ticaret kanununun 1063 üncü maddesine tevfikan ilân olunur. (23961) — n aa KA rrarAN . gemicinin Üzerine yYüörüyerek * beni mi aldatıyorsunuz? Diye bağırdı. | — Slayor Ciyovani Türklerden te- Minat almış gibi konuşuyor. Biz kimseye güvenmiyoruz. ve tehli - | kenin başımızda dolaştığını BEZİyYO- P yayım merkür motör kaptanı Mehmet Yılmaz ta- | | | | * yır aşılıyoruz; biraz evvel baş ahirde kazığa yâlâ Yyaşamak mı istiyorsunuz ? Tifo yüzü den meyvâ yemeğe hasret kaldık (5 İnct sayfadan devam ) | tan Ziveri kendi koğuşunda bir'dalı İi 22 Ü 1 bir d atak açtıran Bay Nazmi Aziz, bu | üst. h yatakların hemen o gün dold | — —Hem sen ası oldun mu? Suı"l nü ve müracaat eden hastalara | ni fıriattı... Lütife için « '”n şimdilik randevu — verildiğini ve | yecek oldur. anın başındül bunların yatak boşaldıkca tedri fir j Halka — veFİf tığın bu senin yaptiğl mdikten yatırılacağın hastahanenin inti: ve müstahdemle şeİkat müessesesine çok ce nezaketlerine h: dan ayrıldım. mına,' meti in bu sıhhat ve akışan in- Diye, ma 'e sarıldı . Güç hal dim. Müsaade ahıp 0 nat vi Cerrahpaşadayım.. Başhekimin. merdivenlerin? çı - | ken, nâzik ve kâzik karken, uzaktan, sevimli doktor | bu işin h Üstad Rüştü Çapçı'nın sesini duy- Ai dum: ı rendin y Ortadi Ziver Bey... biraz gelir mi - | ! kalmamış, | sin Jütfen! | seyrini kaybelmiştir. Hele :—:l': kapısındayım.. içerde b.ı,l olduktan sonra, çak seydiğim 14 asistan Zivere aşı tatbik Ediliyor. | tdeyva ve çıf sebzeler. K Hem de bizzat, üstad Rüstü Çapçı- nın hazik ellerile!. Kapıdan çıkan baş asistana miş olsun» u bastırdıktan s daya girdim... Ü a karşı kendine hâs in- #undan şı- | — Dalrem in 5 nda mahcuz v 'a çevrilme * n gardrop ve İW ve nezaket ve yüksek misafirper « | Sine karar veri B verliğile kargıhıyor: v ir eşyası 20/7/937 sal Buyurun bakadım... Guliba aşı ah saat 9 dan itibanen Şif isliyorsun!.. Haydi gel; her şey hi zirken... Saygı ile durdu, m en sözü nü kestim: Hayır ü m, aşı için değil bugünkü iz'acım, şu tifo meselesi... Üstad gülerek ilâve etti — Yoo, bu j ya kaldın. zetecilere ver - l İstiklâl caddesinde | Hasan bey apartımanında 1 sayil 1 Ester Naum tafit aliy rakemtit an 9 he eyhine açı i midir, yoksa alınması ieabeden başka ted. birlere de Jüzüm * it geldi ve n | Me ettiklerine N nile sine ve müddolâ* lik musabın artmasına ne lur? — Eh, elbet 800.000 kişilik bir gox hirde önlenen bir âfet, üstüne bir | kova su dökülen bir steş gibi, bir bUyYürü. ilinin talebi veçhile devü* Ha ksj takdird anda kökünden kesilmer ya! A- e hastalı - | 1015 gün | içersinde de kökünden silinip kal « kacağına emin olabilirsiniz!., — Yeni musaplar geliyor mu? Aşı işlerile hastane el'an meşgul mü- dür? — Bugün gelen beş hastayı ya- tırdık... Aşı işine gelince, cayır ca ! gönderm ndermediği tak n reddolunacağı — muaimneleli ) kararı tebliği makamına kâs | im olm k ü ilân olunur Murat Relsi: mhuriyeli resında rk- | Ha Âptallar! Tü t Roisin padişahla # beri Yuz. Zzün yıllard — Peki amma, bunu sezmekle vi buradan, bu esaret zincirlerini K iremef. K vere götüremet. mak mümkün Ölacak mı? b amıştı. rden biri daha Ciyovanl l ederek: — Türkler bizi öldürmek istesti'” di, deniz üstünde çarpışırken öldü- | rürdü, dedi, madem ki burada hİÇ bir işkence görmüyoruz. Bundan sonra ölüm tehlikesi yök demektir- Kaptan dişlerin! gıcırdatarak hü- Tnurdandı: — Budalalar!.. Siz deniz kartallar tinin martileri nasıl avladıklarını Kaptan başını salladı: — Şüphesiz.. buradan l erek kurtuluruz. Tin elinde ölmeyiz.. Esir şövalyeler, İtalyan kaptanı- nın yüzüne hayretle baktılar ve hep bir ağızdan sordular; — Hepimiz şerefimizle ölmeye Tazıyız. Fakat, nasıl?.. — Bundan koluy ne var? Benim kollarımı çok gevşek- bağladılar.. Geminin kaburga — tahtalarından birini söküp deleriz. Armbar su do- lar. Hem bi? boğulur gideriz. Hem gemi batar.. hepsi boğulur, Şövalyeler biraz düşündüler. İçlerinden biri: — Fena fikir değil;, Diye mırıldandı, | İtalyan kaptanı: — Dalgaların sert vuruşlarından şıliyor ki, daha Arşipele gelme- dik.. enginlerden geçiyoruz. Kaza buralarda olursa, Türklerin yârdi O muanük imse koşamaz. Bin fikrini olmazsa | görmemişsiniz! Kazıklara oturdu * ğünuz gün Mesihten imdat umâar- ken, sizinle kesten önce ben #“ Jay edeceğim! Siz, kuvvetli görün- mek için, zayıfı ezmenin, deniz tâ rihinde en eski bir kanun olduğu- nu bilmiyorsunuz! ». Murat Reis geminin arka ambar ağzında bekleyen nöbetçilerin YA" para sokuldu: — Şövalyeler uyuyor mu?