4-SONTELGRAF — 12 Temmuz 1937 İspanyadaki yangının kıvılcımı Avru- paya sıçrayamaz, diyenler de var Belçika başvekilinin Amerikaya yaptığı seyahatin ilk neticeleri kendisini gösterdi Belçikabaş| Milletler alabildikleri- vekili Ame--ine silâhlanmıya niha- ü yet verirler, serbest ti- caret yoluna girerek, d ağır gümrük kayıtlarını y nit kaldırırlarsa, dünyanın ÜYTEN Veni bir refah devrine girmemesi içit: başka hiç bir sebep yoktur Bpı;m Başvekilinin Amerika » gıldılar, Ertesi akşam, plâjda buluşmağı sözleşerel Bahçede bir çığlıktır koptu. Bü- |yük çam ağacınin altında, ki- 1 'de, kimi —salıncakta, sıcak | inin verdiği gevşeklikle r, harekete gel- dılar, İ ... 3 — Bir takıma mülletler hâlâ bir | takım iktisadi ve siyasi zorluklar Bu suretle yeni bir refah de doğru yürünecektir. Aksi tak panya buhranından çıkacak bir Av- rupa harbinin manasızlığını herkes © sabah yahati etrafında daha tafsi- Tâtl malümat alabiliyoruz. Bundan sırası geldikçe Telgraf> okuy Van Zelandın Hükümet! gularına Bay a ve İngiltere fından teklif edi- sinden ve Amerika Cum- İ ziyarot maksadile vuku- hatinden Son gelen Av zetelerinin ve vi taz Bahsetmiştik. apa ve Amerika ga- malümata göre n pazart günü ine bir ziya verilen likkat bir nu- Een ed latrmıştır Buna göre 1 Âme 1 daki alabikdiğine si bir niha, ma ya- €et vermek istemek- retin serhoetliği: * gümrükleri kaldırmak in bir gayedir n and Amerikalıka bu #fikirle ola sadi vaziyeti tetkik ile teklif etmesi kı rak veri Bay Van di v Çeland bü günkü iktısa öyle anla- ziyeti yor: Bir takım âmillı refah devrinin aunda ol- dir. Bu iktısadı. te- hayatın u- $ olacaktır. intiba bir tâ-.| kalmıştır: Jeki dahili düzgünlük hakik mlar | karşısındadır. Bunun sebebi son buhranlardır; 4 — İklsadi inkişaf, siyast kacar- sızlıklardan mütee muştur; 5 — Beynelmilel ticaret serma - yeye karşı 'konan tahditler ile ve para buhranlarile dalma müteessir olmuştur. Bir tek çare vardır ki, o da güm- rük hudutlarının - kaldırılmasıdır. Harp tehlikeleri arasında bir ümit diyarı: Vaşington Edebi Roman No: 54 Zekeriyya Sofrası Yazan: AKA Gündüz Önce beni takdim ettiler, Bir şeyler homurdanır gibi oldu. Tere cümesi şu : - Çok memnun olmuş. Ayaklarından rahatsız olduğu için geç tanışmış. Falan filân. Sonra kahraman mareşalı tanıttılar, Ka- dının koltuklanmış halde bir reve- Yans yapmıya çalışışı vardı ki ken- dimi zor tuttum. Ötekileri tanıdı- ği anlaşılıyordu. Şanlı misafirle: nin bir arzuları, emirleri var mı imiş, yok mu imiş. Yok dediler. Son derecesine kadar eğlenmeleri için elinden ne gelirse yapmış ve yapmıya hazırmış. Teşekkür etti- ler. Âdeti öyle imiş, ziyafeti kendi tiçarmış. Masanın başına sürükle- diler, Bir şampanya bardağını, ağ- fana kadar sert bir konyakla dol - Gürup verdiler, Sıhhatlerimize ve güzel gecelerimizin şerefine bir hamlede son damlasına kadar iç - | ti! Şarap saadetin ve zevkin ana- sıdır, dediler, bir bardak dolusu kırmızı Şarap verdiler. Onu da damlasına kadar içti. Yarım bar - dak sek v Yuvarladı. Özürler diledi ve sürük. lenip götürüldü. Emir -hazretleri izin alıp yatsı namazına gi Bana Umumi Müfettişle Mareşalın ara- sında yer verdiler, Gözlerimle Ras Feddanı arıy rum, henüz meydanda yok Benim tâ karşımda Kontes « ruyor. Ona işaretle mak iİstiyo- rum, işaretten anlamı Misafir- lerle uğraşıyor. İki yanımdakilerin ikisi de birden beni 1âf yağmuruna tuttular. — İçiyorlar, eğleniyorlar. fte gramolon durmadan çalıyor. ir olarak dur- | | de dijestiftir diye | dünya yeniden bi uğrayacaktır. Bu ran miras kalan müşkülüta ben - ziyecektir, Van Zeland b panın iktısadi Yaziyetini gözden. ge- çirerek şunları söylemiştir: — Hiç bir millet harbi istemi - yor, İspan tirdiği n sonra Âvrü- ti bir bahane © kim: | Yalnız Başmüddelumumi daha ih- tiyatlı, belli ki metresinden çe - kiniyor. Kadına boyuna içki veri- 'or. O da reddetmiyor. Sızdırmak mı istiyor? Belki kadını sızdırdıktan sonra öteki kadınlara saldıracak. Çünkü vaziyet oraya doğru gidi- yör, Mareşal bana çokca ehemmi- yet vermiye başladı. İçimden alay etmek geldi. Artık ben de konuş - mıya başladım: — Muhterem Mareşal! Bu kor- delâ hangi nişanın? — Meşrütiyotçilerin krallık aley- hine yaptıkları on sekizinci ihti - lâlde aldım. — Ya bu yedi sekiz renklisi? — Cümhuriyetçilerin meşrutiyet aleyhine açtıkları dokuzuncu da - hili harpte aldım. — Öbür taraftaki? — Kralcıların altıncı zaferinde verdiler, — Siz her parti ile beraber mi çalıştınız? — Ben gönüllü bir generâl » dım, Hiç bir partiye bağlanmaz » takdir ediyor.» Van Z. n bu kısa sözleri çok taanalıdır. Gürültü etmek isteyen- ler ne yapmak isterse yaps İ çede harbi kimse göze a değildir. Belçika Başvekili Avrur da sulhun devamı için lâzımge çarelere de işâret et memleketler iktısadi cih çok müşkülât içindedir. (Deomt 6 1ncı sayfada ) dım. Hiç bir partiye bağlanamaz - | ederse onu yapardım. — Bu kırmızı mor koördelâ? — Onu ordularımla Marn'de çe- virme hareketini zaferle neticelen- gdirdiğim zaman almıştım. Bunun bir tanesi de Mareşal Jofr'da var- dır. — Bu siyah, beyazı? — Voerdunda mukabil taarruza geçtiğim zaman. — Ne vakit mareşal oldunuz? — 'Şer madam! bilmem ki sizin yanınızda bunu söylemek nezake- 16 uyar mı? — Harp harpdir mareşal. Şimdi sulh oldu. Bu bir tarihi hatıradır. | Neden söylenmesin? Mareşal hiç sıkılmadan, istifini bozmadan atmağa başladı: — Çanakkalede Türklere karşı denizden yapılan 18 Mart hücumu müttefiklerin müş- iyük erkânıbarbiyesi itti - fakla karar vermiş, ordulardan teşkil ettiğim bir mürettep hücum ordusile beni Anafartalar cephesi- »e gönderdiler. Orada kayandıdım ini Neclâya dikti de bulundurduğu pembe kâğrtta, hepsinin müşterek bir hissesi vardı. saüki, onun el elimelerle, vurlarından bahsı Neclâ; evvelâ k: ra, biraz dalgın mektubu & larına okudu. aşkediyordu kızlar grupu: yrı mektuplar yaz: adeleri h esi yü ; | a, biraz hiddet, | muyar değillerdi. asabi O, artık haddini aşırdı, iz ada tt. Mü İ | jdad: — Ruhsuz, Dedi, Ve nibayel hepsi birden, ayni fi- | , öna, bir tuzak hazırlamağı düşündüler, kendi fikrine bir zafer old. d al tırıldı zintirinin em so - delerinden biri yna düşüyordu. inin randı örünmek ve arın hi k zaferler oldum. Umumi! müfettiş Mösyö dö Ko- rnblan sol kolunu çirkin bir Iâuba- Hlikle arkamdı) sol omuzuma ge- çirerek kendine doğru çekti ve haykırdı: — Harp hikâyeleri yasak. Şimdi sulh ve eğlence devridir. Hepinizi dansa davet ed Dans bilmediğime inandırama - dım, Benden başka ve Kontesten başka herkes sârhoş. Kadrile kalka | tılar. Beni de zorla kaldırdılar. Ku- | mandayı Mareşal aldı, Fakat orta- yâ'bir. aksaklık çıktı. Üç erkeğe | karğı dokuz on kadın vardı. Kadril | için ber kadına bir erkek lâzımdı. Kırmızı cepkenli uşaklarla zenci hizmetcileri çağırdılar. Parlak bir demokrasi sahnesi, - Mareşal, son ekselâns, Kontes ve tışaklar.. ha - zerine — mareşal vuzun etrafında dolaşmıya, Mare- | şalın kumandanlarını tatbika başla- dik. Mareşalın harpde olduğu ka- dar kadrilde de ihtisası varmış. Ye- ni yeni kumandalar icat ediyordu: #lemlari Ankinsletatce 20 * - lacak ve konuşacaktı. Bü ç fakat; hepsini dm, dört tane mektu lar, hepsi, Sabri; çıkınıştı. Noc güzel kı şey değildi. ida bur ok iyk birden gözünün önünden' . n! ! Pervin Müjdad... Ve bütün sayfiyedeki İşte; onu, bu akşam, plâj' kızlar ge$ onların t Adı n de -dedi- 'ar kazanmak gayet V in, kiı:ırullg kazanılmış demekti: l K Ğ e döN” nan olsa, onları, kendine G Sabri ratmağa muvaffak olan ©f * di akit geliyordu, , elbisesini d meğe gide en, | dezhal — köşkü tinerek, Net zmetci Kâ* ırattı. Bun” a imzalar tü" asaya oturdu. MektüP” arka arkaya okudü: k bir kahkaha salaraki yine ben galibim. ... Akşam olmuştu. a Pervin sürünmüş dökünmüş, V' dan aşağı tuvalet ad saçlarını mevsimin modü * leri bahasına bir vermeği Tiy 1 rdu. at, hepsinin dudaklarının 8 | tında gizlediği bir sır vardı! Sabriyi yeniden kazan Tam vaktinde, dört genç birleştiler. Uzakda Neclânın hSt kâtı üzerine beklemeğe başladılf- Hepsinde bir merak başlamıştı; (Devamt 6 met rzde) kadın hare” yanaklarını öpünüz! damları kü * caklayıp kaldırınız! damlar! kavtt yelerin boyunlarına sarılınız! dar” lar kavalyelerinizin sol yanakları” dan öpünüz! 'Tuhaf şey! Benim kavalyem hiç, değişmiyordu; hep umuml müfet- işti. İşi o kadar azıttı ki « dönüyor> yalanı ile kendimi sedire attım. . Birdenbire bir kapı açıldı. Ko? sakallı, elinde üç dişli kargıst * denizler ilâhı Neptün göründü. ’ıı: alkıştır. başladı. tle hef A selâmladı. Havuzun kenarına & di. Daldı, yürüdü ve somaki di? * ğin dibindeki mermer sedirle €n yükseğine çıkıp oturdu. HEFT sustu. Gramofon bir ritmik h ya başladı. Neptün ellerini ÇFP' ';, Girdiği kapıdan altı tane StÖ zenkli ve çırılçıplak kız sırâ ıl'w__ müziğe göre dans ederek girdi Havuza daldılar ve havuzun İSTL , danslarına devam ettiler. Danf y terken mermer - sedirlerde $€E, — |