Sokak, muharebe meydanına döndü “Yangın var ! ,, “Can kurtaran yok mu? rafta sonsuz âkisler bırakıyordu. gözün haddi ve h fanın, patlıyar İşte Kara Kemalin (Fedakâranı Millet Cemiyeti) ni taşlatmak için, şeçtiği adamlardan Kefalo, bu a - yarda bir kabadayı, gözü kara bir adamdı. Ya ötekiler? Kürt Hüseyi: mort.. Onların da Kefaladan aşağı bir a- dam almadıklarını evvelce — işaret burada fazla tafsilât 1m görmüyorum. Kara Kemaliü bu seçme üç ada- başlarına topladıkları, on beş, baldırı çıplakla bir gece yatsı ezanından sonra (Fedakâramı Mil- let Cemiyeti) nin Si leymaniyede - ki umumi moı e hücum ettiler, ilk taşı Kürt Hü n fırlattı. Alt kat odalardan birinin camları: atgirrerr! Şungürere! Seslerile kırıldı. Arkasından Kefalo, cebine dol - durduğu patatesleri fırlatmıya ba: ladı, O, üst katlara taş fırlatman kseklere kadar ymaniyeli Me- al et- . Patates fırlattıkça üst kat- taki pencerelerin camları kırılr parça, parça kaldırımların üstüne düşerek, taşların üstünde de şama- talı akisler yapıyordu. Pataresle, taşla camalrın şangır, Şungür kırılışı, cemiyet binasında | toplanıp gece konuşmaları Fedakâranı Milletçilerin korku saldı. İlö evvelâ aşkınlıkla ne olduğunu, neye uğradıklarını anlayamadılar. Ne vardı? Zelzele mi oluyordu? ltanışıhdan mı camlar ın biribiri arkasına kırılıe odaların patatesle dolması va « d kavramalarına — vesile oldu. Semavi bir felâkete maruz kalma- dıklarını, bir insan kalabalığının hücumuna, gece baskınıma uğra - dıklarını anladılar. Cemiyet binasında cam namına bir şey kalmaı Çerçeveler hurdahaş oldu. İçerdekilerden bir harcket olı dığını görünce, üç elebaşı ile arka- daşları işi daha edepsizliğe vurdu- lar, bu seler yüksek hep bir - Yararlıklar gösterdikten sonra şe- hit olmuştur.- cesur, temiz bir sandı. İstibdat devrinde, Y n- tı. Ekser zamanlar, fırkaya gidiyor. -yMmüzakereleri takip ediyor, tahsil irmüş bir adam olmamakla bera- acı yılların verdiği tecrübeler. le, düşündüklerini söylemekten ge- ri kalmıyordu. sı taşlanırken, o da ve taşlama hâdisesi kar- enin harekete geçme- ni görünce, canı sıkıldı, kan bey- Öcum etti. Kabına sığaraıyı ihâyet dayanamadı, arkadaş- larına dedi ki: — Böyle aptal aptal duracak mı- yı2?.. Büyükler varken, küçüklere | Söz düşmez, diye sabrettim. Ne ka- Tar vereceğinizi bekledim. Evimi taşlanıyor, biz hâlâ duruyoruz, Ar- fık bu kadarı ayıp!.. Sesler duyuldu: — Elimizden ne gelir ki?. Hulüsi Efendi cevap verdi: — Ölmek de gelmez mi?./ Ab - & allu: yman Çapan ESRARENGİZ 7 C dülhamidin zulmüne, kozkocı bir hükümetin istibdadına karşı dur - dü , şimdi dört baldırı aktan mı korkacağız!. «Ne ya- palım?» diye Soracağınıza, hep bir- den çıkalım, dövüşelim, evimizi taş- laya; şünedurun, ber Hulüsi tirmez paldır çıkıyorum. sözünü bitirir dür merdivenle: sokağa fırladı, O. ir kaç kişi daha bık Mülkive kaymakam- Ziya Bey inde Kastamonu'ya — sürülen Ziya Bey iyi bir idareci idi. Müta- larında Cerrahpaşadaki e- ü), Trabzonlu şişman A- sım Bey (Mü tiplerinden, öldü), Aksaraylı Sar - raf Niyazi (İstanbulun tanınmış ve temiz kabadayıları: ver bir adamdı, Geçenlerde öldü), Kazeskerin Haydar (Eski İstanbul hovardalarından, tedan bir adamdı. Bir çok « reketlere karışmış, dan ket Paşa meselesinde Sinoba sürül- müştü, Mütarekede İstanbula dö - | nen Haydar, o yıllarda — teşehhü miktarı polis müfettişliği de yaptı. | Bir iki yıl evvel öldü). Sokağa çıkanların hepsi de eli | ayağı tutan adamlardı. Teteddül etmeden, gece hücumcul: rına ati Kefalo, Kürt Hü- seyin ve Kürt Memo ile avenesi - ları yakalayalım! Siz hâlâ dü- | (Abdülhamit | “ | nesinde aldığım tasdiknameyi ıhin ara- | T U Terceme ve iktibas bakkı mahfuzdur. » et- Kırılan ka- esabı yoktu nin #llerinde birer sopa vardı. Bun- larda hiç bir şey yoktu. Buna rağ- men, yumrukla, yerlerden aldıkları | taşlarla mütecavizlere hücum etti- ler, İ Artık gürültü, kavga her taraf - tan duyulmuştu, mahalle ayaklardı, | © civarda (Fedakâranı Millet Cemi- ! | yeti) ne mensup bir çok adamlar da | oturüyordu. Firkalarının taşlandı - 1 ğini, baskına uğradığını — görünce, lta | lerine göçirdikleri sopa ve ba saplarile, onlar da meydana lar, — mütecavizlere — veriştirmiy (Devamı var) ——— —a ZAYİ Davutpaşa ortaokulundan 924 se- ladılar | yi | ettim, — Yenişini hükmü yoktur. Cerrahpaşa Hobyar İpçi Çık- | No. 2 Rauf | çıkaracağımdan İstanbul 2 ci Tcra n | dan: Paraya çevrilmesine karar verilen | Galatada Küçük Manokvan ha - emurluğun - nında 15 numarada terzi Möize ait muhtelif eşyalar 13/7/987 tarihine | düşen salı günü saal 12 den itiba - | ren satılacağından ismi geçen 15 numarada hazır bulunacak memu- runa müracaat edilmesi ilân olu - « Kara Mihâl'e mi gitmek ister. | B sin.. bize mi? Şövalyenin gözü kara Mihalden © kadar yılmıştı ki — Siz büyük bir millefin deni: cilerisiniz.. Beni bu felâ tarınız! Diyerek Murat reisin ayı kapanmıştı. ır, âtıl- aedim. en bu ©- gan ve azametli bir adaı Yerde tospağa damı hemen ge Muş gibi sevinç içinde bağırıyor lardı: «— Bu herifi asalım!. » 'Kara Mihal adanın kralı gibi yaşıyordu. O, Ve- | rülmüştür. | Tetmek lâzımdır. Bu Kadıköy Taci Enik | Tan eski mahalle muhtarı Bahriye. | | diköy Taklit tarihi Mektup satanlar Zengin oldular | ( inci sayfadan devam) Abraham Linkoln vaktinde bir avukattı. Bu zatın o zamandanberi edilebilmiş mektı Bu büyük adamız henüz alelâde bir avukat iken yazdığı mektupların Amerikada büyük bir değeri olmak tabildir. Son zamanlarda Villion bu mek- tuplardan bir çoğunun oldu- ğunu tır. Bu BT İri Zamanın hâdiselerine veyahut vak'alara müteallik bulu Mukallit bu mel bin fra, mektupların bir Rus ma ni nuyordu. elli, altmış Nihayet bu bi m cafından son derel larına göre yazıldığı hayretle Bunun gibi tarihi vesikalar durmakta mahir olanlardan Lukos isminde bir Fransızın da işmini zik am Kı tof Kolomb, Lafayet, Vaşington Bibi meşhur adamların taklit ederek şimdiye k mektup satmağa mu Yalnız bu alış veriş! a büyük bir pay | tal vermek lâzımdır. lü Kolomb me- | m rikayı keşfettiğine dair verdiği porun taklidi 75 bin dolara — satıl- | ©Y mıştır. Bundan bir müddet evvel Oskar Vayld'ın da sahet bir mektubu tılmış, fakat — sahtekâr verdiği za t çin şöyle bir söz söylemişti Bu mektup Oskar Vayld'ın el- | yazısına benzemez diyorsunuz ma, hata ediyorsunuz. Oskar bu mektubu, yazarken sar ge ni Kadıköyünde İkbali; Kotra sokağı 30 No. da mukim elyevm mahalli iİkameti mı İstanbul Belediyesi tarafından a- | leyhinize açılan cem'i ia | nuna muhalif olarak muhtarlık za- | * Manınızda tahsil ettiğiniz altmş döct| » liranın ma faiz ve m: e keme ve ücreti vekâlet tahsili h kındaki dava üzerine davetiye mahall: olmadığı cihetle bil, dilmiş ve müddet vekili ilânen teb. ligat icrasını isteyerek 20 gün mü nen tebligat ierasına ka - rar verilmiş olduğundan mahke - menize bakılmak üzere tayin edi - | ler 8/9/987 çarşamba saat 10 da Ka- | â sulh hukuk mahke - mesine gelmeniz veya tarafınızdan | musaddak vekâletname ile bir ve | kil göndermediğiniz takdirde has - | mın talebile bakkınızda giyap ka- rarı ittihaz olunacağı tebliğ maka mina kaim olmak üzere ilân olü « nur. (33899) kı lâl Mi tır iri yü Mi berl nanmayı hazırluttığı ğa muvaffak şimdi kızı İstanbuldan emin — Kat KANUNİ SÜL Yazan : Nedim Refik No. 68 e— Sultan Süleyman kızın kurta- EYMAN || rılması ve bulunz Bunu büyük meclisti riz. Başka ne gibi malı —İstanbulda Venci olan gem zedeci dikli a n yolladığı ha gim. Padişahın do- nmı: Tİ donanmanın amladığını bildiriy ir Hindli İstanbulda kaç kiş; ah olabilecekt eksi ısında bir dükkân açmış, yül k zevat ile a t cd x, Hind kumaşları, m ap ederse hediyeler de kdim ediyor. Genç kâtip mânalı bir surette gü msedi. Üstadı azâm hepsini anla- iştı. Sön derece ciddiyetle: Devam et, dedi, bu islüman olmadığını öğren ede ademın o halde nedir?. | — Kendisi ve emri altındakiler Hindistanın garip bir mezhebine tâbi| kızları her sene bun ların bükir bir mabudesi kendisi için len Bahadır Sahip isminde bir! n kızı bu mezhebin sâlikleri mâ nden kurtarmağa uğraşı a, buna dair bize ve ardır. Şimdiye ka - dığımız malümat, gelen Evet, Üst yor. "0 haldı satı dinliye nbulda Bahadır zını kaçırarak Venediklinin de bunları bir yere saklama- olmuşlardır; - Fakdt çıkararak Tâzımge'- son zamanlara y Sahibin bir Yere nakletme ektedir. Bunun Hiç bir zaman Ali Şavkat'ın ha- tını kıramı ük menfaatler temin etmeğe ça- lışır bir adam olduğunda: Yani onâ yapıl: et hiç bir zaman boş: yen - Onun İstanbulda bulunması nedikli şövalyenin Türkler farafından kaçır *— Hayır. Önce gemideki para- | ları nereye attığını öğrenelim » *— Ciyovaniyi İstanbula götüre- lim.. padişahtan bahşiş alalım. > Şövalyeyi konuğa konuşa sahile | doğru götürüyorlardı Rüstem, Ciyovaniye sordu: — Taşlara çarpan gemi bir tane midir? — Evet. bir geri ile yola çıkmış- tık amma.. bu gemi on tekneye ya sığınmak istiyordu) Kara talih bizi bir kayaya oturttur açıldı. gemi su almıya başla bütün gemiciler kendilerini deni- ze attılar, — Onlar nerede? | | | — Ya boğuldular. bir yere çıktılar. — Burtya kaç kişi gelebildiniz? — Üç kişi.. kızım, ben ve bir ge- yahut başka mici., — Kiızın nerede? | diyordunuz? üü ş rel ÖD çe dir ü aç y ıldığını duyunca silâhına sarıldı., Kızamı evlendirmeye , Şövalyenin n k seviniyordu. Murat Reis bir aralık şi valyenin yüzüne dikkâtle baktı : — Yalan söylemiyorsun, değil — Hayır. Başından bu kadar bi k felâket geçen bir adamın yâk | Jan söylemesine imkân var mıdır? Battık.. servetimiz, mücevherlerimiz mahvoldu. | bi a — Bunların denize düştüğü yeri | lmiyor musun? — Biliyorum. Fakat, neye yarar? için insan dalgıç olmalı. 5 Onları denizin dibinden çıkarmak — Sen, Türk korsanları arasın- | daki dalgıçların bu işi kolaylıkla — Haydutlar kaçırdı.. — Ya gemici?. — Onu da Kara Mihal denilen cenavar kesti. — Bu büyük gemi ile neröye gi- becerebileceğine inanıyor musun? Şövalyenin birdenbire gözleri 1- Şıldadı : Ne diyorsunuz? Servetimi de- yrabilecek misiniz? ori bize kalyonun | or. Ali Şavkat | cevherat | de Venedikli | üstadı azam kati- Vesi gittikçe artı- | yor, hayatını emniyet içinde göre- paralarımız, masile son derece meşguldü | bi olduğunu temin edi Öy en*Sultan Süleymamfi hdi donanı yacağını bile bizx | | ber verebil. n Venedikliden son erzediyir bu. müsaadenizle — Kısa bit v her şeyi anla ve bi yettir. Fakat mademki zim davamıza hizmet insenlardır. Kendilerinden son dt Tece istifade etmeliyiz. Hazinei maliyoye izafet Mitatın Kadıköyde Ri| 126 sayılı Anado ayni caddede Ahcı Re sinde: lu otelinde mükim vi nezdinde garson Muarmmer aley * hine ikame eylediği yirı gelmediğin e gıyabında muha- olundu: Davacı ver esbabn sübutiye olarak bir kıt'9 bordro ibraz et sicil No. Muammer imzasını muhtevi sü - tunda kırk beş lira on ku Ve müde kili muameleli gıyap kararının teb- ni talep etmesi üzerine muame- şıldi, leli gıyap kararıran bir ay müddet- le ilânen te r verilmiş iduğundan o gün müt zarlında rek mahkemeye de mahkemeye kabul gibi müddeinin iddiasmı ve vake ayı kabul ve ikrar etmiş addile gi- HAYDUTLARLA BİR ÇARPIŞMA« | —Ometit * Tepeden kalabalık bir insati sürüsü iniyar.. Murat Rois şö | gemiye götürdü. | — Rüstem ve adamissı, kadar, sahilde kaldıla Tepeden inen k ağın dutlardan ibaret olduğu anlaşılmış” tı. Yerlilerden biri : — Kara Mihal geliyor... G zü yine kızıllaştı. Kan dökü Diye mırıldandı. Kara Mihala gövalyenin mağa - Tadan çıkarıldığını haber vermiş" lerdi. Bu azılı haydudun adadâ yirmiye yakın adamı vardı. Bu adamların hepsi de dağlarda yaşamıya alışmış vurucu haydut - * lardı. Venedikliler bu adayı birkaç ke” re işgal edip tekrar bırakmışları Adanın iki yüzü geçmeyen yerlisi balıkcılkla geçinirdi s Adanın küçük bir limanı vardi “Korsanlar Akdenizde - sikişincdâ ve yolları bu tarafa düşünce bu İ mana uğrayarak batınırlardı. ada) nın krali alyeyi çarçabuk etmiş kişi hay * ecek. r onun hesabına ç: Oduncular dağdan onun evine odur veserler.. Buğc onun kışlık şarabını yâ2” dan hazırlarlardı. — (Devama ga P |