4- SONTELGRAF — 7 Mayıs 1937 Pariste halefselef iki — İngiliz Büyük Elçisi ' Sir Corc Klerk Sir Erik Fibs Paristeki veni Ingiliz sefiri birçok hatıralarlada Fransaya bağlı bir diplomattır | — HIKAYEZİİ nin taleplerini bertaraf etmek, Fransız hükümetini teskin etmek, sabır ve temkin tavsiyelerinde bu- Tunmak ve Feansanın İngiltere hü- kümetinin ayağına dolaşmamasını temin etmek.. bu kadar vazifeler de, bu vazifeleri üzerine almış o- lanları çabuk yoruyor. e 1934 te Parise tayin edilmiş o - lan Sir Core Klerk vazifesine baş lar başlamaz, iki memleket ara - Hit- diği bütün şiddete rağ: men, Fransız - İngiliz ittifakı ye niden kurulmuş bulunuyordu. O - nun İç rk r Core Klerk bir ittifak tanınmıştı. Ha rı elçilik Tek gözlüğü- diselerin söeyri- gönderilmi ındi t iyi göre Temir sefaret nün arka: ni ga 1914 senesi Sir Corç Klerk ve Sir Erib Fibs | âradaki Fransız kümelinin yeni Pa - | Mensup bir zat, bir gün İngiliz Erik Fibs bir müd - | fitiye Nezaretine gitmişti. Orada | Sir Core Klerkle karşılaştı. Klerk ” | daha o zaman Hariciye Nezaretine mensüp alelâde bir kâtipti. Alıraı lerdi. bir diplomattı. » Lon- esine İng ris sefiri dettenberi va aktadır. 1 İngilterenin Fakat İngilter dare etm nası Sent Önore mahallesindedir. bina P manir' Barges istn bir. ka 1815 de İn- fından satın Bu tarih yapmış içinde Fransa- ş bulunmak- lar 41 sene k dört sefir Bunlardan Pol $i 22 sene sür « müştür. Bir Fransız ka bak lerinin gördükleri i kadar ç bu k mu fark suale de şöyle bir cevap veriyor! —Landradaki Fransız elçilerinin vazifesi İngiliz hükümetinin Av » | rupa toprağına karşı alâkasını celp we tahrik etmektedir. Paristeki İn- Büyük Harpte Türk Bahriyelileri Nasıl döğüştüler Yazan: Zeki Cemal | yerinden yara alan gemiye müthiş su girdiği için batmıya möcbur kal- mıştı. Hamidiye de bu fırsattan istifade ederek Karadenizde açılıp gitmek, Tefrika No. 37 Bunu gören düşman büs şüphelendi.: Filvaki bu İtalyan misi düşmanların da telsizle forxul:mna bize yermşi & Ruslar bur Onlar bu: Nitekim bunda müuvâffak 4 bir kurnazlık oldu- | yördü. ğunu zantetmişler ekim biraz | oldu. Dakikalar ilerledikçe battnak Di dünte kor olrdaiğdir sonra silâhsız bul! ve bitaraf | “üzere olan gemiden uzaklaştı ve ni- | ., er LN a da | bir devlete ait olan Marya Roza ge- | hayet Rusların ateşinden uzak bir | biraz hasar g tür, Büyük bir| misi üzerine Rus Mermileri yağ- | yere kadar atladı.. Ancak Rus muh- | tehlike Hamidiye tel- a başladı. ripleri Hamidiyenin peşine düş - | sizle buldu ve vak'- - Alaş.. müş birer fino gibi idiler. anlattı. Biraz sonra — Ateş. Hiç bir şeyden korkmadan, yıl 'Türk gemisi birleşmek üze- Yarım saat kadar Marya Roza- min üzerine yapılan ateş gemiyi fe- ci vaziyete sokmuş. Nihayet bir kaç madan Hamidiyenin üzerine atılı- lardı. | yapmak suretile düşman hududundan ayrıitmak isti- yor ve ateş yağdırmıya uğraşıyor- | Fransızlar Sir Erik Fibsin Paris Elçiliğine tayin edilmiş olmasından pek memnundurlar reddüt geçiriyordu. — Genç diplo - mat o zaman şu sözü söylemişti: — Acabadıha uzun müddet mem- leketim hesabına kızarıp düracak mıyım? Son sene içinde. Avrupa işleri vehametini arturınca, İngiliz dip- lamatının o kadar çok sevdiği -Ho- ke'yi bir tarafa bırakarak, yazı masasına daha sıkı bağlı kaldığı görülmüştü. Her elçinin vazifesinde, zevcele- rinin de mühim rol oynadıklarına şüphe yiktur. Ledi Klerk - bir bestekâr ve ressamdır. — Hattâ bu mühterem kadının, bazı hasti arı iyi edici miknati: olduğu söylen Pragda iken h bir layca uyutmıya affak olmuştu. Fakat kadın - ğirı da nasılsa o halile uykuda ıp gitmişti. Kadını uyandı- rabilmek için Ledi Klerk'in bu - kad | bir kudreti ı j lunabileceği küvvetle tahmin edi- len şehrin bütün sinemaları araş- tırılmıştı. e Yeni sefir Erik Fibs'in de selefinin giriştiği yolda Fransız - İngiliz an- laşmasını kuvvetlendireceğine şüp- he edilemez. Pariste resmi bir vazife ile çalış- mış bulunuyordu. O zaman da Mil- letler Cemiyetine, Avrupanın tes- kin edilebileceğine, Almanya ile uyuşulabileceğine inanıyordu. iyanada sefarethanedeki va « zifesinden, Hitler'in daha ikti mevkiine geçtiği zamadan az ev- vel Berlin elçiliğine tayin edil « mişti. Bugün Dük ve Düşes Bru Devamı 6 ı0i sayfada On sene evvel de | — Hoş geldin Reha!., - Hoş bulduk ağabey Sarıldılar.. öpüştüler lar... koklaştı - — Öyle göreceğim geldi ki, Re- | ha.. tahmin edemezsin. — Benim de öyle ağabey... — Bu gece hendesin.. değil mi? — Yok.. gidip anne: * — Olmaz.. dünyada bı Bir otomobile at e- başladı ndığımı sana yazdım- dı amma, tabil uzun boylu anlata- madımdı. Bir yengen - var Re terbiye.. nezaket.. zaraf güzellik.. iffet.. ismet.. bayılue sın.. r günü size | günü size gelirim.. Tirajey gideriz.. olmaz mı?. de iyi bir sürpriz olu Bu, Tiraje için Çünkü, Ti- setmedimdi. Beni kimsesiz, ) yalnız zannediyor. Anneme de Ti- Onun için rajeden bahsetmedimdi. de bir sürpriz olacak. yengeni gör. beğenecek m kalım Reha.. evde dadısı Nazikter cici annesine gitmişlerdi Gök. nden der yor; uzaktan uzaktan, şimşekler şerrareleşiyordn. Biraz sonra, gök idetli gürlemiye, âdeta aşladı. Hava, karar- aktan boşanırca - fnak geldi... Yolcular ka- saçak, cumba, şahniş gınıyorlardı. am- sına bir $ ıyor anlar a: kişile taştan t karpinleri: rek kö mden, senden hiç bah- | pa - | | tekrar kö di ki... Kız, koştu.. koştük © kapısı önüne geldi. Curabanil w na sığındı. Reha, pencereyi açtı. Bu b”"t: lâde kızı, pencere karak, # va başladı... BURU gsüml” ve dolgun kalça a hultutu, daha göğs sırtını a dayadı pişin olarak ma gâra tâl murdan kendini kc du. ktar, daha vâzıl açtı, genç kizi — Islanıyorsun iç tarafına geçinciye kadar, Teşekkür ederim.. Ş an göz göze geldiler. de bir nuk:ııvlmıh! yıc sabahı kadlf Ü bir bakışı, BifTğğ ri vardı kin, ılı zlet simasının Genç kız Ki (Devamı 6 ınci sasl?” 2 Mayıs Çarşamba günü İ MÜNİR NUREDDİ İN m sonü in mevi Karınca, kaderince. müuhriplerin attığı 7.5 luk mermi - ler de az tesirsiz değildi. Hamidiye | bunlara ehemmiyet vermiyor - ve ateşlerini de cevapsız bırakmıyor- du,. amma.. İşte bu vasikalarda torpido muh- riplerinden birisinden atılan mer- mi öyle bir gürültü ile Hamidiye - nin üzerinde patladı ki.. Düşman (İsabet) olduğunu gördüğü için memnun, sanki bayram yapıyor ve bunu da hep birden yaylım ateşi ispat . ediyordu. Filhakika isabet vardı. Bir mermi Hamidiyenin sancak kıç omuzluğundan girerek İskele - den çıkmıştı. e rotalarını değiştirdiler, | Ve Karadenizin şarkı şimalisin- de birleştiler. Bu birleşme çok he- Midilli bütün Kara- amış, fakat Ha - ilç anlı oldu.. | düşmanlarla karşılaşmamıştı. Şıır< di kardeş gemi ile mülâki oluyor - du.. Türk sancakları - Karadenizin koyu renkleri arasında akisler ya- parak birbirine yaklaştı.. Ve ber iki gemiden birden yük- selen sesler engin ufuklarda akis- ler yaptı.. — Şa şa şa — Hurra hurra hurra.. Midilli İstanbuldan - aldığı emri Hamidiyeye tebliğ etti. Her iki ge- mi de şark sahillerine doğru yol al- dılar. Gelen emirde şu vardı: Novorosiski ve Kırım - sahilleri önünde dolaşarak düşmanın nak - liye gemilerinin yollarını kesmek., İki Türk si koyu siyah du- manlar salıvererek - Novrosiskiye ilerlediler.. Uzaktan liman görünü- yordu.. güzel manzara karşısında birden - bire heyecanlandılar.. Daha geçen ay bu şehri kızıl ka- Midillinin kahramanları bu | mışlar ve ateşler içinde yak- mışlardı.. Fakat korkmayın.. bu sefer.. şeh- re girmek istemiyorlar.. Buradan Kırım sahillerine doğ- ru rota verdiler.. aradıkları yoktu.. Kânunusani 6.. Gece yarısı.. Midillideyiz.. Novo- rosiskiden beri gelen Hamidiye ve Midilli gece yarısı birdenbire düş- manı yakaladılar.. Midillinin kor- vet kaptanı bunu anlatıyor: İki gün, iki gecedir Karadenizde Hamidiye kardeşle birlikte dölaşı; duruyoruz, Bu sefor kismet yok.. Halbuki, bir Yavuz ağabeyimi - zin intikamını çıkmıştı. — Nove Kırım sahillerini bir baştan bir ba- şa katettik.. biraz daha heyecan - almak üzere yola osiskiyi dolaştık, lansak Azak denizine kadar girece- ğiz. Toapseyi.. Feodasyayı uzaktan ük.. Nihayet döne dolaşa Yal- nlerine geldik. Yalta.. Rus Çarlığının büyük zev- ku safa şehri.. Burası da hiç olmaz- sa topa tutulmaz mı? üşmek Af ıyoruz mertçe boy - öl. olan düşmana s: — İleri, daima ileri... € yine ner tarafı kaplad” iç radenizin engin ufukların” ( et bir düşman ümidi yok- b de epeyce açıktayız.. UZ fif bir fener ışığı arada Stf ai lıyarak karanlığın derin _w,.y Şarçalıyor.. Biz yine VÜN Hiç bir tarafta ses yak- Birdenbire çanaklıktaki ’d_, den ve vardiyadaki p»" ber yayıldı.. — Karanlıklar arasındâ ler dolaşıyor.. — Olamaz.. — İşte, i,ııll—“'p Bir kaç dakika sonra Ü iyı v" muazzam projektörünü ya iyeli bizim riçin ne kadar eh yi vaziyet ise düşman iŞİP belâlı hareket.. (Dctw ç