ınhimıu idaresinin bu seneki | varidatı geçen seneye nisbetle | Mühim mikdarda artmıştır. Bütün inhisar maddelerinde, bu arada Müskirat satışlarında fazlalı kvar- dür. 936 haziranından kânunusari sonuna kadar 7 ay içinde İnhisar Varidatı umumi olarak 34.987.000 Tiradır. Bunun 5.630.000 lirası müs- kirat satışlarındandır. 935 senesi ayni ayları içindeki İnhisarlar vas' Tidatı ise 33.143.000 Hiradır. Bu se- neki varidat 1,844.000 lira daha faz- Bu sene varidatın artmasında Muhtelif içki fiatlarında yapılan tenzilâtlar sebep olmuştur. Geçen Bene şarap ve likör fiatlarında ya- Pilan ucuzlamalar bu içkilerin sa- Günün meselesi: ürkiyede, bir yılda 10 milyon liralık içki içiliyor İnhisar idaresinin varidatı artıyor İçki fiyatlarının ucuzlatılması, sarfiyatı çoğalttı; memlekette şarap ve likör de taammüm etmiye başladı. fışını ve varidatımı çok artırmış - | dalık vardır. tır. Hazırlanan İstatistiklere göre 935 ve 036 seneleri haziranlarım - dan başlamak üzere ilk yedi aylık içki satışları mukayeseli olarak söy ledir: Rakı 1935 senesinde 1.362000 liralık 772000 litre, 936 senesinde ise 1,579.000 liralık B82.000 litre sa- tılmıştır. Arada 936 senesi Jehine olarak 100 Jitre fazlalık *ardır. Bun- dâan başka şarap satışlarındaki faz- lalık daha mühimdir. 935 senesin - de 75.000 liralık 140.000 litre satı- lan şaraplar 936 senesinde 153.000 liralık 279.000 litre satılmıştır. A- radaki fark yüzde yüz risbetinde fazladır. Bunlardan başka kanyak satışlarında da 13000 liralık bir Taz- İnci, Elmas parçası, Ege altını, Sakarya.. Üzümlerimiz bu gibi isimlerle dış memleketlere satılacak ehrimizde üzüm ihracat ve ti- | fik istasyonlar tesisi kabul edil - Caretile uğraşan bazı tacirler, Tariş Üzüm kurumu ile temas et mek üzere İzmire gitmişlerdir. Bu meyanda Ankaradan şehrimize ge- len İzmir Ticaret Odası Umum! Kâtibi Mehmet Ali de İzmire git- miştir, Aldığımız malümata göre, mem- leketimizin başlıca mahsullerin - den ve ticaret maddelerinden olan Üzüm riraat ve ihracatının inkişafı için Ankarada verilen son karar - larm tatbikma geçilmiştir. Bu meyanda ilk defa bu sene şehrimizden ve İzmirden Merkezi Avrupa memleketlerine ve Mıs.ca Yâaş üzüm sevki için bazı ecnebi Vapur acentelerile müzakereye gi- Tişilmiş ve bu maksatla Manisa ve İzmirde Tariş kurumunca İrigori: miştir. Bir yıl sonra Türk şilepleri ile sevkiyat yapılacaktır. Bütün üzümcüler, yıllık Tekol - temizin 100 bin tona çıkarılması için gayret etmektedirler Halen mahsulleri biribirinden | tefrik için kutulara konulan karı - şık isimler değiştirilecektir. Bun- dân sonra üzümlerimize; cins ve nefasetlerine göre — (inci), (olmas parçası), (Ege altını), (Sakarya) gibi ulusal isimler verilecektir. Alıcı Avrupa piyasalarını şaşırt. | mamak için meycut isimler bu yıl da ipka edilecektir. ( Üzüm ihracatı, devlelin - daimi nezaret ve kontrolü altında yapıla- cağından taşlı, topraklı ve ıslatıl « mış üzümler borsalara kabul edil- miyecektir. (Bttt ntafadn bautimamaıenmunınazannaaayaaNızzaeN DN NANılANNaANN Na Sulak yerlerde | Pirinç ekimi Artırılacak Memleket pirinç sarti- Yatını kendimiz temnin edecöğiz Ziraat Vekâleti memleketimizde Pirinç zer'iyatının arttırılması işin | Yeni ve mühim kararlar almışlır, Bu cümleden olarak bir çok mınta- kalarda böşuboşuna akıp giden u- istifade edilerek buralarda ebi roman: 23 pirinç ekimi yapılması kararlaştı- rılmıştır. Bunun için muhtelif vilâyetlere bir tamim gönderilerek çeltik eki- Jebilecek bu gibi sulak yerlerin tes- bit ve hudutlarının — işaretlenmesi bildirilmiş, ayrıca bu gibi arazinin bir de krokilerinin gönderilmesi istenmiştir. Bu suretle yeniden bir çok yer kazanılacağı ve bilhassa yalnız Ge- | dis, Torbalı, Değirmendere, Mene- men havalisinde binlerce dönüm pirinç yetiştirilebilecek arazi bu- lunacağı kuvvetle tahmin edilmek- tedir. Sen de seveceksin! ö ”î;m Sey yök güzelim, Merkez | Kumandanlığından bir inzibat ne- | Seri beni arıyormuş! Dedi. Yine kadehini kaldırdı: K Haydi Feridun içelim! 'akat, Firdeysin kalbi birden alTuluyor, bir taş çekisi sarıki bire Onün kafa tasına yıkılıyordu. K A amma sıkıldim. gelerşi Beniş bir nefes aldı. Bir Pirg Sin düygüsü onu sıkıyordu. 'VSe baktıkça Lütfiye de sı « 'Ya başladı: ©, NS var ki, acaba abla? N Sorarken inzibat neferi :'“:eıaı. elindeki zarfı Nihada u- îh“ Zarfa baktı. Üzerinde: Gayet acele ve mahremdir., vardı. Nihat: Gece B Etem İzzet Benice Diye söylenerek zarfı açtı, (lk satırları okuyunca rengi attı, yü- | zü buruştu, gözlerideki 1şık bir an | —— nn a D ben” gana'ablâ söndü, yandı, dudaklarından gay- ri ihtiyar: — Gidiyoruz. Lâfı çıktı! Feridun: — Ne oldu? Firdevs: — Nereye? Lütfiye: — Ne imiş? Derlerken Nihat birden vazife » sini almış, onların icaplarına uy - muş bir tavurla ve,. hiç içmemiş bir asker iradesi ile hemen zarlı Imzaladı, askere verdi; Al oğlum.. ve.. ötekilere de döndü: — Şamı bana bağışlamadılardı ya, cepheye gidiyorum.. | | örler ile muhtelif da mühim mik - Kânunusani $o - içkilerin satış tafgla ârtmıştır. mundan bugüne kadar yapılan mü: tefertik iştatistik mmn evvelki ser ha çok arttığını mektedir. Bühassa şarap ve rakı satışları müt-)' hiş surette fazlalaşmaktadır. Bu listelere göre içki içenlerin de git- tikçe arttığı anlaşılmaktadır, Yedi ayda (5.630.000) Nra içki - den varidat temin edildiğine göre, || bir senede aşağı yukarı on milyon || dra kadar bir varidat temin edili- içki sa Nisbetle yor demektir. Ay hesabile ise orta bir hesapla Türkiyede 800 bin lira içkiye verilmektedir. —— ei Kağıt fabrikası Tezyini eserler Satın alacak Çini fabrik | modeller alıyor Gelecek ders yılından itibaren, Güzel Sanatler Akademisinde tez. yini Sanatler Şubesindeki talebe- | lerin yaptığı muva! da bazı lak eserler sazın alınacak ve hunlar bazi fabrikala- rımızın istihsalâtı üzerinde tat - | bik edilecektir. Kâğıt üzerine ya- | prlan tezyinat modelleri İzmit Ka, | ğit Fabrikası imalâtında kullanıla.. | cak ve fabrikanın çıkaracağı kiğıte larda tatbik edilecektir Çini tezyinatı üzerindeki muvai- fak eserlerden de Kütahya Çini Fabrikasının imalâtında — istifade edilecektir. — Yapılan - tetkiklerde mektepte vücüade getizilen tezyini eserletin içinde çok kıymetlileri | Akşııı; Kız San’at Mektebinin Teberrüü Beyoğlu akşam Kız Sanat Mek- tebi talebeleri vücude getirdik - leri elişlerini Tayyare Cemiyetine teberrü etmişlerdir. Beyoğlu Tayyare Cemiyeti şu - besi, talebelerin bu tebetrüünü pa- raya tahvil etmek için büyük bir eşya piyangosu tertip otmiştir. Bu eşya piyangosunun — içinde, Ankara Elişleri sergisinde Atatürk mükâfatını ve birincilikler kazan- TMıiş antika gümüş işlemeli 24 kişi- lik yemek takımları gibi çok kıy- mettar eşyalar bulunmaktadır. | lâve etti: — Hemen gitmek meeburiyetin- | deyim. Zarlı aldıktan iki saat son- rTa hareket etmem bildiriliyor.. Firdevs bu sözleri işitir işitmez beyninden vurulmuşa döndü, a - yakta tek kelime söylemeden dim | diklli kaldı. Lütfiyenin birden göz- leri yaşlandı: | düğün benim neyime, İşte burada da çilem beni kıskandı! Diye küngür hüngür ağlamıya | başladı. Ve.. bu haber birden bil- tün ovin içinde yayıldı. Herkes Ni- hadın etrafında bir hlka gibi çev- | rildi. Soruyorlardı: — Nereye gönderiyorlar? Nihat, aldığı emir şahsi ve gizli olduğu için bir şey söylemiyı dece: d — Cepheye... Diyordu. Feridun sördu: — Niçin emir merkez 'kuman « danlığından geliyor?., ı — Coma? paşa doğrudan doğru- ya eririmi merkez kumandanliğı - Ba- Ü aamenenra nnn ni ideniin masynin eimne Son günlerde durgüti ve hareket- | &iz geçen zeytinyağı piyasası Bir - denbire canlanmıştır. Buna sebep, muhtelif hariç memleketlerindea sipariş gelmesidir. Bu me - nda İspanyadaki harp dolayısile zeytinyağı ihliyacını oradan temİn edemiyen Fransızların dış pıvasa- lardan ve bilhassa memleketimiz - den mühim mikdarda zeytinyağı is- tedikleri Paristen Türkofis i miz şubesine bilcirilmiştir. Ayrıca Brendizle ve Boenos Ay- resteki Dazi — ithalât evler! de fozla miktarda zeytinyağı almak için ihracatçılarımıza müracaat et- mişlerdir. Bu haber üzerine fiatlar. da mahsüs bir yükselme başlamış- tır. Bir hafta evvel toptan 66 ku « ruşa ölan en â!â cins Ayvslik-67 kuruşa çıkmış ve (59) a alınan ye- meklik cins de 61 e yükselmiştir. Diğer taraftan fiatların yüksetme- Üç Umumi Müfettiş Teftişgı_geldi : Mektepler ve muallim« ler teftiş ediliyor Maarif Vekâleti umumij müfet « tişlerinden üç kişi Ankaradan şeh- Timize gelmiş ve İstanbul mektep. lerini esaslı bir şekilde teftiş et « miye başlamışlardır. Bu sene kı- dem zammı alması icabeden mu « allimler teftiş görmektedirler, Şehrimizdeki cenebi ve akalli- yet mektepleri türkçe muallimleri de bu müfettisler tarafından teftiş edilmektedir. Vekâlet, bu mektep- lerdeki türkçe ve kültür muallim- Jerinin vaziyetlerini tetkik ettikten sonra, bunların, uzun seneler, istik- balden. terfiden ve kıdem zam - mından mahrum bir halde külışla- rının sona erdirilmesi için bazı tedbirler alacağı ümit edilmekte - dir. Zımbalı defter meselasi Devlet Matbaası Direktörlüğün- den dün şu mektubu aldık: “Gazetenizin 20 mart 1937 ta. | rihli nüshasının birinci saylasındaki (Zımbalı delterler) başlıklı yazıda (Devlet Matbaası memurlarından iki kişinin bu işle alâkası olup ol Madığı araştırılmaktadır) deniyor. Emniyet Direktörlüğü işi incele- dikten ve lânmgelen tahkikalı ikmal — eyledikten sonre Devlet Basımevinin, memurlarının - ve işçie lerinin bu kâğıt ve defler mesele. sile bir güna alâkası olmadığını teşbit eylemi, 'dir.,, Mekteplerde yoklama- lar başladı Lise ve orta mekteplerde ikinci hususi yazılı yoklamalar başlamış- fır. Yoklamalar, bu ayın sonunda nihayete erecektir. _Ru seneki yoklamaların, geçen yıllara nazaran, daha iyi 'ermekte olduğu anla Nihat bu sorguya da ce - Vap verdi ve karısına: —- İstersen sen kal burada eğ - Ten karıcığım. Ben eve gider, va- lizimi alır, hemeh yola çıkarım.. işitmez Firdevs de kendisini tuta - Madı, Lütfiye gibi kalıla katıla ağ- lartıya başladı. Bu ağlayışlar kar- Sisında düğün evini bir yels kap- Tamış, bütün zabitler düşünme: başlamışlardı. Salih efendi çırpı - myor, Lütfiyeyi, Firdevsi sustur maya çalışıyor: — Canim askerlik bu. Bir daki- ka sönrü bepimizin ne olacağı bel- li mi?. Simdi buradayız, beş daki- ka sonra silâh başında ve ateş kar- sınız, dayanıklı olacaksınız.. Diye dilinin ucuna ne - gelirse söylüyordu. Lütfiye ağlamaktan kâtılıyordu; — Bunların hiç birisi değil, hiç birisi. Benim çilem, benim çilem!. Ve yanaklarından yaş sıza Bızâ na vermiş de onun için.. ) söyleniyordu: ÜLüR e * e Dedi, ayağa kalktı. Bu sözleri işitir fısında olabiliriz. Siz zabit karısı- .ZEYTİNYAĞI PAHALI ' Yağfiyatlarının daha yük-. [ seleceği tahmin ediliyor Hariç memleketler,bizden zeytin |yağı istediler, stok fazla değil | si bakkallarla balıkçıların ve zer- zevâtçıların şikâyetini mucip ol - maktadır. Bakkallar; fiatlurın gittikçe selişi dolayısile zeytinyağı satı: geçen yıllara nazaran yarı yarıya azaldığını söylemektedirler. Filhakika bu yıl zeytinyağı fi- atları pek yüksektir. Geçen sene mart âyı içinde toptat 27 kuruşa alman yemeklik yağlar bu sene ayni ayda iki mislinden fazla yük- selmiş-we 61 kuruşa çıkmıştır. Bu toptan #lattır. Bakkallar ve pera - kendecilerde ise fiat 65 ten fazla, 1 hattğ 70 kuruştur. Zeylinyağı (l i racatçıları mevcut stokun — azlı; yüzünden hariç piyasalardan ya- pılacak siparişler artarsa fiatların daha yükseleceğini — söylemekte, perakende flatların 75, hattü B0 xu» rTuşa kadar çıkacağını tahmin et » mektedirler, İlllve sonbahart da kazalar Artıyormuş — | Son üç ayda nekadar kaza oldu?. Son üç ay içinde İstanbulda ve- stiti nakliye kazası çok olmuştur. Yapılan istatistikler neticesinde ilk ve sonbahar mevsimlerinin vesa - iti nakliye için bir kaza mevsimi olduğu anlaşılmıştır. Tuhaf bir te- sadüf eseri, mart ayının pazar gün- lerinde hiç bir kaza olmamıştır. Vukua gelen kazaların daha zi- yade motörlü vasıtalarla ileri gel- diği görülmektedir. Yapılan keşif- lere göre, şoförleri kazaya sevke « den sebeplerden en başlıcası, İs « tanbul yollarının bilhassa Sirkeci, Eminönü, Karaköy, Şişhane Yoku- şu ve Harbiye gibi yerlerin kesif seler vasıtalarının hep birden say- rine müsâit olmayışından ileri gel- mektedir, Buralarda vukubulan ka- zarlarda şoföclerin, seyrüsefer tali- matnâamesine mugayir, tramvayın solundan geçtikleri ve süratle ha- reket ettikleri tesbit edilmiştir. En ziyade otomobillerin yolcu - lara çarpatak yaptıkları kazmar, büyük bir yekün teşkil etmekledir. Tramvay kazaları, ötomobil ka- zalarından yüzde seksen &2 vukü- bulmaktadır. | — Birinci kânunda 6, ikinci kânun- | da 7, şubatta 8 ve mart ayı içinde | 6 teamvay kazası vukubulmuştur. Beyoğlunda kontu- ratsız kiracılar çok Yapılan tetkiklerde, geçen sene, Beyoğlundaki ev ve apartımanlar- da oturan kiracılardan yüzde elli- sinin konturatsız olduğa anlaşıl - mışti. Bu sene yeni bazı tedbirler | alınmış, kontrol şiddetlendirilmiş- Hiddet yüzünden tir. Bu yıl konturatsız kiracılar he- men hemen yüzde beşe inmişti: — Bana bu geceyi de çok gördü. || İçlerinde en şenl Nejattı: — Bre ne var ağlanacak, sızla « nacak. İnsanlar için bir saniyenin bile tadını kaybetmemek lâzım. — | Diyar ve: İ — Madem ki insanlar bir sani « ye içinde Glebiliyorlar, saniyevim yaşama değerini bilelim... Diye kendisine göre tesellinin İ ve yaşama bağının felselesini ya- piyordu. Binbaşı Şevki: — Biz de şaka değil, Çanakkale - den buraya geldik. Bu iş para ile değil sıza ile, Siz uzun zamandır buradasınız, çıkın dolaşın bakalım | şöyle bir... Diyor, anlara — cesaret çalışıyordu. Nihat: — Üzülecek bir şey yok. Hepi - mizin beklediğimiz şeydi bu. Yal- mız bu geceye rastgelmesi çan sık- ti birazıcık... İ Dedi ve.. karısına ilâve etli: — Heydi biz.gidelim de, âlem devam etsin.. vermiye ( Iğgamı Halk Filozofu diyor. ki.:. harp olur mu? Gayet garip süal değil mi? Hid- det yüzünden harp! Halbuki bizim gazetelerimiz bunu ciddi ciddi yı zıyorlar, İtalya Avrupayı karıştır- miş, İspanyaya iki kolorduluk bic askerl kuüvvet gönderiyormuş İn- giltore ve Fransa da buna kızmiş. lar! Aşağı yukarı, yalnız bizim gazo- telerimizde değil, hemen n din yada da uyanan hava böyledi: Hemen bütün dünya gazeteleri- ne göre, olan bitenler her hangi bit devleti kızdıracak, emri vaki halinde bir harp patlıyacak, diye korkuluyor! İyi amma, devletler de hiddet e- derler mi? Bazı insanlar, (ulühi - yet), (âevlet) gibi cemiyet mof - humlarım, birer (ferd), gibi, ken- disi gibi düşünürler. Onları da tpk kı bir fert gibi, tek tek bir adam gibi kızar, hiddetlenir, yakar, yı - kar diye vehmederler. Halbuki devletlerin hiddet etmesi ve hid - dot yüzünden tıpkı bir fert gibi tamiri kabil olmıyacak felâketlere yürümesi çocukça bir düşünüş ©- lur! Evet, devletlerin izzeti nefis - lerine ağır gelecek hâdiseler var « dır, yok değil. Fakat harp, bilhas- sa bütün devletlerin boğazlarına kâ. dar silâhlanmış olduğu ve bir har- bin derhal bir cihan harbine dö- nüvereceği muhakkak olan bir - sırda, hiddetlenerek harp açılması imkânsızdır. Devletlerin izzeti ne- fislerine en ağır darbeleri dahi -e iğer bir devlet evvelce harp etmeyi hesap edip kararlaştırmamışsa- ta- Mir edecek yollar daima vardır, Onun için: Mutlak surette bilmemiz lâzım gelen bir hakikat vardır: Bu asır- da hiddetlendiği için harp açacak bir devlet olamaz, Eğer bir devlet bir harp açıyor- sa, plânları daha evvelden uzun zaman hazırlanmış, hesap edilndz- tir. İşte asıl korkulacak şey de bu - duür: Avrupada bunu yapmış bir dev- let var mı? Dünyanın şüpheleri de bunu â- rıyor, Halk Filozotu Üniversite Rektörü Ankaraya gitti İstanbul — Üniversitesi — rektörü Cemil, Üniversite bütçesi ve Hukuk Fakültesi işleri etralında Vekâletle temaslarda bulunmak üzere Anka. râya gitmiştir. Rektör Ankaradan dönüşte İze mire giderek iki konferans verecek, nisanın haftasında İstanbula döne. cektir. Birimizin derdi Hepimizin derdi Seyyah ve kübik dükkânlar Dün İstanbula seyyah geldi. yüzlerce yabancı İnsan şehri ge- ziyordu. Bunlardan bir kısmına, Kapalıçarşıyı — gezerlerken - rast geldik. Konuştukları lisanı bi'en bir arkadaşımızla beraberdik, Kapalı çarşıyı bayran - hayrı seyreden bu yabancı insanların, €n çok hayretlerini mucip olan nokta şu idi: Çarşıda sıralanmış küçük ma« nifatura, kunduracı dükkânlarıne dan bir. kısmı, kübik vitrin ve kapılarla, bu dokur içinde garip bir manzara arzediyordu. Sey- yahlar bu mevzu üzerinde uzun boylu koauştular, Hw'âsai kelâm mes'ele şudur : Kapalıçarşı, tamamile bir şark pazarıdır. Esasen seyyahlar da burasını, » onun için geziyorlar, Kübik dükkân görmek için de- gil. Çünkü, kübik dükkânı, dekoran, tezyinalın İyisi Onların memleketlerinde bol bol vardır. İstanbulu im ar ederken, müs- takbel plânını çizerken, böyle eski eserleri, nazarı dikkate al. | mak — zararidir. Meselâ Kapalı. çarşı, bizce, olduğu gibi muha. faza edilmelidir. Bu çarşıda mo- dern dükkân açmak, gülünç olur, Seyyah celbetmeğe çalışırken böyle küçük görünen Hokcalar ihmal edilmemelidir. Seyyah me. selesi ııeııl?ıkıuı umumt derdi